Geceyi Kalkım ile Kalkım Göleti arasında geçirdim,yerim kör nokta da olduğundan sessiz,huzurlu ve iyiydi, o yüzden güzel bir uyku uyudum.Sabah pusu ile uyandım,haliyle çadırda sırılsıklam.Çadırı hemen toplayıp güneşe serdim ama kurumayacağını biliyorum,kahve molası anında kuruturum.Ben bu arada kahvaltı işine soyundum ve güneş iyice kendini göstermeden o işte bitti ve toparlanma zamanı geldi.Murat Dağı Niyetine turumun 1 ve 2 nci gününde Çanakkale,Bayramiç,Kaz Dağları bölümünü geçmiştim,bugün ve yarın biraz Çanakkale bölümünde yol alıp Balıkesir bölgesinde gezeceğim.Bu bölümde Murat Dağı Niyetine diye çıktığım yolda 3 ve 4 ncü günleri kaleme aldım.Kalkım,İvrindi,Savaştepe,Bigadiç bölgelerini merak edenlere yoldaşlık yapsın bu yazım.
12 Haziran 2021 3 ncü Gün Kalkım-Kovancı-Kuzupınarı-Çamavşar-İvrindi-Kayapa-Ilıcakpınar:
Toparlanma faslı bitince yola çıkma zamanı geldi demektir.Bu sefer kamp yeri ayrılış fotoğrafında Karatay tek olmak istedi, ben de onu kırmadım.Kamp yerinden ayrılıp Kalkım içinden geçerek belde dışına çıktım ve……
Kalkım’ın hemen dışında,Edremit-Bağlı yol ayrımında bulunan Agon Heykelinin yanındayım.Nostalji yapıp Agon Heykelinde fotoğraf çekimi yaptım, ben ve Agon bir arada.
Yine Nostalji yapayım ve 2017 yılındaki açıklamayı buraya koyayım.
Agonya: Truvanın ünlü atlarının ve sporcularının bulunduğu yer.
Agon:Ata binen sporcu anlamına gelmekte.
Şafak:Bir garip yolcu.
Bağlı-Kovancı Yolu.
Balya-İvrindi istikametine gideceğimden yol ayrımından Bağlı yönüne döndüm,bugünkü hedefim Kayapa civarında kamp yapmak.Düz sayılacak bir yolda yol almaya devam ederken rüzgar hafiften sonrada sert esmeye başladı,Cambaz bölgesinde de çeşmeyi görünce hemen yanaştım.Sabah ıslak ıslak topladığım çadırı rüzgarın ve güneşin insafına bıraktıktan sonra bende çeşme başında kahvemi yudumlayarak vakit geçirdim.
Kovancı’lar girişinde beni bu arkadaşlar karşıladı,bir süre karşılıklı bakıştık.Hal hatır sorduk, daha doğrusu ben sordum ama cevap alamadım. Aslında cevap ortada, ot var, karışan yok, insan yok, yani keyifleri ve huzurları yerinde.
Yenice-Balya Yolu.
16 kilometrelik köyler arası yolculuğum sonrası Kovancı’ları geçtikten sonra Yenice-Balya yoluna tam çıkarken çok temiz ve gürül gürül akan çeşmenin cazibesine kapılıp kendimi yalak içinde buldum.Tabii bu hep yol bilgisi,önünü görme ve tecrübeye dayalı şeyler.Ana yolu yeni yapmışlar bir süre yeni yolda gittim ama bir süre sonra yol yapımı ve tekrar düzgün yol derken bu arada da 200’lerden 600 rakımlara tırmanışta devam etti,duş almanın (elbiselerle) faydaları bu rampalarda ortaya çıktı.
Hasanlar-Alancık bölgesinde ise yol yine eskisi gibiydi,tam benim hoşuma giden tarzdan.Alancık bölgesinde 595 rakımı gördükten sonra hafif inişle beraber Çanakkale’nin son köyü olan Kuzupınar köyünü geçtim ve Balya yolundan ayrıldım, Balıkesir il sınırlarında Yaylacık-Çarmık dolaylarında 400 rakımlarda yol alırken öğle olmasını ve çeşme başını fırsat bilerek yemek molası verdim,biraz dinlendim.
Çamavşar ve Gökçeler köyleri civarında 400-500 rakımlarda yol aldıktan sonra Edremit-Balıkesir yoluna iniş yapıp,İvrindi istikametine devam ettim.
İvrindi.
İvrindi’ye bu kaçıncı gelişimdir hatırlamıyorum artık ama hatırladığım şeyler çok fazla, mesela nereden ne alacağım, nasıl dinleneceğim.İvrindi’ye geldiğimde ortalık cehennem gibi idi,aşırı bir yağmur sıcağı vardı.İleri ki saatlerde kokusu çıkar tabii!!!! İvrindi benim ikmal noktam ve tüm eksiklerimi tamamladıktan sonra biraz dinlendim ve serinletici bir şeyler içtim. İvrindi’ye gelmişken az biraz bahsedeyim,çünkü benim sevdiğim bölgelerin bir kısmı ilçe sınırlarında.
İvrindi:Kelle peyniri ve loru ile ünlüdür.İlçe toprakları genellikle dağlıktır. Batısında Kaz Dağı, güneybatısında Madra Dağı bulunmaktadır. Dağlardan kaynaklanan suları, Madra Çayı toplar. Kocaçay, Madra Dağının alçak kesimlerinde vadisi genişleyerek verimli İvrindi Ovası’nı meydana getirir.Adının nereden geldiği kesin olarak bilinmemekle beraber İvrindi kelimesinin “Aya Rindi” kelimesinden ya da Rumca pınar anlamına gelen “avrandi” kelimesinden geldiği sanılmaktadır. İsminin Yunan dilinde çevrede sıklıkla görülen bodur bitkilerden geldiği düşünülmektedir.
İvrindi’de ikmalimi yapıp biraz da dinlendikten sonra yönümü Bergama tarafına çevirdim.8 kilometre sonra ise geceyi geçirmeyi planladığım Kayapa tarafına dümen kırdım.
Kayapa.
Hafif yükseltili yol aldıktan sonra çukurda sayılabilecek Kayapa’ya akşam üzeri vardım.Bakkaldan bir meyve suyu alıp serinlerken yan kahvehaneden ufak çaplı muhabbet ortamı doğdu.Yarın ki hedefim Savaştepe olduğundan yol durumunu sordum,Savaştepe’ye giden 2 yolda da çalışma varmış ama Osmanköy tarafı biraz daha iyimiş.Zaten 2017’de Kayapa’ya gelirken diğer yolu kullanmıştım,Osmanköy tarafını tercih ettim.Kayapa derken biraz Kayapa’dan bahsedeyim.
Kayapa:İvrindi ilçesinin bir mahallesi,yerel yönetimler kanunun yürürlüğe girmesine kadar belediyelik bir beldeydi.Şu anda mahalle olarak geçiyor.Toprak kapları ile ünlü bir belde,çoğu kişi bilmez ama yurt dışından çok sayıda ziyaretçi bu toprak kapları görmek, almak için beldeye gelir.Neler mi? bunlar; güveç,testi,bardak,tabak vb gibi bir sürü toprak kapın üretim yeri Kayapa.Yabancı bisiklet turcularının da geçiş rotalarında bulunmaktadır.
Osmanköy-Tırmanış-Yol ve Yağmur.
Kayapa’dan sonra biraz indim ve yol sapağından sonra tırmanmaya başladım.Tırmanış ile beraber de yol yapımının tüm kötü yanlarına tanıklık ettim.Yola mıcırın büyük boyu döşenmiş,çoğu yerde yumruk büyüklüğünde olan taşlar ve yerin oynaklığı bisiklete binmeyi imkansız hale getirdiği gibi yürümekte mümkün değil.Bu yetmezmiş gibi bir de yağmur yağmaya başlayınca vay anam vay.Osmanköy rampasını bu şekilde çıktım ama yetmedi, tırmanış yağmur ile beraber devam etti.
Ta ki Ilıcakpınar’a kadar.
Ilıcakpınar.
Ilıcakpınar’a gelince kendime uygun bir yer buldum,burası Ilıcakpınar’ın yayla kısmı olduğundan evler,ahıllar var.Orada ilk gördüğüm köylü kardeşlerime durumu anlattım ve çadır kuracağım yeri gösterdim, yani izinde almış oldum.Sonra hayvan yalaklarına kovayı daldırarak önce bacaklarımı çamurdan arındırdım,sonra zaten sırılsıklam olan ve aynı zamanda çamurdan berbat olan elbise ve bedenimi kovaları kafamdan aşağı boca ederek yıkadım.Sonra da yağmura rağmen çadırımı kurdum.İçini yerleştirmeden önce ağaç altında yağmur almayan bölgede üstümü değiştirdim,kıyafetlerimi ağaca astım,sabaha kadar belki kururlar sonra da çadır içini yerleştirdim.Bu süreç anlattığım kadar uzun sürdü sanmayın sakın,maksimum 10 dakika gibi bir zaman diliminde her şey oldu.Demek artık kendimi otomatiğe bağlamışım.
Ilıcakpınar Kampı.
Ben bu kadar şeyi anlattım ve 10 dakika da yaptım ya….. Yağmurdan korunmak için tam çadıra girdim ve yemek faaliyetine gireceğim ya, birden bire yağmur sesi kesiliverdi, çadıra vuran bir şey yok.Bana gün doğdu hemen dışarı çıktım havayı kokladım,yağmur bulutu bana bay bay demiş.Yemek faaliyetini çadır dışında yaptım,biraz da ağırdan alarak.Çünkü yapılacak başka bir şey yok,sonra da hava iyice kararıp,yıldızlar altı ortamı oluşuncaya kadar radyomu dinledim.Sonra bay bay deyip giden yağmur bulutu yıldızları kovup tekrar gelince radyo faslına çadırımda devam ettim.
Bugün Kalkım’dan başlayıp Kayapa’ya kadar gayet güzel geçen yolculuğum Kayapa-Ilıcakpınar arasında maceraya döndü.Ama sıkıntı yok,bunlar bu işin tuzu biberi,ben şikayetçi değilim,hatta bazen iyi bile oluyor,insan kendini sınıyor, test ediyor.
Bugün 86 kilometrelik bir yolculuk yapmışım, haliyle yorgunum,bana iyi geceler,sabah görüşürüz.
12 Haziran 2021 3 ncü Gün Kalkım-Kovancı-Kuzupınarı-Çamavşar-İvrindi-Kayapa-Ilıcakpınar:86 km
13 Haziran 2021 4 ncü Gün Ilıcakpınar-Sarıbeyler-Savaştepe-Konakpınar-Cevizli :
Ilıcakpınar Sabahı.
Akşam yağmur nedeniyle erken girdiğim çadırımda bayağı da erken sayılacak bir saat diliminde uyudum.Erken uyuyunca da uykumu aldığımdan 04:30 gibi uyandım.Sağa, sola dön derken 05:30 gibi kalktım,kahvaltı, toparlanma işine giriştim. Çadırı sormayın, o yine ıslak,sanki Karadenizdeyim,yol da bir ara kuruturum.
Erken kalkınca,yola çıkmakta erken oldu ve kamp yeri ayrılık pozu alarak güne başladım.
Ilıcakpınar-Sarıbeyler- Savaştepe Yolu.
Dün bahsettiğim ve bu günde üzerinde gittiğim yol,yol demeyelim yol yapımı,gerçi hiç çalışan ekip görmedim ama neyse.Sabah 2 km’lik hafif çıkış ağırlıklı ve sonra Sarıpınar’ a kadar iniş ağırlıklı toplam 5 km sabah sabah bu yoldan devam ettim.Sarıpınar sonrası mı? gerçekten güzeldi.
Esenköy Civarı.
Esenköy civarı istediğim havayı yakaladım, iniş ağırlıklı bir yol ve rüzgar ile güneş var.Uygun bir çeşme başı ve ağaç altında hemen mola verip sabah ıslak topladığım çadırımı güneşin ve rüzgarın kollarına bıraktım.Ben de ağacın altında çimlere uzanarak biraz şekerleme yaptım.Yarım saat sonra ise harekete hazırdım,aşağıda gözüken Sarıbeyler’e kadar tatlı tatlı iniş yaptım.
Savaştepe ve Çeşmeler.
Sarıbeyler’e kadar indim ve artık Savaştepe ovasındayım,8 km sonra Savaştepe merkeze vardım.Savaştepe’ye saat 10:00 gibi vardım,pandemi kısıtlamaları dolayısıyla sokaklar boş,marketler daha yeni açılıyordu.Marketin ilk müşterisi olarak girip,kumanya ikmali yaptım ve biraz içecek bir şeyler alıp Savaştepe dışına çıktım.Hafif hafif tırmanırken bu çeşme çıktı karşıma öyle bir soğuk suyu vardı ki anlatamam,öğle sıcağını daha yeni yeni hissetmeye başlarken buz gibi suları kafamdan aşağı boca ederek serinledim,şimdi rampaları çıkabilirim.
Orman Çeşmesi ve Kahve Molam.
Savaştepe’den ayrıldıktan 5 km sonra bir başka çeşme ve kahve molası,çeşmeler,çeşmeler….Arkadaş hiç birini boş geçmem,dinlenir,suyundan içer,serinlerim.
Mola ve Serinleme.
Her çeşmeyi severim ama yeni temizlenmiş ve kireçlenmiş çeşmeleri bir başka severim.Boğatepe yakınlarındaki bu çeşme bir başka sevdiklerimden.Bisikletimi yanaştırdım ve tereddütsüz yalağa daldım.Kendimi Cennetteyim gibi hissettim.Sonra ismine bir baktım, hakikaten ”Cennet Çeşmesi”imiş.
Yine çeşme ve yine fotoğraf,ben bile tur anında bu kadar çeşmeye denk geldiğimin farkında olmadım.Tur sonu fotoğrafları sıraladığımda ne kadar çeşmeye denk gelmiş,ne kadar çeşme yoluma çıkmış,ben dahi şaşırdım.Nasıl bir coğrafyada yol aldığımı çeşmeler dile gelip söylese destan yazılır her halde.
Bereketli ve Çeşmeler.
Yukarıdanişment köyünden beri iniş ağırlıklı 20 kilometre yol alarak Bereketli köyüne kadar geldim.Köyden yoğurt ve ekmek alarak 2017 yılında da suyunu içtiğim bayrağına kurban olduğum çeşmeye kadar geldim.Yoğurt, ekmek yiyerek açlığımı yatıştırdım.Tabii bu arada saat 14:30 olmuş bile.
İkizcetepeler Baraj Gölü.
Yoğurt,ekmek molasından sonra Kille Çayı üzerine sulama,içme suyu,taşkın önleme amacı ile 1986-1991 inşa edilmiş İkizcetepeler Baraj Gölündeyim, yani İzmir- Balıkesir yoluna çıkış yaptım.İzmir yönüne ana yoldan 10 km kadar yol aldıktan sonra Çayüstü’ne tırmanmaya başladım, tırmanma dedimse 200’den 400 metreye, ama sıcağın baydığı ortamda ve dik rampa offf,offf dedirtti.Çayüstü,Babaköy arası biraz iniş ve sonra Babaköy tırmanışı ve sonrası artık Simav Çayı kenarına geçme vakti geldi.
Simav Çayı.
Evet böyle düşünerek Simav Çayı kenarına ulaştım.Artık günün sonuna da gelmiş bulunmaktayım,Balıkesir-Bigadiç yoluna çıkar çıkmaz kamp yerime geçeceğim.Ama önce Simav Çayını tanıyalım.
Simav Çayı:Uzunluğu 321 km olan Simav Çayı, kaynağını Simav yakınlarındaki Şaphane Dağları’ndan alır. Susurluk ovası’nda kuzeye yönelir ve en son Karacabey’den geçerek Marmara Denizi’ne dökülür. Marmara Denizine dökülen en büyük ırmaktır. Antik adı ‘Makestos’dur. Simav Gölü’nün doğusundaki dağlardan gelen kaynaklar gölde birleşir.
Cevizli Piknik Alanı.
Akşam üzeri vardım Cevizli Piknik Alanı’na.Normal zamanlar hele ki pazar günü kalabalık olması gereken yer bomboş, adeta bana rezerve olmuş.Niye mi? bugün pazar ve pandemi dolayısıyla 17:00 itibari ile sokağa çıkma yasağı var. Etrafta kaplıcalarda kalanların varlığından başka kimsecikler yok.Ben suyu gördüm mü dayanamam hele ortamda müsaitse,hortumu taktım çeşmeye ve günün galiba 4 ncü duşunu aldım.Keyfim yerine geldi,rahatladım,üstümü tazeledim ve kamp faaliyetine giriştim.
Not:Merak edenler için ağaçta asılı duran 1.5 metrelik hortum benim ve sosis çantamın dibinde her daim göreve hazır.
Cevizli:Balıkesir-Bigadiç yolu üzerinde ve Bigadiç’e 3 km mesafededir. Çok geniş bir çim alan, ceviz ağaçlarının gölgelediği enfes bir dinlenme yeri. Belediyemizin tuvalet ve çeşmelerle tamamladığı bu güzel mesire yerinde yere hiçbir örtü ve yaygı sermeden yumuşacık çimlerin üzerine sere serpe uzanabilirsiniz.Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Yukarıda açıklamasını yaptığım Cevizli Piknik Alanı, evet bu gece bana ait, benden başka kimse yok.82 km’lik normal sayılabilecek yoldan ve 4 duştan sonra keyfim yerinde.Bu keyifle yemek hazırlığına girişmişken önce güzel bir rüzgar ardından hafiften yağmur başladı.Çamaşırlar rüzgardan çabuk kuruduğundan içeri aldım.Masayı da ağaç altına tam çekerek,yağmurdan etkilenmeden yemeğimi yaptım,yağmurun ağaç yapraklarına vuruşunun sesini dinleyerek yemeği yedim.
Yağmur 1 saat sonra dindi,ben de biraz daha dışarıda radyoma eşlik ettikten sonra yorgun düşüp çadırıma çekildim.
13 /06/ 2021 4.Gün Ilıcakpınar-Sarıbeyler-Savaştepe-Konakpınar-Cevizli :81 km
Discussion about this post