Logom Karatay ve Sahara Dağı görselinden oluşuyor.
Sloganım ise ”Gezmek ve doğada olmak ayrıcalığımdır”.
İnsan yaşamı,doğa,hayvanlar,tüm canlılar,kültürel zenginlikler,tarih benim üzerinde hassasiyetle durduğum ve önemsediklerimdir.
Çoğu zaman olumsuzlukları,ters giden şeyleri,kafamın yatmadıklarını,tüm canlıların yaşamları ile ilgili hususları yüksek ses ile dile getiriyor ve yazıya döküyorum.
Sosyal ağ tabir edilen Facebook onlardan biri, çoğu zaman yazdıklarım az bir kitleye hitap etmekle birlikte duyarlı arkadaşlar tarafından yayılmakta,bazen de uyarılar dikkate alınmakta.Ama çoğu zaman Facebook 1 yıl sonra hatırlayıp anılar diye uyarsa bile tabiri caizse balık akıllı olan insanoğlu çabuk unutuyor ve yazılanlar facebook’ un sayfalarında tozlanmaya mahkum oluyor.
Son zamanlarda kafamı kurcalayan,nasıl uyarabilirim,bir kişi dahi olsa insan yaşamını nasıl kurtarabilirim düşüncesi ile ”BİSİKLET KAZALARI ” ile ilgili bir yazı kaleme alıp yayınladım.Ucu herkese dokunduğundan kimi gördü,kimi anladı, kimi anlamadı,bana ne yaaa diyeni oldu…. ama küçükte olsa hedef kitleye ulaştı.
İkincisi ise İzmir’de Ağustos ayında meydana gelen orman yangını ile ilgili yazım,önerim ve projemdi,bunu da facebook’ ta yayınladım. Projemin adı ”BİSİKLET ORMANI”,ilgi duyulacağını, bir şekilde harekete geçileceğini,geri dönüşü olabileceğini düşündüm ama nafile.Bir çok kişi okumaya bile tenezzül etmedi.Şafak sen ne diyorsun diyen bile olmadı.
İşte insanoğlu özellikle bisiklet camiası böyle bir şey, böyle vurdum duymazlık içinde.Ben içimi döktüm, biraz rahatladım ama düşüncelerimin daha da büyük kitlelere yayılması amacıyla bu iki yazımı,önerimi blog sayfamda yayınlama ihtiyacı duydum.
Belki beni bir duyan olur.
(Yazım biraz uzun olacak,sıkılmazsanız lütfedip bir zahmet okuyun…. Sonra analiz edersiniz.)
BİSİKLET KAZALARI;
Tanınmamak güzel bir şeymiş!!!! Çünkü insanlar içinde bulunduğu grup haricinde başka şey görmüyorlar yada göremiyor.Tek gezmenin avantajlarını yaşarken karşılaştığım gruplarda gördüğüm olumsuzlukları daha iyi analiz edebiliyorum.Biraz sonra bahsedeceğim olumsuzluklar,yanlışlar tüm bisiklet gruplarında var ama maalesef kimse sesini çıkarmıyor yada çıkarmak istemiyor,düzeltmiyor da.
ŞİMDİ GELELİM GÖRDÜKLERİME;
1-Metro ve İzbanı herkes kullanıyor.Bir vagona 6-7 bazen de 10 bisiklet sığdırmanın anlamı yok,insanların üzerine bisiklet çıkarmayın.Diğer vagonları deneyin, üstelik yüksek ses ile konuşarak vatandaşları niye rahatsız edersiniz.
2-Toplu molalarda mekanları,işletmeleri temiz bırakın,başkalarını rahatsız edecek oturuş şekli yapmayın,alçak ses ile konuşun,ayaklarınızı bir başka sandalyeye uzatmayın, medeni olun.
3-Grup sürüşlerinde yolun sağından gidin, yolu komple işgal etmeyin, yolda zik zak çizerek ilerlemeyin, yol yalnız sizin değil orayı arabalarda kullanıyor.
4-Bulunduğunuz şeridi muhafaza edin, yan yana gelip yolda muhabbet etmekte neyin nesi, oturduğunuz zaman telefona bakmayın,birbirinizle konuşun, sonra araba korna öttürdü mü de sakın küfür etmeyin.
5-Yaya geçitleri ve kaldırımlar yayaların,saygı gösterin,öncelik onların, aralarına dalıp ileri geri laf söylemeyin.
6-Hep arabaları suçlu görüp,küfür edeni çok gördüm.Lütfen empati kurun,madem aynı yolda yol almak istiyorsunuz,efendi gibi yol alın,yolun sağı zaten sizin ve kimse size karışmıyor, bunu en iyi şekilde değerlendirin.
7-Trafik kurallarına uyun,kırmızı ışıklarda muhakkak bekleyin,kontrolsüz kavşaklara dikkatli girin.Yoğun trafik olan bölgelerde dikkatli olun ve hızınızı ona göre ayarlayın.
8-Aynalar süs için değil,biraz da ayna kullanmayı öğrenin,bakalım arkanızda neler var.Bazen araba olur, bazen de ben….
9-Kadın bisikletçileri rampa yukarı ittirmekte neyin nesi,güç gösterisi mi? Yapıyorsunuz.Bu vatandaşlar kazaya davetiye çıkardığının bile farkında değiller,bir halt yaptıklarını sanıyorlar.Burada kadın bisikletçilere de kızıyorum,niye kendinizi ittirilmesine müsaade ediyorsunuz,o kişilerin sizi aşağıladığının farkında değilmisiniz.
10- Madem grup halinde sürüş yapıyorsunuz belli bir disiplinde gidin,aralarda boşluk bırakıp yol almayın,yakın sürüş yapın,araya girene de laf söylemeyin.
11-Selam verme adabınız olsun,beni tanımasanız da olur ama ben sizi görünce gerçekten kaçacak yer arıyorum,çünkü çok tehlikelisiniz,sizden çekindiğim kadar arabalardan çekinmiyorum.
SONUÇ MU? Çok basit!!!! Eğitim,eğitim,eğitim.
Madem grup kuruyorsunuz,adını da kendiniz yakıştırıyorsunuz,bir araya geliyorsunuz,sucuk ziyafeti, köfte ekmek yemeği turu,çorba turu yapacağınıza hiç olmazsa ayda bir küçük çaplı eğitim semineri yapın.Yapın ki, bisiklete binen bir şeyler öğrensin ve kazalardan uzak olsun, emniyetli bir şekilde yol alsın.
Var mı? Eğitim veren grup,dernek filan ben hiç görmedim, göreceğimi de sanmıyorum.
Bunu yapamıyorsanız ben yaparım ama asla anlaşma yaptığınız mekanlarda değil,doğada ve sakin kafa ile.Kazasız,belasız günler herkesin olsun.
ÖZEL NOTUM; Kaza oldu mu araştırma yapılmadan hep arabalar suçlanıyor,biraz düşünün ve nasıl bir yanlış içinde olduğunuzu görün ve düzeltme yoluna gidin,empati kurun.Yollar hepimizin, araba, motor, bisiklet ve yaya herkes birbirine saygılı olacak.
Şafak Yollarda
BİSİKLET ORMANI;
‘’Gövde düşerse dallarda düşer’’.
Yazı başlığını görür görmez hemen zıpladınız değil mi?,Şafak yine ne diyor dediniz ve tırnak içindeki söze tabii ki bir anlam veremediniz.Sabırlı olun ve yazının tamamını okuyun her şeyi rahatlıkla anlayabilirsiniz.Yazım kötüyü,gerçekleri,mücadeleyi ve tabii ki umudu barındırıyor.
Lafı uzatmadan konuya girmek istiyorum.
Biliyorsunuz İzmir Ağustos ayında büyük bir orman yangını yaşadı,ciğerlerimiz,canlarımız,doğamız yandı,bu yangın 40 yıllık ağaçları yok etti.6 aya yakındır yanan yerler temizleniyor ve yeni ağaçlandırma yapılacak.
‘’ Gövde düşerse,dallarda düşer’’ …..gövdesi olmayan ağacın dalı da olmaz,yanan orman hepimizi de yaktı.
Malumunuz benim gruplara bakış açım meydanda. Bir sürü bisiklet grubu var hepsi farklı telden çalıyor,köfte ekmek,balık ekmek,sucuk ekmek turlarından eğitime ve projelere zaman ayıramıyor. Benim uyarı yazılarım,ikazlarım genelde grup yöneticilerinden geçiş yapamıyor, saltanatımız yıkılmasın,benim düşüncem doğrudur olgusu ile hareket ediyorlar.Canlar gitmesin, doğa zarar görmesin uyarılarım maalesef görmezden gelinmekte.
Şimdi benim bir önerim, bir projem var ama bu tek başıma yapabileceğim bir şey değil.İlk defa gruplara işim düştü,yanlış anlamayın kendim için değil doğa için,diğer canlılar için.Bunda da bireysel olarak sizlere iş düşüyor.İlk önce çok demokratik olan!!!!! Grup yöneticilerini bir şekilde ikna etmek ve İzmir tarihinde ilk defa (Euro Velo çalışmaları hariç) kendi iradeleri ile bir araya gelip, çok önemli bir projeyi hayata geçirmek. Söz, proje onların olacak,ben hiçbir şekilde içerisinde bulunmayacağım, istenirse danışmanlık yapabilirim.
Nedir proje;İZMİR BİSİKLET ORMANI NİYE OLMASIN.
Size bir yol haritası çizeyim….
1-)Grup yöneticisi,başkanı,lideri ne derseniz deyin, kurmaylarını da yanlarına alıp en yakın zamanda tarafsız bir yerde toplantı yapılsın.
2-)Bu toplantı hiçbir grup çizgisinde olmadan bir birlik içinde oluşmalı, kararlar ortak alınmalı.
3-) Hiçbir grup ön plana çıkmamalı,tarafsız bir başkan tarafından yine bisiklet camiasından bir başkan toplantıyı yönetmeli (Çok değerli arkadaşlarımız var,düşünürseniz hemen bulursunuz).
4-) Protokol,bürokratlar,sponsorlar,belediye,resmi kurumlar dışarıda kalacak,yardım talep edilmeyecek, her şey bisiklet severler tarafından yapılacak.
5-)Ortak karar alınıp,birlik sağlandıktan sonra izin işlemi devreye giriyor,birlik ruhu ile ve tek elden yapılırsa oda aşılır.
6-)Orman Genel Müdürlüğünden ormanlama sahası için yer talebi yapılacak, 1 yada 2 dönüm kadar, bunu yapabilecek güçteyiz.
7-)Yer alındıktan sonra profesyonel destek görerek ağaçlandırma eğitimi görülüp,ağaçlandırma sahası hazırlanacak, çevresi kapatılacak,tabelası ise ‘’ BİSİKLET ORMANI’’.
8-)Ağaçlandırma yaparken hiçbir grubun forması giyilmeyecek, beyaz ve yeşil renk hakim sade tişörtler olacak.Hiç bir grubun ve kişinin işi sulandırmasına müsaade edilmeyecek.
9-) Ağaçlandırma sahasının bir bölümü ‘’ANIT AĞAÇLIK’’ olacak. Burada bisiklet kazasında ölen arkadaşlarımız anısına ağaç dikilip dikilen her ağaca ölen kişinin adı verilecek.
10-)Ağaçlandırma oldu, ormanımız büyüdü işte size doğa ile kucak kucağa olma imkanı, işte size ‘’ BİSİKLET ORMANI’’,bu orman sonsuza kadar yaşar,etkinliklerinizi de buraya ormanımıza yaparsınız.
SONUÇ; Olur mu? olur,istedikten sonra her şey olur.Bu proje benim değil, kimsenin değil, hiçbir grubun değil İZMİR’ Lİ BİSİKLETLİ arkadaşların olsun.Tabii bir araya gelmek şartıyla.
Ben Şafak OMAÇ olarak tek başıma canlar,hayvanlar,doğa,orman yaşasın diye mücadele ediyorum,gönlüm istiyor ki bunu herkes yapsın.
Şafak Yollarda
Discussion about this post