Akşam erken sayılabilecek saatlerde uyudum,sabah çok erken de uyandım.Uykumu bayağı almışım,dinlenmişim.Otelde kalmanın avantajı ile hemen kahvaltı hazırlığına girişip odamda kahvaltımı yaptım.Ben kahvaltımı yaparken gün daha yeni yeni ağarıyordu.Aslında akşam erken yatıp sabah güne erken başlamamın sebebi var.Bu gün önümde uzun bir rota var, 130 kilometre kadar ve son 2 gündür öğleden sonra başlayan ve karşımdan gelen rüzgarı en az tehlike ile atlatmak istiyorum.Erken kalkan erken yol alır.
Ben de kahvaltımı yapıp,hemen eşyalarımı toparladım, zaten çoğu akşamdan hazır idi.
Bu gün Torul’dan başlayan yolculuğum Harşit Vadisi boyunca devam edip,Tirebolu-Keşap arasında ise sahil boyu olacak.
6 ncı Gün 15 Ağustos 2020 Torul-Özkürtün-Kürtün-Doğankent-Tirebolu-Espiye-Keşap:
Torul’dan Ayrılış.
Saat 06:00’da ben otelin önünde yola çıkmaya hazırım.Otelim Torul Kalesinin hemen altında olduğundan Torul’dan ayrılırken Kalenin ve ortada duran saat kulesi fotoğrafını alarak Torul’dan ayrıldım.
Sabah İlk Karşılaştığım Manzara.
Sabah Torul’dan çıkar çıkmaz ilk tünel ve akabinde Kürtün kavşağında ikincisi.Kürtün kavşağındaki tüneller yüzünden yönümü de şaşırdım,Maçka istikametine bir süre gider gibi oldum.Sonra tekrar geri dönüp Kürtün yönüne yöneldim.
Harşit Çayı.
Dün beraber yol aldığım Harşit Çayı ile bu gün yine oluşturduğu vadi boyunca beraber yol alacağız.Yol alacağım ve güzel manzaralara şahitlik edeceğimi umduğum Harşit Çayı hakkında kısa bilgi verip Vadi derinliklerinde kaybolmak istiyorum.
Harşit Çayı: Gümüşhane ilinin doğu sınırındaki dağlarından doğar. Gümüşhane İl Merkezi, Torul, Kürtün, ve Doğankent’i geçip Tirebolu’nun 1,5 km doğusundan Karadeniz’e dökülür. Gümüşhane’nin Vauk yaylasından doğar, uzunluğu 160 km’dir.
Kirazlık mevkiinde yine tünelle haşır neşir oldum ama yönüm iniş olduğundan tüneller bana dokunmamaya başladı.Buralarda gördüğüm manzara tünellerin olumsuzluğunu alıp götürmeye yeter.
Özkürtün.
İniş ağırlıklı yol aldığımdan Torul’dan çıkalı 32 kilometre sonra Özkürtün’e vardığımda yorgunluk belirtisi yoktu.O yüzden burada mola vermeyip, etrafı seyrederek yol almayı tercih ettim.Tabii buna hafiften çisileyen yağmurunda etkisi var.
Özkürtün: Beldenin nüfusu 3381, rakımı 650 civarındadır.Beldemiz Trabzon iline,
100 KM. , Giresin iline 90 KM. mesafededir. Kürtün baraj gölünün kıyı şeridi boyunca yerleşen beldenin, baraj inşaatının tamamlanması ve baraj gölünde su tutulması ile
önemi daha da artmıştır.
Harşit Çayı boyunca vadi içinde aşağı ağırlıklı yol almaktayım.Harşit Çayını seyreylerken aynı zamanda onun oluşturduğu Kürtün Baraj Gölünü de takipteyim. Kürtün ilçesine az bir yolum kaldı ve baraj gölü seti ile görüş mesafeme girdiğinde Kürtün Barajından da bahsedeyim.
Kürtün Barajı: Gümüşhane’de, Harşit Çayı üzerinde, enerji üretmek amacıyla 1999-2002 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. 2003 yıllında hizmete açılan baraj gövde
yüksekliği 113 metredir.
40 kilometredir yoldayım ve Kürtün ilçesine ulaştım.
Kürtün’de mola vermeye niyetliyim ama önce Kürtün nasıl bir yerdir değinelim isterim.
Kürtün: Gümüşhane ilinin bir ilçesidir. Merkez ilçe nüfusu 3000’dir. Nüfusu köyleriyle birlikte 15.075 kişidir. 1991 yılında ilçe olmuştur. Halkının önemli bir bölümünü Türkmen boyu Çepniler oluşturur.
Kürtün Molası.
Kürtün merkezde mola veririm diye düşünmüştüm ama daha girişte Jandarmanın
karşısında Harşit Çayı manzaralı kameriyeyi görünce hemen yanaştım ve yerimi aldım.
Harşit Çayı manzarası eşliğinde kahvemi yudumladım.
Kürtün molasından sonra Harşit Vadisi yolculuğum devam etti.Giresun il sınırlarına kadar
2 tünelden daha geçtim ama Harşit Çayının ve vadisinin güzel atmosferini burada paylaşmayı daha uygun buldum.
Giresun İl Sınırı.
Bir ilin sınırlarını terk etmek diğer ilin sınırlarına girmak anlamına gelir. Şu an itibari ile Gümüşhane il sınırlarını bitirmiş, Giresun il sınırlarına girmiş bulunmaktayım.
Çatalağaç Şelalesi.
Giresun il sınırlarına girmem ile beraber Çatalağaç Şelalesi Tabiat Parkına da girmiş oldum.Şelalelerin büyüleyici güzelliklerini bir süre seyredip,biraz da serinliğinden istifade ettim.Şimdi Çatalağaç Şelalesinden bahsedebilirim.
Çatalağaç Şelalesi Tabiat Parkı: Akarsu yatağının, dike yakın bir biçimde aniden düştüğü, suların yüksekten dökülerek aktığı kısmına şelale denir. Mükemmel bir görsel şölen sunan şelaleler bulundukları coğrafyanın turizmine hareket katar.İlçemizde Çatalağaç Köyü, kanyonu ve şelalesiyle ziyaretçilerine yemyeşil bir tabiat ve tertemiz bir hava sunuyor.
Doğankent-Gümüşhane/Kürtün karayolu üzerinde Harşit Vadisi içerisinde yer alan Çatalağaç (eski adıyla Şadı) Erikdere Şelalesi ilçenin doğal güzelliklerinden yalnızca biridir.
Erikdere akış güzergahında bulunan Çatalağaç Şelalesi, tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği tek ve nadir olmalarısebebiyle ilmi ve estetik yönden milli öneme sahip,
bir veya birkaç jeolojik ve jeomorfolojik formasyon ve bitki türleri gibi müstesna değerleri barındırmaktadır. Özellikle insan faaliyetlerinden çok az zarar görmüştür.
Şelale Doğankent’e 5 km uzaklıkta yer almaktadır. Yaklaşık 20 metre yükseklikten akmaktadır. Yanına yaklaşıldığında suyun akışının meydana getirdiği sis ve serinlik insanları şehrin gürültülü ve stresli yaşantısından uzaklaştırmaya yardımcı oluyor.
(Kaynak:Doğankent Kaymakamlığı)
Şelaleler bölgesinden hareket ettikten kısa bir süre sonra Giresun’un küçük
ilçerinden biri olan Doğankent’e vardım.
Doğankent: Doğankent ilçesi 5 mahalle 9 köy olmak üzere toplam 14 idari birimin birleşmesiyle oluşmuştur.
Doğankent giriş tabelasının hemen karşısında Çatalağaç Şelalesinden daha büyük
bir şelale ile karşılaştım.Adını bilmediğimden ben buna Doğankent Şelalesi diyeyim.
Doğankent-Tirebolu Yolu.
Doğankent-Tirebolu arası 34 kilometre,ben bu kilometreleri yeşillikler,sular ve Harşit Çayı boyunca Harşit Vadisi boyunca aldım.Manzara güzel, yol sakin… aradığım ve bana hitap eden bir yol.
Tirebolu.
Torul’dan sabah 06:00’da ayrılmıştım hiç rüzgara yakalanmadan saat 12:30 gibi Tirebolu ilçesine ulaştım.97 kilometrelik bu yolculuğumun büyük kısmı Harşit Vadisi manzarası eşliğinde ve iniş ağırlıklı olduğundan çabuk geçti.Öğle saatlerinde Tirebolu’ya vardığımdan önceliğimi yemek işine verdim ve yörenin meşhur köfteleri ile tanıştım.Tirebolu’da bu kadar vakit geçirmişken kısaca bahsetmezsem olmaz.
Tirebolu: Giresun iline bağlı bir ilçedir. İl merkezi olan Giresun’un doğu yönünde, Karadeniz kıyısında, Doğankent, Espiye,Görele, Güce ilçeleriyle sınırları bulunmakta olup il merkezi Giresun’a 45 km. uzaklıktadır.Tirebolu’nun kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte Osmanlılardan önce de yerleşim yeri olduğu, İlçe merkezindeki ve çevresindeki tarihi kale kalıntılarından anlaşılmaktadır. Önceki adı Tripolis olup, üç şehir anlamına gelmektedir. Bu günkü ismini de Tripolis kelimesinden almaktadır. Tirebolu, 1839 yılına kadar Gümüşhane sancağına bağlı iken daha sonra Trabzon sancağına bağlanmıştır. 1922 yılında da müstakil mutasarrıflık olan Giresun’a bağlanmıştır. Tirebolu ilçesinde “Belediye Teşkilatı” ise 1869 yıllarında kurulmuştur. 1. Dünya savaşında Rus orduları, ilçe merkezinde denize dökülen Harşıt çayına kadar gelmişler ancak şehre girememişlerdir.Cumhuriyet döneminde Tirebolu ilçesi, Giresun ilinin bir İlçesi olmuştur.
Tirebolu Kalesi:Tirebolu ilçe merkezinde bulunan tarihî Tirebolu Kalesi (Saint-Jean) ilçenin kuzeyinde deniz içerisindeki bir yarımada üzerinde yer alan küçük bir kaledir. Yarımadanın doğal yapısına uygun olarak inşa edilen kaleye güneyden dik bir merdivenle çıkılır. Kale moloz taş malzeme ile yığma olarak inşa edilmiştir. Giriş kente bakan basık kemerli bir açıklıktan sağlanır. Surları aralıklarla dışarıdan payandalarla desteklenmiştir. Kalenin içerisinde salnamelerde Meryem Ana Kilisesi olarak adlandırılan küçük bir şapel ile bir de mescit kalıntısı vardır. Kalede Osmanlı Dönemi’ne ait çok sayıda mezar taşı bulunmaktadır. Kale surları günümüze kadar sağlam gelebilmiştir. Daha önceki yıllarda geniş çaplı restorasyon ve onarım gören Tirebolu Kalesi, bölgenin en güzel tarihî eserlerinden biridir.Kaynak:Türkiye Kültür Portalı.
Bugünkü turumun 129 kilometresinin 31 kilometresini Karadeniz sahilinde alacağım. Tirebolu’dan itibaren 31 kilometrelik yolun 11 nci kilometresinde Espiye ilçesine ulaştım.
Espiye:Giresun ilinin bir ilçesidir.Espiye adının anlamı hakkında elde kesin bir veri yoktur. Ancak yörenin eski adı Zefre olup, tarihi İpek Yolu’nun en önemli limanlarındandır.
Espiye, Keşap yolunda Değirmenağzı mevkiinde tünelden kaçıp yan yollara saptım,sessizliğin ne güzel bir şey olduğunun farkına daha iyi vardım.Fındık hasat mevsiminde Giresun’da olduğumdan burada da fındık kurutmaya tanıklık ettim.
Keşap Kampı.
Keşap tabelasının önüne gelmiş iken Keşap’tan bahsedeyim sonra
Keşap kampı hakkında bilgi veririm.
Keşap: Giresun ilinin bir ilçesidir. Sahil kıyısında Giresun’a 10 km uzaklıkta bulunur. Giresun iline yakın olmasından dolayı ulaşım açısından gelişmiştir. Keşap deniz kıyısında yer alan doğal güzelliğe sahip bir ilçedir.Keşap Kampı; Bu güne yarınki tırmanışı hesap ederek uzun bir rota koymuştum ve 2 gündür karşıdan gelen şiddetli rüzgar beni ürkütmüştü, o yüzden geçe kalırım diye daha yoldayken öğretmenevinden yer ayırttım.Tahminimden önce vardım Keşap’a hemen öğretmenevine gittim.Yeri güzel,ağaçlıklar arasında hangi odayı isterseniz onu alın dediler,giriş katı bana uygun geldi ve hemen odaya yerleştim.Önce günün terini ve yorgunluğunu üzerimden atmak için duşa girdim.
Sonra da Keşap’ı keşfetmek ve yarınki yolculuğun kumanyaları için Keşap sokaklarına daldım.Akşam hava kararırken de öğretmenevindeki mütevazi odama çekilerek akşamın keyfini sürdüm.Bugün Harşit Vadisinde uzun, zevkli ve bol manzaralı yolculuk yapıp,karadeniz sahiline indim.Yarın tırmanış günü,hedefimde 1750 rakımdaki Kümbet Yaylası var.Bu 0’dan 1750 metreye 60 kilometrelik tırmanış anlamına geliyor.
O yüzden bu gece iyi dinlenmeliyim.
KARADENİZDEYİM 10-24 AĞUSTOS 2020 (6. Gün Torul-Özkürtün-Kürtün-Doğankent-Tirebolu-Espiye-Keşap)
Discussion about this post