Aralık ayının ilk yarısında Karaburun Yarımadası tarafına tur yapmıştım ve onu yılın son turu olarak düşünürken Aralık ayının ikinci yarısında ki yağmurlar üç günlük mola verince,kendi kendime hadi Şafak yakın yerlere dedim ve turun adına da Son 2019 dedim.
Bana üç günde yeter,nasıl olsa gideceğim yerleri gayet iyi biliyorum…gerçi son gün bayağı soğuk olacakmış ama bu beni pek etkilemez,her zaman hazırlıklıyım.Yeter ki soğuğun üzerine yağmur olmasın. Çok yakınlardayım bu üç gün boyunca,fazla uzaklaşmayacağım ama yaz aylarında pek burnundan kıl aldırmayan yerlerde gezeceğim, bakalım kışın burunları nasıl düşmüş göreceğim!!!!.Tabii şaka yapıyorum,yazın buraları kalabalık, ben ise sakinliği seviyorum.
Bu kadar dillendirmek yeter, bu günkü hedefim Demircili Koyu.
1 nci Gün 26 Aralık 2019 İzmir-Güzelbahçe-Urla-Kuşçular-Demircili Koyu:
Mithatpaşa Sahili.
Kış günü yola çıkmak biraz zahmetli,hava ancak 08:00 gibi aydınlanabiliyor.
Hava aydınlandı, bisikletimi yükledim ve yola çıkma zamanı geldiğinde saat 09:00 olmuştu.Daha doğrusu bu tura başlama pozunu aldığım Mithatpaşa sahilde saat 09:00 ve ben yola çıkmaya hazırım.
Bahçeler Arasında Yolculuk.
Bu gün niyetim Urla’ya kadar ana yolu hiç kullanmadan yol almak,o yüzden bahçeler arası yolculuk yapıyorum.Önce Güzelbahçe’ye geldim,sahildeki kahvehanede sabah kahvemi içtim.Sonra yine bahçeler arasında yol alarak öğle vakti Urla’ya vardım.
Öğle yemeğimi Urla’da esnaf lokantasında yedim.Lokanta benim adımı taşımakta ama hiç bir bağım yok…. boş yer bulmak imkansız,bu da yemeklerinin lezzetli olduğu anlamına geliyor.
Urla-Kuşçular-Demircili Yolu.
Urla molasından sonra Kuşçular üzeri Demircili tarafına yol aldım.Urla’ya 7 kilometre mesafedeki Kuşçular’ a vardığımda ise alışveriş yapmak için kısa bir mola verdim. Kuşçular’da 3 büyük market olduğu gibi manav ve bakkal da var,o yüzden tüm ihtiyacımı buradan gördüm.Kuşçular-Demircili arasında ise yukarıdan salma su ve bisikletim ilginç bir görüntü ortaya çıkardı.
Demircili Koyu.
Yemyeşil orman manzaralı yoldan sonra Demircili Köyünü geçip denize doğru iniş yapıyorum ve karşımda Demircili Koyu. Bu gece burada kamp yapacağım ama biraz etrafı gezmem gerek çünkü saat daha 14:30, belki bir yerlerde denize de girerim. Demircili Köyü, yeşil ve mavinin sıkı dostluğunu görebileceğiniz ender yerlerden. Urla’ya 15 kilometre uzaklıktaki köy muhteşem koyları ile ön plana çıkmakta.
Sürpriz mi? Bana Değil…
Kamp yapmayı planladığım koya gitmeden önce Demircili Yarımadasına gitmek istedim, arkadaş ile karşılaştım,evet yanılmadınız Tilki.
Köpekgiller ailesinin bir diğer üyesi, kurnazlığı ile nam salmış Tilki ’dir. Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve Güney Amerika’da sıklıkla rastlanan, en yaygın türü ile kızıl tilki, Türkiye’ nin de hemen her kesiminde kampçıların karşısına çıkar.
Daha yavruluktan yeni çıkmış,genç, ürkek ama aynı zaman da aç.Hiç benden çekinmedi,korkmadı.Karşılıklı bakıştık, yakınıma kadar sokuldu,kokladı.Bol fotoğrafını çekmeme de müsaade etti. Yuvası oralarda olduğundan bir yere de gidemedi.Onun aç olduğunu sezinledim ve üşenmeden çantamdan çıkardığım ekmeğin içine bol peynir koyarak ikram ettim.Minnet ile baktı yüzüme, büyük iştah ile yedi.Sonra onu oracıkta bıraktım,yoluma devam ettim.Arkamdan bakışı bir başkaydı.
Demircili Yarımadası.
Demircili Köyünün koyları olduğu gibi bir de küçük bir yarımadası var.Belli bir noktadan da harika gözüküyor.Bu gün değişik bir şey yapacağım.Yarımadayı keşfe çıkacağım, bakalım üzerinde ve ardında neler var ve etraf nasıl gözüküyor.
Demircili Yarımadası Keşfi.
Keşif bence olumlu geçti,burada üç fotoğraf paylaştım,biraz ip ucu verebilir.Üzerinde bir kaç tane düz alan olması ise beni kamp yapmak için heveslendirdi. Bu gün poyraz etkili olmasaydı yarımada üzerinde kamp yapabilirdim.Şimdi olmasa bile hava daha iyi olduğu bir vakit niye olmasın.
Biraz Keyif Eylemeli.
Nasıl mı? yarımadanın batı tarafında kayaların üzerine oturdum,dalgaların sesini dinledim, birazda poyrazın.Etrafı seyrettim,oyalandım,kendimi de dinledim.Tam o arada kafamda şimşek çaktı,bulunduğum yerden rüzgar almayan bir bölüm dikkatimi çekti, hemen oraya indim, üzerimdekileri çıkardım ve suya daldım.
Şahaneydi yada bana öyle geldi,gerçi fazla kalmadım suda ama bu bana yetti. 26 Aralık 2019 ve ben Demircili Koyunda denize girdim.Hızlıca kurulanıp, kuytu bir yerde iyice kurumayı bekledim.
Demircili Koyu Ve Kamp.
Kuruduktan sonra kamp yapacağım Demircili Koyuna geçiş yaptım.Bu seferki tercihim 3 işletmeden Komodorun yeri oluyor, yaz olsa kalabalık olur,kalmak mümkün olmazdı,ben şimdi sakinlikteyim,kimsecikler yok. Burada barakalar ve sundurma rüzgarı kesiyor.Bu benim işime gelir,deniz keyfi yaptık bir de rüzgarda kalıp üşütmeyeyim.Hızlıca çadırımı kurup akşam hazırlığına giriştim.
Demircili Akşamı.
Bu gün 60 kilometrelik bir yolculuktan sonra 14:30 gibi vardığım Demircili Koyu ve Demircili Yarımadasında hoşça vakit geçirdim,denize kısa süreli de olsa girdim ( ocak ayı haricinde her ay girmişliğim vardır).Kamp yerimi de ayarladım,çadırımı kurdum.Muhtarda tesadüfen geldi,iyi oldu,biraz konuştuk,şimdi rahat rahat kalabilirim burada.
Hava yavaş yavaş mı? hayır hızlıca karardı ve akşam karanlığı çöktü.Yemeğimi yaptım, yerken bir kısmını kedilerle paylaştım ama bir türlü doyuramadım. Yemekten sonra işin tam keyif zamanına geçeceğim sırada yağmur başladı,umursamadım bile hemen masa ve sandalyemi sundurmanın altına çekip işime kaldığım yerden devam ettim.Yağmur sesi durumu daha keyifli hale getirdi.
Elimde radyo-MP 3 var ve benim kurtarıcım,ayrıca klasik radyomda var.Bu gece çok sevdiğim müzikleri yüklediğim radyo-MP3 ile müziğe doydum.Ruhumu dinlendirdim.Kış geceleri geçmek bilmiyor o yüzden dışarıda bir süre kalıp sonra çadırın ve uyku tulumumun sıcak ortamına daldım.Sonra mı? Uyumuşumdur her halde.
1 nci Gün 26 Aralık 2019 İzmir-Güzelbahçe-Urla-Kuşçular-Demircili Koyu:60 km
2 nci Gün 27 Aralık 2019 Demircili koyu-Kuşçular-Seferihisar-Karakoç-Gümüldür-Özdere-Ahmetbeyli:
Demircili Koyu Sabahı.
Gece kısa süren yağmurdan sonra rüzgarda dinince tam bir sessizlik ortamı oluştu.Bu bana sağlıklı bir uyku olarak geri döndü.Uykumu almış vaziyette 06:00 gibi uyandım,zaten o saatte de balıkçılar balığa çıkmaya başlamıştı.İlk işim toparlanmak oldu, sonra da kahvaltımı yaptım ama hala gün doğmamıştı.Ben her işimi bitirdikten sonra güneş kızıllığı nihayet ortaya çıkmaya başlamıştı.
Kamp Yerine Veda.
Geceyi geçirdiğim, kamp yaptığım Demircili Koyuna veda zamanı,bunu bir fotoğraf karesi ile taçlandırmak istedim.
Ormancılar Çeşmesi.
Çeşme, Demircili Köyü ile Kuşçular Köyü arasında Altınköy sapağında bulunmaktadır.Bu çeşmenin yaz-kış aktığına şahidim ve suyu içilebilir.Burada yol alacaklar rahatlıkla suyun tadına bakabilir ve yanına alabilirler.
Asırladır Ben Buradayım.
Kuşçular sapağından Sığacık-Seferihisar yönüne dönüş yaptım ve bir süre sonra asırlık Zeytin Ağacının zamana meydan okumasına tanıklık ettim.
Zeytin Ağacı;Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmekte ve ” zeytin bütün ağaçların ilkidir” denilmektedir.Zeytinin insanlık tarihindeki önemine tüm kutsal kitaplarda,yaratılış ve kuruluş efsanelerinde yer verilmektedir.
Kuşçular-Düzce Arası.
Kuşçular’dan Düzce istikametine gidiş yolu eskiden asfalt-toprak karışımı idi,şimdi tamamen yapmışlar ve çok temiz bir yol olmuş.Ben eski hali ile de seviyordum,bu hali ile de seviyorum.Burası, orman,bağ,bahçelerin olduğu,enginar tarlalarının alabildiğince çok, mandalina bahçelerinin deniz gibi olduğu bir coğrafya,bayılıyorum buraya.
Her Zaman Görmek Nasip Olmaz.
Seferihisar bölgesinde koyun sürüsünün yanından geçiyordum.Güzelliklerini seyreylemek istedim.Hepsi ayağa kalktı, yer değiştirdi,biri hariç… asiyi görüntüledim,sonra dikkatli bakınca niye ayağa kalkmadığını anladım. Tam doğum olayının üzerine gelmişim,doğum yarı yarıya gerçekleşmiş.Ama bir türlü yapamıyor.Yardım etmek istedim ama beceremem ki!!!! hemen az ilerideki ahıllara gittim, bereket sahipleri oradaydı,durumu söyledim, arabaya atladıkları gibi gittiler.İnşallah sağ salim kuzucuk dünyaya gözlerini açmıştır.
Tek Başına Da Güzel.
Öğle vakti Seferihisar’ a vardım,önce yemeğimi yedim,sonra da kenarı sökülen sandalyemi diktirdim.Seferihisar’dan Gümüldür tarafına iki yol var,benim bu seferki tercihim Karakoç tarafından olacak ve oluyor da.Bu yoldan her geçişimde yalnızlığı ve görkemi ile dikkatimi çeken meşe ağacını seyredip, bir de fotoğraflayıp yoluma devam ettim.
Karakoç Yolundan.
Seferihisar çıkışından itibaren küçük bir tırmanış ile yola devam ettim ve sonrasında Karakoç’ a doğru inişe geçtim.Bu iniş Ürkmez sahile kadar devam ediyor.Ben Karakoç bölgesinden geçerken biraz da buradan bahsetmek isterim.
Karakoç Kaplıcaları;Seferihisar’ın 17 kilometre güney doğusundaki Kavakdere Köyü yakınında bulunan Karakoç Kaplıcası’ nın sularında bol miktarda karbondioksit, sodyum klorür ve bikarbonat bulunur. Romatizma, cilt ve raşitizm hastalıklarının tedavisinde etkilidir. İçme suyu olarak kullanıldığında ise mide ve bağırsak bozukluklarına iyi geldiği bilinmektedir. Kaynak: İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Ürkmez,Gümüldür,Özdere Yolundan.
Ürkmez ile beraber sahile paralel güneye doğru yol almaya başladım.Bu bölümde denizi çok az görebilmek mümkün,üç belde de yazlıkların çok olduğu bölge.Denizi görebilmek için sahil şeridine girmek gerekiyor.O yüzden kayda değer bir görüntü olmadan yol aldım.
Bu gün kafamda olursa Kalemlik Orman Kampında kamp yapmak vardı.Tedbirimi aldım,kumanyalarımı hazır ettim ve orman kampına girdim.
Orada görevli ile konuştum tamam dedi ama benden 55 TL isteyince
— ”Hadi oradan kardeş” dedim,”kış günü ne bu fiyat!!!”
—”işine gelirse bu geçen senenin fiyatı (sanki 2020 fiyatı olmuşta haberim yok),”üstelik senden 15 TL giriş parası da istemedim” dedi.
—”Buranın sahibi olsaydın, para istemezdin,sen kimsin” dedim.(Sahibi kışın yalnız bisikletçiden kesinlikle para almaz, bunu biliyorum).
—”Görevlisiyim” dedi.
İş şimdi anlaşıldı birader,verdiğim cebe gidecek,sahibine ulaşmayacak,üstelik her hangi bir makbuzda yok.
Gerisi geriye dönüş yapıp Kalemlik Orman Kampından ayrıldım.Bana her yer kamp yeri,kimseye hak etmediği parayı vermem, zaten çokta pahalı imiş.
Yola Devam….
Şimdi yeni hedefim 15 kilometre ilerideki Ahmetbeyli Sahili, burada her hangi bir sorun yok.İstediğim zaman, istediğim şekilde kalabilir,kamp yapabilirim. Ahmetbeyli Sahilinde seçeneğim çok fazla.Tabii ben bunları tekrar gözden geçirirken havada artık kararmaya başladı.
Ahmetbeyli Sahilinde Kamp.
Ben Ahmetbeyli yolunda iken poyraz etkisini fazlası ile göstermeye başladı. Ahmetbeyli Sahile varır varmaz tereddütsüz her zaman çadırımı kurduğum ağacın altına yöneldim ve zemini ezbere bildiğimden çok çabuk çadırımı kurdum, eşyalarımı içine yerleştirdim.İşte her şey tamam ama saatte 18:30 olmuş bile,yemek işine girişinceye kadar 19:00 yaptım saati.Yemeğimi poyrazın etkisini azaltmak için çadır hizasında hazırlayıp yedim ama insanın karnı doyunca üzerine ağırlık çöküyor ve üşümeye başlıyor.Bu da normal, vücut hareket ettikçe ısınıyor ne kadar üstünü değiştirsen de hareketsizlik üşümeye sebep oluyor.
Çare, evet çare çadır içi.
Çadırın rüzgar alan bölümüne de ikinci küçük taban brandamı da yerleştirdikten sonra sıfır rüzgar ile çadır içinde dinlenmeye çekildim.
Bu günkü 86 kilometrenin son demleri yormuş beni,ayaklarımı uzatınca anladım.Yine radyo eşliğinde uykum gelinceye kadar çadırımda oyalandım… sonra mı tabii ki uyku.
2 nci Gün 27 Aralık 2019 Demircili koyu-Kuşçular-Seferihisar-Karakoç-Gümüldür-Özdere-Ahmetbeyli:86 km
3 ncü Gün 28 Aralık 2019 Ahmetbeyli-Klaros Bilicilik Merkezi-Menderes-İzmir:
Ahmetbeyli Sabahı.
Beklediğim oldu!!!!!! zaten beklediğimden pek etkilenmedim desem yalan olmaz.Hava sıcaklığı gece bayağı düştü.Uyandığımda su birikintileri buzlanmıştı.Gün doğmadan uyandığımdan,üstümü tazelemeden parkamı giyip,elime eldivenleri de geçirip,hemen toparlandım.Kahvaltımı yapmak için kahvehaneye geçtim,çayı daha yeni demlemiş,güzel bir kahvaltı yaptım.Tabii kahvaltı yaparken ne kadar artan ve fazlalık varsa arkadaşlarla paylaştım, çok mutlu oldular.
Klaros Bilicilik Merkezi’ ndeyim.
Bu günün en önemli gezi noktasındayım.Zaten geceyi hemen Ahmetbeyli Sahilinde Notion Antik Kentinin altında geçirmiştim.Şimdi ise Kehanetlerin ve İlklerin Merkezi Klaros Bilicilik Merkezindeyim.Buraya uzun bir zaman dilimi ayırdım, daha önce gezmiştim ama yine gezeceğim.
Buradan bir duyuru yapayım,burası 2018 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafında ücretsiz gezilmesine müsaade ediliyor.
Klaros Bilicilik Merkezi.
Klaros’ un kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber M.Ö.7. ve 6. Yüzyıl başında Kolophon’ un baş tanrısı Apollon adına inşa edildiği sanılmaktadır. Dar vadide düz bir alanda bulunan Klaros’ daki Apollon tapınağı, bilicilik yeri olmasından dolayı Hellenistik dönemde ve özellikle Roma çağında çok ünlüydü. Tapınağın bir tepe üzerinde inşa edilmeyip düzlükte yer almasının nedeni burada kutsal bir kaynağın ve ormanın bulunmasıdır.
Klaros tarihi boyunca bir kent olmamış sürekli olarak Kolophon’ a bağlı olarak gelişmiştir. M.S.2. yüzyılda yapıldığı sanılan kare yapılı bir Propylea’ dan Apollo tapınağına giden iki tarafı sütunlar ve heykellerle dolu bir yol bulunur.
Klaros kutsal alanı, Kolophon, Değirmendere’ nin 13 km güneydoğusunda ve Notion (Ahmetbeyli)’nin 2 km kuzeyinde bulunmaktadır. Buradaki ilk sistematik araştırmalar 1886 yılında C. Schuchhardt tarafından başlatılmıştır. Bu çalışmalar sırasında Kolophon kentinin lokalizasyonunu doğru olarak yapan Schuchhardt, daha sonra Kolophon ile deniz arasında kalan vadide iki tümülüs saptamış ve Notion’ un yerini belirlemiştir.
Klaros’taki ilk bilimsel kazı, Th. Macridy ve Ch. Picard tarafından 1913 yılında yapılmıştır. Ancak I Dünya Savaşı başlayınca kazılar bırakılmıştır. Klaros’ taki kazıların ikinci dönemi 1950 yılında Prof. Louis Robert tarafından, Jeanne Robert’in de katılımıyla yeniden başlatılmıştır. 1988 yılında Prof. Juliette de La Geniere başkanlığında yeniden başlayan üçüncü dönem kazıları halen sürmektedir.
Kaynak:İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Homeros İle Klaros Bilicilik Merkezine veda ediyor ve yönümü Menderes tarafına çeviriyorum.
Moladayım.
İlk iki gün rüzgardan pek etkilenmemiştim ama bu gün rüzgarı şiddetli bir şekilde kafadan alarak yol alıyorum.Tabii bu düşük viteste yol almama sebep oluyor.Olsun acelem yok,ben kahve molası verecek uygun yer arayışındayım,onu da Değirmendere Köyü altında buluyorum ve cezveyi ateşe sürüyorum.
Tahtalı Baraj Göleti.
Kahve molasından sonra Menderes’e doğru yol almaya devam ettim.Şu anda Tahtalı Baraj Göleti yakınındayım,bir süre onunla beraber yol alacağım.İzmir için çok önemli olan bu barajdan biraz bahsetmek isterim.Tahtalı Barajı; İzmir yüzeysel içme suyu kaynakları arasında su potansiyeli açısından ikinci büyük yapıdır. Baraj İzmir’in 40 kilometre güneyinde, Gümüldür’ ün 5 kilometre doğusunda, Tahtalı deresinin üzerinde yer almaktadır. İnşaatı Devlet Su işleri tarafından yapılan Tahtalı Barajı 1996 yılında tamamlanmıştır. Baraj 27 Ağustos 1997 tarihinde İzmir’ e su sağlamaya başlamıştır.Kaynak:www.izsu.gov.tr
Son 2019′ un Sonuna Doğru.
Menderes’e 9 km kala son fotoğrafımı çekip yoluma devam ettim.Menderes’ te öğle yemeği molası verdim.Menderes-İzmir arasını yoğun trafik eşliğinde Karabağlar üzerinden yol aldım ve evime vardığımda yoğun trafiğin izlerini taşıyordum, tabii ki son 20 km için.
Son 2019, adına yakışır bir tur oldu, tabii ki benim için.Keyif alacağımı biliyordum, gerçekten de aldım.Zaten keyif almayacağım hiç bir işi yapmam.
Bu turum 2019 yılının son turu idi, artık futbolcu deyimi ile söyleyeceğim” bu yıl böyle bitti,artık önümüze bakacağız”…. 2020 yılı ve sonrası için özel projelerim ve rotalarım var.Allah sağlık verirse ve ömür yeterse onları yapacağım,hepsi hazır beklemede.
Herkese bu yazı ile beraber yeni yep yeni yıllar ve geziler dilerim.
3. Gün 28 Aralık 2019 Ahmetbeyli-Klaros Bilicilik Merkezi-Menderes-İzmir:54 km
SON 2019 26-28 ARALIK 2019 (İzmir-Urla-Demircili Koyu-Seferihisar-Ürkmez-Özdere-Ahmetbeyli-Klaros Bilicilik Merkezi,Menderes)
Discussion about this post