Çok güzel geçen bir günün ardından yorgun olarak Aksu ilçe merkezinde kamp yaptım.
Yemek faslından sonra,dinlenme faslına geçtim,ama bir süreliğine!!!!!!
ilçe de Meslek Yüksek Okulu olduğunu hesaba katamadım.Sağ olsun gençler tam uykuya daldığımda misafirliğe geldiler,parkın orta yerine yanan ateş etrafında çok güzel sohbetler ettik.Saatin ne çabuk geçtiğini anlamadık.Ben onlardan erken ayrıldım ama onların biraz daha oyalanmaları benim uykusuz bir güne başlamama neden oldu.Olsun gençlerle muhabbet her zaman güzeldir,uykusuz kalmaya değerdi.Ben de bu akşam deliksiz bir uyku uyur arayı kapatırım. Yola çıktıysan her şeye hazırlıklı olmak gerek.
Bu arada unutmadan belirtmek isterim,parkın girişinde bulunan işletmenin sahibinin,işletmenin kapılarını bana sonuna kadar açması benim ev sahibi gibi hareket etmeme sebep oldu.Konukseverlikleri için teşekkürler Aksu’ lu kardeşlerime.Şimdi yola çıkma zamanı….
4 NCÜ GÜN 26 MAYIS 2015 AKSU-SÜTÇÜLER-KOVADA GÖLÜ:
Aksu’da Kamp Yerim.
Gece biraz uykusuz kalmama rağmen,yine de sabah erken kalkıp,kişisel temizlik ve kahvaltımı yaparak,yeni günün ne getireceğini merakla bekliyorum.Bu gün yine güzelliklere pedallayacağımı tahmin ediyorum.
Zindan Mağarası
Bu gün ilk görülecek yer Aksu ilçe merkezinden kuzey yönündeki Zindan Mağarası. Zindan mağarası ilçe merkezine 2 km mesafede.Mağaraya kadar vadi içerisinden tamamı asfalt bir yoldan gidiliyor.Gidiş yolu da kendisi gibi güzel.Zindan Mağarası,Roma Köprüsü ve Eurymedon Kutsal Alanı hepsi bir arada.Sabah ilk ziyaret yerim burası.
Zindan Mağarası.
Aksu İlçesinin 2 km kuzeydoğusunda bulunan Zindan Mağarası, Aksu Çayı boğazının güneye bakan yamacında deniz seviyesinden 1300 m. yüksekliktedir. 765 metre uzunluğunda olan mağara yatay yönde gelişme göstermiştir. Yarı aktif olan mağara, içinde değişik Damlataş, Akmataş, Kenartaş ve yer altı deresinin oluşturduğu aşınım ve birikimlere sahiptir. Bazı kesimlerinde ise minyatür kanyonlar oluşmuştur.
Sabah erken kalkıp ta yollara düştüğümden,mağaranın kapalı kapısı beni karşıladı.Ben 09:00 dan önce geldiğimden görevliler daha gelmemişti.Kapılar açık olmadığından içerisini gezme imkanım olmadı.Ben de etrafındakileri incelemek ile yetindim.
Eurymedon Kutsal Alanı.
Zindan Mağarası önündeki Eurymedon Kutsal Alanı, Timbriada Antik Kentine bağlı bir alandır. Mağara civarında yapılan kazılardan elde edilen bilgilere göre erken Helenistik dönemden itibaren yazıtların içeriğinden ise M.S. 1 ve II yüzyılda kutsal alanın yapıldığı tespit edilmiştir. Kutsal alan erken dönemlerde açık hava tapınağı şeklinde kullanılmış olmalıdır. Açık Hava Tapınağı, mağaranın önünden alt kısımdaki yürüme zeminine kadar basamaklı inşa edilmiş fakat zaman içinde birtakım değişikliklere uğramıştır. Bu günkü arkeolojik veriler tapınağın Roma döneminde yoğun mimari yapılaşma geçirdiğini göstermiştir. Bu kutsal alan uzun yıllar önemini korumuştur.
Roma Köprüsü.
Zindan mağarası ve kutsal alana giriş bu köprüden yapılıyor.
Akşam Aksu’ya erken ulaşıp burayı görseydim,kesin burada kamp atardım.Tarih ile iç içe bir gece geçirirdim, kısmet değilmiş, başka zaman olur inşallah.
Roma Köprüsü;Roma döneminde kutsal alanın önünde Eurymedon köprü çayı üzerine kesme taşlardan yapılmış olan Roma Köprüsü, tek tonoz kemerli bir köprüdür. Köprü kemerinin her iki yanındaki kemer kilit taşları üzerine tanrı Eurymedon’ un portre – büstü oyulmuştur. Köprünün genişliği ve bölgedeki antik yollar incelendiğinde, kutsal alanın yol bağlantıları üzerinde bulunduğunu göstermektedir. Benzer şekilde Perge’ den Antiocheia’ ya uzanan antik yolda köprü çayın üzerinde farklı boyutlarda iki köprü daha bulunmaktadır. Roma köprüsü çevredeki diğer iki antik kentle beraber değerlendirildiğinde Beyşehir Gölüne kadar Yenişarbademli üzerinden uzanan bir yolun varlığını desteklediği düşünülebilir. Kutsal alanın bölgedeki özelliği antik yol üzerinde olması ile kült alanına farklı bir boyut kazandırmasıdır.
Vadi yolu.
Geldiğim yoldan, vadi içerisinden Aksu ilçesine geri döndüm.
Akşam çay ısmarlayan kahvecinin yanına gidip,iki lafın belini kırdım,bu arada meraklılar da etrafta çoğaldı.Akşam bedava çay içmiştim,bu sefer zorla da olsa çay parasını verip,Kösre-Pazarköy istikametine yola çıktım.
Dere,Mera,İnek Ve At Arabaları.
Yeşillikler içindeki Kösre ve Pazarköy’ ü geçtim.Bağıllı köyünü de geçtikten sonra köyden tarlaya giden at arabaları dikkatimi çekti.Uzaktalar küçük görünüyorlar ama doğanın içinde bizlerde çok küçük birer parça değilmiyiz.
Sipahiler Köyünün Üstündeyim.
Bir çınar ağacı,trafik levhaları,rüzgar,güneş ve sol yanımda gürül gürül akan bir çeşme.Yolda bunlar bir araya geldi mi benim için yıkanma,çamaşır ve havalandırma zamanı geldi demektir.Fırsat değerlendirilir, gerekli işlemler yapılır ve kuytu bir yerde nescafe de yapılır ve kıyafetler hazır olana kadar mola verilir.
Uzun İnce Bir Yoldayım.
Sipahiler-Sağrak arası bir yerlerdeyim,yolun akıcılığı çok iyi ve genelde de böyle boş bir yol.Sıkıntı olmadan kafama göre takılıyorum. Havanın ve ortamın keyfini sürüyorum.
Sağ ve sol yanım orman yetiştirme alanı.
Sütçüler Yolu….
Sipahiler köyünü 3 km geçtikten sonra bir köprü ile karşılaşıyorum,köprüyü geçer geçmez yol ikiye ayrılıyor.Ben sağdaki yola yani Sütçüler yoluna devam ediyorum.
Bu yolda bir süre manzaralı, sakin,vadi yamacında yol almaya devam ediyorum. Sağrak köyüne bir kaç kilometre kalmışken solda Yeniköy-Adada levhasını görünce tereddüt etmeden bu yola sapıyorum….
Adada Antik Kenti.
Aksu-Sütçüler yolundan sola girdikten 800 metre sonra Adada Antik Kentinin içinde buluyorum kendimi.Antik kent girişinde görevli var, az muhabbetten sonra gezime başlıyorum.Burası ücretsiz olarak geziye açık bir alan.
Adada Antik Kenti;Pisidia Bölgesi’ nin antik kentlerinden biri olan Adada, Isparta ili, Sütçüler ilçesine bağlı Sağrak köyü yakınındadır. Isparta’nın ve Kovada Gölü’nün güneydoğusunda yer alan kente Eğridir’den sonra Sütçüler’e uzanan asfalt yoldan 50 km. gidilerek ulaşılabilir. Çevresi çam ve ardıç ağaçlarıyla kaplı tepeler tarafından sarılmış olan antik kent sadece bölgenin değil Anadolu’nun en sağlam kalabilmiş antik kentlerinden biridir. Burası bölge halkınca Karabavlu Yaylası olarak anılmaktadır. Sütçüler’in eski adı olan Baulo ve Karabaolu veya Karabavlu adlarının Aziz Paul adından geldiği öne sürülmektedir. St. Paul’ un geçtiği Perge-Antiokheia (Yalvaç) yolu üzerinde bulunan bu iki yerleşmeye verilen isimlerin St. Paul’ la ilişkili olabileceği yazılmıştır.Adada adı, bazı araştırmacılara göre Anadolu’nun eski yerli halkının dili olan Luvice, yada bunun M.Ö. 1. bindeki ardıllarından biri olan Pisidce dilinden gelmektedir. Kesin olmamakla birlikte “Ada” kök sözcüğüyle “wanda/anda” takılarından türemiş olabilir. Ayrıca yine “Ada” kök sözcüğü ile “Uda” (hisar-kale?) sözcüklerinin birleşiminden türemiş olabilir.Bölgede uzun zamandan beri yapılan Prehistorik (Tarih öncesi) Döneme ilişkin kazı ve araştırmalar Pisidia’nın Neolitik Dönem olarak adlandırılan M.Ö. 7000 yıllarından itibaren Anadolu’da önemli bir kültür bölgesi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hititler Dönemi’nde Konya ve çevresini kapsayan Tarhuntaşşa Bölgesi ile batısındaki Pitaşşa (Pisidia’nın eski adı) Bölgesi arasındaki sınırda yer alan Adada ve çevresinde gelecekte yapılacak çalışmalarda tarih öncesi dönemlere ilişkin önemli sonuçlar alınabilecektir.
Adada Antik Kent Hatırası.
Adada Antik Kentinin her noktasını gezdim,hayranlık uyandıracak boyuttaydı. Hani bazı yerler vardır,iyi ki gelmişim dediğiniz… işte ben de aynı duygulardayım ve ayrılmadan önce Adada Antik Kentinde ayrılık fotoğrafı çekilip öyle yoluma devam ediyorum.
Sağrak Köyü.
Adada Antik Kentten ayrılıp ana yola çıkmadan önce solumdaki Sağrak köyüne yukarıdan bir merhaba diyorum.Köy yeşillikler içinde göz alıcı bir güzelliğe sahip.Köyün sağında görünen yolu kullanarak Boğazköy-Sütçüler istikametine gideceğim.
Sütçüler-Yazılı Kanyon Yol ayrımı.
Sağa mı? Sola mı?
Bu yol ayrımına gelmeden önce Boğazköy’de su kenarın da mola verip öğlen yemeği mi yedim.Tabii yanıma gelen giden çok oldu….Muhabbet anında Yazılı Kanyonuna gideceğimi öğrendiler, bana sağdaki yolu önerdiler!!! ve övdüler!!!! benim planım Sütçüler-Müezzinler üzeri Yazılı Kanyona varmaktı.Yemekten sonra yola koyulup bu yol sapağına vardım.Baktım Sütçüler levhası yukarı,Yazılı kanyon levhası aşağı gösteriyor,yemeğin rehaveti ile adamların söylediği sağa, Yazılı Kanyon yazan tarafa yöneldim.Sonrası mı?
Yol Böyle Olursa !!!!
Güzel bir iniş,uzun bir çıkış,Karadiken köyüne varış,oradan orman deposuna varış toplam 10 km sonra Yazılı Kanyon’ a iniş aşamasında böyle bir yol ile karşılaş,olacak iş mi?
Yola yeni asfalt ve mıcır dökülmüş daha 100 metre gitmeden yapıştım kaldım,kenara kaçsan mıcıra dalıyorsun,ortaya gelsen ziftleniyorsun.
Yani gidemedim,geri tornistan yapmak zorunda kaldım.
Buradan Kanyona kadar insem,yarın aynı yolu yine çıkmak zorundayım. O yüzden Yazılı kanyon macerası başlamadan biter,bir sonraki hedef Kovada Gölü.
Kovada Gölü Milli Parkı.
Aslında bu günkü hedefim Yazılı Kanyon’ du,Sütçüler yerine diğer yoldan yani Karadiken yolundan gidince yeni asfalt ve mıcır dökülen yola denk gelme sonucu gittiğim yolu geri dönerek Karadiken köyleri arasından (Bu yaylada 6 tane kadar köyün birleşimi Karadiken oluyor) geçerek bir sonraki hedefim olan Kovada Gölü Milli Parkı alanına ayak basıyorum.
Artık Kovada Gölü görüş alanımda.
Kovada Gölü
Isparta ilinde yer alan küçük bir göldür. Göller bölgesindedir. Eğirdir Gölü’nün doğal bir uzantısıdır ve Eğirdir Gölü’ nde bulunan fazla su bir kanalla Kovada Gölü’ne akmaktadır. Eğirdir’e 24 km uzaklıkta bulunan Kovada Gölü’nün çevresi zengin bitki örtüsüne sahiptir ve yüzlerce çeşit hayvan barındırmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı “Milli Park” niteliğini almıştır. Yaklaşık 40 km2 yüz ölçümü olan ve karstik çöküntülerden meydana gelmiş olan Kovada Gölü’nün rakımı 900 metre olup uzunluğu 6 km, genişliği 2-3 km, derinliği ise, 6-7 metredir.Gölün en derin yeri günümüzde 7 m. dir. Suda bulunan ve göle yeşil renk veren tortular gölün dibinin görülmesini engellemektedir. Kovada Gölü Milli Parkı içerisinde eski medeniyetlere ait hiçbir emare bulunmamakla birlikte yakın çevresinde tarihi ve arkeolojik değeri çok yüksek önemli sahalar mevcuttur. Kovada Gölü, Greko-Romen Psidyasına çok yakındır. Neolotik devirden Osmanlı Devrine kadar yakın çevresinde yaşayanlara ait, Yazılı Kanyon-Kral Yolu, Ağlasun (Sagalossos), Burdur (Hacılar Höyüğü), Eğirdir (Dündar Bey Medresesi, Hızır Bey Camii), Atabey Medresesi, Yalvaç (Psidia bölgesi) gölün yakın çevresindeki önemli kalıntı ve yapılardır.
Milli Parkın Kalbi.
Kovada Gölünün güzelliklerini seyrede seyrede yol alırken,tanıtım merkezinin önüne gelmişim.Bana tanıtmayacaklar da kime tanıtacaklar deyip daldım içeri. Yolun kenarında olan Tanıtım Merkezinin bahçesine Küheylanı park ettim.Görevliyi bulup biraz muhabbet ettik.Burada kalmama müsaade etti.Hatta nerede istersen orada kamp atabilirsin dedi.Her yer zaten birbirinden güzel.Kovada Milli Parkı Ziyaretçi Tanıtım Merkezi. Kovada Gölü Milli Parkı Ziyaretçi Merkezi Hizmete Girdi.
Kovada Gölü Milli Parkı, tabii bitki ve hayvan toplulukları, piknik, manzara, eğitim, dinlenme ve eğlenme, turizm gibi olanaklar sunuyor.
2007 yılında çıkan yangın sonucu tamamen kullanılamaz duruma gelen Kovada Gölü Milli Parkı Ziyaretçi Merkezi 2015 yılında yenilendi.
Kovada Gölü Milli Parkı Ziyaretçi Tanıtım Merkezi’ nin içerisinde iki toplantı salonu ve girişinde yaban hayvanlarını tanıtan mini bir doğa müzesi bulunuyor. Burada görevli orman koruma memurları gelen ziyaretçileri büyük bir misafirperlik göstererek ağırlıyorlar, çevre ile ilgili bilgiler vererek rehberlik yapıyorlar. Kaynak:Eğirdir Gazetesi.
Kovada Gölünün Asıl Sahipleri.
Tanıtım merkezinin görevlisi Selahattin merkezin içini gezmeme müsaade etti,bende tanıtım merkezinin her tarafını gezdim.Bu bölgede daha önce yaşamış ya da şimdi yaşayan canlıların bilgilerini okudum,öğrendim.Bölge ve canlılar hakkında bilgi sahibi oldum.
Kovada Gölünde kamp.
Selahattin nerede istersen oraya kamp at dedi ya,bende gittim sundurmanın altına güzelce yerleştim.Buranın manzarası da havası da bana daha iyi geldi.Kampı kurduktan sonra güzelce temizlik harekatı yapıp,kendime geldim.
Bugün olanlar;Zindan Mağarası,Kutsal alan ve Roma Köprüsünü ziyaret ettim.Adada Antik Kenti hakkında bilgi sahibi oldum.Yazılı kanyon yolundan geri döndüm.Kovada Gölüne büyülendim ve Kovada Gölü Tanıtım Merkezinde kamp attım.
Akşam ne mi oldu?Yıkandım,temizlendim,çayımı içtim,biraz da dinlendim şimdi sıra yemek faslında, karnımız açıktı tabi ki.
Ben de biraz kumanya vardı,Selahattin’ de bol miktarda nevale çıkarıp,kendimize güzel güzel yemekler yaptık. Selahattin,konukseverliğini esirgemedi,dolapta ne varsa adeta masaya yıktı.Afiyetle yemeklerimizi yedik,üzerine çayımızı da içtik,teşekkürler Selahattin.Dinlenme saati gelince de ben çadırıma çekildim.Kurbağa sesleri bana ninni gibi geldi.Yoruldum ki çok güzel bir uyku uyudum.Bu rahatlığı beş yıldızlı otelde bulamam.
Arada yağmur sesi geliyordu ama olsun,nasılsa sağlam yerdeyim.
Yarın bambaşka bir güne merhaba….
4 NCÜ GÜN 26 MAYIS 2015 AKSU-SÜTÇÜLER-KOVADA GÖLÜ: 77 km
GÖLLER BÖLGESİ TURU 23 MAYIS-01 HAZİRAN 2015 (4. GÜN AKSU - SÜTÇÜLER- KOVADA GÖLÜ)
Discussion about this post