Dün bol yağmurlu bir günün sonun da Akkuş öğretmenevine kapağı atmıştım. Kalite yönünden sınıfta kalabilecek yerde kalitesiz bir uyku ile geceyi geçirdim.Dün vardığımda esen sert rüzgar gece devam etti,sabah ise rüzgardan eser yoktu.Sabah çok erken uyandım,odada kahvaltımı hazırlayıp yerken gün ağarmaya başladı.Kahvaltıdan sonra eşyalarımı toparladım,bisikletimin yanına taşıdım.Dün akşam bisikletim dış kapıya yakındı, müdüre çok söyledim,içeri alalım, gece birileri yoklamasın yada yürütmesin dedim ama dinlemedi,bir şey olmaz deyip durdu.O zaman tüm sorumluluk sana ait dedim odama çekildim.Demek,sorumluluk ağır geldi ki, bisikleti içeri taşımış,kapıyı da kilitlemiş.
Eşyalarımı Karatay’ıma yükleyip yola çıkmaya hazır olduğumda saatte 07:15’i gösteriyordu.Bu gün Tekkiraz,Ünye,Terme ve sonrasında Çarşamba’ya doğru iniş ağırlıklı akacağım.Çarşamba’da kalacağım yer bile dünden ayarlandı,rezarvasyon yaptırdım.
14 ncü gün 23 Ağustos 2020 Akkuş-Tekkiraz-Ünye-Terme-Çarşamba:
Geçeyi geçirdiğim Akkuş’tan ayrılık fotoğrafı alırken güneş dağların arasından yeni yeni kendini göstermeye başlamıştı. Sabah serinliği ile Akkuş’tan ayrıldım.
Akkuş:Ordu ilinin bir ilçesidir.Kuzeyinde ünye ve Samsun, güneyinde Niksar ve Tokat ile çevrili bir alanda yer almaktadır.Rakımı 1250, Nüfusu ise 22192’dir.
Küçük bir yerleşim yerinden geçiyordum,bu ufaklık havlayarak yanıma geldi. Saldırır gibi yapıp oyuna başladı. Ufaklıkla bir sürü oyunlar oynadım, sevdi beni galiba ama bu fotoğrafı çekebilmek için çok uğraş verdirdi, yerinde bir türlü sabitlenmedi.
İniş ağırlıklı yolum yeşillikler arasında devam ederken
dün ulaşmayı ve kamp yapmayı planladığım ama yağmur yüzünden Akkuş’ta konakladığım Tekkiraz beldesine 34 kilometrelik yolculuktan sonra vardım.
Tekkiraz: Ordu’nun ilçesi Ünye’nin en büyük mahallesidir. Sosyal ekonomik ve belediye bakımında diğer ilçelerle kafa yarıştıracak niteliktedir. Ünye gibi Niksar caddesi üzerinde bulunmaktave İpek Yolunun son noktası olma özelliğini taşımaktadır.
Ayrıca bu kasabada fındık yetiştirilmektedir.
Patpat;Ordu ve Giresun bölgesinde çok yaygın olarak kullanılmakta.Çok karşıma çıktı, tırmanışlarda tek rakibim patpatlardı ama her defasında galip geldiler.İnişlerde ise ben tabii ki….Patpat araçları, yük taşımada,insan taşımada her işte fındık üreticisinin eli ayağı durumunda bir araç.
Yolumun üzerindeki tüm doğal güzelliği, yerleşim yerlerini,görsellikleri inceleyerek yavaş sayılabilecek konumda iniş yapmaktayım.İniş yaparken bir şey kaçırmak istemiyorum. Bu halimle giderken çok uzaklarda vadinin bitiminde Ünye Kalesi ve sonrasında karadeniz ile beraber Ünye görüş alanıma girdi.
Uzakta gibi görünse de yolum iniş olunca kısa zamanda Ünye Kalesinin hizasına geldim.Kaleye tırmanmak gibi niyetim yok,yoldan fotoğrafını çekmekle yetindim,birazda kaleden bahsetmekle.
Ünye Kalesi:İlimiz Ünye ilçesinde Ünye – Niksar karayolunun 7. kilometresinde yolun solunda kalan bir tepenin üzerinde kurulu, ilçenin 5 km. güney doğusunda, 2500 yıllık bir kaledir. Kale köyü sınırları içindedir.
Yalçın dik yamaçlar üzerine kurulan duvarlar ve sütreler hala yeniliğini korumakta, turistlerin ilgisini çekmektedir. Kale çevre yüzeyine göre çok yüksek olduğu için XI – XII. yüzyıllarda müstahkem mevki olarak kullanılmıştır. Kapısı 5 mt. yüksekliğinde olup, incelemeler bu kapının II. Midridat zamanında yapıldığı ihtimalini kuvvetlendirir mahiyettedir.
Kale girişi güneydoğudadır, bu cephede yerden on metre yüksekliğinde, genişliği 3 metre, yüksekliği 2 metre Tetrasil bir kaya mezarı bulunmaktadır. Mezarın üçgen alınlığının her üç noktasında birer kabartma kartal bulunmakta, sağ uçtaki kabartma iyi korunmuş durumdadır. Zirveye yakın bölgede 45 derece meyille kuzeybatı yönünde iki adet dehliz ve bir sarnıç bulunmaktadır.Kaynak:Türkiye Kültür Portalı
Kaleyi geçtikten sonra uzun inişlerimde bitmiş oldu.
Bir kaç kilometre sonra sahil şeridinde yol alacağım. Bunu bilen ben dere kenarında çeşme başını bulunca fırsatı kaçırmadım, kendime kahve ısmarladım.
Kahve molasından sonra yola çıktım bir kaç kilometre sonra Ünye sapağındayım. Ünye’ye girsem yol bayağı uzayacak, ben tercihimi Terme ve Samsun istikametine çevirdim.
Ünye: Ordu’ya bağlı bir ilçedir. Doğusunda Fatsa; batısında Terme, İkizce ve Çaybaşı; güneyinde Akkuş ve Kumru ilçeleriyle komşudur. Kuzey sınırını Karadeniz çizer. Ordu’nun merkez ilçesi Altınordu’ya 63, Samsun merkezine ise 87 km mesafededir
Ünye sapağından Terme istikametine yöneldiğimde de yine Karadeniz’in meşhur tünelleri ile karşı karşıyayım ama bu tünel turumun son tüneli, başka olmayacak. Çünkü artık ovaya doğru akmaktayım.
Yol sapağından yaklaşık 9 kilometre sonra Samsun il sınırlarına girmiş bulunmaktayım.Samsun ili Karadenizdeyim turumda son ve
9 ncu ilim olacak.
Heykelden de anlaşılacağı üzere Terme’ye yaklaşmaktayım.Heykel, Kadın Savaşçı Amazonları temsil etmekte.
Kadın Savaşçı Amazonlar:Tarihi M.Ö. 1000 yıllarına kadar uzanan ilçede efsanevi kadın savaşçılar Amazonların yaşadığı bir çok tarihçi ve coğrafyacı tarafından ileri sürülmektedir.Amozanların; yerleşmiş olduğu alanlar kaynaklarda Karadeniz kıyıları olarak tanımlanmaktadır. Özellikle Thermodon (Terme Çayı) kıyısında Themiskyra kentini kurmuş oldukları bilinmektedir. Themiskyra kentinin Terme ile Ordu arasında olduğu sanılmaktadır. Bir çok efsanede adları geçen Amazonlar sadece kadınlardan oluşan bir topluluktu. Savaşmayı çok seven ve savaşçı olarak ün yapmışlardı.
Terme: Karadeniz Bölgesinin Orta Karadeniz bölümünde denizden 3 – 5 km. içeride kurulmuş Samsun iline bağlı bir ilçedir. Samsun’a uzaklığı 58 km.dir.İlçenin Kuzeyi’nde Karadeniz, Doğusunda Ünye ve ikizce, güneyinde Akkuş, Batısında Salıpazarı ve Çarşamba ilçeleri yer almaktadır. Kuzeyinde kıyı ovası uzanmakta, güneyinde Canik dağları. En yüksek noktası 450 m.dir. Nüfus 72499.
Çarşamba Ovası derinliklerinde yol alırken günün hedefine de az bir yolum kaldı. Bu gidişle erkenden Çarşamba’ya varmış olacağım.
Bugünkü rotam iniş ağırlıklı ve son bölümleri ova olunca vakitlice sayılacak bir zaman diliminde saat 16:00 gibi Çarşamba ilçesine vardım. Önce Çarşamba’dan bahsedeyim.
Çarşamba: Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde Samsun ilinin nüfusu bakımından 3. büyük ilçesidir. Samsun ilinin doğusunda yer alır. Batıda Tekkeköy, doğuda Terme, Güneyde Salıpazarı ve Ayvacık ilçeleriyle çevrilidir. İlçe merkezi Samsun’a 36 km uzaklıktadır.
Çarşamba’dayım.
Çarşamba’ya varır varmaz bir gün önceden rezarvasyon yaptırdığım Tarihi Çarşamba Körprüsü’ne yakın,Yeşilırmak’ın hemen yanında olan öğretmenevine giriş yaptım.Öğretmenevinin konumu, düzeni ve odaları olarak 5 yıldızlı otel ayarında.Dün Akkuş’ta uğradığım hüsran nerede, burada Çarşamba’daki ortam nerede.Hemen odaya yerleştim,ilk işim duşa girip kendime gelmek oldu.Akşam üzeri ise hem kültür gezisi hemde akşam yemeği için Çarşamba içine aktım.
Önce Çarşamba Ovası’na hayat veren Yeşilırmak.
Yeşilırmak:Karadeniz’e dökülen, Türkiye’nin önemliakarsularından biridir.Sivas’ın kuzeydoğusundaki Kösedağı (2812 m)ndan doğar.Kelkit ve Çekerek ırmaklarını
alarak büyür. Uzunluğu 519 km’dir.Batıya doğru akan ırmak,Turhal’dan sonra dar bir boğazdan geçerek Amasya’ya uzanır. Yanlardan gelen kollarla beslendikten sonra
geniş bir boğazdan Canik Dağlarını geçer. Daha ileride suların derin ve hızlı aktığı dar bir boğazdan geçtikten sonra Çarşamba Ovasına ulaşır.Irmak Civaburnu yakınlarında Karadeniz’e dökülür.
Sonra da tabii ki Tarihi Çarşamba Köprüsü.
Tarihi Çarşamba Köprüsü:Çarşamba’nın sembolü ve Türkiye’nin en uzun köprüsü olan Yeşilırmak Köprüsü 1890’lardan bu yana iki yakayı birbirine bağlıyor.Tarihi milattan önce 4000’li yıllara dayanan Çarşamba ilçesinin ortasından geçiyor Yeşilırmak.Türk mühendisleri ve işçileri tarafından 1931 yılında yapımı tamamlanan Yeşilırmak Köprüsü Türkiye’nin en uzun köprüsü unvanına da sahip oluyor. 10 gözlü, 12 ayaklı ve 270 metre uzunluğundaki köprü, 252 bin 963 liraya mal oluyor. Tarihi köprü, sanatsal bir değeri olmamasına karşın, Cumhuriyet’in 10. yılında teknoloji yönünden övgüye değer bir eser olarak kabul ediliyor. Set ve barajların yapılması sayesinde de yıllarca sel felaketleriyle boğuşan Çarşamba halkı rahat bir nefes alıyor. Böylece “Çarşamba’yı Sel Aldı” türküsü dillerde o günlere ait bir hatıra olarak kalıyor.Yeşilırmak Köprüsü geçen zamana rağmen önemini her zaman korudu. 1934-1970 yılları arasında Çarşamba’nın bütün araç trafiğini karşıladı. Ancak köprünün araçlardan kurtulup sadece yayalara açılması 2007 yılını buldu.
Çarşamba Geceleri.
Kültür gezim Yeşilırmak ve Tarihi Çarşamba Köprüsü ağırlıklı oldu.Zaten günlerden pazar olduğundan Çarşamba’ lılarda Yeşilırmak kenarındaki yerlerini almıştı.Ben yine de Çarşamba’nın sokaklarında, caddelerinde Yeşilırmak kenarlarında 1-2 saat süren bir keşif ağırlıklı gezi yaptım. Akşam yemeğimi dışarıda yedim,gece için alışveriş yaptım.Hava karardıktan sonra da 5 yıldız ayarındaki odama çekildim.
Bu gece Karadenizdeyim Turumdaki son gecem,bunu iyi değerlendirmem gerek.Odam Çarşamba ve Yeşilırmak manzaralı ve de suit olunca yaptığım alışverişleri masaya dizdim.Bu gece turun finalini yapma vakti.
Bu gün iniş ağırlıklı 105 kilometrelik rotadan sonra Çarşamba Öğretmenevindeyim. Yarın kısa ama anlamlı bir rotada yol alacağım,Çarşamba-Samsun ve Karadenizdeyim
Turum 15 nci günde son bulacak.
14 ncü gün 23 Ağustos 2020 Akkuş-Tekkiraz-Ünye-Terme-Çarşamba: 105 km
KARADENİZDEYİM 10-24 AĞUSTOS 2020 (14. Gün Akkuş-Tekkiraz-İnkur-Ünye-Terme-Çarşamba)
Discussion about this post