Küre Dağları:Batı Karadeniz Bölümü’nde kıyıdan içeri doğru paralel 3 dağ sırası oluşturan dağlardan kıyıya en yakın sıra olan Küre Dağları’nın geniş sırtları üstünde yükselti, Ayancık’ın gerisinde 1.500 m’yi aşar. En yüksek doruğu Yaralıgöz Dağı’nda ise 2.019 m’yi bulur. Yamaçları ormanlarla kaplıdır. Kastamonu’yu İnebolu’ya bağlayan karayolu tarafından Çataltepe geçidiyle aşılır.
Turumun adı Küre Dağlarından Sakarya Vadisine,turumun ilk bölümünde Küre Dağlarında yol alacağım.O yüzden bugünün yazımına başlarken Küre Dağları’ndan söz ederek başlıyorum.Küre Dağlarının kuzey-batı bölümünde bulunan Pınarbaşı’ndan güne başladım.Öğleden sonra için yağmur uyarısı var ama umurumda değil.Bugünkü planlamamda Horma Kanyonu,Ilıca Şelalesi ve Valla Kanyonu gezim var,yağmur olsa bile bugünkü gezimi gerçekleştireceğim.Otelde kaldığım için yanıma çok zorunlu malzemelerimi alıp kahvaltı sonrası otelden ayrıldım.
06 Temmuz 2021 2 nci Gün Pınarbaşı-Horma Kanyonu-Ilıca Şelalesi-Kre Dağları-Valla Kanyonu:
Sabah çok erken uyandım,kahvaltımı yaptım 06:30 gibi yola çıkmaya hazırım.İlk durağım Horma Kanyonu olacak,sabah ben yola çıktığımdaki manzara böyleydi,inşallah kanyon bölgesine ulaştığımda pus kalkar da görüş mesafem artar.Yoksa kanyon içinde yol alırken hiç bir şey görememe dururum var.
Pınarbaşı’ndaki otelimden ayrıldıktan 1 kilometre sonra Küre Dağları Milli Parkı’na giriş yaptım.Burası aynı zamanda Horma Kanyonu’na giriş yolu.Yazımın en başında Küre Dağlarından söz ettiğim gibi milli parkı da tanıtmak isterim.
Küre Dağları Milli Parkı: 1998 yılında Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa Ormanları’nda korumada öncelikli alanlardan birisi olarak seçilen Küre Dağları, 2000 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Bu kararla WWF’nin III. Milenyuma girerken başlattığı “Yaşayan Gezegen Kampanyası” çerçevesinde “Türkiye’nin Dünyaya Armağanı” kabul edilmiştir. 2012 itibariyle Avrupa’nın seçkin koruma alanlarını simgeleyen Pan Park’lar arasında yerini aldı. Böylece, Küre Dağları Milli Parkı Avrupa’nın 13’üncü, Türkiye’nin ise ilk Pan Park’ı olarak ilan edilmiştir. Küre Dağları Milli Parkı, Batı Karadeniz Bölümü’nün Küre Dağları üzerinde en zengin flora ve faunaya sahip yörelerinden biridir. Bölgenin kullanımına açılmamış bakir yerlerinden biridir. Alanın büyük bölümü Kastamonu il sınırları içinde kalmaktadır. Milli park çevresinde idare olarak Azdavay, Pınarbaşı, Ulus, Bartın, Kurucaşile, Amasra ve Cide bulunmaktadır. Parkta yaşayan hayvanlar arasında geyik, karaca, ayı, kurt, tilki, çakal, tavşan, yaban domuzu, ötücü kuşlar ve yırtıcı kuşlar ile sürüngenler bulunmaktadır. Pınarbaşı ilçesinde Eko Turizm merkezi olan Paşa Konağı konaklama yeri olarak Küre Dağları’ndaki keşiflerinizde kullanacağınız bir merkez olacaktır. Milli Park ve çevresinde görülmesi gereken yerler arasında, kuşbakışı Valla Kanyonu, Horma Kanyonu Geçişi, Ilgarini Mağarası, Armutlu Çayırı gelmektedir.Kaynak: Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Horma Kanyonu’na Varış ve Kanyona Girişim.
Pınarbaşı’na 4 km mesafedeki Horma Kanyonu girişindeyim.Kanyon girişinde otopark,kamp yerleri,tesis,dinlenme yerleri hepsi mevcut.Horma Kanyonu’na giriş 7 TL ama ben vardığım da giriş veznesinde kimse yoktu, görevli daha gelmemiş,o yüzden ödeme yapmam söz konusu değil.Yürüyüş yolunun da 3 kilometre olduğunu ve Ilıca Şelalesi’ne kadar ulaştığını öğrenince Karatay’ı da yanıma alıp beraber yürüyüş yolunda yol almaya başladık.Ben Horma Kanyonu’na sabah çok erken 07:00 gibi ulaştım,o yüzden bu şekilde giriş yapıyorum ama normal koşullarda ve günün ilerleyen saatlerinde bu söz konusu bile olamaz,yasak.
Sabahın ilk saatleri olması nedeniyle kanyonda kimsecikler yok,yani nasıl anlatsam bilemiyorum ama muazzam bir duygu, tek başımayım,doğadayım, kanyondayım,su sesinden başka bir ses yok.Yavaş yavaş kanyon içinde yol alıyorum, zaten seri hareket etmek mümkün değil, alemi de yok, zemin rutubetten dolayı kaygan.Ha bu arada Horma Kanyonu’ndan bahsedip kanyonunun sonuna kadar devam edelim isterseniz.
Horma Kanyonu:Zarı Çayı üzerinde olup, suyun taştaki kireçleri aşındırması ile oluşan derin kazanlar şeklinde çukurlar mevcuttur. Eski dönemlerde yaşayan insanlar kayaları oyarak su kanalı açmış, bu kanaldan su ile çalışan un değirmenine su akıtmışlardır. 3 kilometre uzunluğunda yürüyüş yolu ile doğa ve kanyon sevenler için harika bir manzara eşliğinde yürüyüş yapılabilmektedir.
Horma Kanyonu, trekking için oldukça elverişli bir yapıya sahip. Bunun yanı sıra kanyon, doğa fotoğrafçılığı için de bulunmaz bir yer. Hiçbir şey yapmasanız bile, oturup kanyonu izlemek bile bambaşka bir keyif veriyor insana. Horma Kanyonu’nun merdiven basamaklı kayalarına baktığımızda, zamanında kanyon suyunun oldukça yüksek bir konumda olduğunu da anlayabiliyoruz.Kaynak:T.C.Pınarbaşı Kaymakamlığı.
Horma Kanyonu’nun bir bölümünde ve özellikle son bölümünde GPS sinyal almamaya başladı yani uydu bağlantısını kaybettim.Nasıl bir ortamda olduğumu siz idrak edin,dünyadan kopmuş, doğanın içinde kaybolmuş gibiyim.Yine son bölüme yakın bir yerlerde kaya bloğu ve yürüyüş yolu arasındaki mesafe çok az olduğundan bisikleti yatırıp,sürükleyerek,ben ise eğilerek yürümek zorunda kaldım,bu olağanüstü bir duygu yüklemesi olarak bana geri döndü,adrenalin yüklü 3 kilometrelik Horma Kanyonu gezimin sonuna doğru yol almaktayım.Çok ama çok büyük zevk aldım.
Zarı Çayı ve Küre Dağları görüntüsü ile Horma Kanyonu’ndan çıkış yaptım.En son bölümünde biraz merdiven basamağı tırmandım ama sıkıntı yok, bu da işin tuzu biberi idi.Şimdi günün ikinci güzel yerine geçiş zamanı.
Horma Kanyonu gezim bitti,kanyon çıkışında şelale tabelasına yönelerek 50 metre sonra Zarı Çayının 15 metre yükseklikten dökülmesi ile oluşan Ilıca Şelalesi’ndeyim.Şelaleye giriş 7 TL ama ben 08:00’de buraya teşrif ettiğimden ve sanırsam görevliler 09:00’da mesaiye ye başladığından etrafta kimsecikler yok.Bu beni harekete geçirdi,tetikledi,en büyük zevkim,girmediğim,yüzmediğim su kalmasın ilkesi ile şelalenin buz gibi sularına attım kendimi.Kanyon yürüyüşü ve görselliği beni sarhoş etmişti,Ilıca Şelalesi ise ayılmamı sağladı.Ilıca Şelalesinden ayrılmadan önce biraz söz etmek isterim,ha bu arada şunu üzerine basarak söyleyeyim,şelaleye girmek yasak ve tehlikeli, siz bana uymayın,benim yaptığımı yapmayın,benim her su hakkında az çok tecrübem var ve çok iyi yüzücüyüm.
Not:Ilıca köyünde taksi var,kanyonu yürüyerek gelip te geri dönemeyenleri kanyon girişine geri götürüyor,tabii ücreti mukabil,ayrıca durakta içecek, yiyecek büfesi de mevcut.
Ilıca Şelalesi:Horma Kanyonunu oluşturan Zarı Çayının Ilıca Köyü sınırlarında 15 metre yukarıdan dökülmesi ile oluşmaktadır.Ilıca Şelalesi,suyun döküldüğü yerde oluşan doğal havuz ve çevresi çeşitli bitki örtüsü ile kaplanmış egzotik bir görünüme sahiptir..Kaynak:T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Horma Kanyonu ve Ilıca Şelale gezim nihayete erdi.Horma Kanyonu’na pus içinde girdim,kanyon içinde serin serin yol aldım,Ilıca Şelalesi’nin buz gibi sularına daldım ve Ilıca köyündeyim, Ilıca köyünde soğuk bir şeyler içtim. Ilıca köyünden itibaren 3 km’lik bir tırmanış sonunda yol sapağındayım.Şimdi günün üçüncü gezisini gerçekleştirmek üzere Valla Kanyonu’na gideceğim
Yol sapağından sonra küçük indi çıktılar ile dolu yolda,sıra sıra köyler ve orman içinde yol almaya devam ederken Devrakani Çayının ötesindeki Küre Dağları manzarası da gözümün önünden hiç eksik olmadı.
Ovacık Mahallesi ve Valla Kanyonu.
Dün Pınarbaşı’nı yukarıdan gördüğümde uzaktan görmüştüm,şimdi Muratbaşı’nın Ovacık mahallesine geldiğimde ise görüş alanıma daha net girmeye başladı.Ovacık’tan sonra iniş ağırlıklı olarak Valla mahallesine doğru yol almaktayım.Valla Kanyonu’na çok az bir yolum kaldı.
Valla Kanyonu.
Muratbaşı ve Keti’yi de geçtikten sonra Valla köyünün hemen altındayım ve buradan Valla Kanyonu net olarak gözüküyor.Bunu değerlendirerek bu açıdan birkaç fotoğraf çekip Valla Kanyon girişine doğru hareket ettim.Köy içerisine girmeden Valla Kanyonu yazan tabeladan içeri yönelerek köyün altında bulunan Valla Kanyon girişine vardım.
Valla Kanyonu Girişi.
Öğleye yakın kanyon girişine vardım,giriş yerinde Erol’un yeri var, çok mütevazi ve düzgün biri,işletmeside salaş, tam köy yerine uygun,Karatay’ı oraya bıraktım.Horma Kanyonu ve Ilıca Şelale gezimi ücretsiz yapmıştım ama burada görevli iş başı yapmış vezneye 7 TL ödeyerek Valla Kanyonu gezime başladım.Kanyonun seyir terasına kadar 1200 metre yürümek gerekiyor.Yarısı doğal,yarısı yapılmış,manzaralı patika yolda ilerleyerek Valla Kanyonu seyir terasına vardım.Buradan terasa çıkmak için sanırım 150 basamak kadar tırmanmak gerek,yükseklik korkusu olan için sıkıntılı bir tırmanış,bir çifte tanık oldum,adam tırmanamadı.
Valla Kanyonu:Pınarbaşı’nın 26 kilometre kuzeyindeki Muratbaşı köyü yakınlarında,Devrakani Çayı ile Kanlı Çay’ın buluştuğu yerde başlar.Kuzeyde Cide’ye doğru 10 kilometre kadar uzanan kanyon 800-1200 metre arsındaki yüksek kayalık uçurumlara sahiptir.Bu kayalıklarda kartal,şahin,akbaba gibi yırtıcı kuşlar bulunur.Kanyonun içi profesyonel gruplar ve uygun ekipman olmadan geçilemez.Ancak girişi ve çıkışında yerel rehberler ile kısa girişler yapılabilir.Kaynak:Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Valla Kanyonu seyir terasında bolca vakit geçirdim,kanyonu seyrettim,derinliklerini görmeye çalıştım,inceleme yaptım,Kanlıçay’a, Devrakani Çayı’na baktım. Fotoğraf ve video çekimlerini de bolca yaptım.Valla Kanyonu gezim çok verimli oldu,biraz daha vakit geçirebilirdim ama ziyaretçiler gelmeye başlayınca o sessizlik,doğa ile baş başa kalma duygusu ortadan kalktı.Ben de geri dönüş vakti geldi deyip tekrar 1200 metrelik patika yolu izleyerek Karatay’ın yanına döndüm.
Karatay Bıraktığım Gibi!!!
Kanyon girişinde daha önce bahsettiğim Erol’un yerine vardığımda Karatay bıraktığım gibi idi.Valla Kanyon gezim bitip geriye dönüş başlayacak ama böyle yerde salaş,bana hitap eden bir yer bulmam ve Erol kardeşimin ve eşinin de mütevazi duruşları Şafak sen buraya otur dedirtti.Kendime otlu,lor peynirli gözleme söyledim, bir de ayran.Lor peyniri ve ayran kanyon girişinde gördüğüm ve fotoğraflarını çektiğim Erol’n ineklerinin.Gözleme,ayran ve çay derken 2 saatten fazla oturdum orada, Erol ile de bol bol sohbet etme fırsatı doğdu.2 saatin sonunda hayırlı işler dileyerek ayrıldım ve Pınarbaşı’na dönmek için yola çıktım.
Gittiğim yolun tersinde yol alarak geri dönüşe başladım.Benim bazı özelliklerim var,belki sizinde vardır,ya da yoktur, bilemem.Bir rotayı fırsat bulursam tersten de yapar,tırmandıysam bir başka zaman oradan iniş yaparım, tırmanırken mecburiyetten yavaşsam,inerken de muhakkak yavaş inerim.Bunun bir nedeni olabilir yada birkaç,yada bir çok ama özünde hiçbir şeyi,noktayı,yeri,ortamı kaçırmamak.Ben dönüş yollarını da seviyorum be kardeşim.
Giderken göremediklerini dönüş yolunda muhakkak görebilirsin,kaçırdıklarına üzülme, dönüşte onu da yakalarsın.Küre Dağları’nda yol alıyorum ama o kadar orman ve bitki örtüsü çok ki Küre Dağları’nı ancak net olarak dönüş yolunda görebildim,oda bir kısmı olarak.Ama gerçek olan ben zaten Küre Dağları’nın içinde yol alıyorum.
Küre Dağları:Batı Karadeniz Bölümü’nde kıyıdan içeri doğru paralel 3 dağ sırası oluşturan dağlardan kıyıya en yakın sıra olan Küre Dağları’nın geniş sırtları üstünde yükselti, Ayancık’ın gerisinde 1.500 m’yi aşar. En yüksek doruğu Yaralıgöz Dağı’nda ise 2.019 m’yi bulur. Yamaçları ormanlarla kaplıdır. Kastamonu’yu İnebolu’ya bağlayan karayolu tarafından Çataltepe geçidiyle aşılır.
Günün en yüksek rakımında 830 metredeyim ve Ötegeriş mıntıkasında Küre Dağları Milli Parkı’ndan çıkış yaptım.Buradan itibaren Pınarbaşı ilçe merkezine kadar iniş var.Ben inerken hava da bulutlanmaya başladı,her halde yağış uyarısı gerçeğe dönüşecek.
Pınarbaşı Konaklama.
Dün Pınarbaşı’na geldiğimde yemek yapmak istememiş lokantada yemek yemiştim ama beni pek sarmadı.Bu sefer kendi yemeğimi kendim yapacağım daha lezzetli ve damak tadıma uygun oluyor.Pınarbaşı’na gelince hiç otele girmeden alışveriş için marketlere gittim,akşam ve sabah için yiyecek ve içeceklerimi aldım, kumanyalarımı tamamladım ve yüklü olarak otele döndüm.Günün yorgunluğunu atmak için duşumu aldım ve dinlenmeye çekildim.Saat 19:00 sıralarında yemek işine giriştiğimde ise beklenen yağmur tüm şiddeti ile başladı.Bugün yağmurdan yırttım bakalım ileriki günlerde böyle şansım yaver gidecek mi?.Yemekten sonra yağmurun kokusu,sesi ile radyomun sesi birbirine karışarak balkonda dinlenme moduna geçtim.
Bugün Horma Kanyonu’nun güzelliği karşısında kafayı buldum,Ilıca Şelalesinde ayıldım, Valla Kanyonu’nda uçuşa geçtim.İlk defa girdiğim bu üç yer beni fazlası ile memnun etti,büyük zevk aldım.
Yarın nostalji yapacağım,2017 Küre Dağları ve Batı Karadeniz Turumun rotasını yineleyeceğim,Suğla Yaylası’nda,Azdavay’da,Daday’da ne tür değişiklikler olmuş, Ballıdağ yerinde duruyor mu?.Yani Küre Dağları serüvenim devam ediyor.
06 Temmuz 2021 2 nci Gün Pınarbaşı-Horma Kanyonu-Ilıca Şelalesi-Kre Dağları-Valla Kanyonu:48 km
KÜRE DAĞLARINDAN SAKARYA VADİSİNE 05-14 TEMMUZ 2021 (2. Gün Pınarbaşı-Horma Kanyonu-Ilıca Şelalesi-Küre Dağları-Küre Dağları Milli Parkı-Valla Kanyonu)
Discussion about this post