Serbest gezen inekleri,sütü,peyniri,fıstık çamları,balı,suyu,
havası,üzümü,şarabı bol Kozak Yaylası….
Ağustos ayında Kozak Yaylası Köyleri turu yaparken Kozak arılarının çam balından almıştım,hoşuma gitti,aynı kişiyi aradım, ağabey gel elimde var deyince al sana Kozak Yaylasına çıkmak için bahane.Aynı gün içinde gidip dönebilirdim ama ben bunu bir şekillendireyim dedim ve Ayvalık üzeri bir rota hazırladım.Bu sefer Kozak Yaylasına Ayvalık tarafından çıkış yapacağım.Bakalım nasıl bir rotamış ve neler yaşamışım hep beraber görelim.
1 nci Gün 13 Eylül 2022 Çandarlı-Bademli-Dikili-Altınova-Sarımsaklı-Badavut:
Rotam tam anlamıyla haritada görüldüğü gibi,yola çıkmadan önce rotayı hazır ettim.Bu üç günlük dünyada boş durmaya gelmez.Sabah Çandarlı’dan çıktım yola, istikametim Bademli tarafı olacak,biraz indi çıktı yaparak Dikili’ye varacağım.
Mardaliç Adası Ceneviz Kulesi.
Evden çıkıp sahilden bir kaç kilometre gittikten sonra biraz tırmanıp İlk Yankı sitelerinin olduğu bölgede 220 rakıma ulaştığımda hemen altımda St.George yada bir başka deyişle Kız Kulesi görüntü alanımda yerini aldı.Durup bir süre soluklanırken de fotoğrafladım kendisini.
Mardaliç Adası Ceneviz Kulesi:Karadağ volkanik kitlesinin Ege Denizi’ne uzantısı olan Çınar Burnu’nun karşısındaki iki adadan büyük olanıdır. İngiliz deniz haritalarında St. George adası olarak işaretlenmiştir.Günümüzde gözetleme için kullanılan bu çatı tamamen yıkılmış, tabanda bulunan ve zindan olarak kullanılan alan ise hala ayaktadır.Bir efsaneye göre de adı Kız Kulesidir.Denizköy.
İlk Yankı sitelerine bir kaç km uzaklıktadır Denizköy.Çandarlı-Dikili arasında küçük ama sevimli bir sahil köyü olan Denizköy,bilenler için sessiz,sakin ve huzurlu bir tatil imkanı sunmakta.
Hayıtlı ve Kalem Adası.
Gezmeyi ve özellikle gezdiğinden tat almayı bilenlerin tercihi olan bir rota burası.İndisi çıktısı bol ama aynı zamanda görselliği de çok fazla.İşte bunlardan biri, pardon ikisi tam karşımda.Hemen altımda Hayıtlı Koyu, ileride ise Kalem Adası.
Hayıtlı Koyu:Hayıtlı tamda kafa dinlenecek bir yerdir, özellikle şehrin kalabalığından sıkılanlar için.Deniz suyu berrak ve serindir,plajı ince beyaz kumdur.Burada aynı zamanda termal tesislerde bulunmaktadır.
Kalem Adası: İdari olarak ada, İzmir İli, Dikili ilçesinin bir parçasıdır. Bademli beldesine yakın olup ana karaya uzaklığı yaklaşık 400 metredir. Kuzey-güney yönünde maksimum uzunluğun yaklaşık 1.5 kilometre olduğu dar bir adadır.
Bademli.
Evden ayrılalı 23 kilometre oldu,biraz dinlenmek hakkım olsa gerek.Bu dinlenmeyi Bademli’nin koruk suyu ile taçlandırmak en iyi çözüm.
Bademli:İzmir’in tatil beldesi Dikili ilçesinin bir mahallesi olan Bademli önceleri Dikili Bademli Köyü olarak bilinmekle birlikte günümüzde artık bir mahalle statüsündedir. Zeytin ağaçlarının yeşilliği ile turkuaz deniz renginin buluştuğu muazzam plajları ile ünlenmiştir. Eski adı Angelos olarak bilinmekte, mübadele dönemine kadar bir Rum köyü olarak kalmıştır.
Öğle vakti Dikili’ye vardım,büyük mola hakkımı Dikili’de kullandım.Öğle yemeğimi de burada yedim.Bu gün düz bir yolum olduğundan acelem yok, molayı uzun tuttum.Ana yolu kullanma diye bir şeyde söz konusu değil,siteler arasından önce Kabakum, sonra da Salihleraltı’na doğru yol aldım.Yol çok zevkli ama birde Salihleraltı’nda markete girerken şok yaşamasaydım daha iyi olurdu.
Kabakum,Salihleraltı arası marketten içecek bir şey aldım ve yola çıktım.Salihleraltı’na geldiğimde yine markete girip bir şeyler almak istedim ama cüzdanımın yerinde yeller esiyor, düşürmüşüm ama nerede?.Hızlıca geri döndüm daha 500 metre gitmemiştim ki bir bayan bana el sallıyor ve elinde de benim cüzdanım var.Allah’ım sen ne büyüksün,5 km geride eşiyle araba ile gelirken yolda görmüşler ve almışlar.Kimliğimden yola çıkarak bana facebook’tan ulaşmaya çalışmışlar, bisikletçi olduğumu anlamışlar zaten yolda da beni görmüşler.Facebook’tan telefon numarası filan da yazmışlar ama yolda iken internet kullanmadığımdan bana ulaşamadılar.Ama tesadüf bu ya beni durdurup cüzdanımı teslim etti,ya her zamanki aksiliğim tutupta el sallayanı görmemezlikten gelseydim,işte o zaman yanmıştım.Bayana ve eşine çok teşekkür edip oradan ayrıldım ama fazla gidemedim.Heyecanım yatışsın istedim ve cezveyi ateşe sürdüm.
Altınova Yolu!!! Ve Sonrası.
Evet burası Altınova yolu,niye şaşırdınız ki!!! Yola çıkarken kendi kendime İzmir-Çanakkale yoluna Altınova’ya kadar çıkmayacaksın talimatı vermiştim.Onu uyguladım,Salihleraltı’ndan devam edip tarla yolları,sazlıklar derken toz toprak içinde Altınova’ya vardım.Altınova’da biraz serinleyip,ana yol üzeri Sarımsaklı’ya geçiş yaptım.Sarımsaklı ikmal noktam,eksiklerimi aldıktan sonra bu gece konaklamayı düşündüğüm Badavut’a geçiş yaptım.
Badavut Kampı.
Sarımsaklı malumunuz her zamanki gibi kalabalık,Badavut inşallah sakindir deyip Badavut’a hareket ettim.Badavut’a ilk defa geldiğimden kamp yeri nasıl olacak ve bulabilecekmiyim.Badavut bölgesine gelince gözler radar gibi her tarafı taradı,sahilde kesinlikle olmaz, kabak gibi ve karavancılar bol.Orman içi zaten olmaz,ormancılar sürekli devriyede,Tabiat Parkının olduğu uç noktaya, radar tarafına geçiş yapayım dedim askeri bölge… Cemkon tatil köyünün ön tarafındaki genç okaliptüs ağaçlarının oluşturduğu küçük koruluğu gözüme kestirdim,girdim oraya ve uygun yere çadırımı kurdum.Site sakinleri yürüyüş yaptıkça selamlaştık,karşılıklı iyi akşamlar dedik o kadar. Bugün 76 km’lik düz bir yol ama son kilometreleri rüzgara karşı,yorulmadım, yine de insanın dinlenmeye ihtiyacı var,yemeğimin yanına bir çoban salata iyi gitti.Havanın kararması ile birlikte benim en yakın dostum ve yoldaşım yüklediğim şarkılar ile bana eşlik etmeye başladı,radyom.Yorulmadığım için geç vakte kadar oyalandım,arada bir tilkilerin çığlıkları olmasa gece daha da iyi olacaktı!!!!
1 nci Gün 13 Eylül 2022 Çandarlı-Bademli-Dikili-Altınova-Sarımsaklı-
Badavut:76 KM
Badavut Sabahı.
Kamp yaptığım yer Badavut merkeze yakın olduğundan sabah ezanını net olarak duydum,zaten uykumda hafiflemişti hemen kalktım.Hava aydınlanmadan kahvaltımı yaptım,toparlandım,günün ilk ışıkları ile de harekete hazırım.Sabah bir ben kalkmışımdır dedim ama bölge emekliler diyarı olmalı ki herkes yürüyüşe çıkmış.Herkes ile selamlaşarak yol aldım. Bulunduğum bölge aynı zamanda Ayvalık Adaları Tabiat Parkı olarak geçiyor.
İlk Kurşun Anıtı Ayvalık.
Badavut’tan ayrılıp küçük bir keşif gezisi sonrası Ayvalık ilçe girişine vardım.Ayvalık merkeze girmeden önce İlk Kurşun Anıtı’na uğrayıp,Vatan Savunması için her türlü fedakarlığı yapan aziz Şehitlerimiz için saygımı sundum, duamı yaptım. Vatan size minnettardır.
İlk Kurşun Anıtı:Düşmana ilk kurşun Ayvalık’ta 29 Mayıs 1919 günü atıldı. İzmir’in işgali sonrası, Yunan kuvvetleri Balıkesir’i işgal etmek için ilk faaliyetlerini başlatarak, Ayvalık ve Midilli adası çevresinde keşif ve taciz hareketlerine girişmişlerdir. 29 Mayıs 1919 günü Yunanlılar, Ayvalık’a asker çıkarma teşebbüsünde bulunmuşlardır. Bu sırada 172. Alay Kumandanı olarak görev yapan Ali Çetinkaya, yöreden topladığı gönüllülerle birlikte Yunanlılara karşı ilk silahlı direnişi başlatmıştır. Ayvalık’ın işgal haberi ile sarsılan ilin dört bir yanından gelen gönüllüler vatan savunması için Ayvalık’a akın etmişlerdir.
Cunda Adası.
Ayvalık merkezde oyalanmadım,istikametimi Cunda Adası tarafına çevirdim. Cunda Adası’na çok gelmişimdir ama ilk defa bisiklet ile geliyorum.Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünden geçerek Cunda Adası’na teşrif ettim.Cunda Adası ile ilgili bir sürü görsel verirdim ama siz zaten buraları biliyorsunuz, zaten fotoğraf çekmeyi de unutmuşum. Ama sokaklarında video çekimi yaptım,oradan bakarsınız.Videolarda Cunda Adası’nı ilk defa bu kadar sakin göreceksiniz,çünkü sabahın ilk saatlerinde geldim buraya.
Kozak.
Cunda Adası turum bitti,tekrar geri dönüp Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünden geçtim.Yönümü Sahilkent tarafına çevirdim, burada sahilden gerçekten de çok güzel manzaralar görüp,sessizliği hissederek yol aldım.Sonra yönümü içeri çevirerek zeytin ağaçları arasından toprak yolda yol alarak Çanakkale-İzmir yoluna çıktım.Bu yolda bir kaç kilometre gittikten sonra hedefim olan Kozak tabelasının altındayım.
Kozak Yolu.
Zeytin ağaçları ile kaplı, yükseltisi 80-120 rakım olan yolda Yeniköy altına kadar rahat rahat yol aldım. Yol üzerinde bulunan benzinlikte kısa bir serinleme molası vermeyi de unutmadım.
Kahve Molası.
Yeniköy altından Tıfıllar istikametine dönüş yaptım, dönüş olur olmaz da tırmanmaya başladım.1.5 kilometre olmuştu ki bir çeşme başı, çeşme olacakta ben mola vermeyeceğim ha….. Arkadaş zaten Tıfıllar ve sonrasında tırmanış var,kendimi germeye lüzum yok.Önce serinleme seansı, sonrasında da kahve keyfi.
Tıfıllar.
Ayvalık’a 21 km mesafede olan 277 nüfuslu ve 320 rakımdaki Tıfıllar’a kadar sağlam bir tırmanış yaptım.Rakım göze batmaya bilir ama köy yollarındaki eğim insanı biraz zorlar.
Tıfıllar’dan sonrada tırmanışım devam etti,400 metreye çıktım.Sonra dere yatağına kadar iniş başladı, bu inişten 154 nüfusa sahip Hacıveliler köyü de nasibini aldı.Köyü teğet geçerek 250 rakımdaki dere yatağına indim.
Cennete Geldim.
Artık zeytin ağaçları yok, onların yerini çam ağaçları aldı.Hava,iklim, sular bile değişti.Size bir itirafta bulunayım,dere yatağına iniş şahane idi ama 460 rakımdaki çeşmeye kadar resmen çatladım, bunda sıcağında etkisi çok fazla idi.Bir kaç yerde inip bisikleti ittirmek zorunda kaldım.Ama sonucu çok güzeldi, daha önceden bu çeşmeyi biliyordum ve yanına yaklaşırken inşallah suyu akıyordur dedim ve hakikaten akıyormuş.Kafamdan aşağıya bol bol dökündüm,daha bir kaç km gitmeden kurur zaten.
Bağyüzü.
Çeşmeden sonra serinlemiş olmanın rahatlığı ile çeşme-Bağyüzü arasındaki 3 km’lik yolu çok çabuk aldım.Bağyüzü,987 nüfusa sahip büyük köylerden biri.Ayvalık’a bağlı,bu köyle birlikte Balıkesir il sınırlarından İzmir il sınırlarına geçişte yapmış oluyorum.Bağyüzü,Atatürk Anıtı arası taş ocaklarının kamyonları sıkıntılı anlar yaşattı ama çabuk atlattım.
Atatürk Anıtı.
Geçen ay geldiğimde Aşağıcuma’dan Kozak Yaylası derinliklerine dalmış,Atatürk Anıtı’nı ziyaret edememiştim, bugüne nasipmiş.Anıt, Bağyüzü-Aşağıcuma köyleri arasında bulunmaktadır.Her geldiğimde hayranlıkla bakar, yazıları tek tek okurum ve bol fotoğraf alır yazılarımda paylaşırım.Bugünde öyle oldu, bu sefer video çekimi de yaptım.Anıtın hikayesini merak ediyorsanız bir sonraki fotoğrafta.
Atatürk Anıtı;Türkiye deki Atatürk anıtlarının en farklısı BERGAMA – KOZAK YAYLASI anıttır. Bu anıtta Atatürk, golf pantolonlu spor takım giysisi , başındaki kasketiyle bir kayanın üzerine oturmuş, elini üst üste dizilmiş beş kitaba dayanmış olarak dinlenirken görülüyor. Kitapların adları : (Milli Mücadele ) , (Cumhuriyet ), (Devrimler ), (Bilim ve Sanat), ve (Nutuk) olan bu kitapların adları uzaktan okunabilecek büyüklükte harflerle kitap sırtlarında yer alıyor. Yaşamını Almanya da sürdüren 30 yıllık eğitimci, doğa sever SÜHA ŞEN Kozak Yaylasında fıstık çamları arasında yürüyüş yaparken bir heykel kaidesi görünümündeki iri bir kayayı görmüş ve köye giderek muhtara bu kayanın bulunduğu araziyi almak istediğini bildirmiş. Arazi sahibi Bağyüzü Köyünden YÜCEL KORAY , Süha Beye bu araziyi ne amaçla istediğini sormuş, Süha Şen ( Bu kayanın üzerine bir Atatürk Anıtı yaptırmak istiyorum ) yanıtını alınca ; Arazi sahibi (Bu amaçla almak istediğin araziyi parayla satmam ! Çamlığımdan sınırını sen çiz, istediğin kadar araziyi bu amaç için benim armağanım olarak kabul et! ) demiş. Daha sonra Süha Bey Türkiye de 18 ilde Atatürk ve Cumhuriyet konulu heykelleri ile 90 şehitlikte bu çeşit heykelleri bulunan Prof. Dr. TANKUT ÖKTEM beyi bulmuş. (Bu güzel girişime benim de katkım olsun ) diyen ve anıtı hiçbir ücret almadan yapan Prof. Dr. TANKUT ÖKTEM bey bu eseri tamamladıktan çok kısa bir zaman sonra trafik kazasında yaşamını yitirmiştir.
Ben geldim,gördüm,sizlerde görün isterim.Hakikaten de Türkiye’deki Atatürk Anıtlarından daha farklı bir anıt bu, hiç bu şekliyle görmemişsinizdir.Anıtın hikayesini de okudunuz,ilginç değil mi?
Kozak Yaylası.
578 nüfusa sahip Kozak Yaylasının köylerinden olan Aşağıcuma köyü vardım.Akşam ve sabah için ihtiyacım olanları aldım ve kamp yapacağım yere hareket ettim. Kamp yerim köye yakın olduğundan vakitlice vardım.Fark ettiniz her halde her zaman kamp yaptığım yerdeyim.
Evet ben Kozak Yaylasına sevdalıyım galiba!!!! Kozak Yaylasız bir yılım geçmedi.
Kozak Yaylası:Türkiye’nin en kaliteli çam fıstıklarının yetiştiği, bir doğa cennetidir. Antik Dönemden bu yana çam fıstığı, üzümü ve şarabı meşhurdur. Bölgede, Aşağıbey Köyü yakınlarında Roma Döneminden kalma Kaplıcalar ve Antik Perperene kenti yer almaktadır. Piknik alanları da bulunan yaylada; doğa ve köy turları yapılmakta, ayrıca dağcılık, av turizmi gibi etkinlikler düzenlenmektedir.Kozak Yaylası’nda 16 köy bulunmaktadır.Kaynak:Bergama Belediyesi.
Kozak Yaylası Kampı.
Çıkmak için bir amacım vardı, o amacımı da gerçekleştirdim, ballar kamp yaptığım yere geldi.Ballar gelinceye kadar ben çeşmede güzelce temizlendim, çadırımı yerleştirdim ve akşam için hazırlığa başladım bile.
Evet, Kozak Yaylası geceleri bir başka olur,bu sefer Kozak üzümlerinden değil de Nevşehir üzümlerinden olan şarap bana arkadaşlık etti.Her akşam içtiğimi sanmayın arada bir kutlama esaslı böyle şeyler oluyor, oda Kozak Yaylasının hatırına.Tabii radyomun arkadaşlığını yabana atmayalım.Yaylanın temiz havasını ciğerlerime çeke çeke çadır dışında oyalandım.Gün batmadan önce 2 kat, battıktan sonra 3 kat giyindiğimi de söyleyeyim.Gece ise çıkan ayaz uyku tulumunun içine iyice girmeme neden oldu.Çok güzeldi ama…….
Badavut-Ayvalık-Cunda Adası-Kozak Yaylası:69 KM
Kozak Yaylası-Bergama-Çandarlı:
Kozak Yaylasına Veda.
Gece ayaz başlamıştı,sabah ayaz devam ediyor.Sabah çok erken uyandım,sabah temizliği,kahvaltı işini tamamladıktan sonra çadırı topla derken saat 07:30 oldu.Evet, bir rutin olan kamp yeri ayrılış fotoğrafımı da alıp Kozak Yaylası kamp alanıma veda ettim.
Yola kısa kollu,şortlu, sandaletli çıkmıştım daha ilk 100 metrede titremeye başladım.Ayaz adeta içime işliyor, hemen kıyafetimi kalınlaştırdım,parkamı da üzerime geçirdim ve Yukarıbey istikametine devam ettim.Yukarıbey sapağına geldiğimde yolun mıcırlanmış olduğunu görünce işin sıkıntıya bineceğini anladım.Tırmanış zorlu olacak, inşallah inişte mıcır yoktur.
Kozak Yaylası Çeşmeleri.
Mıcırlı yolda Yukarıbey’den 5 kilometrelik bir tırmanış ile 720 rakıma sahip tepe noktasına geldim.Tepe noktasını 250 metre indikten sonra yaylanın en lezzetli çeşmesi olarak bilinen bu çeşmede durarak tüm sularımı tazeledim.Kana kana da su içtim,yaylada üşümüştüm, tırmanırken ter bastı, su iyi geldi.
Geçen ay bu yoldan çıkarken asfalt eriyiği vardı,şimdi ise mıcır dökülmüş.Asfalt eriyiği tırmanışta nasıl zorluyorsa, mıcır inişte hem zorluyor hem de tehlike arz ediyor.Kaskımı taktım,yavaş yavaş Bergama’ya doğru inişe geçtim.Orta yerlerde fazla frenleme yaptığımdan ve dikkat kesildiğimden ağaçlık bir yerde bir süre dinlendim.Bu mıcır biter bitmez kendime kahve yapacağım söz.
O sözü zirve noktasından 12 km sonra ilk çeşme de yerine getirdim.Artık mıcır yok ama ben de zaten aşağıya inmiş vaziyetteyim.Bu kahve çok iyi geldi,şimdi evime hareket edebilirim.
Bergama.
Saat 10:00 gibi Bergama’ya vardım.Bergama’ya varmak Bakırçay ovasına varmak anlamına geliyor.Artık Çandarlı’ya kadar yol düz sayılır.Bergama’dan geçerim de helva almam mı? Salepçioğlu helva 100 yıllık helvacı, ağzımın,damağımın tadını bilirim.
Bergama: Türkiye’nin İzmir ilinin bir ilçesidir. İlçenin güneyinde Aliağa, doğusunda Kınık ve Manisa ili, kuzeyinde Balıkesir ili, batısında Dikili, güneybatısında Ege Denizi bulunmaktadır. Tarımsal faaliyetler, sanayi, ticaret, tarih ve turizm bakımından Bakırçay havzasının en önemli ilçesidir.
Bergama Akropol Ören Yeri.
Bergama’ya girerken Akropolü de fotoğraflamayı unutmadım.
Bergama Akropol Ören Yeri:2014 yılında Dünya Kültür Miras Listesine giren Bergama, tarihi boyunca işgallere ve yıkımlara maruz kalmasına rağmen, stratejik bir noktada yer alması nedeniyle sürekli iskân edilmiştir.Bir tepe yerleşimi olan Pergamon’un şehircilik anlayışı, büyük ölçüde topografik zorunluluktan kaynaklanan bir kent düzeninin form ve planlama bakımından eşsiz bir örneğini oluşturmaktadır.Pergamon’da doğal bir düzlüğün olmaması yerleşimin en erken evresinden itibaren arazi teraslaması yapılmak suretiyle yer kazanılmasını gerekli kılmıştır. Azalan inşaat alanları yıllar içerisinde artan ihtiyaçlar sebebi ile eski terasların yeni teraslar içerisinde eritilmesine sebep olmuştur. Bu da şehrin en erken tarihi hakkındaki yeterli ipuçlarının bulunamamış olmasının başlıca sebebidir.Kalede tespit edilen en eski yerleşim yerleri MÖ 7- 6. yüzyıla tarihlenmektedir.Kaynak:Türkiye Kültür Portalı
Çandarlı.
Bergama-Çandarlı arası 35 kilometre,her zaman poyrazı arkana alır Bergama’dan Çandarlı’ya hızlıca gelirsin ama bu gün öyle olmadı.Lodosu burundan yiyerek son 35 kilometreyi yıpranarak Çandarlı’ya vardım.Bal bahanesi ile 3 günlüğüne Kozak Yaylasına tur ayarladım,rotayı Ayvalık tarafından vermem iyi oldu,görmediğim küçük alanlar vardı onları da gördüm.Kozak Yaylasının bağrında kamp yaptım.Her zaman büyük zevk alarak gezdiğim,gördüğüm ve konakladığım Kozak Yaylasından büyük haz duyarak evime vardım.Şimdi yol yorgunluğunu denizde atma zamanı….
Kozak Yaylası-Bergama-Çandarlı:62 km
AYVALIK- KOZAK YAYLASI TURU 13-15 EYLÜL 2022 (Çandarlı-Dikili-Badavut-Ayvalık-Cunda Adası-Kozak Yaylası-Bergama)
Discussion about this post