Kışlak denilen bir olay vardır, hani insanların kışı geçirdiği ama faal olmaya da devam ettiği yerler, işte öyle bir şey benim ki de.Bahar ve yaz aylarında nasıl ülkemin tamamına açılıyorsam, kışında kendi bölgemde tur yapıyorum. Her yıl yaptığım Karaburun Turu için 1 Ocak günü evden ayrıldım ama daha önce rezervasyon yaptırıp net cevap alamadığım fakat turun ortasında cevap aldığım kaplıca nedeniyle turu yarıda kesmiş,turun adını da Yarım Yarımada koymuştum.Bu zaman zarfında bir kaç defa yine çıkmaya yeltendim ama şiddetli fırtına ve yağışlı bir dönem nedeniyle Karaburun Turu bugüne kısmet oldu.Bir hafta boyunca hava güzel olacak,bu güzel havanın tadını Karaburun Yarımadası’nda geçirmek için çıktım yola.Bakalım neler olmuş, neler yaşanmış Karaburun Yarımadası’nda hep beraber görelim.
1 nci Gün 11 Şubat 2022 İzmir-Güzelbahçe-İçmeler-Gülbahçe-Balıklıova-Mordoğan-Ardıç Koyu:
Sabah kalk,hazırlığını ve kahvaltını yap,bisikleti yükle hepsi hazır olsun ama hala hava aydınlanmasın.Ancak 08:00-08:30 gibi aydınlanmaya başlayınca da hadi Şafak hareket zamanı geldi deyip benim hazır yüklü olarak bekleyen Karatay’ı kapının önüne çıkardım.Aga 1 saattir böyle yüklü bekliyorum bari evin kapısında bir fotoğrafımı çekiver deyince de kıyamadım,çektim bir fotoğrafını.
Uğur Mumcu Parkı.
Evden sahile inip oradan da direk yolu takip ederek havanın rüzgarsız olmasından faydalanarak Narlıdere sınırları içinde bulunan Uğur Mumcu Parkına kadar soluksuz geldim.
Uğur Mumcu:Gazeteci,araştırmacı ve yazar olan Uğur Mumcu,24 Ocak 1993’te Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikaste kurban giderek yaşamını yitirmiştir,kendisini rahmet ile anıyoruz.
Uğur Mumcu parkından biraz ilerledikten sonra Bahçelerarası’na girerek Güzelbahçe bölgesini ana yoldan uzakta alarak, Seferihisar sapağında Urla ana yoluna çıktım. Ana yolları sevmediğimden haldur huldur yol alarak İçmeler’e (Malgaca) ulaştım,eh artık biraz soluklanabilirim.
Çarpan Derbenti-İskenderin Köprüsü ( Roma Köprüsü ) :Yedi yüzyıl önce bu coğrafyaya gelen Türkler, kıyılara yerleşmek yerine denizden içeride kurarlar ve yeni bir isimle Urla diye adlandırırlar ana kentlerini. Urla çevresinde tıpkı Klazomenlilerin yaptığı gibi, kısa zaman içerisinde birçok köyler kurarlar. İşte bu köylerden birisi de, XV. yüzyıl içerisinde ortaya çıkan ve Malgaca Ovasında kurulan, Malkoç Köyü dür. Bu tarihten sonradır ki, bölge Malgaca Ovası adını almış ve bu isimle günümüzde de anılır olmuştur.XV. ve XVI. yüzyıllar boyunca Anadolu’nun batıya açılan kapısı olan Çeşme Limanı sayesinde, önemli bir noktada yer alan Malkoç Köyü; bu önemini, deniz içerisinde dalgalara karşı direnmeye çalışan iki kervan köprüsü de göstermektedir. 1519 tarihli Piri Reis haritasında Çarpan Derbendi adıyla işaretlenen bu köprüler, Çeşme-Urla canlı ticaret yolunu koruyan bir derbent teşkilatının da varlığına işaret eder. Aynı haritada İçmeler sahili yakınına işaretlenen Samut Baba Tekkesi ise, XV. yüzyılda inşa edilmiş Derbent de görevli askerlerin konuşlandığı bir yerleşime dönüşmüştür.Zaman içinde Malgaca da sıcak kükürtlü suyun varlığı ortaya çıkar. Buraya herkesin faydalanacağı bir tesis yapılır. Bu aslında aynı zamanda şimdiye kadar bilinen bölgedeki ilk turizm faaliyetidir. Tesis; Ilıca etrafında bulunan kamping ve kiralık odalardan oluşur. İçmeler, zaman içerisinde o kadar tanınır ki, Malgaca yerine, bölge günümüzde olduğu gibi İçmeler adıyla anılır.Kaynak:www.erolsasmaz.com
Gülbahçe ve Gümüşkoy.
Evim ile Gülbahçe arası 50 km’ye yakın,bu 50 Km’lik bölümü süratle aldım ve yoruldum, yüklü olmanın halleri böyle.Gülbahçe’ye öğle vakti vardığımdan her zaman yemek yediğim yerde öğle yemeğimi yedim,fazla oyalanmadan da bir kaç km ilerideki Gümüşkoy’a geçip asıl dinlenme molamı burada verdim.Cezveyi ocağa sürüp kahvemi yaptım ve denizden gelen iyot kokusunu ciğerlerime çekerek yavaş yavaş kahvemi yudumladım, şifa niyetine oldu.
Bu bölgeye yolculuk yaptığımda Karaburun-Çeşme sapağına kadar turdayım havası bana pek işlemiyor ancak ana yoldan ayrılıp ta istikametimi belirlediğimde yani şu anda yaptığım gibi Karaburun istikametine yöneldiğimde artık tur havası da üstüme yavaş yavaş sinmeye başlıyor,havaya giriyorum yani.
Gümüşkoy’dan hareket edip biraz indi çıktı yaptıktan sonra son sırttan inişte artık Balıklıova görüş alanımdaydı.Saat 14:30-15:00 sıralarında güzel bir iniş ile Balıklıova’ya giriş yaptım.Bugün hedefim Mordoğan olduğundan Balıklıova’da oyalanmadım.
Balıklıova:İzmir il merkezine 63,Urla ilçe merkezine 30 km mesafededir.Karaburun Yarımadası‘nın en güney kısmında kurulu olan bir mahalledir. Sırtını dayamış olduğu Akdağ sebebi ile yazın da serin rüzgârlar alan mahalle, temiz denizi ve balık restoranlarıyla ün yapmıştır.
Manzara Koyu.
Yıllardır her kış döneminde Karaburun Yarımadası’nda tur yaparım ve bir çok defa da burada kamp yapmışlığım vardır. Burası hoşuma giden yerlerden bir tanesi,hele akşamlarına bayılıyorum,gün batımı bir harika.Burası Balıklıova’yı 2 km geçtikten sonra Manzara Restaurantın olduğu yer,bana her zaman bir çadırlık yeri vardır.Bugün burada kamp yapmayacak, sadece afili bir poz verip yoluma devam edeceğim.En son Yarım Yarımada Turumda 04 Ocak gecesi kampımı burada yapmıştım.
Balıklıova-Mordoğan arası 18 kilometre,Manal Koyunun olduğu bölgeye kadar küçük indi çıktıların haricinde bol körfez manzarası eşliğinde yol aldım.Son bir gayret ile Manal Koyu rampasını çıktığımda artık vakit ikindi vaktini geçmişti.
Hafif bir iniş ile Mordoğan’a giriş yaptım.Mordoğan girişinde büyük marketler olduğundan seri vaziyette ikmal işine ağırlık verdim. Akşam ve sabah için ihtiyaç olacak malzemeleri aldım.Şimdi Mordoğan içine hareket edebilirim.
Mordoğan: İzmir’in Karaburun ilçesine bağlı bir mahalledir. Uzunada’nın tam karşısında yer alır. Mordoğan, özellikle Çatalkaya, Ayıbalığı kayalıkları ve plajı, Ardıç Plajı, amatör balıkçılığı ve 70 çeşit mor çiçeği ile ünlüdür.
Kocakum Plajı.
Mordoğan içine hareket etmemin başlıca nedeni Cami’ye gitmek,günün kısmi yada tam temizliğini cami çeşmelerinde yapmak, yaptım da.Akşam serinliğinde beni biraz üşüttü ama olsun,çok rahatladım.Sonra da Kocakum Plajına inip bu fotoğraf çekimi ile kamp yapmayı planladığım bölgeye hareket ettim.
Ardıç Koyu (Plajı) Kampı.
Mordoğan merkezden ayrıldım, Ardıç Koyu istikametine yol aldım ama Ayı Balığı Koyu üzerindeki bölge daha önce dikkatimi çekmişti,bir bakma gereği duydum,keşif yapayım dedim, belki alternatif bir kamp yeri daha bulurum dedim ama nafile umduğum gibi olmadı, sarmadı beni.Hadi Şafak çok geç olmadan bildiğin yere, Ardıç Koyu’na geç dedim ve hızlıca daha önce de kamp yaptığım Ardıç Koyu’na geldim.Bu gece Ardıç Koyu’ndayım, hemen çadır alanını teftiş ettim ve kafama uygun yere çadırımı kurdum,içini hızlıca yerleştirdim.Cami’de duş aldıktan sonra kıyafetlerimi tazelediğimden o konuda sıkıntı yok, yolculuk kıyafetlerini rüzgarın etkisi ile havalandırmaya çıkartıp,hava kararmaya başlarken de yemek faaliyetine giriştim. Öğlen sağlam yediğimden akşam yemeğini aperatif geçiştirmeyi tercih ettim.Benim asıl derdim Ardıç Koyu’nun keyfini sürmek,onu da masama koyduğum akşam nevaleleri,kurulduğum sandalyede ayaklarımı uzatmak ve radyomun eşliğinde gece ayazı çıkıncaya kadar işin tadını çıkarmak. Saat 22:00’ye kadar dışardaydım ama iyice üşümeye başlayınca da hadi Şafak uyku tulumuna gir dedim,bana iyi geceler sabah görüşürüz.
Ardıç Koyu:Mordoğan’ın en büyük kum plajıdır.Plajın içindeki her cm2 halkın hizmetine sunulmuştur.Plaj içinde belediye tarafında tarafından konulan ücretsiz şemsiyeler bulunmaktadır.Şehir merkezine ve toplu ulaşım noktalarına yakındır.
1 nci Gün 11 Şubat 2022 İzmir-Güzelbahçe-İçmeler-Gülbahçe-Balıklıova-Mordoğan-Ardıç Koyu:85 km
KARABURUN TURU 11-15 ŞUBAT 2022 (1. Gün İzmir-Güzelbahçe-İçmeler-Gülbahçe-Balıklıova-Mordoğan-Ardıç Koyu)
Discussion about this post