5 nci ay 5 dağ 5 gün projem için en iyi mevsim ve ay mayıs ayı ve ben buna 8 mayısta başladım ama olumsuz hava koşulları nedeniyle Yamanlar Dağı (1076) ve Spil Dağlarını ( 1517 ) yapıp turu yarım bırakmıştım, artık bu yıl için geçti derken birden kafam esti ve ani karar ile devam etmeye karar verdim.
Benim sağım solum da belli olmaz, üstelik bu sefer tek başıma çıkacağım. Şimdi hedefim Mahmut Dağı ( 1387), Nif Dağı ( 1510 ) ve
Tırazlı Dağı ( 850 ),bu üç dağı aşacağım ve projemi 2 etapta da olsa yapmanın hazzını yaşayacağım. Üç dağ da ilk defa girmeyi düşündüğüm bölümler var,bu yolları denemenin tam zamanı…..
5 dağ 5 gün turu kaldığı yerden devam ediyor.
1 NCİ GÜN 22 MAYIS 2014 İZMİR-BORNOVA-KEMALPAŞA-YUKARIKIZILCA-MAHMUT DAĞI-NAZARKÖY:
Günlerden 22 Mayıs 2014 ben yola çıkmaya hazırım ama önce lastikleri değiştirmem gerek.Sağlam tur sağlam lastikle olur….
Bir iki gün önce Yamanlar Dağından arkadaşlarla Emiralem’ e iniş yaparken arka lastik balon yapmıştı,fazla darbeye maruz kaldı demek ki!!! Sabah erkenden Selim ustaya uğrayıp hemen lastikleri değiştirdim.Sağını solunu da kontrol ettik bisikletimin.
Kavaklıdere Köyüne kadar geldim,
orada kısa bir mola verdikten sonra güzelliğe daldım.
Hiç Belkahve’ ye ve Kemalpaşa organizeye girmeden cola cola fabrikasının
arkasından Kemalpaşa yoluna çıkıyorsun.
Bir tarafta kokulu fabrikalar ve trafik, bir tarafta huzur,siz hangisini seçerdiniz?
Kemalpaşa’da az bir şeyler atıştırdıktan sonra Mahmut Dağı çıkışının başlayacağı Yukarıkızılca’ ya doğru gidiyorum,Yukarıkızılca Köyü Mahmut dağına çıkış noktam olacak. Yukarıkızılca eski İzmir-Turgutlu yolundan 4 km içeride, çıkışa buradan başlayacağım.
Yukarıkızılca Köyünde biraz takviye ve moladan sonra
yeşillikler ve kiraz bahçelerinin arasından Mahmut Dağına tırmanmaya başlıyorum,ilk 4 km çok tatlı, dağa paralel yaklaşıyorum,bu tatlılık biraz sonra acıya dönüşecek biliyorum,
çünkü buradan bir kaç defa inişim var,çıkışım ilk olacak.
Ortadaki yükselti Mahmut Dağı zirve,sol yan ise ikiz tepeler.
Mahmut Dağı yolunda kirazlar.
Akkaya……
Hep uzağından geçiyorduk,şimdi yakınına gideceğim.
İlk hedef burası olacak,buradan küçük görünüyor değil mi?
Akkaya’ nın hemen üstünde yangın havuzu var o yolu kullanacağım,
bu yolu ilk defa kullanacağım.Genellikle paralelindeki yoldan iniş yapıyordum,
bu tur ilklere tanık olacak….
Ovaya bir bakış ve uzaklarda Spil dağı.
Aşağılardan küçük görünen Akkaya’ dayım,
pekte küçük değilmiş bayağı çıktım ve ancak aynı hizadayız,
aşağısı Yukarıkızılca köyü.İlk defa kullandığım bu yol gerçekten çok zorluydu,
biz paralel yolu hırpalayıcı derdik ama bu ondan da hırpalayıcı üstelik bozuk ve taşlık yolda sürekli çıkıyorsun,eeee ne demişler,güzelliğe ulaşmak istiyorsan zorluklara göğüs gereceksin.
Deydi ama bu güzelliği başka türlü nasıl görebilirdim,bir hatıra pozu vermeden olmaz.
Yangın havuzu,Akkaya ,Yukarıkızılca,Kemalpaşa ovası ve en arka planda Spil Dağı.Mesafeler uzak gibi dursa da aslında çok yakın elini uzatsan yakalayacaksın gibi,tabii istersen….
Suuuuuu……… dağdasın ve su, muhteşem bir şey,
dağda gezen bilir suyun yerini,nerede yeşillikler farklılık gösterir,
çınar ağaçları ya da kavak ağaçları ortaya çıkarsa orada su vardır.
Hayata yeniden bağlandığının göstergesidir,su hayattır.
Dağlarda gezenler hep birbirine suyun yerini fısıldarlar bu gelenek haline gelmiştir.Suyun kıymetini susuz kalan bilir!!
Bu fotoğraf neyi anlatıyor niye koydum buraya?
Mahmut Dağına sağdaki yoldan çıkacağım ve benim şu an durduğum yer aslında geliş yerim olmalıydı ama ben ne yaptım?Sol da görünen yoldan geldim.
Hakiki çetin ceviz bir yol,yangın havuzu ve çeşme yolu,
normal şartlarda her bisikletçinin es geçeceği bir yol sırf merak ettiğim ve hakikaten de Akkaya ile yangın göletini yakından görmek için bu yolu seçtim,iyi ki de seçmişim,ben memnunum.
İşte yine çeşme ve su,Mahmut Dağına Yukarıkızılca yolundan çıkış ya da inişte görebileceğiniz tek ve yegane çeşme,yazın akmayabilir.
Çeşmenin hemen önündeki yeşillik ve düzlük sizi adeta kendine çekiyor,elbet buranın bir adı da vardır ama daha öğrenemedim.Diğer çıkış ve iniş yerlerinde çeşme bulma şansınız yok.
Suyu ve çeşmeyi görünce ne yapılıyorsa bende onu yapıyorum, biraz serinlik ve mola.Dinlenmek iyi geldi,çünkü önümde tekrar zorlu bir kısım var,varyanta gireceğim.Enerjiye ihtiyacım var,tek başıma da olunca her şeyi ben yapmak zorunda kalıyorum fotoğrafı da kol çek yapıyorum.
Akkaya’ nın üzerinden ovaya bir bakış,ne kadar çıkmışım değil mi?
Burasının rakımı 950 metre,Mahmut dağının boyun tabir ettiğimiz kısmı,sola devam edersen zirveye yani 1387 metreye çıkarsın ve tekrar buraya geri dönmek zorunda kalırsın.Sağa inen yol Dereköy tarafı,ben sağı tercih edeceğim,bu günlük 950 metre rakım yeterli,yıl için de zaten çıkmıştım, enerjimi idareli kullanmak zorundayım.
Dereköy’ e ineceğim.
Dereköy’ e inerken,karşı yamaçlar.
Mahmut Dağı 1387 metre zirveye sahip.
Aralık ayında arkadaşlarla zirve yapmıştık,yılda bir kere zirve yeterli herhalde,iki defa yaparsan diğer zirvelerin hatırı kalır.Allah sağlık versin yine çıkarım.Çıkış için koşulların uygun olması gerekiyor.
Yine yol çatalındayım, burası Dereköy yol ayrımı, sol yol takip edilirse vadi içerisinden ve dere kenarından Dereköy’ e kadar ulaşılıyor.
Sağ yol tercih edilirse,yamaçlardan manzara eşliğinde Dereköy üzerine kadar geliniyor,yol yine ikiye ayrılıyor sağ yol Karabel rampasına,sol yol Dereköy köy çıkışına varıyor.Yani iki yolda kullanılabilir.
Ben sol vadi içi yolu yani dere kenarını tercih edip Dereköy’ e inişe geçiyorum.
Mahmut Dağına son bir bakış,benim favorimdir Mahmut Dağı.
Dereköy yolunda arıcı ya da ormancıların kulübesi.
Ne güzel yaşam ama.
Dereköy Yolu.
Dereköy Vadisi,inişi de çıkışı da çok zevkli.
Dereköy.
Kısa bir mola vermeden olmaz,soda,su derken iyi dinlendim,akşam da olmak üzere kafamda kamp için bir kaç yer var oralara bakacağım.Aslında vakit geç olsaydı burada da kamp atılabilirdim,futbol sahası ve sağlık ocağı bahçesi müsaitti,başka zaman belki.
Yine çıktık yukarılara,ineceğiz şimdi aşağılara.
Karabel rampasının bu kesiminde orman kampı ve mesire yeri mevcut,2 yıl önce arkadaşlarla mola vermiştik,kurufasulye ikram etmişlerdi bize,tadı damağımız da kalmıştı.Bir şansımı deneyeyim dedim ve kamp atabilmek için müsaade istedim ama sahibi hoş görüsüz çıktı,bize yer mi yok Nazarköy’ e devam.
HİTİT KABARTMASI ya da HİTİT KAYASI ne işi var bu turda demeyin,yanından geçerken uğramadan olur mu?
Karabel rampası ile Nazarköy arasında ki bu yere ulaşabilirsiniz,yol üzeri olduğundan muhakkak tavsiye ederim,ancak Hitit KAYASI yoldan 50 metre içeride ve yukarıda olduğundan bisikletinizi aşağıda bırakmak zorundasınız,ya tabelaya bağlayacaksınız ya da başına birini bırakacaksınız, ben yol kenarına öylece bıraktım,döndüğümde sağlamdı Küheylanım.
Tam burası.
Nazarköy her daim güzel,kirazı ile yeşilliği ile ve nazar boncuğu ile ünlüdür bu köyümüz.Herkes bir şeyler alma telaşındayken bende malzemelerimi tamam ettim kamp yerine gidiyorum, Nif Dağı yolu üzerinde kendime yer bakacağım.
Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim,arkama bir baktım bir arpa boyu yol gitmişim.Çocukluğumdan kalan bir deyim,aklıma geldi işte.
Kamp yeri güzel ama……arasan denk gelmez.
Nazarköy’ den Nif Dağı istikametine yaklaşık 2 kilometre mesafede aradığım kamp yerini buldum.Bu gece doğada tek başıma kalmanın tadını yaşayacağım.
Önce çadırımı kuruyorum, sonra hemen yanı başımdaki derede temizleniyorum, sonra da yemek işine girişiyorum.
Gece ise, gecenin sessizliği içinde uykuya dalıyorum.
1 NCİ GÜN 22 MAYIS 2014 İZMİR-BORNOVA-KEMALPAŞA-YUKARIKIZILCA-MAHMUT DAĞI-NAZARKÖY:64 KM
Powered by Wikiloc
|
2 NCİ GÜN 23 Mayıs 2014 NİF DAĞI-KAYNAKLAR-MENDERES-ÇATALCA:
Burası Nazarköy-Nif yolu üzerinde takriben 2 km köyden uzakta dere kenarında bir yer.
Çok korunaklı,yoldan dikkatli bakılmadıkça görünmüyor.
Gece biraz sıkıntılı geçti, gece bülbülünün sesi başlarda iyi geldi ama sonrasında sıkıntılı bir hal aldı.Ancak bülbül kardeşim ötüşünü sabah bitirebildi.Nif Dağı tırmanışı yapmadan önce kamp yerimde iyi bir kahvaltı yapıyorum.Sonra da sabah serinliği ile beraber tırmanışım başlıyor.
Nif Dağı etekleri ve mağaralar.Nif Dağına tırmanışım başladı.
Gelin Dağı Manzarası.
Şu güzelliğe doyum olmaz,bekle beni dağlar geliyorum.
Manzaranın güzellikleri içine yol almaya devam ediyorum.Görüş alanımda büyüleyici.
Uzaklarda 1510 rakıma sahip Nif’ in zirvesi gözüküyor.
Demek ki ben hala Nif’ in eteklerindeyim. Kendime en uzun olan rotayı; Nazarköy-Kaynaklar rotasını seçtim.Keyifli olur inşallah.
Aşağısı Kurudere Kanyonu,bu kanyona bir ara yürüyüşle gitmeyi planlıyorum,bu güne kadar hep üstünden geçtim,herhalde bir daha ki sefere kanyona inerim.
Nif balık çiftliği yolu ve çiçekler.
Kurudere kanyonuna bir bakış,bu manzaraya bayılıyorum.
Nif dağı Balık çiftliği yolundan Kurudere Kanyonu ve uzaklarda ki Mahmut Dağına bir bakış.
Uzun bir süre tırmanış yaptım.Tırmanış anında çevremi seyrettiğim gibi bir çok fotoğrafta aldım. Şimdi Kurudere tabanına bir süre iniş yapacağım.
Fetrekli Kamile Nine çeşmesi beni hüsrana uğrattı.
Şimdi ne yapacağım,çeşmenin akacağını hayal ediyordum,hayallerim yıkıldı. Hiç bir zaman da tedbiri elden bırakmamak lazım dağların acımasız olduğunu bildiğimden ve havanın da sıcak olmasından yeterince su aldım yanıma.
Şimdiye kadar bana göre tatlı tatlı kimilerine göre acı acı çıktık.İlk hedef 850 rakımdaki balık çiftliği idi onun seviyesine kadar çıkmıştık,şimdi iniş zamanı 450 metreye sert bir iniş ve 850 rakıma yani balık çiftliğine kadar tekrar sert bir şekilde çıkış beni bekliyor.
Sürprizzzzzz…….
Su kenarı ve dostumuz.Tam dere kenarına geldiğimde çalılar arasında bir hışırtı ve dostumuz,buraların ev sahibi karşıma çıkıyor.
Bana selam veriyor ama buyur etmiyor.Ya o gidecek ya ben….. o gitmediğine göre ben gidiyorum.
Ezik başlı Kahverengi yılan su kenarları ve taşlıklarda yaşar,zehirli dişleri arkada olduğundan küçük avlara zehiri yeter.Yani bana yetmez!!!!!!
İnsanın canı şöyle bir dalası geliyor ama neyse.Bu arada 850 rakım, yolun yarısı.
Kırmızı levhaya dikkat!!!!!!
Tesis sahibinin iş görürlüğü işte!..Ben de ikisi de var, ne yapacağız şimdi!
Tesis Nif Dağının tam ortasında, yeri çok güzel ama sinek avlıyor….Fazla müşterisi olacağını zannetmiyorum,tesisi işleteni görünce herkes hak verir!!!Selam verip girdim içeri,buyur eden yok.Bu arada nefeslenip elimi yüzümü çeşmeden yıkıyorum,ancak gelebildi beyefendi.
Müsait bir yerde kumanyamı yememe müsaade etmeyen işletme sahibini kınayarak yoluma devam ediyorum.
Uygun bir yerde,su da bulmuşken enerjimi tazelemem gerek,balık çiftliğinde olmadı
ben de su kenarında yaparım.
Su akar güldür güldür yar beni güldür.
Zapt etmeye çalışılsa dahi önü kesilemez şekilde akıyor,aksın iyidir su nefestir,su sıhhatttir.
Bu manzaralara bayılıyorum, doğanın muhteşemliği….
Nif Dağı zirve yolundan,arka planda Mahmut Dağı, daha dün oradaydım.Sol köşede de Balık çiftliği, o da aşağılarda kalmış,hala çıkıyorum.En arkada da bulutların dansı,dansı Dededağı’ na doğru yapıyorlar gibi geldi bana,yoksa Bozdağ’ a mı?
Bende araya saplama yapayım…..Dağlar seni delik delik delerim…….
Bakmaya ve çekmeye doyamıyorum.Yollarda gözüküyor,geldiğim yollar.
Evet geldik işte.
Düz gidersen yayla,su ve Kaynaklara iniş,sağa gidersen zirve.
Tercih mi? tabii ki zirve, yapalım bir zirve döneriz gerisi geriye yine buradan gideriz Kaynaklara.Ya da bir deneme yaparız,dalarız bir yerlere.
Bu noktadan itibaren kuru,sert,taşlıklı ve yıpratıcı bir 5 km beni bekliyor bakalım değecek mi? bu benim ilk Nif Dağı zirvem olacak,o kadar dolaştım dağında, ama zirve nasip olmamıştı, iki defa yarı yoldan dönmüştüm,artık bu gün olsun istiyorum.
Hem de yüklü……. herkese nasip olmaz.
Çok zorlandım,çoğu yerde inmek zorunda kaldım,yüklü oluşum ve yerde ki taşların oynaklığı beni hırpaladı,teker sürekli kaydı,patinaj yaptı,ama inat işte çıktım sonunda,hem de yüklü.
Zirve,küheylanım ve ben……Şu anda 1510 metredeyim.
Kapılar kilitli olduğundan içeri giremedim.Zirve taşının yanındayım.
Bu duyguyu başka bir şeye değişmem…
Zirvedeyim.
Sana Nif’ den baktım hey aziz İzmir……
Sen zaten güzeldin ama yükseklerden daha da güzel gözüküyorsun.
Zirveye çıkarken solda bir yol gördüm,merak ettim nereye çıkar diye,kestirme gibi geldi bana,o yolu google amcadan da görmüştüm bir noktadan sonra orman içinde kesiliyordu,emin olmak için girdim…Girdim o yola ve 2 km sonra ki halim.
2 km geri dönüş şansım yok,yol boyunca hayvan pislikleri vardı,yani yaşam belirtisi vardı ama birden bire kesildi ve yol yok,patika yok,aksilik inişe dair hiç bir şey yok.
Dönemem çünkü dönersem iniş anında beni taciz eden ve düdük sayesinde son anda kurtulduğum,çoban köpekleri bekliyor,ya devam ya devam…….Geride yol uzun,yokuş ve köpekler var.
Girdim ormanın içine,hali bu,ağaçlar hayalet ağaç gibiler,renkleri gri gibi,her halde soğuk ve güneşsizlikten.Çoğu yerde domuz eşeleme izleri var,onlara yakın gidiyorum,ne de olsa yaşam izi.Yüklü bisiklet ile çok zor oluyor,kayalıklar içi ve çam yapraklarının içinde,kuru dallara basmadan,inmeye çalışıyorum aşağıya.
Tahminen 2 km bu şekilde yol aldım, sonunda güneş ışığı ve ağaçlar arasından yaylanın yeşilliği aşağıda görünüyor.Korktun mu Şafak,evet ne yalan söyleyeyim korktum,en çok korktuğum da,boşluğa basıp ayağımı yaralamak.Tek olmasaydım buraya giremezdim,tek olunca daha mı cesaret geliyor ne!!!!
Ve Nif Dağı Ovacık Yaylasındayım,yayla demek su demek,güzellik demek,hayata dönüş demek en azından şu an benim için geçerli.
Bu çeşmenin akması için çok dua ettim,dualarım kabul oldu, kış başlangıcında akmıyordu.Buraya gelinceye kadar çok su tükettim,Nazarköy çıkışlı 3 litre,2 litrede Balık çiftliğinden sonra tükettim, demek ki bundan sonra dağa sıcaklarda çıkılamaz.
Dağlara veda zamanı gelmiş.
Mataramda az su kalmıştı,onuda idareli kullandım,şayet burası akmıyor olsaydı,burada karar verecektim ya arka planda İrfan Özden’in tarif ettiği patikayı bulup suya ulaşmak ya da Kaynaklara doğru inişe geçip,yangın göletinin yanında ki suya ulaşmak.
Çok şükür akıyor ki ben de kana kana içtim.
Tepeden yine sana baktım ey aziz İzmir……..
Kaynakların üstündeyim ve İzmir aşağıda,körfez tüm güzelliğini seriyor ortaya….
Başka bir açıdan,Kaynaklar köyü,İzmir ve Körfez.
Kaynaklara iniş yolu.
Burada domuz ile karşılaştım.Bu manzaraya bakmak için durdum ve sol yanımda büyük bir gürültü,ben korktum o korktu,bu sefer kaçan o oldu ama benim de aklım gitti.Kaçtı domuzcuk kardeş.
Gürlek Şelalesindeyim.
Bu yıl yağmurun az yağması,kar hiç yağmaması bu mevsimde dahi suyun az olmasına neden olmuş ama yinede çok güzel.
Şelale tüm güzelliği ile akmaya devam ediyor,burada küçük bir mola verdim ve pistonları iyice soğuttum,iyice ıslandım.
NOT:İnsan oğlunun olduğu her yer kirlenmeye mahkum,yemişsin içmişsin,buraya kadar getirmişsin be arkadaş, geriye kalanları niye burada bırakıyorsun,üstelik şişeleri suyun kenarında ve içinde niye kırıyorsun…Cam kırıklarını topladıktan sonra suya girebildim.
Vedat KARAKAYA kadim dostum,ben Gürlek Şelalesinden Kaynaklara inerken o akşam üzeri demeden şelaleye çıkış yapıyor,oraya çıkacak sonra da Kaynaklar üzeri tekrar Bornova’ya dönecek,eh işte o da benim gibi hangi saatlerde,nerede yolda olacağı belli olmuyor.
Hayırlı yolculuklar Vedat abi.
Kaynaklara inince hiç mola vermeden Çatalca köyüne pedalladım,amacım;Çatalca köyünde biraz dinlenip,bir şeyler atıştırdıktan sonra Segen Göletinde kamp atmaktı.Ama evdeki hesap çarşıya uymadı,hem akşamın olması,hem yorgunluk, hem de ortamın müsait olması nedeniyle,Çatalca’daki kahvenin sahibi Zeki’ye rica ettim,çadırı kahvenin bahçesine kurdum.
Geceyi Çatalca’da deliksiz uyku ile geçirdim.
2 NCİ GÜN NİF DAĞI-KAYNAKLAR-MENDERES-ÇATALCA:68 KM
3 NCÜ GÜN 24 MAYIS 2014 ÇATALCA-SEGEN GÖLETİ-TIRAZLI DAĞI-TEKKE TEPE-BALÇOVA:
İyi bir uykudan sonra kahvaltımı kahvehanede yapıp,Segen Göletine geçtim.Her akşamın bir sabahı vardır,benim sabahım da bugün Çatalca-Segen Göletinde.Çıkış noktam burası olacak.
Segen Göleti ve Şafak.
Segen Göleti ile tanıştığımdan beri hep hoşuma gitmiştir,sağından,solundan yada yanından muhakkak dağlara,yukarılara çıkışlar vardır,ortamı da güzeldir.Sabah da güzel olunca bir keyif pozu vermek işten bile değil.
Tırazlı yolu ve laleler.
Tırazlı yolu,keyif zamanı,sallana sallana gidiyorum,keyfini şimdilik çıkarayım ki,nasılsa ileri de zorlanacağım.
Su kenarı gördüm mü dayanamam,hemen kısa bir mola.
Her daim dostum,bizim ondan ne farkımız var ki.
Amca benden yaşlıya benziyor,hareketleri benden daha ağır!
Yukarıda TRT vericisi ve Tekke Tepe,oranın altına kadar tatlı tatlı çıkacağım,sonrası selamet olsun,dik bir çıkış beni bekliyor,vericinin altından itibaren dik yokuş olacak.Denenmemiş bir yolu deneyeceğim inşallah fazla zorlanmam.
Dakika bir, gol bir,yol bu……………..
Googleden o kadar inceledim,fena gözükmüyordu,bir şekilde bu yola girmem gerekiyordu, girilmemişlere ancak tek başına olunca girebiliyorum,inadım inat sonuna kadar gideceğim.Yol bayağı ağırlaştı.
STOP!!!!!!!!!!!! yol yolluktan çıktı,elde devam…….geriye dönülmez,dönülürse, inecek tekrar çıkacaksın,hiç olmazsa burayı deneyeyim ki, öğreneyim, kızdığım kişiler olursa buraya sokarım!
Yol bitti pozu,biraz da kendimize bakalım.
Bu yine yolun iyi hali,bu üç günde ittiğim kadar küheylanımı,hiç itmemiştim. Her zaman o beni taşıyacak değil ya,biraz da biz onu taşıyalım.Yoruldum ama daha sonra sürüşlerde girilmeyecek yolları da öğrenmiş oldum!.
TRT vericisinin tam altına geldim,verici buradan gözükmüyor,asıl yolla birleşilen nokta burası,ben soldan geldim, normal yol sağda ki.
Son 500 metresi faciaydı,tavsiye etmem……
Eski TRT vericisi,yeni hedef orası.
Nerelerden gelmişim,çok aşağılarda Çatalca köyü gözüküyor.
Tekke tepe vericisine son bir bakış.
Tekke tepenin zirve altına tam geldiğimde sağa dönüp yönümü eski vericiye çevirdim,eski vericiden de ana yola çıkıp Balçova istikametine döneceğim.
Eski TRT vericisine el sallama ve bu günlük çıkış turunun sonu, artık Balçova yönüne iniş başlıyor.Rakım 850 metre.
Balçova istikametine iniş başladı,bundan sonra su başı molası ve ev,zorluk olarak bir şey yok geneli iniş.
Beyağa Çeşmesi.
Beyağa Çeşmesinde şöyle güzel bir mola veriyorum,yoldan içeride olduğundan üç günün kirini güzelce atıyorum,kıyafetleri de yıkamak lazım,güneş nasılsa kuvvetli çabuk kururlar, eve temiz gitmek lazım!!! Güzel bir serinlemeden sonra öğlen yemeğimi de yiyiyorum,çay keyfi zamanın da doğa yürüyüşçüsü arkadaşlar yanıma geliyor,şimdilik üç kişiler daha da gelenler varmış,onlarla kısa bir muhabbetten sonra deprem olduğu haberini alıyorum, İzmir diye söylediler,tabii benim hiç bir şeyden haberim yok,çayımı da içtikten sonra salına salına iniyorum.
Şelale dediğimiz noktaya da gelip bir kaç fotoğraf çekmeden olmaz,burası ayrı bir güzellik ama fazla su kalmamış.
Balçova Şelaleden bir görünüş.
Şelaleden yola ve küheylanıma bir bakış,o da yoruldu artık.
Artık Balçova ‘da sayılırım yani tur bitiyor.Şehre inmeden önce Balçova barajının güzelliğini fotoğraflamadan olur mu? .Bu güzellikleri ne zaman bulacağız kim bilir.Balçova barajı İzmir’e su sağlayan bir çok barajdan sadece bir tanesi.
Balçova barajına başka bir açıdan bakış.
Bu son fotoğraf ile beraber turumunda sonuna geliyorum.Artık evin yolunu tutma zamanı.
Mahmut Dağı;Zordur,hırpalayıcıdır ama çıkması da inmesi de zevk verir,bazen de savurur insanı.
Nif Dağı ;Adeta vadilerinde,yaylalarında, yamaçlarında gezilmek için konulmuş oraya.
Tırazlı Dağı; Masumdur,sıkmaz,sürprizler de yapar.
5 DAĞ 5 GÜN ve Şafak;
1 nci etap :Yamanlar ve Spil dağları
2 nci etap :Mahmut,Nif ve Tırazlı dağları bu yıl için böyleymiş kısmet……. Seneye Allah ömür ve sağlık verir,şartlarda uygun olursa tamamını bir kerede yapmayı düşünüyorum.
Dayanıklılık,güç,sabır,uyum,tecrübe,azim,cesaret,dikkat ve sağlık gerektiren bu proje için şimdiden kolları sıvadım.
Parolam
5 dağ,5 gün, 5 nci ay,2015
MAHMUT DAĞI - NİF DAĞI - TIRAZLI DAĞI- BEN VE KÜHEYLANIM (22-23-24 MAYIS 2014 )
Discussion about this post