Pıt pıt pıt…….bu ses de neyin nesi.
Daha gün ışımadı, nereden gelir bu ses!!!!! biraz daha kulak verince anlıyorum ki uyku sersemliği nedeniyle ilk etapta anlayamadığım sesin, yağmur sesi olduğunu kavrıyorum. Çadırımın içindeyim, sabaha çok var, yağmur yağıyor, hafif sesi de olsun artık. Ne kadar zaman yağmur yağdı hatırlamıyorum ama gün doğarken uyandığımda kuşlar şıkırdıyor, hava da biraz rutubet kokusu var, yerler ıslak ama yağmur durmuş, artık yağmıyor. Evet artık kalkma zamanı, tembelliğe yer yok. Daha yapacak çok işimiz var.
3 ncü Gün 19 Temmuz 2017 Daday-Kastamonu-Taşköprü-Hanönü:
Daday Sabahı.
Islanan çadırımı güneşin ve rüzgarın kollarına bırakıp, kururken bende aheste aheste kahvaltımı yaptım.Her şey hazır olunca da artık yola çıkma zamanı deyip saat 08:00 gibi akşam kamp yaptığım bu güzel yer ile vedalaşıp oradan ayrılıyorum.Bu gün yolum uzun olacak bakalım günü nerede sonlandıracağım.
Daday’a Veda.
Sabah sakinliğindeki Daday içinde ufak bir tur atıp akşam kaçırdığım bir şey var mı diye etrafı kolaçan ediyorum.Fazla bir şey kaçırmadığıma kanaat getirince de kamp yerimin hemen karşısında bulunan bu güzel binanın önünde bir hatıra fotoğrafı çekip, yoluma, Kastamonu yönüne harekete geçiyorum.
Daday-Kastamonu Yolu.
Sabah erken yola çıkma mı desem, yoksa bu yollarda fazla hareket
yok mu? desem nedir ama şansıma yol sakin ve sessiz.Yol sessiz ve sakin trafikten uzak, üstelik yeşillikler içinde olunca değme keyfime.Sanki bütün yol bana aitmiş hissi veriyor.
Daday Çayı.
Daday’da tanıştığım Daday Çayı, Kastamonu yolunda da beni yalnız bırakmadı.
Daday Çayı ile yolculuğumuz Kastamonu girişine kadar devam etti.
Kastamonu.
Yol sessiz ve sakin, üstelik Daday’dan Kastamonu’ya kadar da hafif inişli olunca 32 Kilometrelik Daday-Kastamonu arasındaki mesafeyi ne çabuk aldım anlamadım.Çabuk geldim Kastamonu’ya, çabuk ayrılmalıyım. Şimdiye kadar ufak yerlerde dolaşmıştım, Kastamonu büyük yer, beni zorlayabilir!!!!!
Taşköprü Yolu.
Kastamonu’da kısa da olsa bir mola verip soluklandıktan ve takviye yaptıktan sonra bundan sonraki ilk hedefim olan Taşköprü yoluna sapıyorum.Sakin yollar bitti, şimdi trafiği olan yollarda gezmeye başlayacağım.Tabii ki, bu günlük.
Sarımsak.
Taşköprü’ye yaklaştıkça sarımsak tarlaları ile yol kenarındaki sarımsak tezgahları bollaşıyor. Şafak, sarımsak memleketine hoş geldin diyorum kendi kendime.
Taşköprü.
Taşköprü, Kastamonu ilinin bir ilçesidir. Taşköprü ilçesi adını Gökırmak üzerinde Çobanoğulları zamanında yapılmış olan ve halen kullanılan yedi gözlü 68 metre uzunluğundaki Taşköprü’den almaktadır. Taşköprü sarımsağı da tüm Türkiye’de çok itibar görmektedir. Evet bende bu Taşköprü dolayısıyla Gökırmak üzerinden geçerek ilçe merkezinde bir tur attım.Bir kaç eksiğimi giderdikten sonrada yine Taşköprü’nün üzerinden geçip ana yola kavuştum.
Pompeiopolis Antik Kenti.
Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde bulunan Paflagonya’ nın başkenti
Pompeiopolis Antik Kentindeyim.Bu benim için sürpriz oldu,iyi de oldu.
Paphlagonia.
M.Ö. I. Bin olarak anılan çağla birlikte Kastamonu Bölgesi Paphlagonia olarak adlandırılır. Bu bölgenin halkı açık olmamakla birlikte batıdan yani Balkanlar’dan gelmiş bir Thrak boyunun uzantısı olduğu düşünülebilir. Antik tarihçilerden Ksenphon Paphlagonia bölgesinde“Kotys” adlı bir liderden söz eder ki, bu isime Thrakialılar arasında sık rastlanır. Ancak, Thrak göçlerinden etkilense bile bölge, halkının önemli bir bölümünün bu bölgede M.Ö. II. Binyılda yaşadığı bilinen Palaların devamının olması daha da mümkün görünmektedir. Roma çağlarına geldiğimizde ise MÖ 64 yılında Pompeiopolis-Taşköprü kentinin kurulması, buranın ilk önce bölge meclisinin birlik merkezi olması, daha sonra ise MS 150’ lerle birlikte bölge başkenti olması ekonomik, sosyal ve kültürel alanda bölgeyi hem ilerletmiş hem de bilinir kılmasını sağlamıştır.
Zımbıllı Tepe Kazı Alanı.
Efes Antik Kenti ve Gaziantep Zeugma’ nın bir benzeri olarak nitelendirilen Pompeiopolis Antik Kenti’ nde kazı çalışmaları halen devam etmektedir. Yapılan çalışmalarda Roma dönemine kadar inildiği ve en eski tarihi kalıntılara ulaşılmıştır.(Kazı alanı kapalı olduğundan geçiş yapamadım)
Taşköprü-Hanönü Yolu.
Bu fotoğrafı görünce Aşık Veysel’in türküsü aklıma geldi.
”Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece.”
Taşköprü-Hanönü yolundan bir manzara, bence çok da güzel bir manzara.
Hanönü.
Gökırmak vadisinde bulunan Hanönü ilçesinin meydanındayım.
Çok küçük bir ilçe olan Hanönü,1988 yılına kadar Taşköprü’ye bağlı nahiye iken bu tarihten sonra ilçe statüsünü kazanmıştır.Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Hanönü,ilçe merkezinde bulunan Han’dan adını almıştır.
Hanönü Kamp Yerim.
Geneli iniş ve düz olan Daday-Kastamonu-Taşköprü-Hanönü arasındaki 106 kilometre, akşam üzeri nihayete erdi.İlçe merkezindeki alışveriş sonunda, yine ilçeye girerken tespitini yaptığım kamp yerinde yerimi aldım.İlk etapta futbol sahasının dışına çöreklendim, çünkü soyunma odaları ve çeşmeler sahanın dışında. Güzel bir temizlik,yıkanma, eşyalarımın kuruması derken bir süre sonra ,kilitli gibi duran futbol sahası kapısını açarak en dipteki kale direğin dibinde çadırımı kurdum. Artık futbol sahası benim.Hava iyice kararıp ta iyice uyku hali gelince,herkesten uzakta sakin bir gece geçirerek güzel bir uyku uyuma moduna geçiş yaptım.İyi uykular bana…..
3 ncü Gün Daday-Kastamonu-Taşköprü-Hanönü Rotası:106 KM
Powered by Wikiloc
4 ncü Gün 20 Temmuz 2017 Hanönü-Çangal Dağı-Yenikonak-Erfelek:
Hanönü Sabahı.
Buralar da güneş erken doğar o yüzden erken kalmak gerek.Gün doğarken uyanıp,çadırı kale direkleri arasına asarak havalandırmasını yaptım.Çadır havalanırken de yedek kulübesindeki banklarda kahvaltımı yaptım.Yani futbol sahasının tamamını kullanmış oldum.
Hanönü Spor kesin bu sene şampiyon olur, gerçi hangi ligde oynadığını bilmiyorum ama olsun,ben bu yeşil sahada sabahladım,onlara uğur getireceğine inanıyorum.Her şey tamam olunca da futbol sahasına dolayısıyla Hanönü’ ne veda edip ayrılıyorum.
Gökırmak.
Gökırmak ile arkadaşlığımız hala devam ediyor.
Onu sağ yanıma alıp Hanönü’ nden Boyabat istikametine kadar 14 kilometre daha beraber yolculuk yaptık.Hayat verdiği Gökırmak Vadisi ise gerçekten görülmeye değer.
Buralara hayat veriyor Gökırmak.
Gökırmak; Kızılırmak’ın en büyük kollarından biridir.
Batı-Doğu doğrultusunda uzanır. Kastamonu ili sınırları içerisinde Ilgaz Dağı’ nın kuzey yamaçlarında doğar. Kastamonu, Taşköprü, Hanönü, Boyabat, Durağan’dan geçerek Kızılırmak’a ulaşır.Gökırmak’ ın hikayesi de bu işte.Şimdi Gökırmak’ tan ayrılma zamanı.
Hanönü-Ayancık Yolu.
Bir süre sonra ana yol tabir edilen Kastamonu-Sinop yolundan ayrılıp sola Ayancık yoluna sapıyorum yine Küre Dağlarına tırmanmaya başlayacağım. Burası Hanönü-Ayancık yolu ve dağa tırmanışa geçmeden bir süre hafif çıkışlı vadi içerisinde yolculuk yapacağım.
Uzunçay.
Vadi artık yukarılara doğru Çangal Dağına uzanmaya başladı.
Uzunçay köyünden sonra artık Çangal Dağındayım.Çangal Dağı, Küre Dağları uzantısının önemli bir dağı ve ben bu gün buraya tırmanacağım, tırmanmaya başladım bile.
Çünkü vadi derinlikleri gerilerde kaldı.
Çangal Dağında Mola.
Çangal Dağını güneyden kuzeye doğru tırmandığımdan dağ kütlesi önümü kapatıyor.
Rüzgar almadan tırmandığımdan sıcaklık oranı da artıyor.Ama bu pek sorun değil,yol boyu bol bol çeşme var,bende bu çeşmelerin keyfini çıkarıyorum. Başımdan aşağıya döktüğüm sular beni serinletiyor.Hele çeşme başında böyle masa takımı da varsa değme keyfime,şimdi çay zamanı bana ellemeyin.
Tırmanma Sınırı
Zirve geçidine yaklaşıyorum galiba….
hafiften rüzgar gelmeye,ağaçların ardında başka tepe görünmez olmaya başladı.
Ama yine de güven olmaz, ardında başka tepeciklerde vardır.
Çangal Dağı.
Artık zirveye çok yakınım,önümde Çangal Dağının zirve geçidi var onu görebiliyorum.
15 kilometrelik tırmanışın sonundayım.Çangal Dağının Kuzey yönüne geçmeden geride bıraktığım Güney yönüne ve Gökırmak Vadisine bakıp bir hatıra fotoğrafı çekiyorum. Çangal dağının güney yönünden kuzey yönüne geçiş ve biraz sonra iniş başlayacak.
Çangal Dağı.
Çangal Dağı 1605 rakıma sahip bir dağ kütlesi ve Küre Dağlarının doğu bölgesinde bulunmakta.Ben bu gün Çangal Dağının 1350 rakıma sahip Çangal Dağı geçidinden geçip dağın kuzeyinden inişe başladım.Zirve fotoğrafı çekmek isterdim ama, geçide gelince şiddetli rüzgar terli bedenimi üşüttü,bende oyalanmayıp inişe başladım.Bu fotoğraf Çangal Dağı zirvesi ve biraz evvel geçiş yaptığım Çangal Dağı zirve geçidini net olarak gösteriyor.
Çangal Dağı ve Serender.
Çangal Dağının kuzey bölümüne geçince bol miktarda serender dikkatimi çekti.
Hemen hemen her yerde gözüme ilişiyor.
Ama yakın da ama uzak ta.
Çangal Dağına Veda….
Çangal Dağından 24 kilometrelik bir iniş ile Yenikonak beldesine kadar yolculuk yapacağım,Çangal Dağı serüveni de bitiyor. Eteklerine varmadan Çangal Dağına
veda etmek istedim. Dolayısıyla fotoğraf ta silik te olsa görünen yayla evlerine de….
Yenikonak Yolu…..
Şimdi gelelim asıl meseleye.Küre Dağlarının önemli bir dağ kütlesi olan Çangal Dağına tırmanışta,inişte o kadar iyi değildi,sebep mi? Tabii ki yol yapım çalışmaları nedeniyle!!! rivayete göre 4-5 yıldır yapım sürüyormuş.Hem Çangal Dağına tırmanışta, hemde inişin bir bölümünde yol yapımı, asfaltlama ve mıcırlama işlemleri bana zor anlar yaşattı.Yanımdan geçen arabalar dikkatli olsa sorun yoktu ama maalesef hem kendilerini hem de yolda gidenleri zora sokuyorlar.Her neyse artık yol yapımı bitti şimdi çoğumuzun kaymak gibi tabir ettiği yolda Ayancık tarafına yol alıyorum. Yenikonak benim mola yerim olsun.
İstikamet Erfelek.
24 kilometrelik bir inişten sonra Yenikonak’ tayım ve kısa bir mola veriyorum.Ne de olsa iniş yordu beni.Bundan sonraki istikametim Erfelek olacak. Yenikonak çıkışındaki köprüden sağa Erfelek yönüne dönüp yoluma devam ediyorum.
Erfelek Yolu.
Yenikonak-Erfelek yolundan bir kaç kare.Doyumsuz güzelliğe sahip bu yolda
yol almak ayrıcalık olsa gerek.Sessiz,sakin, huzur verici.
Doğanın Asıl Sahipleri.
Kendimi bir ara Kozak Yaylasında sandım.
Orada da inekleri böyle başı boş salarlar,akşam oldu mu da kendiliğinden
evin yolunu tutarlar.Sütleri de, yoğurtları da doğal beslendiğinden lezzetlidir.
İşte doğanın asıl sahibi onlar, biz misafiriz.
Yola devam.
Ama nasıl? niyetim Atçılar köyüne kadar yol alıp, oradan Erfelek Şelalesine geçmek, Şelale’de yada Erfelek Baraj gölü kenarında kamp atıp, gecelemekti. Ama Atçılar köyüne gelince planlar suya düştü.
Atçılar-Erfelek Şelale arası 8 kilometre,ben tam yola girmişken, karşımdan kamyonlar gelmeye başladı,durumu az çok anladım.En arkadaki kamyonu durdurdum. Tahminim doğru çıktı, yol yapım çalışması varmış,asfaltlama ve mıcırlama varmış, ne kadarında var diye sorunca 6 kilometrelik bölümü cevabını aldım.Bu söz bana yetti, kader de Erfelek Şelalesine girememek varmış.Asfaltlama ve mıcırlama olan yol kazaya davetiye çıkarır, şansı zorlamamak gerek.
Erfelek Baraj Göleti.
Baraj Göletine inemedim ama havadan gördüm Erfelek Baraj Göletini.
Karasu üzerine inşaa edilen Baraj Göleti,hem doğal güzelliği, hem de çevreye suyu
ile hayat vermekte.
Deniz Göründü.
Erfelek’ e iyice yaklaştım sayılır.Bir ara sol yanımda Karadeniz görünür oluyor.Şu anda da İnceburun tamamen görüş alanımda.Bu akşam Erfelek’te kamp atacağım, yarın ise Karadeniz kıyıları ile buluşma günü olacak.
Erfelek.
Sinop’un batısında 1960 yıllarında ilçe olan küçük bir yerleşim yeri Erfelek.Doğal güzelliği, yeşillikler içinde olması, Erfelek Barajı ve Erfelek Şelalesi ile ilçenin çekiş gücü çok fazla.O yüzden araba ve insan dolaşımı bana göre çok(Ben sakinliği seçerim).Ben bu küçük yerde, küçük bir yer de yeşillikler arasında kendime su başında güzel bir kamp yeri bulma telaşındayken, tam istediğim gibi bir yerde kendime yer buluyorum.
Bu gece Erfelek’ teyim.Yarın başka yerlerde….
Burada da meraklılarım oluyor ama hepsi çok sevecen, sıkılmadan her mantıklı soruya cevabım oluyor.Zaten merakları ve soruları sınırlı ondan sonra herkes kendi alemine çekiliyor, ben de aynı öyle yapıyorum. Sonra mı tabii ki güzel bir uyku…..
KÜRE DAĞLARI VE BATI KARADENİZ TURU 17-27 TEMMUZ 2017 (3 VE 4. GÜN DADAY-KASTAMONU-TAŞKÖPRÜ-HANÖNÜ-ÇANGAL DAĞI-YENİKONAK-ERFELEK)
Discussion about this post