Uzun ve onurlu bir yolda yol almaktayız.Sakarya Meydan Muharebesi,Birinci ve ikinci İnönü Muharebeleri ve Büyük Taarruz projimizin temelini oluşturmakta.
Üç önemli savaş alanını gezdik,şu anda Büyük Taarruz’u yapıyoruz ve bozguna uğrayan düşmanın ardından onu dağıtarak İzmir’e kadar yol alacağız.
Dün kısa bir gün oldu,günü dinlenmeye ayırdık.Ulubey Kanyonları’nda dinlendik,yıkandık, temizlendik ve burada kamp yaptık.Gece ise şiddetli yağmura maruz kaldık,Ferdi yağmurdan az hasarla kurtuldu ama ben çadır fermuarının sıkışması neticesinde zor anlar yaşadım.Gece bir kısmını telafi ettim ama gündüz gözü ile hasar daha net göründü.
Yağmura ve fırtınaya rağmen güzel bir gece geçirdik,iyi uyumuşuz,sabah dinç uyandık.
Bu gün Zafere Giden Yol’daki 19’ncu günümüz,programımızda Eşme,Takmak ve Kula var,akşama Kula’ya varıp kamp yapmayı planlıyoruz.
Not:Yazılarımda Ferdi kardeşimin fotoğraf desteği çok sayıda bulunmakta.
19 ncu Gün 08 Temmuz 2020 Ulubey Kanyonları-Ulubey-Eşme-Takmak-Saraycık-Kula:
Ulubey Kanyonlarında Sabah Halleri.
Gece yağmurun azizliği sonucu dışarı serdiğim kıyafetler kurumamış, gerçi kuruyan hiç bir şey yok.Biz kahvaltı edinceye kadar güneş kendini gösterir,biraz da rüzgar, o zaman kurur işte.Kıyafetler bu şekilde,çadırlarda aynı durumda hepsi kurumaya bırakılırken ben kahvaltı hazırlamakla meşgulüm.Ferdi kardeşim mi? ona kanyonun gün doğumu çok güzel olur dedim,o da beni kırmadı sabah fotoğrafı almak için kanyona gitti.
Ulubey Kanyonlarında Gün Doğumu.
Ferdi Kızıl kardeşimin gün doğumu fotoğraflarından bir tanesini burada paylaştım,gerçekten burada gün başka doğuyor.
Ayrılık Vakti.
Ayrılık vakti bu ama Ulubey Kanyonları’ndan değil, kamp yerinden ayrılık vakti.Rutin hale getirdiğimiz kamp yeri ayrılık fotoğrafını alıp,kamp yerinden ayrılıyoruz.Sonra da kimseler yokken biraz Ulubey Kanyonları’nı gezelim.
Ulubey Kanyonları.
Evet kimsecikler yokken sabahın ilk saatlerinde Ulubey Kanyonlarını yukarıdan seyrederek gezelim.Bulunduğumuz çamlık mesire yerinden çıkıp kanyonun kenarlarından çam terasın olduğu bölüme geçerken kanyonu da bir çok açıdan seyretmiş olduk.
Ulubey Kanyonu: Amerika Birleşik Devletleri‘nin Arizona eyaletinde bulunan Büyük Kanyon’dan (Grand Canyon) sonra dünyanın en büyük ikinci kanyonu unvanına sahip. Uşak‘ın Ulubey ilçesinde yer alan kanyon, Ulubey ve Banaz çayları boyunca devam eden bir ana kanyon ve buna bağlanan onlarca büyük yan kanyondan oluşuyor.
Uşak şehir merkezine 33 kilometre uzaklıkta yer alan Ulubey Kanyonu, son yıllarda gerçekleştirilen tanıtım çalışmalarıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgi göstermeye başladığı doğal güzelliklerden. Ulubey Kaymakamlığı’nın 2015’te hizmete açtığı cam teras muhteşem kanyon manzarasıyla kanyonu kuş bakışı görmek için heyecan verici bir durak.
Yükseklik korkusu olanlara stresli dakikalar yaşatan cam teras, kanyonu tepeden gören manzarasıyla bölgedeki coğrafi oluşumu görebilmek için en doğru adres. Cam terasın açılmasının ardından çok sayıda ziyaretçi ağırlayan kanyonda doğa fotoğrafçıları birbirinden güzel kareler yakalıyor. Yeni evli çiftlerin düğün fotoğrafı çekilmek için de geldikleri cam teras, bölgenin hızla yükselen turizm merkezlerinden biri.Kaynak Uşak Valiliği
Ulubey Kanyonlarından Ayrılış Zamanı.
Akşam oturduğumuz yerden seyrettiğimiz kanyonu bu sefer 1-2 km mesafede kat ederek seyrettik,kimsecikler yokken daha da güzel olduğunu gördük. Ulubey Kanyonlarından ayrılırken de bir ayrılık pozu alıp Ulubey-İnay tarafına harekete geçtik.
İnay Molası.
Kanyondan ayrıldıktan sonra Ulubey ilçesine giriş yaptık,sonra yönümüzü Eşme istikametine çevirdik.İnay köyüne geldiğimizde kısa bir serinleme molası verdik.Bu arada yavru köpek Ferdi’yi çok sevdi,oyuna oyunla karşılık vererek sevgi gösterisi sundu.
Kahve Molası.
Ulubey-Eşme arası sınırlı çeşme var,birinci çeşme akmıyordu ama ikinci çeşme bizim için ideal oldu.Ağaçların altındaki çeşmede durup,hem serinledik hem de kahvemizi yudumladık.
Eşme.
Ulubey-Eşme arası 32 km,öğlene doğru Eşme girişine vardık.Eşme’de ziyaret edeceğimiz bir yer var ama ziyarete başlamadan önce biraz Eşme’den bahsetmek isterim.
Eşme:Eski Dönemler; MÖ 2.yy itibariyle yani Helenistik çağlardan beri Eşme ve çevresine sürekli yerleşimler olmuştur. Uşak İlinin, alan olarak merkezden sonra en fazla yüzölçümüne sahip ilçesi Eşme’dir. Doğusu,Uşak ve Ulubey, batısı Manisa-Alaşehir ve Sarıgöl, kuzeyi Manisa-Kula ve Selendi, güneyi Denizli-Güney ilçeleri ile çevrilidir. İlçe yüzölçümü 1362 km, denizden yüksekliği 823 metredir.
Eşme, Yunanlılar tarafından ilk kez 28 Haziran 1920 günü işgale uğramış, 11 Temmuz 1920 günü kurtarılmış, 5 Ağustos 1920 günü ikinci kez işgale maruz kalmıştır. Yunanlılar, Nazilli ve Alaşehir’in hemen ardından Eşme-Takmak’ı işgal ettiler.3 Eylül 1922 günü tümüyle Eşme’de düşman işgali son bulmuştur. 4. tümen öncüleri o gün Elvanlara giriş yapmıştır. Karargâh merkezi de Takmak’tan Elvanlara nakledilmiştir.Kaynak:Uşak Valiliği.
Şehit Yzb Ali Bey ve Abdullah Çavuş Anıtı.
Günlerden çarşamba ve Eşme’nin bugün pazarı.Kalabalığı yararak Eşme içinde ilerledik ve Eşme merkezde tren istasyonu yakınında olan Şehit Yzb Ali Bey ve Abdullah Çavuş Anıtına vardık.Şehitlerimize saygımızı sunduk, dualarımızı yaptık.
Ben yıllar önce 2 defa Eşme’ye geldiğimde Şehitlik pek te iyi bir durumda değildi, şimdi ise tam da adına yakışır şekilde düzenlenmiş,bu memnuniyet verici bir şey.
Şehit Yzb Ali Bey ve Abdullah Çavuş Anıtı:Kurtuluşa giden süreçte milli kuvvetlerce Elvanlar tren istasyonuna yapılan baskın çok önemli bir aşama olmuş, direniş azmini kamçılamıştır. Yunanlıların Afyon yöresine tren dolusu cephane ve mühimmat götüreceği bilgisi üzerine milli kuvvetlerce Elvanlar tren istasyonuna baskın yapılmış ve mühimmat imha edilmiştir. Bu baskında, milli kuvvetler komutanlarından Ali Bey, Emir Eri Abdullah Çavuş,Alpaslan Çavuş 6 Haziran 1921 günü şehit düşmüştür. Daha sonra şehit olduğu yere mahalle adı verilecek ve adına Şehit Ali Bey Anıtı dikilmiştir.Kaynak:Uşak Valiliği.
Eşme’nin Yağmuru.
Şehitlik ziyareti,eksikleri tamamlama derken öğleni yaptık.Bu kadar oyalandık bir de Eşme’de pide yiyelim dedik,biz kıymalı yumurtalı söyledik,o kuşbaşılı getirdi,ne bu kardeş dedik,anlamadı, siz kuşbaşılı demediniz mi? dedi,yapacak bir şey yok, tekrar beklemedik,gelene razı olduk.Bereket ayran parası almadı.
Karnımız doydu,tam harekete geçecekken hafiften yağmur başladı,bize koymaz dedik, yola çıktık,300 metre sonra şiddetli yağmur ve biz alt geçide ancak sığınabildik.Alt geçitte beklememiz 1 saat sürdü.
Eşme-Takmak Arası.
Hafif yağmur ile birlikte Eşme’nin eski merkezi olan Takmak’a doğru yol almaya başladık.Takmak’a geldiğimizde yağmur hala hafiften devam ediyordu.Neden Takmak? niye Takmak’tan bahsedeceğim ve biz neden Takmak’tayız.
Takmak:Köyün Yörük Türkmenler tarafından Germiyanoğulları beyliği döneminde kurulduğu bilinmektedir. Takmak adının Yörük aşireti isminden geldiği düşünülmektedir. Takmak, 1920 yılında Yunan kuvvetlerince ele geçirilmiştir. 3 Eylül 1922 yılında Yunan güçleri Takmak’ ı terk etmek zorunda kalmış ve çekilme esnasında yerleşimi yakıp yıkmışlardır. Harap bir duruma düşen Takmak’ın yeniden imar edilmesinin zorluğu nedeniyle kaza merkezinin Elvanlar İstasyonu yanındaki araziye kurulması kararlaştırılmış ve 26 Mart 1934’te Kaymakamlık Elvanlar’a taşınmıştır.
Eski Kaymakamlık Binası:Takmak köyü ilçe merkezi iken kaymakamlık binası olarak kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşında karargâh binası olarak da kullanılmıştır. İki katlı, ahşap çatılı binanın, kapı ve pencere açıklıkları basık kemerli olup, hafif çıkıntılı taş sövelerle çevrilidir. Çatının ileriye uzatılarak koruma altına alındığı giriş kapısı kemerindeki kilit taşı üzerinde kabartma ay-yıldız motifi vardır. Özel mülkiyet durumundadır.Kaynak:Eşme Kaymakamlığı.
Takmak Şehitliği.
Takmak köyü içerisinde küçük bir moladan sonra günün ikinci ve en önemli yerlerinden biri olan Takmak Şehitliği’ne vardık.Hava kasvetli,yağmur çiseliyor biz hüzünlü Takmak Şehitliği’ndeyiz.
Takmak Şehitliği:Takmak köyündedir. 53 şehidimize ait kitabesi mevcut olan bu şehitlik, 1976 senesinde köy halkı ve Ali ÖZTÜRK tarafından 1400 m2 bir alanda etrafı duvarla çevrili bir anıt olarak inşa edilmiştir. Bakımı yine köy halkı tarafından üstlenilmiştir.Kaynak:Eşme Kaymakamlığı
Takmak Şehitliğini ziyaret ettik,dualarımızı okuduk,saygımızı sunduk.Takmak Şehitliği ziyaretini tamamladıktan sonra Takmak köyü dışarısındaki bir başka önemli yere gitmek için hareket ettik.
Takmak Anıt Ağaç (Atatürk Ağacı).
Şehitlik ziyaretinden sonra Takmak Köyündeki son durağımız
Takmak Anıt Ağaç (Atatürk Ağacı).
Takmak Anıt Ağaç (Atatürk Ağacı):Takmak Köyü Mezikler Mevkiinde yer alır ve İzmir 2. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 13.02.2009 tarih ve 4950 sayılı kararı ile anıt ağaç olarak tescil edilmiştir. Mülkiyeti hazineye ait 5400 m2 yüzölçümüne sahiptir.
Anıt Ağaç ile ilgili olarak Uşak Orman İşletme Müdürlüğünün 02.01.2009 tarih ve 08 Sayılı yazısı ekinde yer alan 31.12.2008 tarihli raporda; ”cinsi meşe palamudu olan ağacın 180 yaşında olduğu, göğüs çapının 58 cm, tepe tacı çapının 27 m, boyunun 16 m olduğu” belirtilmiştir. Atatürk ve silah arkadaşlarının konakladığı bu meşe ağacı, ilçe merkezi Eşme’ye taşınmadan evvel ilçe merkezi olan Takmak Köyündedir. Kurtuluş Savaşı sırasında Uşak’ın düşman işgalinden kurtulması ile birlikte karargâh merkezi, Takmak’a taşınmış, Mustafa Kemal Paşa da Takmak’a gelerek savaşın sonraki kısmı ile ilgili önemli kararları burada vermiştir. Mustafa Kemal Paşa,”Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri!” şeklindeki tarihi komutunu Takmak’ta vermiştir. Kaynak:Eşme Kaymakamlığı
Saraycık….
Anıt Ağacıda gördükten sonra Saraycık tarafına yol almaya başladık. Dereköy civarında yine yağmurun azizliği yüzünden mola vermek zorunda kaldıktan sonra Saraycık içinde ise halimiz ittirerek yol almaktı.
Saraycık -Kula Arası.
Günün en zorlu yolunda yol almaktayız.Saraycık-Müdürlü-Oymalı arası iniş-çıkıştan sonra Eşme-Kula yolunda da bol iniş, çıkış ve iyi bir tırmanış sonunda Kula’ya doru inişe geçtik.
Geçmesine geçtik ama günün en yorucu ve yıpratıcı bölümü ise burası idi.Uygun bir su kenarı bulsaydık belki kalırdık ama olmayınca Kula’ya kadar devam ettik.
Kula.
Eşme’den Kula’ya girişte Kula tabelası olmadığından Ferdi ana yoldaki tabelaya kadar gidip bir Kula hatırası alıp geldi.Ağabey,bu yol bizi çok yıprattı,bunu belgelemek gerek diye düşündüm dedi.Bu arada hava artık kararmaya başladı,hatta karardı bile.
Kula, evet Kula,biraz bahsedeyim.
Kula:İlin doğusunda Uşak il sınırında, İzmir-Ankara karayolu üzerinde, Kara Divlit Dağı yakınlarındaki volkanik bir arazi üzerinde yer almaktadır. İlçenin doğusunda Uşak’ın Eşme ve Gediz ilçeleri, batısında Salihli, kuzeyinde Selendi ve Demirci, güneyinde ise Alaşehir bulunmaktadır.Volkanik özelliğinden dolayı tarihte “Yanık Ülke” anlamına gelen “Katakekaumene” adıyla anılan Kula; Lidya, Pers, Roma ve Bizans yönetiminde kaldıktan sonra 1300’lerin başında Germiyanoğulları’nın 1420’lerde ise Osmanoğulları’nın egemenliğine girmiştir. 1896 yılına kadar Kütahya Sancağı’na bağlı bir kaza olan Kula, bu tarihte Saruhan Sancağı’na bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında, 28 Haziran 1920 – 4 Eylül 1922 tarihleri arasında işgal altında kalmıştır.
Özellikle kırsal kesim itibariyle tarım ve hayvancılık en önemli gelir kaynağıdır. Başlıca ürünler tütün başta olmak üzere buğday, arpa, sebze ve meyvedir. Dokumacılık, dericilik, ayakkabıcılık, leblebicilik ve halıcılık da ilçede gelişmiş işkollarıdır.
Kaynak:Türkiye Kültür Portalı.
Kula Kampı.
Saat 21:00 gibi Kula’ya vardık.Bizim bu turda en geç varış saatimiz.Seri vaziyette market alışverişi yapıp,benim 5 yıl önce kamp yaptığım ve yapabileceğimizi umduğum yere hareket ettik.Çamlık; burası belediyenin ve işletenleri var.Rica ettik,olumlu karşıladılar,gece kilitliyorlarmış, sabah çıkış yerini de söylediler.Hemen çadırlarımızı kurabileceğimiz yere geçtik,bir iyilik daha yaptılar,duş yerinin de yerini gösterdiler.İşler istediğimizden çokta ileri seviyede cereyan etti, hatta biraz şımardık bile!!!!
Geç vakit ve yorgun varmamıza rağmen, olumlu kamp yeri dolayısıyla ve de sıcak duş ile tüm yorgunluğumuz gitti.Geç vakit olsa bile insan yine de gün içinde gidenleri geri getirmek zorunda,o yüzden yemeğimizi de yedik daha da diri olduk.
Bu gün,Ulubey kanyonlarından başlayıp,Takmak Şehitliği ve sonrasında Kula’da sonlanan günümüz yarın devam edecek.Yarın Zafere Giden Yol’da İzmir’e bir adım daha yaklaşacağız.Yarın ki programda Alaşehir,Gediz Ovası ve Adala var.
19 ncu Gün 08 Temmuz 2020 Ulubey Kanyonları-Ulubey-Eşme-Takmak-Saraycık-Kula: 90 km
ZAFERE GİDEN YOL 20 HAZİRAN-11 TEMMUZ 2020 (19. Gün Ulubey Kanyonları-İnay-Eşme-Takmak-Saraycık-Kula)
Discussion about this post