Karaburun Yarımadası:Anadolu Yarımadası’nın batısının büyük bir bölümünü oluşturan Ege Bölgesi’nin Ege Denizi’ne doğru uzanan ve en çıkıntı yapan kara parçası olan Urla Yarımadası’nın kuzey bölümünü oluşturur. İzmir’in batısında kuzey-güney doğrultusunda bir yarımadadır.Yarımada genelde oldukça engebeli bir yeryüzü yapısına sahiptir. Orta bölümünde kuzey-güney istikametinde uzanan Bozdağ kütlesi, yarımadanın en yüksek kesimini oluşturur.
Karaburun Yarımadasını turumun 4 ncü günümde anlatmış oldum.
Geceyi Küçükbahçe sahilinde kamp yaparak geçirdim.Çadırımı kurup yemeğimi daha yeni bitirmiş iken hafiften başlayan yağmur sonrasında şiddetini arttırdı ve benim tüm geceyi çadır içinde geçirmemi sağladı.Yağmur kaça kadar devam etti hatırlamıyorum ama sabah ortalarda kendisi yok nemi bol bir hava vardı.Sabah ise Sarpıncık-Karaburun tarafları simsiyah bulutlar ile kaplıydı.Dışarısı ıslak,oturacağım masada ıslak olunca kahvaltımı çadır içinde yaptım.Sonrada ıslak çadırımı daha sonra uygun yerde kurutmak üzere o ıslaklığı ile torpaya teptim.Bugün Küçükbahçe’den ayrılıp Sarpıncık tarafına tırmanıp Karaburun-Mordoğan tarafına geçeceğim,bakalım beni ne sürprizler bekliyor.
4. Gün 26 Ocak 2024 Küçükbahçe-Sarpıncık-Karaburun-Mordoğan:
Çadırı toplarken kısa bir yağmur faslından sonra kamp yaptığım Küçükbahçe sahilinden 08:30 gibi ayrılmadan önce her zaman yaptığım gibi kamp yeri ayrılış fotoğrafı alıp köy içine doğru hareket ettim.
Yağmur Var…..
Küçükbahçe köyü mandalina bahçeleri arasından geçerken yine yağmura yakalandım.Hemen Aşağı Salman köyünde otobüs durağına kendimi attım,yağmurlukları giyip Sarpıncık rampasına saracaktım ama!!!! İşin aması var,yağmur öyle şiddetlendi ki bana yol yerecek gibi değil.Aşağı Salman’da kahvehanede bir buçuk saate yakın soba başında yağmurun dinmesini beklerken Karatay’ımda dışarıda yağmurun tadını çıkardı.
Kahvehanede soba başında bir buçuk saate yakın bekleme sıkıcı oldu iyice yumuşadım.Yağmurun hafiflemeye hatta dinmeye yüz tuttuğu anda da artık yola çıkma vaktidir deyip,çıktım yola.Yola çıkar çıkmazda tırmanma başladı,bugün turun 4 ncü günü Sarpıncık rampası çıkılacak, 430 rakım görülecek.Bir süre tırmandıktan sonra geceyi geçirdiğim Küçükbahçe’ye şöyle yukarıdan bakıp yoluma devam ettim.
Küçükbahçe:Yarımadanın Ege Deniz’ine dönük yüzünde bulunan bir köydür. Henüz sayfiyecilerin tam anlamıyla keşfetmediği bölge beton yapılaşmalardan uzak doğa ile içi içe bir Anadolu köyü görünümündedir.Güneye giden sahil yolunda Ildır’ı ve Çeşme’ye, kuzey giden yol ile Karaburun’a bağlanır.Yakınlarında bulunan 1212 metre rakımlı Akdağ, dağcılık ve kampçılık için idealdir.Bölge ayrıca av üretim sahasıdır. Beldenin başlıca geçim kaynağı mandalin, zeytin, enginar üretimi ve balıkçılıktır.Küçükbahçe Osmanlı döneminde Rum korsanların tehditleri nedeniyle iç kesimlerde, bir tepenin yamacında kurulmuştur. 1970’li yıllarda meydana gelen depremin ardından evlerin çoğu yıkılmış ve daha sonra yapılan evler sahile yakın yerlere inşa edilmiştir. Burada Denizgiren adı verilen yerleşim yeri oluşmuştur.Küçükbahçe’de yaklaşık 750 kişi yaşamaktadır. 2 kilometrelik sahil şeridinin güzelliği nedeniyle bölgede yaz nüfusu artmaktadır.Kaynak:Karaburun Belediyesi
Bugün Küçükbahçe’den başlayıp Karaburun’un rotam dahilinde bulunan köylerine uğrayacağım.Her köyü kısaca tanıtıp yoluma devam ederken Yağmura yakalandığım Aşağı Salman’dan başladığım tırmanışın 4 ncü kilometresinde Salman köyündeyim.
Salman:İlçe merkezine 24 kilometre uzaklıkta, denizden 150 metre yükseklikte 119 nüfuslu tarihi bir köydür.Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Keçi yetiştiriciliği gelişmiştir.Kaynak:Karaburun Belediyesi
Üzerimde yağmurluk filan yok zaten tırmanırken giymenin de anlamı yok.Ara ara çiseleyen yağmurla beraber tırmanışım devam ediyor.Sıkıntı yok,üşümüyorum,terlemiyorumda güzellikleri görerek yol almaya devam ediyorum.
Yağmur çiselerken sıradaki köyümüze de vardım.
Parlak Köyü: Boynak köyü olarak da bilinir. Köyün binaları genelde taş evlerdir. Köy, 5 kilometre ötede sahil kesimindeki koyu Badembükü ile ünlüdür.Pansiyonculuğun gelişmeye başladığı köyün mutfağında güveçte kuzu kapama, yoğurtlu katmer, lor böreği, patlıcan böreği, enginar dolması, kabak çiçeği dolması, fava, lor tatlısı, sündürme gibi yemek ve tatlılar ün yapmıştır.Parlak köyü yakınlarında ayrıca keklik üreme sahası da bulunmaktadır. Kaynak:Karaburun Belediyesi

Sazak Köyü.
Yalnızlığın terk edilmişliğin tüm detaylarını burada görebilirsiniz.Evet tırmanışımın 8 nci kilometresinde Sazak Köyündeyim.İlk planlamamda köye girmeyi düşünüyordum ama yağmur planıma sekte vurduğundan bu fikrimden vazgeçip uzaktan seyretmekle yetindim.
Sazak Köyü:Parlak köyü sınırları içinde kalan Sazak Köyü, eşsiz manzarasıyla büyüleyici bir atmosfere sahip. Oldukça büyük bir köy olan Sazak Köyü’nde sizi önce Ege Denizi’nden esen rüzgarın sesi karşılar. Hemen karşısında ise Sakız Adası vardır.Sazak Köyü’nde eskiden 120 hane bulunurmuş. Bu 120 hanenin 100’ü Rumlara, 20’si Türklere aitmiş. Rumların ve Türklerin barış içinde yaşamını sürdürdüğü nadide köylerden biriymiş Sazak. Bunun en güzel örneği köyün içerisinde bulunan kilise ve cami kalıntılarıdır. Sazak Köyü terk edilmeden önce Razaki üzümü, şarabı ve pekmezi ile ünlüymüş. 1923 yılında, Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan nüfus mübadelesi ile Rumlar köyden ayrılmış. Köyde önce göç edenlerin arkalarında bıraktığı ev eşyaları sonra ise evlerin kapıları, pencereleri, kiremitleri, taşları yağmalanmış ve define avcıları tarafından talan edilmiş.Bölgede yaşanan depremlerden de olumsuz etkilenen bu güzel köy, günümüzde harabe görüntüsü almış.
Sazak Köyü, bugüne kadar pek çok sanatsal etkinliğe imza attı. Bu etkinliklerden en fazla ses getireni ise İranlı def sanatçısı Sami Hosseini öncülüğünde kurulan ünlü ritm topluluğu Ahura’nın “Gafil Gezme Şaşkın” parçasına çekilen klip olmuştur.Kaynak:maikonak.com
Artık günün son tırmanış noktasına ulaşmış bulunmaktayım,sabahtan beri gözükmeyen, hissedilmeyen rüzgar nihayet kendini göstermeye başladığında geriye şöyle bir dönüp baktım.Geride kocaman bir Ege Denizi,aşağıda Sarpıncık Feneri (bulunduğum yerden gözükmese de) ve çok ilerilerde Sakız adası.Kısa bir nefeslenme anında bunları seyrettim ve Sarpıncık’a doğru hareket ettim.
Her zaman Sarpıncık’tan Küçükbahçe tarafına giderdim bugün tersinde yol alıyorum ve uzun bir tırmanmanın sonunda Sarpıncık’a yukarıdan bakıyorum.Merhaba Sarpıncık ben geldim.
Sarpıncık:1800’lü yıllarda kurulan Sarpıncık Köyü, Karaburun Yarımadasının batısında yer alır. Karaburun ilçe merkezine uzaklığı 12 kilometredir. 45 haneli köyde 259 kişi yaşamaktadır. Köy halkı geçimini hayvancılık ve zeytincilikle sağlar.Köyün sahilinde kurulu olan ve toprak yol ile ulaşılan Sarpıncık Feneri, ilginç görünümü ile hem fotoğraf sanatçıları hem de trekking yürüyüşçüleri için görülmesi ve gidilmesi gereken yerlerden biridir. 1938 yılında inşa edilen fenerin çevresindeki, Ege Denizi’ne hakim yamaçlarda günbatımını izlemek ise bir ayrıcalıktır.Kaynak:Karaburun Belediyesi
Tepeden Sarpıncık’a inerken köy girişine dökülen mıcır kaymama, az daha düşmeme neden olacaktı kıl payı atlattım diyebilirm.Sarpıncık’a her gelişimde ATATÜRK büstünün fotoğrafını çekmek isterdim,her defasında da önünde muhakkak araba olurdu,bugün yok ve bu fotoğrafı aldığıma çok sevindim.Yukarıda kaskımı takmıştım,Sarpıncık’ta da rüzgarlığımı giyip aşağıya doğru inişe geçtim.
Hasseki’ye Yeniliman tarafından tırmanış bayağı sert oluyordu,bu gün o tırmanışı, pardon inişi seve seve yapacağım ama önce Hasseki’yi tanıyalım.
Hasseki:Karaburun ilçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta bulunan 91 nüfuslu Hasseki yarımadanın bilinen en eski köylerinden biridir. Geçmişteki adı Hisarseki’dir. Kayıtlara göre Türk ve Rum halklarının birlikte yaşadığı ve o yıllarda Türkler’in çoğunluğu oluşturduğu nüfuslu göçlerle azalmıştır.Köyün ana geçim kaynağı zeytincilik ve hayvancılıktır. Denize kıyısı olması nedeniyle bölgede dalyan balıkçılığı da yapılıyor.Kaynak:Karaburun Belediyesi.
Yeniliman Molası.
Yeniliman’a vardığımda saat 14:00’ü gösteriyordu, karnımda bayağı acıktı.Çantamda ton balığı vardı,ekmek alıp yiyeyim diye düşündüm ama sonra vazgeçtim,arkadaş sahildesin konserve balığı boş ver tazesini ye dedim ve öyle yaptım.Memnun kaldım mı?,hayır, pek yapamamış arkadaş,lezzeti yerinde değil,sadece karnım doymuş oldu.Yeniliman sonrası rüzgarı ve güneşi yakalayabileceğim bir yer arayarak yol aldım
2-3 km sonra aradığımı bulunca çamaşır ipini direkler arası yaparak ıslak,nemli ne varsa ipe serdim.Şimdi kuru kuru yoluma devam edebilirim.
Çadır kurutma faaliyeti 1 saate yakın sürdü,sonrasın da Karaburun’a küçük indi çıktılar ile vardım. Karaburun’da durmam için bir neden olmadığından Mordoğan istikametine devam ettim.
Karaburun:İzmir ilinin bir ilçesidir,ilçenin güneyinde Urla ilçesi, batısında, kuzeyinde ve doğusunda Ege Denizi bulunmaktadır. Karaburun Yarımadası‘nda bulunan ilçe, nüfus bakımından ilin en küçük ilçesidir.Karaburun ilçe merkezi Kaza, İskele, Burgaz Arkası ve Bodrum olarak 4 ana kısıma ayrılmıştır. İskele kazanın balıkçı barınağının bulunduğu yerdir. 

Karaburun Mordoğan arası indisi çıktısı fazla bir yol idi,o yol eski yol idi ve benim çok hoşuma gidiyordu.Şimdi o yol yok,yerine yeni yol var ve bana göre görselliği fazla olmayan bir yol.Tek istisnai durumu Kaynarpınar çıkışındaki bu karayolları tabelası.
Sabah güne başlarken Balıklıova’da kamp yaparım düşüncesindeydim, hatta Yeniliman’da da aynı düşüncedeydim ama evdeki hesap çarşıya uymadı.Sabah yağmur nedeniyle geç hareket ve Yeniliman’da çadır kurutma, nereden baksan 3 saatime mal oldu.Karaburun Mordoğan arası 18 kilometre,istediğim hızda bu yolu aldım.Akşam üzeri Mordoğan’a vardım,bu gece burada kamp yapacağım.
Mordoğan;İzmir’e 80 km uzaklıkta 3 doğal plajı ile Karaburun’un önemli bölgelerinden biridir.Şehir merkezindeki Kocakum plajı,Ardıç plajı ve Ayıbalığı plajları vardır. Ayıbalığı plajı,Akdeniz foklarının üreme alanı olduğu için 2008 yılında doğal sit alanı ilan edilmiştir.
Mordoğan,hurma zeytinin yetiştirildiği tek bölgedir.Balıkçılık geçim kaynakları arasında ön sıradadır.Kaynak:www.visitizmir.org
Ardıç Plajı.
Mordoğan’a varır varmaz alışverişimi yaptım ve geri dönerek Ardıç Plajına geçtim,geceyi Ardıç Plajında geçireceğim.Rüzgar kuzeyden estiğinden sahile yakın Ardıç ağaçlarının altında çadır kurmam mümkün değil, zaten her yere çadır kurmak yasak tabelası asılmış.Ben de daha geri planda yine Ardıç Ağaçları olan ve rüzgarı kesen bölgeyi gözüme kestirdim.Bu gece burada kamp yapacağım.
Ardıç Plajı:Mordoğan’ın en en büyük kum plajıdır. Plajın içindeki her cm2’si halkın hizmetine sunulmuştur. Plaj içinde belediye tarafından konulan ücretsiz şemsiyeler bulunmaktadır bunların yanı sıra belediye tarafından işletilen iki beach&clup bulunmaktadır. Şehir merkezine ve toplu ulaşım noktalarına yakındır. Kaynak:Karaburun Belediyesi
Ardıç Kampı.
Mordoğan’a 17:30 sıraları varmış idim,Ardıç Plajınada 18:00-18:30 sıraları intikal edebildim.Hava soğuk ve rüzgarlı, dışarılarda kimseler yok,hemen çadırımı kurmaya başladım.Ben çadırı kurduğumda hava artık kararmış idi.Kuzeyli rüzgar olunca yağmur olmaz düşüncesi ile masamı sandalyemi kurdum, yemeğimi tam yemeğe başladım,haydi yine yağmur.Apar topar toparlanıp çadır içine girdim,yemeğime çadırda devam ettim.20 dakika sonra hiç bir şey yok,yağmur geçişi imiş.Çadırda bir yere kadar zaman geçiyor,zaten geceler uzun,dün geceden iyi biliyorum. Çıktım çadır dışına, sandalyemi masamı kurdum,günün keyif bölümüne geçtim.Radyom benim en çok keyif aldığım şey,bana arkadaşlık ediyor.Çadır dışında iyice üşüyünceye kadar oturdum,arada bir gelen kedileri saymaz isek etrafta kimselerin olmaması ne güzel bir şey değil mi?.Evet,4 ncü gün biraz yağmur,biraz rüzgar ve hafif yollu tırmanış ile geçti.Bugün 53 kilometre yol yapmışım bu yarına uzun bir yol bıraktığım anlamına geliyor,olsun, sıkıntı yok,takip etmeye devam edin.
4. Gün 26 Ocak 2024 Küçükbahçe-Sarpıncık-Karaburun-Mordoğan:53 km
KARABURUN YARIMADASI 23-27 OCAK 2024 (4.Gün Küçükbahçe-Sarpıncık-Karaburun-Mordoğan)
Discussion about this post