Pandemidir,sokağa çıkma yasaklarıdır derken güzelim bahar ayı evde mahsur kaldım,bir yerlere çıkamadım, kısa turlar ve bahçe işleri ile oyalandım,bisiklet ve kamp için adeta paslandım.Nisan-Mayıs ayı içerisinde çok güzel bir rotada Ferdi Kızıl kardeşim ile planlamamız vardı, pandemi,yasaklar nedeniyle güme gitti.Peki o zaman yapamadınsa şimdi yap diyebilirsiniz,yok arkadaş şimdi yapamayız çünkü o bölge güney olduğundan pişeriz,o da işime gelmez,ben soğuğu seviyorum.Hal böyle olunca Haziran’da Gelibolu 1915 projesinden sonra bir şeyler yapmalıyım ama ne diye düşünürken aklıma düştü,Murat Dağı.Yasaklar döneminde hemen ortaya karışık bir şeyler yaptım,mis gibi bir rota çıktı karşıma.Ortaya karışık dememin sebebi bazı bölgelere tekrar gidişim olacak ama ters rotadan, bazı bölgelere ilk defa giriş yapacağım, bir de benim için önemli olan bir Murat Dağı var,ben bu dağın kuzeyi,güneyi,doğusu ve batısını gezdim ama hiç zirve yapmamıştım,şimdi yaparım her halde!!!!
İşte ortaya Karışık ”Murat Dağı Niyetine” turum böyle doğdu.
10 Haziran 2021 1 nci Gün Eceabat-Çanakkale-Denizgöründü-Kuşçayır-Bayramiç-Bayramiç Gölü-Üzümlü:
Çanakkale Boğazı.
Gelibolu 1915 projemizi tamamladıktan sonra Ferdi Kızıl (Ferdimen) kardeşim Gelibolu üzeri Edirne tarafına devam etti.Ben ise proje sonunda Murat Dağı Niyetine turu başlangıcı için Eceabat’a geldim.Eceabat öğretmenevinde konakladıktan sonra 10 Haziran 2021 sabahı turumu Eceabat’tan başlattım.Arabalı vapur ile Çanakkale’ye geçerken Kilitbahir’i ve boğazı kadrajıma sığdırdım ama aynı zamanda Marmara Denizini kaplayan ve boğaza da ulaşan müsilaj da karedeki yerini aldı.
Çanakkale Saat Kulesi.
Gemiden inip yoluma devam etmeden önce Çanakkale’nin sembolü olan,Vitalis Gaptiorele’nin finasmanıyla Sancakbeyi Cemil Paşa tarafından 1896 yılında yaptırılan ve 20 metre yükseklikte olan Saat Kulesi önünde Karatay’a poz verdirip Çanakkale merkezi terk ettim.Bugün planlamamda Bayramiç Göleti kenarında kamp yapmak var.
Sabah Kahvem.
Çanakkale içi,Kepez ve Çınarlı köyü istikametine, Çanakkale-İzmir asfaltından geçiş yaptıktan sonra çok hafif tırmanış ile Çınarlı köyü ve çam ormanı içinde bir çeşme.Çeşme,sessizlik,orman işte tam sabah kahvem için aradığım ortam.Çeşme başında kahvemi yudumladım,serinledim,hem de dinlendim.
Denizgöründü.
Çınarlı civarındaki kahve molasından sonra 400 rakıma sahip Denizgöründü’ye kadar olan hafif tırmanışım devam etti.Denizgöründü adının nereden geldiğine de burada tanıklık ettim,arkama dönüp baktığımda Çanakkale ve boğaz buradan görünmeye başlıyor ama biraz daha yol alındığında hafif inişle beraber deniz ortadan kayboluyor.Demek ki Bayramiç yönünden gelenlerin aaaa bak Denizgöründü sözü buradan geliyor.Haliyle köyün adıda Denizgöründü olmuş.
Çınarlı Göleti.
Denizgöründü’den hafif inişle Çınarlı Göleti kenarına ulaştım,burası çam ormanı içinde muhteşem bir yer.Çınarlı Göleti, Salihler köyü bölgesindeki dağlardan doğup gelen Kar Deresi’nin önüne set konulması ile oluşmuş.Devamında göletten sonra Çınarlı Deresi adını almakta.Buraya öğle vakti vardığımdan ve doğası çok hoşuma gittiğinden öğle molamı da burada verdim,biraz dinlendim.
Kuşçayır.
Öğle molasından sonra orman içi hafif tırmanışım devam ederek yol aldım.Kuşçayır yakınlarında en son 610 rakımı gördükten sonra Kuşçayır sonrasında Karıncalık tarafına doğru inişe geçtim ve Yiğitler bucağına kadar indim.Bayramiç’ e az bir yolum kaldı.
Bayramiç.
Yiğitler’den sonra Kursaklı Çayı üzerinden geçerek etrafı dağ ve tepelerle kaplı Bayramiç’ e giriş yaptım.İlçenin en önemli dağı Kazdağları’dır,
Bayramiç’e vardığımda ikindi vaktini geçmişti. Eh bundan sonrası Bayramiç Gölet kenarı kamp olduğuna göre Bayramiç’te akşam yemeğimi yer,akşam ve yarın için alışveriş yapabilirim, yapabilirim değil, yaptım bile.
Karamenderes Nehri Ve Bayramiç Göleti.
Bayramiç’teki yemek molam ve eksiklerimi tamamlamam sonrası Bayramiç Göleti’ne doğru hareket ettim.Gölete ulaştıktan sonra artık kendime göre uygun bir alan bulup kamp yapmak düşüncesi ile istediğim yeri buluncaya kadar Üzümlü bölgesine kadar yol aldım ve sonuca ulaştım.Ama ben önce Bayramiç Göleti ve göleti oluşturan Karamenderes Nehrinden biraz bahsetmek te fayda var düşüncesindeyim.
Karamenderes Nehri:Eski adı Skamander olan ve 300 rakımda Kaz Dağlarından doğan Çanakkale il sınırları içerisinde akan ve Çanakkale Boğazı ile Ege Denizi’nin kesiştiği bölge olan Truva Tarihi Milli Parkı yakınlarında denize dökülen nehirdir.
Bayramiç Barajı:Çanakkale’de, Karamenderes Çayı üzerinde, sulama amacıyla 1986-1996 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.
Üzümlü Kampı.
Bayramiç Göleti’nin güney bölümünde Üzümlü Köyü mıntıkasında, göle sinek mesafesinden uzak bir yer,hayvan yemi için biçilmiş tarla.Güzel anlattım değil mi?,.İşi bilmeyen kişi kafayı çevirip bakmadan geçer gider,benim gibiler ise bingo der ve dalar buraya.Biçilmiş otlar kurumaya bırakıldığından doğal yatak görevi görüyor.Ateş yakmadığınız sürece keyifli bir gece geçirirsiniz.
İşte bende hiç tereddüt etmeden çadırımı kurdum buraya ve eşyalarımı yerleştirdim.Tam işin keyif bölümüne geçeceğim vakit tarla sahibi geldi,görüştük,anlaştık ve Allah rahatlık versin deyip ayrıldı.
Bugün Eceabat-Çanakkale-Bayramiç arasında çam ormanları içindeki yolculuğum Karamenderes Nehri’nin oluşturduğu Bayramiç Baraj Göleti yakınlarında son buldu.Üzümlü mıntıkasındayım, hava kararmaya başladığında, radyomun hafif hafif çalan müziği ile gecenin sesi bir birine karışarak tatlı bir hava estirerek,dinlenme moduna girdim.Ta ki, rüzgar dinip, sivrisinekler burası bizim mekanımız deyinceye kadar,sonra tabii ki ot yatak misali uyku faslı başladı.Yarın çok güzel bir rotadayım.
10 Haziran 2021 1 nci Gün Eceabat-Çanakkale-Denizgöründü-Kuşçayır-Bayramiç-Bayramiç Gölü-Üzümlü:78 km
11 Haziran 2021 2 nci Gün Üzümlü-Kızılelma-Kaz Dağları-Oğlanalanı-Kalkım:
Üzümlü Sabahı.
Güneş dağların ardından gözükmeden uyandım.Göle yakın mesafede olduğumdan haliyle çadırım nemli hemen onları hafif esen rüzgarın ve güneşin insafına bıraktım,kurumayacaklarını biliyorum ama olsun az nemi gitsin,yolda hal çaresini bulurum.O arada kahvaltımı yaptım,toparlandım ve hazır olunca Üzümlü Bayramiç Gölet kampı ayrılık fotoğrafı alarak güne başladım.
Bayramiç Göleti boyunca bir süre daha yol aldım, Mollahasanlar Sapağından sonra da Karamenderes Nehri’nin akış yönünün tersi Kaz Dağlarına yavaş yavaş tırmanmaya başladım.
Çeşmesi,suyu bol olan bölgede olmanın avantajını kullanarak yol alırken,Gedik bölgesinde gölgelik bir yer, çeşme ve suyu buz gibi. Arkadaş,burada durulmaz mı?,ilk önce güzelce serinledim ve sonra kahve cezvemi ateşe sürdüm.Biraz dinleme keyif hakkım değil mi?
Kamp yerinden ayrıldığımdan bu yana hafif tırmanış ağırlıklı Karamenderes Nehri’nin akış yönünün tersinde yol almaktayım.
Karaköy-Gedik Dede Çeşmesi arasında Karamenderes Nehri ile yollarımız ayrıldı,o Kazdağları’nda doğduğu yere doğru yol alırken ben ise Kızılelma yönüne devam ettim.Ayrılmadan öncede ayrılık fotoğrafı almayı ihmal etmedim.
Karamenderes Nehri:Eski adı Skamander olan ve 300 rakımda Kaz Dağlarından doğan Çanakkale il sınırları içerisinde akan ve Çanakkale Boğazı ile Ege Denizi’nin kesiştiği bölge olan Truva Tarihi Milli Parkı yakınlarında denize dökülen nehirdir.
Kazdağları’nda bir süre yol alacağım ve alıyorumda,bulunduğum bölgeden Kazdağları’nın bir bölümü gözükürken Kaz Dağlarından bahsetmek isterim.Kızılelma bölgesinden sonra sık çam ormanlarının içinde yol alacağımdan bu şekilde görmem mümkün olmayacak.
Kaz Dağları: Anadolu yarım adasının kuzeybatısında yer alan, Biga yarım adasının en yüksek dağıdır. Eğe Bölgesi ile Marmara bölgesini birbirinden ayırır, Kazdağları Çanakkale ve Balıkesir sınırları içerisinde kalmaktadır. Edremit körfezinin kuzeyini takiben, kuzey doğu-güney batı yönünde 60 – 70 km. uzunluğunda olan Kazdağları, batıda Dede dağı, ortada Kazdağı, doğuda Eybek dağı, kuzeydoğuda Gürgen, Kocakatran, Küçükkatran ve Susuz (Sakar dağı) dağlarından oluşur. 60 – 70 km’ lik Kazdağları zincirinin ortasında yer alan Kazdağı’ nın, güneyi Edremit Körfezi, doğusu Zeytinli çayı, kuzeyi Kara Menderes Çayı, batısı Altınoluk yerleşiminin batısı (Damla Tepe) ile çevrili olan 21 452 hektarlık alan, Bakanlar Kurulu kararı ile Kazdağı Milli Parkı olarak ilan edildi. Kazdağı Milli Parkı Balıkesir iline bağlı Edremit ilçesi sınırları içerisindedir.Kaynak:kulturportali.gov.tr
Kızılelma ve Zeybekçayırı.
2014 yılının Temmuz ayında bugünkü rotanın tersini yapmıştım,7 yıl sonra yine bu bölgedeyim.Çok değişiklikler olmuş,küçükte olsa yol levhaları konmuş ama doğa hep aynı güzelliğini muhafaza etmekte.
Karaköy-Kızılelma arası 460 rakımı gördüm sonrasında Kızılelma-Zeybekçayırı arasındaki dere yatağında ise 260 rakıma iniş yaptım.Şimdi tırmanma zamanı.
Kaz Dağları Tırmanışı ve Dostlar Çeşmesi.
Zeybekçayırı’ndan sonra Kaz Dağlarında çam ormanları içinde yavaş yavaş tırmanmaya başladım.Hava sıcak olmasına rağmen çam ağaçlarından gelen serinlik ve yol boyu suları hiç kesilmeden akan çeşmelerin serinliği ile beş yol ağzına kadar devam ettim. Beş yol ağzındaki Dostlar Çeşmesi yol boyu çeşmelerini kıskandıracak kadar soğuk ve gürdü.Ve yalağı da çok temiz,bu ne anlama geliyor sizce,beni tanıyan,bilen hemen anladı durumu, evet Şafak bu yalağa girer,günün duşunu alır ve serin serin hatta üşüyerek Kaz Dağlarında yola devam eder.
Beş Yol Ağzı.
Beş yol ağzı dediysem,bol tabelalı asfalt yol ağzı değil,burası orman içi yolu ve neyin nereye gideceği belli olmayan yollar.Rast gele giren için kaybolabilecek cinsten ama onlara da bir iyilik yapıp ”yeter la kaybolduğunuz her defasında biz mi? sizi kurtaracağız” deyip,Oğlananası-Kalkım tabelalarını ağaçlara asmışlar.Hadi iyisiniz yine kaybolmazsınız artık buralarda ama tabelalara da pek güvenmeyin,birisi her an bir iyilik yapabilir.
Tabii böyle geyik muhabbeti yapıp,biraz da keyif çatarak yol alırken beş yol ağzından sonra biraz daha tırmanıp 780 metreleri gördükten sonra inişe başladım.
Kaz Dağlarının Çeşmeleri.
Günün en yüksek noktasını gördükten sonra inişe başladım.İniş dediysem öyle aman aman bir çıkış olmadığı gibi aman aman da iniş değil, 780 metrelerden 300 metrelere ama bu iniş anında serin serin hatta üşüyerek demiştim ya…. Evet ağaçların güneşi kapattığı Kaz Dağlarında üşüyerek iniş yaptım.Ama gördüğüm bu iki çeşme üşümeyi unutturdu bana, hatta içim tekrar ısındı.Evet ikinci ağaç yalaklı ve gövdeli çeşmenin mobil olan borusu benim akşam duşumun suyunu vücudumla buluşturdu. Suyun soğukluğundan üşüyerek duş aldım,olsun,soğuk su iyidir,insanı diri ve dinç tutar.
Agonya Çayı ve Kalkım.
Oğlanalanı’ndan sonra alabalık çiftlikleri ve restaurantları çok olan Aşağıçavuş bölgesinde karşılaştım kendisi ile,bir süre beraber yol alıp,Aşağıçavuş’ta ve sonrasında Örencik-Akçakoyun arasında üzerinden geçerek Kalkım’a vardım.
Kalkım’a akşam üzeri vardım, öğle atıştırmalık yaptığımdan karnım aç idi o yüzden yemek işini hallettim ve sonrasında akşam ve sabah için alışveriş yaptım.Kalkım fotoğrafı koymadan biraz kalkım’dan,Agonya’dan bahsedelim isterseniz.
Kalkım:Nüfusu 2360,rakımı 230 metredir.Çanakkale ilinin Yenice ilçesine bağlı bir belde olup, iki mahallesi vardır.Beldenin güneyinde Kaz Dağları ve Edremit,kuzeyinde Agonya Çayı, ormanlık alan ve Yenice ilçesi,doğusunda Balya ilçesi vardır.Ekoturizm,trekking ve avcılık yapmak için elverişli bir bölgede yer alır.
Agonya:Agonya adı günümüze kadar çeşitli değişikliklere uğrayarak gelmiş olup, tarihi Lidyalılara dayanmaktadır (Hellen dilinde Agonia sözcüğü ile çoraklık veya kısırlık tanımlanmıştır. Bununla beraber Agonya Anadolu kökenli bir isim olup, Hellen diline uydurulmuş olabileceği de düşünülür). Lidya Kralının kardeşi Adramit bugünkü Edremit kentini kurmuş, Kalkım yöresini de (Agonya) kendisine bağlamıştır. Aynı zamanda burasını önemli bir demir işleme merkezi haline getirmiştir.Lidyalılar zamanında işlenen demir curufların bulunduğu yerde, bugün Kalkım’ın büyük mahallerinden biri olan yeni mahalle kurulmuştur.Kaynak:Kalkım Belediyesi
Kalkım Göleti ve Kalkım Kampı.
Kalkım’a çok ama çok geldim,burayı seviyorum galiba, şimdi yine geldim.Bu gece Kalkım’da kalacağım ama nerede?.Akçakoyun-Kalkım arası çok yer vardı,Kalkım’da yemek yedikten sonra tekrar geri dönmek işime gelmedi.Kalkım Göleti’ne geçiş yaptım, acaba sakin ve huzurlumu diye, yine fiyasko!!!.Millet kendini adeta evinden buraya atmış,hemen geri tornistan yaptım.Gelirken 1-2 alternatif yer işaretlemiştim.Kör noktada ve sakin olan yere hemen çadırımı kurup,eşyalarımı yerleştirdim.Artık burası benim,kimse rahatsız edemez ve göremez.Bu gün iki defa duş aldığımdan o iş ile hiç uğraşmadım.Kaz Dağları’nın serinliğini hissetmeye başlarken üstümü tazeledim ve bulunduğum yerin konumunu kullanarak Kaz Dağları manzarası ve sevdiğim şarkıları yüklediğim radyomun eşliğinde ufaktan ufaktan alemlere aktım.Günün yorgunluğunu kendi stilimce üzerimden attım,sonra tabii ki uyku.Yarın ve yarından sonra güzel ve zorlu yerlere….
11 Haziran 2021 2 nci Gün Üzümlü-Kızılelma-Kaz Dağları-Oğlanalanı-Kalkım:68 km
MURAT DAĞI NİYETİNE 10-21 HAZİRAN 2021 (1 ve 2. Gün Eceabat-Çanakkale-Denizgöründü-Kuşçayır-Bayramiç-Üzümlü-Kızılelma-Kaz Dağları-Oğlanalanı-Kalkım)
Discussion about this post