Dün akşam üzeri geldiğim Akbük-Saplı Ada karşısında geceyi kamp yaparak geçirdim.Akşam belli bir saate kadar çadırımın dışında radyomu dinleyip,geceyi seyrederek zaman öldürdüm ve uykum gelince de çadırıma çekildim.Aşina olduğum bir yer olduğundan rahat bir uyku uyudum.Sabaha karşı 05:00 gibi uykumu almış vaziyette uyandım ama çok erken olduğundan çadır içi tembellik yaparak vakit geçirirken o arada yağmur başladı.Zaman zaman şiddetlenen yağmur saat 07:15 gibi dinince ben de çadır dışına çıktım.Yağmurun tekrar başlama olasılığına karşı ağaçların birleşmesinden dolayı şemsiye gibi oluşan ortamın altında kahvaltı hazırlığına giriştim.O arada rüzgar çıkıp,üstüne bir de güneş kendini gösterince hemen hızlıca çadırı ipe serdim ve sonrasında kahvaltı masamın başına geçtim.Ben kahvaltımı yaparken çadırım da kupkuru oldu.Kahvaltı sonrası toparlanma ve yola çıkma, bu gün güzel yerlerde yol alacağım.
3 ncü Gün 22-03-2023 Saplı Ada-Didim-Akköy-Miletos-Tuzburgazı-Doğanbey:
Saplı Ada Kampından Ayrılış.
Yola çıkmaya hazırım,çıkmadan önce kamp yeri ayrılış pozumu da afillice verdikten sonra Didim tarafına yola çıktım.
Saplı Ada kamp yerimden ayrılıp Akbük yazlıkları arasında bir süre yol aldıktan sonra ana yolu takiben Didim girişine geldim.Didim içinde eksilen kumanyalarımın tamamlama aşamasını yaptım ve Didim çıkışında bulunan Apollon Tapınağına doğru yol aldım.
Apollon Tapınağı.
Apollon Tapınağına bir kaç kez geldim,olsun geldim, yine gelirim.Bölgeye gelince Apollon Tapınağını bir süre seyredip, fotoğraflayıp, yoluma devam ederken tapınaktan biraz bahsetmek isterim.
Apollon Tapınağı:Yenihisar ilçe merkezindedir. Didyma aslında bir antik kent değil, kutsal bir mahaldir. Miletos’tan gelen kutsal yol ile bağlantıya sahip Didyma bir kehanet merkezidir. Didyma ile ilgili ilk yazılı kaynak Herodot’tur. Herodot M.Ö. 600’lerde Mısır Kralı II. Nekho ve Lidya Kralı Kroisos’un Didyma’daki Apollon mabedine adaklar sunduklarını nakleder. Arkaik devirde çok ünlü olan Apollon’un kutsal yeri Persler tarafından M.Ö. 494’de yakılmıştır.M.Ö. 311’de tekrar canlanmaya ve mabet yeniden inşa edilmeye başlanır. Seleukoslar döneminde mabet planda değişiklikler yapılarak boyutları büyütülmüştür. Artemis, Zeus, Aphrodite mabetleriyle diğer bazı yapıların da bulunduğu inşaatın Roma devrinde de sürdüğü, mabet çevresinde ele geçen kitabelerden anlaşılmaktadır. M.S. 250’den önce mabet önemini yitirmeye başlamış ve M.S. 385’de Theodosios’un emri ile tamamen önemini yitirmiştir. Hıristiyanlığın yaygınlaşması ile zaten bitirilmemiş olan mabedin adytonuna bir kilise yapılmıştır.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Apollon Tapınağından ayrılıp yönümü Akköy-Söke tarafına çevirdim.Aslında Apollon Tapınağının anlatımında benim nereye gideceğim de yazılı oraya varmadan önce Tavşan Burnu mevkiinde bir kahve molası vererek hem dinlendim,hemde denizin iyot kokusunu içime çekerek kendimi yeniledim.
Kahve molası sonrası bir süre yol aldıktan sonra Akköy’e vardım.Akköy merkezde bulunan çeşmeden sularımı tamamladım,biraz serinledim ve 5 km ilerideki Miletos’a hareket ettim.Şu anda Miletos girişindeyim az sonra Miletos gezim başlayacak.Miletos gezim bu sefer çok detaylı ve uzun olacak,öyle program yaptım.
Miletos Antik Kenti.
Öğlene doğru Miletos’a vardım,antik kente giriş 50 TL,benim müze kartım olduğundan işletip kente giriş yaptım. Bu sefer Miletos Antik Kentini detaylı gezeceğimden bol fotoğraf olacak,ama önce Miletos Antik Kentini sizlere tanıtacak sonra bol fotoğraflarla beraber gezeceğiz.
Evet Antik Tiyatro bölümünden gezim başlıyor.
Miletos Antik Kenti:Miletos’un geçmişi cilalı taş devrine kadar uzanmaktadır. Arkaik dönemde denizcilikle parlamış olan kent, Egedeki suların yükselmesi, Büyük Menderes ağzının çoğu kez değişmesi ve toprakların alüvüyonlarla dolması sonucu Miletos’un Ege Denizi ile irtibatı kesilmiştir. Şu anda denizden bayağı içeride kalan kentin, akılcı düşüncenin, geometrinin, astronominin ve felsefenin temellerinin bu şehirde atıldığı yer olarak da bilinmektedir.
Milet ismi ise mitolojik açıdan Apollon ile ilgilidir. Miletus, Apollo ile Minos’un kızı Akakallis’in oğludur. Akakallis babasının gazabından korunmak için oğlunu ormanda saklar. Apollo da dişi kurt’a onu beslemesi için emir verir. Miletus kurtlar tarafından büyütülür. Daha sonra bir çobanın bulduğunu ve evine getirilip büyüttüğü söylenir. Miletus yetişkin olduğunda Girit’i terk eder ve Karia gelir. Menderes nehrinin kızı Kyane ile evlenir ve Miletos’u kurar. Miletos isminin de buradan geldiği söylenmektedir.M.Ö. 38 yıllarında ise Roma imparatorlarının özel ilgisiyle özerkliğini elde eden ve İon şehirleri arasında metropol düzeyine ulaşan Miletos çok geniş bir alana inşa edilmiştir. Kentte ilk girişte sizleri Yunan-Roma tipinin en güzel örneklerinden biri olan Milet tiyatrosu karşılar. Helenistik dönemde 5300 kişilik olarak inşa edilen tiyatro, Roma dönemiyle birlikte kapasitesi artırılarak 15 bin kişiye çıkarılmıştır.
Miletos felsefenin temellerinin atıldığı kenttir. Aristoteles’e göre felsefenin gelişmesi için iki ön koşul var; birincisi felsefe yapacak kişinin maddiyat duygusuna kapılmadan yapmalı ve kendini sadece düşünmeye verebilmeli.Kaynak:T.C.Söke Kaymakamlığı.
Miletos Antik Kenti gezim çok detaylı oldu, 1.5 saatten fazla içeride kaldım ve ilk defa doya doya gezmiş oldum.Doyuma ulaşma deyimi vardır ya aynen bugün öyle bir şey oldu.Ben gezimi bitirdiğim anda da hafiften yağmur başladı,yağarsa yağsın umurumda değil.
Ben işime bakarım.
NOT:Miletos Antik Kent içi rotasını Wikiloc sayfamdan,Video çekimlerimi blog sayfam ve Youtube sayfamdan takip edebilirsiniz,hepsi
Şafak Yollarda.
Miletos’tan ayrıldıktan sonra yine Söke Ovasındayım ama bu sefer trafikten ve insanlarda uzak rotada.Söke Ovasının bu bölümü Büyük Menderes deltası içinde olduğundan çok sakin, bu sakinlikle dümdüz yolda Tuzburgazı’na doğru yol alıyorum.
Dün üzerinden geçmiştim bu gün ise ters yönde yine Büyük Menderes Nehri üzerinden geçerken bölgeye hayat veren nehrimizi bir daha hatırlayalım.
Büyük Menderes Nehri:Batı Anadolu’nun en büyük nehridir ve Menderes Havzası’nın ana sulama kaynağıdır. Kufi Suyu ve Banaz Çayı kollarının birleşmesiyle oluşur ve Ege Denizi’ne dökülür. Uzunluğu 548 km’dir. Büyük Menderes ovası bataklıkları kurutulduktan sonra Türkiye’nin en verimli alanlarından birisi olmuştur.
Tuzburgazı.
Fotoğrafı görünce afalladınız değil mi?,durun anlatacağım.Tuzburgazı köyüne varınca bakkala uğradım,bakkaldan yoğurt,soğuk çay ve bisküvi aldım.Bu arada yoğurdu çok severim,her fırsatta yerim.Sonra akşam için temizlenmem gerek,temizleneyim ki rahat rahat geceyi geçireyim.Caminin yolunu tuttum,2 yıl önce geldiğimden çeşme durumunu biliyorum,pet şişe ile dökünürüm diye düşündüm ama bahçede hortumu görünce tam bana göre derken işin rengi değişti. 2 yıl önce çok kötü olan tuvaletler pırıl pırıl olmuş yenilenmiş,üstelik banyoda yeni yapılmış.Arkadaş ne şanslıyım ya……Dururmuyum,girdim duşun altına,vay anasını be…….Anladınız mı? şimdi bu fotoğrafın hikayesini.
Tuzburgazı macerasından sonra Doğanbey yönüne hareket ettim.2 yıl önce Ferdi Kızıl ile Herakleia & Miletos Tarafları turumuzda kamp yaptığımız alana geldim.Yanılmamışım, sanki beni bekler gibiydi,şahane yer be arkadaş burası, tabii ki benim için geçerli bu söylediğim.Hemen çadırımı kurdum ama bu arada sivrisinekleri de fark etmem bir oldu. Hava bugün çok basık, yağmur havası var ve Menderes Deltasına yakınız, normal şey bunlar.Olsun, ben bir çaresini bulurum!!!!!
Doğanbey Kampı.
İlk etapta sivrilerle kıyasıya mücadele ettim,hava kararmaya yakın rüzgar esmeye başlayınca arkadaşlar birden bire ortadan kayboldu.Ben de fırsat bu fırsat deyip çadır içini hızlıca dizayn ettim ve yemek faaliyetine yoğunlaştım.Hava kararmaya başlarken de ben sofra başındaydım.Menüyü yine açıklayayım değil mi?,tulum peynirli bulgur ve yoğurt,bu akşam bunlar bana yeter.Yemek işim bittiğinde artık hava kararmış,etraf da iyice (zaten sessizdi) sessizleşmişti.Evet akşamlar benim artık.Sevdiğim parçaları yüklediğim radyom devrede,Didim’den aldığım çerez ve Tuzburgazı’ndan aldığım soğuk çay geceyi artık ısıtabilir.
Bugün Miletos gezim muhteşemdi,tadı damağımda kaldı, yarın uzun bir rota beni bekliyor.
3 ncü Gün 22-03-2023 Saplı Ada-Didim-Akköy-Miletos-Tuzburgazı-
Doğanbey:54 km
KONAR GÖÇER 20-24 MART 2023 (3. Gün Saplı Ada -Didim-Miletos-Tuzburgazı-Doğanbey)
Discussion about this post