Kovada Gölü Tanıtım merkezinin görevlisi Selahattin ile sabah erken kalkıp giderim düşüncesi ile akşamdan vedalaşıp, öyle çadırıma çekildim.
Akşam plan yapılır ama sabah bozulur hesabı, uyuduktan bir süre sonra yağmur yağmaya başladı.Ama o kadar güzel yağıyor ki, çadır içinde bu kadar güzel sesi dinlemek bana huzur verdi. Sabah erken kalkarım düşüncesindeydim ama yağmur yağdıkça bana da ağırlık bastı, uyudukça uyudum, saat kaç oldu bilmiyorum, çadırdan kafamı çıkardığımda yandaki gökyüzü ile selamlaştım. Ağırdan ağıra toplanmaya başlarken, Tanıtım Merkezinin diğer çalışanları gelmeye başladı.Burada geçici olarak çalışıyorlarmış, etrafın temizliğini yapıyorlarmış, otları temizliyorlarmış. Tabii kalabalık olmaya başlayınca muhabbette uzadı, içlerinden Kırıntı köyünden Mustafa ile muhabbeti iyice koyulaştırdık.Mustafa,bölgeyi gezmeye gelenlere ve yürüyüş gruplarına rehberlik yapıyor,onlara çevreyi tanıtıyor.Mustafa ile kafam uyuştu, gideceğim rota hakkında da bana detaylı bilgi verdi.
Saat kaç oldu tam bilemiyorum ama Selahattin’ de kalkmış kahvaltı hazırlamış, beni de buyur etti.Teşekkür etmeme rağmen çok ısrarcı olunca oturup hep beraber sabah kahvaltımızı ettik.Öğlene doğru hava biraz hafifleyince de herkesle vedalaşıp, Kırıntı istikametine doğru yola çıktım.
5 nci GÜN 27 MAYIS 2015 KOVADA GÖLÜ-YUKARIGÖKDERE-ÇUKURKÖY-
AĞLASUN :
Kovada Gölü Kamping.
Veda merasimi bittikten sonra hafif yağmur eşliğinde yola çıkıyorum.Günü Birlik Giriş yerinin bir fotoğrafını da buraya koymam gerek ki, benden sonra gelenler buralarda rahatlıkla kamp yapsınlar, tabii çevreyi temiz bırakmak şartıyla.
Yağmur Bulutları Her Yerde.
Hafif hafif yağmur yağıyor.Beni etkileyecek boyutta değil, hatta büyük zevk alıyorum.Eşyalarım sarılı ben korunaklıyım.Zaten bu güzellikler içinde ıslanmak bile zevklerin en güzeli olsa gerek. Dost;Kamp yaptığım yerdeydi, üç tanelerdi.
Etrafta dolaşıp önüne gelene havlıyorlardı.Gece de çadırın etrafında nöbet tuttular.Sabah elimi yüzümü yıkayıp çadıra girdim, bir dakika olmadan çıktığımda ayakkabının teki yoktu.Hemen sağa sola bu yaramazları aramaya çıktım, buldum onları, benimle oynamaya başladılar, ama bir terslik vardı ayakkabı orta da yoktu. Kızmam la beraber çalıların arasından ayakkabıyı bana uzattı.Aldım ayağıma giydim, biraz da azarladım.
Sonrası mı? Kamp yaptığım yerden uzaklaşmama rağmen peşimi bırakmadı.
Hala Peşimde.
Kırıntı köyünü geçtik hala peşimi bırakmıyor,onun yüzünden sürat yapamıyorum,dili çıkıyor sonra!!!! Yukarıgökdere Köyü girişine kadar 8 km benimle geldi,orada ki köpeklerle muhabbete tutuştu da beni unuttu.Ben de Yukarıgökdere köyüne giriş yaptım, o ise yol ayrımında kaldı.Bu onu son görüşümdü.
Yukarıgökdere’ den Çukurköy’ e.
Yukarıgökdere köyüne gelmemle beraber yağmur dindi.
Ben yine de tedbiri elden bırakmayarak, sarılı olan malzemeleri muhafaza ediyorum.Köyde bakkaldan erzak takviyesi yaptım.Bugün ihtiyaç olabilecekleri alıp, tekrar yollara düşüyorum.Bol tırmanış olacağı fotoğraf karesinden belli!!!!İlk hedefim Çukurköy olacak.
Yukarıgökdere Gerilerde Kaldı.
Yukarıgökdere’ den Çukurköy istikametine toprak yoldan tırmanmaya başladım.Tırmanış esnasında yağmur olmadığından zorlanmıyorum ama bu tırmanışın zor yerleri yoktu desem yalan olur.Buraya kadar sıkı bir tırmanış ile geldim,yer yer çamur olan yol daha da zorlayıcıydı.
Bir süre tırmandıktan sonra önce küçük bir düzlüğe, sonra da bu güzelim yaylaya geliyorum.Yaylanın ismini bilmiyorum,öğrenemedim de, Çukurköy’ e daha yakın konumda.Yeşilliği, suyu, ormanın havası burada çok güzel.Adını bilmemekle beraber burası Çukurköy’ e yakın olduğu için ben Çukurköy Yaylası adını veriyorum!
Kapıkaya.
Yayladan inişe başladığımda tam karşımda Kapıkaya beliriyor.
Muhteşem manzarası insanı cezbedici boyutta.Benim de istikametim Kapıkaya yönü olacak.Şayet etrafımda dolaşan yağmur bulutları beni ziyaret etmez ve müsaade ederse Kapıkaya’ yı dolayısıyla Kapıkaya Antik Kentini ziyaret edeceğim.
Kapıkaya Antik Kenti ; Isparta ili, merkez ilçeye bağlı, Güneyce ve Çukurca köyleri arasında Güneyce Köyüne 5 km. uzaklıktadır. Kentin adı ve kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Kentin adı bilinen fakat tespit edilemeyen Sandallion, Minassos, Tityassos gibi kentlerden birisi olduğu düşünülmektedir. Şehir Helenistik dönemde kurulmuştur. Eğimli arazide yer alan kentin güney tarafı surla çevrili, kuzey tarafında ise yüksek bir kayalık bulunmaktadır. Kente girişte iki yandaki kayalara Sagalassos’da olduğu gibi nişler oyularak ostotekler (külkabı) yapılmıştır. Kentin doğu ve batı yamacında teraslar oluşturularak yapılar yerleştirilmiştir. Güneydeki geniş düzlükte 5 sıra oturma basamaklı at nalı biçimli toplantı alanı, doğusunda işlevi belli olmayan kentin en büyük binası bulunur. Tapınak olabilecek bir yapı ve haç planlı bir şapel yer alır. Kentte lahit mezar ve kapak üzerine mezar sahibinin işlendiği iki adet lahit kapağı ve heykeller yer almaktadır. Heykeller Isparta müzesine nakledilmiştir. Kentin güneybatısında antik basamaklarla ulaşılan doğal bir mağara bulunur. Mağara muhtemelen bir kutsal alan olmalıdır.
Çukurköy Ve Kapıkaya.
Şimdi iniş zamanı,aşağısı Çukurköy.
Bir süre iniş yapacağım,rüzgarın çoğalması inişi zorlaştırıyor. Arada bir beni savuruyor. Çukurköy adı gibi tam çukurda, köyün bulunduğu yer çanağa benziyor. Yukarıdan köy güzel gözüküyor bakalım yanına gidince nasıl bir şey ile karşılaşacağım. Arkalarda da Kapıkaya görüntüsü ise gel buraya diyor.Uzaklarda bir yol görünüyor Kapıkaya’ nın altından geçer gibi, galiba o tarafa yolculuk devam edecek.
Yolda Olanlar!!!
Karşı tepelerden Çukurköy’ e indim,Çukurköy’ de bakkalda biraz dinlendim ve tekrar tırmanmaya başladım. Şimdi Çukurköy aşağılarda kaldı ve ben hala tırmanmaya devam ediyorum.Ama bu sefer asfalt yolda…. Çukurköy-Güneyce arasında tırmanış anında kenarda bir eşek eyeri gördüm,belli ki eşek bile isyan etmiş!!! eyeri ve sahibini savurmuş atmış. Rampa o derece yani……
Güneyce.
Nihayet Güneyce köyü göründü,Güneyce köyüne iniş halindeyim.
İniş anında Kapıkaya Antik Kenti sapağının yanından geçiyorum.Ana yoldan 2 km içeride ve yukarıdaymış.Bir ara niyetleniyorum ama sonra yağmur bulutlarının beni takip etmesi nedeniyle vazgeçiyorum.Allah buralara bir daha gelmeyi nasip ederse girerim inşallah.
Davraz Dağı.
Güneyce Köyünden Davraz Dağının görünüşü.Davraz Dağı bulutları toplamaya başlamış.
Davraz Dağı;Ispara’ nın doğusunda, Isparta ve Eğirdir’e 25 km mesafede yer alan, Toros Dağları’na bağlı 2637 m yüksekliğinde kayak turizmine açık bir dağdır. Halk arasında hem Davraz hem de Davras olarak adlandırılır. Davraz Akdeniz Bölgesinin Göller yöresinde, Eğirdir ile Kovada Gölleri arasında yükselen ve Isparta Ovasını kuşatan dağ kütlelerinden biridir.
Güneyce köyünden iyi bir iniş ile Isparta-Antalya yoluna kavuştum.
Bu yol üzerinde Isparta yönüne bir kaç kilometre pedallayarak Ağlasun kavşağına geldim ve sapaktan içeri girdim, bundan sonraki hedefim Ağlasun olacak.
Kapıkaya Gerilerde Kaldı.
Köroğlu Beline tırmanırken Kapıkaya yine görüş alanımda belirdi. Bu sefer etrafını yağmur bulutları sarmış, geçtiğim yerlerde sıkı yağmur yağıyor.Kapıkaya gerilerde kaldı ama yağmur bulutları o taraftan üzerime üzerime üzerime geliyor.Yakalanmaya az kaldı!!!!
Köroğlu Beli.
Güneyce’den bayağı inmişim ki, tekrar yukarı 6 kilometrelik bir tırmanışla Köroğlu Beline ulaştım.Bu bele ulaştığımda tırmanış biter derken Ağlasun’a kadar da inceden inceden çıkışım devam etti. Ağlasun’un rakımı 1120 metre.
Her Yerde Dostlar.
Köroğlu belini tam dönmüştüm ki, sevgili dostlarla karşılaştım.Onlarla fazla ilgilenemedim çünkü aşırı rüzgara yakalandım.Hemen üzerimi giydim.Buradan 3-5 kilometre sonra da yağmur başladı.Aşırı olmasa da Ağlasun merkeze kadar ıslanarak gittim. Ağlasun’a girişte yağmur şiddetlendi. İlçe merkezine kendimi atıp barınacak yer bakarken, bir pansiyon sahibi beni buyur etti.Oda fiyatları için pazarlığa tutuştuk, bana kapıyı 50 TL den açtı sonra sıkı pazarlıkla oda fiyatı yarıya inmişken, pazar yerinin kapalı alan olduğunu ondan öğrendim. Benim için yağmurda kapalı alan yeterli, doğruca gittim, tam bana göre imiş, çeşme var,tuvalet var yeterli bence….Hemen kalmak için hazırlığa başladım.
Yemek faslı tam bitmişken Polis kardeşlerimiz hoş geldine geldi!!!
GPT’ me baktılar, temizmişim!!!!. Polis karakoluna 50 metre mesafede, kapalı pazar yerinde artık rahat rahat konaklayabilirim.
Bu gün olanlar: . Kovada Gölünü yağmur altında seyrettim. Çukurköy’ ün güzelliğini gördüm. Kapıkaya Antik Kentinin yanından geçtim.Köroğlu belinden geçip, yağmur altında Ağlasun’a vardım.
5 nci GÜN 27 MAYIS 2015 KOVADA GÖLÜ-YUKARIGÖKDERE-ÇUKURKÖY-
AĞLASUN : 64 km
GÖLLER BÖLGESİ TURU 23 MAYIS-01 HAZİRAN 2015 (5 NCİ GÜN KOVADA GÖLÜ - YUKARIGÖKDERE- ÇUKURKÖY-AĞLASUN)
Discussion about this post