Bir iş yapacaksam, bir yerlere gideceksem bir nedenim olmalı.
Günlerin kısa,gecelerin uzun olduğu bu günlerde, soğuk hava bir kaç günlüğüne müsaade edince kafamda tasarladığım ve güzel şeyleri göreceğim yada yakalayacağım yerlere gitme zamanıdır dedim, çıktım yola. Yola çıktım dedim ise uzaklara değil, yakınlarda ama gün batımının seyre değer olduğu ve sakinliğin yaşandığı yerlere.
İzmir ve çevresinde o anları yaşayacağım bir çok yer var,hava durumuna göre bir kaç plan yaptım ama sonunda,yazısını ve fotoğraflarını paylaşacağım rotada karar kıldım.Doğru yaptım, evet peşinen söylüyorum, doğru yapmışım, peşin söylüyorum büyük zevk aldım.
Bu güzel coğrafyada gezmenin,mevsim itibariyle sessizliğin hüküm sürdüğü yerlerde kamp atmak,gecenin ve rüzgarın fısıltısını dinlemek bana göre olsa gerek.Gün batımı mı? seyredilmeye değerdi,rota mı? zaten güzel, en azından benim için.Bu kadar giriş bölümü yeter her halde turuma başlama zamanı geldi,ben çıkayım artık yola……..
1 nci Gün 02 Ocak 2017 İzmir-Seferihisar-Sığacık-Teos Sahili:
Sabah 09:30 gibi hazırlığı yapıp yola koyulacağım Üçkuyular sahiline indim.Burası bir anlamda tura başlangıç noktam.
Uğur MUMCU Parkı.
Üçkuyular’ dan ayrılıp Bahçelerarası yolları takip ederek Narlıdere-Güzelbahçe arasında bulunan Uğur MUMCU parkına kadar pedal bastım.Değerli gazeteci Uğur MUMCU menfur bir saldırı sonucu yıllar önce hayatını kaybetmişti.Adına burada park yapılmış ve heykeli konulmuş.Bende hem fotoğraflayıp, hemde parkta bir soluklanıyorum.
Güzelbahçe Yolları.
Her zaman yaptığım gibi Güzelbahçe’nin arka tarafındaki sakin yolu kullanıp yoluma devam ediyorum. Hem trafikten,hem de insanlardan uzak buraları.Manzarası ise görüldüğü gibi.
Buz…….Saat 11:00 civarı olmasına rağmen buz tutan sular her yerde.
Gece soğuk geçmiş buralarda.Sabahın ayazı iliklere işliyor ama hareket ettikçe
biraz olsun içim ısınıyor.
Ulamış Molası.
İlk molayı Çamlı köyünde verdim, sıcak çay ile içim ısındı,ikinci molayı da Ulamış yakınlarında çimlerde verdim.Hem dinlendim hemde bir şeyler atıştırdım.
Yolda Tek Değilim.
Seferihisar’a girerken önüm sıra iki bisikletli gidiyordu, yetiştim onlara ve selamlaştık.Selamlaşma sonunda yabancı oldukları anlaşıldı.Yolun sağına çekip,başladık dilimiz döndüğünce konuşmaya.Yabancı dilim yok ama onlar beni,ben onları anladım. Fransız’ larmış, dünya turuna çıkmışlar, rotaları hakkında konuştuk.Sonra onları Selçuk’ta bulunan Adnan BARIM’ a yönlendirdim.Orada dinlenir, Selçuk ve tarihi mekanları gezersiniz dedim.Çok memnun oldular.Adnan BARIM’ ı aramayı ihmal etmedim.
(Sonradan öğrendiğime göre 2 gün Adnan BARIM’ larda misafir olmuşlar.)
Sığacık.
Gecen ayda gelmiştim Sığacık’ a,yine yolum düştü buraya ama bu sefer burada kamp atmayacağım.Kampı farklı yere atacağım.
Sığacık’ a gelmişken yine biraz gezelim ve bir kaç fotoğraf koyalım istedim.
Sığacık Kale İçi Sokakları.
Teos Sahili.
Sığacık içerisinde alışverişimi yaptım,hiç bir eksiğim kalmadı.
Yönümü kamp yapacağım Teos sahiline çevirdim.Uzun bir sahile sahip olan bu bölgede istediğim alana kamp yapabilme özgürlüğüne sahibim. Çünkü bu mevsimde buraları sinek avlıyor,sahil sanki bana ait.
Kamp Yerim.
Rüzgarı,ortamı ve sessizliği koklayarak kendim için en uygun alanı buldum.Fazla aramaya da gerek kalmadı zaten. Yakın sitenin görevlisi Hüseyin’ e haber verdim ki,gece kimse rahatsız etmesin istedim.Oda en uygun yeri bulmuşun abi dedi.Biraz muhabbet ettikten sonra o evinin yolunu tuttu,bende çadır faslına geçtim.
Ateş Zamanı.
Sahil bana ait gibi demiştim.Ben de bana ait olan bölgede kamp ateşimi yakıyorum.Kamp ateşi yakmak demek ortama ayak uydurmak demek, bende öyle yapıyorum.Bundan sonrası artık keyif zamanı….
Çiçek Adası ve Ben
Kamp yaptığım yerin hemen karşısında Çiçek Adası var.Çiçek adasında bol miktarda tavşan olduğundan, bir adı da tavşan adasıymış.İnce uzun bir yol ile deniz içerinden karaya bağlı. Yürünebildiği söyleniyor.Ben de buraya kadar gelmişken,ada manzarası karşısında ve gün batımında bir poz veriyorum.
Teos Sahilde Gün Batımı.İzmir’den buraya geldim,kampımı attım,ateşimi yaktım…..Eeeee artık bu manzara karşısında keyif çatma zamanı.
Fazla söze gerek yok.
Teos’ ta Gece Başka Olur.
Gün batımına karşı kurduğum çadırımın önünde günün keyfini çıkarmaya başladım bile.Gece de keyfini sürmeye devam edeceğim.
Bu gün 55 kilometre gibi hafif sayılacak bir yolda Teos sahile kadar geldim.Burası inanılmaz güzellikte,buraları bu mevsimde seçmemin nede ise,yalnızlığı ve sessizliği sevmemden dolayı.Huzur diyorum başka bir şey söylemiyorum.Güzel gün,güzel gece ile devam etti.Gün erken kararınca,uyku da erken geliyor.
Bu günlük bu kadar yarına bakalım.
1 nci gün rotası İzmir-Seferihisar-Sığacık-Teos Sahili:55 KM
2 nci gün 03 Ocak 2017 Teos Sahili-Sığacık-Bademler-Eğri Liman-Özbek-Akkum:
Teos’ ta Sabah.
Gün ağarırken uyanıyorum,daha doğrusu uyandırılıyorum.
Çevrede kuru yapraklar vardı fazla hışırtı olunca huylanıp çadırdan çıktım.Önemli bir şey değilmiş 4 tane yavru köpek oyun oynuyordu,beni görünce paçalarıma yapıştılar.Aslında uyandırmaları iyi de oldu gün ağarmaya başlamış, saatte 08:00 e geliyordu ve bu manzarayı da yakalayamayacaktım.
Kamp Yerim.
Evet geceyi burada geçirdim.Yazın gelsem buraya almazlardı, ben bu mevsimde geldiğim için keyfime baktım.Çadırın yanında görülen ise beni uyandıran yavru köpeklerden birisi,ayaklara fazla yapışmaya ve dolanmaya başlayınca biraz sert bağırdım, 3 tanesi hemen uzaklaştı ama o hiç bir yere ayrılmadı.
Veda Zamanı.
Teos sahile,Çiçek Adasına,Akarca’ya ve huzura veda zamanı.
Aslında kahvaltımı burada yapacaktım,tüm malzemem de tamamdı, akşam keyif kısmına kendimi fazla kaptırınca ekmeğin geri kalanı ile peyniri kediye kaptırdım.Nankör kedi ne olacak!!! o kadar da beslemiştim.Kaptıklarının tamamını yese yüreğim yanmaz,parça parça yapmış yani hepsi mundar olmuştu.
Hal böyle olunca bu güzel yerde kahvaltı edemeden,Sığacık’ a yol alıyorum. Tabii buraya veda ederek.
Sığacık Camii.
Kale içinde ki kahvehanede kahvaltımı da yaptıktan sonra yola çıkmaya hazırım.Bu sefer farklı yerden çıkış yapacağım, Sığacık camiinden. Camii kale içinde olup, çok eski ve tarihi bir camii. Kale içini gezenlerin yolu buraya muhakkak düşmüştür,ama zorunlu, ama suyundan içmek ama ibadet için.Huzur veren mekanlardan biri,hele sabah sakinliğinde dahada huzur verici.
Paşa Kaptanın Evi.
Sığacık’ a ne zaman gelsem muhakkak uğrarım,çay,kahve yada farklı bir şey varsa yerim, içerim.Burası kalenin hemen bitişiğinde kuzey tarafında.İçerisi bana göre mükemmele yakın.Paşa kaptan kendine göre yapmış,zevkini yansıtmış.Burada sabah kahvemi de içip yola reva oluyorum.
Sığacık Çıkışı.
Sığacık’tan ana yolu kullanmadan çıkıyorum.Urla’ya kadar ana yol hiç görmeyeceğim. Sığacık’ ın kuzey çıkışında hayvan ağılları ve tabii ki köpekler var, sabah sabah 4 tane izbandut gibi köpekle uğraşarak, nihayet Sığacık’tan çıktım.Şimdi yukarıda rüzgar güllerinin oradayım.
Düzce Köyü.
Seferihisar’ın yaklaşık 5-6 km kuzeyindedir.
Yaklaşık 10 –15 yıl öncesine kadar köyün ismi Hereke idi.Sonradan Düzce olarak değiştirilmiş. Heraklia antik kentinin üzerinde yada çok yakınında kurulmuştur.Çevrede 80-100 yıllık eski yapılara bakarsanız pek çok mermer sütunun veya işlemenin bu yapılarda kullanılmış olduğunu görürsünüz.. Köyün Camisinin avlusunun sınırlarını Selçuklu,erken Osmanlı döneminden kalma Kasım Çelebi Medresesinin ayakta kalmayı becermiş odacıkları oluşturur.Ayakta kalan bu odacıkların Kubbeli revakları ve ocaklı odaları iyi korunmuş durumdadır.
Düzce Köyü.
Köyden bu güne kadar bir kaç defa geçmiş ama içerisine girmemiştim.
Eksik tarafımı bu turumda tamamladım.Köy ve camiisini tam anlamıyla görüp, bilgi sahibi oldum.
Turgut Köyü
Sürekli pedal çevirip yol alınmaz,belli yerlerde mola vermek gerek.
O mola yerlerinden biride niye Turgut Köyü olmasın.Bu küçük,sakin ve huzur dolu köyde durup hem dinlenip hemde kahvemi yudumladım.
Bademler-Urla Yolu
Turgut köyü molasından sonra Bademler köyünün içinden geçip ara yoldan Urla tarafına yol alıyorum.Bademler-Urla arasında bir küçük köy daha var adı Ovacık, bu küçük köyden de geçip Urla’ya devam ediyorum.
Urla.
Urla’dayım.Urla ikmal yapacağım yer.Ama önce Atamın huzuruna çıkmam gerek.Urla’da eksiklerimi tamamlayıp ara yoldan Torasan istikametine yol alıyorum.
Torasan Sahili.
Torasan, Urla’ya 7 kilometre mesafede,bu yolun bir çoğu iniş olduğundan çok çabuk kendimi Torasan sahilinde buluyorum.Burası sayfiye yeri ve bol miktarda yazlık var. Burada durmadan Özbek tarafına yol alıyorum.
Eğri Liman
Torasan’ dan sonra sessiz sakin 6 kilometrelik bir yoldan Eğri Liman’ a giriyorum.Burası küçük bir koy ve çevrede yazlıklar var,aynı zamanda güzel bir kumsalı da var.Rüzgar güneyden estiği için ben özellikle rüzgarsız olan kuzey tarafına girdim.Çok ta iyi yaptım,burası bana göre çok ama çok güzeldi.
Eğri Liman Sahili.
Öğlen vakti buraya geldiğim için bu güzelliği seyrederek yemeğimi de yiyiyorum. Hava güzel manzarada güzel, burada molayı bir de çay demleyerek uzatıyorum.Buraya başka bir zaman gelip kamp atarım düşüncesi ile çevreyi keşif yapıp Özbek tarafına yola çıkıyorum.
Özbek Köyü.
Eğri Liman’ a girdiğim yoldan tekrar geri dönerek,Torasan-Özbek yoluna çıkıp, Özbek tarafına yol alıyorum.Özbek’ e alt sokaklardan girip,tarihi köprü ve çeşmenin olduğu yere geliyorum.Bu yoldan da Akkum yoluna çıkış yapacağım.
Akkum Sahil.
Özbek ile Akkum arası kısa mesafe.Kısa bir süre sonra kendimi Akkum sahilinde buluyorum.Şimdi kendime kamp atacağım yer bakma zamanı, rüzgar almayan uygun bir yer bakmalıyım.Akkum’ a vardığımda güneş karşı dağların üzerine ve denize yansımakta,bir balıkçı teknesi de kısmetine açılmak üzereydi.
Akkum’ da Kamp.
Sahilden içeride,sitenin önünde, parkın dip tarafında, rüzgarsız alanda,sessiz bir yerde yerimi ayarladım.Çok uzun oldu değil mi? yani yerim çok iyi.Bu gece burada kamp yapıyorum.
Akkum’ da Gün Batımı.
Ben buralara niçin geldim,bu güzelliklere şahit olmak için değil mi? Akkum’ da gün batımı bir başka güzel.Bu güzelliğinde tadını çıkarmalı….
Gün Sonu.
Güzel bir akşam üstü oldu,kamp yerimde yemeğimi yapıp afiyet ile yedim.Aslında çevrede balık yapan bir kaç yer ve bakkal var ama ben kendi yemeğini kendi yapanlardanım.Gün kavuştuktan, el ayak çekilmeye başladıktan sonrada bir süre sandalyemde oturup çevreyi seyrettim.Havayı kokladım,gecenin sessizliğini dinledim,üşüyünceye kadar bahçemin tadını çıkardım.Bahçem dediğim yer,çadırımın etrafı.
Kış aylarının vermiş olduğu kasvet bir süre sonra etrafı sarıyor.Bu uyku zamanının yaklaştığının göstergesi oluyor.Bir süre sonra çadıra girip,radyodaki müzik eşliğinde uyku moduna girdim.
En son saate baktığımda 20:00 civarıydı.Ta ki,çadıra vuran sesle uyanıncaya kadar uyumuşum,yani saat 05:00 e kadar.Ses yağmurun başladığının sesiymiş.Uyumaya devam et Şafak,yağmurun sesi sana ninni gelir.
2 nci gün rotam Teos Sahil-Sığacık-Bademler-Eğri Liman-Özbek-Akkum:48 KM
3 ncü gün 04 Ocak 2017 Akkum-Özbek-Urla-İzmir:
Akkum’ da Sabah Halleri.
Dışarıda yağmur yavaş yavaş yağıyor,gün ağarmak üzere.
Kahvaltı zamanı,çadırın dışına yağmurdan dolayı çıkamayacağımagöre,bende kahvaltımı balkonda yapıyorum…..Allah ne verdiyse.
Akkum’a Veda Zamanı.
Yağmurun dinmesini fırsat bilip toparlandım,yola çıkmaya hazırım.Şimdi Akkum’ a veda zamanı,ayrılırken bulutlu ve rüzgarlı havada Akkum veda fotoğrafı çekip, Akkum’ dan ayrılıyorum.
Burada Çay İçilmeli….
Hayalimi ve yaptığımı paylaşmak istedim.
Böyle nostaljik yapıya sahip (tahta masa ve sandalye) üstelik deniz kenarı benim için dayanılmaz yerlerden….Arkadaş;karda,yağmurda yağsa,fırtınada esse ben böyle yerde durur ve zamanı dondururum………
Özbek Yolu.
Akkum’ dan hafif rampa tırmanarak ayrıldım.Sonra Özbek’e iniş başlıyor.
Güneş Özbek Köyünün üzerinde tüm ihtişamı ile parlıyor. Yolu da parlattığından bu manzara karşısında yol almaya devam ediyorum.
Özbek-Urla Yolu.
Yağmurdan ıslanmış yollar,zeytin ağaçlarının her yanı sardığı coğrafyada Urla yönüne yol almaya devam ediyorum.Bu yol hafta içleri sakin, bir o kadar da güzel ama hafta sonları için öyle diyemeyeceğim.Çünkü pazar günleri köyde köy pazarı kuruluyor ayrıca Akkum sahilinin de talibi çok.
Balıkçı Barınağı.
Urla’ yı süratle geçtim.Mola vermeyi düşündüğüm balıkçı barınağına geldim.Burası Kalabak’ daki balıkçı barınağı, benim çoğunlukla mola için tercih ettiğim yerlerden biri. Sabah kahvemi burada içmeyi tercih ettim.
Çatalkaya….
Moladan sonra Zeytinalanı,Güzelbahçe derken Narlıdere sınırlarına geliyorum.Arıtmanın olduğu bölgeye geldiğimde sağımda Çatalkaya’ ya bir göz atıyorum.Çatalkaya kar altında,karlar daha erimemiş,yakın zamanda burayı ziyaret etmeli düşüncesi ile yoluma devam ediyorum.Eve az kaldı.
Sahilevleri ve Balıkçılar…..
Sahilevleri’ nde deniz kenarına girip yolun bir kısmını buradan alıyorum.
Sahilevleri karşısında balık akını var ki çok sayıda sandal balığa çıkmış.
Bereketli olsun diyorum.Bir anlamda da üç günlük turumun sonuna gelmiş oluyorum, eve az bir yolum kaldı, şehir içini anlatmaya gerek yok düşüncesindeyim.Yakınlarda, güzel rotalarda,manzarası doyumsuz yerlerde pedalladığım düşüncesindeyim. Tabii ki bana göre….
Gezmek, dolaşmak, turlamak, kamp yapmak için bir bahanen bir amacın olmalı duygusu ile hareket eden biri olarak zevk aldığım bir turu daha bitirmenin ve yeni planlar yapmanın mutluluğu içindeyim.
Daha gezilecek, daha görülecek çok yerler var, darısı başka turlara….
3 ncü gün 04 Ocak 2017 Akkum-Özbek-Urla-İzmir:46 km
GÜN BATIMININ İZİNDE 02-04 Ocak 2017 (Sığacık-Teos-Urla-Eğri Liman-Özbek-Akkum)
Discussion about this post