Sabaha karşı domuz sürülerini kovaladıktan sonra tekrar içim geçmiş ve uyumuşum.Sabah gün doğarken uyandım,Büyük Menderes Nehri Vadisinde uyumanın mükafatı bana sırılsıklam bir çadır olarak geri döndü.Hiç ellemeden çadırı gün ışığını üzerime almadan ağaç gölgesinde kahvaltımı yaptım.Eşyalarımı topladım, çadırı da ıslak ıslak torbasına bastım,sonra müsait yerde kuruturum.Dün ilk defa girdiğim bölgenin tadını çıkardım,bugün de ilk defa girdiğim bölgede yol alıp,yarın araba ile geçiş yaptığım yerlere bu sefer bisikletim ile gireceğim.9 ve 10 ncu günümde Büyük Menderes Vadisi,Apollon Lairbenos Tapınağı,Çal,Ağlayankaya Şelalesi,Karahayıt ve kaplıcalar var.Yani güzel bir coğrafyada, güzelliklere yol alacağım.
18 Haziran 2021 9 ncu Gün Büyük Menderes Vadisi-Bahadınlar-Apollon Lairbenos Tapınağı-Çal-Ağlayankaya Şelalesi-Sakızcılar:
Kamp Yerine Veda.
Ferdimen (Ferdi Kızıl),hep bunlar senin yüzünden,bu seremoniyi sen bulaştırdın bana.Her zaman olduğu gibi kamp yeri ayrılık fotoğrafı alıp vadi içinden ayrıldım.
Vadi içinden biraz tırmanış ve bayıltıcı bir sıcak ile yol sapağına kadar geldim ve yönümü Çalçakırlar, Bahadınlar yönüne çevirdim,bugünün ilk hedefine yol almaktayım.
Çalçakırlar-Büyük Menderes Vadisi-Bahadınlar.
Sapaktan itibaren Büyük Menderes Nehri Vadisini sağıma alarak Çalkuyucak-Çalçakırlar köylerini geçtim.Çalçakırlar köyünden sonra hafif bir iniş ve biraz çıkış ile Bahadınlar köy girişine kadar geldim.Köye girmeden sağa döndüm, Büyük Menderes Vadisinde bir tepede bulunan Apollon Lairbenos Tapınağı’na yöneldim.
Bahadınlar Köyünden sonra toprak yoldan Büyük Menderes Vadisi’ne kadar indim ve Apollon Lairbenos Tapınağı’nın bulunduğu tepeye çıkarken Büyük Menderes Nehrini ve vadisini fotoğraf kareme sığdırdım.
![](https://1.bp.blogspot.com/-gqzRlCYfZgU/YNno6ta72CI/AAAAAAAA_5s/Ouys-oDc85IUYBWEiheQKAOW5amPYIiJACLcBGAsYHQ/w640-h474/IMG_20210618_095604_4.jpg)
Büyük Menderes: Batı Anadolu’nun en büyük nehridir ve Menderes Havzası’nın ana sulama kaynağıdır. Kufi Suyu ve Banaz Çayı kollarının birleşmesiyle oluşur ve Ege Denizi’ne dökülür. Uzunluğu 548 km’dir. Büyük Menderes ovası bataklıkları kurutulduktan sonra Türkiye’nin en verimli alanlarından birisi olmuştur.
Apollon Lairbenos Tapınağı Ve Adıgüzel Barajı.
4 kilometrelik bir yolculuktan sonra Apollon Lairbenos Tapınağı’nın bulunduğu tepeye ulaştım.Tepeye tırmanırken Büyük Menderes Nehri ve vadisini görselleyip anlatmıştım şimdi ise tapınaktayım ve hemen altımda Adıgüzel Barajı.Önce Adıgüzel Barajı sonra
Lairbenos Tapınağı.
Adıgüzel Barajı:Denizli’de, Büyük Menderes Nehri üzerinde, sulama, enerji ve taşkın kontrolü amacıyla 1976-1989 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.![](https://1.bp.blogspot.com/-pVa-9PE4TtA/YNnnvFbMqCI/AAAAAAAA_3c/lZcPE3bUIoMNwJdvniyDtJeHLq9JfTQLgCLcBGAsYHQ/w640-h480/SAM_9729.JPG)
Apollon Lairbenos Tapınağı:En erken devirlerden itibaren bağcılığa, dolayısı ile de leziz şarapları ile ün salmış öyle ki, Çalkarası olarak adlandırılan ve dünya çapında tanınan bir üzüm türüne adını vermiş olan Denizli’ nin bereketli topraklara sahip ilçesi Çal, değeri ölçülmeyecek tarihi hazineleri de sessizce bağrında saklar. İlçe halkı arasında Asartepe olarak isimlendirilen küçük bir tepenin üzerine konumlanmış olan Apollon Lairbenos Tapınağı da bunlardan sadece bir tanesi, Bahadınlar Köyü’ ne 4 Kilometre mesafede, Menderes Vadisi’ne hakim konumdaki konik formlu tepenin üzerinde küçük bir tapınağın kalıntıları göze çarpar. İlk bakışta Batı Anadolu’ da bir çok bölgede karşımıza çıkan yerel kült merkezlerinden birisi izlenimi veren bu tapınak, bir süredir özellikle din tarihi çalışan araştırmacıların dikkatini çekmektedir. Çünkü dinler tarihi açısından büyük önem taşıyan ve Anadolu’nun başka hiçbir bölgesinde karşımıza çıkmayan yazıt türlerinden birisine, yani katagraphe adı verilen ve bazı insanların ya da mülkleri “tanrıya tahsis etme” anlamını taşıyan yazıtlara tek başına ev sahipliği yapmaktadır.
Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Apollon Lairbenos Tapınağı’nı gezdikten sonra gerisi geriye Bahadınlar köyüne hafif tırmanışlı toprak yoldan yol alırken geri planda bıraktığım tapınağın bulunduğu tepeyi fotoğrafladım. Bahadınlar altına geldiğimde ise buradaki çeşmede kahvemi yudumlarken sabah ıslak topladığım çadırı ise güneşin ve rüzgarın kollarına bıraktım.
Çal Yolu.
Bahadınlar’dan itibaren Ortaköy-Hançalar arasındaki tepe noktasına, 1000 metrelere kadar tırmandım,sonra Hançalar’a iniş yapıp iyi bir dondurma molası verdikten sonra Çal’a hareket ettim.Yine iniş ağırlıklı olarak Çal’a teşrif ettim.Bir kaç cümlede anlattığım bu mesafe 20’km’lik bir mesafe.Şimdi Çal’dayım ve Çal’dan bahsedebilirim.
Çal:Çal’ın antik dönemlerdeki adı Mosyna‘dır. Türklerin bölgeye gelmesine kadar bu isimle anılmıştır. Türkler bölgeye Çal adını vermiş ve bu yöre Çal Yöresi olarak anılmaya başlanmıştır. Çal yöresi, aynı zamanda 12 Olympos tanrısından biri olan Dionysus’un yaşadığı yer olarak bilinir. Kimi rivayete göre Çal şarabının dünyaca ünlü olması Dionysus’un şarap tanrısı olmasından dolayıdır. Aynı zamanda tiyatronun dünyada ilk kez oynandığı antik Dionysosopolis buradadır ve ayrı bir önem taşır.Çal Ege Bölgesinde, Denizli iline bağlı bir ilçedir. Denizli’nin kuzey doğusunda yer almaktadır. Denizli’nin doğusunda bulunan Çökelez Dağı’nın doğu eteklerinde kurulmuştur. Dağın batı eteğinde ise meşhur Pamukkale bulunmaktadır.Yüzölçümü 1521 km² olan Çal, 850 metrenin üzerinde bir rakıma sahiptir. Çal’ın yakınlarından geçen Büyük Menderes Nehri Çal’ın doğusunu büyük vadilerle yarmıştır. Çal’ın yüksek bir bölgede kurulmuş olması, menderes vadilerini bir hayli derinleşmesine sebep olmuştur. Bazı yerlerde bu derin vadiler adeta kanyon haline dönüşmektedir.
Çal’a öğleden sonra vardım,hemen bir çeşme bulup önce serinledim.Sonra tavsiye üzerine gittiğim lokanta da yemeğimi yedim.Çal benim ikmal noktam olduğundan tüm eksiklerimi giderdim ve Çal’dan itibaren Çökelez Dağı’na tırmanışım başladı.
Çökelez Dağı’nın Sevimlileri.
Çökelez Dağı’nda Sazak tarafına yol alırken karşılaştım onlarla,durmam ile beraber yanıma geldiler. Ne hikmetse hep çantalara ve sallanan ayakkabılara musallat oldular.Biraz oynadım onlarla,yol kenarında bulduğum küçük pet şişeyi yalak misali kestim ve su doldurup verdim,susamışlar keratalar,kendilerine geldiler.
Yol boyu,daha dorusu Bekilli bölgesine girdiğimden beri üzüm bağları içinde yol alıyorum.Bu üzüm bağları arasındaki su sarnıçları velinimet gibi.Çökelez Dağı’nı öğleden sonra tırmanmaya başladığımdan bayağı sıcağa maruz kaldım Çal-Kaplanlar köyü arasında 3 sarnıç benim boydan boya serinleme, duş yerim oldu.
Kaplanlar bölgesine kadar tırmanışım devam etti,en son 1150 metreyi görmüşüm.Kaplanlar ile Sakızcılar arası 10 km kadar ve orada Ağlayankaya Şelalesi var, bugün oraya ulaşmak ve gecelemek niyetindeyim.![](https://1.bp.blogspot.com/-7GmU_7mnsUw/YNnoFgpVNVI/AAAAAAAA_44/VwfcjvX8YGgKGZ3VDTAAuu1b4AoKvgRJQCLcBGAsYHQ/w640-h480/SAM_9752.JPG)
İniş ağırlıklı olarak Sakızcılar köyüne kadar geldim,köyden Ağlayan Kaya Şelalesi’ne iniş yapıp Şelaleyi gezmeye,görmeye başladım.Daha önceki dönemlerde kış aylarında gelmiş idim,suyu bayağı yoğundu,azalmış olarak görünce içim biraz burkuldu.İnşallah suyu hiç bir zaman kesilmez.
Sakızcılar (Ağlayan Kaya) Şelalesi:İlçemiz Sakızcılar Mahallesi’nde yer alan Şelale eşsiz bir tabi güzellik sergilemektedir. Suların kayalar üzerinden yere düşmesi nedeniyle Ağlayan Kaya olarak da bilinen Şelale 30 m. yükseklikten dökülmektedir. Doğal güzelliğinin yanında alabalık tesisi de çok sevilen gözde bir piknik yeridir. Şelalenin İlçe merkezine uzaklığı 22 km. dir.Kaynak:T.C.Çal Kaymakamlığı
Sakızcılar Kampı.
Şelale bölgesine geçiş yaparken gece kalabileceğim bir kaç yer kendime belirledim.Şelaleyi gezdikten sonra Sakızcılar köyüne çıkarken belirlediğim ikinci yere kancayı taktım,bu gece burada kalacağım.Çadırımı kurdum tam içini yerleştirirken yağmur başladı,hemen eşyaları çadır içine attım, ben ıslandığım için çadıra girip içerisini de ıslatmak istemedim.Zaten bulut geçiyordu yarım saat sonra geçti gitti.Ben de ıslak elbiselerimi yağmur sonrası çıkan rüzgarda kurutmaya bıraktım.
Sakızcılar Kampı Devamı.
Yağmur sonrası rüzgar ile beraber serinlikte çıktı, bu serinlikle beraber akşam yemeğimi yedim, güneşin batmasını seyrettim,dinlendim.
Bekilli’nin şarapları nasıl meşhursa Çal şarapları da meşhur.Çal’dan soğuk şarap almıştım (soğukluğunu 3 saatten fazla muhafaza eden sistem geliştirdim,işe yarıyor).Yemek sonrası yine elma,badem ve şarap üçlemesine başladım, tabii ki her daim yanımda olan radyom eşliğinde.Bugün pek yorulmadığımdan geç vakite kadar serin serin esen rüzgarda çadır dışında oyalandım.Ta ki gece 23:00 gibi başlayan ve sabaha kadar süren yağmura kadar.
18 Haziran 2021 9 ncu Gün Büyük Menderes Vadisi-Bahadınlar-Apollon Lairbenos Tapınağı-Çal-Ağlayankaya Şelalesi-Sakızcılar:65 km
19 Haziran 2021 10 ncu Gün Sakızcılar-Güzelpınar-Uzunpınar-Karahayıt:
Ağlayan Kaya (Sakızcılar )Şelalesi Kampı.
Yağmur sabah gün ağarırken dindi,sanki hiç bulutlanma,yağmur yokmuş gibi birden bire güneş kendini gösterdi.Çadır içini toparlayıp yemek işine giriştim,çadır belki kendi halinde güneşte kurur.Kahvaltı sonrası toparlanma bölümüne başlayıp,erken sayılabilecek bir zaman dilinde yola çıkmaya hazırım.Tabii ki kamp yeri ayrılık fotoğrafı alarak.
Bugün planlamam da Karahayıt’ta kalmak var.Kısa bir rota olacak bugün, ama muhteşem bir doğa içinde.Kamp yerim 950 rakıma sahipti,1350 rakımda bir çeşme biliyorum suyu buz gibi,atmosferi harika,oraya doğru yol alıyorum.
Ellemeyin Beni Kahve Molasındayım.
Kamp yerinden ayrıldıktan sonra 7 km’lik tırmanış sonrası o çeşmeye vardım.Günün zirvesi olan 1350 rakımdayım,hafif hafif rüzgar esiyor, güneş ısıtıyor,çeşme var….. İşte aradığım her şey burada.Çeşme önceliği keçilerindi,sıramı beklerken çadırı yine güneş ve rüzgarın kollarına bıraktım.Keçiler yollarına gittikten sonra da çeşme başına geçip kahvemi yaptım ve serin ortamın keyfini çıkararak kahvemi yudumladım.
Kahve molasından sonra Karahayıt istikametine iniş ağırlıklı yol almaya başladım.Önce 1200 metredeki Güzelpınar,sonra yine 1200 metredeki Uzunpınar köylerini geçtim, Uzunpınar köyünde dondurma molasını unutmayayım.Artık 700 metrelerdeki Haytabey’e geldiğimde ise Büyük Menderes ovası aşağılarda net olarak gözükmeye başlamıştı.
Karahayıt.
Uzun inişlerin sonunda Büyük Menderes Ovasının hemen üstünde bulunan 350 rakıma sahip Karahayıt’tayım.Bugün burada kalacağım,bugün dinlenme günüm ama önce niye Karahayıt ondan bahsedeyim.
Karahayıt Kaplıcaları:Denizli Karahayıt mahallesindedir.Yılın her mevsiminde ana kaynağından çıkan kendine has kırmızı renkli şifalı termal suyun ve termal çamurun sıcaklığı 58 ºC olup Ege üniversitesi hidroklimatoloji enstitüsünün vermiş olduğu rapora göre içerdiği zengin mineralleri ile eşsiz bir sağlık kaynağıdır.Karahayıt’ta bulunan tesislerde Kırmızı Su ve Termal Çamur sayesinde pek çok hastalık ve sağlık problemine şifa bulunabilmektedir.Kırmızı travertenler, 60 ºC sıcaklıkta çıkan termal su çevresinde,termal suyun içindeki maden oksit nedeniyle kırmızı,yeşil ve beyaz renkli traverten tabakalar oluşmuştur.Travertenler yaklaşık 500 metrekarelik bir alandadır.Kaynak:Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Karahayıt Konaklama.
Karahayıt’a öğleden hemen sonra vardım.Önce öğle yemeği için hafif bir şeyler atıştırıp otelin yolunu tuttum.Burada otelde kalacağım,oteli daha öncelerden biliyorum. Otele yerleştim,ilk işim kırmızı suyu, yani kaplıca suyunu küvete doldurup içine girmek oldu.Yarım saatten fazla kaldım içinde,10 günün tüm yorgunluğunu aldı götürdü.Dinlendikten sonra akşam üzeri yarın gerekli olacaklar için alışverişe,Karahayıt içine çıktım malum yarın pazar ve pandemi yasakları devam ediyor.
Otel yarım pansiyon olduğundan akşam yemeği problemim ve sabah kahvaltı problemim olmadığından bana işin keyfini çıkarmak kalıyor.
Akşam yemeğinden sonrada otelin yüzme havuzunda günün son yorgunluğunu da atıp,odama çekildim.Yarın bakalım neler olacak.
19 Haziran 2021 10 ncu Gün Sakızcılar-Güzelpınar-Uzunpınar-Karahayıt:33 km
MURAT DAĞI NİYETİNE 10-21 HAZİRAN 2021 (9 ve 10. Gün Büyük Menderes Vadisi-Bahadınlar-Apollon Lairbenos Tapınağı-Çal-Sakızcılar-Ağlayankaya Şelalesi-Güzelpınar-Uzunpınar-Karahayıt)
Discussion about this post