Dün Karaburun Yarımadasının batı ve kuzey bölümlerinde yağmurla zaman geçirdim. Akşamda Ardıç Plajında tam yemek faslına geçeceğim zaman yine yağmura yakalanma ile bol sulu bir Karaburun Yarımadası Turu ile karşı karşıyayım.Dün akşam Ardıç Plajına geldiğimde kuzeyli rüzgar vardı, gece de devam etti ama sabah ise tamamen durgun bir havaya uyandım.Çok erken kalktım, bugün akşam üzeri meteoroloji İzmir bölgesinde yağmur gösteriyor yağmura yakalanmadan eve varmak istiyorum, çünkü,şehir merkezinde yağmura yakalanmak aynı zamanda asfalt pisliğine de bulanma anlamına geliyor.Evet,sözlerimden anlayacağınız üzere bugün Karaburun Yarımadası Turumun 5 nci ve son günü,eve kadar 80 küsür kilometre beni bekliyor.Ben yola çıkalım diyorum.
5. Gün 27 Ocak 2024 Mordoğan-Gülbahçe-Urla-İzmir:
Sabah dediğim gibi çok erken uyandım,kahvaltımı ettim, toparlandım ve yola çıkmaya hazırım.Gördüğünüz gibi daha gün ağarmadı, sokak lambası altında kamp yeri ayrılış (bu sefer böyle olsun) fotoğrafı alıp yola çıkıyorum.
Sabah ayazı ile yola çıkıp,Mordoğan merkezi geçtim ve Manal tarafına dönmeden önce güneş kendini dağların ardından göstermeye başladığında bu muhteşem görüntü ile karşı karşıyadım.
Dün Mordoğan’a hızlı giriş yaptım,tabela fotoğrafı alamamıştım, çıkışta aldığım Mordoğan tabelası hem dünü telafi etsin,hem de bu günü…..
Önce Manal Koyuna indim,çok küçük indi çıktılarla Ortadoğulular Sitesinin olduğu bölgeye denize sıfır indim. Sonra hafif bir çıktı ile yukarı çıkıp bol manzaralı bir yolda koylar içinde yol alarak Balıklıova istikametine yoluma devam ettim.
Manzara Koyu.
Tüm tüm planlar yolunda gitseydi burada kamp yapacaktım,burası Manzara Koyu,arka planda ise Balıklıova.Madem geceyi burada geçiremedim,afili bir poz alıp yoluma devam ederim.
Balıklıova içinden geçip biraz yol aldıktan sonra hafif bir çıkış ve sonrasında küçük indi çıktılarla yol alırken bir kaya üzerine çıkıp etrafı seyreden, daha doğrusu ”var mı etrafta sabah kahvaltısı” diyen karabatak ilgimi çekti.Benim varlığımdan rahatsız olmayınca ben de bir fotoğrafını çekip yoluma devam ettim.
Gülbahçe’ye az bir mesafedeki Gümüşkoy her zaman buradan geçerken mola verdiğim bir yer.Bu bazen yemek,bazen de kahve molası olur,bu gün kahve molası için uygun.Sabah çadırım ve muhteviyatı hafif nemli idi,eve o şekilde gitmek istemediğimden onları rüzgar ve güneş destekli kuruturken bende kahvemi yudumladım.
Gümüşkoy,Gülbahçe,Çeşme sapağı ve Karaburun Yarımadası turumun 1 nci günü fırtına nedeniyle semtine uğrayamadığım İçmeler’deki İskenderin Köprüsündeyim. Turumun son günü hatırını sormadan olmaz değil mi?.
Çarpan Derbenti-İskenderin Köprüsü ( Roma Köprüsü ) :Yedi yüzyıl önce bu coğrafyaya gelen Türkler, kıyılara yerleşmek yerine denizden içeride kurarlar ve yeni bir isimle Urla diye adlandırırlar ana kentlerini. Urla çevresinde tıpkı Klazomenlilerin yaptığı gibi, kısa zaman içerisinde birçok köyler kurarlar. İşte bu köylerden birisi de, XV. yüzyıl içerisinde ortaya çıkan ve Malgaca Ovasında kurulan, Malkoç Köyü dür. Bu tarihten sonradır ki, bölge Malgaca Ovası adını almış ve bu isimle günümüzde de anılır olmuştur.XV. ve XVI. yüzyıllar boyunca Anadolu’nun batıya açılan kapısı olan Çeşme Limanı sayesinde, önemli bir noktada yer alan Malkoç Köyü; bu önemini, deniz içerisinde dalgalara karşı direnmeye çalışan iki kervan köprüsü de göstermektedir. 1519 tarihli Piri Reis haritasında Çarpan Derbendi adıyla işaretlenen bu köprüler, Çeşme-Urla canlı ticaret yolunu koruyan bir derbent teşkilatının da varlığına işaret eder. Aynı haritada İçmeler sahili yakınına işaretlenen Samut Baba Tekkesi ise, XV. yüzyılda inşa edilmiş Derbent de görevli askerlerin konuşlandığı bir yerleşime dönüşmüştür.Zaman içinde Malgaca da sıcak kükürtlü suyun varlığı ortaya çıkar. Buraya herkesin faydalanacağı bir tesis yapılır. Bu aslında aynı zamanda şimdiye kadar bilinen bölgedeki ilk turizm faaliyetidir. Tesis; Ilıca etrafında bulunan kamping ve kiralık odalardan oluşur. İçmeler, zaman içerisinde o kadar tanınır ki, Malgaca yerine, bölge günümüzde olduğu gibi İçmeler adıyla anılır.Kaynak:www.erolsasmaz.com
İskender Köprüsünden sonra Urla’ya doğru biraz çıkış ve sonrasında inişle Urla’yı transit geçtim ama geçerken bir tabela fotoğrafı da almayı unutmadım.Urla merkeze uzun turlarda girmeyi pek tercih etmiyorum, hem ilçe merkezi, hem de iskele bölgesi günlük turlar için ideal.
Urla,Zeytinalanı derken Seferihisar sapağından Güzelbahçe, Bahçelerarasına girip bir süre öyle yol aldım. Sonra Narlıdere arıtmadan yine ana yola çıkış yaptım.
Narlıdere İstihkam bölgesinde bir kamyonun çarpması neticesinde hayatını kaybeden Eray Köseler kardeşimin ruhu şad oldun.Bisiklet kazaları,ölümler son bulsun temennisi ile Narlıdere,Balçova istikametine devam ettim.
Kayda değer bir şey yok!!!!.Evet bundan sonra kayda alınacak, anlatılacak fazla bir şey yok büyükşehir içine doğru yol alıyorum ve yağmur başladı başlayacak.O yüzden Karaburun Yarımadası tur yazımı sonlandırırken çok güzel beş günü geride bıraktığımı da belirtmeden edemeyeceğim.Bakmayın yazılarımda siz öyle fırtına vardı, yağmur vardı,indisi çıktısı bol yollar vardı serdenişlerime….. Bunlar bu işin özünde var,kış ayındayız bunlar benim açımdan normal şeyler,zevk almasam yaparmıyım hiç.Evet, bir Karaburun Yarımadası 2024 turu daha nihayete ermiş oldu,daha nicelerinde görüşmek üzere.
5. Gün 27 Ocak 2024 Mordoğan-Gülbahçe-Urla-İzmir:81 km
KARABURUN YARIMADASI 23-27 OCAK 2024 (5. Gün Mordoğan-Gülbahçe-Urla-İzmir)
Discussion about this post