Akşam üşümeye başladığımda kendimi çadırımın sıcaklığına, daha doğrusu uyku tulumumun sıcaklığına atmıştım. O sıcaklık nasıl bir şey ise beni öyle uyutmuş ki sabahın nasıl olduğunu anlamadım. Uzaklardan gelen ezan sesi ile uyandım, demek ki sabah olmuş. Uykumu da almış olduğumdan çadır içi toparlanma aşamasına geçtim. Gün daha ağarmadan kahvaltımı yaptım, sonra da çadırımı topladım. Tamamen toparlandığımda ise artık hava aydınlanmıştı. Bugün ”Kasımda Aşk Başkadır” turumun 3 ncü günü, bugün Delikli Koy,Ildır,Balıklıova rotam dahilinde olacak, yarın ise dönüşe geçeceğim.Sözü fazla uzatmadan güne başlamak istiyorum.
3 ncü Gün 12 Kasım 2020 Çiftlikköy-Çeşme-Delikli Koy-Alaçatı-Ildır-Balıklıova-Manzara Koyu:
Çiftlikköy Kamp Yerim.
Dünkü ve geceki fırtınadan eser yok,hava normale dönmüş.Yola çıkmaya hazırım,
çıkmadan önce artık rutin hale gelen kamp yeri ayrılış fotoğrafımı çekilip Çiftlikköy
kamp yerinden ayrılıyorum.
Çiftlikköy dışında kamp yaptım,hareket eder etmez Çiftlikköy içine giriş yaptım.
Sahilde iskele bölgesinde Atatürk heykeli önünde Çiftlikköy fotoğrafı almayı ihmal etmedim.Bu vesile ile bugünleri görmemizi, bağımsız bir ülke olmamızı,
egemenliğimizi sağlayan Atamızı minnetle anıyor,ruhun şad olsun diyorum.
Delikli Koyun Müdavimleri.
Çiftlikköy’den Çeşme’ye, oradan da yönümü Delikli Koy tarafına çevirdim, Çeşme’den 13 km uzaklıkta bulunan Delikli Koya vardığımda beni Delikli Koyun müdavimleri karşıladı.Çok sayıda, 50’ye yakın köpek vardı. Yaz döneminin sona ermesinden, kampçı ve ziyaretçilerin azalmasından dolayı çoğu aç ve beklenti içindediler. Ama benim yanımda kayda değer bir şey olmadığından maalesef dertlerine derman olamadım.
Delikli Koy.
Delikli Koya vardım,sabahın erken saati ve hafta içi olduğundan kimsecikler yok,bende bunu değerlendirip, Karatay’ı ve Delikli Koyu bir kareye sığdırıp hatıra fotoğrafı aldım.
Delikli Koy.
Alaçatı Delikli Koy’un isminin nereden geldiğini anlamak için sahile,deniz kıyısına kadar inip kaya şekillerine yakından bakmak gerekir.Denizin ortasında kalan ve kıyı ile denizin bütünleştiği noktada bulunan kayanın içindeki delik,ayrıca kaya üzerindeki yarık ile deniz içerisindeki, büyük genişlik bu koyun isminin kaynağı.
Dalgaların ve rüzgarın etkisi kayalarda aşınmaya neden olduğundan,kayalar doğal şekillerini almıştır.
Kahve Zamanı.
Abonesi olduğum (tabii ki yaz dönemi haricinde )Delikli Koyda biraz gezdim,
inceledim,fotoğraf çekimi yaptım,oyun isteyen köpeklerle de oynadıktan sonra
sıra geldi sabah kahvemi içmeye. Hazır kimseler yokken,keyifle kahvemi yapıp,yudumladım.
Ilıca Sahili.
Delikli Koy molasından sonra 20 kilometre mesafedeki Alaçatı beldesine geldim,geldiğimde saat 12:30 civarı olduğundan burada yemek molası vermeyi tercih ettim.Sonra yönümü günün ikinci yarısında varacağım Ildır ve Balıklıova tarafına çevirdim.Ildır yönüne gitmek için Ilıca Plajından geçtim.Ilıca plajı mevsim itibari ile sessizliğini muhafaza etmesine rağmen,sahilde yürüyüş yapan ve bir kaç kişinin denize girmesi ile güzel görüntüler sunmaktaydı.
Alaçatı-Ildır Yolundan.
Hafiften rüzgarı karşıdan alarak Ilıca sahilinden ayrılarak sürekli rüzgar altında Ildır yönüne yol aldım. Bu rotada bol miktarda yazlık ve sahil şeridi olması görselliği artırmakla beraber her halde korona salgını nedeniyle yazlıklar tam boşalmadığından trafiğin biraz yoğun olduğu şekliyle Ildır yönüne yol aldım, ben trafiği bir tarafa atarak sol yanımdaki manzarayı seyretmeyi tercih ederken Ildır’da ufukta göründü zaten.
Zeki Müren Adası.
Ildır’a yaklaşmışken ufak bir tepeciğin üzerinden Zeki Müren Adasını fotoğrafladım. Zeki Müren Adasının hikayesine gelince;Çayağzı Koyu’nda bulunan ve üzerinde tek bir ağaç olan adayı, buraya gelen Zeki Müren çok beğenmiş. Hatta satın alıp üzerine bir ev yaptırmak istemiş. Fakat bunun için izin alamamış. Adanın ismi o günden beri Zeki Müren Adası.
Ildır.
Ildır içine girmeden Çayağzı’nda bulunan parkta kısa bir mola verdim,denizi seyrettim,dinlendim. Çünkü Ildır’dan sonra tırmanışım var, enerji toplamam gerek. Ildır’a gelmişken biraz bahsedeyim.
Ildır:Ildırı Köyü’nün antik dönemdeki adı Erythrai. Erythrai kelimesinin Yunanca’da “kırmızı” anlamına gelen erythros’tan türediği, buranın toprağının kırmızı renginden dolayı Erythrai’nin “kızıl kent” anlamında kullanıldığı düşünülüyor. Bir başka varsayıma göre ise kentin adı, ilk kurucusu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythros’tan geliyor.
Ildır’dan çıktım enginar tarlaların arasından sıyrılıp Balıklıova rampalarına sardığım anda kendimi doğa katliamının içinde buldum.Doğaya saygısızlık,zulüm ancak bu kadar yapılabilir.Korkunç bir manzaranın içindeyim.Maalesef bu bölge Ağustos ayında çıkan orman yangınıyla bu hale geldi. 1 ağacın yeşermesi olgunlaşması yıllar alıyor ama insanoğlunun bir tek dikkatsizliği,ihmalkarlığı yada bilerek yaptığı ile 1 günde mahvoluyor,yazık,yazık, çok yazık.
Bu fotoğrafı koydum buraya,farkı gösterebilmek için!!!! biraz evvel orman yangın
alanından geçtim, kahır oldum.Orası da yanmadan önce bu fotoğrafta görüldüğü
gibi yemyeşildi, üzülmemek elde mi?
Balıklıova Ve Manzara Koyu.
Saat 16:30 sıralarında Balıklıova’ya geldim.İlk işim gece ve sabah için gerekli nevaleleri almak oldu,sonra da hiç vakit geçirmeden hemen kamp yapmayı planladığım Manzara Koyu’na hareket ettim.Zaten arası 2 km kadar.Burası Manzara Restaurantın olduğu yer, koya da ben Manzara Koyu adını verdim. İşletme işi biraz büyütmüş otopark bölümüne kadar bir şeyler yapmış,bereket benim yıllardır çadır kurup kamp yaptığım bölüme kadar uzanmamış. Ben de yıllardır kurduğum yere çadırımı seri bir şekilde kurdum.
Bundan sonra Manzara Koyu geceleri başlıyor.
Manzara Koyu Geceleri.
Olay bu olsa gerek!!!!!Ben yıllardır burayı bunun için tercih ediyorum.
Burada güneşin batışı muhteşem.Kamp alanı pek ağım şahım olmasa bile
yaşattığı atmosfer bana yetiyor. Hem korunaklı,hem manzaralı.Güneşi batırırken
bir kaç fotoğraflama yaptım,güneş dağın arkasında kaybolurken de yemek yapmak ve yeme işine giriştim.Bu arada da ağlarını atmak için denize açılan ve bir kısmı da koya gelen balıkçı teknelerini seyrettim. Yemek işimi tamamladıktan sonra ise hiç kaybolmayan manzaram eşliğinde radyoma yüklediğim, sevdiğim müzikler eşliğinde geceyi daha keyifli hale getirdim. Böyle manzara eşliğinde rakı gider dedim ve rakılama yaptım. Elbet her insanın bir sınırı vardır, belli bir saatten sonra uykumun gelmesi ve havanında ayaza kaçması ile beraber uyku tulumunun içine daldım.
3 ncü Gün 12 Kasım 2020 Çiftlikköy-Çeşme-Delikli Koy-Alaçatı-Ildır-Balıklıova-Manzara Koyu:66 km
4 ncü Gün 13 Kasım 2020 Manzara Koyu-Balıklıova-Gülbahçe-Urla-Güzelbahçe-İzmir:
Manzara Koyu Sabahı.
Gece sıfıra yakın rüzgar bana rutubet olarak geri döndü,sabah 06:30 gibi uyandığımda çadır sırılsıklamdı.Islaklığı hiç dert etmedim,hava daha aydınlanmamasına rağmen uykumu almış bir şekilde uyandım, kahvaltı işine giriştim. Kahvaltımı yaptım, ıslak olan çadırımı topladım,sonra uygun bir yerde kuruturum. Ben bu işleri yaparken güneşte İzmir’in dağları üzerinden yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı.
Manzara Koyu Vedası.
Güzel bir geceyi, güzel bir kampı gerçekleştirdiğim Manzara Koyundan şimdi ayrılık zamanı. Artık klasiğim haline gelen ve Ferdi Kızıl kardeşimden öğrendiğim şekli ile Manzara Koyu fotoğrafımı da alıp yola çıkıyorum.
Mola Zamanı.
Kamp yerimden ayrıldıktan sonra 15 kilometre ilerideki Gümüşkoy’a kadar duraksamadan geldim. Gümüşkoy her zaman mola verdiğim yer olduğundan ne yapacağımı biliyorum. Gümüşkoy’ a varır varmaz hemen ıslak topladığım çadırımı ve çadır altlığımı güneşin kollarına serdim.Ben de masalara oturarak kahvemi yudumladım ve biraz da güneşlendim. Mola 1 saate yakın sürdü ama çadır kururken ben de güneşten yeterince istifade ettim.
İskenderin Köprüsü.
Kahve molamdan sonra Gülbahçe, akabinde İskenderin Köprüsüne kadar yol aldım. İskenderin köprüsünde bir hatıra fotoğrafı çekilip Urla tarafına yol aldım.
Bir Turu da Böyle Bitirdim,Urla’dan sonra biraz hızlanarak Zeytinalanı’ na vardım.
Burada bahçemde yapacağım ara ekim için çim tohumu alıp çantama bağladım.
Sonra da Güzelbahçe’nin arka taraflarına bahçeler arasına daldım. Zeytin ağaçlarının arasında yol alırken Enes Çalışkan kardeşimin kulaklarını çınlatırcasına kendi fotoğrafımı hareketli olarak çekerek albüme koydum.Bir kış turumu daha nihayete erdirmiş bulunmaktayım.Bu turumda gittiğim, gördüğüm ve kamp yerler müdavimi olduğum yerler. Her gittiğimde nasıl işin zevkini en fazla çıkartırım gayet iyi bilmekteyim ve bunu her defasında yapıyorum.
Allah sağlık ve güç versin temennisinde bulunarak akşam olmadan evime varıp bir turumu daha bitirmiş oldum.
4 ncü Gün 13 Kasım 2020 Manzara Koyu-Balıklıova-Gülbahçe-Urla-Güzelbahçe-İzmir:66 km
KASIMDA AŞK BAŞKADIR 10-13 KASIM 2020 (3 ve 4. Gün Çiftlikköy-Çeşme-Delikli Koy-Alaçatı-Ildır-Balıklıova-Manzara Koyu-Gülbahçe-İzmir)
Discussion about this post