Yoğun yağışta sığındığımız Köseli’deki mescit bizim kurtarıcımız oldu.Dışarıdaki sundurma altında yemeğimizi yer yemez başlayan ikinci sağanak dalgası sabaha kadar sürdü.Gökgürültüsü,çakan şimşekler ve her halde heyelan sesleriydi ki çok değişik sesler içinde sabahı ettik.Uyuduk mu? tabii ki uyuduk,o sesler belli saatten sonra insana ninni gibi geliyor.Sabah kalktığımızda hava kapalıydı ama yağış yoktu.Olabilir düşüncesi ile hızlıca hazırlanma aşamasına geçtik,amacımız bugün Doğanyurt’ a, yarın İnebolu’ya ulaşmak.Kahvaltıyı yine sundurma altındaki masada yaptık.Kahvaltı sonrası hazırlanıp,toparlanıp harekete hazır hale geldik.Sabah kalkış saati mi? 05:00’de uyanış….
5 nci Gün 12 Haziran 2022 Köseli-Denizkonak-Kerempe Feneri-Doğanyurt:
Veda Zamanı.
Geceyi geçirdiğimiz bize sığınma hakkı tanıyan ve geceki sağanak yağmurdan korunmamıza yardımcı olan Köseli yol üstü mescidinden ayrılık zamanı, bir veda fotoğrafı alıp yola koyuluyoruz.Bugün yolumuzun tamamı testere ağzı özelliğinde.Not:Testere ağzının açılımı;iniyon,çıkıyon,iniyon,çıkıyon,bunu hep yapıyon.
Kapalı bir havada yol alıyoruz ve daha ilk kilometrelerde indi çıktılar başladı.
Daha yeni yola çıktık sabahın ilk saatleri ama hafiften yağmur başladı bile,hafif olsun, şiddetli olsun yağmurluk kullanmadan yol alıyoruz.Zaten bu tarz hava şartları ve yol durumunda yağmurluk daha bir külfet.İşte o anların birinde Ferdi çiseleyen yağmurun tadını çıkararak iniş halinde.
Yağmur, Yağmur,Yağmur….
Çamaltı bölgesinde artık o çiseleyen yağmur yok,şiddetli yağmur var.Tırmanışları nasıl dikkatle alıyorsak iniş durumlarında da çok dikkatliyiz,lastiğin bir kayması felakete neden olur o yüzden ikimizde tecrübeli olmamıza rağmen birbirimizi uyararak ve mesafeli yol almaya dikkat ediyoruz.Bu bölgede yolun dar olması görsellik olarak avantaj sağlarken yağışlı havalarda ise riskleri beraberinde getiriyor,bereket trafik sıfıra yakın.
Denizkonak bölgesine geldiğimizde günün ilk molasını verdik.Dün akşam kaldığımız mescidin elektriği olmadığından elektronik aletleri şarj edemedik, güneşi de göremediğimizden tüm enerjiler bitti.Denizkonak’ta ki cami kurtarıcı oldu,burada cihazlarımızı doldururken beldenin tek bakkalından (kazıkçı bakkal) içecek ve bisküvi alarak atıştırmalık yaptık,kahvelerimizi de yudumladık,yani buradaki mola bayağı uzun sürdü.
Çayyaka.
Testere ağzı misali yolda yol alırken kah küfrettik,kah kahkahayı bastık.Yağmurla birlikte hakikaten de yol yıpratıcı oluyor,adamın resmen nefesini kesiyor.Ama arada yağmur altında böyle tırmanışlar yaparken de başka nefes kesici manzaralarla da karşılaşıyorsunuz.
Kerempe Feneri.
Kamp yaptığımız mescitten ayrılalı 45 km oldu ve şu anda Kerempe Feneri’ndeyiz,yağmur hafiften yağıyor,rüzgar biraz şiddetlendi, bu şartlar altında ben biraz Kerempe Feneri’nden bahsedeyim.
Kerempe Feneri:Kerempe Feneri, Cide-İnebolu güzergâhı üzerinde bulunup Aydıncık Köyü sınırları içerisinde Kerempe Burnunda bulunur. Cide Merkeze yaklaşık 55 km uzaklığındadır.1860 Kapitülasyonlarda Fransızlar tarafından Alman taş ustalarına yaptırıldığı, yöremizin taşı ile tamamı masif olarak, el yapımı olduğu bilinmektedir.
Kerempe Feneri’nin kaptanlara gösterdiği en büyük kolaylık, fenere göre rota çizip yollarını bulmalarını sağlaması ve kötü hava şartlarında ses sireni devreye sokularak gemicilere yol göstermesidir. Işık kaynağı odakta sabit olarak yakılmakta ve belli bir platform üzerindeki optik panellerin döndürülmesi suretiyle fenerin çakar ışık vermesi sağlanmaktadır. Kerempe feneri yerden ortalama 8, denizden 82 metre yüksekliğindedir.100 yılı aşkın süredir kaptanlara rehberlik eden Kerempe Feneri aktif olarak görevini yerine getirmektedir.Fener ve gardiyan binası ulusal miras olarak Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünce koruma altındadır.Ülkemizin tarihi açısından da oldukça önemli bir yere sahip olan Kerempe Feneri, hem görsel hem dönemsel anlamda ziyaretçilerini etkilemeyi başarıyor.Kaynak:Cide Belediyesi
Nazım Hikmet Kuvayi Milliye kitabında şöyle demekte;
‘ Kerempe fenerinin yirmi mil açığında,
gecenin karanlığında,
dalgalar minare boyundaydılar
ve başlayan bembeyaz parçalanıp dağılıyordu. ’
…
‘ Ve şimdi
Kerempe fenerinin açığında,
batan teknenin kayığında
emanetiyle tek basınadır,
fakat yalnız değil ’
…
‘ Ve Kerempe fenerinde
düşman projektörü dolaşınca takanın yelkenlerinde,
İsmail, reisinden izin isteyip,
«Şaban Reis,» deyip,
«emaneti yerine götürmeliyiz,» deyip
atladı takanın patalyasına,
açıldı. ’
Taşlıpınar’a kadar yoğun yağmur altında geldik.Öyle bir yağmur ki ıslanmayan hiç bir yerimiz kalmadı.Tırmanışı boşverde iniş halinde ikimizde bayağı üşüdük.Taşlıpınar’da hemen kahvehaneye çöktük, birer duble çay söyleyip bisküvi yardımıyla içimizi biraz olsun ısıtmaya çalıştık.Bu aynı zamanda bize enerji olacak,bu gece Doğanyurt’ta kamp yapmayı planlıyoruz şimdi Doğanyurt rampası bizi bekliyor.
Doğanyurt.
Doğanyurt: Kastamonu ilinin bir ilçesidir. Cumhuriyet öncesinde 1846 tarihinde “Hosalay” adı ile bucak teşkilatı kurulmuş, aynı sene denizden gelen korsanlarla savaşmak için karakol teşkilatı kurulmuştur. 1962 yılında çıkarılan bir kanunla adı Doğanyurt olarak değiştirilmiştir. 1990 yılına kadar bucak teşkilatı devam etmiştir. Bucak teşkilatının kaldırılması ile yeniden köy statüsüne geçmiştir. 9 Mayıs 1990 tarihinde çıkarılan kanunla ilçe olmuş ve 1 Eylül 1990 tarihinde ilçe statüsüne sahip olmuştur.
Doğanyurt’tayız:Önce minik ilçeyi tanıtayım sonra kamp yerine geçeriz diye düşündüm.Ben ilçeye ilk 2017 yılında Küre Dağları ve Batı Karadeniz Turumda gelmiştim,o zamanlar 1400 olan nüfusu şimdi 1000’e düşmüş.İlçeye iniş yapınca önceliğimiz kamp yeri tayini oldu,yine 2017 de kamp yaptığım dalgakıran bölümüne geçip keşif yaptık, netice tamam olunca sıra alışverişte.Hemen soluğu A-101 de aldık akşam ve sabah kumanyalarımızı alıp kamp yerine geri geldik.Artık yemek ve kamp hazırlığına başlayabiliriz.Yer mükemmele yakın,tadını çıkartmak elimizde,bizde zaten öyle yaptık.Yarın Sevkiyatın son durağı, İstiklal Yolu’nun başlangıcı İnebolu’dayız.
6 ncı Gün 13 Haziran 2022 Doğanyurt-İnebolu:
Doğanyurt Sabahından Günaydınlar.
Sabah güneş Karadeniz üzerinde daha yeni yeni doğarken uyandık.Çadır içi toparlama işi yapıp,çadırlar nemlenmediği için ve güneşe nazır olduğundan önceliği kahvaltı işine verdik.Dalgakıran mevkiinde Belediye’nin işletmesi mevcut, oraya geçip denize sıfır kahvaltımızı yaptık.Kahvaltı bitince sıra geldi duş almaya,bu işler için biçilmiş kaftan olan su hortumları devreye girdi.Bahçe hortumlarını çeşmelere takarak sabah duşumuzu da aldık, artık güne ferah ferah başlayabiliriz.
Duşlarımızı aldık,çadırları topladık, eşyaları yükledik derken sabah 08:00 gibi yola çıkmaya hazırız. Doğanyurt’tan ayrılmadan önce kamp yaptığımız yerden veda fotoğrafı alarak kamp yerine, dolayısıyla Doğanyurt’a veda ettik.Bu gün öğle vakti İnebolu’ya İstiklal Yolu’nun başlangıcına varmak niyetindeyiz.Sıkıntı olmaz ise öğle vakti İnebolu’dayız.
Doğanyurt-İnebolu Arası.
Doğanyurt-İnebolu arası 37 kilometre,bu 37 kilometreyi 3 fotoğraf desteği ile anlatacağım.08:00 gibi Doğanyurt’tan ayrılıp yine indi-çıktısı bol ama dünkünün yanında lafı bile olmayacak bir yolda İnebolu’ya doğru yol aldık.Bugün yağmur yok ama Karadeniz çok kabarık,soldan adeta yüzümüze yüzümüze çarpıyor.Coğrafyanın güzelliği için fazlada acele etmeden yol aldık,biliyoruz ki öğle vakti İnebolu’ya varacağız.
İnebolu.
Veee artık İnebolu’dayız,İstanbul’dan Milli Mücadele için kaçırılan,silah,cephane,gönüllü,,askerlerin deniz yoluyla İnebolu’ya ulaştırılmasını mizansen olarak yapmaya çalıştık. Ereğli’den çıktık yola 6 ncı gün öğle vakti İnebolu girişindeyiz.Ve İnebolu’yu tarihini bilerek analım ve İnebolu’yu anlayalım.
İnebolu Tarihi:İnebolu’nun hangi tarihte kurulduğu kesin olarak bilinmemekle beraber 2400 yıl önce Milet’liler döneminde bir kıyı İonya kolonisi olarak Boyranaltı mevkiinde kurulduğu ve Sinop’a bağlı bir şehir olduğu tahmin edilmektedir. O zaman ki adı Abunoteichos idi. Bu isim “her yere hakim bir kale” manasına gelmekteydi. Bu isim M.S 2. Yüzyılda Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde”Ionopolis” (İyonya Kenti) olarak değiştirmiştir. Daha sonra şehrimiz Selçuklular döneminde “İNEBOLU” ismini almıştır. İlçemiz 1753 yılında İlçe olmuştur.
İlçemiz İstiklal Harbi sırasında silah, cephane ve mühimmatın Anadolu’ya geçirilmesi ve aktarılmasında merkez rol oynamıştır. İlçe Merkezi düşman işgaline uğramamasına rağmen İnebolulular çok kayıp vermişlerdir. İnebolu’nun vatansever halkı ve kayıkçısı Yunanlılara karşı yiğitlik destanları yazmıştır. Öyle ki; Mustafa Kemal Paşa “Gözüm Sakarya’da Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da” diyerek İnebolu’nun Kurtuluş Mücadelesi’ndeki önemini vecih sözüyle ifade etmiştir. İnebolu’nun bu destansı mücadelesi Gazi Meclisimizin 11 Şubat 1924 tarihinde çıkardığı 66 numaralı Kanunla ilçemize Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası vermesiyle tescillenmiştir. İlçemizin şeref ve kahramanlık günü olan 9 Haziran her yıl büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır.
Yine Ulu Önder M. Kemal Atatürk’ün İnebolu’yu onurlandırdığı, ŞAPKA VE KIYAFET DEVRİMİ’nin ilk nutkunu söylediği ve “BU SERPUŞUN İSMİNE ŞAPKA DENİR.” dediği 25-28 Ağustos tarihleri arasındaki ilçe ziyareti; her yıl törenlerle kutlanmaktadır. Kaynak:T.C.İnebolu Kaymakamlığı
Yarbaşı ve Türk Ocağı.
Yarbaşı;Türk İstiklal Mücadelesi sırasında, İşgal ordularının el koyduğu Osmanlı silah ve cephanesi İstanbul’dan bin bir güçlükle tekne ve takalarla İnebolu’ya getirilmiş, Yarbaşı Mevkii olarak bilinen bu noktaya kayıklarla boşaltılmış, bu kutsal emanetler elden ele, yaşlı- genç, çocuk-kadın demeden, omuzlarda ve yakın-uzak bütün çevreden sağlanan kağnılarla, at arabaları ile, öküz ve mandalarla ard arda, İnebolu- Küre –Seydiler -Kastamonu yolu ile bağımsızlık Savaşı veren Kuvay-i Milliye güçlerine Ankara’ya ulaştırılmıştır.Kaynak:İnebolu Belediyesi
Yarbaşındayız;Adına sevkiyat dediğimiz,İstanbul’dan Milli Mücadele için kaçırılan,silah,cephane,gönüllü,,askerlerin deniz yoluyla İnebolu’ya ulaştırılmasını mizansen olarak yaptığımız turu Türk Ocağı ve Yarbaşı mevkiinde sonlandırdık.Ne mutlu ki bize bu projeyi de layıkıyla yapmaya çalışıyoruz ve yaptık galiba!!!! Silah,mühümmat,asker tarafımızdan mizansen olarak ta olsa İnebolu,Yarbaşı mevkiine ulaştı.Sevkiyat adını verdiğimiz Ereğli-İnebolu arasında turumuz öğle vakti bitti,bu saatten sonra İstiklal Yolu başlamakta.Önce İnebolu lezzetleri ile açlığımızı giderelim sonra İnebolu ziyaretlerine ve İstiklal Yolu projemize dinç olarak başlayalım.
Discussion about this post