Eskiler ”Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” demişler,yani mart ayının yarı kıştan olduğunu ve soğuğunun da acı olduğunu dile getirmişler.Bu söz kafamın bir tarafında olarak artık bölgemin biraz dışına çıkmanın, form durumumun ve teçhizatın son halini görme zamanı geldiği düşüncesi ile daha önce planını yaptığım turu gerçekleştirme zamanı geldiği ile harekete geçtim.Bölgesel turlar bir yere kadar değil mi?.İlkini 2018 yılının Nisan ayında yaptığım ”İzmir’den Datça’ya” olan yolculuğum bu sefer ” Datça’dan İzmir’e ” olacak.Datça güzel yer, severim de,rota da bu mevsimde harika,daha ne olsun, bana uyar,hem gezecek hem de durumumu tartacağım,bakalım kışın rehaveti üzerimde duruyor mu?.
1 nci Gün 08 Mart 2024 Datça-Mesudiye-Palamutbükü-Yazı:
Bir şekilde Datça’ya gitmeliyim,otobüs firmalarından saati, konforu bana uyan hiç bir sorun çıkarmayan Pamukkale firmasının 07 Mart 2024 tarih ve saat 13:00 otobüsü ile Datça’ya hareket ettim.Sorunsuz bir yolculuktan sonra saat 18:30 sıralarında Datça’ya vardık,bagajdan bisikleti alıp, kurup,yerleştirdikten sonra hemen akşam ve sabah alışverişi için otogar yanındaki Migros’a hızlıca geçtim. Sonrasında kamp yerine hareket.
Burgaz Ören Yeri.
Datça’ya inince kamp yeri arayıp zaman kaybı olmasın düşüncesi ile burayı yola çıkmadan önce kafama not etmiş idim.Otogara 2 kilometre mesafede ören yeri bitişiği ve benim kamp yapmama uygun.Burgaz Ören Yeri’ne vardığımda hava kararmak üzere idi,hızlıca yerleşip dinlenme moduna geçtim (Fotoğraf ertesi sabah çekilmiştir).
Burgaz Ören Yeri Kampı.
Gece ve sabah bölgede yağmur olacağını biliyordum ve öylede oldu.Sabah yağmuru saat 08:30’a kadar sürdü,kahvaltımı çadır içinde yaptıktan sonra yağmurun dinmesi ile saat 09:00 sıraları bende ören yeri kamp alanından ayrılma pozu vererek güne başladım.
Her tarafı tel örgü ile kapalı olduğundan gezemediğim Burgaz Ören Yeri’ni niye tercih ettiğimi Burgaz’ı anlattığımda daha iyi anlayacaksınız.
Burgaz Ören Yeri:C.E.Bean ve J.M.Cook tarafından 1952 yılında yapılan bir çalışmada Knidos’un ilk önce Datça Yarımadası üzerinde Burgaz mevkiinde kurulduğu, MÖ 4.yüzyılda Tekir Burnu’na taşındığı belirtilmiştir. 1980’lerden itibaren Prof.Dr. Numan Tuna tarafından Datça Yarımadası’nda arkeolojik yüzey araştırmaları başlatılır. Prof.Dr. Numan Tuna’ya göre Burgaz arkeolojik sit alanı bugünkü Datça şehir merkezinin 2 km kuzey doğusunda, deniz seviyesinden 12 m kadar yükselen küçük bir yarımadanın yeknesak uzanan kıyı şeridini kestiği bir yerdedir. Yarımadanın uzunluğu yaklaşık olarak 400 m olup güney batısında ve kuzey doğusunda liman kalıntıları bulunmaktadır. Küçük yarımada, kuzeyde 45 hektar kadar yayılan antik yerleşim alanları ile çevrilidir.
Dorlar, M.Ö.546’da Persler’e karşı Knidos’u savunabilmek için Datça Yarımadası’nı Balıkaşıran mevkiindeki en dar yerinde kazıp ada haline getirmeyi denemişlerse de kayaların sertliği, çalışanların yaralanmaya, ölmeye başlamaları ve danıştıkları kahinlerin kazma işini durdurmaları tavsiyeleri üzerine vazgeçmişler ve Persler’e boyun eğmişler. Knidos, Dorlar’ın kurmuş oldukları 6 şehrin merkezliğini yapmış. MÖ 4.yüzyılda Tekir Burnu’na taşındıktan sonra da, Burgaz’daki yerleşim yeri de tamamıyla terk edilmemiş, Stadia ismiyle varlığını sürdürmüş ve bu isim zamanla Datça’ya dönüşmüş.Knidos’un ilk kurulduğu yer olan Burgaz yerleşimi dönemine ait k alıntılar, 1998 yılından beri T.C. Kültür Bakanlığı adına, Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından Alman Bilimsel Araştırma Kurumu işbirliği ve Gerda-Henkel Vakfı’nın katkılarıyla kazılıyor.Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Eski Knidos’tan yeni Knidos’a yolculuğum başlıyor.
Knidos’un ilk kurulduğu Burgaz’dan saat 09:00 gibi ayrıldım ve Datça merkeze girmeden Reşadiye tarafına geçip yönümü Datça Yarımadası ucuna, batıya doğru çevirdim.
Yağmur Zamanı.
Yağmurun geleceğini biliyordum ama bu kadar erken geleceğini tahmin edemedim.Mesudiye’de yakalanırsam kapalı mekanda zamanı öldürürüm diyordum. Ama Mesudiye beline yeni tırmanmaya başladığımda önceden hafif sonrada şiddetlenen yağmur durmama sebep oldu.Yağmura yakalandığım yerdeki bağ evinin yarım metrelik sundurması ayaklarım hariç tamamen ıslanmaktan beni 1.5 saat süren yağmur boyunca korudu.
Sağanak yağmur sonrası hafif çiseleyen yağmur ile birlikte yavaş yavaş bugün için maksimum 447 metre göreceğim Mesudiye beline tırmanmaya başladım.
Mesudiye.
Biraz tırmanış sonucu Mesudiye belinin 447 metredeki yol ayrımına geldim ve yönümü Mesudiye yönüne çevirdim. Bir süre sonra fotoğrafta da görüldüğü üzere hemen altım Mesudiye,sonrasında Ovabükü ve Akdeniz’in eşsiz güzelliği uzanıyor.Sert denilecek bir iniş ile Mesudiye’ye vardım. Caminin bulunduğu mini meydandaki çeşmenin arkasında sabah kurutmadan topladığım çadır ve muhteviyatı ile yolda yağmur nedeniyle ıslanan kıyafetlerimi hazır güneş ve rüzgar varken kurutmaya başladım.
Ovabükü.
Mesudiye’den sonra biraz daha inip Ovabükü’ne vardım.Palamutbükü tarafına dönüp az bir rampa çıktığımda geride bıraktığım Ovabükü sahili muhteşem manzarası ile büyüleyici güzellikteydi.Ovabükü sahili ve denizi hafif taşlı olmasına rağmen rahatsızlık vermez niteliktedir.Ve denizin mavisi görülmeye değer niteliktedir.
Ovabükü ve Palamutbükü arası 6 kilometre kadar, bu kadarcık mesafede eşsiz güzellikte bir çok koy görmek mümkün.Yazın tatilcilerin uğrak yerlerinden olan buralara bu aylarda gelmek ayrıcalıklı olmak anlamı taşıyor, çünkü tüm güzelliği net olarak görüyor, hissediyorsunuz.
Palamutbükü.
Datça’ya 27 kilometre mesafede ve Datça’nın oldukça popüler koylarından olan Palamutbükü’ndeyim.Mevsimin de buralara geldiğinde adım atacak yer olmaz ama ben Mart ayında geldiğimden çok az insan var.Palamutbükü adası manzarası ile Palamutbükü’ne girerken yine yağmura yakalandım,giriş te bir tesisin kapalı mekanının gece kamp yapmak için belirleyip alışveriş için markete girdim.Market çıkışında birde baktım ki yağmur gitmiş,yerine pırıl pırıl parlayan güneş gelmiş,hadi o zaman yola devam.
Çeşmeköy.
Palamutbükü’nden daha içeriye yönelerek iç bölgede bulunan adını meydanında bulunan büyük bir çeşmeden alan Çeşmeköy’e vardım.Çeşmeköy’de sularımı tamamladıktan sonra oyalanmadan Cumalı-Yazı tarafına devam ettim.
Knidos Yolu.
Akşamdan ve güne başlarken ki planım bugün Knidos’u gezip geri dönüp Palamutbükü’nde kamp yapmak idi!!!.Ama plan ve amaç sabahki iki yağmur sonrası sekteye uğradı.Bugün Knidos’u gezmem imkansız hiç olmaz ise Knidos yakınlarında kafamda belirlediğim bir alanda geceyi geçirip yarın Knidos’u gezerim.
Yazı kampı.
Ben bu düşüncelerle hareket ile Yazı köyüne vardım, köy içinden geçip Knidos tarafına yöneldiğimde ise köy çıkışında burayı gördüm.Hemen bisikletten inip incelemeye aldım,içerisi kocaman ve temiz,zemin beton,mutfak bölümünün suları akıyor,sulama çeşmesi var ve en önemlisi tuvaletler temiz ve suları akıyor.Evet burası sonra yanıma gelen sağır dilsiz köylü vatandaşımızdan öğrendiğime göre köyün kapalı düğün yeri imiş.Arkadaş ben burada kalmamda nerede kalırım?, Knidos tarafını askıya aldım.İnsanoğlu doyumsuzdur,dar bir mekan olsa hemen çadırı kurardım,mekan kocaman olunca ve oranın sana ait olduğunu hissedince insan çadırı nereye kuracağını şaşırıyor!.Bu tatlı olay ile tebessüm ederek hemen uygun yere çadırımı kurdum,içini yerleştirdim ve tabii ki su buldun mu,geri adım atmayacaksın hemen duşunu alacaksın Şafak deyip hortumumu devreye soktum.Evet bu gece buradayım, Yazı köyündeki kapalı düğün salonunda geceyi geçirmeye hazırım.Yarın sabahın en önemli gezisi Knidos Antik Kent gezisi var,takip etmeye devam edin.
1 nci Gün 08 Mart 2024 Datça-Mesudiye-Palamutbükü-Yazı:36 KM
Discussion about this post