Şafak Yollarda ……..
Bu gün turumun yedinci günün sabahındayım ve Ataeymir’ deyim.
Yayla Gölle başlayıp, Arapapıştı Kanyonu,Doğu Menteşe Dağları,Yılanlı Dağ,Beyağaç,Barza Ovası derken Ataeymir’ e kadar geldim. Aslında bir anlamda da dönüşe geçmiş oldum. Üç bölüm halinde ilk 6 günümde neler gördüm,neler yaşadım yazılarımda anlattım.
Bu bölümde 7 ve 8 nci günde neler yaşamışım onları anlatacağım.
Ataeymir,Nazilli,Beyköy,Tire,Tepeköy rotam olacak, Aydın Dağlarını tırmanacağım. Fazla oyalanmadan hem tura kaldığım yerden devam edeyim, hem güne de başlayayım istiyorum.
O zaman Şafak Yollarda başlasın……
7 nci Gün 09 Mayıs 2018 Ataeymir-Karacasu-Nazilli-Aksu-Beydağ-Beyköy:
Ataeymir Sabahı.
Sabahları uyanmak gibi derdim yok,her yerde camilerimiz var,sabah ezanı ile uyandım.Erken olduğu için çadırda biraz oyalandım,keyif yaptım.Gün ağrırken de toparlanma ve kahvaltı faslına geçiş yaptım.Parkın yanında kahvehane olduğu için sabah namazından çıkan amcalar çayı demlemişti,demlenen çaydan bende bol miktarda nasiplendim.Her şey hazır olunca saat 08:00 gibi yola çıkmaya hazırım.Ve Ataeymir’ den aşağıya salıyorum kendimi.
Afrodisias Antik Kenti.
Kamp attığım Ataeymir, Afrodisias Antik Kentine çok yakın olunca hemen varıyorum yanı başına. Daha ziyarete açılmamış, bu ben de bir eksiklik yaratmıyor, çünkü daha önce bir kaç kere gezmiştim ve yazılarımda da anlatmıştım.
Ama burayı gezmemiş olanlar için şiddetle tavsiye ederim.
Karacasu.
İnişim devam ederken Karıncalı Dağının altındaki Karacasu yeşillikler içinde görüntü alanıma giriyor.Çevre yolu olmasına rağmen Karacasu ilçesine girmeyi tercih ediyorum.
Çünkü çok sevdiğim ilçelerden biri burası.Sabah kahvemi Karacasu ilçesinde bir çay bahçesinde içip yoluma devam ediyorum.
Dandalaz Çayı Ve Baraj Göleti.
Karacasu molasından sonra Menderes Ovasına doğru olan yolculuğum devam ederken Dandalaz Çayı ve Baraj Göleti ile bir araya geliyorum.
Tavas bölgesinden doğan Dandalaz Çayı, Büyük Menderes Nehrinin kollarından biridir.
Nazilli’den Aydın Dağlarına…..
Ataeymir kamp yerimden Aydın-Denizli yoluna kadar hep iniş olduğundan çok çabuk geldim.Yönümü hemen batıya Kuyucak-Nazilli tarafına çevirip ana yolu da son sürat aldım.Saatime baktığımda 55 kilometrelik yolu 3 saatte almışım,iniş olunca demek ki böyle oluyor.Ama bundan sonra beni iyi bir çıkış bekliyor.Uzun ömürlü insanların yaşadığı Nazilli’ye veda edip Aydın Dağlarına doğru yolculuğa başlıyorum.
Sailer Molası.
Nazilli’den 8 kilometre kadar mesafedeki Sailer Köyüne vardım.
Burada daha önceden bildiğim ve kamp yaptığım işletmede Arap Yaseminlerinin altında mola verdim.Sahipleri değişmiş ama işletmenin prensipleri ve lezzetleri pek değişime uğramamış.Burada uzun bir mola verip hep karnımı doyurdum, hem dinlendim.Asıl tırmanış bundan sonra başlıyor,kuvvetli olmak gerek.
Tırmanış Zamanı!!! Ve Gümleme!!!!!
Sailer yemek mola mı yaptım, köyden ayrıldıktan sonra yavaş yavaş tırmanış başlıyor.Kısa bir zaman sonra Gedik Köyünü geçip vadi içinde yol almaya başladım. Düşüncem daha öncede bu yoldan geçerken uğradığım ilerideki Rahmanlar Köyünde mola verip,sularımı tamamlamak. Bu düşüncelerle yol alırken bir gümleme sesi ile olduğum yerde kaldım.
Arka dış lastik paydos dedi!!!!!Hemen kenara çekip,çantaları bisikletten indirdim ve yukarıdan gelen araç kollamaya başladım.Daha 5 dakika olmadan gelen bir minibüs benim kurtarıcım oldu (Minibüs şoförü Nesime şükranlarımı sunarım).
Bisikleti ve eşyaları minibüse yükledim.Doğru 16 km gerisi geriye Nazilli’ye……
Vaziyet Vahim!!!
Schwalbe Marathon lastik kullanıyorum ve bu tura çıkarken taktım, yani lastiğim yeni, 400 kilometrede bu hale geldi,durumu bu.
Geçen ay ki turumda da 2 yıllık Schwalbe Marathon Plus buna benzer tavır takınmıştı.Yapacak bir şey yok, Nazilli’de minibüs beni motosiklet -bisiklet tamircisine bıraktı, lastiği söktük ve bir motosiklete atlayıp ilçe içinden bir Çin malı lastik alıp ünlü markanın yerine onu taktık.Ve bundan sonraki yolum böyle olacak.
(Garanti mi?, tabii ki garantili ama o lastiği İzmir’e kadar taşımama gerek,o da asfalt eriyikli lastik ile zor olacağı için onu orada bırakıp garantiyi yok saydım.)
Yola Devam….
Nazilli’den 16 kilometre Beydağ tarafına tırmanmaya başlamışken lastiğim gümledi,minibüs ile geri döndüm.Lastiğimi Nazilli’de değiştirdim, bir ara rotamı değiştirip ovada gideyim dedim ama saate bakınca 14:00 olduğunu gördüm, bu beni kamçıladı yine Beydağ istikametine yani kendi rotama devam kararı aldım.
Nazilli-Beydağ arası 41 kilometre, ben o hırsla bunun 20 kilometresini aldım bile.Durmak yok, yola devam.
Işıklar Köyü Ve Sonrası.
Rahmanlar Köyünde mola verdim,suyumu ve enerjimi topladım.
Şimdi Işıklar Köyündeyim.Buraya kadar tatlı tatlı çıkışım vardı Işıklar Köyünden sonra o tatlılık yerini farklı bir şeye bırakıyor,asıl tırmanış bundan sonra.
%8 Eğim!!!!
Buna inanıp ta buraya çıkan aldanır!!!!
% 8 eğim doğru, arada %10 nu buluyor ve azalıyor.Asıl inandırıcı olmayan 3 kilometre tırmanış oluşu.İnanmayan dener!!!!!
Ben burayı daha önce de tırmanmıştım aynı levha orada çakılı idi, sonrası mı devam edin anlarsınız.Ama kimse korkmasın, korkulacak bir şey yok, psikolojik olarak bir yıkım yaşarsınız o kadar.
Yağmur İle Beraber…
Rahmanlar’ a gelmeden başlayan yağmur ortalığı ıslatmaya devam ediyor. Artık aldırış etmiyorum yağmura, yağmurluk bile giymiyorum,zaten giyemem ki yokuş tırmanıyorum. 5 dakika yağıyor, sonra biraz dinlenip, bir daha yağıyor.Bu gün böyle olacak galiba!!!
Aydın Dağlarında Yolculuk.
Aydın Dağlarında ilk etap tırmanışın sonuna yaklaştım.Aksu Köyüne varmadan önce Aydın Dağlarında geldiğim yola, vadiye ve geride kalan köylere durup şöyle bir bakmak istedim.Geriye dönüp baktığımda bayağı tırmanmışım gibi geldi bana.
Gökkuşağı.
Birinci etap tırmanışın sonundayım.Aksu Köyüne varış için son virajdayım.Geride bir kısmını bıraktığım Aydın Dağlarında ve Köylerinde yağmur sonrası gökkuşağı ortaya çıktı.Bu muhteşem görüntüyü de albüme koyup dağın güney bölümü için son fotoğraftan sonra biraz düz, biraz iniş ve çıkışla Aksu Köyünün güzelliğine vardım.
Aksu Köyünden Sonra.
Hafif yağmurla beraber Aksu Köyünden sonra 2 kilometre daha tırmanışla günün zirvesine doğru yol almaya başladım.Yukarı çıktıkça yağmurla beraber hava da serinlemeye başladı, bu daha da iyi oldu,daha da keyiflendim.
Aksu Köyünden sonra Orman İşletme Şefliği ve Yangın Havuzunu görünce neşem daha da yerine geldi çünkü zirveye az kaldı.
İl Sınırı, Rakım 857.
İzmir’den çıktım yola,Denizli,Aydın, Muğla tekrar Denizli sonrasında yine Aydın ve en son İzmir sınırlarına tekrar adım atıyorum.Bu bir anlamda zirveye varış fotoğrafı.
Burada Rakım 857 metre.Bundan sonra Beydağ’a kadar sıkı bir iniş beni bekliyor.
Zirveden Beydağ’ a İniş.
Sekiz günlük turumda beni hiç yalnız bırakmayan Kırk ikindi yağmurları yine karşımda.Güzel bir inişi çiseleyen yağmur ile yapmaya başladım ama önümdeki yağmur kütlesi gözümden kaçmıyor. Beydağ ve köylerinin üzerinde aşırı yağmur olduğu gözüküyor. Bakalım iniş anında ve Beydağ’da nasıl bir yağmur ile karşılaşacağım. Ben bu anıma bakayım.
Bir kaç kilometre aşağıya indiğimde yağmurun yerini rüzgar aldı, bu daha da işime geldi ama önümde hala yağmur bulutları var.Olsun, keyfimi bozacak değilim.
Yeşillikler İçinde Bir Köy.
Beydağ yönüne inişim devam ederken Palamutçuk Köyü çıkışında yamaçta durdum.Bu bölgeye ne zaman gelsem ve ne zaman buradan insem özellikle solumdaki manzara beni hep büyülemiştir.Burada Palamutçuk,Çamlık,Çomaklar Erikli,Tabaklar,Yeniyurt,Beyköy hep yeşillikler içinde gizemini korumaktadır.Daha bu bölgede sayısız köy aynı özellikle beni beklemekte.Sözüm var ve o sözü bir kaç yıl içinde yerine getireceğim, bu bölgenin köyleri için özel bir programım olacak,inşallah yaparım.
Görüş alanımdaki Köyün ismini unutmadan yazayım, Çomaklar.
Beydağ.
10 kilometrelik bir inişin sonunda Beydağ ilçesindeyim.
İlçeye çok sevdiğim eski evlerden bir kaçının olduğu (evler azalmak üzere) Nazilli caddesinden giriş yapıyorum.
Beydağ; 13.000 nüfusa sahip,İzmir’in güney -doğusunda, il merkeze 140 kilometre uzaklıkta,Küçük Menderes ovasının sonunda bereketli topraklara sahip küçük bir ilçedir..
Bana burası hep huzur vermiştir, bu bölgeye ne zaman yolum düşse hemen ayağım Beydağ’a gidiyor.Her halde sakinliği sevdiğimden.
Beydağ’da kamp yapmayacağım, kamp yerim her zaman kamp yaptığım 600 yıllık Asırlık Çınar Ağacının olduğu Beyköy olacak.O yüzden Beydağ’da alışveriş yapıp,2 kilometre dik tırmanışı göze alarak Beyköy’ e hareket ediyorum.
Beyköy,Asırlık Çınar Ağacı Ve Kızlar Genceri.
Beydağ’dan 2 kilometrelik tırmanış ile vardım Beyköy’e, Beyköy’ e varırken beni tanıyan Eski Milli Eğitim Müdürü, hocam tekrar hoş geldiniz,yine çınar ağacının yanına mı? diye sordu,evet cevabını aldı,bu sefer fazla muhabbet edemedik,oda yoldan gelmiş,yorgundu (araba ile), bende.Beyköy’ de hemen bakkal gidip içecek bir şey ve o an canım çektiği yoğurdu alıp, asırlık Çınar Ağacının (600 yıllık) olduğu yere geçtim.Kamp yerim burası olacak.Beyköy ve Asırlık Çınar Ağacı gönlümde ayrı bir yere sahip.
Asırlık Çınar Ağacı Ve Kızlar Genceri;İZMİR’in Beydağ İlçesi’ne bağlı Beyköy’ ün 600 yıllık çınar ağacı, köy halkının yanı sıra çevre köylerdeki bekar erkek ve kızları buluşturuyor. Ramazan ve Kurban Bayramı’ nın üçüncü günleri, Kızlar Genceri adlı kutlamada çevre köylerde yaşayan erkekler ile kızlar tanışmak için 600 yıllık çınar ağacının yolunu tutuyor. Birbirlerini beğenen çiftler ilişkilerine Çınar Ağacı’ nın altından birlikte ayrılıyor. Kızlar Genceri’ nde gençler arasında seviyeli yakınlaşmalara, şakalara göz yumuluyor. Artık bir gelenek haline gelen Beyköy Bayramı, ziyaretçilerin de büyük ilgisini çekiyor.
İzmir Büyük Şehir Belediyesinin harekete geçmesi ile 600 yıllık çınar ağacına ve çevredeki diğer çınar ağaçlarına bakım yapılması,ömür uzatıcı tedbir alınması ve kırılmalara karşı destek yapılması sevindirici bir şey.
Beyköy’ de Kamp.
Önce çınar ağacının olduğu yere çadırımı kurmak istedim ama olmadı, yerler yağan yağmurdan çok ıslaktı, bu da bol rutubet demek.
Bende Çınar Ağacının hemen altındaki yere Kızlar Genceri’ nde kurulan ikinci salıncağın altına Çadırımı kurdum.
Bu gün resmi kayıtlara göre 95 kilometre, gayri resmi kayıtlara (lastik gümlesi ile geri dönüş) 112 kilometre yol yaparak Beyköy’ de kamp yapacağım yere ulaştım.Son iki kilometredeki tırmanış zor gelse bile, buraya varmak apayrı bir şey.Çadırımı kurduktan sonra hemen yakınımdaki lavabo da temizlik işimi yaptım, sonra,600 yıllık asırlık ağacının dibindeki masalara geçerek akşam yemeğim için vaziyet aldım.Hafif rüzgar eşliğinde,Çınar Ağacının hışırtıları ile aheste aheste yemeği yaptım ve sonra aynı tarz da keyif ile yemeğimi yedim.
Yorgunluğumu attım, dinlendim,üşümeye başlayınca ve uykum gelince de çadırımın yolunu tuttum.Yarın sekizinci ve son gün olacak.Ama güzellikler bitmeyecek,son günde de var.Yarın ola, hayır ola…..
7 nci Gün Ataeymir-Karacasu-Nazilli-Aksu-Beydağ-Beyköy Rotası:95 km
8 nci Gün 10 Mayıs 2018 Beyköy-Beydağ-Ovakent-Tire-Tepeköy:
Beyköy Sabahı.
Çok huzurlu ve sessiz bir gecenin sonunda uykumu iyice almış vaziyette güneş Aydın Dağları üzerinde doğarken uyandım.Akşam yemeğimi Asırlık Çınar Ağacı altında yapmıştım,kahvaltımı ise farklı bir manzara eşliğinde yapacağım.
Gece rüzgarın esmesi ile rutubetlenmeyen çadırımı topladım, eşyaları da toparlayıp kahvaltı yapacağım yere geçiş yaptım.
Manzara Eşliğinde Kahvaltı.
Beyköy içerisinde bu muhteşem manzaraya sahip park ve çay bahçesi var.Her iki tarafında da çay servisi yapacak kahvehane var.Genelde hep sağ yandakini seçmişimdir,her halde çınar ağaçlarının altında olmasından.Yine öyle yaptım.Kahveci daha gelmemişti ama çayı demleyen biri muhakkak olur, öyle olmuştu.
Ben kahvaltılıkları manzaraya karşı hazırlarken büyük çayımda geldi.
Karşımda Beydağ Baraj Göleti, yeşillikler, Küçük Menderes Ovası ve en sonda da Bozdağ. Ben ise çınar ağaçlarının altında saydığım güzelliklere karşı kahvaltımı yapıyorum. Ne mutlu bana.
Beydağ Barajı; İzmir,Beydağ’da, Küçük Menderes Nehri üzerinde, sulama amacıyla 1994-2007 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Yüksekliği 95 metredir.Baraj 13055 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.
Çok Sevindirici Bir Olay.
Bu işe Büyük Şehir Belediyesinin el atması çok güzel bir şey.
Yukarıdaki 600 yıllık Çınar Ağacının gerekli bakımları yapıldığı gibi bu parktaki tüm çınar ağaçlarının da bakımları yapılmış.Burada Belediye yetkililerine teşekkürü borç bilirim.Duyarsız kalmamış, ilgilenmişler,doğaya sahip çıkmışlar.
Beydağ-Tire Yolu.
Kahvaltıdan sonra Beydağ’a iniş yaptım.İlçe merkezinde sabah gezintisi yaptım.Egenin ve İzmir’in bu küçük ilçesi daha yeni yeni hareketleniyordu.En fazla hareketlilik pazar yerinde vardı, bu gün günlerden perşembe ve Baydağ’ ın pazarı.Pazar esnafının hareketliliği,insanların ufaktan hareketliliği sabah sabah bana iyi geldi.Sabah gezintimden sonra Beydağ’dan çıkıp yeşillikler içinde Tire istikametine yol almaya başladım. Ovakent civarına kadar fotoğraftaki güzellikler olacağını bildiğimden mümkün mertebe yavaş yol almaya gayret ettim.
Yalnızlık,Terk Edilmişlik,Hüzün……
Küçük Menderes Ovasının Beydağ-Tire bölümünde yolda tanık olduklarımdan bazıları.
Manda Çayı.
Aydın Dağlarından doğup ovaya ulaşan Manda Çayı, Küçük Menderes Nehrini besleyen kollardan biridir.Mevsim ilk bahar olduğundan su seviyesi yüksek,hep böyle kalması dileğiyle yoluma devam ediyorum.
Gökçen.
Ovakenti’ de gerilerde bıraktım. Ovadaki yolculuğu devam ederken Tire’ye az bir yolum kaldı.Şu anda Gökçen Beldesindeyim.Gökçen ve Gökçen Efe kimdir bahsetmek isterim.
Gökçen Efe 1891-1919;Asıl adı Hüseyin’ dir. 1891 yılında Ödemiş’de doğdu. Kurtuluş Savaşı’na katkılarıyla tanınan efe. Ünlü efelerden Çakırcalı Mehmed Efe’nin akrabası ve sağ koluydu. Tire’de Güme Dağı’ nda birkaç yıl eşkiyalık yaptıktan sonra Mahmud Celal Bey’in (Bayar) aracılığıyla 1914′ te bağışlandı. İzmir ve yöresinin Yunanlılarca işgali üzerine gönüllü olarak Kurtuluş savaşı’na katıldı. 57. Tümen Komutanı Miralay Şefik (Aker) Bey’in gözetiminde oluşturulan Kuvayı Milliye örgütlenmesi içinde yer aldı.
Haziran 1919’da, Yunan ileri harekatını durduran Köşk Cephesi’ nde savaştı. Fata ve Kemerdere’ de baskınlar düzenledi ve Yunanlılara ağır kayıplar verdirdi. Ekim 1919’da Fata yöresinde Yunan toplu saldırısının geciktirilmesini sağladı. 13 Kasım 1919’da Fata yöresinde Yunan birlikleriyle şiddetli bir çatışmaya girdi. Üç gün süren çatışmalardan sonra, siperine girmeyi başaran bir Yunan askerince 16 Kasım 1919’da süngülenerek öldürüldü. Ankara hükümeti daha sonra, savunurken öldüğü Fata bucağına onun anısına Gökçen adını verdi. Kurtuluş Savaşı’ nın adı ilk duyulan direnişçilerinden olan Gökçen Efe, Halide Edip Adıvar’ ın “Efe’nin Yemini” adlı öyküsünün de kahramanıdır. Ödemiş yöresinde adına Türküler yakılmıştır.
Güme Dağları.
Aydın Dağlarının bir uzantısı olan Güme Dağları.
Tire’nin sırtını yasladığı Güme dağları görüş alanımda iyice netleşmeye başladı.Ben de artık Tire’ye giriş yapmak üzereyim.
Tire Ve Keçe.
Tire’ye öğlen vakti vardım.Tire İzmir’in önemli ilçelerinden biri.Bir sürü özellikleri var yeşil Tire’ nin. Hele salı günleri kurulan pazarı görülmeye değer.Kent Müzesi ayrı bir ölçü.Yeşillikleri ise anlatılmaz.
Tire’nin anlatılacak o kadar çok şeyi var ki,görmek gerek deyip burada bırakalım.Tire’ye öğlen vakti geldim,en fazla neyi görürsem ondan bahsederim dedim, keçe imalathanesinin tam karşısında pideci de yemek molası verince haliyle Tire’deki keçe imalatından biraz bahsedeyim hem de en ünlüsünden.
Keçe; yünden üretilen bir tür yaygıdır. Keçe imal eden ve işleyen , keçeden yapılan çeşitli eşyaları üreten kişiye de “Keçeci” denir. Keçecilik bütünüyle bir el sanatıdır. Artık gelişmekte olan teknolojiyle fabrikasyon keçe üretimi yapılıyor olsa da , İlçemiz Tire’de hala geleneksel yöntemlerle keçe yapımına devam edilmektedir. Düne göre azalmış bu el sanatımız , ilçemizde bizimle birlikte dört atölye tarafından bugünün şartlarında devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Kaynak:CÖN KEÇE Devamını merak eden Tire’ yi görmeli.
Öğlen yemeğinden sonra yola çıktım artık tam dönüşteyim.
Sözün Bittiği Yer.
Tire-Torbalı yolunda….Bayrağımızı görünce hiç tereddüt etmeden durdum. Mola mı verdim, serinledim.Yazı, sizin için ne anlam ediyorsa, benim içinde o anlamı taşıyor. Bazen sözün bittiği yer deriz ya, öyle bir şey.Tire’ye yolu düşen olursa bir soluklansın isterim. Bayrağımızı metrelerce ileriden göreceksinizdir.
Yorum Ne Yapabilirim ki….
Tüm yollar Atatürk’e çıkmıyor mı? Levhayı görünce çok merak ettim ama köye başka bir zaman gireceğim.Nasılsa yakınımızda. Burası Tire-Bülbüldere arası.
Tire-İzmir Yolunda Tek Minare.(Hamidiye Camii)
Her zaman ilgimi çekmişti,her geçtiğimde durup bakarım ve fotoğrafını çekerim.Arazi de yol kenarında tek başına dururdu.Bu sefer etrafının çevrildiğini ve restorasyon çalışmalarının başladığını görünce sevindim.
Hamidiye Camii:Tire-İzmir yolu üzerinde bulunan Hamidiye Camii,daha çok Rahmanlar Camii adıyla bilinmektedir. Hamidiye Camii,Sultan II. Abdülhamit tarafından 1894 yılında yaptırılmış olan külliyeye aittir.Külliye içinde yer alan okul,çeşme ve havuz,İzmir-Tire yol çalışmaları sırasında yıkılmış,külliyeden günümüze sadece minaresi kalmıştır.
Küçük Menderes Ovası.
Artık yolun sonuna geldim, Küçük Menderes Ovasındaki yolculuğum Tepeköy’ de son buldu.Tepeköy’ den İzban’ a binip evin yolunu tuttum.
Bu gün Beyköy’den güne başlayıp Beydağ ve Küçük Menderes Ovasındaki tüm güzellikleri görerek 86 kilometrelik yolculuğun sonunda Tepeköy’ e vardım.İzmir’e ulaştığımda saat 17:00 olmuştu.
TÜM TURUN GENEL ÖZELLİĞİ; Çok merak ettiğim, görmek arzusunda olduğum,muhakkak gitmeliyim diyebileceğim coğrafyada 8 gün yol aldım.Çok ama çok mutluyum.
Yayla Gölü, Buldan;Muhteşemdi,büyülendim, iyi ki gelmişim.
Arapapıştı Kanyonu;Görülmeye değer bir yer,görmeden geçilmez, gördüm hissettim.
Doğu Menteşe Dağları; Doğasında,yollarında, köylerinde gezmek ve kamp atmak ayrıcalık olsa gerek.
Yılanlı Dağ;Turumun ortasında final gibiydi,çok arzu ediyordum,nihayetinde yaptım,şahaneydi.
Beyağaç;Görmek, coğrafyasında gezmek arzusunu uzun zamandır istediğim yerde pedallamanın sarhoşluğunu hissettim.Tekrar görüşmek üzere Beyağaç, sendeki güzellikler için.
Barza Ovası; Muazzam bir doğa olmanın hazzını yaşattı bana,yalnızlık ve sessizlik,huzur verici bir yer.Bana uydu.
Menderes Ovaları;Bereketin yeşilliğin olduğu yerler.
Daha nice güzellikler hepinize selam olsun.Daha çok görüşeceğiz, sağlıcakla kalın.
8 nci Gün 10 Mayıs 2018 Beyköy-Beydağ-Ovakent-Tire-Tepeköy:86 km
YAYLA GÖLÜ-ARAPAPIŞTI KANYONU-YILANLI DAĞ-BEYAĞAÇ-BARZA OVASI TURU 03-10 MAYIS 2018 (7 ve 8. Gün Ataeymir-Karacasu-Nazilli-Aksu-Beydağ-Beyköy-Tire-Tepeköy)
Discussion about this post