Bu gün beşinci günün sabahı,aynı zamanda turun son günü.
Dağmarmara Yaylasının tam ortasında güne merhaba diyoruz.
Dağmarmara yaylasında;Karaköy,Kuşlar,Kabaçınar,Ovacık yayla yolunun dört yol ağzındaki Kabaçınar’lı Hasan ALP’in işlettiği köfteci dükkanının bahçesinde kamp attık.Dört yol ağzı olması nedeniyle gece çok ses olur düşüncesindeydik ama,gece ses pek olmadı.Ancak sabah erken kalkmak zorunda kaldık.Çünkü köylüler erken kalkıp tarlalara gitmeye başlayınca traktör ve araba gürültüleri çok olmaya başladı.Bizde kalkıp sabah temizliğimizi yapıp kamp malzemelerini topladık, sonra da sıra kahvaltıya geldi. Sabah kahvaltısında bol kiraz olunca kahvaltı daha güzel oluyormuş.
Bu gün yol ve gün benim için uzun olacak,gidelim artık.
5 nci Gün Kuşlar (Dağmarmara yaylası)-Turgutlu-Manisa-Yuntdağı-Çandarlı;
Dağmarmara’ da Sabah.
Sabaha merhaba dedik,biraz erken oldu ama güneşte zaten erken doğuyor.Gece rahat uyuyunca,sabah erken kalksan da gam olmuyor.Hazırlıkları yaparken Hasan Alp’in babası da geliyor onunla da tanışıyoruz.Kamp yerimizin altında kiraz bahçesi kendilerinmiş,istediğiniz kadar toplayabilirsiniz dediler.Biz de yiyebileceğimiz kadar topladık,kahvaltıya
kirazı da dahil ettik.
Yola Çıkma Zamanı.
Bol kirazlı kahvaltıdan sonra,son hazırlığımızı da yapıp yola çıkmaya hazır hale geliyoruz.Turun son günü hatırasına son kamp yerimiz Dağmarmara Yaylasında bir hatıra fotoğrafı olsun istedik.Yola çıkarken Hasan ALP’in babası ile vedalaşıp,Hasan’a da selamlarımızı ve teşekkürlerimizi gönderdik.Şimdi yolculuk zamanı.
Yolda Olmak.
Kamp yerinden ayrıldıktan bir kilometre sonra Kuşlar köyünün içinden geçiyoruz.Burası büyük bir köy,aranılan her şey var.Kamp atmak içinde bir sürü yeri mevcut.Biz böyle yerlerden geçerken aynı zaman da daha sonraları için kamp yeri belirlemeyi de ihmal etmiyoruz.İleri de lazım olur, bir kenara yazalım.
Hacıisalar Deresi.
Kuşlar köyünden sonra 4 kilometre kadar yeşillikler ve bahçeler arasında hafif aşağı doğru iniş yapıyoruz.Hep böyle olacak zannederken kısa bir rampa karşımıza dikiliyor.
Buraya Oyukbaşı diyorlar.Oyukbaşı’ nda ilerlerken aşağıdaki Hacıisalar deresi ve vadisi tüm güzelliğini sunuyor.
Battin ŞİMŞEK.
Oyukbaşı’ nın üst noktasında biraz durup etrafı seyrediyoruz.
İki gün önce karşı tepelerden aşıp Gölcük Gölü-Bozdağ istikametine yol almıştık.
Baattin’ in baktığı yerler, Baktırlı-Sivrice tarafları.
Aşağılara inmeden önce Oyukbaşı’ nda poz verdik.Burası 750 rakıma sahip.
Güney köyüne giriyoruz,Oyukbaşı’ ndan ayrılıp aşağıya inmeye başlıyoruz.
Kısa bir zaman sonra Güney köyü görüş alanımıza giriyor.
Baattin, Güney köyüne son hız ilerliyor.Ben de arkadan geliyorum.
Ayrılık Zamanı !!!!
Güney köyü,Bozkır köyü derken,yol ayrımına geliyoruz.
Burası bizim için ayrılık yeri olacak.Benim yolum uzun, Çandarlı’ ya gideceğim.Baattin ise İzmir’e dönecek.O yüzden benim tercihim Irlamaz üzeri,Baattin’ in tercihi Çatalköprü üzeri yola devam etmek oluyor.Bu turdaki beraberliğimiz buraya kadarmış,başka turlarda görüşmek üzere,Baattin ile vedalaşıp ayrılıyoruz.Selametle….
Çatalköprü’ye Bir Bakış.Ben tepeden Irlamaz-Turgutlu istikametine giderken,Baattin aşağıdaki Çatalköprü’ den yol alıyor.Tepeden Çatalköprü köyü ve Irlamaz deresi böyle görünüyor.Ama Baattin’ i bir türlü göremedim!!!
Irlamaz Köyü ve Kasap Amca….
Genç nesil bilmez bu kasap amcaları.
Eskiden köy yerlerin de kasap dükkanı olmaz,açıkta kesilen etler sıcağı sıcağına isteyene kesildiği yerde satılırdı.Ben de uzun zamandır böyle ana tanık olmadığımdan durdum bir süre bu manzarayı seyrettim.Çocukluğum aklıma geldi birden.Köye gittiğimizde hafta da bir yapılan bu kesim işi bayram günü gibi olurdu.
Su Başı…..
Turgutlu’da durmayıp Manisa-İzmir yönüne yola devam ediyorum.
Turgutlu çıkışında sol yanıma bir bakıyorum Baattin……
Çatalköprü’ den sonra Kemalpaşa yolundan vazgeçip,ana yoldan İzmir’e devam edecekmiş.Peşimi bırakmamış olan Baattin ustaya uygun bir yerde soda-ayran ısmarlayıp,bir süre dinleniyoruz.Daha sonra ikinci bir defa vedalaşıp,o İzmir yönüne ben ise Manisa yönüne dönüp, yolumuza devam ediyoruz.Burası mı? Söylemeyi unuttum Turgutlu-Manisa yolunda bir su başı ve etrafında bahçelerden toplanan meyvelerin toplu satışının yapıldığı bir mezat alanı var.
Spil Dağı Ve Köyler.
Manisa istikametine doğru yol aldıkça Spil dağı daha da belirgin bir hale gelmeye başlıyor.Tabii ki Spil dağı üzerinde doğu yönünde bulunan Sancaklı diye başlayan köyler de görünür oluyor.Sancaklıiğdecik,Sancaklıbozköy,Sancaklıuzunçınar,Sancaklıkayadibi,
Sancaklıçeşmebaşı diye bir sürü Sancaklı ile başlayan köy var.
Spil Dağı.
Manisa ve Spil dağına geldim artık.Spil dağının tam altındayım.Manisa içinde durmayıp Muradiye yönüne yol alıyorum.Mola yeri olarak Muradiye’ yi düşünüyorum.
Yuntdağı Girişi…..
Muradiye’ye öğlen vakti vardım.
Karnımda aç olunca,tren istasyonunun hemen yanında iyi bir köfteci var,orada kendime ziyafet çektim.Bu yer hoşuma gidiyor.Buradan ne zaman geçsem,tren istasyonunda mola veririm.Karnımda doyunca yola çıkma zamanı deyip,Muradiye’nin içinden Yuntdağı’ nın kapısı olan Bağyolu köyüne doğru yol alıyorum.
Bağyolu köyünün girişinde Yuntdağı köyleri levhası beni karşılıyor.
Bağyolu Gençleri…..
Bağyolu köyüne girip sola Osmancalı yönüne döndüm.
Daha 100 metre gitmeden arkamdan bir gürültü gelmeye başladı.Bir de ne göreyim.Bu gençler benimle beraber geliyor.Hemen sağa, boş alana çekip tatlı muhabbete dalıyoruz.Bir de fotoğraf alıyoruz.Gençlerin hepsi çok tatlılar.Çocuk demedim,çünkü beynen çocukluktan çıkmışlar hepsi zehir gibiler.
Gençlerle Yola Devam.
Nereye gideceğimi öğrenen gençler,ailelerinden izinleri dahilinde, benim peşime takılıyorlar.Yolda nasıl hareket etmeleri hakkında da onları bilgilendirip,aynı zaman da araba geldiğinde ne yapmaları gerektiğini de anlatarak 3 km kadar hep beraber yol alıyoruz.
Buraya Kadar…İzin sınırları buraya kadarmış,bu çeşmeden öteye geçmiyorlarmış.Onlar için bu bile yeterli.Çeşmeden sularını içip,yan taraftaki armut ağacına talana giriştiler.Biraz da bana topladılar.İki tanesinin lastiği inik onları tamamladım,biraz daha muhabbet edip,vedalaşıp onları orada eğlenceleri ile baş başa bırakıp yola devam ettim.
Osmancalı-Türkmen Köyü Yol Ayrımı.
Bağyolu’n dan 10 km kadar yukarı yönlü yol alıyorum.Tabii ki orman ve bahçe manzaralı…
10 km sonra yol ayrımına geliyorum.Sol taraf Türkmen köyü ve dolayısıyla Aliağa yönüne gidiyor,ben ise sağa Osmancalı yönüne dönüyorum.Aigai antik kenti levhaları beni Yutdağına götürecek.Bundan sonra karşıma bu levhalar çok çıkacak.
Siyekli…
Osmancalı köyüne girmeden yoluma devam ediyorum.
Vaktim olsaydı girerdim,sarı-kırmızı ya bezenmiş köy kahvesinde çayımı yudumlardım ama kısmet değilmiş.Ben Siyekli istikametine devam ediyorum.Hemen karşımda da
Siyekli köyü görünüyor.
Yundağı ve Köyler.
İleride sivri tepenin altında Yuntdağıyenice ve Örselli köyleri, Karaköy sırtlarından
gözüktüğü kadarıyla.
Karaköy’ den sonra dik bir iniş ile Kocadere’ ye iniş yapıyorum.
Kocadere, Yuntdağı’ nın güzel manzarasını süsleyen o güzellikte derelerden bir tanesi.
Dere üzerindeki köprü de bir süre durup,çevrenin tadını çıkarıyorum.
Yuntdağı Ve Rüzgar Gülleri.
Yuntdağının meşhur rüzgarı ve o rüzgarı enerjiye çeviren rüzgar türbinleri.
Bu türbinleri çok uzaklardan dahi görmek mümkün.
Aigai Antik Kentine Doğru…
Kocadere yokuşunu çıktıktan bir süre sonra yol ayrımına geliyorum.
Düz gitseydim Seklik istikametine gidecektim.Ben yönümü Yuntdağıköseler-Aigai Antik Kenti istikametine çeviriyorum.Hedefim olan Çandarlı’ ya bu yol üzerinden ulaşacağım.
Yuntdağıköseler Köyü.
Tüm çocuklar çok değerli ama bu köyde bulunan çocuklar ayrı bir değerde,çünkü Antik Kentler Turunu düzenleyen arkadaşlar buranın çocuklarına ayrı bir önem verip,onların yetişip büyük adam olmaları için çok çalışıyorlar.O yüzden bu köy bizler için çok çok öneme sahip.
Geçerken uğradım demek istemiyorum,başka zaman teferruatlı uğrarım düşüncesi ile yoluma devam ediyorum.
Arka planda bulunan sivri tepenin bulunduğu yer ise Aigai Antik Kenti.
Kapıkaya.
Günün son çıkışını Kapıkaya köyüne yapıyorum.
Haliyle Kapıkaya kayalıklarına da….Burası adı gibi hakikaten bir kapıyı andırıyor.
Ben buradan geçtikten sonra denize Şakran’ a ulaşacağım.
Şayet denizden gelinirse,burası aşıldımı da Yuntdağına ulaşılıyor.
Şakran Yolu.
Kapıkaya’ dan sonra Şakran’ a kadar uzun bir iniş beni bekliyor.
Kapıkaya-Şakran yolundan Çandarlı körfezi bu şekilde gözüküyor.En arka planda da
Çandarlı’ nın üzerinde Karadağ tüm haşmetiyle bana bakıyor.
Çandarlı Körfezi ve Karadağ’da Gün Batımı.
Şakran’ a inerken bu güzel tabiat olayını ve manzarayı fotoğraflamak bana nasip oldu.Şakran’ a indiğimde ezan okunmaya yani hava kararmaya başladı.Tam iftar vakti koşuşturmacası içinde Şakran’ a vardım.Burada kısa bir mola verip,bir şeyler atıştırdım.
Bundan sonra 18 km uzaktaki Çandarlı’ ya, evime yolculuk karanlıkta devam eder.Saat 21:30 gibi Çandarlı’ ya evime vardım.Bir soğuk duş beni kendime getirir her halde…….
Gün içinde olanlar:Bu gün uzun kilometre ve zaman oldu yollarda. Bozdağlardan inip,ovada pedalladım. Spil’ e selam çakıp,Yuntdağı’ na tırmandım.Oradan inip denize kavuştum.133 km gibi bir yol yapmışım.
Akşam nemi oldu:Evime vardım şimdi dinlenme zamanı.
Bozdağlar Turunda 5 gün: İki kişi çıktık yola;dağlar aştık,ovalara indik,tekrar dağlara çıktık,muhteşem yaylardan geçtik,en taze meyvelerin tadına baktık.Yaylalarda yattık,temiz hava bağrımızı yaktı,ıslandık,yorulduk ama ayakta kaldık.Gözümüz ve gönlümüz güzelliklere doydu.Aklımızda Bozdağlar’da kaldı.
5 nci Gün Kuşlar (Dağmarmara yaylası)-Turgutlu-Manisa-Yuntdağı-
Çandarlı;127 km
BOZDAĞLAR TURU 30 HAZİRAN-04 TEMMUZ 2015 (5 NCİ GÜN KUŞLAR (DAĞMARMARA YAYLASI)-TURGUTLU-MANİSA-YUNTDAĞI-ÇANDARLI)
Discussion about this post