Ege Bölgesinin bir kısmını dolaşarak takriben 650- 700 km lik bir rota planladım.Ege bölgesinde görülecek çok yerler var,bunların bir kısmını aksilik olmazsa görmeyi düşünüyorum.
İzmir,Manisa,Uşak,Denizli ilçe ve köyleri gidişte ve dönüşte rotam dahilinde olacak.
Turumu gidiş ve dönüş olarak iki bölümde kaleme alacağım.İlk bölüm İzmir’den yola çıkıp Ulubey Kanyonları’na kadar uzanan yol hatıralarım olacak. İkinci bölümde haliyle tam tersi ve başka bir rotadaki yol hatıralarım olacak. Tura başlangıç noktam,İzmir-Göztepe…….
Demirci üzeri Ulubey Kanyonuna ulaşmayı hedefliyorum, hadi hayırlısı……
1 NCİ GÜN 10 HAZİRAN 2014 İZMİR-MANİSA-SARUHANLI-ALİBEYLİ:
Uzun zamandır yağan yağmurlar bugün için mola vereceklermiş ama akşam üstü yine görünecekler daha sonraki günlerde yağmur yok ben bu gün biraz yol alayım en iyisi,bana hayırlı yolculuklar.
Evden Ayrılışım.
08:00 gibi yola çıkışım,geçe kalmayı sevmiyorum sabah serinliğinde daha iyi yol alınıyor.
Blog sitem bana kıyak yapmış,fotoğraf üzerinde fazlaca oynamış,bence güzel olmuş.
Alsancak.
Birileri gider,birileri gelir.Ben giderim başka diyarlara,onlar gelir bu diyarlara.
Alsancak limanın da hemen hemen her sabah rastlanılan bir manzara,bir yolcu gemisi daha turist getiriyor.
Şehir içinde oyalanmadan Manisa istikametine rotamı çeviriyorum, Bornava’ yı geçip Sabuncubeli’ ni tırmanmaya başladım.Kısa zamanda 580 rakımlı Sabuncubeli’ nin tepesindeyim.Yaklaşık 10 km kadar tırmanma sabah sabah iyi geldi,zaten bugün bir burası tırmanılacaktı,bundan sonra iniş ve düz ova….
Manisa’ya iniş başlıyor.
İzmir-Manisa Yolu.
Manisa yönüne inişteyim,burada emniyet şeridi var.Ancak İzmir yönünden çıkışta emniyet şeridi olmadığından,sıkıntılı sürüş oluyor,dikkat etmek gerekir.Tecrübesiz olanların başına iş açabilir.DİKKAT!!!!!!! Karşı tepeye dikkatinizi çekmek isterim orman yangınlarının ne zararlar verdiği açıkça görülmekte.Güzelim orman gitmiş, çorak arazi gelmiş.Ormanlarımızı koruyalım,onlar bizim akciğerlerimiz.
Manisa girişindeyim, şehir turu ve tanıtımı yapmayacağım, Manisa’ yı transit geçeceğim.
Spil Dağı .
Yine muhteşemsin,yine dumanlısın,Mayıs ayında bana geçit vermemiştin,alacağın olsun.
Ben sana yine geleceğim,yakında…….senin bu büyüleyiciliğin oldukça ben sana hep gelirim…..
Saruhanlı’ dayım.
Manisa-Saruhanlı arası bana biraz sıkıcı geldi,burası hem düz hem ova,hem de İstanbul yolu.Trafik fazla olduğundan bana göre değil.
Nihayet Saruhanlı’dayım,ilçeye girmek lazım, 60 km yol gelmişim,karnım açıktı.Bildiğim bir lokanta var ona gideceğim,her yerde olduğu gibi burada da Şafak lokantası var onu ziyaret edeceğim.Yemekleri lezzetli ve ekonomik.Hep kalabalıktır,hizmet iyidir….ama reklam yaptım haaaa……..Yol hali belki birilerinin yolu aç olarak buralara düşer,yer aramasın.
Saruhan Bey.
Saruhan Beyliğinin kurucusu.Doğum tarihi ve yeri bilinmemektedir.
Manisa’da öldü.İlçe girişinin ortasında tren istasyonun bulunduğu meydanda heykelini bulabilirsiniz,Saruhan’a giriş heykelin önünden yapılıyor.
Ana Yoldan Ayrılış.
Yemeğimi yedim,dinlendim de, artık yola çıkma zamanı,bundan sonra ana yol yok, tali yollar ve köy yolları takip edilerek hedefe ulaşılacak.
Gölmarmara yolundayım,bakalım bu gün nereye kadar gideceğim.
Su Ve Mola.
Saruhanlı-Gölmarmara yolunda çınar ağaçları ve çeşme… dayanamam ben bu manzaraya,hemen dururum,kısa mola veririm.Su hayattır,yanından es geçilemez,selam verilecek,saygı gösterilecek,dinlenilecek ve öyle yola çıkılacak.
Saruhanlı Ovasında Çeşmeler.
Halitpaşa beldesini geçtikten sonra başka bir çeşme daha, bereketli ova.Suyu,meyvesi,sebzesi ile bereketli ova,Saruhanlı ovası.Ova da ilerliyorum ama çok güzel bir ova her taraf yeşillik.Bir haftadır yağan yağmurun serinliği var ova da.
Alibeyli Köyü.
Saruhanlı-Gölmarmara arasında ova da pedal basarken Gölmarmara tarafında hava iyice kapattı,gök gürültüleri duyuluyor.Yağmura doğru gidiyorum,saklanacak yer ararken, Alibeyli Köyü girişinde kapalı pazar yeri gözüme ilişti,Allah’tan bir göz isterken Allah iki göz verdi,hemen köy meydanına girdim,tüm gözler bende,kahveye park edip,selamımı verdikten sonra çayımı söyledim.Bu kapalı alan Köy meydanında ki, köy de bunlarda tam dört tane var.Köylüler birini pazar, diğerlerini kapalı garaj olarak kullanıyorlar.Belediye zenginmiş,bol bol yapmış, köylüler memnun ama artık belediyeleri yok.Yağmurdan sakınacak kapalı mekan, biraz beklemeli yağmur geliyor.
Yağmur Molası!!!!
Yağmur Gölmarmara yönünde şiddetli yağıyor. Alibeyli köyünde de yağıp duruyor o durduğu anlarda ben de köy de keşif yapıyorum.İlginç bir köy evi, burada olmak isterdim.
Saat 16:00 da varmıştım köye, saat şimdi 19:00 oldu, her halde bu köyde kalacağım.
Bu gün 80 km yol yapmışım daha fazla gidip riske girmeye gerek yok, ıslanmakta var sonunda.
38 000 Civciv!!!!
Gece bana komşu idiler.
Akşam olunca,kapalı pazar yerlerinin birini gözüme kestirip çadırımı kurmaya başladım.Tam bu arada kahveci Hüseyin yanıma geldi ardından bir araba, topla ağabey çadırı burada çadır kurulmaz demez mi !!! niye demeye kalmadan Kazım ağabeyin çiftliğine gidiyoruz,orada kalırsın,akşama yağmur var,senin burada kalmana gönlümüz razı olmaz dedi.Düştük tekrar yola ve Kazım ERAT ağabeyin tavuk çiftliğine vardık.Kazım ağabey kahvehanedeyken hep bana nerede kalacağımı sormuştu,her defasında geçiştirmiştim demek ki bir bildiği varmış.
Kazım ERAT ağabeyin tavuk çiftliğinde kendine ait bağ evinde (Tuvalet-Banyo-Mutfak-Televizyon olan) kaldım,daha ne isteyeyim.
Ha bir de 38000 civciv komşum vardı……
Gece oldu bana iyi uykular.
1 NCİ GÜN 10 HAZİRAN 2014 İZMİR-MANİSA-SARUHANLI-ALİBEYLİ 78 KM:
2 NCİ GÜN 11 HAZİRAN 2014 ALİBEYLİ-GÖLMARMARA-POYRAZDAMLARI-KÖPRÜBAŞI:
Alibeyli Sabahı.
Erken kalkan erken yol alır. Akşamdan öğrendim kahve saat 05:00 de açılıyormuş.Bende erken uyanıyorum zaten,sabah civcivlere selam çakıp doğru köy meydanına,kahvaltı yapmaya gittim. Alibeyli Köyünde Hüseyin’in kahvesinde kahvaltıdan sonra çay keyfi,birazdan yola çıkacağım.Sabah köy çok sakin.
Ovada Yolculuk.
Bütün gece yağmur yağdı,toprak suya doydu sabah güneşi ile beraber ovadan buhar fışkırıyor,bir yanda sabah serinliği,bir yandan rutubet, aynı zaman da güneş ısıtmaya çalışıyor havayı. Sabah 07:30 ve yollardayım.Sabah erken yol almayı seviyorum,sessizliği seviyorum,hayatı seviyorum.
Sabah Pusu.
Ova pus için de,ovanın köpekleri de bir tuhaf,beni görünce kaçacak yer arıyorlar.Sisin içinden gelen adamdan korkuyorlar.Lütfiye köyüne doğru pedal basıyorum.
Lütfiye -Kumkuyucak köyü arasında üzüm bağları ve geri planda
Çal dağı.
Çal Dağı
Kumkuyucak yolunda üzüm bağları,bağ evi ve Çal Dağı.
Akşam Çal Dağı eteklerindeki Alibeyli köyünde kaldım.Çal dağı 1034 metre rakıma sahip,zamanı gelince ona da çıkarım, yeter ki Allah ömür ve sağlık versin.Çal Dağının ardı Turgutlu.Mola zamanım geldiği için
Kumkuyucak Köyünde bir kahve molası verip Gölmarmara yönüne devam ediyorum.
Gölmarmara.
Gölmarmara’ da kısa bir takviye molası yapıp Kılcanlar Köyü istikametinden yoluma devam ediyorum.Marmara Gölünü sağıma alıp göl manzaralı köy yollarını takip edip sessizlik ve huzur içinde pedallacağım.
Yeniköy Girişi.
Burası Yeniköy girişi,akşamki yağmurun izini taşıyor.Akşam buralarda şiddetli yağmur varmış.Yağmur zaten bir haftadır durmak bilmedi.Bereket yağıyor derken bazen zarar da veriyor.
Marmara Gölü.
Veeeee Marmara Gölü nihayet…….. tabiii tekneler….. karada yüzen tekneler…..
Marmara Gölü.
Manisa’nın Salihli ilçesinin kuzeyinde alüvyal set gölüdür.Gölün bulunduğu yer çukurdur.Çevresi dağlarla çevrilidir.Gölün yüz ölçümü 44,5 km2 olup derinliği azdır.Manzarası güzeldir,hele benim yol aldığım tarafta daha güzel.Bol alabalık ve sazan vardır,gölde balıkçılık yaygındır.
Yeniköy-Kemerdamları yolundan Marmara gölüne bir bakış.Köy yollarının güzelliği bir başka oluyor.
Kemerdamları civarı Marmara Gölünde serinleyenler.
Kısa Bir Mola. Burada durulur!!!! yol ayrımındayım az yukarıda bir köy gözüküyor ama tabelası yok. Poyrazdamları diye tahmin ediyorum ama emin değilim.En iyisi beklemek,nasılsa biri geçecek.
Poyrazdamları’ na girmem gerek,dut ağacının dibindeyim bol bol atıştırıyorum bu arada yoldan geçen birini bekliyorum,dut güzelmiş,biri geliyor aradığım köymüş Poyrazdamları.
Giriyorum köye ayranlı-sodalı bir mola ve yine yollara….nereye mi DİBEK DAĞINA………..
Dibek Dağı Tırmanışı.
Bu günlük 55 km lik ova seyahati burada son buluyor, bundan sonra bol tırmanış beni bekliyor. Poyrazdamları’ ndan başlıyorum çıkmaya, ilk hedefim Poyraz Köyü, bol bol çıkacağım,Dibek Dağı tırmanışı başlıyor.
Dinlenmek Gerek.
Kurban olduğum bayrağımın altında.
Poyraz yolunda bir dinlenme ve mesire yeri,eh burada mola verilir artık.Karnımda acıktı yer müsait iyice karnımı doyuruyorum ve iyi bir dinlenme bana iyi geliyor.Yol boyu bolca dut ve kayısı yedim ama yemeğin yerini hiç bir şey tutmuyor.
Geride Kalanlar.
Poyraz yolundan,Poyrazdamları ve Marmara Gölüne bir bakış.
Bayağı çıkmışım bu arada.Bu manzara son defa görülmüş olup bundan sonra dağın öteki tarafı ile meşgul olacağım.
Dibek Dağında yol almaya devam ediyorum.
Poyraz yolunda bir sarnıç.Genelde hayvanlar için kullanılıyor,yağmur sularının biriktirildiği yer.Kurak bölgelerde sıklıkla rastlanır.
Dibek Dağı.
Poyraz köy girişindeyim. Buraya kadar 11 km tırmandım,zevkliydi,sıkılmadım ve fazlada yorulmadım…Dibek dağı zirvesi, bundan başka çıkış yok herhalde.
Poyraz köy ile Kozaklı köyü arasında küçük küçük mahalleler var.Bu mahallerden geçerken bir çeşme başında elimi yüzümü yıkarken iki küçük kız az ilerim de belirdi,başladılar kıkırdamaya.Muhabbete tutuştuk.Biz seni turist zannettik dediler.Bende yerli turist olduğumu söyleyince çok sevindiler.İlk defa yerli turist görüyorlarmış.Yarın arkadaşlarımıza yerli turist gördüğümüzü anlatırız dediler.Yüzlerinde ki mutluluk görülmeye değerdi.Taşımalı sistem ile Gökeyüp köyünde okuyorlarmış.Biraz daha muhabbetten sonra yoluma devam ettim.
Canlarım benim
Köprübaşı Baraj Gölü.
Aşağısı Köprübaşı Baraj gölü,sağ yanda ise Gökeyüp köyü gözüküyor, bulunduğum yer yol çatağı,bu çatağa Poyraz köyünden gelinceye kadar inişli çıkışlı 10 km geldim,ya Gökeyüp yoluna hareket edeceğim ya da Kozaklı üzeri Köprübaşı’na ineceğim,Kozaklı yönü ağır basıyor.Kozaklı köyü üzeri 15 km Köprübaşı’na kadar iniş beni bekliyor.
Gökeyüp köyü günlük güneşlik.
Köprübaşı Ve Yağmur.
Bu nasıl fotoğraf değil mi? Aşağısı Köprübaşı ilçesi ve yağmur yalnız Köprübaşı ilçesinin üzerine yağıyor yukarıdan ilginç bir görüntü oluşturuyor.Keşke daha net çekebilseydim,çünkü çıplak gözle çok güzel görünüyordu.
Hedefim orası yağmura rağmen ben oraya gideceğim.
Köprübaşı’na Varış.
Uzun bir iniş sonunda kısa zamanda Köprübaşı’ ndayım.en gelinceye kadar yağmur yağmış,geçmiş güneş bile açmış.
Köprübaşı’dayım,bu günlük bu kadar yeter herhalde.Kalacak yer bakıyorum.
İlçe girişinde benzin istasyonunda işlem tamam yerim hazır ama ilçeye de bakmak lazım deyip 3 km daha devam edip ilçeye varıyorum.İlçe de kalınacak yer çok;park,bahçe,yeşillik,halı saha ve kapalı pazar yeri hepsi tamam da meraklılar yüzünden bir türlü rahat edemiyorum ki,yemeğimi bile zor yedim,lokantacı çok meraklıydı,üstelik kazıkçı!!!!!
Çocuklarda sağ olsun rahat bırakmadı.
Yemek malzemem olmasına rağmen ilgi yüzünden bir yerde oyalanıp yemeğimi dahi yapamadım,lokantaya mahkum oldum.
Fazla ilgi de usandırıyor bir kaç yerde çadırımı kurup biraz dinleneyim yada biraz dinlenip sonra çadır kurarım dedim ama olmadı.Bende tekrar benzinliğin yolunu tuttum orası her yerden rahat.Biçerdövercilerde zaten orada kalıyor muhabbetimiz bol olsun,iyi adamlar, taaaa Konya’ lar dan,Eskişehir’ ler den çalışmaya geliyorlar.
Yani o kadar uygun yer varken kamp yapamadım, benzinlikte geceyi geçirdim.
2 NCİ GÜN 11 HAZİRAN 2014 ALİBEYLİ-GÖLMARMARA-POYRAZDAMLARI-KÖPRÜBAŞI: 89 KM
|
3 NCÜ GÜN 12 HAZİRAN KÖPRÜBAŞI-DEMİRCİ-SELENDİ:
Yeni Bir Güne Günaydın.Köprübaşı’ndan günaydın herkese.
Uyandım, sabah kahvaltımı yaptım şimdi yola çıkma zamanı ama önce Köprübaşı’ndan bahsetmeliyim.Bakmayın siz akşam ağlaştığıma yolun vermiş olduğu yorgunluk ve açlık üzerine fazla ilgi sıkıyor insanı.Ama ilçe güzel be arkadaş çok temiz ve tertipli ilçe.İlçe de yok yok,Belediyesi çok iyi çalışmış.Bu gün onlardan biraz bahsedelim değil mi.
İlçenin nüfusu 5300,ilçede yüzme havuzu var ve halka açık,çokta temiz.Akşam uğradım yüzecektim ama olmadı,mezuniyet töreni varmış, öğrencilere hazırlık yapıyorlarmış.Yoksa senin için açardık dediler ne de olsa misafirim.
Belediye parkı,park ve yeşillik ilçenin çeşitli yerlerinde mevcut.
Huzur verici bir ortama sahip, dün ilk burada kalmaya karar kılmıştım ama öğrenci mezuniyet töreni ve okul, burada kamp yapmama engel oldu.Her yerde genç öğrenciler vardı şimdi ise kimseler yok.
Diğer belediyeler görsün de utansın.Küçücük ilçe de koskoca kapalı pazar yeri ve de çok temiz,suyundan tuvaletine kadar her şey var.Gece kalmayı düşündüm ama çocuklar rahat vermedi.Bu gün buranın pazarı köylüler gelmeye başlamış bile.
Köprübaşı-Demirci Yolu.
Demircili yolundayım artık.
Köprübaşı’ndan çıktım yola,gidiyorum Demirci’ liye.Aslında Gördes üzeri gidecektim ama Gördes yolunda çalışma varmış altın madencileri yol yapıyormuş ve 15 km si çok bozukmuş.Ben de direk olarak Demirci yollarına vurdum kendimi.
Bol çıkışlı 55 km beni bekliyor.
Demirci Çayı.
Demirci çayı kuzeyden dağlardan doğup güneye giderken Köprübaşı barajını besliyor.
Köprübaşı’ndan çıktıktan 7 km sonra Borlu beldesinde mola verdim çok şirin bir belde.Burada öğretmen kardeşimiz Hakan ile tanıştım,kendisi de bisikletçi.Salihli’de biniyormuş,kısa bir sohbet ettik çünkü öğrencilerine gidecekti. Kendisi ile vedalaşıp ayrıldık.
Saraycık Kaplıcaları.
Köprübaşı’na 15 km,Demirci’ye 40 km mesafede Saraycık kaplıcaları.
Sıcaklığı 45-54 derece,debisi 15-30 lt/sn,sularda romatizma,siyatik,kireçlenme,cilt ve kadın hastalıklarında banyo olarak kullanılmaktadır.Bir kısmı şu anda tadilatta olmasına rağmen,kısmi faaliyette.
Saraycık Kaplıcaları ya da hamam kalıntıları.
Genç Roma döneminden kaldığı bilinmekle beraber Selçuklu-Osmanlı ve günümüzde de kullanılmaktadır.
Saraycık Roma Hamam kalıntıları …..
Roma hamamından başka bir kesit.
Arka planda kaynağın geldiği yer ve ön plandan bendeniz.
Demirci’ li Yolundan.
Demirci Çayı etrafında verimli düzlükler ve kayalıklar. Demirci çayı beni hiç bırakmayacak,beraberiz bu gün.
Yollardan…
Demirci Çayı ve Armutlu köyüne bir bakış.
Bu arada devamlı çıkıştayım,arada bir iniş gibi bir şeyler var ama kısa sürüyor,sonra yine çıkışlar başlıyor,hadi bakalım hayırlısı.
Mağaralar.
Armutlu köyünü az geçiyorum,yolda karşılaştığım köylüler söylemişti.Bu kayalardaki mağaralar Roma dönemine aitmiş.Çoğunda kilise ve mezar mevcutmuş.Uzaktan ufak gözüktüğüne bakmayın diyorlar içleri çok genişmiş.
Kaya mezarı ya da kiliseler uzaktan böyle gözüküyor,yol olsa da gitsek baksak ama zor gibi görünüyor.Çünkü yol yok oralara yada ben bulamadım.
Subaşı Ve Mola Anı.
Çeşme başı ve mola zamanı,biraz serinlemek lazım,bir şeyler içmek lazım,dinlenmek lazım.Bir de çeşmeye yazı yazıp etrafı kirletmeseler daha iyi olacak ama neredeeee………..
Yol Hali…
Köprünün altından Demirci Çayı akıyor ve suyun öteki tarafına geçmiş oluyorum.Bu köprüye gelmeden önce 50 metre geride durakta bekleyen vardı,çayın adını sordum bilmiyorum dedi,yeni gelmiş oraya 10 yıl oluyormuş!!!!! karşı köy de devlet görevliymiş,lafa bak sen on yılda etrafını tanıyamıyorsan,insanlara ne öğreteceksin ki. Köyde devlet memuru yani köyün imamı,hocam çık biraz dışarı da etrafı tanı,benim gibi etrafı bilmeyene yardımcı olursun.
Kılavuzlar.
Demirci’ ye daha yolum var 18 km kadar.
Şu andan itibaren Kılavuzlar Yaylasındayım.Bir süre yayla da pedal basayım sonra 12-14 km kadar sağlam bir rampa beni bekliyor.Demirci ya sen beni bitireceksin ya ben seni….ama sıkımışsın kardeşim,gelemedim bir türlü sana.
Kılavuzlar Yaylası Ve Demirci Çayı.
Yine yeniden Demirci Çayı, çok temiz akıyor,aşağı inmeye çalıştım ama yol bulamadım,biraz serinlemek istedim ama nasip değilmiş,bu sefer bakmakla yetindim.
Demirci yolu ve bulutlar.
O bulutlar serinlik veriyor,fazla terlemiyorum.
Demirci.
Nihayet Demirci göründü,manzarası da muhteşemmiş.Arka planda Simav Dağları.Dağlara yaslamış kendini Demirci,bana bakıyor.Sana geliyorum Demirci.Karnım acıktı,saat 14:30 oldu,ben sana ancak ulaşabildim.
55 km nin herhalde 40 km si tatlı tatlı çıkıştı, yordu beni,hem de iyi yordu.Şimdi Dinlenme zamanı,fazla da olmasa dinlenmeliyim.Daha Selendi yoluna gireceğim.
Selendi İstikametine Hareket.
Dinlenmiş gibi bir halim var, ya bu karayolları yolları ölçemiyor ya da google yanlış yazıyor,ben 45 km biliyordum tabelayı görünce şok yaşadım ama şok kısa sürdü,google haklı be kardeşim.Bana göre yol çiziyor,karayolları bana göre tabela koymuyor,yani benim gideceğim yol o kadar değil. Kestirmeden gideyim……Dağ ve köy yollarında hele çıkışlıysa 10 km muazzam bir yol demek!!!!!! Bir gün de bir kaplıca yeter deyip,Hisar kaplıcalarına girmiyorum.
Yiğitler Köyü.
Yiğitler köyü üzerindeyim,karşı tarafın tepe noktası Demirci.Aşağılara kadar indim ve tekrar yukarı çıktım,vay benim halime!!!!!!!Karşı tepeler Demirci,onun arkası Simav Dağları,son bir defa bakayım,bundan sonra bu manzara yerine başka manzaralar göreceğim.Demirci köyünden Yiğitler Köyü üzerine gelinceye kadar bol bol kiraz yedim.Hayatımda yediğim en lezzetli kirazlardı.
Demirci-Selendi Yolu.
Eğim iyi değil mi?Bu yol üzerinde arabaların çoğunu bayanlar kullanıyordu,buralarda bayanların erkeklerden çok araç kullanması beni şaşırttı.Medeniyet buralara gelmiş demek ki!!!!!!!
Karşıda Kerpiçlik Köyü.
Taşımalı sistemle öğrenci taşıyan minibüsteki öğrencilerle merhabalaşmıştık,köyünüze geliyorum,çayı hazırlayın demiştim bakalım hazır edecekler mi?
Çay yok yola devam!!!!
Köyde seyyar manav vardı o bana yetti,domates,salatalık ne varsa bol bol tükettim,50 kuruş.O da siftahıymış yoksa almazmış.Gönlü bol insanım benim.
Yola Devam.
Kerpiçlik-İsmailler yolu.Yol böyle, doğa harika,daha ne olsun su da bol,hayat bu…..
Kerpiçlik Yaylası.
Kerpiçlik Yaylası, enfes bir havaya ve doğaya sahip.
Çeşme başı ve yeşillik hava da güzel,saat geç olsaydı kesin burada kamp atardım.Çok güzel bir ortam.Ben şu an yolun üzerindeyim burası yolun sol tarafı.
Burası da yolun sağ tarafı orada da çeşme ve yeşillik…. huzur yani.Ne ararsan var.
Hava da nefis mola ver be Şafak.Verdim bile………
İsmailler Yolundan.
İsmailler yolu ve hava da şahin,uzun süre beraber yolculuk yaptık.Şu an en yukarı da olmam lazım diye düşünüyorum,daha başka aşacağım tepe görünmüyor her şey aşağılarda.
Marmaracık Yolundan.
İsmailler köyüne dönmeden yönümü Marmaracık köyü istikametine çeviriyorum,yolu biraz daha kısaltacağım.Bundan sonra inişler başlıyor.Her yerde yanlış yol verirler, buradaki yol ayrımında da bir yol tarifi verdiler akla ziyan,neredeyse Demirci’ye dönecektim.Ama normal karşılamak lazım,adam defineciymiş!!!!! Allah’tan başka birini gördüm de doğru yolu tarif etti.Niye soruyorum diye merak edene;çoğu yerde tabela yok, ya da devrilmiş vaziyette.
Marmaracık yolunda yangın göleti.
Alaağaç köyüne giriyorum.Güzel manzara ve yeşillik her yerde.Karşı tepeler beni cezbediyor…..
Kurban olduğum.Başka söze gerek var mı?Alaağaç Köyü.
Az Kaldı Galiba…….
İniş başlar diye düşünürken dahası başladı,iniş çıkış,bu daha da yorucu oluyor.
Yağcı Köyü.
Uzaklarda Yağcı köyü ve arkasında muhteşem bir dağ kütlesi,adını bilemedim ama güzel manzaraya sahip,seyrederek yola devam ediyorum.
Selendi…..Sağlam bir inişle Selendi’ye geldim.
Selendi’ye gelmenin kanıtı!!!! bu gün çok yoruldum ve ter içinde kaldım,acil su kaynağı bulmam lazım…..
Gölgelerin ruhu adına!!!!! uzadım galiba….
Akşam olmak üzere açım,yorgunum ve duşa ihtiyacım var.Selendi içerisinde kamp yapacak yer ayarlayamadım,futbol sahasını gözüme kestirmiştim ama suyu akmıyordu.Şehir dışında benzinlik olduğunu öğrendim,oraya yöneldim,tabii önce alışveriş yapayım dedim, adam 2 domates ile 2 salatalığa 3 TL istemez mi? bunların kiloları kaça dedim,domates 2 TL,salatalık 1 TL miş. Yuh dedim,aldığımın toplamı yarım kilo yapmıyor,al sana 50 kuruş bozdur bozdur harca dedim.Adam suratıma mal mal baktı,adam leş gibi içki kokuyordu,her halde içki parasını benden çıkaracaktı.
Tarif üzerine Uşak yolunu 5 km takip ederek benzinliğe ulaştım,görevli beni bekliyordu,yolda beni görmüş istasyonun önünden geçerken çevirecekmiş beni,çaya davet edecekmiş.Sağ olasın kardeş.
Teşekkür ettim çayımı içtim,kalabilirmiyim dedim ne demek dedi,her yer senin olsun dedi,daha ne isteyeyim ki….
3 NCÜ GÜN 12 HAZİRAN KÖPRÜBAŞI-DEMİRCİ-SELENDİ:104 KM
|
4 NCÜ GÜN 13 HAZİRAN 2014 SELENDİ-SARAYCIK YAYLASI-EŞME-ULUBEY-ULUBEY KANYONLARI:
Selendi Sabahı.
Gece güzel bir uykudan sonra sabah halleri.Burası küçük bir köy ve benzinlik,yaklaşık 10 haneli,arka planda ki köyün cami…bana ilaç gibi geldi,cami demek su demek,gece namaz vaktine kadar hocanın izniyle şöyle güzel bir duş alıp,bir de çamaşır yıkadım,hoca ile de çok güzel muhabbet ettim,hoş sohbet birisi,cemaat olarak ta yaşlı amcam vardı.Akşam kandildi iyi kandiller dileklerimizi sunduk birbirimize.Bu da sabah hallerinden bir kesitim.
Az sonra yola çıkacağım ama önce toparlanıp kahvaltı yapmam gerek.
Yola Çıkış.
Benzinlikteki arkadaşlara teşekkür edip yola çıktım.Selendi’ ye son bir bakış,benzinlikten çıkar çıkmaz rampa beni bekliyordu,fazla değil di,yavaş yavaş çıktım.Uşak-İzmir yoluna çıkacağım oraya kadar yaklaşık 15 km kadar yolum var ve geneli iniş.
Uşak-İzmir kavşağındayım,istikamet Uşak tarafı,Eşme’ye gideceğim.
Uşak sınırlarındayım,Manisa’ya veda ettim.
Uşak yolunda 5 km kadar gideceğim sonra tekrar köy yolları.
Gediz Nehri.
Gediz Nehri,nazlı nazlı akıyor,Alayurt köyünün girişindeyim,Alayurt köyünden girerek köy yollarından Eşme’ye ulaşacağım.
Anadolumun bozkırları beni karşılıyor,hep yeşillik olacak değil ya… memleketim de böyle çorak arazilerde var.
Burası Alayurt-Köseler köy yolu,ana yola yakın olmasına rağmen dağ yolu…..
Devlet buralara ulaşamamış galiba!!! fedakar Türk köylüsü yine de sesini çıkarmıyor.
Köy Yollarındayım.
Ben hep köylerden bahsediyorum ama köy levhası diye bir şey kalmamış,tüm levhaları devlet değiştirmiş,hepsi mahalle olmuş,çok hızlıdır benim devletim!!!!!!levhaları çabuk değiştirir,yol sonra ki iş!!!!!!
Yol,Köy Ve Su.
Köseler köyü içerisinden geçerken su aradım bulamadım,bir amcaya seslendim,amca su var mı…. gel hele dedi….. evi yolun aşağısındaydı saldım kendimi yanına.Yanına gelince evlat bunun benzini mi bitti çalışmıyor,yok amca bu bisiklet,pedal çevirince gidiyor.
—–Hele sen nereye gidiyon,
—–Eşme’ye…
—-Gidemezsin oralara canınamı kastettin.Nası çıkacaksın dağlara…..
——Evvel Allah çıkarım amca….
Su mu, gelin kızı bol bol su taşıdı bana,mataralarımı da doldurdular.
Sağ olasın benim köylüm.
Saraycık Yaylası.
15 km lik tırmanıştan sonra Saraycık Yaylasındayım.
Saraycık Yaylasında tütün ekimi yapan kadınlar.Hem çalışıyorlar hem de bana laf yetiştiriyorlar.Buranın doğası bambaşka,başka bir memlekete geldim sanki.
İstikamet Saraycık Köyü.
Saraycık Yaylasında tütün tarlaları.
Sarnıç Serinliği.
Saraycık köy girişinde su kuyusu,üstelik içiliyor,böyle bir su kuyusunda ne yapılıyorsa ben de onu yapıyorum,bayağı serinliyorum.Köye varır varmaz mis gibi yemek kokusu beni karşılıyor,kadınların işlettiği lokantada az çeşit olsa da enfes yemekler var,burada yediğim kuru fasulyenin tadı damağımda kaldı.
Su kuyularında serinleye serinleye Kıran köyüne kadar geliyorum,su gördün mü duracaksın.Kıran köyüne veda edip Eşme yoluna çıkacağım
Köy Yolları Hatırası……
Bundan sonra Kula-Eşme yolunu takip edeceğim, istikamet Eşme.
Bakalım Eşme nasıl bir yer.
Eşme’de kayda değer bir şey göremedim,turumun son aşaması olan Ulubey Kanyonunun yer aldığı Ulubey ilçesine gideceğim.
Geri plandaki tepe aşıldı ve Ulubey’e doğru yolculuk devam ediyor.
İnay Tren İstasyonu……
Uşak ekspresi İzmir istikametine doğru gidiyor.Selam olsun İzmir’e.
Ulubey’deyim,turun 1 nci bölümünün sonuna yaklaştım galiba.
Çamlık içindeyim,kamp alanına doğru ilerliyorum,aynı zamanda heyecanım artıyor,
kanyonu ilk defa göreceğim.
ULUBEY KANYONU……
Kanyona varır varmaz,manzaranın tadını çıkarıyorum,yukarıdan her noktasına bakıyorum,hakikaten tabiat harikası.Aynı zaman da bol bol fotoğraf alıyorum.
Ulubey Kanyonunda akşam üstü.
Kamp atacağım yerde hazır,erken geldiğim için hiç acele etmiyorum, elimi yüzümü yıkayıp,terasa geçiyorum,muhabbet muhabbeti açar derler,genç bir avukat olan Güvenç’le muhabbet ediyoruz,aynı zamanda biralarımızı yudumluyoruz,bana Güney Şelalesinden de bahsetti kafama yattı.Bu arada tesis sorumlusu Okan’da bizi yalnız bırakmıyor muhabbete ortak oluyor.
Artık güneş kaçılmak üzere,akşam oluyor.
Ulubey Kanyonları.
Ulubey Kanyonunu anlatmaya bu levha yeter herhalde.
Gün güzel geçti,hele son aşaması benim için muhteşemdi.Akşam olmadan ilçe merkezine gidip akşam yemeği için bir şeyler aldım,ne de olsa karnımızı doyurmak gerek,enerji lazım.
Tesis sorumlusu Okan beni yalnız bırakmadı,mangalda bir şeyler hazırlamışlar,beni davet ediyorlar,malzemem var dememe rağmen ısrarcı oluyorlar,hep beraber yemeğimizi yiyiyoruz. Teşekkürler Okan ve arkadaşları.Çok misafirperverler.İnşallah yine karşılaşır bu sefer ben size ev sahipliği yaparım.
4 günlük macera dolu turum Ulubey Kanyonlarında son buluyor,geceyi burada geçirip kanyona iniş yapacağım,sonra da turumun ikinci bölümü olan dönüşe başlayacağım ama farklı rotalardan.
Yoruldum galiba,iyi geceler,sabah ve 2 nci bölüm de görüşürüz.
Discussion about this post