Akşam Teos Ormanda kamp yaptım,hava buz gibi ve kuzey rüzgarı üşütür şekilde
çadırıma çekilip yattım.Gece rüzgar fırtınaya dönüştü ama daha önemlisi domuz kardeşler meşe palamutlarına ne zaman gelecek sorusu kafamda yer etmişti!.Cevabını gece
yarısından sonra aldım,önce sesler biraz ileriden geldi derken 05:00 gibi çadırımın biraz yakınından sürü halinde geçit merasimi yaptılar. Bu badireyi atlattım ama 05:30 sıraları çadırımın dibinden hızlıca geçmeleri benimde dışarı fırlamama neden oldu.El feneri ile etrafı şöyle bir aydınlattığımda az ileride bana bakar pozisyonda bir kaçını görünce az bir ürkütme ile yolladım onları.Ama uyku da bana haram oldu,güne ”domuzlar harekatı” ile başlamak varmış.
2.Gün 27 Aralık 2024 Teos Orman-Ürkmez-Özdere-Ahmetbeyli:
Yer şahane ama meşe ağaçlarının olduğu bölgede domuzların olması da normal.O yüzden 05:30’da kalkış yaptım,kuzey rüzgarı buz gibi eserken sabahın o saatlerinde ışıkları yakarak kahvaltımı üşüyerek yaptım.Sonrasında ise toparlanma aşamasını bitirdim ama hava da bir türlü aydınlanmadı.Hava aydınlanmasını bekleyip kamp yeri ayrılış fotoğrafını da alıp kamp yaptığım Teos Ormandan 08:30 sıraları ayrıldım.
Kamp yaptığım yer Sığacık merkeze bir kaç kilometre uzaklıkta.Kamp yerimden ayrılıp Sığacık’a kadar şiddetli fırtınaya karşı ağzım burnum yamularak yol aldım,sabah sabah dayak yemiş gibi oldum.
Akarca Koyu.
Sığacık’tan sonra eski yoldan Seferihisar tarafına yol alıp sonrasında güneye Akarca istikametine dönmem ile beraber rüzgarı arkama alarak Akarca’ya vardım.Çiçek Adası manzaralı bir kısa mola verip Akarca bölgesinde yazlıklar arasında trafikten uzakta yol almaya devam ettim.
Çiçek Adası;Kanlı ada diye de bilinir.Küçük bir ada,üzerinde çok sayıda tavşan yaşadığı söyleniyor.Karaya ince bir sırt ile bağlanıyor,denizin alçaldığı zamanlarda adaya yürüyerek gidilebilmekte.
NOT:Bu adanın bir benzeri Didim-Akbük’te var, Saplı Ada olarak geçiyor.
Doğanbey Körfezi tatbikat bölgesi yakınlarından Akarca yazlıkları bölümünden ana yola çıkış yaptım.Artık uzun bir zaman diliminde Seferihisar-Kuşadası yolunda yol alacağım.
Doğanbey’e kadar arkadan kuzey rüzgarını alarak devam ettim, sırtım, arkam buz kesti desem yeri var.Ama rüzgarın ittirmesi ile de hızlıca geldim.Doğanbey’e vardığımda saat 12:00’yi gösteriyordu,bu rotada yol aldığım her vakit uğradım pideciye girerek öğle yemeğimi burada yiyip,Ürkmez tarafına hareket ettim.
Doğanbey’e kadar arkadan ittiren Karayel,Doğanbey sonrası yerini tüm şiddeti ile Poyraza bıraktı.Sol yandan yediğim insanı serseme çeviren soğuk rüzgar ile beraber önce Ürkmez,sonrasında Gümüldür hattını geçtim.Artık önümde Özdere ve Ahbetbeyli var.
Doğanın bağrına saplanmış hançer misali değil mi?.Gümüldür-Özdere arasında yol alanlar bu manzarayı sürekli görüyordur.Yapıların içinde oturanlar oh ne ala doğa ile baş başayız diyorlar ama bence hiçte öyle değil.Güzelim yeşilliğin içine doğru akmış betonlaşma ve doğa katliamı, başka bir şey değil.Kıyıları doldurdukları yetmezmiş gibi orman içine de beton atmışlar.
Özdere.
Öğleden sonra zannedersem 15:00 sıraları Özdere’ye vardım.Özdere’de alacaklarımın bir bölümünü aldım.Sert esen rüzgar nedeniyle biraz sersemlemiştim,Özdere’de o sersemliği atabilmek ve bedenimi biraz dinlendirmek için kısa bir mola verdim.
Geceyi Ahmetbeyli’de geçirmeyi planlıyorum,Özdere-Ahmetbeyli arası 14 kilometre ve bu 14 Kilometre bugünkü en fazla indi çıktısı olan bölüm.İndisi çıktısı bol ama görseli de bir o kadar fazla olan bu bölümde kararlılıkla yol alarak Ahmetbeyli’ye vardım.
Ahmetbeyli’ye ikindi vakti vardım,Ahbetbeyli’de bulunan cami benim her zaman uğrayıp temizliğimi yaptığım yer.Bugün yine öyle yaptım, Ahmetbeyli’ye varır varmaz Caminin yolunu tuttum, rüzgara ve soğuğa rağmen şahsi temizliği yaptım ve sonrasında da sahilde bulunan üç büyük marketten birinden akşam ve sabah ihtiyaçlarımı aldım.
Ahmet Beyli Kampı.
Ahmetbeyli sahil ile Maydonoz Koyu arasında yıllardır çadır kurup gecelediğim yere emin şekilde yol aldım.Tam yerime geldiğimde nevrim döndü,hadi yazın buraya gelip ateş yakıp taşları orada bırakıyorlardı ve ben gelince ortalığı toplayıp çadırımı kuruyordum.Ama bu sefer hiç öyle manzara ile karşılaşmadım, resmen benim yerime dozer girmiş!,yerimi bozmuş,üst bölümüne bir sürü moloz yığmış ve zaten sayılı ağaç vardı, onları da kesmişler.Bildiğim ne kadar bela varsa okudum,sonrasında da daha önceki yerim kadar iyi olmasa da bu yere geçip çadırımı kurdum. Gerçi bu yer başkaları için 10 numara ama benim pek tercih edeceğim bir alan değil,biraz ayak altı gibi!!!!.Ama yapacak bir şey yok bu gece buradayım.
Her neyse şoku çabuk atlattım,önceliğim barınma ve sonrasında da yemek.Çadırımı kurduktan sonra hızlıca üstüme kalın kıyafetlerimi giydim.Soğuk ve şiddetli rüzgardan korunmak için ağaçları ve çadırımı siper alarak yemeğimi yedim.Şimdi Notion Antik Kenti manzaralı geceme başlayabilirim.Soğuk geçen kış gecelerinin en sıcak anları radyom eşliğinde başlamak üzere….Şarap,kuruyemiş ve elma destekli, radyoma yüklediğim sevdiğim şarkılar eşliğinde içimi ısıtmaya çalıştım.Bu böyle 21:00 sıralarına kadar devam etti,artık buz gibi esen sert rüzgar hiç bir şey dinlemez boyutuna geçince de ben uyku tulumun içine attım kendimi.Gece yarısında sert rüzgar ile birlikte yağmur başladı,geceyi su içinde geçirmemek için çadır iplerini son bir defa daha kontrol ettikten sonra tekrar uyku tulumunun içine gömüldüm, sabah ola hayır ola.
2.Gün 27 Aralık 2024 Teos Orman-Ürkmez-Özdere-
Ahmetbeyli:61 KM
Ahmetbeyli:61 KM
YIL SONU 26-29 ARALIK 2024 (2.Gün Teos Orman-Ürkmez-Özdere-Ahmetbeyli)
Discussion about this post