Bugün İstiklal Yolu projemizde 2 nci gündeyiz,sabah erken sayılabilecek bir zaman diliminde kalktık,çantaları hafiften düzenledik,yüklemeye hazır hale getirdik.Sabah kahvaltısını tesis verdiğinden oh ne ala işmiş kahvaltı hazırlamamak edasıyla kahvaltı salonundaki yerimizi alıp kahvaltılarımızı yaptık,yani gün iyi başlıyor.Dün öğle vakti vardığımız İnebolu’da Atatürk Anıtı,Yarbaşı ve Denk Kayıkları fotoğrafları alırken Türk Ocağı’nın Pazartesi günleri açık olduğunu öğrendiğimizde sevinmiş,orayı ziyaretimize katarak İnebolu gezi yerimizi çoğaltmıştık.Bugün ise İnebolu’da eksik kalan yerleri gezecek ve İstiklal Yolu’nu takip etmeye başlayacağız.Geceyi Belediyenin sosyal tesislerinde ücreti mukabil geçirdik,temizlendik, dinlendik ve yola çıkmaya hazırız.
Not:Fotoğrafların bir bölümü Ferdi Kızıl’a aittir.
2 nci Gün 14 Haziran 2022 İnebolu-Taşoluk-İstiklal Yolu-Yolüstü-Çuhadoruğu-Ersizlerdere:
Geceyi geçirdiğimiz Belediye Sosyal Tesisleri bahçesinden bir veda fotoğrafı alarak güne başlıyoruz.
Kaldığımız yerden ilçe merkezine geçerken Belediyenin sahile yaptığı İstiklalin Yolu İnebolu yazısı önünde durarak İstiklal Yolu’nun startını verdik.Projesini gerçekleştirmek için İnebolu’ya geldiğimiz İstiklal Yolu’nu bir daha hatırlayalım ve İstiklal Yolu’na başlayalım.
İstiklal Yolu:Devletin merkezi olan İstanbul işgal edilmiş, ordu dağıtılmış, silah ve cephanelere işgal kuvvetlerince el konulmuştu.Mustafa Kemal Atatürk, 1919 yılı baharında Türk milletinin kaderini değiştirecek bir mücadeleye girişti. Hayatta kalmanın mutlak bir “İSTİKLAL MÜCADELESİ” ile mümkün olacağını düşündü, bu fikre inandı, arkadaşları ile birlikte dünyanın beklemediği bir kurtuluş mücadelesini başlattı.Türk milleti savaş için en elzem ihtiyacı olan silahtan, cephaneden yoksundu. Açlık bir şekilde giderilir ama silahsız, cephanesiz savaşılamazdı.Anadolu’da işgale uğramamış tek bölge Karadeniz, Anadolu’ nun dışarı açılabileceği tek güvenli yer ise Kastamonu İnebolu Limanı idi.Türk toplumunun yaşayabilmesi, mücadelenin başarıya ulaşabilmesi, İnebolu Limanından gelecek mühimmata bağlı idi. Bu sebeple İnebolu- Ankara arasındaki bu yol Milli Mücadele için hayati bir önem taşıyordu.O dönemde güvenliği açısından tercih edilen bu yol aslında ham, yağışlı havalarda çamurla kaplanan eski bir kervan yolu idi. İnebolu açıklarına gemilerle gelen silah ve cephane, açıktan ve her türlü hava şartlarında kahraman denizciler tarafından kayıklarla İnebolu kıyılarına çıkarılıyordu. Bu malzemeler Kastamonu’ nun kahraman kadınları, yaşlıları ve çocukları tarafından çok zor şartlarda Ankara’ya taşınıyordu.O dönemde Anadolu’ nun eli silah tutan erkekleri cephelerde düşmana karşı çarpışıyorlardı.Bu güzergahta yol alan nakliye kollarının ortak nitelikleri cephe gerisinde kalan çocuk , kadın ve yaşlılardan oluşması idi.İşte bu sebeplerden; İnebolu’dan Ankara’ya uzanan bu zorlu yola “İSTİKLAL YOLU” denilmektedir.Kaynak:İnebolu Belediyesi
Dün Pazartesi olması nedeniyle kapalı olan İnebolu Kent Müzesi bugünün ilk gezi yeri oldu.Çok cuzi bir ücret karşılığı Kent Müzesi gezisine başladık.Ama önce Kent Müzesini, tanıyalım daha sonra hep beraber gezeriz.
Kent Müzesi;Dönemin Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa tarafından Sultan Hamid’in talimatı ile 1882 yılında medrese olarak inşa ettirilen, devamında uzun yıllar İnebolu Belediyesi Hizmet Binası olarak kullanılan, 1996 yılında geçirilmiş olan yangın müteakibinde 1997 yılında boşaltılan ve yıllarca metruk vaziyette kaderine terk edilen eski Belediye Binası; yeniden kimliklendirilmek üzere, Belediyemizce 2013 yılında restorasyonuna başlanmış, 2014 yılında yapının restorasyonu tamamlanmıştır. İnebolu’ nun zengin tarihsel ve kültürel birikimini “kent belleği” misyonuyla geleceğe taşımak, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarabilmek için, “Kurtuluşa Giden Yolda, İnebolu Kent Müzemiz” kurulmuştur.“Kurtuluşa Giden Yolda, İnebolu Kent Müzesi” için Belediyemizce; Kültür ve Turizm Bakanlığına Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik kapsamında Özel Müze statüsüne geçmek için başvuruda bulunulmuştu. Başvuruyu değerlendiren Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 27.02.2017 tarih E.152962 sayılı makam onayı ile “Kurtuluşa Giden Yolda, İnebolu Kent Müzemiz” Özel Müze statüsüne geçerek hem Türkiye’de hem de dünyada resmi olarak tanındı.Kaynak:İnebolu Belediyesi
Müze giriş bölümündeki simülasyonu izledikten ve duygulu anlar yaşadıktan sonra müze gezimiz başladı.
Sabah ilk ziyaret yerimiz olan İnebolu Kent Müzesini gezdik,ziyaretimizi tamamladık.Müze İnebolu hakkında çok doyurucu bilgiye sahip, emeği geçen herkese teşekkürler.
Nezihe Batallı Kültür Evi.
Günün kültür gezisini ise Nezihe Batallı Kültür Evi’ne yaptık.
Nezihe Battal Kültür Evi;Bina 1896 yılında inşa edilmiştir. İnebolu Evlerindeki tarihsel doku değiştirilmeden restorasyonu gerçekleştirilmiştir. Evin içindeki kapılar ilk yapım halleri ile doğallığı korunarak yenilenmiştir. Kültür evinin dış cephe görünümü 2 katlı olmasına rağmen binanın içerisine girildiğinde 5 katlı olduğu görülmektedir. Bahçeye inildiğinde ise doğal olarak yapılmış su kuyusunu ve ekmek fırınını görebilirsiniz.
Evin içine girdiğinizde üst katlara çıkan birbirine paralel 2 adet merdivenle karşılaşıyorsunuz. Binanın içinde ziyaretçileri bekleyen 4000 adet kitabın yer aldığı zengin bir kütüphane bulunmaktadır.1900 lü yıllarda İnebolu açıklarında İlçenin ticaretini gösteren kömür yakıtlı gemilerin fotoğraflarını yalnız burada görebilirsiniz. 1928 li yıllarda ilçe esnafının kendi imkanları ile kurduğu bando takımı ve 1930’ lu yıllarda ülkemizde medeniyete ve çağdaşlığa ilk adım atan İnebolu’ lu kadınların fotoğrafları yine burada yer almaktadır.Kaynak :İnebolu Belediyesi.
Nezihe Batallı Kültür Evi gezimiz yarım saat kadar sürdü ve İnebolu gezimiz de burası ile sona ermiş oldu.Şimdi bir kaç küçük ziyaret yapıp İstiklal Yolu’na çıkma vakti.
2017 yılından beri 3 ncü gelişim olduğundan artık İnebolu’da tanındım, arkadaşlıklar edindim.İlk geldiğimde Palmiye Lokantasında tanıdığım, İnebolu gazetesinde benim ve İnebolu hakkında makale yazıp gündeme kendini,İnebolu’yu ve de beni taşıyan Lokantanın sahibi Bülent beyle hem vedalaştık, hem de öğle hafif yollu çorbalarımızı içtik.Daha sonra Küre istikametine yol almaya başladık.Artık İstiklal Yolu’ndayız. Taşoluk köyünden içeri girerek ana yoldan ayrıldık,İstiklal Yolu’nun özünde yol almaya başladık.
Taşoluk-Uğrak-Yukarıçaylı Arası.
Toprak dağ yolunda yol alırken ana yoldan uzaklaşmanın ve İstiklal Yolu’nda yol almanın mutluluğunu yaşarken yol boyu kirazlarında tadına bakmadan geçemedik.09-12 Haziran tarihleri arasında İstiklal Yolu yürüyüşü vardı,500 ile 1500 aralığında kişinin katıldığı söyleniyor,o kirazlar nasıl orada kalmış hayret!!!!! Biz böyle yol alırken sağ yanımızda uzanan vadi ise görülmeye değerdi.
Sabah kahvemizi içememiştik,Yukarıçaylı’da su başında kahve molası iyi geldi.Biraz da dinlenmiş olduk.
Yukarıçaylı’dan tekrar gerçek İstiklal Yolu’na, toprak yola girdik.Burası sert,tırmanışlı bir yol, taşlık olması bisiklet üzerine binmemizi zorlaştırıyor.Hatta binmeyip uzun süre ittirerek yol aldık.Olsun böyle olacağını tahmin ediyorduk.Önemli olan İstiklal Yolu’nda yol alabilmek.
Çuhadoruğu Geçidi.
Çuha köyü yakınlarında İnebolu-Kastamonu yoluna çıkış yaptık.Bir süre sonra Çuhadoruğu Geçidine ulaştık,şimdi geçitten iniş zamanı.
Heyelan Bölgesi ve İstiklal Yolu.
Normal şartlarda İstiklal Yolu,Çuha-Kayadibi-Karacehennemboğazı Deresini takiben İkiçay Köprüsü ,oradan gitmemiz gerekiyor ama evet aması var!!!! Bizi İnebolu’da uyarmışlardı toprak kayması ve heyelan nedeniyle bu yıl İstiklal Yolu yürüyüş rotasını Küre girişinde ve Küre çıkışında değiştirdiklerini,işte bu heyelanı görünce bizde heyelanlı bölgeye girmeye cesaret edemedik.Yönümüzü ana yoldan Ersizlerdere’ye çevirdik.
Ersizlerdere.
Çuhadoruğu Geçidinden Ersizlerdere’ye iniş halindeyiz, bu iniş Karacehennemboğazı Deresi üzerindeki İkiçay Köprüsüne kadar 8 km devam ediyor.Ama biz vadi tabanına inmeden uygun yerde kamp yeri bakmaya başladık bile derken Ersizlerdere’ye bu arada ulaştık.Ersizlerdere ile ilgili bu bilgiyi sizler ile paylaşmak isterim.
Ersizlerdere: O, cepheye giden bütün erkekleri Şehit düşünce adını değiştiren köy;Tarihin her döneminde eşine az rastlanır zaferlerle anılan ülkemizin tüm köşesinde, ayrı bir anıya ayrı bir yaşanmışlığa denk geliriz. Kurtuluş Savaşı’ nda bütün erkeklerini şehit verip adını değiştiren bu köy gibi…Kastamonu’nun Küre ilçesine bağlı bu köyün hazin hikayesi bir yandan göğsümüzü kabartırken, diğer yandan bizi derin bir hüzne boğuyor.Asıl adı Dereköy olan bu yiğit belde,Kurtuluş Savaşı’ nda köyde yaşayan erkeklerin hepsini cepheye yolladı.Vatanı, milleti ve dini için kahramanca mücadele eden Dereköylü erkeklerden savaş sonrası köyüne dönen olmadı…Cepheye giden bütün Mehmetçiğini kaybeden köye, hiç erkek kalmadığı için cumhuriyetin ilk yıllarında ‘Ersizlerdere’ denmeye başladı
Ersizlerdere Kampı.
Biz böyle arayış içinde vadi tabanına inerken Ersizlerdere köyünde Emin Çelik ağabeyimizin sahibi olduğu işletmede oğlu Erdal Çelik’ten izin isteyerek işletme bahçesine çadırlarımızı kurduk. Bugün yine şanslıyız,iyi bir yerde heyelan tehlikesinden uzakta kamp yapacağız.Burada anlayışı ve nazik tavırları için Erdal Çelik ve ailesine teşekkürler.Hemen çadır kurma ve içerisini yerleştirme faaliyetlerini ifa ettik.Geriye temizlik ve yemek kaldı, çeşme,tuvalet her şey mevcut, temizlik işi de sorun olmadı.Yemek mi?, o zaten sorun değil. Yemeklerimizi de yedikten sonra Ferdi’nin yaptığı kahve ile bir süre muhabbet ettik,günün ve sonraki günlerin kritiğini yaptık. Ortalık nemlenmeye,uykuda gelmeye başlayınca herkes çadırının yolunu tuttu.Yarın, İstiklal Yolunda Yol almaya devam edeceğiz,Küre ve Seydiler planlamamız dahilinde.
2 nci Gün 14 Haziran 2022 İnebolu-Taşoluk-İstiklal Yolu-Yolüstü-Çuhadoruğu-Ersizlerdere:29 km
3 ncü Gün 15 Haziran 2022 Ersizlerdere-Küre-Ecevit Hanı-Seydiler:
Ersizlerdere Sabahı.
Sabah erken sayılabilecek bir saatte uyandık,bu normal bir şey, zaten işletme bahçesindesin ve tur hali tabii erken kalkılacak.Nemlenen çadırlarımızı güneş ve rüzgarın insafına bırakıp kahvaltılarımızı yaptık.Toplanma aşamasında ise Çelik ailesi de uyanmış,işletmede kahvaltıya geldi.O arada Emin Çelik ağabey yanımıza gelip muhabbete tutuştuk tatlı ihtiyarla, bayağı muhabbet ettik.O arada tabii toparlandık.Emin Çelik ağabeyimin çayını içtikten sonra Erdal’a ve tüm aileye veda edip,kamp yeri ayrılış fotoğrafı da alıp oradan ayrıldık.
Bu iki Ersizlerdere fotoğrafını buraya koyarak Ersizlerdere’ den ayrılıp, aşağıya vadi tabanına iniş yaptık.Ersizlerdere hakkında dün bahsetmiştim,tekrar bahsetmeme gerek yok sanırım….
İkiçay Köprüsü.
Üç kilometrelik iniş sonunda vadi tabanında Karacahenenemboğazı Deresi üzerine kurulu İkiçay Köprüsü’ne ulaştık.Selin,heyelanın,tahribatın acı halini burada gördük.Birinci fotoğraf 2018 yılında tarafımdan İstiklal Yolundan Zafer Yoluna projesi safhasında çekilmişti,ikinci fotoğraf ise sel felaketinden sonra şu an çekildi.Akşam uyarılara uyarak vadi tabanında yol almadığımız iyi oldu,karşımızda yol bulamayacaktık.Bu olayı aktarırken İkiçay Köprüsü’nün önemi hakkında bilgi vermeyi unutacaktım.
İkiçay Köprüsü;İstiklal Yolu’nda, Küre’ye 6 kilometre uzaklıktaki Ersizlerdere mevkiinde bulunan, 1899’da yapılmış 50 metre uzunluğundaki İkiçay Köprüsü’nün cepheye silah ve cephane taşınan tek güzergah olan bu köprü, Kurtuluş Savaşı yıllarında en önemli geçiş yolu oldu. Şehit Şerife Bacı’nın, Halime Çavuş’un Cephane yüklü kağnıları bu köprüyü kullandı. Buradan taşınan cephane ve mühimmat, savaşın kazanılmasında büyük rol oynadı.Ayrıca köprü, bütün erkekleri savaşa gidip hiç biri geri dönmediği için “Ersizlerdere” adını alan köyümüzün sınırları içerisinde olmasıyla da farklı bir değer taşımaktadır. Kaynak:Küre Kaymakamlığı.
İkiçay Köprüsünden ayrılıp Küre yönüne hareket ettik,Küre’ye giriş yoluna yöneldiğimizde orasının da heyelandan nasibini aldığını ve kapalı olduğunu gördük.Ana yol üzerinden devam ederek Küre’ye başka girişten/tali girişten girdik.
Küre içerisine girdik, merkezi yerde bulunan bu parkta kısa bir mola verip marketten aldığımız meyve suyu ve bisküvi ile sabah kahvaltısını takviye ettik.Mola anında da Küre’yi gözlerimiz ve ruhumuzla tanımaya çalıştık.
Küre ilçe merkezinde yarım saat kadar mola hakkımızı kullandıktan sonra ilçe merkezi dışına çıktık.Burada şu notu da düşeyim İstiklal Yolu dağ ve orman yolunu takiben ana yola bağlanıyordu ama heyelan yüzünden çöken yollar sebebi ile Küre dışına çıkıp ana yola geçtik.Evet bu kadar açıklamadan sonra Küre hakkındaki bilgiye geçebilirim.
Küre;Kürenin tarihi ilk çağın derinliklerine kadar uzanmaktadır. İlçedeki bakır madeni sebebi ile bölgede hüküm süren medeniyetlerin, kavimlerin ve imparatorlukların sürekli ilgisini çekmiştir ilçenin tarihi, madenin tarihi ile paralellik arz etmektedir. Kurtuluş savaşında Küre’liler de hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış İnebolu’dan cephane taşınmasından cephede savaşmaya kadar mücadele etmişlerdir. Çarşıda kurulan kazanlarla İnebolu’dan cephane taşıyan insanlara yemek dağıtımı yapılmış dinlenmeleri için Küreliler tarafından her türlü imkan sağlanmıştır.Deniz seviyesinden 960 metre yüksekliktedir.
Ecevit Geçidi.
Yaklaşık 5 kilometrelik hafif bir tırmanıştan sonra Ecevit Geçidi’ndeyiz.Geçit pozu verip Ecevit Hanı’na doğru hareket ettik.
Ecevit Hanı;Kastamonu’ nun Küre ilçesinde Ecevit Köyün’de yer almaktadır. Kastamonu’ya 55 km, Küre’ye ise 5 km uzaklıktadır. Kurtuluş Savaşı’ nın önemli mekanlarından biri olan Ecevit Han İnebolu’dan alınan mermi ve mühimmatı cepheye taşıyanların konaklama yeriymiş. Türkiye’ nin en önemli yürüyüş rotası İstiklal Yolu üzerinde bulunmaktadır.Günümüzde her yıl düzenlenen Atatürk ve İstiklal Yolu yürüyüşçüleri burada konaklıyor. Yemyeşil orman içinde yer alan Han 2008 yılında otel,restoran,kamping olarak aslına uygun restore edilmiş. Duvarlarda milli mücadele dönemine ait resimler var.Üst kat otel , alt kat restoran ve arka bahçesi de çadır alanı olarak kullanıyor.
Ecevit Hanı’ndayız; Geçitten geçtikten bir süre sonra Ecevit Han’dayız.2018 yılında geldiğimde yukarıdaki açıklamanın son cümlelerine paralel şeyleri gördüm,izledim hatta içini bile detaylıca gezdim.Ancak bugün gördüğümüz kapısına kilit vurulmuş bir Ecevit Hanı.
Ama bu kilit vurma İstiklal Yolu’ndaki önemini hiç bir şekilde azaltamaz.
İstiklal Yolu Köprülerinden.
Ecevit Hanı’nın bulunduğu Uzunöz köyünden tekrar İstiklal Yolu’nun aslına giriş yaptık.Uzunöz köyünü daha yeni geçmiştik ki, bu köprü Ferdi’nin dikkatini çekti.İstiklal Yolu’nda bir taş köprü ve o zamanlar kullanılmış bir köprü.Adı yok ama biz ona Uzunöz köprüsü dedik, Ferdi’de su kenarına kadar inip köprüyü görselledi.
İstikal Yolu ve Yön Tabelalarının Durumu!-!!!
Seydiler yakınına kadar orjinal,toprak,taşlık,dağlık, ormanlık İstiklal Yolu’nda yol alacağız.Bu bizim için çok anlamlı,ancak bu tabelalar eşliğinde bir husustan bahsetmeden geçemeyeceğim.Biz ön çalışma yaparak İstiklal Yolu’nu bireysel olarak kat ediyoruz.Ancak tek başına,az kişi ile ve çalışma yapmadan girenler İstiklal Yolu’nda kaybolabilirler. Kastamonu Valiliği/Belediyesi maalesef bu konuda çok zayıf kalmış, İstiklal Yolu üzerinde bir kaç boyası dökülmüş km taşı ve yön levhası haricinde başka bir şey yok.O yön levhalarının tamamı da farklı yönleri işaret ettiği gibi km taşlarını bulmakta marifet istiyor, çünkü tamamının boyaları dökülmüş.Ben buraya en iyi durumda olanların fotoğrafını koydum,keşke bu şekilde olsalar.Yetkililerin 09-12 Haziran tarihleri arasında İstiklal Yolu’nu hatırlamaları yeterli değil,İstiklal Yolu’nu 12 ay, her yıl açık tutmalı ve hatırlamalılar.
İstiklal Yolu ve Yağmur.
Uzunöz Köyünden İstiklal Yolu’na günlük güneşlik girmiştik daha 1 km gitmeden önce hafif sonra şiddetli yağmura maruz kaldık.Orman içinde önce şiddetli yağmurla tırmanış yaptık,sonra fırtına ve yağmur ile inişe geçtik.Yolun güzelliği vardı ama arada denk geldiğimiz göçükler ve suyun yolu bozduğu anlar zor anlar yaşatmadı değil.12 km’lik yolu 2 saate yakın bir zaman diliminde alıp ana yola çıktık.
Seydiler.
Ana yolda rüzgara karşı yol alarak bir süre sonra Seydiler girişindeydik.Şehitlik Seydiler girişinde olduğundan ilk ziyaret yerimiz orası olacak ama önce Seydiler’i bir tanıyalım.
SEYDİLER: Kastamonu iline bağlı bir ilçedir.Tarihi çok eskilere dayanmaktadır.Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir.Kurtuluş Savaşında Seydiler;Tüm Anadolu insanı gibi Seydiler halkı da Osmanlı döneminde birçok savaşa katılmış ve pek çok şehit vermiştir. Kurtuluş Savaş’ında en çok şehit veren illerimizden biri Kastamonudur.Seydiler halkı da Kurtuluş Savaşı sırasında kadını ve erkeği ile savaşmış,hemen hemen her köyden şehitler vermiş,gazilerini baş tacı etmiş,unutulmaz kahramanlıklar göstermiştir.Erkekleri cephede çarpışan Seydiler’ li kadınlar İnebolu’dan Ankara’ya cephane sevkinde görev almış,kağnı arabaları ile genç ihtiyar demeden çalışmışlardır. Bunlardan Karabattı (Karabahtının Reşide) ile Şehit Şerife Bacı binlerce kahraman kadınlarımızın birer sembolüdür.Hele Şerife Bacının öyküsü tarihe geçmiştir.
Şehitlik.
Şehitlik Seydiler girişinde sol tarafta küçük bir tepenin üzerinde, hemen oraya yöneldik ve Şehitliğe giriş yaptık.Şehitliğin huzur verici ortamında daha iyi hareket ve ziyaretimizi anlamlı kılabilmek için dağ yolunda üstümüze başımıza bulaşan çamurları çeşmede temizleyip,Şehitlik ziyaretine öyle başladık.Burada Şehit Şerife Bacı’nın anıt mezarı da bulunmaktadır.
Şehitler Anıtı:Seydiler ilçesinde TSK Güçlendirme Vakfı tarafından 2016 yapımı tamamlanarak ziyarete açılmıştır.Anıt İnebolu’dan başlayıp Ankara’ya kadar uzanan 340 kilometrelik İstiklal Yolunda ve ülkemiz için şehit olanlar için yaptırılmıştır.
Şehit Şerife Bacı:1921 yılında deniz yoluyla İnebolu’ya gelen cephanelerin,karadan cephede savaşan askerlere ulaştırılması gerekiyordu.Bu görevi çevredeki yaşlı erkekler ve kadınlarımız üstlenmişti.1921 yılının Şubat ayında,soğuk,
tipili bir günde erkenden İnebolu’da cephaneler arabalara yüklendi ve yola çıkarıldı.Kağnı kafilesinin sonunda,sırtına sardığı çocuğu ile Şerife Bacı da bu sefere çıkmıştı.Seydiler’in Satı Köyü’ nden olan Şerife Bacı kafileyi izliyor, onlarla beraber cephaneyi bir an önce varacağı yere ulaştırmaya gayret ediyordu.Hava iyice kararmıştı.Kar biraz fazlalaştı,tipiye dönüştü.Şerife Bacı kağnıdaki cephaneyi çocuğunun yorganı ile iyice örttü. Çocuğunu mermi sandıkları arasına gizleyerek üzerini kapattı. Tipi o kadar fazlalaşmıştı ki, ilerleyemez oldular. Durmak ölümdü.Cephede askerler cephane bekliyorlardı.Şerife Bacı elinin,ayağının uyuşmaya başladığını hissediyordu. Durmadan ilerlemeye çalışıyordu.Kastamonu Kışlası önüne vardığında donmuştu.Sabaha karşı Kastamonu’nun kapısı sayılan kışlada,kule nöbetçileri,alaca beyaz karanlıkta belli belirsiz bir kağnı gördüler.Kimdi bu gelen ve ne zaman kara saplanmıştı?Hemen haberdar edilen Osman Bey,Devrekani’ li Cemil ve Beşiktaşlı Rıfat Çavuşları gönderdi.Kağnının yanına ulaşan Cemil ve Rıfat Çavuş dehşetle ürperdiler.Kağnının arkasında bir kadın vardı. Genç bir kadın.Cephanenin üstüne örttüğü yorganı kucaklamak ister gibiydi.Ama çoktan donmuş kaskatı kesilmişti.Kucaklayıp karlar üzerine yatırdılar.Bu sırada bir ses,bir hırıltı. Kulaklarına inanamadılar. Ses ve hırıltı yorganın altından geliyordu.Hemen yorganı kaldırdılar. Bir kundak bebeğiydi oradaki. Bebeği ve kadını kışlaya götürdüler.Genç kadının hüviyeti tespit edilerek köyü olan Seydiler’ e gönderilerek burada toprağa verildi.Bebek ise (kız çocuğu) kışlaya yakın bir eve gönderildi. 1970’li yıllarda yapılan araştırma sonucu kızın Eskişehir’de ikamet ettiği ili ilgili bilgiler elde edilmesine rağmen kendisine ulaşılamadı. Günümüzde Şehit Şerife Bacının Mezar yerinin tespit edilememesine rağmen O, Seydiler’ lilerin ve bütün Türk halkının gönlünde yatmaktadır.Şehit Şerife Bacı,Milli Mücadelede mermi taşıyan Türk kadınını temsil eden bir semboldür. Seydiler’ liler bu kahraman Türk anasını unutmayıp Cumhuriyetin 50.yılında Belediye binası önüne Atatürk anıtı yanına Rölyefini yaptırdılar.1984 yılında ülkemizde yılın annesi seçildi.Aynı yıl Seydiler,de açılan Kütüphaneye Şehit Şerife Bacı Halk Kütüphanesi adı verildi.Kaynak: Seydiler Belediyesi.
Şehit Şerife Bacı Kültür Evi.
Şehitlik ziyaretinden sonraki durağımız Şehit Şerife Bacı Kültür Evi oldu.
2018 yılındaki İstiklal Yolundan Zafer Yoluna projemde akşam üzeri geldiğimde burası açıktı ve içerisini gezmiştik.Şimdi geldiğimizde ise kapı kapalı ve kilitli, bahçesindeki kamelyede de gençler oturmakta.Demek ki tamamen kapanmış, bizde öyle izlenim bıraktı.Dışarıdan iki görsel alıp Seydiler içinde yada çevresinde kamp yeri bakmak için ayrıldık.
Şehit Şerife Bacı Kültür Evi; Şehit Şerife Bacı’ nın adını yaşatabilmek ve hatıralarını gelecek nesle aktarabilmek amacıyla 2015 yılında Şerife Bacı Kültür Evi Seydiler Belediyesi tarafından oluşturulmuş.İçeride Seydiler ’e ait yöresel kıyafet ve ürünlerle, Seydiler’li kadınların giydiği yöresel kıyafetler sergileniyor.Ayrıca kültür evine Seydiler’ liler tarafından bağışlanan İstiklal Madalyaları da Kültür Evinde yerini bulmuş.
Alt katı sergi materyalleri ve kafeterya olan kültür evinin üst katı ise otel olarak kullanılmakta.
Seydiler Kampı.
Seydiler’de nerede kamp yaparız araması karşımıza 3 seçenek çıkardı, birini hemen eledik,geriye kaldı 2 yer.Bunlar elde olanlar ve sağlam yerler olunca önceliği yemek işine verdik çünkü öğle az yemiştik, Ferdi’de ben de zifiri açız.Merkez içine yol alırken tabldot, ev yemekleri yapan yer dikkatimi çekti.Hiç arayışa girmeden girdik içeri ve yemekler şahane görünüyor. Kendimize mükellef ziyafet çektik, hesap ta ona göre mükellef geldi.Her neyse karnımız doydu, yemeklerde lezizdi ya, önemli olan bu.Sonra akşam ve sabah için alışveriş yatık.Şimdi kamp yapmayı planladığımız 1 nci yere geçebiliriz.Geçtik te,yer ilçe emniyetin yakını park, hava kararmasına çok olduğundan ıslak ne varsa kurutma aşamasına geçtik,o arada çay/kahve faslıda yaptık.Hava kararmaya yakın parkın ışıkları yanınca burada kalamayacağımızı anladık, etraf o kadar aydınlık ki,kabak gibi çadırlarımız ortada kalır.Plan değişti ve hava kararınca son yerimize gidip çadırlarımızı kurduk.Burası boş arazi….
Dün ve bu gün İstiklal Yolu’nu doya doya,zevkle ve umutla geçtik,yarın Kastamonu tarafına,Ilgaz Dağı’na yol alacağız.
3 ncü Gün 15 Haziran 2022 Ersizlerdere-Küre-Ecevit Hanı-Seydiler:40 Km
İSTİKLAL YOLU 13-19 HAZİRAN 2022 (2 ve 3. Gün İnebolu-İstiklal Yolu-Taşoluk-Yolüstü-Ersizlerdere-Küre-Ecevit Hanı-Seydiler)
Discussion about this post