Çanakkale Savaşı’nda gerçekleşen muharebeler, sayısız kahramanlık hikayeleriyle örülüdür. 10 Ağustos 1915’te Conkbayırı’nda Mehmetçiğin süngüsü ile kazanmış olduğu bu zafer, bu kahramanlık menkıbelerinin en önemlilerinden birisidir. Çanakkale muharebelerinde Türk ordusunun kazanmış olduğu başarılar arasında, net ve kati bir galibiyetle sonuçlanması, Çanakkale’de Türk milletinin varlığına kasteden düşmanın bütün umutlarını kırmış olması açısından ‘’ Conkbayırı Süngü Hücumu’’nun ayrı bir yeri vardır. Conkbayırı’nda kazanılan zaferin şeref ve onuru hiç şüphesiz başta, 10 Ağustos günü ölümü hiçe sayarak düşman üzerine ‘’uçarcasına’’ atılan Mehmetçiğe; sonra da Conkbayırı’nda askerin hemen yanıbaşında bu taaruzu planlayıp bizzat idare eden Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal’e aittir.Kaynak:Conkbayırı Süngü Hücumu -Muzaffer Albayrak
Üçüncü gün yazıma Muzaffer Albayrak’ın Conkbayırı Süngü Hücumu kitabından alıntı ile başladım. Gelibolu 1915 projemizin 2 nci günün sonunda Mustafa Kemal Atatürk’ün komuta ettiği 19 ncu Tümen Komutanlığı Karargahı’nın olduğu Bigalı köyünde kamp yaptık. Gelibolu 1915 projemizde 3 ncü güne geldik. Bugün çok ama çok uzun bir gün olacak….Gelibolu savaşını tekrar yaşayacak,uzun bir yazıya dökeceğim.Bugün Mustafa Kemal’in 19 ncu tümeni ile hareket edip Conkbayırı’na çıkacak,tüm savaş alanlarını,şehitlikleri dolaşacak,ziyaret edecek,Seddülbahir’e kadar yol alacağız.
Not:Projenin tamamında yer alan,projeyi beraber yaptığım Ferdi Kızıl (Ferdimen) kardeşime büyük destekleri için teşekkür ederken onun fotoğrafları da yazılarımın büyük destek noktasını oluşturdu,yolun ve bahtın açık olsun Ferdi.
3 ncü Gün 07 Haziran 2021 Bigalı-Kemalyeri-Conkbayırı-57. Piyade Alay Şehitliği-Albayrak Sırtı-Kabatepe-Alçıtepe-Sarıtepe Şehitliği-Seddülbahir:
Bigalı Köyü Sabahı.
Sabah erken kalktık,günün çok uzun olduğunu,çok yerler ziyaret edeceğimizi biliyoruz.O yüzden rutin faaliyetlerimizi daha seri yaptık,toparlandık.İlk ziyaret yerimiz Bigalı Köyündeki Atatürk Evi Müzesi olduğundan sabahın ilk saatlerinde oraya yöneldik ama maalesef pandemi nedeniyle 10:00’da açılıyormuş,görevliye rica ettik,bizi ziyaret saatinden yarım saat önce alacak.Bu arada boş vaktimiz olduğundan sabah kahvemizi içip ziyarete öyle gideceğiz.
Bu arada Bigalı köyünden de tekrar bahsedebilirim.
Bigalı Köyü:Eceabat’ın kuzeyinde Boğaz’a 4.5 km mesafede Taşlı Tepe’nin güney yamaçlarında yer alan köy,“Çamyayla”ve“Boğalı”adları ile de anılır. 19 Nisan-25 Nisan sabahı arasında 19. Tümen’e karargâh olmuştur.
Bir başka rutinimiz olan kamp yeri ayrılış pozumuzu da verip Atatürk Evi ziyaretine başlıyoruz.
Atatürk Evi Ve Müzesi: Eceabat’ın kuzeyinde Boğaz’a 4.5 km mesafede Taşlı Tepe’nin güney yamaçlarında yer alan köy,“Çamyayla”ve“Boğalı”adları ile de anılır. 19 Nisan-25 Nisan sabahı arasında 19. Tümen’e karargâh olmuştur. Bu esnada Mustafa Kemal Atatürk’ün misafir kaldığı sonradan ”Atatürk Evi ve Müzesi”olarak anılan ev, yarımadanın önemli ziyaret noktalarından biri haline gelmiştir. 26 Mart 1915’te; 5. Ordu’nun genel ihtiyat tümeni olarak görevlendirilen 19. Tümen, Eceabat ve çevresine yerleşir. 25 Nisan sabahına kadar bölgede kalır ve tatbikatlar yapar. 19 Nisan günü, tümeniyle köye gelen Mustafa Kemal cepheye hareket edene kadar köyde bu evde misafir edilir. Bugün “Bigalı Atatürk Evi ve Müzesi” olarak bilinen ev, yöresel mimarinin izlerini taşır. Alt katta girişiyle birlikte iki odası üst katta olmak üzere üç odası ve bir balkonu bulunan evin küçük bir de avlusu vardır. 1973’te müze olarak düzenlenen evde, Mustafa Kemal’in burada kalırken kullandığı çalışma masası da sergilenmektedir. Bigalı köyünün meydanı, meydana bakan evleri ve Atatürk Evi’ne giden yoldaki binalar 2006 yılında restore edilerek ziyarete açılmıştır.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Atatürk Evi ve Müzesi ziyaretimiz yarım saatten fazla sürdü,bizim ziyaretimiz bittiğinde ise günün ilk ziyaretçileri de gelmeye başladı.Görevli arkadaşa teşekkür edip,günün ikinci durağına doğru yola çıktık.
Bigalı köyünden yönümüzü Büyükanafarta yönüne çevirdik,2 km sonra Kocadere Köyü sapağına vardık.Buradan içeri girip önce Kocadere Köyüne sonra da günün ilk Şehitlik ziyareti için Kocadere Hastane Şehitliğine yol aldık.
Kocadere Hastane Şehitliği.
Kocadere Köyünden biraz iniş ağırlıklı bir yol ile Kocadere Hastane Şehitliğine vardık. Artık Şehitlik ziyaretine başlayabiliriz.
Kocadere Hastane Şehitliği:Kocadere köyünün yaklaşık 1,5 km kadar güney batısında, Kuzey Grubu Cephesi’nin arka bölgesinde, Köyaltı mevkisinde yer alan şehitlik, 1915’te oluşturulmuştur. 25 Nisan 1915 Arıburnu Cephesi’nin gerisinde Anzaklar’a karşı çarpışan 19. Tümen ve 5. Tümen’in sıhhiye bölüğü tarafından, büyük bir sargı yeri kurulmuştur. Savaş döneminde askerler arasında görülen hastalıklar arasında en yaygın olanları; verem, dizanteri, sıtma, kabakulak, tifo, kalp hastalıkları, cilt hastalıkları, göz hastalıkları ve iltihaplı hastalıklardır. Bununla birlikte Türk askerlerinde görülen yaraların çoğu bomba, şarapnel ve piyade mermilerinden oluşuyordu. Sonrasında bu bölgeye 16. Tümen’in sahra hastanesi de konumlandırılmıştır. Gerçek şehit kabirlerinin yer aldığı şehitlikte, 2.000 şehidin yattığı bilinmektedir. Şehitlerden isimleri tespit edilebilenlerin sayısı 1.353’tür.Şevki Paşa Haritası’nda, 16 numaralı paftada işaretli olan hastane şehitliği 2005’te Orman Bakanlığı tarafından ihya edilmiştir.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Bugün 07 Haziran 2021 Gelibolu 1915 projemizin sabah saatleri ve biz günün ilk ziyaretini Kocadere Hastane Şehitliğine yaptık.Burada Şehitlerimize saygımızı sunduk, ruhlarına duamızı okuduk.Kocadere Şehitlerinin ve tüm Şehitlerin ruhları şad olsun.
Yazımın başında da söylemiştim,bugün Mustafa Kemal’in 19 ncu Tümeninin izlediği yoldan yol alacağız,Conkbayırı’na çıkacağız.Öyle de yapıyoruz,Şehitlik’ten tekrar Kocadere köyüne geldik ve yönümüzü batıya çevirerek orman içi yoldan Kemalyeri’ne tırmanmaya başladık.Yolun orman yolu olması ve çoban dikeni bolluğu bize bazı yerlerde sıkıntılı anlar yaşatsa da önemli değil,bizim için önemli olan arzuladığımız yere ulaşmak.
Sarp orman yolu bizi Kemalyeri’ ne çıkardı, istediğimiz yere ulaştık.Mustafa Kemal Atatürk Bigalı köyünden hareketle buraya gelmiş ve 25 Nisan-17 Mayıs 1915 tarihleri arasında emrindeki kuvvetleri buradan komuta etmiştir.Kemalyeri’ne varır varmaz,fotoğraflama yapıp,kitabeyi okuduk. Ferdi kendini hemen ağacın altındaki çimlere attı,ben de öyle.Biraz dinlendik,havayı kokladık,çevreyi gözledik,bulunduğumuz yerin önemini anlamaya çalıştık.
Kemalyeri Kitabesi: Conkbayırı’nın 1,5 km güneyinde, Suyatağı ve Silah Sırtı’nı takip eden dar bir yolla ulaşılan Kemalyeri noktasındadır. Bu anıt, Mimar Ahmet Gülgönen tarafından tasarlanmıştır.19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915 gecesi harp karargâhını bu noktada kurmuş ve 17 Mayıs 1915 tarihine kadar emrindeki kuvvetleri buradan komuta etmiştir.10 Mayıs 1915 tarihinde; burada bir çukurda harita ve arazi incelemesi yapan Mustafa Kemal’e, o zamanki 3.Kolordu Kurmay Başkanı Kurmay Başkanı Albay Fahrettin(Altay) Bey, orada ne yaptığını sorar. Mustafa Kemal cevap olarak bölgeyi incelediğini ve bulunduğu yerin ismini araştırdığını söyler. Bunun üzerine Fahrettin Bey de “Mademki bir isim bulamadın, o hâlde buranın adı ‘Kemalyeri’ olsun” demek suretiyle tarihi ismi vermiştir. Anıtın üzerinde, Yarbay Mustafa Kemal’in 3 Mayıs 1915 saat 19.00’da kuvvetlerine verdiği emrin 5. Paragrafı yazmaktadır.“Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar yoksun kalmasına neden olacağını hepinize hatırlatırım.”Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kemalyeri’nde biraz dinlendikten sonra Conkbayırı’na doğru yol almaya başladık,Sancaktepe ve Topçular sırtını geçtikten sonra 8.Tümen Karargahı’nın olduğu ve Mustafa Kemal Atatürk’ün 09’u 10 Ağustos’a bağlayan geceyi geçirdiği yere vardık.Ferdi burada beni fotoğraflayarak anılarım ve fotoğraflarım arasına güzel bir katkıda bulundu.
Conkbayırı artık görüş alanımızda,az bir yolumuz kaldı.Conkbayırı’na yaklaştıkça buranın nasıl bir staretijik öneme sahip olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Conkbayırı:Gelibolu Yarımadası‘nın batı sahili kesiminde, kıyıdan Kabatepe ile Suvla Koyu arasında, karadan ise 261 Rakımlı Tepe ile Besim Tepe arasında kalan tepenin ismi Conkbayırı‘dır. Bölgedeki tepeler içerisinde bölgeye en hakim nokta olduğundan savaş boyunca kuzey hattının en önemli tepesi olmuştur.
Çanakkale Savaşı’nda gerçekleşen muharebeler, sayısız kahramanlık hikayeleriyle örülüdür. 10 Ağustos 1915’te Conkbayırı’nda Mehmetçiğin süngüsü ile kazanmış olduğu bu zafer, bu kahramanlık menkıbelerinin en önemlilerinden birisidir. Çanakkale muharebelerinde Türk ordusunun kazanmış olduğu başarılar arasında, net ve kati bir galibiyetle sonuçlanması, Çanakkale’de Türk milletinin varlığına kasteden düşmanın bütün umutlarını kırmış olması açısından ‘’ Conkbayırı Süngü Hücumu’’nun ayrı bir yeri vardır. Conkbayırı’nda kazanılan zaferin şeref ve onuru hiç şüphesiz başta, 10 Ağustos günü ölümü hiçe sayarak düşman üzerine ‘’uçarcasına’’ atılan Mehmetçiğe; sonra da Conkbayırı’nda askerin hemen yanıbaşında bu taaruzu planlayıp bizzat idare eden Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal’e aittir.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Çanakkale Muharebeleri’nin Mustafa Kemal Paşa’nın askeri kariyerinde önemli bir yer tuttuğu bilinmektedir. Buna ilaveten Çanakkale, tarihte, Atatürk’ün yaralandığı yer olarak da iz bırakmıştır. Atatürk’ün 10 Ağustos 1915 günü Conkbayırı’ndaki çarpışmalarda bir şarapnel parçasıyla yaralanmasını bir cep saati önlemiştir
Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı:Conkbayırı, Conk Tepesi’nden itibaren güneybatı yönünde uzanan ve Düztepe’nin kuzeyindeki Kemal Dere’de son bulan yamaca verilen isimdir. Conkbayırı’nın kuzey ucunda yer alan ve en yüksek noktasını oluşturan yükseltiye ise Conk Tepesi adı verilir. Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı bronzdan yapılmış bir heykel olup Conkbayırı’nda yapılan en yeni anıt olma özelliğini taşır. Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı, Kültür Bakanlığı tarafından Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal’in 10 Ağustos 1915 tarihinde yönettiği Conbayırı taarruzu anısına 1993 yılında yaptırılmıştır.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Günlerden pazartesi olması ve günün ilk saatlerine Conkbayırı gezimizi denk getirmemiz bize çok büyük avantaj sağladı.Conkbayırı’nın her noktasını detaylı gezdik,Suvla Koyuna,Ege Denizine, sonra da Çanakkale Boğazına baktık,Conkbayırı’nın önemini daha iyi kavradık. Siperleri ve anıtları gördük,Anafartalar ovasına baktık,Conkbayırı’nda uzun süre kaldık.Biz bunları yaparken Conkbayırı’nda haklı olarak sabah saatleri sakin olur düşüncesi ile çekim yapan ekip vardı,fotoğraflama,kamera çekimi,drone çekimleri yapıyorlardı,haliyle bizi de çekim karelerine sığdırdılar.Tam ayrılacağımız zaman doğal,ilgili ve tarihe saygılı oluşumuz dikkatlerini çekmiş,rica ettiler, bisiklet üzerinde ayrılışımızı da kayda aldılar (Conkbayırı’ndaki gezimizin tamamını ve bisikletlerimizi zaten çekmişlerdi).Ekibin tarihi alanlar ve milli parklar çekim ekibi olduğunu sonradan öğrendim,tanıtım görsellerinde çıkarsak şaşırmam.
Conkbayırı Kitabelerini de gezdikten sonra bir sonraki durağımıza ulaşmak için yola çıktık.
Conkbayırı Mehmetçik Kitabesi; Cesarettepe, Kılıçbayırı ve Düztepe’yi izleyerek Çimentepe’ye çıkan yolun batısında yer almaktadır. Kitabe, bir eli sembolize eden beş adet yazıttan oluşmaktadır. Bu kitabeler Conkbayırı’nda vatanı için çarpışırken şehit olan askerlere adanmıştır.
Conkbayırı kitabelerinden sonra Kemal Dere’yi,Düztepe 10. Alay Cephesini,siperleri geçerek Cesarettepe’ye,57.Piyade Alay cephesine doğru ilerlememizi devam ettirdik.İlerlerken ziyaret edilecek ve görülecek yerlere uğramayı ihmal etmedik.
180 rakımlı tepede bulunan Mesudiye Zırhlısından sökülen Mesudiye Topunu da görüp Cesarettepe’ye doğru intikale devam ettik.
Mesudiye Topu: 13 Aralık 1914 tarihinde Çanakkale Boğazına sızan İngiliz denizaltısı tarafından batırılan Mesudiye Zırhlısından sökülerek buraya konmuştur.Batırılan Mesudiye Zırhlısında 35 denizcimiz Şehit olmuştur. 1915 yılının Ocak ayı sonuna kadar Mesudiye Zırhlısı’ndan sökülen toplar; Baykuş (Mesudiye) bataryası olarak Boğaz tahkimatının takviyesinde kullanılmış, 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı’nın kazanılmasında bu bataryanın top ateşleri çok etkili olmuştur.Kaynak:www.canakkaleicinde.com
Korku Deresi,ismi bile insana ürperti veriyor, Arıburnu Koyuna (Anzak Koyu),çıkarma yapan düşman kuvvetleri buradan Cesarettepe’ye,Arıburnu sırtlarına çıkmaya çalışmışlardır. Korku Deresini bugün Cesarettepe’den gördük, yarın Arıburnu’nda denizden göreceğiz.
Korku Deresi: Korku Deresinin vadi yamaçları, Kömürkapı Dere ile birleştiği kavşaktan kaynağına doğru ilk bölümlerinin her iki tarafı da oldukça diktir. Orta bölümünden itibaren derenin doğu yamaçları aynı diklikle ve yer yer toprak kayması sonucu uçurum şeklinde devam ederken, batı yamaçları Yüksek Sırt boyunca daha az eğimli olarak kuzeydoğuya doğru uzanır. Bölgedeki diğer dereler gibi, sadece yağmur yağdığı zaman kumlu olan yatağında su bulunmaktadır. 25 Nisan 1915 günü bölgeden sorumlu 8’inci Bölük 2’nci Takım; büyük çoğunluğu ile Hain Tepe’de mevzilenmiş, gün doğarken başlayan Anzak çıkarmasına kendinden beklenenden daha fazlasını yaparak karşılık vermiş, Anzak Koyu’na çıkan düşmanının Büyük Dere içinden ilerleyerek kuşattığını fark edince, o zamana kadar hayatta kalan az bir kısmı, saat 06 sıralarında Korku Dere içine inerek geri çekilmişlerdi. Hain Tepe üzerine çıkan işgalciler, buradan kuzeye doğru ilerlemek istediklerinde, ellerindeki haritada geçilebilir olarak görünen Hain Tepe’yi Yüksek Sırt’a bağlayan boyun bölgesinin kendi deyimleri gibi “Ustura Ağzı” şeklinde olması nedeniyle Korku Deresi’ne inmek zorunda kalmışlardı.
Cesarettepe öyle bir yer ki!,Korku Deresi orada,Yükseksırt orada,Arıburnu Yarlarının hemen üstü,Suvla Körfezine,Anafartalar Ovasına hakim.Tepeyi ele geçiren düşmanın yolu açılır,Conkbayırı’na kadar gider.Bir avuç Mehmetçik’ti onlar, savundular tepeyi büyük Cesaret ile,adı Cesarettepe oldu buranın.Mehmet Çavuş ve askerlerini minnet ile anıyor,ruhlarına duamızı okuyor ve tüm Şehitlerimizin ruhu şad olsun diyoruz.
Cesarettepe Mehmet Çavuş Anıtı: Cesarettepe üzerindeki yolun kuzeyinde, Mehmet Çavuş ve 25 erin anısına 1919 yılında yapılmış olan bu anıt 600 m²lik bir alana yayılmaktadır. Anıtın yapıldığı yer yabancı kuvvetlerin bütün hücumlarıyla (7 Ağustos 1915 taarruzu dahil) durdurulduğu noktayı işaretlemektedir. Bu tepeyi savunmakta olan Türk Birliği, cephaneleri bittikten sonra düşman kuvvetlerine karşı olağanüstü bir direniş göstermiş olduklarından dolayı bu tepeye Cesaret Tepe adı verilmiştir. Anıt; Serçe Tepe, Kanlı sırt ile Şarapnel Vadisi’ne tamamen hâkim olabilme amacıyla Türkler ve İngilizler için oldukça önemliydi. Yabancı kuvvetlerin Aralık 1915’te çekilmesinden sonra Arıburnu ve Anafartalar Cephesi’ndeki Türk zaferinin anısına 3 anıt dikilmiştir. İlki Anzak kuvvetlerinin durdurulduğu Kanlısırt’ta, ikincisi Kuzey sahiline ve üçüncüsü de Cesaret Tepe’ye. Bu üç anıttan yalnızca üçüncüsü bugüne kadar gelebilmiştir. Anıtın kaidesi ilk yapıldığı durumda olup üzerindeki mermer yazıt yeni bir eklemedir. Anıtın yerleştirildiği küçük düzlük; kuzeye doğru Kuzey Sahilinde, Suvla Körfezi ve Anafartalar Ovası’na, güneybatıya doğru Arıburnu Yarları ve Sfenks’e hâkim bir noktadadır.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Cesarettepe’de Şehitlerimize saygımızı sunduk,duamızı ettik,ben Şehitlikten ayrılırken Ferdi beni 57. Piyade Alay Şehitliği ile aynı kareye sığdırmış,çok güzel bir fotoğraf ortaya koymuş.Biraz sonra orayı da ziyaret edeceğiz ama önce Cesarettepe ve Yükseksırt gezimizi tamamlamamız gerek.
Bu bölgede siperler,mevziler anıtlar o kadar iç içe geçmiş ki görmeden anlatılamaz.Bir adım önümüz Türk siperleri iken,bir adım sonrası Anzak siperleri.Bu siperler ve anıtlar burada nasıl şiddetli savaş olduğu,göğüs göğüse çarpışmaların yaşandığının göstergesi.Cesarettepe,Arıburnu Yarları,Korku Deresi,Yükseksırt’ı sırası ile gezdik şimdi çok önemli yere intikal vakti.
Arıburnu Yarları Ve Yükseksırt: Sarp bir doğal oluşum olan Arıburnu Yarları, arazinin yapısı itibari ile Anzak askerleri bu bölgeye ‘Sfenks’ adını vermişlerdir. Bunun sebebi ise Gelibolu Yarımadası’na gelmeden evvel Anzak askerleri Mısır’da eğitim görmüş ve piramitlerin koruyucusu niteliğini taşıyan sfenkslerle ilk defa burada tanışmışlardır. Bu toprak yapı burada Gelibolu Yarımadası’nın koruyucusu gibi yükselmektedir. Bu sebepledir ki buraya bu adı vermişlerdir.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Göremediği bebeğinin mektuba çizilmiş ayak izi koynunda,
yarımadayı aylarca arşınlayacak Kara Emin;Alay’ın
Rum Doktoru Dimotriyati ile İmamı Hasan Fehmi’nin dostlukları;
Ve şehitliğe koşan genç Mehmetçikler…
57. ALAY, 25 Nisan 1915 sabahı emir almamasına rağmen komutanları Mustafa Kemal’in kişisel inisiyatifiyle Conkbayırı’nda büyük kara çıkarmasını durduran Osmanlı alayıdır.
Bu alay Çanakkale’de yok olmayacak ve Galiçya ile Filistin’de de hayati görevler alacaktır.Kaynak:57.Alay Çanakkale-İsmail Bilgin
57.Piyade Alayı.
18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazı geçiş harekatı başarısızlıkla sonuçlanınca karadan çıkmayı planlayan düşman birlikleri, bu eylemlerini 25 Nisan 1915 sabahında Arıburnu bölgesinden gerçekleştirmek için harekete geçti.19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 25 Nisan sabahında Arıburnu bölgesinden duyulan top sesleri üzerine bölgeye bir tabur sevkinin gündeme gelmesiyle tümene bağlı 57. Alay’ı, bir top bataryası ve süvari birliğiyle bölgeye gönderdi.Diğer destek birliklerle düşmanın tam teşekküllü 8 taburuna karşı koyan ve önemli oranda şehit veren 57. Alay, kahramanlıklarıyla ve vatanı için bile bile ölüme gitmeleriyle adını tarihe altın harflerle yazdırdı.Mustafa Kemal’in “Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum” sözüyle gözünü kırpmadan düşmanın üzerine yürüyen 57. Alay ve diğer birliklerin katıldığı taarruzla ilgili İngiliz Subay General Hamilton’ın “Gebe dağlar Türk doğurmakta devam ediyor.” sözü de o yıllarda Türk askerinin ortaya koyduğu mücadeleyi akıllara kazıdı.
57.Piyade Alay Şehitliği.
Cesarettepe’den sonra yaklaşık 200 metre ilerideki adını tarihe yazdırmış 57.Piyade Alayı’nın huzurundayız.Bisikletlerimizi uygun bir yere koyduktan sonra Şehitlik ziyaretine başladık.Aşağıda detaylı anlatımı bulunan 57.Piyade Alay Şehitliğini’nin her noktasını gezdik,incelemelerde bulunduk,Şehitlerimize saygımızı sunduk,hüzünlendik, onur duyduk.
57. Piyade Alay Şehitliği: Mimar Nejat Dinçel tarafından tasarlanan 57. Alay Şehitliği ve Anıtı; 12 Aralık 1992 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Kabatepe-Conkbayırı yolu kenarında, Kılıçbayır’ın güney ucunda inşa edilmiştir. Savaş sırasında yabancı askerler buraya ‘’Satranç Tahtası’’ adını vermişlerdir. Yeni yapılmış olan bu şehitlik semboliktir. Gerçek şehitlik Bomba Sırtı’nın güney ucunda, Çataldere Vadisi’nin içinde bulunmaktadır. Yarbay Hüseyin Avni Bey tarafından kumanda edilen 19. Tümen’e bağlı 57. Alay, yabancı kuvvetlerin ilk çıkarma gününde Arıburnu Cephesi’nde ilerleyen Anzak askerlerini ilk karşılayan ve geri püskürten Türk kuvvetleridir. Bu cephede ilk kez 19. Tümen Komutanı
Yarbay Mustafa Kemal’in önderlik ve cesaret vasıfları ortaya çıkmıştır.
57. Alay Şehitliği, şadırvan, açık namazgâh, ana mezarlık ve anıttan oluşmaktadır. Şehitlikte kullanılan başlıca malzeme; genellikle Selçuklu ve Osmanlı kervansaraylarında kullanılan Kevser taşıdır.Şehitliğin girişi; Kabatepe-Conkbayırı yolunun kenarında, doğu duvarındaki bir açıklıktır. Girişin hemen yanında torununun elini tutmuş bir şekilde figürize edilmiş; Türkiye’nin en yaşlı gazisi iken 10 Eylül 1994’te, 108 yaşında vefat eden Hüseyin Kaçmaz’ın bronzdan yapılmış bir heykeli bulunmaktadır. Girişin tam karşısında, şehitliğin doğu duvarında, 57. Alay’ın 25 Nisan 1915’teki karşı taarruzunu gösteren bir rölyef bulunmaktadır. Rölyef yaklaşık 45 m²lik bir alanı kaplamaktadır.Şadırvan ve açık namazgâh şehitliğin güney tarafında yer almaktadır. Şehitliğin ana mezarlık kısmının kemerli bir girişi olup bu girişten başlayan yaya yolu kuzey duvarında son bulmaktadır. Anıtın tabanını oluşturan kuzey duvarının üstünde, 57. Alay Şehitleri’nin isimleri yazan mermer plakalar bulunmaktadır.Kaynak:T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı.
Kesikdere Şehitliği.
57.Piyade Alay Şehitliği ziyaretinden sonra bisikletlerimizi aynı yerde bırakıp Şehitliğin sağından vadi içerisine Kesikdere Şehitliğine indik.Vadi içerisinde tespit edilebilen 1.115 Şehidimiz var,geldiğimiz yer sembolik Şehitlik ama vadi tabanının ve çevresinin Şehitlerimiz ile dolu olduğunu ve dere yatağının karşısında gerçek Şehitlik olduğunu bilerek hareket edip, tüm Şehitlerimizin ruhuna dualarımızı okuyup,saygımızı sunduk.Tüm Şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Kesikdere Şehitliği:57.Piyade Alay Şehitliği’nin sağındaki vadide yer alır. Buraya ulaşım bütün granit bloklardan oluşan basamaklı bir yol ile sağlanır. Bu şehitliğimiz de gerçek şehitlik alanı üzerinde yapılmamıştır. Gerçek şehitlik, mevcut şehitliğin karşısında dere yatağının diğer tarafında Edirne Sırtı’nın batı yamacı üzerindedir. Bu temsili şehitlikte bölgede savaşan 27, 57, 18 ve 64. alaylara mensup kimliği tespit edilebilen 1.115 şehidin ismi bu sembolik şehitliğe yazılmıştır. Bu bölge, savaş esnasında karşılıklı siperlerin birbirlerine en yakın olduğu yerlerden birisidir. Bu sebeple vurulan askerler vuruldukları yere gömülmüşlerdir. Bu nedenle vadinin tamamı bir şehitlik olarak kabul edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti Kocaeli Valiliği tarafından 2006 yılında bölgede savaşan 27, 57,18 ve 64. alaylar anısına yaptırılmıştır.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kesikdere Şehitlik ziyaretimizden sonra 57.Piyade Alay Şehitliği karşısında kısa bir öğle molası verdik, sonrasında ziyaret ve gezilerimize kaldığımız yerden devam ettik.57.Piyade Alay Şehitliğinden ayrılır ayrılmaz karşılıklı siperlerin 8-9 metre olduğu,savaşın en kanlı geçtiği,3 dakika sonra öleceğini bildiği halde hiç bir çekinme duymadığı, Kelime-i Şahadet getirerek ölüme yüreyen 27. Alay’ın Siperlerinde, Bomba Sırtı’ndayız.
Bomba Sırtı 27. Alay Siperleri: Geniş çaplı son taarruz olan bu muharebede hedef Bombatepe’yi ele geçirmekti. 27 Ağustos günü öğle vakti yoğun bombardıman ile başlayan muharebede Bombatepe’nin güneye bakan yamaçları İngilizlerin eline geçti. 28 Ağustos sabahına kadar süren muharebeler zamanında takviye edilen Türk birlikleri tarafından durduruldu. Bu muharebe sonrasında bölgedeki çarpışmalar siper muharebelerine dönmüştür. Anafartalar tam bir ay boyunca sıcak muharebelerin yaşandığı bir bölge olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk bu olayı şöyle anlatır’’ Karşılıklı siperler arası mesafe 8-9 metre,yani ölüm muhakkak.Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtulmayacağı bile bile yürüyor.Birinci siperdekilerin yerini arkadan gelenler alıyordu.Bomba,şarapnel,kurşun yağmuru altında öleni görüyor,3 dakika sonra öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme dahi göstermiyor.Okuma bilenler Kuran-ı Kerim okuyor, cennete gitmeye hazırlanıyor.Bilmeyenler ise Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar.20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngü ile çarpışıyor.Ölüyor,öldürüyor.İşte bu Türk Askerinin kuvvetini gösteren, dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir.Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur”.
Bomba Sırtı geçer geçmez Yüzbaşı Mehmet Şehitliği’ne geldik,buradan geçerken Şehidimizin ruhuna duamızı okuduk saygımızı sunduk.
Yüzbaşı Mehmet Şehitliği:57. Alay Şehitliği’ne gelmeden önce, Bombasırtı’nın güney ucunda, yolun sağ tarafında kalır. Şehitlik 1994 yangınından önce Selvi ağaçları ile çevriliydi. Yüzbaşı Mehmet, Arıburnu Muharebeleri esnasında şehit olurken düşman subayını öldürmüş ve iki subayın cesetleri birbirine sarılmış bir vaziyette bulunmuştur. Şehit olduğu yere gömülen Yüzbaşı Mehmet’in mezar taşında; “27. Alay Yüzbaşı Mehmet-1915” yazılıdır. Şehitliğin yapım tarihi belli değildir.Kaynak:canakkaleicinde.com
Çataldere Şehitliği ve Yarbay Hüseyin Avni Bey Şehitliği.
Güneye,Kabatepe tarafına yol almaktayız,düşman askeri anıtları ve mezarlarını es geçiyoruz,bizim aradığımız, yerini daha önce tespit etmemize rağmen yine de göremeyiz,gezemeyiz tedirginliği ile yol alıp,muhakkak görmek istediğimiz bizim Şehitliklerimiz.Bu şekilde yavaş yavaş yol alırken gerçek Şehitliklerimizden olan Çataldere Şehitliğine ulaşıyoruz,burada aynı zamanda 57.Piyade Alayı’nın Şehit Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’in mezarı da bulunmaktadır.
Yarbay Hüseyin Avni Bey Şehitliği:Yarbay Hüseyin Avni Bey, Arıburnu Bölgesinde gerçekleşen muharebeler sırasında büyük bir kısmı şehit düşen 57. Piyade Alay’ının komutanıdır. 57. Alayın ilk komutanı olan Yarbay Hüseyin Avni Bey, 13 Ağustos 1915’te Ramazan Bayramı’nın ikinci günü karargâhının yakınlarına bir top mermisinin isabet etmesiyle şehit düşmüştür.Yarbay Hüseyin Avni Bey’in komuta ettiği 57. Alay, 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in önderliğinde 25 Nisan 1915 sabahı Conkbayırı’nda Anzak birliklerine karşı koyan ve savaşın kaderini değiştiren alaydır. Mermer kaplı mezarın etrafı çevrilidir ve üzerinde; “Kahraman 57. Piyade Alayının Komutanı Yarbay Ali oğlu Hüseyin Avni Manastır. Şehadet 31 Temmuz 1331 – 13 Ağustos 1915 Fatiha” yazılıdır. Ayrıca mezarın muhtelif yerlerine Alayın aldığı madalyalar, Alay borazancısının resimleri ve Alaya ait dört fotoğraf, özel çerçeve ve mika muhafaza altında konmuştur. Kabrin bir kenarında dikili duran ve üzerinde saçtan Türk bayrağı bulunan levhada: “57. Alay Tüm Şehitleri İçin Fatiha” yazmaktadır.Kaynak:canakkaleharbi.com
Çataldere Şehitliği ve Anıtı:Yarbay Hüseyin Avni Bey’in mezarının solundan, Çataldere Vadisi’ne taş bloklardan oluşan bir merdiven ile ulaşılmaktadır. Bu mevki, savaşın ana cephelerinden olan Arıburnu’ndaki Çataldere’nin doğusundaki Fundalık Sırtı yamacında 19. Tümen cephesidir. 2. ve 5.Tümen birlikleri Mayıs 1915 taarruzlarında bu bölgede savaşmışlardır. Bu şehitlik, 25 Nisan 1915’ten aynı yılın aralık ayına kadar bu cephede şehit olanlarla sargı yerlerinde ağır yaralı olup şehit düşenlerin gömüldüğü yerdir. Ayrıca bu vadi içerisinde 24 Mayıs 1915 ateşkesinde oluşturulan hendeklere de şehitlerimiz toplu olarak defnedilmiştir. Bu şehitliğe 1., 5., 6., 27. ve 57. Alaylardan şehit olanlar defnedilmiştir. Bu şehitlikte kimlikleri tespit edilemeyen şehit sayımız 2.835’tir. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından bu bölgede savaşan 1., 5.,6., 27. ve 57. Alaylara mensup askerler anısına 2006 yılında yaptırılmıştır.Kaynak:T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı
Gerçek Şehitlik olan Çataldere Şehitliği vadi içerisinde ve yoldan uzak olması nedeniyle bisikletlerimizin başında sıra ile nöbet tutarak ziyaret ettik.Şehitlerimize saygımızı sunduk,duamızı yaptık.Şehitlik ziyaretinden sonra Kabatepe tarafına yol almaya devam ederken Merkeztepe ve Gediktepe ziyaretleri de yaptık.Merkeztepe ve Gediktepe’yi geçtikten sonra kendimizi siperler içinde bulduk.Kısa bir araştırma ile burasının kanlı çatışmaların olduğu Kırmızısırt olduğunu anladık.Siperleri tek tek gezdik,gezerken de burada Şehit olan askerlerimiz için saygımızı sunduk,duamızı yaptık,ruhları şad olsun.
Kırmızısırt Siperleri 125. Alay Siperleri: Burada Sivritepe üzerinde bulunan siperlerin yanı sıra, yolun diğer tarafında orijinal bir tünel göze çarpıyor. Bu tünel aynı zamanda mayıs sonunda başlayan lağım muharebelerinin de çetin geçtiği bir mekan. Bu bölgenin bir özelliği de, 19 mayıs’taki saldırıda binlerce Türk askerinin burada şehit düşmüş olması. Kötü planlanarak, kötü uygulanan ve sonuç itibarıyla 3000 – 3500 civarında Türk askerinin şehit olarak ölümüne yol açan saldırı, aynı zamanda Kırmızısırt’a da adını vermiştir. Kırmızısırt Mustafa Kemal Atatürk’e “Biz burada bir darülfünun gömdük”dedirtmiştir.Kaynak:Çanakkale.net.tr
Siperlerden sonra Şehitler Tepesindeyiz,Şehitler Tepesi Baskınını anlatarak Kanlısırta doğru yol alacağız.
Şehitler Tepesi Baskını:Arıburnu Cephesi’nin sol kananında düşmanın eline geçmiş bir tepe vardı. Sonradan “Şehitler Tepesi” diye ün alan tepeye yerleştirilen makineli tüfekler, yan ateşiyle Türk siperlerine büyük rahatsızlık ve zararlar vermekteydi. Türk siperleri içine sanki bir kama gibi giren, bu tepenin alınması için emir verilmişti. 125. Alay’ın 10. Bölük Komutanı Üsteğmen Saffet 140 kişilik bir gönüllü bölüğüyle, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın huzuruna çıkarılmıştı. Bu olay için Atatürk diyor ki:“7 Mayıs günü Kemalyeri mevkiinde gördüğüm bu hücum birliğinin erleri moral gücü yüksek, cesur ve nefsine güvenir gençlerdi. Bu çetin işi başaracaklarına, hal ve tavırlarıyla güvence veriyorlardı. Baskın planı hakkında kendilerine gereken bilgiyi verdim.”7-8 Mayıs’a bağlayan gece baskın yapıldı, ama bunu fark eden düşman amansız bir mitralyöz ateşi açarak, yiğitlerimizin tepeyi almalarına engel oldu. Çünkü birlik komutanı Üsteğmen Saffet de iki tepeyi almalarına engel oldu. Çünkü birlik komutanı Üsteğmen Saffet de iki kurşun yarası almıştı. Komutanı Mustafa Kemal’e yazdığı rapor aynen şöyleydi:“Efendim, emr-i aliniz mucibince düşman siperlerine taarruz ettik. Erlerimin yarısı siperlerin üstüne atıldı, bir kısmı da benimle beraber siperlerin arkasını çevirdik, bombaları attık. Düşman siperlerden denize doğru kaçmaya başladı. On iki kişi şehit oldu, altı yaralımız vardı. Bendeniz de sol omzumdan vuruldum. Kurşun arkamdan çıktı. Askerim siperlerin önünde içeriye girmek üzeriydi. Bendenizi sargı mahalline getirdiler. Gelirken ihtiyatlara, diğer gönüllü subaylara malumat verdim. Asker bozulmadı. Hücuma devamla ilerledikleri takviye ediniz, dedim. Düşman kaçıyor, Efendim, ileri harekâta devam etsinler. Siperlerin içinde ölmediğine teessüf ediyorum. Aldığım yara ikinci kurşun yarasıdır. Vaktim yok; ellerinizden öperim sevgili cesur kumandanım efendim.Kaynak:canakkaleharbi.com
Kanlısırt.
Çanakkale Savaşında en ağır zayiat verdiğimiz Kanlısırt’tayız.Kanlısırt taarruzunu,Kanlısırt Savaşını,Çanakkale Savaşını düşündükçe insanın içi ürperiyor.Kitabeyi okurken bile insanın tüyleri diken diken oluyor.Tüm Şehitlerimizin mekanı cennet olsun,ruhları şad olsun.
Kanlısırt:Kabatepe-Conkbayırı yolu üzerinde sağ tarafta kalan Kitabe, Kanlısırt’ın doğu ucunda yer alır. 25 Nisan1915 tarihi, Anzak çıkarması sonrası bölge Anzakların eline geçmiştir. Yarbay Şefik Aker komutasındaki 27.Alay’ın karşı taarruzu ile geri alınmıştır. Sonrasında Kanlısırt mevzisi Türk birlikleri tarafından 18-19 Mayıs gecesi saat 03.30’da düzenlenecek olan gece taarruzu ile birlikte kısa sürede en ağır zayiatı verdiğimiz en kritik mevzilerden birisi olacaktır. Yaklaşık 10.000’e yakın zayiatla sonuçlanacak olan bu taarruz sonrasında 24 Mayıs’ta taraflar arasında bir gün sürecek olan bir ateşkes imzalanacak ve siperler arasındaki şehitlerimiz defnedilecektir. Yine 6 Ağustos 1915 tarihi, Kanlısırt’a yapılan taarruz sırasında tünellerden gerçekleştirilen saldırı çok şiddetli ve ağır bombardıman altında gerçekleştiğinden, üzerleri koruma amaçlı kalaslarla kapatılan Türk siperlerinde kayıp çok ağır olmuştur. Bu ani baskınla birlikte Kanlısırt siperleri kaybedilmiştir. Kanlısırt’ın taarruzunu ortaya çıkaran asıl hedef, Conkbayırı’na ulaşmaktı. Bu noktadaki Kitabe üzerinde 6-7 Ağustos 1915 Muharebeleri anlatılmaktadır: Anzak Kolordusu, 6-7 Ağustos1915’te Anafartalar Bölgesi’ne çıkarma yapan 9. İngiliz Kolordusunun hedefine ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla 19. ve 16. Tümenler’in savunduğu Arıburnu Cephesi’ndeki Türk kuvvetlerini yerinde tutmak için taarruz etti. 16. Tümen birlikleri çok çetin geçen çarpışmalarda 1.520 şehit, 4.750 yaralı vermesine rağmen Kanlısırt’ı kahramanca savundu. Kanlısırt’ta Türk tarafına ait olan ve 16. Tümen anısına 1916’da dikilen anıt mütareke döneminde tahrip edilerek yıkılmıştır.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kanlısırt’ı geçtikten sonra gerçek Şehitlik olan Karayörük Şehitliğindeyiz.Burada isimleri tespit edilebilen 1.153 Şehidimiz bulunmaktadır.Şehitlik ziyaretimizi yaptık,saygımızı sunduk,duamızı okuduk.Ne mutlu ki bize ki bu projeyi hem gerçekleştiriyor,hemde Şehitliklerimizi ziyaret ediyoruz.
Karayörük Deresi Şehitliği:Kanlısırt’a gelmeden 200 m kadar önce, yolun sağ tarafında bulunan şehitlik gerçek şüheda kabristanı’dır. Bu nokta Kanlısırt bölgesinde görevli bulunan 16. Tümen’in48. Alay cephesidir. Bölge ağır donanma topçu ateşi ve yoğun makineli tüfek ateşi altında çok ağır zaiyatlar vermiştir. Yine bölge, sargı yeri olmasından dolayı çevre bölgelerde görev yapan 72. Alay, 77. Alay,63. Alay ve 48. Alay’lardan şehit düşen askerler de bu mevkiye defnedilmiştir. Albayrak Sırtı’nın kuzey kesimi sırasında Karayörük Deresi’ne inen yamacın üzerinde yer almaktadır. Şehitlik2006 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yaptırılmış olup çoğunlukla Kanlısırt üzerindeki muharebelerde görev yapan 16. Tümen’e ait isimleri tespit edilebilmiş, 1.153 şehidin gömüldüğü bir şehitliktir. Şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu metal şahidelerin hemen yanında ahşap bir namazgâh da bulunmaktadır. Uzun bir merdiven ile ulaşılabilen şehitlik, Şevki Paşa Haritası’nda 17 numaralı paftada işaretli olup Gerçek şüheda kabristanı olduğu ifade edilmektedir.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Çanakkale Savaşında simge olmuş,Türk’ün merhametini,mertliğini,cesurluğunu sembolize eden Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı’nın yanındayız.Fotoğraflarken o anı düşünerek Mehmetçiğe,Atamıza olan saygımız bir kat daha arttı.
Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı:Kabatepe-Conkbayırı yolu istikametinde, Albayrak Sırtı üzerinde, yolun sağ tarafında yer alır. 1992’de Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır. Yaralı bir Avustralya subayını, kendi siperlerine taşıyan Türk askerini canlandırmaktadır. Anıtın kitabesinde, eski Avustralya Genel Valisi Lord Casey kaynak gösterilmiş olup onun sözleri olduğu ifade edilen bir alıntı mevcuttur: “Biz Gelibolu Yarımadası’ndan, Türklerle savaşarak ve binlerce insanımızı kaybederek Kahraman Türk milletine ve onun eşsiz vatan sevgisine duyduğumuz büyük takdir ve hayranlık ile ayrıldık. Bütün Avustralyalılar, Mehmetçiği kendi evlatları gibi sever. Onun mertliği, vatan ve insan sevgisi, siperlerdeki dayanılmaz heybeti ve cesareti bütün Anzakları hayran bırakan yurt sevgisi, insanlığın örnek alacağı büyük hasletlerdir. Mehmetçiğe minnet ve saygılarımla… Avustralya Genel Valisi Lord Casey 1967”.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı’nın bulunduğu Albayrak Sırtı’ndan sonra Kabatepe’ye kadar iniş yaptık.Kabatepe’de deniz tarafında kamp ve plaj girişinin bulunduğu alandaki çeşmede güzelce serinledik.Çeşme, günün yorgunluğunu, çok sayıda Anıt ve Şehitlik gezmemiz,ziyaret etmemiz ve her gezdiğimiz yeri anlamaya çalışmamız nedeniyle sersem durumumuzu alıp götürdü.Kabatepe’den sonra biraz hızlanarak yol alıp Alçıtepe bölgesine geçiş yaptık. Alçıtepe bölgesinde de ziyaret edilecek Şehitlikler olduğundan zamanı en iyi şekilde kullanıp akşam olmadan görevimizi yerine getirmek arzusundayız.
Bizde bu arzu,istek,şevk olduğu sürece üstesinden gelemeyeceğimiz hiç bir şey yok, öyle değil mi? Ferdi.
Kabatepe-Alçıtepe arasını seri vaziyette aldık,Alçıtepe’ye vakitlice vardık.Alçıtepe girişinde daha önce olmayan ve daha yeni yapılmaya başlanan Alçıtepe 1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi dikkatimizi çekti,hemen gezmek istedik ama daha geziye hazır halde değilmiş,o yüzden dışarıdan fotoğraflayarak hastane hakkında bilgi vermek isterim.
Alçıtepe 1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi (Çanakkale Savaşları Canlı ve Sesli Tarih Galerisi-Çanakkale Şehitlik Hastane Müzesi): Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı dönemin sağlık olanakları, Gelibolu Yarımadası’nda açılan “1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi” ile anlatılıyor. Çanakkale Savaşı’nda, on binlerce Mehmetçik bedenini siper etti. Kimi şehit düştü kimi yaralandı. Yaralılar, sahra hastanelerinde tedavi edildi. O dönemin şartları, “1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi” adı altında kurulan bir müzeyle günümüze taşındı. Gelibolu Yarımadası’ndaki müzede, yaşananları daha iyi anlatmak için balmumu heykeller kullanıldı. Kaynak:canakkaleili.com
Alçıtepe bölgesi için planladığımız Şehitlik ziyaretlerimizin çokluğu nedeniyle Alçıtepe’de çok kısa bir mola verip hemen yönümüzü ziyaret edeceğimiz Şehitlikler bölgesine çevirdik.
İlk ziyaret yerimiz Alçıtepe’ye en yakın konumdaki Son Ok Şehitliği oluyor.Anıt 3.Kirte muharebeleri anısına yapılmış olup,Kirte muharebeleri anında Şehit olan ve tüm Şehitlerimize saygılarımızı sunup,duamızı okuduk.
Son Ok Şehitliği:Anıt 3. Kirte (Alçıtepe) muharebelerinin anısına yapılmıştır.2. Kirte muharebelerinden sonuç alamayan İngilizler ilk gün hedefleri olan Alçıtepe’yi ele geçirmek için yeni bir saldırıya daha karar verirler.Günü 4 Haziran seçilir. 4 Haziran sabahı müthiş bir donanma ve kara topçusu atışı başlar, bu sefer yapılan bombardıman diğerlerinden uzun tutulmuştu ve Türk tahkimatının yok edildiği olduğu kanaati uyanmıştı. Saatin 12 yi bulmasıyla taarruz başlar. Birkaç birlik zorla ilerlemiş olsa da müttefik ilerleyişi durdurulmuştu. 6 Haziran’da başlayan Türk taarruzu ile bazı siperler geri alınmıştır. Bu iki günlük saldırının bilançosu ise şöyle olur. Müttefik askerleri 7.000 e yakın kayıp verirken bu kayıp oranı Türk tarafında ise 5000 civarındadır. Ve ilk gün hedefi olan Alçıtepe ise hala ele geçirilememiştir. Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Son Ok Şehitliğinden sonra Alçıtepe bölgesinde 2 nci ziyaret yeri Zığındere Sargıyeri Şehitliği oluyor,huşu içinde Zığındere Sargıyeri Şehitliği’ne varıp,vadi içindeki Şehitlik ziyaretimize başlıyoruz.Şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Zığındere Sargıyeri Şehitliği:Alçıtepe köyünün batısında 800 m uzaklıkta bulunan şehitlik Zığındere Vadisi’nin içinde, Nuri Yamut Anıtı’na giden yolun sağ yanında yer alır. Şehitliğin girişinin sağında Prof. Dr. Tankut Öktem tarafından yapılan biri yaralı diğeri onu taşıyan iki asker heykeli yer alır ve üzerinde Aziz Şehidim isimli şiir bulunmaktadır.28 Haziran-5 Temmuz Muharebelerinde ve kıta sargı yerinde şehit düşen askerler anısına 1945 yılında inşa edilmiş olan şehitlikte 385 adet mezar taşı ile şehitlerimiz anılmaktadır. 1992 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemenin ardından, son düzenleme 2013 yılında yapılmıştır. Muharebeler sırasında Zığındere Sargıyeri olarak kullanılan bölge, sahra hastanesi olarak işaretli olmasına rağmen 28 Haziran 1915 tarihinde ağır bombardıman altında kalmıştır. Bu nedenle bölgede askerlerimizin zayiatı ağır olmuştur. Gerçek şüheda kabristanlarından biri olan şehitlik, 1916 Şevki Paşa Haritası’nın 36 no.lu paftasında da işaretli bulunmaktadır.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Zığındere Sargı Yeri Şehitliği ziyaretinden sonra Alçıtepe bölgesindeki 3 ncü Şehitlik ziyareti için daha ilerideki Nuri Yamut Anıtı’na geçiyoruz.Burada Zığındere Savaşlarında Şehit olan 6.395 Şehidimiz anısına yapılan Nuri Yamut Anıtı’nı ziyaret edip, Şehitlerimize saygımızı sunuyoruz.Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Nuri Yamut Anıtı:Alçıtepe köyünün batı yönünde ve köye yaklaşık 2 km uzaklıkta, Sargıyeri Şehitliği’ni geçtikten sonra karayolunun bitiminde yer almaktadır. Çok şiddetli çarpışmalara sahne olan bu bölgede, hayatını kaybeden askerlerin bedenlerinden kalanlar, 1934-1936 yılları arasında Alçıtepe köyünde yerleşimin ve tarımsal faaliyetlerin yapıldığı noktalarda ortaya çıkmıştır. Zığındere’de Haziran sonu ve daha sonraki muharebelerde şehit düşen askerlerimize ait kemikler anıt içinde bulunan ve üzerinde “Şehitlik 1915” yazılı kaidenin altına gömülmüştür. Nuri Yamut, Gelibolu 2. Kolordu Komutanı iken, Alçıtepe köyünde Saroz Körfezi’ne hâkim bir tepede,26 Haziran-12 Temmuz 1915 tarihleri arasında yapılan Zığındere Savaşları’nda şehit edilen 6.395 er ve erbaş adına 1943 yılında bir anıt yaptırmıştır. Bu anıt Mehmet Çavuş Abidesi’nden sonraki ilk özel anıttır. Paşa’nın bu anıtı yaptırmak için İstanbul’daki iki evini sattığı ve bölgedeki şehitlerin kemiklerinin toplanıp mermer kaidenin altına gömüldüğü söylenir.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Nuri Yamut Anıtı’nın hemen solundaki toprak yola girerek bu günün son Şehitlik ziyareti için Sarıtepe Şehitliğine intikal ediyoruz.Çetin muharebelerin olduğu bu bölgede maalesef 5.000 kaybımız olmuştur.Bunun bilinci ve saygısı ile Sarıtepe Şehitlik ziyaretimizi huşu içinde yapıyoruz.
Sarıtepe Şehitliği:Nuri Yamut Anıtı’nın hemen solundan devam eden toprak yoldan ilerlediğimizde şehitliğe ulaşılır. Zığındere’nin kollarından Keçi Deresi’nin hemen üstünde yer alan Şehitlik, ay-yıldız figürlü olarak tasarlanmıştır.25 Nisan 1915 tarihinde KOSB (King’s Own ScottishBorderers) Taburu tarafından, Sarıtepe altı sahiline çıkarma yapılmıştır. Burası savunmanın zayıf olduğu noktalardan biri olduğu için karaya çıkış esnasında mukavemet ile karşılaşılmamıştır. Sonrasında 9. Tümen Komutanı Halil Sami Bey, tertiplediği kuvvetleri Kirte ile Zığındere arasına sevk etmiştir. Yoğun ateş altında geçen çarpışmalarda her iki tarafın da zayiatı çok olmuştur.26 Nisan günü bölge müttefiklerce tamamen boşaltılmıştır. Böylece iyi planlanan; fakat iyi yöneltilmeyen bu çıkarma ile geniş stratejik olanaklar da kaybedilmiş oldu. Eğer ilerleme sağlanabilseydi, savunma güçleri çökertilip Alçıtepe’nin yolu açılabilirdi. Bu taarruz esnasında askerlerimiz, Keçi Deresi’nden geçerken keskin nişancıların hedefi olmuşlar ve önemli zayiatlar vermişlerdir. 5 Temmuz 1915 gecesi başlayan Türk Taarruzu ile bölgede 3. ve 5. Tümen görev yapmaktaydı. Gün ağardığı vakit Türk tarafının kayıpları çok ağırdı. İngiliz siperleri ile Türk siperleri arasındaki mesafe 5 m’ye kadar inmişti. Sadece bu muharebede kaybımız 5.000’e yakın olmuştur.Kaynak:TC.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Günün son Şehitlik ziyaretimizden sonra tekrar Alçıtepe köyüne döndük.Bugün Seddülbahir’de kamp yapmayı planlıyoruz ama orada fazla bir alışveriş ve yemek imkanı olmadığını bildiğimizden Alçıtepe’de akşam yemeğimizi yiyip,sabah için alışverişimizi yapıp Seddülbahir’e doğru hızlı şekilde hareket ediyoruz,Seddülbahir’de de görülecek yerler var, ayrıca kamp yeri ayarlayacağız.
Alçıtepe-Seddülbahir arasını hızlıca aldık,bugün için Seddülbahir’de planladığımız Kale gezisi,İlk Şehitler Anıtı ziyareti ve kamp olduğundan hemen kale gezisine başlamak istedik ama maalesef Seddülbahir Kalesi’nin restorasyonu yapıldığından gezmek nasip olmadı. 2017 yılında Gelibolu Yarımadası Şehitlere Saygı Turumda da restorasyon nedeniyle gezememiştim, demek ki kısmet değilmiş ama bu Seddülbahir ve Seddülbahir Kalesinden bahsetmeme engel değil.
Seddülbahir;Çanakkale ili,Eceabat ilçesinin, Gelibolu Yarımadasının en uç noktasında, batıda Ege Denizi ile Çanakkale boğazının birleştiği bir noktadadır. Seddülbahir o tarihlerde olduğu gibi günümüzde de çok stratejik öneme sahiptir.
Seddülbahir Kalesi;Osmanlı Donanmasının 1657 yılında IV.Mehmet zamanında Venedik,Papalık ve Malta gemilerinden oluşan donanmaya bugünkü Kepez açıklarında yenilmesinden dolayı Çanakkale Boğazının tahkimi için yeni tedbirler alınması zorunluluğu ortaya çıktı.Boğazın Ege Denizine açılan kısmında karşılıklı iki kale daha inşa edildi.1657 yılında yapımına başlanan kaleler 1659 yılında tamamlandı.Anadolu yakasındakine Kumkale,Avrupa yakasındakine ise Hakaniyye diğer adı ile Seddülbahir Kalesi denildi.
Kale gezimizi yapamadığımız gibi Seddülbahir Kale girişinde olması gereken İlk Şehitler Anıtı’da yerinde yok.Soracak kimse bulamadığımızdan anıtında kale ile beraber restorasyon amacı ile yıkılıp yeniden yapılacağını varsaydık.Ben burada 2017 yılında Gelibolu Yarımadası Şehitlere Saygı Turumda fotoğrafladığım haliyle paylaşarak İlk Şehitler Anıtı’ndan bahsetmek isterim.
İlk Şehitler Anıtı;Seddülbahir Kalesi’nin hemen girişinde sol tarafta bulunan anıt, ilk şehitlerimiz anısına dikilmiştir. İngiliz ve Fransız gemileri Osmanlı Devleti ile ilgili henüz fiili ve resmi bir savaş durumu olmamasına rağmen boğazın girişini koruyan tabyaları 3 Kasım 1914’te bombalamaya başlamışlardır. Seddülbahir Kalesi içindeki tabyanın cephaneliğinin isabet almasıyla barut ve top mermileri patlamıştır. Bu saldırı sonucunda 5 Subay ile 81 er ve erbaş bulundukları noktada şehit olmuşlardır. Anıt üzerinde 3 Kasım 1914 günü İngiliz ve Fransız Donanması Seddülbahir ve Kumkale’yi bombardıman ederek bu yerde 5 Subay ve 81 Erimizi şehit etmiştir. Bu olay müttefiklerin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı fiilen harp ilan etmesi, oluşturmakta oldukları Çanakkale Seferi fikri için aşırı güven vermesi, Osmanlı İmparatorluğu’nda ise Çanakkale Boğazı savunmasının takviye edilmesi zorunluluğunu duyurması, ilk şehitlerini vermesi, Çanakkale Muharebelerinin öncüsü olması, açılarından önem taşır. Aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun… Çanakkale geçilmemiştir .Geçilemeyecektir de. 18 Mart 1986 ifadeleri yer almaktadır. Anıt Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 2013 yılında restore edilmiştir. Söz konusu saldırıda ölen şehitlerimizin asıl gömülü olduğu alan ise Seddülbahir Cephane Şehitliği olarak bilinen, limana inen yolun sağ tarafında ve Kalenin duvarına bitişik durumda bulunan şehitliktir.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Seddülbahir Kampı.
Seddülbahir Kale gezisi ve İlk Şehitler Anıtı ziyareti yapamadık,Ertuğrul Koyu’nda kamp yapıp geceyi geçirelim dedik, oda olmadı,2017 yılında ben Ertuğrul Koyu’nda kamp yapmıştım ama bu sefer olmadı.Koyda tek işletme var ve tamamı onun gibi bir şey, yasak dedi başka bir şey demedi (pandemi nedeni ile),ısrar etmedik,illa Ertuğrul Koyu’nda kalacaksak bize İngiliz Mezarlığı kalıyor, ona da biz sıcak bakmadık.Seddülbahir’e gelirken Morto Koyu sapağındaki çeşme ve tarla zaten yedeğimizde vardı.Hemen oraya geri döndük,çadırlarımızı kurduk,yerleştik,karnımız tok olduğundan sıra ile çeşmenin yolunu tutup şahsi temizlik işine yoğunlaştık,fotoğraftaki halimizden belli değil mi?Yorucu ve uzun bir gün oldu ama mükemmel bir sonuç elde ettik.
Bugün 07 Haziran 2021 Gelibolu 1915 projemizin 3 ncü günü,ben ve Ferdi bu 3 günlük süreçte çok önemli işler yaptığımız kanısındayım.Bigalı köyünden başlayan günümüzde bir çok Anıt ve Şehitlik ziyareti yaptık,ne mutlu bize,yaptığımız işin onurunu yaşıyoruz.Yorulduk ama huzurlu ve onurluyuz.Yarın Gelibolu 1915 projemizin 4 ncü günü olacak ve Seddülbahir’de son ziyaretimizi de yaptıktan sonra Şehitlik ve Anıtları ziyaret ederek Anafartalar bölgesine geçiş yapacağız.Mutlu,huzurlu ve onurluyuz.
Ne Mutlu Türküm Diyene.
3 ncü Gün 07 Haziran 2021 Bigalı-Kemalyeri-Conkbayırı-57. Piyade Alay Şehitliği-Albayrak Sırtı-Kabatepe-Alçıtepe-Sarıtepe Şehitliği-Seddülbahir:55 km
Discussion about this post