1 nci bölümde ilk 3 günü anlatmış, Kocatepe ‘den başlayıp, Yıldırım Kemal’ e kadar gelmiştik.Şimdi 2 nci bölümü kaleme alacağım yani 29-30-31 Ağustos 2015 tarihlerinde neler yapmışız, Bunları anlatacağım.
İsterseniz akşamdan başlayalım.Yıldırım Kemal’de gece, bazı arkadaşlara bitmedi, sabaha kadar ateş karşısında muhabbet ettiler.Gece kalktıkça gördük onları ama yine de sabah olduğunda hepimiz dipdiri ayaktaydık.Sabah ayazı hepimizi kendine getirdi.Gün ışırken uyandık.Hemen hazırlıklara başladık. Coşkun ağabey ile Halil zaten bizden önce ayaktalar, çayı demlemek, kahvaltıyı hazırlamakla meşguller.
Kendi işini bitiren kahvaltıya geliyor, keyifle kahvaltımızı yapıyoruz.
Yıldırım Kemal Şehitliği ‘n de güne merhaba diyoruz.
Yıldırım Kemal’ de artık gün başlayabilir, bakalım bu güzel günde, Zafer Tepe’ye kadar neler göreceğiz.
4 ncü Gün 29 Ağustos 2015 Zafertepeçalköy Etabı
(Yıldırım Kemal, Yayla, Zafertepeçalköy, Büyükaslıhanlar, Zafer Tepe)
Yıldırım Kemal’den Ayrılış.
Biz Yıldırım Kemal’den ayrılıyoruz.Ayrılmadan önce toplu şekilde Şehitlik ve Tren İstasyonunun önünde poz veriyoruz.
Yine Yollardayız.
Ayrılıyoruz dedik ama ayrılamadık.
Çünkü, Yıldırım Kemal’de ikinci bir şehitlik olduğunu ve durumunun kötü olduğunu o gece öğrendik, orayı ziyaret edip biraz çeki düzen vermek üzere harekete geçtik.Jandarma her zaman olduğu gibi bizi yalnız bırakmıyor.
Şehitlikteyiz.
Köyün iç tarafında kalan bir yerde hakikaten de çok kötü durumdaki şehitlikle karşılaşıyoruz.Ne yapacağımıza karar verip hemen köylülerden gerekli malzemeleri temin edip, iş başı yapıyoruz.
Dualarımız Şehitlerimiz İçin ,burada 8 şehit olduğunu öğreniyoruz.
Haklarında hiç bir kayıt ve bilgi yok.Şimdiye kadar fazla bir şey de yapılmamış. Harabe durumdaki Şehitliğe çeki düzen vermeye çalışıyoruz.Sıra ile herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Oldu Galiba !!Tam olmadı ama bu kadar kısa zaman da ve hazırlıksız olunca bu kadar oluyor. İsimsiz 8 şehidimizin yattığı bu yeri elimizden geldiğince düzenleyip, bayraklarımızla süslüyoruz.
Gururluyuz.
Bir şeyler yaptıksa ne mutlu bize.
Köylülerin hayranlık bakışları altında gerekli temizliği yaptık.Saygı duruşu, İstiklal Marşı, duamızı da yaptıktan sonra, gururla Şehitliğimizin başında pozumuzu verdik.Biz buraya kadar yapabildik.Bundan sonrası köylülerimizin ve yetkililerin.
Biz köylülerimizden söz aldık, burayı düzenleyecekler, bakalım yetkililer ne yapacak? Seneye yine buradayız,göreceğiz !!
Göz Yaşı …
Köylümüz, büyüğümüz amcamız, göz yaşları için de Osman hocamıza sarılıyor.O kadar duygulanmış ki, ağlamaktan fazla bir şey söyleyemedi.
Bizim, Şehitliği temizlediğimizi duyduğunda koşa koşa yanımıza gelmiş, o halimizi görünce dayanamamış, ağlamaya başlamış.Sizden Allah razı olsun diyordu.Daha çok şeyler söyledi ama sözden ziyade o gözler var ya, her şeyi fazlası ile anlatıyordu.Ne mutlu bize, ne mutlu bizleri buraya getirenlere …….
Yola Devam.
Yıldırım Kemal ‘de yaptığımız iş bizi daha da gururlandırdı.Şimdi daha bir başka yol alıyoruz. İstikametimiz Hamur – Yayla tarafları.
Daha önce de demiştim.Askerimiz nereden geçtiyse biz de oradan geçeceğiz.Yine ana yol dışındayız.Osman hocam yeni bir yer gösterecek, burada bisikletleri bir araya topluyoruz.Aynı zamanda arkadan gelen arkadaşları bekliyoruz.
Atlar Gölgede.
Bisikletleri burada bırakıp, tepeye doğru tırmanmaya başlıyoruz.Şimdiye kadar piyadelerin, sipahilerin izinden gidiyorduk,şimdi topçumuzun yanındayız, bakalım onlar nerelere gelmiş, nerelerden top atışına tutmuş düşmanı.
Topçu Mevzilerindeyiz.
Savaşta topçu desteği önemlidir.Topçumuz, Kocatepe ‘den beri Piyade ve Sipahilerimizin arkasından gelerek onlara top atışları ile destek olmaya çalışmış. Bu tepe çok önemli tepelerden biridir, bu tepeden Dumlupınar, Büyükaslıhanlar ve Zafertepe gözükmektedir.O yöndeki tüm düşman birlikleri ateş altına alınabilmektedir.Hamur ile Yayla Arasındaki bu tepe 1250 rakıma sahiptir.
Topçumuzun bulunduğu bu tepede bizde bulunmaktayız. Osman hocam konu ile ilgili tüm bildiklerini bize aktarmaktadır.
Meçhul Asker
Adı bilinmeyen o kadar Şehit mezarı var ki ….
Onlardan biri Kütahya-Çalköy yolu üzerinde.Yol üzerindeki Meçhul Şehit Askerinin mezarını ziyaret etmeden geçmiyoruz.
Saygı duruşumuzu yapıp, istiklal marşımızı da söylüyoruz.
Büyükaslıhanlar,Üçtepe Şehitliği.
Kütahya ana yolunu izleyerek Küçükaslıhanlar ‘dan Büyükaslıhanlar’ a giriyoruz.Köyün hemen batısında küçük bir tepe var, bu tepe de bir şehitlik.Burası Büyükaslıhanlar, yani Üçtepe Şehitliği.Burada bilinen 46 şehidimiz yatmakta.
Allıören Köyünde Mola.
Büyükaslıhanlar köyünden toprak yolu takip ederek Allıören köyüne geliyoruz.Yorulduk biraz nefeslenmek gerek, dinleniyoruz.Bu arada bazı ihtiyar amcalardan o dönem ile ilgili bilgi de alıyoruz.Bu köyde de o zamanlar ne kadar vatan sever varsa, bir o kadar da vatan haini olduğunu öğreniyoruz.Düşman ile çarpışan da vardı, düşmanla işbirliği yapanda vardı diyor, amcalar bize.
Zafertepeçalköy.
Allıören ‘den Zafertepeçalköy’ e geçiyoruz.Zafertepeçalköy, savaşın tam ortası.
Öğlen buradayız.Yemeğimizi yedik, muhabbet ettik, dinlendik ve biraz da fotoğraf çekimi yaptık.Bundan sonra asıl yere gideceğiz.
Zafertepe ve Bayrağımız.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Başkomutanlık Meydan Muharebesini sevk ve idare ettiği 1175 rakımlı Zafertepe’ deyiz.Atamızın,askerlerimizin yaptığı gibi geceyi burada geçireceğiz.Savaşın en şiddetli olduğu günde buradayız ve yarın 30 Ağustos. Biz Zafertepe’ deyiz.
Saygımızı Sunuyoruz.
Osman KUTLU’ nun rehberliğinde Zafer Tepe ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi hakkında detaylı bilgi alıyoruz.Etrafı hayretle seyrediyoruz. Bir çoğumuz buralara ilk defa geldi.
Biz yıllardır Meydan Muharebesinin Dumlupınar’da olduğunu zannederdik, çünkü öyle öğretilmişti. Bizde maalesef öğrenmemişiz.
Halbuki savaşı Mustafa Kemal Zafertepe’ den sevk ve idare etmiş, savaş Küçükaslıhanlar, Büyükaslıhanlar, Allıören, Kanlıköprü ve Çalköy’ ün içerisinde bulunduğu 20 kilometre karelik bir ovada çok şiddetli olmuştur.
Burada 60.000 asker boğaz boğaza savaşmıştır.
Zafertepe’den Savaş Alanına bakıyoruz.
Evet karşımız Başkomutanlık Meydan muharebesinin olduğu yer.
Bu gün biz oraları gezdik, Kanlıköprü hariç.Yarın Kanlıköprü’yü de göreceğiz.Gerçek savaş alanlarını dolaştık, Mustafa Kemal ve askerlerinin izinden gidiyoruz.
Zafertepe’de Gece.
Tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Zafertepe’ de kamp yaptık.
Biz burada sabahladık.Ağustos ayı olmasına rağmen burası ayaz,1175 rakımlı Zafertepe ‘nin ayazını sıcak çayla kırmaya çalıştık.
Dostluğumuz muhabbetimiz arttı.
Ay ve Zafertepe
Ay, Zafertepe semalarında bir başka doğuyor.Geceyi bir başka aydınlatıyor.Yarın ki büyük güne o hazır ya biz hazırmıyız.
Yarın 30 Ağustos,zafer bizi bekliyor, Zafertepe’ de…..
Gün içinde olanlar :Yıldırım Kemal ‘deki 8 şehidimizin mezarını temizleyip bakımını yaptık, gururluyuz.Topçu birliklerinin mevzilerini gördük. Büyükaslıhanlar ‘da Şehitliği gezdik, saygı duruşunda bulunduk. Zafer Tepe’ye geldik. Mustafa Kemal ve askerlerinin kaldığı tepe de kamp attık.
Gece olanlar: Ayaz var Zafertepe’de, sıcak bir çay içimizi ısıtıyor.Herkes birbiri ile muhabbet ediyor.Ama hepimizde hissettirmediğimiz bir sevinç var, çünkü biz Zafer tepe’deyiz. Bu onur kime nasip olur ki …..
Yarın ne mi olacak, yarın büyük gün 30 Ağustos.
5 nci Gün 30 Ağustos 2015 Kanlıköprü-Halaçlar etabı(Zafertepe – Kanlıköprü -Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı-Halaçlar)
Herkese nasip olamayacak bir yerde Zafertepe’de güne merhaba dedik.Bu gün 30 Ağustos ve biz buradayız.Güne geç başlayalım diye akşamdan sözleşmiştik ama yine de herkes erkenden ayaktaydı.Yavaş yavaş toplanmaya başlıyoruz.Bu gün burada anma törenleri ve kutlamalar olacak.Biz toplanırken gelenler oluyor,görüyoruz onları.Etraf kalabalık olmaya başladı bile.Biz de güne başlayalım artık.
Zafertepe’de Kamp Sabahı.
Ben toparlandım,bazı arkadaşlar toplanıyor,bazıları da işi oluruna bırakmış, çadır daha ortalarda duruyor.Ama acelemiz yok,30 Ağustos törenleri öğlen başlayacak,biz bu arada kendi anma törenimizi yapacağız.
Kamp yerine akşam boyunca gelen askerler oldu, sabah ta genç subaylar geliyor.Tabii hepsi bizim ne yaptığımızı merak ediyor, Osman Kutlu yazdığı kitabı onlara imzalayarak hediye ediyor.
Anlamlı Günde,Anlamlı Kitap
Osman KUTLU ,yazdığı kitabı imzalayarak bu anlamlı günde,tura katılan bizlere hediye ediyor.Kitabın adı; Kurtuluş Yolunda Büyük Taarruz Yürüyüşü,okumanızı tavsiye ederim.Bana hediye ettiği kitabı bir çırpıda okudum.Bu turu daha da anlamlı hale getirdi.
Zafertepe Müzesi.
Sabah,hemen yanımızda bulunan müzeyi gezerek,o zaman ki savaş aletlerini inceliyoruz.
30 Ağustos’ta Zafertepe.
Burası Zafertepe, adeta bayram yeri.
Dün biz buraya gelirken girişe bir şeyler yapıyorlardı, ama bu gün anladık ki, kapının girişine panayır kurmuşlar.Burada ki halkın gerçek bayramı bu günmüş. Zafertepe bu gün mahşeri kalabalığa sahip.Kim ile konuştuk sa bu gün bizim bayramımız diyor.Tüm çevre köy ve kasabalardan herkes buraya gelmiş.
Zafertepe Girişi.
Hangi vatandaşla konuşsak hep aynı şeyi söyledi,asıl bayram yeri burada,asıl savaş burada oldu,asıl zafer burada kazanıldı diyordu.Biz köylüler, kasabalılar burada bayramı kutlarız, Dumlupınar’ı bilmeyiz dediler.Orada devlet kutlar dediler.Burası görülmeye değerdi.Biz bir süre daha buralarda kalıp vatandaşlarla vedalaştık, daha sonra aşağıya Zafertepeçalköy’ e aktık, gidilecek daha çok yer var.
Kanlıköprü Yolu.
Zafertepeçalköy civarında çok kanlı çarpışmalar olmuş,o kanlı çarpışmaların olduğu yerin bir tanesi de Kanlıköprü mevkii, Zafertepe’ den indikten sonra,Zafertepeçalköy’ de durmayıp,Kanlıköprü’ ye doğru hareketleniyoruz.
Kanlıköprü.
Bu köprü,bu dere nelere şahit olmuş. Köprü civarında çok şiddetli çarpışmalar olmuş.Anlatıldığına göre derenin rengi günlerce kızıl akmış.
Kanlıköprü ile ilgili bilgiye ulaşıp,yerini de gördükten sonra toplu halde bir poz veriyoruz.
Kanlıköprü-Çalköy Yolu
Kanlıköprü’ de işimiz bittikten sonra tekrar Zafertepeçalköy’ e doğru harekete geçiyoruz.
Zafertepeçalköy Hatırası.
Zafertepeçalköy’ e tekrar ulaşıyoruz.Bu günün anısına tüm şehitler ve günümüz şehitler adına pankartımızı açıyoruz.İstiklal Marşımızı söyleyip saygı duruşumuzu yapıyoruz.Artık Zafertepeçalköy’ den ayrılık zamanı.
Yzb. Şekip Efendi Şehitliği.
Zafertepeçalköy çıkışında bulunan Yzb. Şekip Efendi ve erlerinin şehit olduğu, aynı zaman da mezarlarının bulunduğu yerde saygı görevimizi yerine getirmeyi ihmal etmiyoruz.
Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı.
Atatürk 31 Ağustos 1922 günü muhabere sahasını gezerken Şehitler arasında düşman topçu mermisinin açtığı çukura gömülmüş bir sancaktar görür. Aziz Şehit toprağın üstünde katılaşmış kolu ile sancağı dimdik tutmaktadır. Bu manzaradan duygulanan Başkomutan, savaş sonrasında yapılacak meçhul asker anıtı için bunun sembol alınmasını emreder.
Saygı Duruşundayız.
Zafertepeçalköy-Dumlupınar yolunda bulunan Şehit Sancaktar Mehmetçik anıtının bulunduğu tepede duygulu anlar geçiriyoruz.Çevreyi hayranlık ve şaşkınlıkla gezdik.Burası ve anıt için gerekli bilgileri aldık.Burada uzun zaman geçirmemize rağmen kimsede sıkılma belirtisi bile olmadı aksine herkes huzurlu ve duyguluydu…Her yerde olduğu gibi burada da Şehitlerimize saygımızı sunduk,marşımızı hep bir ağızdan söyledik.
Galiba içimizden bir kısmı ağlıyordu……..
Dumlupınar
O kadar yer gördük ki,o kadar gerçek savaş alanı gördük ki,o kadar isimsiz şehit mezarı gördük ki,Başkomutanlık Meydan Muharebe alanlarına girdik ama program nedeniyle Dumlupınar’a giremedik.Aslında girsek çok iyi olurdu,ben başka bir zaman girmeyi ve ziyaret etmeyi düşünüyorum.
Halaçlar.
Dumlupınar’dan Ankara-İzmir asfaltına çıkıyoruz,bir süre sonra köy yoluna girip,Halaçlar köyüne ulaşıyoruz.Halaçlar köyü bu gece bizim kamp alanımız olacak. Halaçlar köyü ilkokulunun bahçesindeyiz.Ateş hazır,köy kadınlarımız buğday havalandırıyor,onlar işlerinde güçlerinde.
Biz ise çadırlarımızı kurmaya başladık bile…..
Köy Evindeyiz.
Muhtar emmi ve köylüler bizi boş çevirmediler.Misafirperverliğin en iyisini yaptılar.O kadar kişiyi ağırladılar.Caminin alt katında bulunan yemekhane de enfes tarhana çorbası hazırlamışlar.Daha neler vardı, neler.
Uşak yöresinin nefis tarhana çorbasını Halaçlar köyünde içtik.
Bayanlar.
Turumuzun azimli bayanları ile Halaçlar köyünde bize ev sahipliği yapan saygıdeğer köylü kadınlarımız bir arada.Çorbalar için ellerinize sağlık hepinizin.
Halaçlar köyünde bulunan tarihi çeşme.
Zafertepe’ de bizimle olan dolunay burada da bizi yalnız bırakmıyor.O muhteşem görüntüsü ile geceyi aydınlatıyor.
Kamp Ateşi.
Biz köye vardığımızda ateş yanıyordu.Köy kadınları çay demlemişler,yemek yapmışlar bu ateşte,gece ise ateş bize kaldı.Bol odun ile alevlendirip,gece ayazını bu sımsıcak ateş ile kırdık.Yine ateş etrafında toplanıp,doyumsuz sohbetler yaptık.
Gün içinde olanlar: Zafertepe’ de zafer dolu günlere uyanmak, Kanlıköprü’ yü ziyaret, Şehir Sancaktar Mehmetçik anıtını ziyaret ve Halaçlar köyüne varış.
Gece olanlar: Tarhana çorbası bizi kendimize getirdi,kamp ateşi de yanıyor, ateş etrafın da çay iyi gider.Bir de tatlı muhabbet.
Yarın, yeni bir gün.
6 nci Gün 31 Ağustos 2015 Gazi Kovan Etabı
(Halaçlar-Kaplangı Dağı -Gazi Kovan- Hasanköy -Banaz)
30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muhaberesinden sonra düşmanın tutunacak dalı kalmadı.Burada dağılan düşman birlikleri darmadağın bir vaziyette Murat dağına doğru kaçmakta.Bir de Kaplangı Dağına kaçan düşman birlikleri var.Biz ordumuzun izinden,kaçan düşmanı kovalayarak yolumuza devam ediyoruz.Düşman kaçıyor,biz kovalıyoruz.
Halaçlar köyünde güneş bir başka doğuyor.Zafer Yolunda,istiklal yolunda güneşin aydınlattığı yolda, düşmanı denize dökene kadar yola devam edeceğiz. Bu gün Büyük Taarruzun 6 ncı günü, Kocatepe’ den yola çıkalı 6 gün olmuş. Bu güne Halaçlar köyünde başlıyoruz. Ateş başında geçen gecenin sonunda sabah hepimiz yine zindeyiz. Bakalım bu gün nelerle karşılaşacağız.Bu gün neler göreceğiz, bir bakalım.
Halaçlar Köyü Kamp Alanı.
Halaçlar’ da sabah olmuş, gün ışımış. Güneş kemiklerimizi ısıtmaya başlarken,güne başlıyoruz.Şimdi toplanma zamanı,zaten arkadaşlarda öyle yapıyor.Çadırlar toplanıp,yola çıkmaya hazır hale getirilme aşamasında,sabah hallerimiz, herkes işini biliyor.
Halaçlar Hatırası.
Sabah herkes uyandıktan sonra yine caminin altındaki köy evine gidip, akşamdan kalan Tarhana çorbası ve diğer lezzetli yiyeceklerin tadına bakıyoruz. Akşam tadı damağımız da kalmış olacak ki, sabahta iştahla Tarhana çorbalarımızı içiyoruz.Kahvaltı faslı da bittikten sonra yola çıkma zamanı,köy okulunun bahçesinde ki kamp alanında köylüler ve bizi yalnız bırakmayan sağlık ekibi ile hatıra pozu veriyoruz.Halaçlar köyü halkına sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.Seneye tekrar görüşmek üzere.
Düzlüce Köyü.
Halaçlar köyünden hareket ederek yine toprak ve ara yolları kat ederek Düzlüce köyüne varıyoruz.Burada arka tarafın toplanması için çeşme başında küçük bir mola veriyoruz.Bu arada herkeste sıkı bir kahvaltı yapmanın belirtileri gözüküyor!!!
Kaplangı Köyü.
Düzlüce köyünden hareket edip,ana yolu kesip Kaplangı Dağının eteklerinde ki Kaplangı köyüne geliyoruz.Burada caminin avlusunda mola verip biraz serinliyoruz. O kadar kalabalık gelmemize rağmen hiç bir köylünün yanımıza gelerek konuşmaması benim ve arkadaşların dikkatini çekiyor.
Kaplangı Dağı
Köyden dağa bir kaç kilometre tırmandıktan sonra küçük bir düzlük üzerinde duruyoruz.Burasının savaş alanı olduğunu Osman KUTLU’nun anlatımlarından anlıyoruz.
Kaplangı Savaş Alanı.
Kaplangı Dağına ordumuzun imkansızı başararak cephe taarruzu yapması vardır. Böyle 1500 metre mesafede 300 metre yükselen bir dağ kütlesine cephe taarruzu yapmak intihar demektir. Cephe taarruzu yapılmış ve intihar edilmiştir. Onların intihar etme cesaretleri sayesinde düşmanın bu hatta tutunması, Trikopis ve yanındaki birlikleriyle birleşmesi önlenmiştir.Bu muharebelerden sonra düşman Milne hattına kadar durmadan çekilmek zorunda kalmıştır.Bu muharebeler sayesinde Uşak ve İzmir yolu açılmış ve hayal gerçek olmuştur. En önemlisi de, bu cesareti gösteren tümenin, Şehit Albay Reşat Çiğiltepe’ nin 57.Tümeni olmasıdır. Askerleri hem komutanlarını onurlandırmışlar ve hem de intikamını almışlardır. Özellikle burada tümenin subayları Reşat Albay’ ın adıyla askerleri motive etmişlerdir.
Kaplangı Dağı Gerçeği.
İşte Kaplangı Muharebeleri bu anlamda, ilk günkü taarruzdan sonra en kritik savaşlardır. 2 gün boyunca mevziler elden ele geçmiş durmuş, tepenin yamaçları şehitlerle dolmuştur.Bir gün oradaki şehitlerin anısına bir şehitlik ve anıt yapılmasını temenni ediyoruz…
Gazi Kovan.
Bu etabın diğer muhteşem hikayesi de Gazi Kovandır… Anlatımı gerçeğinden öğrenmek gerekir.Onun içindir ki,Gazi Kovanın hikayesini Büyük Taarruz Bisiklet Turu sayfasından ya da Osman KUTLU’ nun Kurtuluş Yolunda,Büyük Taarruz Yürüyüşü kitabında okuyabilirsiniz.
Bayrağımız Her Yerde.
Kaplangı Dağında böylesi şiddetli ve anlamlı bir savaş olmuş ama şehitlerimiz için tek bir anıt dahi yok.Biz de yetkililerin yapamadığını yapıp, burada,bu savaş alanında, aziz şehitlerimiz adına saygı duruşu yapıp,İstiklal Marşımızı okuduk.Dualarımızı ruhlarına adadık.Ruhunuz şaad olsun,aziz şehitlerimiz.
Anıta bayrak asamadık ama bayrağımızı ağaca asarak, bayrağımızı her yerde dalgalandırdık.
Arkadaşlarımız Cem ve Osman ‘da gururla bayrağımıza bakıyor.
Kaplangı Dağı Tırmanışı.
Savaş alanını geride bırakarak Kaplangı dağının sarp yollarında yol almaya devam ediyoruz.Askerlerimiz nereden geçtiyse oradan geçeceğiz,amacımız bu…..
Tırmanış Devam Ediyor.
Çok geniş bir alanı kaplayan Kaplangı dağında bazen iyi,bazen de kırıcı tırmanışlar yaparak hedefe emin adımlarla ilerliyoruz.Düşman kaçıyor,biz kovalıyoruz…….
Mola.
Sıkı bir çıkıştan sonra, güzel bir inişle, dağın güney-batı yönünün eteklerinde harikulade bir su kenarında mola veriyoruz.
Kendimizi tazeliyoruz.
Yemek Zamanı.
Keyifli anlardan biri.Zorlu yollardan sonra su kenarında öğlen yemek molası.Allah ne verdiyse mideye indiriyoruz.Temiz hava hepimizin iştahını açmışa benziyor.
Demir Atlarda Dinlenmede.
Altı gündür çok yol katettiler.Dinlenmek onlarında hakkı……
Hele su kenarı da oldu mu değme keyiflerine.
Mola’dan sonra Hasanköy üzeri Banaz’a hareket ediyoruz.
Banaz Şehitliği.
Bu etabın en anlamlı yeri de bir ilkokulun bahçesindeki şehit mezarları. 1953 yılında bahçe düzenlemesi sırasında ortaya çıkan mezarlar, okul müdürü ve öğretmenleri tarafından hiç bir kurum ve kuruluşa izin verilmeyerek sahiplenilmiş, o günden beri öğrencileri de dahil olmak üzere onurla, gururla sahiplenilmeye devam edilmektedir.
Banaz Şehitliği.
Banaz Şehitliğine uğramanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Banaz’ lı Vatandaşlar.
Bir kısım vatandaş bizleri gördüğünde ne olduğunu anlamaya çalışırken,bir kısım vatandaşta sevgi gösterilerinde bulunuyor.
Atatürk Anıtındayız.
Banaz Hükümet Konağının bahçesindeki Atatürk heykelinin önünde Saygı Duruşu yapıp,İstiklal Marşımızı okuyoruz.Protokol gereği,kaymakam bize hoş geldiniz konuşması yapıyor.
İstirahat zamanı.
Bu gün kamp yerimiz,kapalı spor salonun bahçesi.Herkes uygun gördüğü yere çadırını kuruyor.Turun güzel anlarından biri, burada sıcak su var.Herkes bunu değerlendirme peşinde.Temizlikten sonra akşama merhaba demeye hazırlanıyoruz.
Banaz Yolları.
Herkes şahsi bakımını yaptıktan sonra yine yollara düşüyoruz,ama bu sefer uzağa değil şehir içine, yemeğe……..
Akşam Sefası Bol Olsun.
Çayımız, nescafemiz hiç eksik olmadı,dağın başında bile sıcak suyumuz vardı.Burada da öyle,spor salonun bahçesinde geceye merhaba diyen arkadaşlar.Muhabbetler koyu,keyifler yerinde……..
Gün içinde olanlar: Halaçlar köyünde güne tarhana çorbası yiyerek başladık, Kaplangı dağını gördük,savaş alanını ziyaret ettik,gerçekleri gördük. Banaz’a geldik,şehitlik ziyareti yaptık.
Yarın Murat Dağı’ ndayız.
Discussion about this post