Gece Dedegöl Dağı taraflarında bol bol gök gürledi,oralara belki yağıyor ama Yenişarbademli’ye damla düşmedi.06:00 gibi uyandım,çadır içi toplanma ve sonra çadırı topla ve tabii ki, sabahın en keyifli anı kahvaltı yapmak.Bunların hepsi 1 saat gibi bir zaman dilimine sığdı.Toroslardan Egeye turumda 9 gün geride kaldı,Toros Dağlarını aştım,Bozkırlardan geçtim ve yine kuzey Toroslar bölgesindeyim.Bugün nostaljinin tavan yaptığı bir rota izleyeceğim.Evet Dedegöl tırmanışım var ve akabinde Zindan Mağarası gezim olacak.2015 yılında Dedegöl’e ilk defa çıktığımda çok hoşuma gitmiş,çok zevkli anlar yaşamıştım.Zindan Mağarası açılış saattlerini yakalayamamış o yüzden gezememiştim.Bugün bazı şeylerin tekrarı,yapamadıklarımın yapılma günü.Toroslardan Egeye Turum Dedegöl Dağı bölümü ile devam ediyor.
10 ncu Gün 15 Mayıs 2022 Yenişarbademli-Pınargözü Mağarası-Dedegöl Dağı-Melikler Yaylası-Yaka Kanyonu-Yakaafşar-Aksu-Zindan Mağarası-Yılanlı-Ağılköy:
Parçalı bulutlu bir Yenişarbademli ve saat 07:00 ben yola çıkmaya hazırım.Geceyi
geçirdiğim halı saha bölgesinden ayrılış fotoğrafı alıp yola çıkıyorum.
Yenişarbademli küçük bir ilçe olduğundan hemen ilçe dışına çıkış yaptım.İlçe çıkışındaki tabela ne yöne gideceğim hakkında bilgi verirken,ilçe çıkışından hemen ormanlarla kaplı bir yola adımımı attım.Bu arada hava bir açıp bir kapatıyor,zaten sabahtan %25 yağış,öğleden sonra %100 kuvvetli yağış uyarısı var,bakalım ne zaman yakalanacağım.
Baraj yapımı ile 4 km daha uzayan yolu biraz tırmanış yapıp, Yenişarbademli’den 10 km sonra Pınargözü Mağarası,Melikler Yaylası tabelasından girerek Dedegöl Dağı derinliklerine daldım.
Dedegöl Dağı.
Dağ yoluna girdikten sonra yavaş yavaş Dedegöl Dağı zirvede şekillenmeye, görüş alanıma daha net girmeye başladı.Şu anda Dedegöl Dağı’nda yol almaktayım,muhteşem bir duygu,bu duygu ile Dedegöl Dağı’nı hatırlama ve bahsetme zamanı.Bakalım nasıl bir dağ kütlesinde yol alıyorum.
Dedegöl Dağı: 2998 m yüksekliği ile Orta Toroslar’ın en yüksek tepesi olup, yılın on bir ayı kar bulunur. Bu dağda bulunan Karagöl görülmeye değerdir. Dağ yürüyüşü, kamp, tırmanma için uygun yer ve imkanlar sunar. Pınargözü Mağarası’nın üstünde bulunan Melikler Yaylası’na Türkiye’nin birçok yerinden gelen binlerce dağcı öbek öbek çadırlarını kurarak her yıl Dağcılık Şenliği’nde bir araya gelmektedir. Üç gün süren Dağcılık Şenliği’nde, Dedegöl Dağı’na zirve yapılmaktadır. Melikler Yaylası ve Dedegöl Dağı’nın çevresi, endemik bitki yönünden oldukça zengindir. Dedegöl Dağı zirvesindeki Karagöl ve sadece Dedegöl Dağı eteklerinde yetişen Dedegül Çiçeği dağcıların ilgi odağıdır.Kaynak:Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Dedegöl Zirve’yi fotoğraflama ve tanıtımından sonra Pınargözü Mağarası istikametine yol almaya devam ettim. Pınargözü’nden çıkan ve Yenişarbademli istikametine akan debisi yüksek suyu takip ederek Pınargözü Mağarası istikametine tırmanmaya devam ettim.
Pınargözü Mağarası
1550 rakımdaki Pınargözü Mağarası girişine yaklaştığımda suyun güzelliği her şeye değerdi.7 yıl önce bende nasıl hayranlık uyandırdıysa, hiç değişmemiş aynı hayranlığı uyandırdı.Suyun sesi insanı dinlendirici etkiye sahip gerçeğini unutmamalı.
Debisi yüksek bu su kütlesi bu mağaradan çıkıyor, burası Pınargözü Mağarası.
Pınargözü Mağarası:Yenişarbademli İlçesi’ne 8 kilometre uzaklıkta, Çaydere Ormanları’nın içinde, içinden çok güçlü su akan bir mağaradır. Ayrıca, mağaranın içerisinde bir çok sifon ve büyük çağlayan vardır.Bu mağaranın, 1995 yılına kadar yapılan uzun süreli araştırmalarla 16 kilometrelik bölümü ölçülmüş, ancak sonuna kadar henüz ulaşılamamıştır. Belirlenen son nokta girişten +660 metre yukarıdadır. Mağaranın içinde değişik büyüklükte gölcükler, şelaleler, damlataş havuzları ve her türden damlataş birikimleri geniş yer kaplamaktadır.
Pınargözü Mağarası uzunluğu itibariyle Türkiye’nin en büyük mağarasıdır.
Turizm açısından Avrupa’nın en uzun mağarası olarak da kabul edilmektedir. Mağara, çevresinde tespit edilen 213 çeşit barındıran bitki örtüsüyle de dikkat çekicidir.Kaynak: Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Dedegöl Dağı anıt ağaçlarından bir tanesi Pınargözü Mağarası ile Melikler Yaylası arasında,durup seyredip Melikler Yaylasına tırmanmaya devam ettim.
Pınargözü Mağarasından 2 kilometre daha tırmanarak Melikler Yaylası’na ulaştım.Şu anda Melikler Yaylası’ndayım arka planda ise Dedegöl Dağı’nın zirvesi.Bazı şeyler tekrar edildiğinde de aynı zevki,duyguyu yaşatıyorsa,sende yeri ayrıdır.Evet 7 yıl önce geldiğimde de güzel duygular yaşamıştım, bugünde… O duygular eşliğinde Melikler Yaylası’ndan afili pozumla beraber biraz bahsedebilirim.
Melikler Yaylası: Yenişarbademli İlçesi sınırlarında, Dedegöl Dağı eteklerinde yer alan Melikler Yaylası; Yenişarbademli İlçesi’ne 15 kilometre uzaklıktadır. Yenişarbademli-Aksu karayolu üzerinde “Vali Çeşmesi” Mevkii’nden güney yönüne ayrılan stabilize yoldan 2 kilometre kadar ilerlendiğinde yayla alanına ulaşılır. Yayla alanında içme suyu olarak kullanılabilecek çeşme mevcuttur. Ancak çeşme ve stabilize yolun doğusunda ve güney doğusunda kalan bölüm, Kızıldağ Milli Parkı sınırı içinde yer aldığından, bu alanda kamp yapılması mümkün değildir. Kamp alanı etrafı çam ağaçlarıyla çevrili, düzlük ve mükemmel bir Dedegöl Dağı manzarası sunan noktada ve 1735 rakımdadır. Ayrıca bu yaylada her yıl Mayıs ayında, Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Kulübü (ETUDOSD) tarafından düzenlenen Dedegöl Dağcılık Şenliği, ulusal seviyede önemli bir aktivite olarak göze çarpmaktadır. Alan, Isparta Orman Bölge Müdürlüğü sorumluluk sahası içinde yer almaktadır. Yapılacak faaliyetler Orman Bölge Müdürlüğü’nün uygun gördüğü güvenlik tedbirlerinin alınması ile yapılabilir. Alanın, doğu bölümü Kızıldağ Milli Park sınırıdır. Kaynak: Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Yağmur Ve Dedegöl Dağı.
Ve beklenen yağmur geldi,ben Dedegöl Dağı ve Melikler Yaylası görselleri alırken önce hafiften,sonra da iri taneli hızlı atıştırmaya başladı.Tam yağmurlukları giydiğim anda da sanki gök yarıldı üzerime boşaldı.Yağmurdan çekinmem ama şimşek çakma olayı bambaşka, ormanlık alanda yakalanmak can sıkıcı!!!!!
Şiddetli yağmur, gök gürültüsü ve zaman zaman nohut,ceviz büyüklüğü dolu yağışı ile birlikte 7 km ilerideki Yaka kanyonu girişine vardım.Bu varışı birde siz bana sorun,dağ yolunda bu kadar yağışlı yol almanın elbet bir bedeli olacaktır,yağmur değil ama çamur bisikletimin ve benim her tarafını kapladı.7 km sonunda Yaka Kanyonu girişindeyim,yağmur şu anda biraz hafifledi,tek bir kare fotoğraf alıp Yaka Kanyonu’ndan bahsedeyim.
Yaka Kanyonu: İlçenin Yaka Köyü yakınında, derinliği 30 ile 100 metre, genişliği 1.5 ile 2.5 metre arasında değişen Yaka Kanyonu bulunmaktadır. Kanyonun içerisinde şelaleler, zengin bir bitki örtüsü, kuş ve bazı hayvan türleri, renk renk kelebekler görülmeye değerdir. Kaynak: Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Tabii bu kadar şiddetli yağmura yakalanınca yemek aklıma dahi gelmedi.Yakaafşar bölgesini geçince halsizlik baş göstermeye başlayınca yemek yemediğim aklıma geldi.Yağmur bu arada şiddetini azalttı ama yağmaya devam ediyor,Yakaafşar’ı geçtikten bir süre sonra yağmurunda dinmesini fırsat bilip çeşme başında mola verip öğle yemeğimi yedim.
Aksu ilçe girişinde biraz tırmanarak yol alırken son virajda Dedegöl Dağı’na son kez bakarak veda ettim.Nostalji bu sefer biraz ıslak oldu değil mi?…. Hem de bol ıslak.Ve Aksu ilçesi’ne vardım.
Aksu:Isparta’ya 61 km olan İlçe, Anamas Dağları’nın eteklerinde kurulmuştur. İlçenin 426 km²lik yüzölçümünün büyük çoğunluğunu dağlar ve ormanlar kaplar. Sorgun ve Çayır, önemli yaylalarıdır. 156 km uzunluğundaki Köprü Çayı, ilçe merkezine 5 km uzaklıktaki Sorgun Yaylasından doğmakta olup, İlçeyi ikiye bölerek, Aksu ovasını suladıktan sonra Antalya’dan Akdeniz’e dökülmektedir.Aksu’nun dağlık ve ormanlık alanlarında, zengin coğrafyasında dağcılık, trekking, mağaracılık, jeep safari ve av turizmi yapılabilmektedir.Aksu İlçesinin sınır komşusu olan Gelendost ve Şarkikaraağaç İlçeleri içinde 17 höyük üzerinde Geç Neolitik (MÖ 8000-5500), Erken Kalkolitik (MÖ 5500-4500) ve Tunç Çağ (MÖ 3000-1200) dönemlerine ait malzemelerin bulunması, Aksu İlçesi’nin de bu dönemlere ait özellikler taşıdığı kabul edilebilir.
MÖ l88-133 yılları arasında Bergama Krallığının elinde bulunan bölgede bu döneme ait, Aksu İlçesi Mirahor Mahallesi’nde Timbriada, Terziler Köyü yakınında Tynada, İlçenin kuzeybatısında Senitli Yaylası Kalıntıları bulunmaktadır.
İlçe Merkezine girmeden sağa dönerek yönümü 2 km ilerideki Zindan Mağarasına çevirdim.7 yıl önce gelip te gezemediğim Zindan Mağarasını bu sefer gezeceğim,mesai saatinde yetiştim.
Önce Zindan Mağarası girişinde bulunan Roma Köprüsü’nden bahsedebilirim.
Roma Köprüsü: Roma döneminde kutsal alanın önünde Eurymedon köprü çayı üzerine kesme taşlardan yapılmış olan Roma Köprüsü, tek tonoz kemerli bir köprüdür. Köprü kemerinin her iki yanındaki kemer kilit taşları üzerine tanrı Eurymedon’un portre – büstü oyulmuştur. Köprünün genişliği ve bölgedeki antik yollar incelendiğinde, kutsal alanın yol bağlantıları üzerinde bulunduğunu göstermektedir. Benzer şekilde Perge’den Antiocheia’ya uzanan antik yolda köprüçayın üzerinde farklı boyutlarda iki köprü daha bulunmaktadır. Roma köprüsü çevredeki diğer iki antik kentle beraber değerlendirildiğinde Beyşehir Gölüne kadar Yenişarbademli üzerinden uzanan bir yolun varlığını desteklediği düşünülebilir. Kutsal alanın bölgedeki özelliği antik yol üzerinde olması ile kült alanına farklı bir boyut kazandırmasıdır.Kaynak:Aksu Kaymakamlığı.
2015 yılı Mayıs ayında Aksu’da kamp yaptığım halde gezemediğim (akşam geç gelip,sabah erken gitmiştim),Zindan Mağarasını bu sefer gezmek nasip oldu.Gerçekten de büyüleyicimiş,765 metrenin tamamını olmasa da her halde 200-250 metresini yürümüşümdür, zevk aldım, muhteşem bir şey.Dışarıda bekleyen yağmur bulutlarını da düşünerek mağara gezimi fazla uzatmadan dışarı çıkarken Zindan Mağara’sından da bahsedeyim.
Zindan Mağarası: Aksu ilçesinin 2 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Zindan Mağarası, Aksu Çayı boğazının güneye bakan yamacında, deniz seviyesinden 1300 metre yükseklikte yer alır. 765 metre uzunluğunda olan mağaranın içi tamamen aydınlatılmıştır. Yatay yönde gelişmiş olan mağaranın içinde yürümek ve gezmek son derece rahat ve kolaydır. Yarı aktif olan mağara içinde değişik damlataş, akmataş, kenartaş ve yer altı deresinin oluşturduğu aşınım ve sarkıtlar bulunmaktadır. Ayrıca, mağara içinde bazı kesimlerde minyatür kanyonlar oluşmuştur. Mağaranın sonunda, hamam diye isimlendirilen bölümün
tabanında mozaik biçimli özgün kalsit kristalleri bulunmaktadır. Yapılan
analizler sonucu, mağara içinde akan suyun kalsiyum ve magnezyum değerlerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir.Mağara girişinde siyah, beyaz ve kırmızı taş tesseradan yapılmış Eurymedon (Köprü Çayı Tanrısı) başı,
iki yanında yunus motifi, altta ve üstte kanatlı uçan erkek motifleri olan mozaikler bulunmaktadır. Zindan Mağarası önündeki Eurymedon Kutsal Alanı, Timbriada Antik kentine bağlı bir alandır. Mağara civarında yapılan kazılardan elde edilen bilgilere göre erken Helenistik dönemden itibaren yazıtların içeriğinden ise M.S. I. ve II. yüzyılda kutsal alanın yapıldığı tespit edilmiştir. Kaynak: Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Roma Köprüsü,Zindan Mağarası derken Eurymedon Kutsal Alanı’ndan bahsetmeyi unutuyordum.
Eurymedon Kutsal Alanı:Zindan Mağarası önündeki Eurymedon Kutsal Alanı, Timbriada Antik kentine bağlı bir alandır. Mağara civarında yapılan kazılardan elde edilen bilgilere göre erken Helenistik dönemden itibaren yazıtların içeriğinden ise M.S. I. ve II. yüzyılda kutsal alanın yapıldığı tespit edilmiştir. Kutsal alan erken dönemlerde açık hava tapınağı şeklinde kullanılmış olmalıdır. Açık Hava Tapınağı, mağaranın önünden alt kısımdaki yürüme zeminine kadar basamaklı inşa edilmiş fakat zaman içinde birtakım değişikliklere uğramıştır. Bu günkü arkeolojik veriler tapınağın Roma döneminde yoğun mimari yapılaşma geçirdiğini göstermiştir. Bu kutsal alan uzun yıllar önemini korumuştur. Kaynak:Aksu Kaymakamlığı
Aksu-Ağılköy Arası.
Zindan Mağarası gezimden sonra Aksu merkeze gelip akşam ve sabah kumanyalarımı düzdüm.Bu gün amacım Eğirdir Gölü kenarında kamp yapmaktı ama gün içerisinde yağmur engeline takıldım,planladığımdan geriyim.O yüzden ne olur ne olmaz,kumanyam tam olsun yağmur yine yakalarsa bir yere sığınır kamp yaparım.Ben bu düşünce de yol alırken Yılanlı çevresinde yine yağmura yakalandım.Yılanlı-Ağılköy arasında ise şiddetini iyice arttırdı.Düşünmeye bile gerek yok!!!!, Ağılköy içinden yağmur ile iniş yaparken köyün içindeki parkı fark ettim ve hemen girdim.Fazla ıslanmaya gerek yok, Eğirdir Gölü kampı inadına da gerek yok.Hemen kapalı alana çadırımı kurdum,park içinde çeşmenin olması da ayrı bir avantaj,o da çamura bulanan bisikletim, çantalarım ve üstümün başımın temizlenmesinde büyük rol oynadı.Burası iyi oldu,iyice yerleştiğim anda da yağmur yavaş yavaş hızını azalttı.Ben de rutin faaliyetlerime giriştim, yemek,dinlenme gibi…..Bu gün Nostalji tavan yaptı, 7 yıl önceki rotamın benzerini yaptım, tek fark yağmur olması.Ama sıkıntı yok,onun da zevkli ve maceralı yanları vardı,benim hoşuma bile gitti.Ha bu arada geceyi geçirdiğim Ağılköy’den de söz edeyim.Yarın Eğirdir-Isparta-Burdur rotası var.
Ağılköy:Eğirdir ilçesine bağlı bir köydür.Isparta il merkezine 46 km, Eğirdir ilçe merkezine 10 km uzaklıktadır.
10 ncu Gün 15 Mayıs 2022 Yenişarbademli-Pınargözü Mağarası-Dedegöl Dağı-Melikler Yaylası-Yaka Kanyonu-Yakaafşar-Aksu-Zindan Mağarası-Yılanlı-Ağılköy:67 km
Discussion about this post