Tavas’ta geceyi otelde geçirdim.Kemiklerim ısındı,kıyafetlerim kurudu,
biraz kendime geldim ama çadırımda ki gibi rahat ettim diyemem.Beden matta yatmaya alıştı mı bir kere,yumuşak yatak bir süre sonra batıyor, ne de olsa yabancı yatak.Tur devam ediyor nasılsa kendimi toparlarım.
Dünkü yağmurlu havadan eser yok ama ben yine de ne olur ne olmaz diye bagajın üst tarafını sarıyorum.Otel de sabah kahvaltısını çok iyi yapıp,biraz keyif ediyorum. Kendimi ve bisikletimi hazırlayıp yola çıkmaya hazır hale geliyorum.
Bu günkü rotam genelde iniş olacak.O yüzden aceleye gerek yok,geze geze giderim.
Bu gün neler olacak bakalım,ben de merak ediyorum.
8 NCİ GÜN 30 MAYIS 2015 TAVAS-KARACASU-NAZİLLİ-SAİLER:
Tavas’a Veda.
Otelden ayrılıp,hemen ana yola çıktım.İlçe çıkışında yol ikiye ayrılıyor,Aydın levhası istikametine dönüyorum.
Karayolları levhası gösteriyor, bu yolu takip edip görülmesi gereken yerlere ulaşacağım
Kızalcabölük Ve Güller.
Kızılcabölük girişinde güzel bir peyzajlama yapmışlar.Bravo yapanlara…..
sabah sabah gülleri ve güneşi görünce dayanamayıp duruyorum.Yol kenarında da olsa çiçek çiçek çiçektir ve çok güzeldir.
Mola.
Hep bisiklet tepesinde değilim,ben bir robotta değilim.Belli kilometre ve zamanlarda mola vermesini de biliyorum.Az gittim,uz gittim derken Yahşiler köyünde,köy kahvesinde mola verdim.Bebe bisküvisi deyip geçmeyin,vitamin ve mineral yüklü enerjimi alıp, kendime geliyorum.Köy de bulunan, Denizli’ li Veteriner Hekim arkadaşımız yeni bisiklete başlamış onunla da bisiklet ve turlar hakkında bayağı sohbet edip,dostça ayrıldık.Ben de yolum devam ettim.
Tedbirli Olmak Lazım!!!!!.
Ben yine de tedbiri elden bırakmıyor,sarılı olan malzemeleri açmıyorum,zaten bana böyle zararları yok.Yakınlarda hava kapalı ama bana gelecek gibi görünmüyor,yağmur dağlara yağıyor.Benim yolum ise ovaya doğru.
Babadağ sağımda ben Karacasu istikametine ilerliyorum.
Babadağ ihtişamı ile yağmur bulutları na çağrıda bulunuyor.
Babadağ;Denizli şehir merkezinin güneyinden batısına doğru uzanan, Akdaş olarak da anılan Menteşe sıradağı üzerinde bulunan Babadağ, 2294 metre yüksekliği ile yörenin en görkemli dağıdır. Babadağ’ ı n eski adı Salbakos, ovadan bakıldığında görkemli görünüşünden dolayı M.Ö 3. yüzyılda bu bölgede yaşayan Leodikyalılar burasının kutsal bir dağ olduğuna, zirvesinde de Zeus’ un oturduğuna inanırlarmış.
Afrodisias’ tayım.
Buralara gelip te buraları görmeden gidilmez.Bende öyle yapıyorum. Vaktimin bir bölümünü buranın gezmesine ayırıyorum.İçeri de az sayı da öğrenci gruplarının yanı sıra, genelde yabancı turistler ağırlıkta, hatta tamamı yabancı turist diyebilirim.Yabancılar,burayı ellerinde fotoğraf makinaları,kitaplar ve rehber eşliğinde gezerken,az sayıda ki bizim vatandaşlar taşların üzerinde cep telefonlarına değişik pozlar vermekle yetiniyorlar.Hemen de kıkırdayarak paylaşıyorlar.Böyle egzotik güzellikte bir yerde iki farklı medeniyetin,iki farklı tavırlarına tanıklık ediyorum.
Afrodisias;Aydın İli’ne bağlı Karacasu ilçesinde yer alır.
Adını aşk ve güzellik tanrıçası Afrodite’ den alan Afrodisias özellikle Roma çağında Afrodithe tapınımı ile ünlenmiş antik bir kent olup, günümüzde de çok iyi korunmuş anıt yapıları ile Türkiye’ nin en önemli arkeolojik yerlerinden biridir. Sonraki devirlerde üzerine tiyatro yapılan höyük, M.Ö. 5000’ lere kadar giden Prehistorik bir yerleşmedir. M.Ö. 6. yüzyılda Afrodisias küçük bir köydür. İlk Afrodithe tapınağı da bu devirde yapılmıştır. Bu görünüm M.Ö. 2. yüzyılda ızgara planlı kentin kuruluşu ile değişmiştir. Bu devirde kentte, yaklaşık bir kilometrelik bir alana yayılmış 15000 civarında insan yaşamaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus, Afrodisias şehrini kişisel koruması altına aldı. Bugün ayakta kalan anıtlar ondan sonraki iki yüzyıl içinde yapıldı.
Günün kültür gezisini Afrodisias Antik Kenti’ nde yaptım.Burada uzun zaman geçirip, her noktasını gezmeye,görmeye çalıştım. Afrodisias hakkında da bilgi sahibi oldum.
İlk defa gelip, gezdiğim Afrodisias’ tan memnun kalıp,kültür turunu tamamlayarak Karacasu istikametine yol almaya başladım.
Dandalas Köprüsü..
Dandalas Çayı üzerinde tarihi bir köprü,yıkılmaya yüz tutmuş,çelik raylarla desteklenerek ayakta durdurulmaya ve yeniden yapılmaya çalışılıyor.
Bu turumun 8 nci günü ve her gün buna benzer manzaralarla karşılaştım.Bir tanesini görmüştüm,yanıma çağırdım,bir baktım ki kalabalık bir aileymiş.Hepside birbirinden sevimliler.
Bırakmadılar peşimi.Ailenin büyükleri peşimi bırakmadı,rampa yukarıda olsa geliyorlar peşimden.Ufaklıklar geriler de kaldı.
Hayır!!!!!
Öğlen vakti aç karnına Karacasu ilçesine vardım.
Şöyle yeşilliklerin arasına park edip yemek yemeği düşünüyordum ama yemek ayağıma geldi.Kapalı pazar yerinde Sünnet Hayırı varmış,daha ben bisikletten inmeden hemen beni çağırdılar. Bende dururmuyum,daveti hemen kabul ettim. Yurdumun neresine giderseniz gidin,bu tür hayırlar muhakkak karşınıza çıkar.Durun bir soluklanın,niye geldin demezler,hatta geldiğinize çok sevinirler.
Karacasu Çıkışı.
Karacasu’dan sert bir inişle Kuyucak tarafına iniş öncesi rüzgarlığımı giyip kaskımı takıyorum.Kask ve rüzgarlık bu iniş anının olmazsa olmazı!!!!!!.
Karacasu Baraj Göleti.
Çok dik ama kısa olan iniş sonunda baraj göleti kenarına varıyorum.Su her yerde güzeldir.Durup rüzgarlığı çıkarıyorum şimdi buranın tadını çıkarma zamanı. Baktım yol kenarında bir kaç araba ve insan göle doğru bakıyorlar,bende yanaştım acaba bir şey mi var diye!!!! bir şey yokmuş, gölü seyrediyorlarmış.Aşağıda bir tane de balık avlayan var (ayna hizasında) ona da bakıyorlarmış.Durmuşken ben de onlara ayak uydurayım dedim.
Karacasu Barajı; Aydın’da,Dandalas çayı üzerinde, sulama amacıyla 1998 yılında inşasına başlanan bir barajdır.Toprak gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 3.210.000 m3, akarsu yatağından yüksekliği 55,00 m., normal su kotunda göl hacmi 17,20 hm3, normal su kotunda göl alanı 1,07 km2 dir.
Sessiz sakin bir kahve de,kahve molası.
Nar çiçekleri, Dandalas Çayına paralel,Kuyucak istikametine gidiyorum.Artık ovadayım,dağlar geride kaldı. Hava ovada olduğumu hissettiriyor.Ova tüm bereketini sergilemeye başlamış.Yol kenarındaki nar çiçekleri ve asmalar yola güzellik katıyor.
Yolumun üzeri ve tam kıvamında olunca Dut hasatı kaçınılmaz oluyor.
Böyle dalından yemek kadar zevklisi olmasa gerek.Tabii eller ve ağız kırmızıya bulanıyor.Çok lezzetliydiler….
Nazilli Ovası..
Nazilli’ye Veda.
Artık tamamıyla ovadayım.Önce dağı sonra köyleri bitirdim.Büyük Menderes Nehrinin üzerinden geçtim.Nazilli istikametine sevmediğim bu yoğun trafikte bir süre yol aldıktan sonra yarın ki rotam olacak Beydağ yazan levhadan içeri girdim. Nazilli’ nin içine girmeden doğru Beydağ istikametine yöneliyorum.Bundan sonra köylerde kendime kamp yeri bakacağım.
Sailer Köyünde Kamp.
Kamp atılacak yerin kokusunu uzaktan aldım galiba!!! Sailer köyü bu iş için biçilmiş kaftan,köy Nazilli’ye 7 km mesafede ve çok şirin,küçük bir köy.Kardeşler Dinlenme Tesisleri sahipleri bana bu konuda yardımcı oldular.Ben de tesisin en uzak köşesi olan mescidin sundurması altına çadırımı kurdum.Sonra kişisel temizlik ve yemek derken geceyi ettim.
Bu gün;Yağmur korkusu ile çantalar sarılı yol aldım,Afrodisias’ a kültür gezisi yaptım.Nazilli ovasına inip Sailer’ de kamp attım.
8 NCİ GÜN 30 MAYIS 2015 TAVAS-KARACASU-NAZİLLİ-SAİLER:96 km
GÖLLER BÖLGESİ TURU 23 MAYIS-01 HAZİRAN 2015 (8 NCİ GÜN TAVAS- KARACASU-AFRODİSİAS ANTİK KENTİ-NAZİLLİ-SAİLER )
Discussion about this post