Arzuladığım görmek istediğim yerler ve rota…..
Bu rota çalışmasını daha önceki yıllarda yapmış ama zorunlu nedenlerden dolayı nasip olmamıştı. Önce muhteşem doğaya,güzelliklere ve coğrafyaya sahip Küre Dağlarında yol alacak, sonrada Karadeniz kıyısında yoluma devam edeceğim. Batı-Doğu yönünde 300 Kilometrelik bir bölüm kaplamakta Küre dağları. Belli başlı zirveleri de var, yoluma devam ederken onlara da tırmanacağım. Kuzeyinde ise Karadeniz sahilinde pedallarken yine irtibatım kopmayacak,Küre Dağlarını soluma alıp yol alacağım. Karadeniz ve Küre Dağları…… Bu turum Batı Karadeniz’in güzelliklerinde geçecek. Güzel olacağını umut edip başlıyorum yolculuğa.
1 nci Gün 17-Temmuz 2017 Safranbolu-Eflani-Küre Dağları-Pınarbaşı:
Başlangıç noktam olan Safranbolu’ya Dikili’den pazar akşamının yol hali, trafik sıkışıklığı ve bir kaç trafik kazası nedeniyle 15 saatlik bir otobüs yolculuğu sonunda varabildim. Otobüs yolculuğu yorucu geçti ama otobüsten inip de Safranbolu içinde ilerlemeye başlayınca yorgunluktan eser kalmadı.
Safranbolu.
Safranbolu içerisinde biraz şehir turu attım.
Daha önce de geldiğimden neresi gezilir,ne yapılır, ne yenir, neyi meşhur az çok biliyorum.Gezerken kahvaltı yapmadığım aklıma geldi.
Çorbacının yolunu tuttum ve burada farklı bir bir şekilde masaya gelen kelle-paçanın tadına baktım.Kelle-paçanın üzerine kızgın tereyağ gezdirdiklerinden lezzeti daha muhteşem oluyor.
Safranbolu Evleri.
Safranı, lokumu,doğası derken Safranbolu’ yu daha da ön plana çıkaran Safranbolu evleri ile tanışma zamanı.Vadi içerisinde olan Safranbolu evlerini yakından görmek ve açık ise bir kaçının içerisini gezmek için Safranbolu evlerinin olduğu vadi içine iniş yapıyor ve gezmeye başlıyorum.Günlerden pazartesi olduğundan Safranbolu evleri daha açılmamış, konakları hala kapalı.Dün pazar idi ziyaretçileri boldu.İç yapıları ve mimarisi bana yabancı değil ve daha önce gördüğümden fazla bir eksiklik hissetmedim, beklemenin anlamı yok düşüncesi ile Safranbolu’ya veda edip yola çıktım.
Yol Zamanı…
Safranbolu’dan 14 Kilometrelik bir tırmanışla Eflani yol sapağına kadar yol aldım.Buradan sağa dönüp Eflani istikametine Küre Dağları içerisine doğru yol almaya devam edeceğim.
Safranbolu-Eflani Yolu.
Eflani yoluna sapınca yolda sakinlikte başlıyor.Trafik akışı durağana geçiyor.Arada bir arabalarla karşılaşsam bile diğer yollara nazaran çok hafif bir trafik akışı ve çok güzel bir doğa da yol almaya devam ediyorum.Yol boş,yola devam…..
Eflani.
Kırk kilometrelik bir yolculuktan sonra öğlen vakti Türkiye’ nin kaliteli ve lezzetli hindilerinin yetiştirildiği Eflani’deyim.Buraya kadar pek mola vermemiştim,şimdi mola zamanı.Eflani çok eski bir yerleşim yeri M.Ö 1 nci yüz yıla kadar dayanan bir tarihe sahip.1084 yılından beride Türk hakimiyetinin hüküm sürdüğü küçük, minik,şirin bir ilçe Eflani.
Manastır, kaya mezarları,Taşhan,Evliyahanı başlıca gezilecek yerlerden bazıları.
Eflani-Pınarbaşı Yolu.
Eflani molası bitti,öğleden sonra Pınarbaşı yolundayım.Bu yol daha da sakin, neredeyse hiç araç geçmiyor.Yerleşim yerleri küçük olunca,trafik yoğunluğu da az oluyor demek ki.Bu durum benim işime geliyor, sakin sakin yol almaya devam ediyorum.
Pınarbaşı yolunda bir köy,yolu,kendisi,coğrafyası hepsi ayrı güzellikte.
Pınarbaşı.
1000 rakımın hüküm sürdüğü yolculuğumun son aşamasındayım.Bulunduğum tepeden aşağıdaki Pınarbaşı böyle gözüküyor. Önümde 10 kilometrelik bir iniş var.
Pınarbaşı; Kastamonu iline bağlı küçük bir ilçe.
Eski bir yerleşim yeri olan Pınarbaşı Küre Dağları Milli Parkı sınırlarında.
Valla Kanyonu,Ilıca Şelalesi,Ilgarini Mağarası,Ilıca Hamamı,Horma Kanyonu görülmesi gereken yerlerden.
Kamp Yerim.
Akşam üstü Pınarbaşı’ na vardım.İlçeye girer girmez yavaşlayıp, kendime kamp yeri bakmaya başladım. İlk defa gittiğim yerlerde bir kaç tane alternatif kamp yerim her zaman olur.İlçe ortalarına yaklaştığımda sağ tarafımdaki ormanlık alanı dürbünüm ile tararken bu bina ve korunaklar dikkatimi çekti.Hemen o tarafa yöneldim,iyi ki de yönelmişim bu muhteşem yer karşıma çıktı.Küre Dağları Milli Parkı Ziyaretçi Merkezi bahçesinde çalışan kadınlar vardı, yetkiliyi sordum,içeriden bir bey çıktı.Tanıştık kendisi ile ben sormadan ağabey burada kalabilirsin dedi.Mutluluğum ölçülmez derecedeydi anlatamam.
Süleyman ÜNLÜ, Orman Muhafaza Görevlisi ve aynı zaman da Küre Dağları Milli Parkı Ziyaretçi Merkezinin sorumlusu.
Tura çıktığım ilk gün güzel bir kamp yeri ve Süleyman Ünlü kardeşimin sıcak muhabbeti.Ne şanslıyım değil mi?74 kilometrelik ilk günün arkasından iyi bir uyku beni bekliyor.
2 nci Gün 18 Temmuz 2017 Pınarbaşı-Küre Dağları-Suğla Yaylası-Azdavay-Ballı Dağ- Daday:
Pınarbaşı’nda Sabah.
Sabah erken sayılacak bir saatte, gün ağarırken, uykumu almış bir şekilde kalktım.Bina içerisinde Süleyman uyuyordu onu uyandırıp, uyandırmama hususunda kararsız kaldım. Sonunda o genç daha uyusun deyip, bu güzel yerde güzelce kahvaltımı yapıp güne hazırlığa başladım.Her şey hazır olup, saat 08: 00 gibi gitmeye hazırlanırken, Süleyman’da uyandı.O arada da orman işçileri de çalışmaya geldi.Hepsi ile selamlaşıp, vedalaşıp Pınarbaşı kamp yerimden ayrılma sürecine geçtim.
Pınarbaşı.
Karadeniz bölgesinde bol orman olduğundan çoğu bölgede bu tarz ahşap yapılara rastlanıyor.Burasını dün ilk gördüğümde ev zannetmiştim ama işletme imiş. Olsun güzel eserler meydana getiren herkese saygım vardır.Pınarbaşı’ nın Azdavay çıkışında su kenarında bulunan bu yer kamp yapmak için ideal.Çok büyük bir bahçeye de sahip. İkinci alternatif kampım burasıydı ama gerek kalmadı.Şimdi yolum Azdavay istikameti.
Azdavay Yolundan
Pınarbaşı’ndan ayrıldığımdan beri tırmanıştayım. Ben tırmandıkça Pınarbaşı aşağılarda kalıyor.Küre dağlarında dolaşmak böyle olsa gerek.Halimden hiç bir şikayetim yok aksine neşem de yerinde sayılır.Su mu? her taraf çeşme ve gürül gürül akıyor.Aman dikkat edin sular çok soğuk, dişleriniz kırılmasın.
Küre Dağlarında Yolculuk.
Pınarbaşı’ndan çıkalı 12 kilometre kadar oldu,tırmanış sonu ile beraber düzlüğe ulaşıyorum.Bu düzlüğün bittiği yerde bir güzellik beni bekliyor,biliyorum onu.
Küre Dağları sürprizlerle dolu….
Suğla Yaylası.
1100-1200 rakıma sahip Azdavay ilçe sınırları içinde bulunan Suğla Yaylasındaydım.Niyetim burada kahve molası vermekti!!!!! ama olmadı.Suğla Yaylası Motor ve Doğa Sporlarının ve diğer yayla faaliyetlerinin yapıldığı bir yer, yakın zamanda da böyle bir faaliyet olacak ki, hazırlıklar vardı. Kamyonlar ve iş makineleri çalışma yapıyorlardı. Kahve isteğim birden söndü. Suğla Yayla hayallerimde bitti. Hemen yoluma, Azdavay istikametine yol almaya devam ettim.
Azdavay Yolu.
Küre Dağlarının yeşilliği içinde Suğla Yaylasından Azdavay istikametin doğru inişteyim. Sıkıntı yok, rahatlık var.Bol oksijeni ise yedekte taşıyorum.
Devrekani Çayı.
Azdavay girişinde Devrekani çayı beni karşılıyor.
Devrekani Çayı, Küre Dağlarından doğup Pınarbaşı’nda Valla Kanyonuna girer,Cide’nin Gömüren köyü yakınlarında Valla Kanyonundan çıkarak Karadeniz’ e dökülür.Bölgeye bereket saçan bu muhteşem su kaynağı ile bende tanışmış oldum.
Kendisi ile bir süre arkadaşlık edeceğim.
Azdavay.
Devrekani Çayı sonrası bölgenin küçük,şirin ilçelerinden biri olan Azdavay’dayım.
Azdavay’da kısa mola hakkımı kullandım.
Azdavay;Küre Dağları Milli Parkına sahip olmakla eşsiz doğa güzelliklerini barındırıyor.Çatak Kanyonu, Çal Kanyonu,Medil Mağarası,Suğla Yaylası,Saray Şelalesi Azdavay’ın görülmesi gereken başlıca yerlerinden bir kaçıdır.
Daday Yolundan.
Azdavay’dan yönümü Daday’a çeviriyorum. Daday’a gitmek için Küre Dağlarının önemli zirvelerinden biri olan Ballı Dağı geçmek, aşmak gerekiyor. Bende öyle yapacağım zaten.
Daday Yolundan Devam….
Küre Dağlarının önemli zirvelerinden biri olan Ballı Dağı tırmanışı başladı. Azdavay gerilerde kaldı. Devrekani Çayı ise beni bir süre daha takip ediyor, biraz sonra oda bana veda edecek.
Ballı Dağ Tırmanışı.
Hava bayağı sakin, rüzgar yok, sıkıcı bir hava var…. kesin yağmur yağacak hava durumu kendini belli ediyor.Durum öylede olsa bu muhteşem coğrafyada,sakinlikler içinde, bol oksijen soluyarak Ballı Dağına tırmanışım son hız devam ediyor.
Resme ne yorum yapayım diye düşündüm yapamadım.
Her zaman söylüyorum ”Gezmek Ve Doğada Olmak Ayrıcalığımdır.”
İşte o anlardan bir tanesi.Koskoca Küre Dağlarında, Ballı Dağ zirve yolunda yalnızım.
Soğucaova.
Buraya ulaşmak, zirveye bir adım daha yaklaşmak anlamına geliyor.
Soğucaova mevkii zirveye çok yakın bir yerde muhteşem güzelliği, bol oksijeni ile tüm doğa severleri kendisine çekiyor.Bu bölgede çeşmelerden akan sular muazzam soğuk, dikkat!!!!!! dişiniz kırılmasın. Hele terledim başımdan aşağı bir döküp serinleyeyim demeyin. Önce soğukluğunu kontrol edin.
Ballı Dağ Zirve.
Terledim, yoruldum,tırmandım,çok güzel coğrafyada yol aldım,soğuk sular içip, suları kafamdan aşağı boca ettim, Azdavay’dan beri 24 Kilometre tırmandım.Her günün yada bir kaç günün kendine göre finali vardır.Bu gününde finali burası olsun.Küre Dağlarının önemli zirvelerinden biri olan Ballı Dağı zirve geçitindeyim.
(Bu fotoğraf çekilir çekilmez beklenen yağmur geldi, şimdi iniş zamanı)
Daday’ a İnerken.
Ballı Dağı zirvede şiddetli yağmura yakalandım,aynı zamanda şiddetli rüzgarda olunca,iniş bayağı riskli olmaya başladı.Ballı Dağ zirve ile Daday arası 15 kilometre, 15 kilometre inişi yağmurla beraber yaparken ara sıra şiddetini azaltan yağmur bana soluklanma imkanı tanıdı.
Ballıdağ Göğüs Hastahanesi.
Bu bölgenin tertemiz havası,oksijeninin bol olması nedeniyle yıllar önce bölgeye yapılan
Ballı Dağ Göğüs Hastahanesi 2006 yılından beri kaderine terk edilmiş durumda.Bir zamanlar Hababam Sınıfının yazarı Rıfat Ilgaz ‘da bu hastahanede 3 ay kadar yatmış.Şu anki hali ise terk edilmiş ve korku filmlerinde ki hastahaneler gibi görünüyor.
Daday Ve Kamp.
15 kilometrelik sert iniş ve yağmur sonucu nihayet Atçılık ve Biniciliğin merkezi Daday’a ulaşıyorum.Daday merkezde kamp sorun olmuyor, hemen kendime bu küçük şirin ilçe de yer buluyorum.Ben şiddetli yağmura maruz kaldım ama, Daday daha kötüsüne maruz kalmış, yarım saatlik dolu ilçeyi kabusa döndürmüş.Beni görünce hemen bağırlarına bastılar. Dolu da ne yaptın diye soru yağmuruna tuttular.
Daday; çok eski ve küçük bir yerleşim yeri Daday.1200 yıllarından beri Türk egemenliği altındadır.Yeşil bir coğrafyası var. Türkiye’ nin Atçılık ve Binicilik merkezi olarak biliniyor.
Balaban Konağı, Hükümet Konağı, Eski Evleri,Honsalar Tepesi Tümülüsü, Kaya Mezarları,Meyre Mabeti görülmesi gereken yerlerden.
Ayrıca etli ekmeği de meşhur. Ben yedim, damak tadıma pek yatkın olmamasına rağmen güzeldi diyebilirim.
Kamp Yerim Ve Gece…..
Yemek işi tamam olunca, diğer işler başlıyor. Yani kamp yerinin keyif halleri.Bir süre kendi başıma vakit geçirirken, bir süre sonra tek tek ziyaretçilerim gelmeye başladı. Herkes ile muhabbet ediyorum, meraklı sorulara cevap vermek zorunda hissediyorum kendimi.
Boşluk bulduğum bir ara hemen yanı başımdaki çay bahçesine geçip kahve içerken üç genç, bisikletleri ile geldi.Sefa, Berkay ve Yıldırım meraklı istekli, hevesli kardeşlerim. Onlarla da uzun uzun bisiklet, turculuk ve kampçılık üzerine sohbet ettik.Onlar sordular ben cevap verdim.Gecenin ilerleyen vaktinde de izin isteyip yanımdan ayrıldılar.
Onlar ayrılınca da uykumun beni esir aldığını, 65 kilometrelik bol tırmanışlı yolun beni yorduğunu,göz kapaklarımın kapanmak üzere olduğunu görünce, çadırımın yolunu tuttum. Yeni güne dinç uyanmak gerek. İyi geceler.
KÜRE DAĞLARI VE BATI KARADENİZ TURU 17-27 TEMMUZ 2017 (1 VE 2 NCİ GÜN SAFRANBOLU-EFLANİ-PINARBAŞI-KÜRE DAĞLARI-SUĞLA YAYLASI-AZDAVAY-BALLI DAĞ-DADAY)
Discussion about this post