İlk iki gün, kıştan çıkmanın hamlığı, yol yorgunluğu,hava muhalefeti ve coğrafyanın yıpratıcı olmasından dolayı bana yorgunluk ve kaslarda ağrı olarak geri döndü.Ama bu sabah iyiyim galiba!!! Gece saat 22:00 sıralarında yağmaya başlayan yağmur daha sonra sulu kara döndü.Geç vakit dinince de kaybolup gitti dediğim şiddetli rüzgar tekrar geri geldi ve ıslanan çadır buz tutmuş oldu.Sağlık olsun, çadırın buz tutmasına alıştım artık.Gündüz ya arkadaş niye bu kadar malzeme aldın diye kendi kendime söylenirken, gecenin soğuğu iyi ki kışlıkları da yanımda getirmişim dememe sebep oldu.Hele -6 derece gayet kaliteli uyku tulumum ilk iki gece süper iş yaptı. Sabah kalktığımda rüzgarın etkisi ile yerler kurumuş ama gölge yerler buz tutmuş vaziyetteydi, yani sizin anlayacağınız sabah ayazı her şekliyle kendini hissettiriyordu.Toroslardan Egeye Turumda 1 ve 2 nci gün Toroslara tırmandım, güzel coğrafyada yol alırken tehlikeli yerlerden de geçtim.Adana ve Mersin bölgelerinde gezdim.Bu gün bir süre Adana bölgesinde yol alıp Niğde il sınırlarına geçiş yapıp bir süre öyle yol alacağım.Bakalım 3 ve 4 ncü günlerim nasıl geçmiş.
3 ncü Gün 08 Mayıs 2022 Kamışlı-Yelatan-Aladağlar-Çamardı-Çukurbağ:
Kamışlı Sabahı.
Bakmayın ortamın şıkır şıkır olduğuna, ortalık dondurucu soğuk.Sabah 05:00 sıraları kalkıp,çadır içini toparladım,kahvaltımı okul bahçesindeki bank ve masalar üzerinde yaptım.O arada hafiften güneş kendini göstermeye başladı da çadırın buzları çözüldü, bende en son olarak onu toplayıp yola çıkmaya hazır hale geldim.
Veda Zamanı.
Geceyi geçirmemi sağlayan ve konuğu olduğum ilköğretim okulunun Atatürk büstü önünde kamp yerime veda pozu verip Kamışlı’dan ayrıldım.
Sabah ayazı kafadan yediğim rüzgar ile birleşince üşüyerek yola devam ettim.Biraz kendimi hareketlendirirsem ısınırım dedim ama sabah çok erken olmasından dolayı vücut ısınacak gibi değil.Olsun,içimi ısıtacak güzellikler bir bir karşıma çıkmaya başladı,dahası da var derken istikametimi de net olarak öğrenmiş oldunuz. Çamardı üzeri Niğde’ye gidiyorum.
Mola Zamanı.
Yaklaşık 12 km sonra Dağdibi bölgesine geldiğimde de istediğim ortamı yakaladım.Yolun sağında çeşme, yolun solunda ise taş masa ve bank….. Sizce Şafak burada ne yapar.Bu anlar en sevdiğim anlardır,hiç tereddüt etmem çıkarırım ocağımı, sürerim cezvemi.Evet kahve molası verme zamanım gelmiş.
Toroslardan Egeye Turumun 3 ncü gününün sabahı sınırlarına dahil olduğum 3 ncü ile, Niğde il sınırlarına ulaştım. Niğde ve bölgesine bisikletim ile ilk defa gireceğim.Gerçi Adana ve Mersin illerine de bisiklet ile ilk defa girmiştim,yani ilk 3 günde 3 il sınırı.
Ecemiş Çayı.
Aladağların eteklerinde yer alan Ecemiş Çayı doğaseverlerin ilgisini çekmektedir.Evet, benimde çekti, Çamardı ile Niğde arasındaki Üçoluk köyü üzerinden doğan,Aladağlar etekleri boyunca akan, Çamlıbel civarı Körkün Çayı adını alan ve en sonunda Seyhan Barajına kavuşan Ecemiş Çayı ile bugün Çamardı’na kadar yolculuk yapacağım.
Aladağlar Boyunca.
Bu üç fotoğraf nasıl güzel coğrafyada yol aldığımın delili olsa gerek.Ah bir de karşıdan gelen rüzgar olmasa ne güzel olurdu.Evet bu güzel manzara ve Aladağlar eşliğinde Yelatan bölgesine ulaşmış bulunmaktayım. Yelatan bölgesi gerçekten de tam bir yel atan.Bu bölge boğaz olduğundan rüzgarı daha şiddetli hissettiriyor,belki de bu yüzden yörenin adı Yelatan olmuş. Köy, 1927 yılından beri aynı adı taşımaktadır. Niğde il merkezine 98 km, Çamardı ilçe merkezine 18 km uzaklıktadır
Karlı kaplı Aladağlar manzarası altında Karatay’ım beni bir fotoğraf çekermisin dedi, kıyamadım ona. Hakkı değil mi?, benden fazla zorluklara göğüs geriyor ve benim gibi aksi adama katlanıyor.

Aladağlar.
Evet sağ yanımda Aladağlar,Çamardı’na doğru yol alıyorum.Aladağlar’ın muhteşem görüntüsü altında sık sık durarak fotoğraflıyorum.Hepsini olmasa da bir kaçını burada paylaşarak yazılarıma destek yapıyorum.Sıra artık Aladağlar’dan söz etmeye geldi değil mi?
Aladağlar: ALADAĞLAR Milli Park olarak ilan edilmiş bir bölgedir. Niğde, Kayseri, Adana sınırları içinde yer almaktadır. KKD-GGB uzanımlı Aladağlar, kuzeyde Develi Dağları ve güneyde Bolkar Dağları’ndan ayrıldığı Gülek Boğazına kadar, 78 km uzunluğunda ve doğu-batı doğrultusunda 124 km genişliğinde yaklaşık 1035 km² yüzölçümü ile Orta Toroslar’ın önemli bir bölümünü oluştururlar.Aladağlar, Doğu Toroslar dağ silsilesine ait en yüksek, iç içe zirveler grubunu oluşturur. Ana zirveleri 3700 metrenin üstündedir (Kızılkaya 3767m, Demirkazık 3756m, Kaldı 3748 m, Emler [Engintepe] 3723m ). Aladağlar’ın jeolojik” yapısı iki bölümden oluşmaktadır; Ak ve Kara Aladağlar. “Ak Aladağlar” adı verilen kuzey bölümü genelde dolomitik, çok kalın Jura – Kretase yaşlı masif kalkerlerden ibarettir. Güneye doğru ani incelmeler yapan bu kalınlık 2000 m. civarındadır. Bu kalkerler iyi tabakalanmamış ve açık renklidir.Aladağları batıdan doğuya doğru yarıp geçen Çakıt Suyu vadisi İç Anadolu’yu Akdeniz’e bağlayan en önemli doğal geçitlerden birisidir. 2500-2800 metreden sonra ormanlar seyrelmeye başlar ve yerlerini alpin çayırlara bırakırlar. 3500 metreden sonra ise sürekli kar sınırı başlar. Divrik Dağı’nın güneyinde bulunan Ensenin Tepe yamaçlarında (doğu ve güneyinde) yedi tane şelâle bulunmaktadır. Voklöz tipindeki kaynaklardan çıkan sular 50 – 60 metre yükseklikten Kapuzbaşı Deresine dökülmektedir. Bu suların katılımıyla debisi bir hayli artan Kapuzbaşı Deresinin suları Suarası Deresine karışmakta o da Zamantı Irmağına bağlanarak Seyhan Nehrine ulaşmakta ve daha ileride Akdeniz’e dökülmektedir. Şelaleler genişlikleri bakımından olmasa bile yükseklikleri bakımından oldukça büyük sayılırlar. Aladağlar üzerinde gezi ve tırmanış yapacak olan araştırıcı ve dağcılar, genellikle Niğde-Çamardı –Çukurbağ köyü üzerinden Aladağlar’a giriş yaparlar.Kaynak:T.C.Niğde Valiliği

Yine Ecemiş Çayı, bu sefer yeni restore edilmiş taş köprü ile birlikte, bu güzel manzara eşliğinde bir soluklanmak gerek değil mi?
Bu sefer molamı beş çayına getirdim,öğle yemeğimi geçiştirdiğimden içim bayılmaya başladığı anda çeşme karşıma çıktı,Ecemiş Çayı manzarası ile.Hemen çaydanlığı ateşe koyup çay demledim.Çay ile biskivü çok iyi geldi.Çayı yudumlarken de Karatay’ı dinlenme anında fotoğraf karesine sığdırmayı da ihmal etmedim.
Çamardı.
Kamışlı’dan Çamardı’na kadar hafif tırmanışlı ama şiddetli rüzgara karşı yol almak beni bayağı yordu.Çamardı’na vardığımda yorgunluk hissi baş gösterdi.Yorgunluktan ziyade rüzgarın geri itişi bıkkınlık yarattı.O yüzden günü Çamardı’nda sonlamaya karar verdim.İlçe içinde bir yer araştırırken Çukurbağ’daki bir pansiyon ağıma takıldı.Hemen orasını garantiye aldım, sonra da Çamardı mini kültür turu yapıp,eksik kumanyalarımı tamamladım.Çukurbağ bölgesine geçmeden isterseniz Çamardı’nı bir tanıyalım.
Çamardı:Çamardı ilçesi, Niğde ilinin güneydoğusunda Toros Dağları’nın eteklerinde kurulmuştur. Niğde Merkez ilçe, Bor, Ulukışla ve Adana ili hudutları ile çevrilidir. 1204 Km.² yüzölçümüne sahip ilçenin rakım ortalaması 1600 m’dir. İlçe merkezinin rakımı da 1600 m ’dir. İlçenin yüzey şekilleri coğrafi açıdan oldukça engebeli ve 2/3’ü dağlıktır. Torosların en yüksek zirvesi olan Demirkazık 3756 m yüksekliğinde ve İlçe sınırları dâhilindedir. Arazinin 1/3’ü yayladır. İklim itibariyle İç Anadolu Bölgesi’nin karakteristiği olan karasal iklim hakimdir.İlçeye bağlı; 21 köy vardır.Son nüfus sayım sonuçlarına göre; ilçenin toplam nüfusu 13.944 olup, bunun 3.779’u ilçe merkezinde, 10.165’i köylerde yaşamaktadır.Çamardı’nda Hititlerin hüküm sürdüğü bilinmektedir. Daha sonra sırasıyla Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu (Doğu Roma) hakimiyetine giren ilçenin Türklerle ilk teması Melik Şah zamanındadır. İlçemizin de bulunduğu bölgeler kesin olarak 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. İlçenin halen kullanılan ÇAMARDI ismi tarihte bazen Şamardı, bazen Maden ve Bereketli olarak kullanılmıştır. İlçe yerleşim yerinin dağlık ve ormanlık bölgede kurulu olması Çamardı adını almasında etkili olduğu rivayet edilmiştir.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
%20(1).jpg)
Çukurbağ Kampı.
Çamardı’ndan biraz iniş ile Çukurbağ’a ulaştım.Aladağlar tırmanışçılarının, hele Demirkazık tırmanışçılarının tercih ettiği bir yer Çukurbağ.Bir de bölgeye has bir kuş cinsi için Çukurbağ gözlem için tercih ediliyor.Yer ayırttığım pansiyonunda adı Şafak, evet kendi adımda bir pansiyon buldum,bakalım nasıl bir yer.Hava soğuk üşümüşüm,odaya girdim, buz gibi hemen isyan hali ve elektrik sobası odama kuruldu.Kalorifer yakmazlarmış, odalar büyük salona açıldığı için ortada bir soba odalar öyle ısınırmış ama ben sobayı kaptım. Bereket güneş enerjisi suyu ısıtmış, güzel bir duşa girdim.Otobüs yolculuğu gecesi de dahil bu gün 4 ncü gün ve su ile haşır neşirim,ne mutluluk verici bir şey. Bütün stresim gitti, neşem tekrar yerine geldi.Akşam yemeğimi Aladağlar manzarası eşliğinde terasta yedim, yabancı konuklarda vardı, onlarda kendi hallerinde sohbet ediyorlardı.Ama burada öyle bir şey öğrendim ki,onu sabah ki başlangıç yazımda göreceksiniz.Bugün kısa ama güzel bir gün oldu yarın yine Aladağlar’dayım ve yaylalarla beraber Niğde’ye doğru yol alacağım.
3 ncü Gün 08 Mayıs 2022 Kamışlı-Yelatan-Aladağlar-Çamardı-Çukurbağ:42 km
4 ncü Gün 09 Mayıs 2022 Çukurbağ-Aladağlar-Bulduruş Geçidi-Elmalı-Ovacık-Niğde:
Demirkazık Zirve.
Evet burası 3756 m yüksekliği ile Demirkazık Zirve.Görüş alanımda büyük ve küçük Demirkazık zirve durmakta.Dün zirvesi bulutlarla kaplı olan ve kendini göstermeyen Demirkazık Zirve’yi şimdi net olarak seyrediyorum.Akşam,pansiyon sahibi ile muhabbetim sırasında sabah 05:30-06:30 aralığında havanın durgun olduğu saatlerde Demirkazık zirve en güzel buradan (Çukurbağ’dan) pansiyonun terasından görünür deyince 05:00’de uyanıp terasta nöbet tutmaya başladım ve mükafatımı aldım.
Çukurbağ Sabahı.
05:00’de uyandım, kahvaltı çantamı alıp terasa çıktım.Aladağlar’ın en yüksek zirvesi Demirkazık’a bakarak,onu seyrederek kahvaltımı yaptım.Bol bol çekim yaptım,fotoğraf çektim.Tekrar, tekrar sabahın sessizliği ile Demirkazık’ı seyrettim.Hele Demirkazık’ın ardında daha güneş kendini göstermeye çalışması daha da güzel.Kahvaltı sonrası yine keyif çayımı Aladağlar’a Demirkazık’a karşı içtim, ne mutlu bana (Aladağlar’dan dünkü yazımda bahsetmiştim).
Geceyi geçirdiğim,terasından Demirkazık’ı seyrettiğim vasatın biraz üstü sayılabilecek ( ücretine göre fena sayılmaz,sıcak suyu var hiç olmazsa) Şafak Pansiyondan, dolayısıyla Çukurbağ’dan ayrılık zamanı.
Çukurbağ’ın çıkışında gördüm onu,Aladağlar’dan doğup gelen Halilböğre Deresi,gürül gürül akıyordu.Bahar,yada yaz dönemlerinde burada kamp yapmak çok güzel olur,geniş bir alan kamp yapmaya müsait.Bu kamp olayını bugün için söylemiyorum,bu gece burada kamp yapsaydım, her halde buz tutardım,yaza yada bahara dedim.
Düz sayılabilecek bir konumda bir süre yol aldım,16 km sonra Bademdere köyü girişindeydim.
Bademdere: Çamardı’na bağlı bir köy.Köyün adı, 1926 yılı kayıtlarında Payamderesi olarak geçmektedir.20 Ağustos 1971’de belediye statüsü alarak beldeye dönüşen kasabanın belediye statüsü, nüfusunun 2000 kişinin altına düşmesi üzerine 2013 yılında sona erdi.
Aladağlar’a Veda Zamanı.
Bulduruş Geçidi’ne doğru yol alırken Aladağlar’a ve Demirkazık zirveye son bir defa baktım.Demirkazık’ın sabahki durumu yok yine puslanmaya başlamış.El salllayıp yoluma devam ettim.
Bulduruş Geçidi.
Bademdere’den hafif tırmanış ve son 1500 metrede tırmanış ile önce Bulduruş Geçidi’ndeki çeşmeye ulaştım,sularımı tamamladım, soğuk suyundan kana kana içtim ve tekrar bisikletime binerek bir kaç yüz metre ilerideki Bulduruş Geçidi’ne vardım.Bulduruş Geçidi geçtiğim 2022’nin ilk geçidi olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı.
Geçitlerden hep dik bir vaziyette inilir ya…… İşte bende onlardan zannettim ama bu geçit öyle değilmiş.1 Km kadar hafif bir iniş sonunda neredeyse aynı rakımda yaylalar arasında gezinmeye, Niğde tarafına gitmeye başladım.Yaylanın birinde kahve molası verdim diğerinde de öğle yemeğimi yedim.Ne zengin adamım kardeşim, o yayla senin bu yayla benim dolaşıyorum.
Niğde Yol Ayrımı.
Yaylaları ve köyleri bir bir geçerek Ovacık köyüne kadar geldim. Burada Adana-Niğde-Kayseri ana yoluna çıkış yaptım.Sola dönerek yönümü Niğde tarafına çevirdim.Şimdi önümde 18 km’lik dümdüz bir yol var.
Niğde.
Düz ve ana yol, basabildiğim kadar bastım ve sapaktan 1 saat sonra Niğde girişindeyim.Niğdeyi bir tanıyalım isterseniz.
Niğde:Niğde ili ülkemizin İç Anadolu Bölgesinin Güneydoğusundadır. Rakımı 1.229 m. Olan Niğde’nin nüfusu 346.667 dir. Aksaray, Nevşehir, Mersin, Adana, Kayseri ve Konya illerine komşu olan Niğde, güneyde Bolkar dağları ile İçel ilinden, güneydoğu ve doğudan Aladağlar’ın oluşturduğu doğal sınırlar ile de Adana ilinden ayrılır. Çamardı ve Ulukışla ilçeleri Akdeniz bölgesinde kalmaktadır.Termal kaynakları, ören yerleri, doğal güzellikleri, dağ ve kış turizmi olanakları ve zengin ve tarihi doku, bu güzel kenti turizm merkezi yapabilecek önekli unsurlardır.Halkın esas geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Elma ağacı sayısında Niğde ili ülke sıralamasında ilk sırada yer alır. Ülke genelinde patates üretiminin % 25’lik bölümü ilimizde üretilmektedir. Geleneksel el sanatları bakımından Niğde önemli bir ildir. Niğde ilinde üretilen halılar dünyanın birçok ülkesinde müşteri bulmaktadır. Başkent Ankara’ya yakınlığı, Kapadokya bölgesinde olması, tarihi değerleri ve doğal güzellikleri bu güzel Anadolu kentini ayrıcalıklı kılmaktadır. Ecemiş Suyu, Ulu Irmak önemli akarsulardır.
Niğde ilinin Merkez ilçe, Altunhisar, Bor, Çamardı, Çiftlik ve Ulukışla olmak üzere 6 ilçesi mevcuttur. Bor ilçesindeki organize deri sanayi, Çamardı ilçesindeki dağ evi ve Ulukışla ilçesindeki termal kaplıca turizmi Niğde ilinin ekonomik ve sosyal gelişimine önemli katkılar sağlamaktadır.
Niğde Öğretmenevi.
Büyük yerlerde kamp olayının sıkıntılı olduğunu bildiğimden ve Niğde’yi ilk defa göreceğimden bir kaç gün önce öğretmenevinden rezervasyon yaptırmıştım. Niğde’ye ve öğretmenevine erken vardım.Bol temizlik yapıp, kültür gezisi ile Niğde’yi tanıyabilirim.
Öğretmenevinin eski Niğde şehrinin olduğu bölgede olması benim kültür turumu daha cazip hale getirdi.Bir sürü yer gezdim,gördüm,bunlardan bir tanesini, buraya aktarayım istedim.
Niğde Kalesi:Eski Niğde şehrinin bulunduğu tepeyi çevreleyen kale üç surla çevrilmiştir. Fakat birçok yeri yıkılmış olan kalenin bedenlerinin bir kısmı evlerin duvarı olmuştur. Bugün tepenin kuzeydoğusunda bir hisarı içine alan kısım ayakta kalabilmiştir. Yakın zamana ait yıkıntıları arasında meskene çevrilen iki burcun kalıntıları görülebilmiştir. Bu sur muhtemelen Sungurbey Cami’nin yanına kadar uzanıyordu. Sungurbey Camisi’nin karşısındaki surlardan ayakta kalan az bir kısım restore edilmiştir. Batı taraftaki sur ve burçlar tamamen kaybolmuştur. Kalenin ayakta kalan tek burçtan ibaret ana kulesi tepenin en yüksek noktasına yapılmıştır. Nispeten daha iyi korunmuş olan bu ana kule, dikdörtgen burçlara yaslanan surlardan çok daha yüksektir. Ana kulenin duvarları yıkılmamış ise de iç kısmında bulunan birçok oda ve hücre tamamen harap olmuştur.Güney kısmında yapılan onarımlara rağmen surun ana hatları zorlukla seçilebilir. Kalenin tarihi hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Alt duvarlarında Arap Bizans çeşnisi var ise de MÖ 8’inci asırda yapılmış olma ihtimali vardır. Kale 1740 yıllarında Sadrazam İshak Paşa tarafından onarılmıştır. Bugün ise Belediye tarafından tepenin etrafı duvarla çevrilerek, Tepenin üstü park haline getirilmiştir. Kalenin eski burçlarından birinin üzerine yapılmış bulunan meşhur saat kulesi fevkalade güzel bir eserdir ve adeta Niğde’nin sembolüdür. Fakat kitabesi olmadığı gibi hakkında fazla bir bilgi de yoktur. Ancak stil yoluyla 19’uncu yüzyıla tarihlenir. Saat Kulesi kalenin batı burçlarından birinin üzerine inşa edilmiştir.Kaynak: Niğde İl Kültür Turizm Müdürlüğü

Niğde Geceleri.
Alemlere aktığımı sandınız değil mi? yok öyle bir şey.Kültür gezimin sonunda yemeklerinin güzel olacağını tahmin ettiğim bir yerde akşam yemeğimi yedim, haklı çıktım.Niğde Tava harikaydı,tavsiye ederim.Niğde’nin neyi meşhur diye bana sorsalar,benim cevabım; Hurdacısı, Patatesi,Halka Tatlısı ve Gazosu derim.Şimdi Niğde Tava’yı da listeye katmış oldum.Patetes çuvallarını ve hurdacıları yol boyu bol bol gördüm.Niğde Tavayı yedim, şimdi sırada halka tatlı ile gazoz var.İşte Niğde geceleri dediğim buydu!!!!!!Erken varmanın avantajı ile tüm istediklerimi, yerine getirmenin rahatlığı ile erken sayılabilecek bir saat diliminde odamda istirahate çekildim.4 günün yorgunluğunu atmanın zamanı.Yarın Bozkır’lara açılıyorum haberiniz olsun.
4 ncü Gün 09 Mayıs 2022 Çukurbağ-Aladağlar-Bulduruş Geçidi-Elmalı-Ovacık-Niğde:64 km
Discussion about this post