Son iki ayımı günlük turlar ile idare edip,formumu muhafaza ettim, form dediysem ağır bir şeyler değil,keyfe keder gezmeler ve günlük işler.Bu yıl havalar sıcak ama yağmurlu geçiyor,kışın yağmur olduğunda pek kamplı turlara çıkmaya hevesim olmuyor,kışın ıslaklık kötü olarak geri dönüş yapıyor. 2022’nin ilk haftası yağmur ara verecek haberi ise beni ateşledi.Öyle uzaklara gidecek değilim,bölgesel olacak tabii ki!!! bir kaç alternatif arasından yarımada tarafı ağır bastı.Rota zaten yabancım değil,benim sıklıkla gittiğim rota.Çıkış günümü ise yılbaşı sabahı olarak planladım, bu yılın ilk gününün çok sakin geçeceği anlamına geliyor.Turun ismine takılmayın,tura çıkarken bir ismi yoktu, yolda kendiliğinden ve zorunlu olarak ortaya çıktı,yoksa tamamı olsaydı afili bir isim koyardım.Her neyse yılın ilk günü yola çıkmaya hazırım,hadi bana eyvallah.
1 nci Gün 01 Ocak 2022 İzmir-Güzelbahçe-Bademler-Kuşçular-Demircili Yarımadası:
2021 bitti,2022 başladı,yılbaşı akşamları ile oldum olası aram pek iyi sayılmaz,sakın beni yanlış anlayıp bağnazlıkla suçlamayın.Bana göre yılbaşı akşamının diğer akşamlardan bir farkı yok,sadece takvim yaprağı değişiyor ve biraz daha yaşlanıp olgunlukta bir adım daha ileri gidiyoruz,o kadar.Sıradan bir akşam olarak görüyorum yılbaşı akşamlarını ama bu yılbaşının yine de bir başka farklı yanı vardı, torunum 2021 yılının son saatlerine kadar yanımızdaydı.O yüzden biraz farklı ve mutluydum.Sabah erken kalkıp hazırlandım, sahile bomboş sokaklardan indim ve turun ilk fotoğrafını aldım.
Kahve Molam.
Mithatpaşa sahilden Güzelbahçe’ye kadar adeta terk edilmiş bir şehir görünümündeki İzmir’de ilerledim.Güzelbahçe’de Rauf Denktaş parkına gelince günün ilk molasını verdim ve kahvemi hazırlayarak sabah sessizliğinde keyifle yudumladım.
Bademler Hatırası.
Güzelbahçe molasından sonra yönümü Seferihisar tarafına çevirdim,bu günkü hedefimde Demircili var. Demircili’ye Urla üzeri gitmektense Bademler-Kuşçular rotasını kullanarak gideceğim. Bademler Köyü, tiyatrosu,köylü pazarı ve sosyal aktiviteleri ile İzmir’in hafta sonları çok ziyaret alan bir köyü.Bademler köyünden lavantaları ile ünlü Turgut köyüne geçiş yapıp burada öğle molası verdim.
Turgut köyünde öğle yemeği üzerine ikinci bir kahvede yaptıktan sonra Turgut’tan ayrıldım. Mandalina, Enginar bahçeleri,Zeytin ve Çam ağaçları arasında yol alarak Kuşçular tarafına devam ettim.
Kuşçular’a saat 14:30 gibi vardım,Demircili’de iki tane bakkal olmasına rağmen garantici kişiliğim devreye girip burada tüm ikmal ürünlerimi tamamladım.Yarım saatten fazla kalıp biraz da dinlendim.Kuşçular-Demircili arası 7 km kadar ve indili çıktılı ama çok zevkli bir yol.Sakin bir günde sakin bir yere yol alacağım!!! Demircili Yarımadası ve Koyu.Bu arada Demircili’ye varmadan önce Ormancılar Çeşmesini ziyaret edip tüm sularımı tamamladım.
Sakız Ağacı.
Demircili girişi ve Demircili çıkışı iki tane Sakız Ağacı yetiştirme sahasından geçtim,sakız ağaçlarını yakından görme fırsatım oldu.
Sakız Ağacı (Pistacia Lentiscus):Damla sakızı sadece Yunanistan’ın Sakız Adası’nın güneyinde ve Türkiye’nin batısında Çeşme Yarımadası’nda yetişmektedir. Ege ve Akdeniz Bölgesi’nin bitkisidir.Damla sakızına ait ilk bilgiler milattan önceki zamanda Herodot tarafından verilmiştir. Büyük hekim Hipokrat tarafından damla sakızı iyi bilinmektedir. Bergamalı Galen; saç dökülmesinden, yılan sokmasına kadar bütün ilaçların içinde damla sakızına yer vermiştir. Sakız eskiden balgam söktürücü olarak, diş etlerini kuvvetlendirmek ve ağız kokusunu gidermek için kullanılırdı. Ülser ve mide kanserine iyi geldiği bilinmekteydi.Damla sakızı; yapıştırıcı cila olarak ve parfümeride kullanılır. Yemeklere de ayrı bir tat vermektedir. Muhallebi gibi tatlılara eklendiği zaman koku ve tat açısından oldukça lezzetlendiği görülür.Bulgaristan’da “Mastika” adı verilen rakı damla sakızından yapılmaktadır.
Erkek ve dişi sakız ağacı vardır. Damla sakızı verimi sadece erkek ağaçtan olur. Bir ağaç ortalama 300-500 gram sakız toplanır. Ağaçların verim çağı; 15-30 yaş arasındadır. Damla sakızının kilosu ortalama 100 Avro’nun üstünde seyreder.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Demircili Koyu.
Sakin sakin geçen yol Demircili koyunda son buldu,havanın güzel ve yılın ilk günü olması milleti coşturmuş olacak ki Demircili koyunda araba sayısı bana göre fazla olduğundan koya hiç inmedim,yukarıdan fotoğraflayarak Demircili Yarımadası tarafına devam ettim.
Demircili Yarımadası.
Demircili Yarımadası bu gece benim kamp yapacağım yer,yarımadanın doğusundaki bölge beni bekliyor.Koy kalabalık demiştim,aşağısı da kalabalık,millet bugün demek ki deniz kıyısına akmış.Gelenlerin bir çoğu yarımada yerine aşağıda oyalanmayı tercih ettiğinden yarımada üzerinde kalabalık yok,olmasında.Her neyse bu kadar dedikodu ve manzara seyretmek yeter, yolumuza devam edelim.
Yarımada üzerine çıkan bölümün 50-60 metrelik bölümü taşlık ve dik, orada bisikleti ittirmem gerek, yol üzerinde yavaş yavaş aşağı inen bir grup genci görünce yol vermek ihtiyacı duydum.Kenarda kayalıklar üzerinde denizi,Demircili koyunu,balıkçı teknelerini seyrederken de bu fotoğraf ortaya çıktı.
Kamp yapmayı planladığım bölgeye nihayet geldim,burası artık benim.Bisikletin arkasındakileri merak ediyorsanız,odun ve çalı çırpı demeti.Denizin getirdikleri bana gece için ısınma sağlayacak!!! Yarımada üzerinde yakacak arıyorsanız beyhude,o yüzden gelirken aşağıdan toplayarak geldim.
Keşif…
Evet keşif,bildiğim, aşina olduğum ve her zaman kamp yaptığım yer olsa dahi kamp yaptığım yer yada yapacağım yer etrafında muhakkak keşif yaparım,bu benim değişmez kuralım.Bu keşif anında hiç olumsuz bir durum yok,asayiş belkemal.Bu keşif anında ortaya bu güzel üç fotoğrafın çıkması burada kamp yapmak için yeterli değil mi?.
Demircili Yarımada Kampı.
Kamp yerim sabitlenince getiremediğim ama yamacın altına stokladığım odunları da yukarı hızlıca taşıdım, gece için şimdi hazırım.Herşey yerli yerinde olunca, kamp hazırlıklarına giriştim,çadır kuruldu,içi yerleştirildi,üstümü değiştirip daha sıkı kıyafetler giydim,üzerimdekileri ise rüzgarın insaflı kollarında havalandırmaya bıraktım.Bütün bunlar olduktan sonra da sıra geldi kamp ateşini yakmaya ve yaktım.Gece geç vakte kadar beni idare edecek kadar odun ve ateşim var. Ateşin sıcaklığı,radyomun müziği eşliğinde yemeğimi yedim ve sonrasında da müzik ve ateş eşliğinde işin mey ve keyif bölümüne geçiş yaptım.

Ateşim var, rüzgardan korunuyorum,keyfim yerinde, Allah’tan başka ne isteyebilirim ki!!!!Güneş batıp, kızıllığını gökyüzünde bıraktığı anlarda bu güzel görüntüyü kaçırmayıp fotoğrafladım,bu günün son fotoğrafı olsun ama gece devam ediyor.Bu gün evimden 66 km’lik bir yol kat ederek erken vakitte Demircili Yarımadasındaki kamp yerime geldim ve bu gece buradayım.Gün keyifliydi,akşam ve gece de keyifli geçti.Odun stokum bitip ateş sönünceye kadar ateş başı keyfi yaptım.Ama herşeyin bir nihayeti var,bu keyfinde sonu uyku gelip göz kapaklarına hadi deyinceye ve ateş sonu üşüme başlayıncaya kadar.Bana iyi geceler,ben yatıyorum artık.Yarın Tatar Köprüsü,Alaçatı, Çeşme rotası var ona göre….
1 nci Gün 01 Ocak 2022 İzmir-Güzelbahçe-Bademler-Kuşçular-Demircili Yarımadası:65 km
2 nci Gün 02 Ocak 2022 Demircili Yarımadası-Yağcılar-İçmeler-Tatar Köprüsü-Alaçatı-Çeşme-Çiftlikköy:
Kış geceleri uzun,uykumu alıyorum ama bir türlü sabah güneşi ortalığı aydınlatmıyor,bir süre çadır içinde oyalandım ama sıkıntı basınca gün doğmadan kalktım,kahvaltımı karanlıkta yaptım.Kahvaltı bitip toparlanma aşamasında iken gün daha yeni yeni doğmaya başlamıştı.Gece rüzgar kesildiği için çadırım ıslak,onu öylece torbaya teptip, yolda mola anında kurutacağım.Matımda yama yerinden hafiften hava kaçırıyor, demek ki mata elveda zamanı geldi,bu tur sonuna idare edecek kadar tekrar yama yaptım,bu turda böyle idare edeceğim.Bunlar turun cilveleri!!!
Demircili Yarımadası kamp yerine veda zamanı geldi,günün anlam ve önemine binaen bu fotoğrafı alıp kamp yerimden ayrılıyorum.
Kamp yerimden ayrıldıktan sonra yarımadanın ucuna gidip yoluma öyle devam ettim.Sonrasında ise dün size bahsettiğim o dik ve taşlı yoldan inerek yarımada bölgesinden ayrıldım.
Demircili Yarımadası.
Bölgeden ayrılmadan önce favorim olan Demircili Yarımadası fotoğrafını son bir defa albüme koyarak Demircili Yarımadasına veda ettim.

Bugün Çeşme taraflarına gideceğim.Kamp yerinden ayrıldıktan sonra önce Demircili Köyü, sonra da Yağcılar Köyüne kadar çıkış ağırlıklı yol aldıktan sonra Yağcılar Köyünden İçmeler’e kadar 6 kilometrelik bir iniş yaptım.İçmeler’den yönümü Çeşme yönüne çevirdim,sonra da Karaburun-Çeşme kavşağından sola dönüp gönlümde yeri bir başka olan yere doğru yol almayı başladım.
Tatar Köprüsü.
Tatar Köprüsü, evet Tatar Köprüsü.Bu rotaya girdiğimde uğramadan edemediğim, yamacında bir kahve içmeden geçemediğim Tatar köprüsü.Önce köprüden bahsedeyim sonra ne yaptığım bölümüne geçerim.
Tatar Köprüsü:İzmir ili, Urla ilçesinin, Zeytinler köyünden, Kokar koy’a gidiş yolundadır. Zeytinler köyünden yaklaşık 1 km. uzaklığında eski faal yol üzerinde iken otoyol açılması nedeniyle kullanılmaz olan köprüdür.Tatar çayının üzerinde olduğundan Tatar Köprüsü diye adlandırılan köprünün, Zeytinler köyüne yakınlığı nedeniyle Zeytinler Köprüsü, ayrıca Kokar koy yolu üzerinde olduğundan da ayrıca Kokar Kou köprüsü diye de anılmaktadır.Halen sağlam ve kullanılabilir durumdadır. Yapımı hakkında kesin bilgi olmamakla birlikte,yaklaşık 30 m. Yüksekliğinde 5-6 m. genişliğindedir. Büyük köprünün hemen ilerisinde yıkık küçük bir köprü daha vardır.Kaynak:erolsasmaz.com 
Tatar Köprüsü tanıtımından sonra bisikletimi köprü üzerindeki yerine koydum, orada biraz istirahat etsin.Kahve takımımı alıp her zamanki yerime geçiş yapıp Tatar Köprüsü manzaralı kahvemi yudumladım.Benim de en büyük zevkimde bu….
Herkesin bir gizli yeri vardır, benim de gizli yerim burası. Bu bölge Tatar Köprüsünden sonra bir yer,yeri bende saklı kalsın.Mevsim itibari ile su tutmuş,su tutunca bir başka güzel oluyor.Burasını da kontrol ettim,iyi oldu,belki başka bir gün tekrar buraya gelip kamp yaparım, büyük bir ateş te yakarım,değil mi? Şerif Kılavuz ağabey.O burasını biliyor,getirmiştim onu buraya.
Uzunkuyu.
Bir süre orman içi yolculuktan sonra Zeytinler’e, sonra da Uzunkuyu’ya geldim. Uzunkuyu’ya geldiğimde vakit öğle olduğundan burada öğle molası vererek enerji depoladım.Şimdi ana yola çıkma vakti.
İzmir-Çeşme yoluna çıkmam ile birlikte trafikte yoğunlaştı,normal bir durum bu,bugün üstelik hafta sonu.Uzunkuyu-Alaçatı bölümünde iki bisikletli grupla karşılaştım. ilk grup 3 kişi ile sınırlı idi, rampa aşağı hız denemesi yapıyorlardı, ikinci grup ise kendi halinde.Rüzgarın olmaması ve havanın müsait olması ile kısa sürede Alaçatı girişine vardım.
Alaçatı Barajı.
Alaçatı Barajı, diğer adıyla Kutlu Aktaş Barajı, İzmir ilinin Çeşme ilçesinde yer alan bir barajdır. Hırsızdere üzerinde, içme suyu üretmek amacıyla 1994-1997 yılları arasında inşa edilmiştir.
Ben peki ne yaptım:Alaçatı girişinde Kutlu Aktaş Baraj Göletini tanıtıp,fotoğrafladım. Sonra da Alaçatı içine girdim,birkaç yıl önce tesadüfen karşılaşıp tanıştığım bir arkadaş ile yine karşılaştım.Bu sefer eve davetini kabul ettim, kısa süre evde misafir edildim,oda, bende ziyaretten memnun kaldık,hatta gece misafir etmek istedi ama ben istemedim.Ziyaretin kısası makbul deyip yoluma devam ettim. Alaçatı içinden çalışmalarına benimde katıldığım EuroVelo Bisiklet Rotasını takiben Ovacık istikametine hareket ettim.
Alaçatı-Ovacık-Çeşme rotasında keyifle yol alırken otlayan bu memnun arkadaşları da fotoğraflamayı ihmal etmedim.Çeşme’de akşam ve sabah için biraz alışveriş yaptım,eksik olanları da Çiftlikköy’de tamamlayıp kamp yapmayı planladığım alana hareket ettim.
Çiftlikköy Kampı.
Çiftlikköy’e kadar rüzgar pek yok idi,ben Çiftlikköy’e varınca şiddetli poyraz da kendini iyice gösterdi.Bu saatten sonra üşüyerek daha önce kaldığım bölgede kamp arayışına girdim ama maalesef geçen hafta çok yağış aldığından zemin çok ıslak.Bir kaç yerde arayışın sonunda denize yakın bir çalı dibi bana gel seni rüzgardan korurum dedi!!!
Öğle yemeğim kuvvetli olduğundan akşamı hazır gıda ile geçiştirip hemen çadır kurma faaliyetine girişip,hızlıca o işi de hallettim.Çadır,üst baş değiştirme ve yemek işi de bittiğinde artık hava da iyice kararmaya başladı.30-40 metre ileride dalgaların ve rüzgarın sesi bir nebze gelse de radyomdan çıkan müzik onlara eşlik ediyor ve kulağa daha hoş geliyor.
Sevdiğim şarkılar eşliğinde saat 21:00 civarına kadar çadır dışında oyalandım,kampın keyfini çıkardım.Üşümeye başlayınca da uyku tulumunun sıcaklığına sığındım.68 kilometre sonunda yoruldum uyku benim hakkım,yarın Ildır tarafına yolculuk var,dinlenmem gerek.
2 nci Gün 02 Ocak 2022 Demircili Yarımadası-Yağcılar-İçmeler-Tatar Köprüsü-Alaçatı-Çeşme-Çiftlikköy:68 km
Discussion about this post