Kozak Yaylası; Oksijen deposu,fıstık çamları,16 tane birbirinde güzel köy,sımsıcak insanları,kafasına göre takılan hayvanları,yaz kış akan soğuk suları,bir tabiat harikası.
Herhalde bu kadar kısa bilgi bile buraya gitmeye neden olur değil mi? Bergama-Ayvalık ilçeleri arasında yer alan,Bergama’ya 20 km uzaklıkta,500-750 metre arası rakıma sahip,büyüleyici güzelliği olan bu yere defalarca gittim.Ama geriye dönüp bir baktığımda bu güzelim coğrafyayı geçiş bölgesi olarak kullanmışım,kendisine has bir tur düzenlememişim. Durum böyle olunca, Kozak yaylasına adına layık bir tur düzenlemek farz oldu. Bu yaz çeşitli turlara beraber gittiğimiz cefakar,azimli,benim kahrımı çekebilen, dostum ve kendisinin tabiri ile benim çırağım (boynuz kulağı geçer misali,beni solladı ya…) Baattin ŞİMŞEK’ e haber verdim.Ondan hayır kelimesi çıkar mı? hemen geliyorum dedi.Ben Çandarlı’ da olduğumdan ve onun da Çandarlı’ da yazlığı olduğundan, hareket merkezimizi Çandarlı olarak belirledik.Kozak yaylasına çıkma rotasını da bu sefer farklı yaparak,Dikili olarak belirledik.Oradan çok inmiş, ama hiç çıkmamıştık.
Belirlediğimiz zaman da Çandarlı’ da buluştuk,biz yola çıkmaya hazırız,bize iyi turlar.
Dağlar,yaylalar,sular bizi bekliyor.
1 nci Gün 21 Temmuz 2015 Çandarlı-Dikili-Nebiler-Kaplanköy-Göbeller:
Çandarlı Doğu Sahili
Sabah Baattin ile Çandarlı’ nın doğu sahilinde buluşuyoruz.
Biraz hoş sohbet,hal hatır ve bir de tura başlangıç fotoğrafı alıp yola çıkıyoruz.
İstikametimiz Dikili olacak.
Burası Dikili !!!!
Çandarlı-Dikili arası 19 km.Bir buçuk saat sonra Dikili’deyiz.
Dikili sahilinde yol alırken bu arkadaşlarla karşılaştık.Daha doğrusu biz onlarla karşılaştık,onlar öyle bir uykudaydılar ki,bizi görmediler bile. Her halde çok yoruldular.Uyusun arkadaşlar.Onları öyle bırakıp yola devam ediyoruz.
Dikili’de az bir alışveriş ve yazlıklar yolunu kullanarak Kabakum’ a oradan da
Çanakkale asfaltında bir süre yol alarak Kozak Yaylasına çıkacağımız yola,
Nebiler-Kaplanköy yoluna ulaşıyoruz.Buradan sonra yaylaya çıkışımız başlıyor.
Nebiler Şelalesi.
Çanakkale yolundan girişte Nebiler 5 km yazıyordu.Bizde 5 km sonra şelaledeyiz.
Yaylaya buradan çıkmanın en güzel yanı da,daha yolun başında bu güzel manzara ile karşılaşıyorsunuz.Bizde bu güzelliğin tadını çıkarıyoruz.
Bir gün mutlaka akıllanacağız ve doğayı kirletmemeyi öğreneceğiz.
Baattin ŞİMŞEK !!!!!!
Baattin yine yapacağını yaptı.Kaşla göz arasında kendini serin sulara attı.
O sularda serinlerken bende defalarca gelmeme rağmen yine de keşiflerime devam ediyorum.
Suyun Çıkış Yeri.
Burası şelaleye gelmeden önce suyun bir mağara içerinden geçip tekrar yeryüzüne çıktığı yer.Yani mağaranın çıkış noktası.İçerisi serin ve bol sarkıtlı.
Mağara Ağzı.
Su buradan mağaranın içerisine dökülüyor ve 200 metre kadar mağara içerisinde
ilerliyor ve sonra tekrar yer yüzüne çıkıyor.
Ben etrafı gezerken, Baatin bu sefer başka bir yerde karşıma çıkıyor.Yine kendini suya atmış,suyun serinlik derecesini ölçüyor!!!!
Keşifteyim.
Nebiler şelalesi ve etrafını gezmem devam ediyor,biraz da yukarıdan sağa sola bakıyorum.Buradan tekrar aşağıya inip Nebiler şelalesinin 1 km üzerinde bulunan Ece şelalesine geçiş yapmak istiyorum ama saate bakınca vazgeçiyorum.Zaman buralarda su gibi akıyor.Başka zaman uğrarım oraya.
Nebiler Kaplıcası.
Nebiler şelale sefamız bittikten sonra Nebiler köyü içerisinde ki kaplıcaya geçiyoruz. Baattin’ i yemek yapmak üzere kaplıca bahçesinde bırakarak, ben de kendimi sıcak sulara atıyorum.
Nebiler Kaplıcası.
Bu Haldeyiz!!!!
Nebiler-Kaplanköy-Kozak yayla yolu, aynı zamanda Çukuralan bölgesinde bulunan altın madenine giden yol olması nedeniyle yazın çoğu zaman bu halde.Bu da bizim verimli ilerlememizi zorlaştırıyor.Asfalt lastiklere yapışıyor.
Üçtaşlar mevkiine vardığımızda geride bu manzarayı bırakıyoruz.Dikili-Altınova
sahili hemen altımızda.400 metrelerden aşağısı böyle gözüküyor.
Çukuralan’ dayız.
Denize son bir defa bakıp,biraz daha yukarı çıkacağız.Ve sonra denizi bir daha görmeyip,orman denizinde kaybolacağız.
Üst Noktadayız.
Orman kulesini gördüğünüz anda çıkış noktasının ilk bölümü bitiyor.Kulenin olduğu yer
700 metre,biz şu anda 620 metreden oraya bakıyoruz.Sağımızda altın madenine
giden toprak yol var,biz asfalttan devam edip bir süre iniş yapacağız.
İnişin Sonu!!!!
Eriyik asfalttaki inişimiz uzun sürdü,dereye yakın yol sapağından sola Kozak yönüne
dönerek dere tabanına ulaşıyoruz.
Şimdi artık Kozak bölgesindeyiz.Bu dere yatağında rakım 330 metre ve buradan tekrar yukarı Kozak yaylası tarafına devam edeceğiz.
Ama önce Kaplanköy’ e varmalıyız.
Su Başında Mola.
Kozak yaylasına yaklaştıkça çeşmelerde çoğalmaya başlıyor, o çeşmelerden birinde durup hem suyumuzu tamamlıyor,hem de az bir mola veriyoruz.Kozak yaylasının suları da,havası da,ağaçları da bir başka oluyor.Baattin ‘de suyun keyfini çıkarıyor.
Kaplanköy yolunda orman denizi.
Kaplanköy’ de Mola.
Kısa ama dik bir çıkışla 550 rakıma sahip Kaplanköy’ e ulaşıyoruz. Kaplanköy’ ün ünlü asırlık çınar ağacının altında molamızı veriyoruz.Buraya kadar yorulduk,enerji kaybettik.Kendimize kavun ziyafeti çekerek,keyfimizi yerine getirdik.
Kozak Yayla Yolu.
Kaplanköy’ deki molamızdan sonra Aşağıbey köyünü de geçerek Kozak yaylasını bir baştan bir başa geçen Ayvalık-Bergama yoluna ulaşıyoruz.Yönümüzü sağa yani Bergama yönüne çeviriyoruz.Akşam olmak üzere, bu yol üzerinde Yukarıbey’ e yakın Göbeller köyü kırsalında kamp yapmayı planlıyoruz.
Kamp Yeri,Göbeller Kırsalı.
Çeşme bol olunca kamp yeri bulmak zor olmuyor.Sağa sola bakınarak yolculuk yaptıktan bir süre sonra Göbeller köyü kırsalında yoldan uzakta, suya yakın bu yeri kendimize kamp yeri olarak seçiyoruz.Bence güzel bir yer ya siz ce…..
Gün için de olanlar: Çandarlı’ dan çıktık yola,Nebiler şelalesi ve kaplıcasında yaptık keyif.Uzun uzun tırmandık,Kozak yaylasında orman denizine daldık. Göbeller’ de attık kamp….
Akşam olanlar:Bu koskoca yerde kendimize çadır yeri beğendik!!! Suyun başında günün yorgunluğunu attık,yemeklerimizi yaptık,muhabbetimizi de yaptık.Zaten bunları da yapınca yorgunluktan ve temiz havada göz kapakları kapanmaya başlıyor.
Yarın ne mi yapacağız…. Kozak Yaylasındayız canımız ne isterse onu yapacağız.
1 nci Gün 21 Temmuz 2015 Çandarlı-Dikili-Nebiler-Kaplanköy-Göbeller:62 km
2 nci Gün 22 Temmuz 2015 Göbeller-Okçular-Terzihaliller-Yukarıbey-Güneşli :
Bu gün turun ikinci günü.
Kuş cıvıltıları,ağaçların hışırtısı,bol oksijen ve güneşin doğuşu…
Biz Kozak yaylasındayız. Burada güne başlamak,olağanüstü bir şey.
Bugün Kozak yaylasını ve köyleri gezeceğiz.
Yolumuz biraz zikzaklı ama zevkli olacak.
Nasıl zevkli olmasın ki,fıstık çamlarının içerisinde pedallayacağız.
Hadi o zaman durmayalım başlayalım tura.
Göbellerde Sabah.
Kalksam mı? kalkmasam mı? derken en sonunda kalkıp çadırın dışına çıkıyorum.
Sabah oldu bile.Günaydın Baattin…Muazzam bir hava ve muazzam bir güzellik.Kozak Yaylasındayız ve güne Kozak Yaylasında başlıyoruz.
Muzurluk işte!!!
Baattin’ nin neşesi yerinde.
Sağa sola sapanla taş fırlatıyor.Sanmayın ki bu sapan kuş avlamak için. Baattin bu sapanı zararlı varlıklardan kendini korumak için taşıyor!!!!!
Çeşme Başı..
Hazırlıklar tamam,kahvaltımızı da yaptık.Şimdi ikinci günün turu başlar.
Göbeller kırsalında, kamp yaptığımız yerin önündeki çeşmeden ikinci günün turu başlar.Turun başlama pozu da benden olsun.
Göbeller Köyü Sakinleri.
Kırsalında kamp attık,tabii ki köye de gideceğiz.
Göbeller köyünde, köy kahvesinde, köylülerimizle sabah çayımızı yudumluyarak güne başlıyoruz.Göbeller köyü,kamp yerimize 1,5 km mesafede.
Göbeller-Hisarköy Yolu.
Göbeller köyünden ana yola inmeden, orman yolundan Hisarlık köyüne geçiyoruz.Burası 2 kilometrelik yumuşak toprak bir yol ama manzarası görülmeye değer.
Hisarlık Köyü…Etkileyici bir güle güle!!!!!!!
Yol Ayrımı.
Hisarköy’ den Bergama-Ayvalık yoluna çıkıyoruz.
Dün bu yoldan Göbeller’ e gitmiştik.Şimdi biz bu ana yolu kullanmayıp, keserek, Ayvatlar köyüne geçiş yapacağız.
Ayvatlar Yolundan Aşağıbey Köyü.
Dün Aşağıbey köyünden geçerken Ayvatlar köyü gözüküyordu.
Şimdi biz Ayvatlar köyüne girerken Aşağıbey köyü bu güzel manzarası ile bize bakıyor.
Yolumuz Bu Olsun.
Ayvatlar köyüne varınca oradaki bakkala orman içinden ana yola çıkışı sordum,geldiğimiz yolu gösterdi,zaten oradan geldik, dönmeyiz dedim.Ben tekrar orman yolunu sordum.Bizi defineci zannetti ki bir türlü söylemedi, hatta bizi geri göndermek istedi.Ben ileride gözüken bir yola, ısrarla orman yoluna girdim.Hatta köylü kadına sordum, ama herhalde ana yola çıkış yerine,biz haritada yolunu bulamadığım Perpene’ ye gidiyoruz.Yani kral yolundayız.
Bizim Yollar.
Artık kuşkum kalmadı.Biz kaybolduk, ama her kaybolma yeni bir keşif demek.Aslında kaybolmak hoşuma bile gitti,çünkü ana yola çıksaydık direk olarak Demircidere’ ye geçecektik.Ama biz bu kaybolma sonucu büyük ihtimalle Perpene Antik Kentinin olduğu yere gidiyoruz.İnşallah öyle olur.
Cennetteyiz……..
Orman içindeki yolları bir bir aşarken,bir çok çeşmeye denk geldik ama onların içinde bir tanesi vardı ki,işte o hepsinden güzeldi.Ormanın tam ortasında büyük havuzlu ve devamı bir sonraki fotoğrafta….
İşte Burası….
Al çadırını gel,burada kur çadırını ve keyfini sür.Doğanın için de ve etrafta hayvanlardan başka hiç bir şey yok.Hava mı? enfes.Su mu? o da enfes.
Perpene Antik Kenti.
Buraya gelmeyi ve bulmayı çok istemiştim, ama yolunu tam öğrenememiştim.Kısmette kaybolarak burasını bulmak varmış.Böyle kaybolmaya can kurban.
Perpene Antik Kenti:Bergama Kozak Yaylası’ ndaki henüz kazı yapılmayan Perpene Antik Kenti’ nde bulunan tiyatro, ağaçlarla kaplıdır. Bazı oturma sıraları ile ışınsal yola ait merdiven basamakları yüzeydedir. İzleyici koyağını soldan çevreleyen destek duvarının işçiliği özenli kesme taştandır. Sahne binasının yıkıntıları toprak altındadır. Yaklaşık 30 sıralık izleyici koyağı boyutuna sahiptir.Tahminen 2000 kişiliktir.
Okçular Köyü Sapağı.
Perpene Antik Kent turu bittikten sonra biraz daha kaybolarak,ana yola Ayvalık-Bergama yoluna çıkıyoruz. Demircidere köyünü geçip Okçular köyü sapağına geliyoruz. Buralar da 200 metre rakıma kadar iniyoruz. Bu demek oluyor ki,bundan sonra tekrar çıkış başlayacak.
Buradan Okçular köyüne geçeceğiz.Baattin’ e sürprizim var.
Okçular Yolu.
Ana yoldan 5 km mesafedeki Okçular köyüne yolculuğumuz,fıstık çamları
içinde devam ediyor.
Hayata Tutunmaya Çalışıyor.
Yol üzerinde yuvasından düşmüş bu yavruyu görüyorum.
Elime alıp kenara koymaya çalışıyorum ama bir türlü elime alamıyorum.Bu arada kocaman tır geliyor,elimle işaret edip onu durduruyorum,tır şoförü de anlayışlıymış, durdu.O arada yavru kuşu kenara çalılara götürmeyi başarıyorum.
İnşallah annesine kavuşur,annesi de yavrusunu bulur.
Okçular Köyü Fırını.
Her köyün ve her yörenin kendine has özellikleri vardır. Bu da Okçular köyüne has,ortak olarak kullanılan köy fırını.Burada pişirilen köy ekmekleri hayallerimi süslüyor.Biraz sonra onları yemek üzere yola devam edelim.Okçular köyünde tekrar 450 rakıma çıkıyoruz.
Okçular Köyü Mola Yerimiz.
Buraya daha önce de gelmiştim.Her defasında memnun olup ayrılmıştım.Hatta burada arkadaşlarla Havran dönüşü kamp bile atmıştık.Burası Okçular köyünde Köyüm Cafe.
Keyif Zamanı.
Öğlen vakti Köyüm Cafe ye postu serdik, şimdi keyif ve yemek zamanı.
Baattin Kendinden Geçti.
İşletme sahibi ablamızın unutulmaz lezzetleri ile Baattin kendinden geçti.Tam da karnımızın acıktığı anda Baattin’ e sürprizimi yaptım,molayı burada verdim ve onu yemek ile baş başa bıraktım.Bir de benim istihkakıma göz dikmese…
Veda Zamanı.
Karnımız doydu,dinlendik te.
Şimdi yola çıkma zamanı.Köyüm Cafe sahibi öğretmenimize ve bize eşsiz lezzetler sunan ablamıza veda edip ayrılıyoruz.Matara teke düşmüş.Köye gelmeden önce çeşmeden su almıştım,matarayı orada unutmuşum,gittim baktım ama yerinde yeller esiyor.
Atatürk Anıtı.
Okçular-Aşağıcuma köyü arasında Atatürk anıtı.
Bu bölgede görülecek en önemli yerlerden bir tanesi.Muhakkak gölgesinde bir mola verin ve tabletlerdekini bir okuyun.Sonra Atamızın karşısına geçip bir selam durun.
Taş İşleme Ocakları.
Şehirlerde görüp çok hoşunuza giden,yolların ve kaldırımların taşları maalesef Kozak yaylasında ki Aşağıcuma köyünün bu ve buna benzer taş işleme ocaklarından geliyor.Kozak yaylasının hemen bitişiğindeki dağdan taşlar getirilerek bu işletmeler de yapılıyor.
Kozak Sakini.
Kozak yaylasında her zaman başı boş vaziyette görebileceğiniz sakinleri.
Yayla ile uyum içindeler.Kozak yaylasının süt ve peynirleri çok lezzetlidir.
Yaylanın Çamavlu köyünde bir süt kooperatifi de mevcut.
Çam Fıstığı Hasatı.
Aşağıcuma-Hacıhamzalar yolunu takip ederek Terzihaliller köyü girişine gelip oradan yönümüzü Yukarıbey köyüne çeviriyoruz.
Daha önce de görmüştük ama bu sefer daha fazlasını görüyoruz. Yukarıbey yolunda Çam fıstığı hasatı yapılmış ve kurumaya bırakılmış.Köylülerin dediğine göre bu yıl mahsul bol,seviniyorlar.Nasıl sevinmesinler 4 yıldır mahsul alamamışlardı.
Kozak Yolu.
Yukarıbey köyü buranın en büyük köyü.Eskiden bucaktı,şimdi mahalle oldu,gerçi şimdi hiç köy kalmadı hepsi mahalle oldu ya… her neyse.
Biz Yukarıbey köyüne varınca eksiklikleri tamamlama yoluna gidiyoruz.Tecrübe ile sabittir, Yukarıbey köyünde tüm erzağını tamamla,diğer köylerde aradığını pek bulamazsın.Bakkal da ne varsa idare etmek zorunda kalırsın.Bizde bunu bildiğimizden erzağımızı tam ediyoruz.Yumurta hariç,onu köyden alacağız.Yolumuz Yukarıbey-Çamavlu yolu.
Yol Sapağındayız.
Yönümüz Çamavlu köyü olacak,oradan da Güneşli köyüne geçip kamp atacağız.Yani 9 kilometrelik bir yolumuz var.Arka planda ise geniş arazi de çam fıstıklarının kurutulması ve ayıklanması yapılıyor.
Çamavlu Köyü Girişi.
Köy girişinde Kozak yaylasında serbestçe gezinen inekler bizi karşılıyor. Çamavlu köyündeki süt kooperatifi bu ineklerin ve tüm Kozak yaylasının ineklerinin sütlerini toplayıp,bize işlenmiş süt ve peynir olarak ulaştırıyor.
Mustafa Ustanın Eserleri.
Çamavlu köyü girişinde Mustafa ustanın taşlara hayat verdiği yerdeyiz.
Her taşa sabırla bir şeyler yazmış ya da şekil vermiş. Buralarda her çeşmede,mezarda,kapı girişinde,yolda hep onun el emeği var.
Kozak Yaylasına Yukarıdan Baktık.
Çamavlu-Güneşli köyleri arasından Kozak yaylasının görünümü.
Çamavlu köyüne kadar Kozak yaylasında 500 metreler de dolaştık.
Şimdi Çamavlu köyünden Güneşli köyüne doğru gidiyoruz. Çamavlu-Güneşli köyü arası 4 kilometre ve tamamı çıkış.Ama fazla değil 700 metreye çıkacağız.
Güneşli köyü,Kahveci Cemil ve Yumurtalar.
Akşam üzeri Güneşli köyüne varıyoruz.Doğruca köy kahvesine gidiyoruz.Çay içimizi ısıtıyor.
Kahveci Cemil abi ve karısını daha önceden tanıyoruz. Karısı da Cemil abiye yardımcı oluyordu.Kahvenin bitişiğindeki bakkal işini Cemil abinin karısı yapıyordu. Ama bu sefer yengeyi göremedik,meğerse yenge 2 ay önce beyin kanaması geçirmiş,İzmir’de tedavi görüyormuş.Kendisine acil şifalar diliyoruz,geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
Yumurta;uzun aramalar sonunda Güneşli köyünde 3 yumurta bulabildik,mutluyuz!!!!!
Güneşli Köyünde kamp yerimiz.
700 rakıma sahip Güneşli köyünün rüzgarı çok meşhurdur.
Madra Dağı’ndan kopan rüzgarlar buraya ulaşır.Bu rüzgarlı havada bizde okulun dibine çadırlarımızı kurduk.Çok yerler dolaştık,gördük.Çoğu yerde taşımalı sisteme geçildiğinden beri okul ve çevreleri çok kötüydü. Ama Güneşli köyü sakinleri el birliği ile eski okul binasını tertemiz hale getirip,kurslar için hazır hale getirmiş.
Sağ olun var olun.Bize de burada kamp yapmak düştü.Okulun arkasında ki çeşme de bize hayat verdi.
Gün içinde olanlar:Güzel bir güne uyandık,yanlışlıkla Perpene Antik Kentini bulduk,Okçu köyünde ziyafet çektik.Kozak yaylasını komple dolaştık.Güneşli köyüne vardık.
Akşam olanlar:Yumurtayı bulduk,menemen hakkımızdır.Kendimize iyi bir ziyafet çektik.Rüzgara aldırış etmeden çaylarımızı yudumladık.Yaylanın serin havasında uykuya daldık.Baykuşlarda sabaha kadar Baattin,Baattin diye öttü!!!!
Yarın:Yarın son gün olacak ama başka güzellikte olacak,eminim buna.
2 nci Gün 22 Temmuz 2015 Göbeller-Okçular-Terzihaliller-Yukarıbey-
Güneşli : 51 km
3 ncü gün 23 Temmuz 2015 Güneşli-Kıranlı-Mahmudiye-Bergama-
Çandarlı :
Bugün Kozak yaylasında üçüncü ve son günümüz.
Madra dağının eteklerindeki Güneşli köyünde güne merhaba diyoruz.Baykuşlar sabaha kadar öttü,rüzgar sabaha karşı dindi.Seher vakti hafif ayazla beraber uyandım. Baattin daha uyuyor.Nasılsa o da biraz sonra uyanır.Ben önce okulun arkasındaki çeşmeye gideyim.Sabah temizliğini yapayım.Bakalım nasıl bir güne başlayıp,nasıl bir günde devam edeceğiz.
Ah Madra….
Sabah erken uyanıp ta çeşmenin başına varınca bu muhteşem doğa olayı ile karşı karşıya kalıyorum.Güneş Madra Dağının üzerinden doğmaya çalışıyor,bulutlar tepeden aşağıya hızla akıyor.Gri,siyah,kızılllık ve beyazlık hepsi ayrı güzellikte,birbirini tamamlıyor.
Bulutların Dansı.
Madra dağının üzerinde bulutların dansı,büyüleyici güzellikte,yüz yıkamayı bir kenara bırakıp bu doğa olayını seyre dalıyorum.Görülmeye değer bir manzara var karşımda.İyi ki erken kalkmışım,iyi ki buraya gelmişim.
Madra Dağı ve Güneşli Köyü İnekleri.
Çeşmenin hemen arkasında ki merada inekler otluyor.Ben doğa olayını seyrederken, onlarda beni seyrediyorlar.Ne de olsa onlar buranın inekleri,böyle tabiat olayını her gün görüyorlar ama benim gibi Madra Dağını hayranlıkla seyreden birini belki de ilk defa görüyorlar.
Selam inek kardeşler.Ben,en iyisi,çadırların yanına döneyim de Baattin’ de bu güzelliği görsün.
Güneşli Köyüne Veda Zamanı.
Güneş Madra Dağından yükselip ortalığı aydınlatmaya ve ısıtmaya başladığında,çadırlarımızı toplayıp,gitmeye hazır hale geliyoruz.
Kahvaltıyı bu gün köy kahvesinde yapacağız.Kahvaltı anında köylülerle muhabbeti de eksik etmiyoruz.Kahvaltıdan sonra köylüler ve Cemil abi ile vedalaşıp,Çamavlu köyüne doğru salınıyoruz.İstikametimiz Çamavlu-Kıranlı yönü olacak.
Yazanın Eline Sağlık.
Çamavlu köyünde durmayıp,Kıranlı yönüne dönüyoruz. Çamavlu köyünden çıkar çıkmaz Adalı Çeşmesi yanında bu güzel yazı ile karşılaşıyoruz. Yazanın ve düşünenin eline ve aklına sağlık. Kaldı mı böyle düşünen insanlar.
Baraj İnşaatı.
Çamavlu-Kıranlı arasında,Madra dağından gelen ve Kozak yaylasına hayat veren çay üzerine yapımı devam eden baraj.İnşallah hayırlı olur.
Kıranlı Köyünde Kahve Molası.
600 rakıma sahip ve Güneşli köyü gibi Kozak yaylasının en uç noktasında,doğu tarafında bulunan Kıranlı köyündeyiz.Köyde kısa bir mola verip,keyif kahvelerimizi yudumladık.
Kıranlı-Çobanlar Arası Bir Yatır.
Kıranlı köyünden çıkıp Çobanlar istikametine 1 km gidildiğinde yol ikiye ayrılıyor.Sol taraf baraj göletine gidiyor,biz sağa Çobanlar yönüne gideceğiz.Bu yol ayrımında bir yatır,bir düzlük ve çeşme var.Güvenli ve temiz bir yer.Burada biraz oyalanıp,çam fıstığı ayıklıyoruz ama fazla bir şey elde edemiyoruz.
Kıranlı Köyündeyiz.
İkimiz Bir Arada.
Baattin ŞİMŞEK ve Şafak OMAÇ.Kıranlı kırsalı.
Çobanlar Yolunda Baattin.
Kıranlı kırsalından çıktıktan sonra Kozak yaylasından da çıkmış oluyoruz.
Burası Kozak yaylasından çıkış yerimiz.Az önümüz Çobanlar köyü.Ve burada 750 rakımdayız.Bu gün göreceğimiz en yüksek rakım.Bundan sonra iniş ağırlıklı bir yolculuğumuz olacak.
Çobanlar ve Hacılara Bakıyoruz.
Çobanlar ve Hacılar köyüne yukarıdan bakıyoruz.
Burada tepe noktasında orman kesim işçileri ile bir süre muhabbet ediyoruz.Çay demliyorlardı ama işleri uzun olduğundan bekleyemedik.Bu noktada yol ikiye ayrılıyor soldaki ana yol Çobanlar-Pireveliler yolu,sağdaki yol ise Pireveliler-Çürükbağ orman yolu.
Orman Yolundayız.
Tabii ki bizim tercihimiz yamaçlarda devam eden orman yolu,yani Pireveliler-Çürükbağ yolu.Ama yolu şaşırmazsam. Şayet şaşırırsam direk Çürükbağ’ a maceralı bir yolculuk olur. 2 yıl önce olduğu gibi.
Çobanlar ana yolunu tercih etmememin sebebi ise vadi içinden olduğu ve fazla manzara olmaması.
Manzara Başlar.
Aşağıda görünen Çaltıkoru baraj göleti.İvrindi yoluna,Soma yoluna kadar buralardan gözüküyor.Bu seyir için yolu bu tarafa çektim. İyi de yapmışım.Hele bu yol üzerindeki armutların lezzeti bir başkaydı canım.
Ana Yoldayız.
Örümcek ağı gibi dağ ve orman yollarını takip ederek şaşırmadan Çobanlar-Pireveliler yoluna kavuşuyoruz. Ana yol dediğimiz öyle asfalt filan değil,göründüğü gibi,sert ve taşlık bir yol.
Pireveliler Yolu.
Pireveliler yolunda köye bir kaç kilometre kala bir su kenarında molamızı verip,öğlen yemeğimizi yiyoruz.Ve köye doğru hareket başlıyor.
Köy girişinde yine bildik manzaralar.
Pireveliler (Pir Veliler)Köyü ve Sakinleri.
Köye gelip köy kahvesinde molamızı veriyoruz.
Abiler,amcalarla muhabbeti koyulaştırıyoruz.Köyün ismine Pireveliler denmesine köylüler kızıyor. Buranın asıl adı Pir Veliler diyorlar. Pireveliler diyen halt etmiş diyorlar. Bizden söylemesi.
Çürükbağ’ lı Nine.
Ninem 94 yaşında ama hala dinç.
Bana siz ne ayaksınız ne dolaşıyorsunuz buralarda,tarlamı kapatacaksınız,yoksa hazinemi arıyorsunuz gibi bir sürü soru sordu.Yerli turist olduğumuzu zor anlattık.Yoksa bastonu ile bizi haşlayacaktı.
Çürükbağ Gezginleri.
Çocuklar ve bisikletler her yerde.Bu dağ köyünde bile çocuklar zevkle biniyorlar.Onlarla tanışmak çok güzel.
Yol Hali.
Çürükbağ’ dan sonra iyi bir iniş sonrası Üçtepe sapağına kadar sağlam bir çıkış yapıyoruz.Bu çıkış anında bayağı ter attık.Ben önden gidip,bir çeşme başında serinledikten sonra Baattin’ in gelişini bekliyorum.Geriden gelene dinlenmek yok.
Mahmudiye (Çamtepe)-Bergama yolu.
Mahmudiye(Çamkule) içinden geçip,Yukarıkırıklar istikametinden Bergama yönüne iniş yapmaya devam ediyoruz. Bu yolu tercihimiz ise daha önce Bergama’ya inen Kestel baraj göleti yolunu kullanmamız.Her zaman değişiklik iyidir deyip,yeni yerler tanıyoruz.
Bergama Ovasındayız.
Artık inişimiz bitti. Bergama ovasında Turanlı yolundayız,biraz sonra Göçbeyli yolunu takip ederek Bergama’ya ulaşacağız.
Baattin tabelayı inceliyor,öteki yoldan gelseydik farkı olur mu diyordu, ama olmuyor. Her iki yolda aynı kilometrede.Bir fark ikisininde ayrı manzarası olması.
Bergama-Çandarlı Yolu.
Bergama’da küçük bir mola verip yolumuza devam ediyoruz. Bergama-Çandarlı yolunda Yenikent civarından bir görüntü.
Çandarlı ve Karadağ.
Çandarlı,kendini eski bir volkanik dağ olan Karadağ’a yaslamış,bizi bekliyor.Gün sonu yaklaşıyor ve biz Çandarlı’ ya vardık.3 günlük Kozak yaylası macerası da böylelikle bitmiş oldu.Bana eşlik ettiği ve karşılıklı kahrımızı çektiğimiz için yol arkadaşım Baattin’ e teşekkürler.Başka turlarda görüşmek üzere.
Gün içinde olanlar:Güneşli köyünde,güneşin Madra dağı üzerinde doğuşunu seyrettik.Kıranlı’dan Pireveliler’ e geçtik.Tepelerden Bergama’ya indik.Gün batımı ile beraber Çandarlı’ ya vardık.
Gezmeler,turlar,sular,havalar,dostlar,tabiat,yaşam,sağlık,hayat hep arzuladığımız gibi olsun.
3 ncü gün 23 Temmuz 2015 Güneşli-Kıranlı-Mahmudiye-Bergama-
Çandarlı : 79 km
KOZAK YAYLASI BİSİKLET TURU 21-22-23 TEMMUZ 2015
Discussion about this post