Geceyi Trabzon’da misafirhanede geçirdim ama aklım hep bisikletimdeydi. A-B-C hatta D planlarım var, ne olursa olsun bu gün bisikletim olacak ve programıma devam edeceğim.
Bu düşünceler ile sabah çok erken kalktım,kahvaltımı güzelce yaptım.
Doğu Karadeniz Turuma başladığım ilk günkü gibi Trabzon’dayım ve bu kalabalık
şehirden bir an önce kurtulmak istiyorum.
Bisikletçi kardeşim saat 09:00’da dükkanı açacağını söylemişti, bende kendimi o saatte dükkanda olacak şekilde hazırladım, biraz da erkenden misafirhaneden çıkarak bisikletimin olduğu yere doğru yürüyerek ve gezerek yol almaya başladım.
5 nci Gün 24 Temmuz 2018 Trabzon-Bayburt-Değirmencik-Konursu:
Trabzon Kültür Gezisi.
Bisikletimin olduğu merkezdeki bisikletçi dükkanına giderken kaldığım yere yakın Trabzon Kalesi,Kanuni Evi ve Trabzon’da 1480-1511 yıllarında Sancak Beyliği yapmış Yavuz Sultan Selim’in heykelini de ziyaret ederek bisikletime doğru yol aldım.
Trabzon Kalesi;Trabzon merkezinde, şehrin en yüksek kesimindeki kale, Trabzon’da günümüze en iyi durumda ulaşabilen eserlerin başında gelmektedir
Bisikletimin Yapılışı Ve Trabzon’dan Ayrılış.
Dükkana geldim ama kapı duvar,çevredeki esnaf, onlar 11:00′ den önce gelmez deyince moralim sıfıra indi.Saat 12:00 ve 18:00 de Bayburt’a otobüs var ne yapıp edip 12:00 otobüsüne yetişmeliyim düşüncesi ile dükkan sahibini aradım, Şafak ağabey yoldayım senin arka göbeğe bakıyorum deyince rahatladım.Ama saat 10:00 çırak gelip, kendisi 11:00′ e doğru arka göbeği bulamadan gelince iyice sıkıldım.
Hemen A planımı devreye sokup daha önce gözüme kestirdiğim duvarda asılı duran sıfır Bianchi bisikletin arka tekerini gösterip komple takalım,beni 12:00 arabasına muhakkak yetiştirmelisiniz dedim.Fiyatı dahi sormadım.Tamam ağabey dedi bisikletçi arkadaş…….. başka bir şey söylemeden.Oda mahcup oldu demek ki!!
Üçümüz bir olup işi kısa sürede bitirdik,şükürler olsun.
Ali Osman Ulusoy otobüs firmasının Karadeniz’in her tarafına seferleri var.Son hız yol alıp, son dakikada otogara gelip saat 12:00 arabasına son bileti alıp huzura erdim.Rahatlamış vaziyette Trabzon’dan ayrılma, Bayburt’a gitme ve tura kaldığım yerden devam etme zamanı.Otobüs yola çıkar çıkmaz İzmir’deki Selim ZIRAMAN ustamı da aramayı ihmal etmedim,dönüş tarihimi bildirip bana iki tane jantı örüp hazır etmesini söyledim.O bana en iyisini hazırlayacaktır buna eminim. Çünkü takılan jantı ve göbeği pek gözüm tutmadı,
ön zaten 4 yıllık jant.
Bayburt’a Varış.
Saat 16:00 gibi Bayburt’a vardık.Malzemelerimi hazır edip,bu akşam kalacağım yere doğru hareket ettim.Bayburt’ a 2 gün önce ilk defa gelmiş çok hoşuma gitmişti,
bu gelişimde daha da hoşuma gitti.
Bayburt;Tarihi M.Ö 3000′ li yıllara kadar uzanmaktadır.1054 yılında Bayburt Selçuklular tarafından fethedilmiştir.Bayburt 14. Y.Y. da Akkoyunlu Devletinin kuruluş ve tarih sahnesine çıkış yeri olmuştur. Akkoyunlu İdaresi 17 Ekim 1514’ te Yavuz Sultan Selim’ in veziri Bıyıklı Mehmet Paşa’ nın Bayburt’ un fethiyle görevlendirilmesine ve fethin gerçekleşmesine kadar sürmüştür. 1927’ ye kadar Erzurum’ a bağlı olan Bayburt bu tarihte Gümüşhane’ye bağlandı. 21.06.1989 tarihinden itibaren 3578 sayılı yasa ile il statüsüne kavuştu.
Bayburt Kalesi;Zigana ve Kop dağlarından aşılarak ulaşılan Bayburt kalesi aynı zamanda Karadeniz’i Basra körfezine bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunmaktadır. Şehrin kuzeyinde yalçın kayalar üzerinde inşa edilmiş olan kalenin kimler tarafından yapıldığı kesinlikle bilinmemektedir.
Yıldırım Çayı Ve Çoruh Nehri.
İkisi ile de 2 gün önce tanışmıştım, şimdi yine bir aradayız.Geceyi geçireceğim yere giderken yine bana arkadaşlık ettiler.Çoruh Nehri ile yarın uzun bir yolculuğa çıkacağız.Çoruh Nehrini daha iyi tanıyacağım.Bu gün bir birimize yalnızca merhaba demek ile yetiniyoruz.
Değirmencik mi? Konursu mu?
Turumun 3 ncü günü yani 2 gün önce Konursu’da kalmıştım.Orada beni çok iyi ağırlamışlardı.Bu gün tekrar Konursu’ya geleceğimi o günden öğrenmişlerdi (Planlamam öyleydi).Ama ben, gösterdikleri yakınlıktan biraz sıkıldım, tekrar rahatsız etmemek için bir önceki köy olan Değirmencik’ te kamp atmaya karar kıldım.
Değirmencik’teki kamp yeri fotoğraftaki gibi!!!!!!
Cami’ ye bitişik küçük bir park,çeşme var,tuvalet,muhtarlık,lokal ve kapısı aralık boş bir oda.Yani her şey yerli yerinde.
Vardığımda karasinek çokluğu dikkatimi çekmişti, akşama kaçarlar deyip orada yemeği yeyip,çadırımı kurdum.Akşam olmaya yakın sivrisinek saldırısı başladı,çadırı toplayıp oradan kaçmaya niyetlendim ama önce kapalı bir şeyler giyme ihtiyacı duydum.
Hani kapısı aralık boş oda var ya….. işte oraya üstümü giymek için girmem ile çıkmam bir oldu.Maalesef orası tabutlukmuş!!!!!! manzara hoş değildi.Sivrisinekler ve tabutluk…..
Çadırı toparlayıp, doğru Konursu köyünün yolunu tuttum.Yoldayken Kürşat kardeşimi aradım,ağabey bizde seni bekliyoruz demez mi? ne güzel, bekletmek anlamsız.
Geceyi 2 gün önceki gibi yine Konursu’ daki misafirhanede geçirdim.Alıştım galiba Konursu’ya.
Gün içinde yaptıklarım;bisikletimi yaptırmanın sevincini yaşadım, Bayburt’a otobüs yolculuğu yaptım ve Konursu’da misafirhane’ye vardım.
Yarın; İspir’e kadar Uzun bir Çoruh Nehri ve Vadi yolculuğu beni bekliyor, şayet gücüm Ovit Dağını tırmanmaya yeterse Moryayla’ da kamp yapmayı düşünüyorum.
5 nci Gün Bayburt-Değirmencik-Konursu Rotası :21 km
6 ncı Gün 25 Temmuz 2018 Konursu-Çoruh Nehri-Çoruh Vadisi-Madenköprübaşı-İspir-Ovit Dağı-Moryayla:
Konursu’ya Veda, Çoruh’a Merhaba.
Sabah çok ama çok erken uyandım.Daha gün bile ağarmamıştı.Misafirhanenin yemekhanesine geçip hemen kahvaltımı yaptım.Çabuk toparlandım ve gün aydınlanmaya başladığında yola çıkmaya hazırdım bile.Misafirhane anahtarını yine bana söylenen yere bırakıp Konursu’ya veda ettim.Kestirme ara yoldan yol alarak 6 kilometre sonra Adabaşı köyü yakınlarında tüm gün boyu beraber yolculuk yapacağımız Çoruh Nehri ile buluştum.Bundan böyle Çoruh Nehri,Çoruh Vadisi,İspir yolu benim güzergahım olacak.
Çoruh Nehri Ve Arslandede.
Çoruh Nehrine paralel yolculuğum devam ediyor, vadi ile daha tanışmadım. Adabaşı,Ballıkaya derken Arslandede köyünü de geçtim.
Çoruh nehrinin akış yönünde yol aldığımdan yolculuğumda çok iyi geçiyor.
Yeşillikler ve Çoruh Nehri.
Bazen yeşillikler arasında bazende Çoruh Nehrinin dibindeyim.
Hava güzel,keyfim yerinde, görüntü harika,neşem yerinde….
Çoruh Nehri.
Çoruh Nehrinin geçtiği vadilere de ulaşmaya başladım artık.Güzellikler içinde yol alırken fazla uzağa gitmeden Çoruh Nehrini tanımak ve kaldığım yerden yola devam etmek isterim.
Çoruh Nehri; Karadeniz Bölgesinin en doğusunda yer alan nehir. Karadeniz bölgesinin doğusundadır. Uzunluğu 466 kilometredir. Bunun 442 kilometresi Türkiye sınırları içinde, 24 kilometresi Gürcistan sınırları içerisindedir. Mescit Dağlarının batı yamaçlarından çıkar. Çoruh Dağlarının vadilerinden geçerek batıya doğru devam eder.Bayburt yakınlarında kuzeye doğru yönelir. Rize Dağlarının güney vadilerine ulaştıktan sonra batı yönünden gelen Pulur Suyu ile birleşerek doğuya doğru yön değiştirir. İspir’den Yusufeli’ nin güney yakınından geçtikten sonra sağ taraftan Oltu Çayını,Artvin’ e varmadan Şavşat Suyunu alarak 90°’lik bir açı ile kuzeye yönelir. Borçka’da kuzeydoğuya yönelerek Muratlı’ yı geçtikten sonra Gürcistan sınırları içerisine girer ve Batum’ un güneyinden Karadeniz’ e dökülür. Çoruh Nehrinin geçtiği yatak oldukça dar olup derindir. Yamaçlar ve vadiler, gittikçe dikleşir ve nehir yatağı dar bir durum alır. Bu sebeple, Çoruh Nehrinin akıntısı çok hızlıdır. Çoruh Nehri genellikle İlkbahar aylarında kabarır ve yaz aylarında alçalır.
Laleli Yokuşu Ve Çoruh Vadisi.
Artık Erzurum il sınırlarındayım.Erzurum bölgesine bu ilk gelişim.
Laleli Köyüne doğru sert bir iniş yaptım.Laleli Köyünün içinden itibaren ise sert bir çıkış beni bekliyordu.İlk 50 metresinde bisikleti elde taşımam icap etti.Sonramı? tepeye çıkıp ta aşağı sağ tarafta Çoruh Nehri ve Vadisi ile karşılaşınca tüm neşem tekrar yerine geldi.
Kahve Molası.
Dayanamadığım anlar.Yeşillik,çeşme ve su havuzu…..
Kahve zamanımın geldiğinin habercisi.Hiç tereddüt etmeden gölgeliğe attım kendimi.Dinlenmeye ihtiyacım vardı, fırsat ayağıma geldi.
Dinlenirken kahvemi de keyifle yudumladım.
Çoruh Vadisi.
Aslında sözün bittiği yerlerdeyim.Çok az trafik,neredeyse yok denecek kadar az.Doğal güzellikler,muhteşem bir vadi,Çoruh Nehri ve sayamadığım bir sürü güzellik.
Burada olmaktan ve yol almaktan büyük zevk aldım.
Madenköprübaşı.
Sessiz,sakin bir o kadar da huzurlu…. adeta benden başkası yok bu diyarda, işte böyle bir yolculuk yaptım Konursu’dan Madenköprübaşı’ ya kadar.Madenköprübaşı’ na gelince Erzurum ana yoluna bağlanınca başka bir dünyaya gelmiş gibi hissettim.Hafifte olsa trafik ve insanlar olmaya başladı.Burada bir mola vermeye ve enerjimi tazeleme ihtiyacı hissettim,kendime yoğurt molası verdim.Şifa niyetine geldi,kendimi yeniledim.
İspir’e Varış Ve İspir ile Çoruh Nehri’ne Veda.
Madenköprübaşı-İspir Arası 18 kilometre,yoğurdun verdiği enerji ile bu 18 km’yi çabuk aldım.Bu gün Konursu’dan İspir’e kadar Çoruh Nehri ve vadisi boyunca 87 kilometrelik bir yolculuk yaptım.İspir’ e vardığımda saat 16:00 idi.
Hemen İspir’de alışveriş işimi hallettim,kafamdakini yapmak için hazırım.
Önce İspir’den bahsedeyim sonra yola devam edeyim.
İspir;Doğu Anadolu’ yu Doğu Karadeniz kıyılarına ve Kafkaslara bağlayan, tarihin çeşitli dönemlerinde askeri ve ticari amaç ile kullanılan doğal ve tarihi yollar üzerindedir.Erzurum il merkezinin 143 km kuzeyinde yer almaktadır. Meyve ve sebze bakımından zengindir. Dut ve dut mamulleri (pestil, kuru dut, pekmez, köme vs.) en önemli geçim kaynaklarından biridir. Bölgede fasulye yetiştiriciliği yaygındır ve “İspir Fasulyesi” yurt genelinde meşhurdur.
Kaynakça;İspir Kaymakamlığı.
İspir Kalesi;İspir ilçesinde bulunan kalenin 12. yüzyılda bu bölgede hüküm süren İlhanlılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Kalede, günümüze kadar gelebilen bir kitabe bulunmadığından yapım tarihi ile ilgili net bir bilgi elde edilememiştir. Kale, 16. yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından onartılmıştır. Kalenin temeli, Çoruh nehrinden toplanan taşlardan yapılırken, üst duvarların inşasında blok kesme taş kullanılmıştır. Kale içerisinde bulunan mescidin minaresi, aynı zamanda kalenin gözetleme kulesi olarak hizmet vermiştir. Kaynakça; Türkiye Kültür Portalı.
Ovit Dağı Tırmanışı.
Tur yazımın başında ve sonrasında da bahsetmiştim.Doğu Karadeniz Turuna egomu tatmin etmeye,sınırları zorlamaya çıkıyorum demiştim.
İşte o anlardan birindeyim.Çoruh Vadisinde 87 kilometre yol aldıktan sonra İspir’de kamp yapmaktan vazgeçip,alışveriş sonrası Ovit Dağına tırmanmaya karar verdim.Allah sonumu hayır etsin.Öncelikli hedefim Moryayla’ da kamp yapmak ama gücüm yetmez ise Ovit Dağının güzelliklerinde de kamp yapabilirim.Bakalım ne olacak.
Moryayla.
Sınırlarımı sonuna kadar zorladım.
Ovit Dağı tırmanışı yaptım,Çayırözü’ nde kısa bir moladan sonra Ulutaş’ı geçip son tırmanışla arzuladığımı gördüm.1200 rakıma sahip İspir’den son bir kararla devam kararı verdikten sonra Ovit Dağının 2550 rakıma sahip tepeciğinden Moryayla’ yı seyrediyorum.
Yoruldun mu? yoruldum.Bittin mi? tabii ki, bittim.Zor oldu ama yapacak bir şey yok. Moryayla ve mutlu son…..çünkü hedefteyim.
Moryayla’ ya Varış.
Yorulmuş vaziyette vardığım Moryayla yüzümü güldürdü.Daha yaylaya ayak basar basmaz köy konağı levhasını görünce hiç tereddüt etmeden bahçesine girdim.Bahçede Ovit Dağının zirvelerinden gelip akan bir de çeşme var.İşte tam bana göre bir kamp alanı.Ekstra olarak ta tuvalet mevcut.Hemen terim kurumadan çadırımı kurup,soğuk suda biraz olsun serinledim.Sonrada kıyafetimi tazeledim.
Artık buranın ev sahibi sayılırım.
Moryayla ve Moryayla Müzesi.
İspir-Moryayla arası 34 km.İspirden sonra bayağı tırmanmanız gerekiyor.İnsan eli ile kirletilmeye başlanmış,yapılaşma ve betonlaşma Moryayla’ nın doğasını bozmuş.Eski adı Madur olan yayla,çevresinde bol miktarda mor çiçeklerin olması nedeniyle Moryayla adını almış. Kışın kimsenin kalmadığı yaylada, yazın yaylacılar kalmakta. Yaylacıların çoğunun İstanbul’a göçenlerden oluşması ayrı bir özellik.
Müze;Hemen girişte müze yazısı dikkatimi çekmişti,yayla sakinleri ziyaretime geldiğinde bir tanesinde binanın anahtarı vardı ve müzeyi gezmek nasip oldu.Müze içerisinde yayla sakinlerinin buraya bağışladığı eski materyaller yer almakta.
Moryayla Kampı.
Uzun bir gün ve gün sonunda uzun bir tırmanış oldu.
Her şey tamam da hala akşam yemeğimi yiyemedim.Sağ olsun gelenim, gidenim,meraklım çok fazla.Yayla yerinde yapacak iş olmayınca böyle oluyor demek ki!!!!! Yine sağ olsun bir şeye ihtiyacın var mı? diye soruyorlar, ben de teşekkür ederim diyorum ama kimsenin de kıpırdadığı yok. En sonunda malzemeleri orada bulunan masaya çıkarıp, başladım yemeğimi yapmaya.Yemek vaktinin geldiğini anlayan ziyaretçilerim de evlerinin yolunu tuttu.
Akşam mı? yemeğimi yapıncaya kadar hava karardı.Afiyetle yedim, bulaşıklarımı da yıkadıktan sonra ayaklarımı uzatıp uzun bir dinlenme yaptım.
Moryayla’ nın rakımı 2300, böyle olunca gecede soğuk oluyor,yorgunluk ve gece soğuğu birleşince yatma vakti geldi deyip,uyku tulumunun içine sızdım.
Bu gün; Kolay değil 121 kilometre yol aldım.Çoruh Vadisi ve Çoruh Nehri boyunca çok zevkli bir yolculuk yaptım.Sınırları zorlayarak günün ikinci yarısında İspir’den
Ovit Dağına tırmanıp,Moryayla’ ya ulaştım. Moryayla’ da kamp halindeyim.
Yarın mı? Egomun tavan yaptığı,sınırların zorlandığı bölgeye, Çengovit Buzul Gölleri (Yedigöller)bölgesine çıkış yapacağım,yani 3200 metreye.
6 ncı Gün 25 Temmuz 2018 Konursu-Çoruh Nehri-Çoruh Vadisi-Madenköprübaşı-İspir-Ovit Dağı-Moryayla:120 km
DOĞU KARADENİZ TURU 20-30 TEMMUZ 2018 (5. ve 6. Gün Trabzon-Bayburt-Konursu-Çoruh Nehri-Çoruh Vadisi-Arslandede-Madenköprübaşı-İspir-Ovit Dağı-Moryayla)
Discussion about this post