Bu gün Yarımada İzmir Turumun 3 ncü günü.Malum uzun kış gecelerinde erken uyunuyor,bende gece erken sayılacak bir zaman diliminde uyuduğumdan sabah 06:30 sıraları uyandım.Elimi yüzümü yıkarken birden arkamda birisi bitti,irkildim ama çabuk toparlandım.Tanıdım kendisini, sahile yakın evi olan biri akşamda yanıma gelmişti, muhabbet etmiştik,sana mandalina getireyim deyip gitmişti,ben sözün havada kaldığını sanmıştım. Meğerse sabahın bu saatini işaret etmiş,2 kg kadar mandalinayı masaya bıraktı gitti.
Sabah 06:30 kalkan ben,yavaş yavaş kahvaltımı yaptım, bol mandalinada yedim,çadırımı topladım,sabah kahvemi de içtim ve bisikletimi toparladığımda gün ancak doğuyordu.
Erken kalkmayı seviyorum ama gün doğumunun bu kadar geç olması iyi değil. İlk iki gün İzmir’den yola çıkmış,Gülbahçe,Balıklıova,Mordoğan,Karaburun derken Küçükbahçe’ ye ulaşmıştım. Bu gün Karaburun Yarımadası’ nın batısında yol alacak, yarın ise batı-doğu istikametinde yoluma devam edeceğim.
Fazla sözü burada harcayıp enerjimi azaltmayayım, en iyisi bir an önce güne başlamalı, yola çıkmalı.
07 Aralık 2019 3 ncü Gün Küçükbahçe Plajı-Ildır-Çeşme-Çiftlikköy-Pırlanta Plajı:
Küçükbahçe Plajına Veda..
Gün ağardı ve Küçükbahçe Plajından ayrılma vakti de geldi.Önce Küçükbahçe Plajını sonra da kendimin veda fotoğrafını çekip, Küçükbahçe Plajındaki kamp yerime veda ediyorum.
Küçükbahçe.
Kamp yeri ”0” rakım,önce Küçükbahçe içinden çıkış sonra da eski Küçükbahçe köyü kenarından geçerek 3 km’lik bir tırmanış ile 210 rakıma geldim.Bu arada iki Küçükbahçe’ yi de görmüş oldum.
Küçükbahçe;Çorak tepeler arasında yeşil bir alanda yer alan Küçükbahçe Bucağı’ nda mandalina yetiştiriliyor. Konum olarak Karaburun’a nazaran Çeşme’ye daha yakın. Köyde bir pansiyon mevcut. Denizgiren, Tolos Küçükbahçe Plajı’ndan denize girilebiliyor.Eski Küçükbahçe ise daha yukarıda yamaçta bulunuyor, terk edilmiş ve yalnızlık belirtileri içinde, bir kaç ev hala kullanılıyor izlenimi veriyor.
Yine Ben…
3 km’lik tırmanış ve beni ateş bastı,tek tişört bile ağırlık yapıyor.Dünkü deli poyrazdan eser yok.Ama biraz sonra Eğri Liman tarafına güzel bir iniş var, söz rüzgarlığımı giyeceğim.
Arka plana dikkat edilmeli!!!! Şu anda Karaburun Yarımadasının batı yönündeyim ve her taraf maalesef balık çiftliği ile dolu,denizde kirlilik hat safhada, çare mi? suskun yöneticiler ne yapar, bu adamlar kıyıya bu kadar yakın çiftlik nasıl kurar, sorgulanmalı.
Eğri Liman.
Biraz evvel ki küçük tepeden aşağıya Eğri Liman’ a sert bir iniş yaparak iniyorum. Bu arada Eğri Liman’ ın bir bölümü ile balık çiftlikleri görüş alanıma giriyor.
Eğri Liman;Karaburun Yarımadası’ nda korunaklı bir limandır.Kıyıya paralel yarımada,kuzeye doğru çıkar.300 metrelik liman ağzı girildikçe daralır.
Yarımada İzmir Ve Balık Çiftlikleri.
Evet Yarımada İzmir….. Karaburun Yarımadası’ nın batı kıyısında kuzey-güney çizgisinde yol alıyorum.Güzel koylar, harika coğrafya,sakinlik, mandalina bahçeleri her şey yerli yerinde ve güzellikte ama evet aması var.Bu güzelliklerin hepsini burada paylaşmak isterdim ama maalesef her fotoğraf karesine ve her koya bir balık çiftliği denk geliyor.
Üzücü değil mi? evet çok üzücü, balık çiftliklerinin sayısı günden güne artmış.
İsimsiz Koy.
Yılda 1 yada 2 defa bu coğrafyada gezerim.İlk gördüğümde çok hoşuma gitmiş, durmuş seyretmiştim. Her geçişimde de burada durur seyrederim.Bu bölge de el değmemiş, balık çiftliği olmayan, iskele yapılmayan ve baraka olmayan tek yer bu koy.Elbet bir nedeni vardır, merak etmiyorum ama hep bu güzellikte kalmasını diliyorum.
Karareis Rampası.
Karaburun Yarımadasının güneybatısında Karareis koyu ve yazlıklarının bulunduğu yere güzel bir iniş ile geldim.İnişi de çıkışı da güzel olan bir yerdeyim.Fazla uzun olmayan bir rampanın başlangıcındayım, sonrası mı?
Bozdağ-Mimas Dağı.
Karareis rampasını çıkıp sola kıvrılarak orman içinde kısa bir yolculuktan sonra karşınıza Bozdağ-Mimas Dağı çıkıveriyor. Bozdağ’ ın en net ve en güzel göründüğü yerdeyim.Korkmayın buralarda emniyettesiniz, sizin can güvenliğiniz Jandarmaya emanet, tam bu noktada Jandarma kontrol noktası bulunuyor.
Bozdağ-Mimas Dağı: Bozdağ’ ın en yüksek zirvesi 1218 rakıma sahip Akdağ’ dır.Karaburun’un (eski adıyla Mimas), Yunan Mitolojisinde de sıkça yer aldığını görmekteyiz. Homeros’ un ünlü eseri “Oddysea”‘ da Rüzgârlı Mimas (Windy Mimas) olarak geçen “Mimas Dağı”, bugün Bozdağ diye adlandırdığımız dağdır. Bu dağın eskiden Mimas olarak adlandırılması, “mitolojik tanrılarla savaşan gigantların (devler) başında yer alan ve tanrı Zeus’ u çok zorlayan Mimas isimli devin, üzerine erimiş demir, çelik ve bakır dökülerek öldürüldüğü ve bir daha uyanmamak üzere söz konusu dağların altına gömüldüğü” hikâyesine dayanmaktadır.
Karaburun Yarımadası’nın ne denli rüzgar aldığı ve tarih boyunca bu rüzgarı kullanarak, sayısız değirmenler yapıldığı düşünülürse aradaki ilişki kolayca kurulabilir. Yakın bir gelecekte bu özelliğin, “Rüzgar Enerjisinden” yararlanılarak elektrik üretilecek projelerin hayata geçirilecek olması da bu ilişkinin günümüzdeki devamı niteliğindedir.
Kaynak:T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı.
İyi Adam Lafın Üzerine Gelir.
Daha yeni rüzgarlı Mimas’ tan bahsetmiştim.İyi adam lafının üzerine gelir hesabı,tam denize doğru sarkılmıştım ki, rüzgar türbinlerini taşıyan tırlarla burun buruna geldim.
İnatçılığa gerek yok hemen sağa çekip yol verdim,zaten virajları zor alıyorlar beni bir de uçuruma atmasınlar.
10 adet tır ile onlara eşlik eden ufak araçları sabırla beklerken bisküvi ve meyve suyu ile idare ettim.
Yol Ayrımı.
30 kilometredir iniş çıkış yaparak engebeli yollarda yol aldım ve Ildır sapağındayım buradan içeri girip Ildır-Çeşme yönüne yol alacağım ama önce uygun yerde kısa bir mola verip dinlendim.
Ildır Yolu.
Molam bitti şimdi daha hızlıyım.Önümdeki iki ufak rampayı ve inişi hızlıca alıp Ildır’a devam ediyorum.
Ildır’dayım.
Ildır’a 13:00 gibi vardım,yolda atıştırdığım bisküvi buraya kadar idare etti,karnım çok aç.Bu gün cumartesi olduğundan alternatif çok, ben tercihimi balık ekmekten yana kullandım, çok iyi geldi enerji topladım.
Ildır;Çeşme’ye yakın bir konumda olması, en büyük avantajlarından.Burada denizi ve köy ortamını aynı anda yaşayabilirsiniz.Ildır Köyünün antik dönemlerdeki adı Erythrai’ dir.Erythrai sözcüğünün Yunanca’da ”Kırmızı” anlamına gelen Erythros’tan türediği kent topraklarının kırmızı renginden dolayı Erythrai’ nin”Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır.
Ildır-Ilıca Arası.
Ildır-Ilıca arası 15 km ve bu 15 km boyunca yazlıklar sıra sıra diziliyor,güzel tarafı denizi pek kapatmıyorlar.Düz bir yol manzara da güzel.O güzel manzaralardan bir tanesini buraya koydum,bu bölümde bir çok adanın varlığına tanıklık edebilirsiniz.
Ildır,Narlıca,Germiyan Koyu,Yalı,Şifne derken Ilıca sahile vardım.
Ilıca Plajı.
Çeşme’nin ılıca plajındayım,çok tanınan bu plajın uzunluğu 3 kilometre.Burası halk plajı ve ücretsiz,bu parsellenmeyen son topraklar anlamına geliyor.Burada Çeşme Belediyesini takdir etmek gerek.Ilıca Plajı altın sarısı ince kumu,sığ ve berrak denizi,denizi besleyen sıcak su kaynakları ile Nisan ayından Kasım başına kadar denize girilebilen sıcaklıkta.
Pırlanta Plajı Ve Gecesi.
Ilıca’dan 9 km ileri deki Çeşme’ye geçip akşam alışverişimi hızlıca yaptım,Çeşme’de fazla oyalanmadan Çiftlikköy üzeri Çeşme’ye 8 km mesafedeki kamp yapacağım Pırlanta Plajına vardım.
Pırlanta Plajı;Uçurtma sörfü (kitesurf) yapmaya elverişli bir plajdır.Plajın kumu da denizi de adı gibi her daim değerli ve özeldir.Plaja vardığımda hava kararmak üzereydi,tek bir kare fotoğraf çekip asıl işime giriştim.
Plajda her daim duşlar kapalı olurdu, bu sefer şahsın birini duş alırken gördüm,sanki altın bulmuş gibi sevindim.Kuyu suyuna ve pet şişeye muhtaç olmayacağım.
Hemen denize atladım,kısa sürdü olsun,sonrada duşa güzelce girdim,şifa niyetine oldu.Hava bu arada karardı ve hafiften lodos var, çarpılmamak için hemen üstümü tazeleyip,kafama bereyi çektim.Ah Pırlanta Geceleri!!!!! bir şey yok,yanlış bir şey olmadı.Duşu alınca öyle rahatladım ki,çadırı nasıl kurdum hatırlamıyorum bile.
Sonra da masamı kendime göre donattım, radyomu da açtım müzik eşliğinde dinlenme moduna geçtim.İyiyim yani……
3 ncü Gün Küçükbahçe Plajı-Ildır-Çeşme-Çiftlikköy-Pırlanta Plajı:72 km
08 Aralık 2019 4 ncü Gün Pırlanta Plajı-Çiftlikköy-Çeşme-Ovacık-Alaçatı-Uzunkuyu-Barbaros-Kocagöl:
Her Şey Bu Karede!!!!
Kamp yerim ağaçlık bölgede ve sakin konumdaydı,ben görüyorum ama beni göremiyorlar pozisyonu.Gece sakin giden hava sabaha karşı yağmura döndü,zaten bekliyordum,hava durumu yanıltmadı.03:00 gibi başlayan yağmur,06:00’da mola verdi,ben de fırsatı değerlendirip hemen kalktım,çadırın üst bölümünü rüzgarda biraz kurutmaya çalışırken kahvaltımı yaptım.Kahvaltı,toparlanma ve bisikleti yükle derken saat 08:00 gibi bu fotoğrafı çekerken yağmur yine başladı ve üstelik daha şiddetli.Çadırı bu arada çok hızlıca sarıp yola koyuldum.
Yağmurlu Günde Çiflikköy.
Çeşme’nin rüzgarı bol,nezih ve dar sokakları ile gözde yerlerinden Çiftlikköy’deyim.Çiftlikköy fotoğrafı alıp yoluma devam edeceğim ama hazır buralara gelmişken Çeşme’den bahsetmek isterim. Çünkü Çeşme gezisi yapmadan yoluma devam edeceğim.
Çeşme;Turkuaz renkli denizi,kadifemsi ve altın renkli kumsalları,akvaryumu andıran koyları,kaplıcaları,su altı dünyası,doğası ile Çeşme, İzmir’in turizm cennetidir. Türkiye’nin İzmir ilinin bir ilçesidir. İlçenin doğusunda Urla ilçesi; kuzeyinde, batısında ve güneyinde Ege Denizi bulunmaktadır.
Yağmur Adam.
Çiftlikköy sonrası Çeşme ve sonra Ovacık köyünden giriş yaparak yağmur eşliğinde Alacatı’ ya vardım.Yağmur bazen şiddetlendi,bazen yavaşladı ama aralıksız yağdı.
Pırlanta Plajı-Alaçatı arası 20 km ve ben yağmur nedeniyle bu 20 kilometreyi 4 saatte alabildim. Alaçatı’ya girer girmez de yağmur kesildi.
Güneşi Gördüm.
Kutlu Aktaş Barajını geçtim, rampa aşağı sallandığımda güneş kendini gösterdi ve üstelik rüzgar da var.İşte beklediğim an…..
Ne varsa serdim ipe,onlar kururken de ben piknik havasında öğlen yemeğimi yedim.Burada molam 1 saatten fazla sürdü,yola çıkmalı artık.
Bugün Böyle.
Çeşme-Urla arası Nohutalan mevkiinde tekrar yağmura yakalandım.Şikayetim yok,yağmurda yağacak,güneşte açacak ve bugün böyle olacak.Gece de yağsa zevkine varacağım bu turun.
Birgi Köyü.
Urla’ya bağlı,bakkalı ve kahvehanesi bile olmayan az sayıda haneli,nüfusu az minicik şirin bir köy.Evet Birgi köyü böyle minicik bir köy,içinden geçip Kocagöl ve Barbaros tarafına gidiyorum.Çünkü geceyi Kocagöl’ de geçireceğim.
Kocagöl’ deyim.
Birgi içinden geçtikten kısa bir süre sonra Kocagöl’ deyim. Kocagöl iki ayrı gölden oluşmakta biri yola yakın, diğeri ise 100 metre geride, ikisi de kendine göre güzellikler barındırıyor.Mevsim itibari ile suları biraz çekilmesine rağmen yine de cazibesini koruyor.Bu gece buradayım,burada kamp yapacağım.
Önce Barbaros köyüne geçip,anıt ziyareti yapıp, eksiklerimi tamamlamam gerek.
Barbaros Köyü.
Yörüklerin yaşadığı Barbaros köyü, denizden uzak mesafede bulunuyor. Gözlerden uzak oluşu ve sakinliği nedeniyle adı pek bilinmez. Ama eşsiz doğasıyla sevimli bir köydür.
Barbaros’un acıklı hikayesi, köy girişindeki anıtla karşılar ziyaretçilerini. Üzerinde 36 ismin yazdığı anıt, Barbaros’tan Çanakkale Savaşı’na giden ve dönmeyenleri simgeler. Çünkü savaştan sadece 4 kişi geri gelmiş, diğerleri şehit olmuştur.
Barbaros köyünün önemli özelliklerinden birisi, ”Oyuk Korkuluk Festivali” dir. Yaptıkları korkulukları yarıştırıp, sokaklarda sergileyen köylüler, ilginç bulunan festivali, artık geleneksel hale getirmiştir.
Barbaros, belli bir ücret karşılığı karnınızı doyurabildiğiniz Çatkapı Evleri ile de öne çıkmaktadır. Kapılarında ”Çatkapı Evi” yazan bu evlere, kapıyı çalıp konuk olabildiğiniz gibi, bazılarında geceleme imkanı da mevcuttur.
Kocagöl Kampı Ve Gecesi.
Yola çıkmadan hava durumunu iyi analiz edip,yağmuru da hesap edip az kilometrelik bir rota belirlemiştim ve haklı çıktım, 47 km bu gün için kafi geldi.Barbaros köyünde anıt ziyareti ve alışverişten sonra tekrar
Kocagöl’ e döndüm.Burada bir tesis var, izin alıp bahçesine çadırımı kurdum.Bu gece buradayım,bu bölgenin hakimiyim.
Çadırı kur,malzemeleri yerleştir,yemek hazırlığı yap derken hava karardı, demek ki saat 18:15…..Gece benim,bu saatten sonra yoldan geçen araba bile 1 yada 2 olur,insan yok, işletme de kapattı,ördekler ve köpekler ile beraberiz.
Radyo-MP3 karışımı cihazıma yüklediğim sevdiğim şarkıları dinleyerek ve biraz da bir şeyler yudumlayarak geceyi geçirdim.Yağmurlu havanın ve gölün rutubetini üzerimde hissedince de çadır zamanı geldi deyip uyku tulumunun içine girdim.
08 Aralık 2019 4 ncü Gün Pırlanta Plajı-Çiftlikköy-Çeşme-Ovacık-Alaçatı-Uzunkuyu-Barbaros-Kocagöl:47 km
YARIMADA İZMİR 05-09 ARALIK 2019 (3 ve 4. gün Küçükbahçe-Ildır-Çeşme-Pırlanta Plajı-Alaçatı-Uzunkuyu-Barbaros-Kocagöl)
Discussion about this post