Çözüm üretmek insanın doğasında var.
Tura çıkıyoruz,bazen kimsenin olmadığı yerlerde yol alıyoruz,ıssızda kamp yapıyoruz,haliyle kullandığımız malzemelerde sorunlar oluyor.Her malzemeyi yanımızda taşıyamacağımıza ve her yerde işimizi halledecek kişi bulamayacağımıza göre kendi işimizi kendimiz halletmeliyiz.
Tura çıkanın,kamp yapanın başının çaresine bakması bir anlamda şart…..Hele tek başına ise bu daha da şart…
Genelde ben de tek başıma tura çıkıp, kamp yaptığımdan bazı şeylere hazırlıklıyım.Başımın çaresine bir şekilde bakmayı beceriyorum, tabii imkanım,tecrübem ve bilgim dahilinde.Bu güne kadar fazla sıkıntı yaşamadım,yaşadım ise de çözümünü de buldum.
Başımı sıkıntıya sokan ama turumu ve kampımı zehir etmesine müsaade etmediğim bazı durumları basit çözümlerle nasıl aştığım yada nasıl küçük önlemler aldığımı sayfamda paylaşmak istedim. Bazen küçük üretimler kendimize olan güveni bir kat daha arttırıyor,onları da burada paylaşmaya çalışacağım. Her şey turumun,kampımın ve benim rahatlığım için ilkesi dahilinde bazı şeylere kafa patlatıyorum. Yoksa parayı bastırdığında, teknolojiyi kullandığında, ana yollardan ayrılmadığında,ücretli kamp alanlarında kamp yaptığında,hazıra konduğunda her şey çok kolay ama bana göre zevk verici değil. Ben mücadeleyi seviyorum ve böyle mutluyum. Basit çözümlere başlama zamanı geldi sanırım,tabii bunlar benim için geçerli,herkesin farklı yöntemi vardır,paylaşımlar yöntemleri geliştirir ilkesi ile bende yöntemlerimi bu sayfada açığa vuruyorum,belki birilerine yol gösterici olur.Bende tüm paylaşılanların takibindeyim.
İlk Çözüm;
Turun en zevkli anında zinciriniz attı. Moraliniz bozulmasın!!!!
Bisikletten inmeden tek bir hareketle, ön vites aktarıcısının yardımıyla vitesi yükseltip atan zinciri kolaylıkla yerine takabilirsiniz.
Sonra yola devam edin ve pratik çözümlerde sayfa açın.
Lastik Eldiven (HİJYEN)……
Yanımda her zaman bulunur,hem de fazlasıyla.
Ağır değil,yer kaplamaz,temizlik çantamın bir köşesindedir ve her daim kullanırım,özellikle doğal ihtiyacımda.Zincir attı yerine takarken kullan,lastik yaparken kullan,ellerine zarar verecek şeyleri ellemek zorunda olduğunda kullan,soğan,domates doğrarken kullan,yol arkadaşın yaralandı ona pansuman yaparken kullan,temizlik yaparken kullan,
doğal ihtiyacını giderirken kullan…….daha niceleri.
Yani hijyen, hijyene önem verdiğim için en büyük yardımcımdır lastik eldiven.
Bardağım……
Uzun turlara çıktığımdan beri,hep metal yada plastik bardak kullandım ama aklımda hep ahşap bardak kullanmak vardı.
2016 yılında atılım yapıp ahşap bardağa geçtim….Ahşap bardak çok aradım ama bulamadım,aklıma Kemeraltı’ nın ara sokaklarında bulunan ağaca şekil veren ustalar geldi,onlara gittim.Maalesef onlarda da yoktu.
Ben de ne yaptım,o ağaca şekil veren ustalarda bulunan havanları bir bir elime göre denedim ve uygun olanının altını kesin ben bunu bardak olarak kullanacağım dedim,yaptırdım ve muradıma erdim.Usta da bir fikir verdi,içine zeytin yağ koy iyice emsin,
1 gün sonra istediğin gibi kullan dedi.Dediğini yaptım ve artık turlarda bu bardağı kullanıyorum.Basit bir işlemle arzum gerçekleşti.
2017 yılının ikinci yarısından itibaren de çantamda Kuksa Bardağımda yerini aldı,onu satın aldığımdan resmine gerek yok.Çift bardaklıyım yani!!!!
Sünger,Pet Şişe ve Hortum……
Dereyi gördüm mü,paçayı sıvamam!!!!! direk dalarım.
Tura çıkanın, kamp yapanın en büyük problemi duş yapabilmektir.
Çok şükür benim öyle problemim yok.Doğa da,ana yollardan uzakta ve köy yollarında dolaştığımdan elbet bir çeşme yada su kaynağı bana çözüm olur, zamanı ve saati önemli değil, güzelce yıkanır,temizlenirim.Şimdi gelelim başlıktakilerin açıklamasına…..
Sünger: Yıkanırken güzelce sabunlanağınız her tarafınıza güzelce masaj
yapacağınız ve temizlenmenize yardımcı olan yol arkadaşınız, en azından benim için öyle.Hiç yanımdan eksik olmaz.Kullan at yaparım,her yer de kolaylıkla bulunur.
Pet Şişe:Kafasını kestiğiniz de alın size maştapa, sabunlanırken,durulanırken,yıkanırken kafanızdan aşağıya bol su dökmeye yarar.
Su Hortumu:Kah yanınızda bulundurun, kah lazım olduğunda bulun, bir musluklu çeşme bulduğunuzda takın çeşmenin kafasına sulayın üzerinizi yada duş almaya devam edin (Ben çözümü yollarda hortumun bir kaç metresini ödünç almakta buldum!!!.).Her nasıl olursa olsun,su gördüm mü fırsat bu deyip girerim altına, ister elbiseler, ile ister sivil!!!!! ayıbı yok bu işin yıkanan beden hep sağlıklıdır.
Yalak, doğal dalış alanımdır ama hiç bir zaman deterjanlı suyu buralara
bulaştırmam.Çünkü yalaklar hayvanların su içtiği yerlerdir.
Tahta……..
Çantamda yemek takımım içinde küçük bir tane bulunduruyorum,ebatı 8x18x1cm gibi. İşlenmiş, temiz bir tahta.Ne işe mi? yarıyor,mutfak malzemeleri içinde olduğu için tabii ki yemek yapmakta….Üzerinde soğan doğrarım, domates dilimlerim,salatalık dilimlerim, biber doğrarım,sucuk dilimlerim vesselam…….Turda, kampta yemeğimi dışarıda yemem,kendim yaparım.Kendi yemeğimi,bulgurumu, menemenimi yaparken kullanacağım tüm malzemeleri üzerinde doğrarım.Yıkarken de kesinlikle deterjan kullanmam,çünkü deterjan ahşabın içinde kalır ve sağlıksızdır. Peçete ile silip, yıkar, kurular çantaya koyarım.
Limonun Faydaları.
Vitamin,lezzet,şifa diye başlar sonu gelmez.
Ben bunların yanında başka bir şeyden bahsedeceğim.
Uzun turlara başladığımda,deterjan,ıslak mendil gibi şeylerle bulaşık işini hallediyordum.Ama bir gün yaptığımdan utandım. Köy dışında yemek yedim,tabaklarımı deterjanla yıkadım,akan su yalağa gitti,o arada hayvanlar su içmeye gelmişti,detarjanlı sudan içemediler.
Nasıl bir duruma düştüm siz anlayın, eve gelince eşime anlattım durumu,limon dedi. Limon yanında yok mu?,yemeği yedikten sonra suyunu iç yada matarana koy,kabuğunun içi ile de tabaklarını sıyır yağdan ve bulaşıktan eser kalmaz, sonrada su ile durulayıp kurula dedi.
O günden beridir bu nasihata harfiyen uymaya gayret ediyorum.Kaybım yok, kazancım çok.
Büyük turlarımın birinde bisikletim şiddetli fırtınaya fazla dayanamayıp bir iki defa intihar girişiminde bulundu,haliyle her düşüşte gidon çantası altta kaldı ve gidon tarafındaki bölüm çatladı.Turumu o an yaptığım geçici çözümlerle tamamladım.Eve döndüm ve kalıcı basit çözümü iki adet mıknatıslı kilit,4 adet civatalı perçin ve 1 adet esnek ”v ”plastik kullanarak gerçekleştirdim.Fotoğraflarda anlatmaya çalıştım belki birilerine yol gösterici olur.Ben, eli yatkın,kafası bu işlere basanlar için belki yol gösterici olur babından yayınlıyorum.Biliyorum ki bir çoğunuz burun bükecek,ilgisini çekmeyecek, veririm 800 TL alırım yenisini diyenleri duyar gibi oluyorum.Size kolay gelsin,bol harcamalar diyorum.
Mat Altlığı.
Minnacık değil mi?…. şimdi minnacık şeyin nasıl bir serüven geçirdiğini,nasıl mutasyona uğradığından bahsedeceğim.Aslında bu şey bir panço idi,3-4 yıl önce almış 1-2 defa kullanmıştım, fazla bir faydasını görmeyince atıl olarak bir yerlerde duruyordu.Matım kendinden şişmeli ve bir kaç defa ağız ve gövdemin olduğu yerden delindi ve sonra attım.Sonra yeni bir tane daha aldım,haliyle yeni matımı koruma altına almam gerekiyordu.Aklıma panço geldi ve terziye götürüp matın altına bir ölçü çıkartıp gövde ağırlığına gelen bölümüne göre çift kat olarak pançoyu dikdörtgen olarak yaptık.Şimdi çadır ile mat arası güvende…Mat altlığı nemlendirmeyi,soğuğu önlediği gibi matın delinmesini de önlüyor, yerde kaplamıyor.
Ben bunlarla uğraşmam derseniz araba camlarının önüne konan güneş kesicilerde bu işi görür,ben onlardan da kullandım ama yer kaplaması dezavantaj olarak geri geliyor.Oysa panço görüldüğü gibi minnacık bir şey.
Bisikleti Kurtarmak.
Sahilde, dağda,ormanda ya da park ta, bir şekilde tura çıkıldığı zaman bir yerlerde kamp yapılıyor.Tüm malzemeleri koruma altına alıp çadır içine sokmamıza rağmen bisiklet bir şekilde çadır dışında yapayalnız kalıyor.
Ben bisikletimi kendime göre korumaya çalışıyorum.
1 nci şık:Genelde çadırımı bir ağaç dibi yada ona benzer bisikleti bağlayabileceğim yere yakın yere kuruyorum.Bisikletimi ağaca yada benzer şeye bağlar ve kilitlerim.
Sonra diğer aşamalar başlıyor,bisikletimi muhakkak çadırıma da bagaj ipi yada çadır ipi ile bağlıyorum.Bisikletimi çalmak isteyen kişi bu durumda beni de uyandırmak zorunda kalacaktır.
2 nci şık:Çift bagajlı çadır kullanmaktayım.Bazen ağaç altı bulunmuyor, bende bisikleti yatırıp, gece kullanmayacağım bagaj içine yatırıyorum, üzerinde de diğer malzemelerim olmuş oluyor.Bu durumda bisikleti götürmek isteyen beni de götürmek zorunda kalır.
3 ncü şık: Bisikletimi çadırımın baş ucuna yatırıyorum,iki tekerden de çadırımın kazıklarının olduğu yerlere bisikletimi bağlıyorum.Bisikleti kaldırıp götürmek isteyen muhakkak çadırı da şiddetlice sarsacağından ben uyanmak zorunda kalırım.
İstatistiklere göre bir bisikleti bulunduğu yerden çalmak 3 ile 10 saniye arasındaymış!!!! Bunu da bir kaç defa televizyonda görünce eyvah bizim bisiklet gümbürtüye giderse ne olur diye düşündüm.Market alışverişi,tuvalet vb. gibi diğer işlerde bisiklet kilitleri büyük ve ağır olduğundan yerinden çıkarmaya hep üşenir,bisikleti oluruna bırakırdım.
Sonra birden bire aklıma bir şey geldi,vites yada fren teli niye olmasın dedim ve yukarıdakini yapıverdim,yapması 3 dakika sürdü.Teli iki ucundan kıvırdım,kurşun ile uçları sabitledim,sımsıkı yaptım ve bir de şifreli kilit taktım, al sana bisiklet kilidi.
Küçük,avuç içi kadar,hafif,gidon çantasının hemen üzerinde, ihtiyaç olduğunda hemen çıkarıp bisikleti kilitliyorum.Bisikleti bir yere bağlayamazsam, tekeri kadroya bağlamak bile çalınmaya karşı caydırıcı önlem.Ben yaptım,siz de yapabilirsiniz.
Jant, Fren ve Vites Teli.
Jant Teli; yedeğimde her zaman bir kaç tane (10 tane) var.
Ön teker için jant telinin kırılması hiç sorun değil çok kısa sürede değiştirebiliyorum. Ama arka teker herkes gibi benim içinde sorun.Yükleri indir,tekeri sök, rubleyi çıkar,teli yerine tak ve montaja geç,süre arka tekerde daha uzun (Lastiği janttan ayırmadan teli değiştirebilirsiniz daha kolay oluyor). Ama önemli olan malzemenin ve aparatın elinde olması,yavaşta olsa kendin yapabiliyorsun.En zevkli ve sabır isteyen yanı da akort ayarı.
Vites Teli;Elimin altında en az iki adet muhakkak bulundururum.Her ne kadar ilçe bazında yerlerde bile bulabileceğiniz bir malzeme ama hiç hoş olmayan bir yerde koparsa ne yaparsınız….Benim kısmetime bu tarz kopmalar ile hatırladığım kadarı ile üç defa karşılaştım.Üçünde de kısa zamanda yaptım.
Fren Teli;Vites olmasa da kaba kuvvet ile bir yere kadar gidebilirsin ama fren yokuş aşağıya yoksa tehlike kapıda değil, tam üzerindedir.
O yüzdendir ki, herkes fren teli değiştirmesini bilmeli.
2018 yılından beri disk fren kullandığımdan ihtiyaç duymamaktayım.
Fren Balatası;Yanımda muhakkak en az 2 çift fren balatası bulundururum.
Dış Lastik Yaması.
Ben zırhlı kullanıyorum, bana ne diyen çok olur.
Ben de zırhlı kullanıyorum ama ben, bana ne diyemiyorum.
Lastik patlamaz,yarılmaz diye bir şey yoktur.
3 yıl önce bu zırhlı lastiği almıştım. Sanırım üçüncü turum du,dağdan iniş anında yoğun bir hava ile birlikte lastiğim gümledi.Yanımdaki arkadaş ile hemen müdahale ettik.İç lastik ben duruncaya kadar parçalanmıştı.Dış lastikte de kocaman bir çalı dikeni (parmak uzunluğunda ve kalın),dikeni bıçakla kazıyarak zor çıkardım, çok sağlammış, nede olsa Geyik Dağının dikeni. Yeni iç lastiği hazır ettim bu arada dış lastiği yamamaya başladım. Yanımdaki arkadaş sen ne yapıyorsun, dış lastik hiç yamanır mı demeye başladı, bunu bir kaç kişiden daha duymuştum.Hep bilinçsizce söylüyorlar, neden olduğunu izah edemiyorlar. Her neyse ben yeni almış olduğum zırhlı dış lastiği yapıştırdım, havayı bastıktan sonrada yola çıktım. Kim dış lastiğe yama yapılmaz diyorsa boş diyor, diyorum.Bu resimde görülen yama 3 yıllık yama,bozulmamış o en temiz hali ile duruyor. NOT:2018 yılından beri de yedek katlanır dış lastik taşımaktayım.
Zincir Çaresiz Bırakmasın.
Kim olsa bu olaydan korkar, zincir kırılması başa gelebilecek en büyük sorunlardan birisi. Ve de şartların uygun olmadığı zaman (Susuz,aç,yorgun,akşam olmak üzere vb gibi) denk geldiyse tam bir felaket,tüm sorumluluk sizde,bu işi sizden başkası çözemez…
Zincir aparatı olmazsa olmazım, yanımda muhakkak vardır,bir adette bağlantı parçasını cüzdanımda saklıyorum.
Bu güne kadar zincirim hiç kırılmadı ama yanımda bulunan arkadaşlarımdan bazılarının başına geldi,yapabilecek seviyedeyim.Zora geldi mi yapılmayacak şey yoktur zaten.
Cırt Kelepçe (Plastik Kelepçe).
Benim deyimim bu!!!! belki farklı adı vardır,hırdavatçılar ben söyleyince anlıyor.Çantamdan hiç bir zaman eksik etmediğim bir şey.Şu an bile saysam 10 adet vardır.Niye bu kadar önemli diyenleri duyabiliyorum.Niye mi? her derde deva da ondan,gevşeyen,kırılan,sarkan,düşen her şeyinizi sabitleyebilirsiniz.Ben küçük bir örnek vereceğim,yukarıdaki resmi izah ederek.Yukarıdaki resim; bagajı,kadroya bağlayan civata ve bağlantı, ben ilave olarak çırt kelepçe ile sıktım ki, civata gevşediği zaman bagaj düşmesin.Başıma bir kaç defa bagaj düşmesi geldikten sonra bu çareyi buldum.Çünkü gevşemeyen civata yoktur, niye hayatımı bir civatanın eline bırakayım ki.Bagajım tam yüklüyken yani tur malzemelerim varken de sele borusu ile bagaj demirinin üstüne bir bağlantı ilave ediyorum ki, olumsuz bir durumda bagaj geriye düşüp kazaya sebep vermesin.
Av bıçağımın kırılan sapını yenilemek icap ediyordu,sap aradım bulamadım.Tek sap satmıyorlarmış.Bıçağın yenisini verelim dediler, olmaz dedim.En sonunda bıçağın sapını kendim yapmaya karar verdim.Nasıl mı?Sap olabilecek ölçülerde Gürgen buldum.Önce bıçağın deliklerine denk gelebilecek yerlerden delik delip, Gürgen Sapı bıçağa perçin ile sabitledim. Sonra küçük mengeneye bağladığım bıçağımın sapını törpüleyerek elime uygun hale getirdim.Törpüleme işin kaba kısmı idi ve çok önemliydi.Elime uygun hale gelince sonraki aşamaya geçtim.
Perçinlerin bıçak sapında görünmesini istemediğimden gürgenin talaşı ile ağaç tutkalını karıştırıp perçin bölgelerine sürüp yarım gün kurumaya bıraktım.Daha bitmedi……… sıra sondan bir önceki aşamaya geldi, zımparalama.Önce kalın sonra da ince zımpara ile törpülediğim gürgen sapı bir güzel zımparaladım. Bu süreç kıvama ve elime tam uygun oluncaya ve törpü izleri silininceye kadar devam etti.Ve sonunda bıçak son aşamaya geldi.Vernikleme işi en son aşama,Bıçak Sapının kendi Gürgen renginde olması için bir güzel vernikledim ve kurumaya bıraktım.
Bir bıçak sapı yapma serüvenim mutlu sonla neticelendi.
Ben yaparken büyük zevk aldım,hele bitince zevkim,hazzım ve mutluluğum ölçülemeyecek derecede idi. Çok mu? zaman harcadım, yoruldum mu? kocaman HAYIR…. sapı bıçağa montaj,törpüleme,zımparalama hepsi 1-2 saat gibi bir şey sürdü.Tutkal ve vernik kuruması ise 1.5 gün gibi.Yani bir bıçak sapı 2 günde kullanıma hazır hale geldi.Bıçağın kılıfımı? onuda bir yerlerden bulup bıçağa uyumlu hale getirdimHer şey para ile satın alınmaz,bir şeyler yapabilmek ölçüsüzdür.
Yaratıcılık,pratik çözümler ne derseniz deyin,hepsi insanı mutlu etmeye yetiyor.
Discussion about this post