Rahat bir uyku çektiğim ve uykumu aldığım için sabah çok erken denecek bir zaman diliminde kalktım, çadırın içinde oradan oraya dönecek değilim ya!!!! Ben kahvaltımı bitirdiğimde sabah ezanı daha yeni okunuyordu. Çadırın içini toparla, çadırın ve brandasının nemini aldır ve topla derken saat 07:30 gibi toparlanma aşamasının son safhasına geldim.Bu arada kırılan çadır polü ile deforme olan pol lastiğini de değiştirdim,şimdi eski çadırım yepyeni oldu.Bu kadar şey yapmama rağmen 08:00 gibi de harekete hazır haldeydim.Karaburun Turumun bugün 4 ncü günü, Çeşme ve Urla Yarımadaları’nda yol alacağım,iki güzel yer Delikli Koy ve Tatar Köprüsünü görüp Eğri Liman’da kamp yapacağım.O zaman lafı fazla uzatmaya gerek yok çıkayım yola.
4 ncü Gün 14 Şubat 2022 Ovacık-Delikli Koy-Alaçatı-Uzunkuyu-Tatar Köprüsü-İçmeler-Eğri Liman:
Gece beni misafir eden, ağırlayan zeytinliğe,kamp yerime minnetimi sunarak ayrılık fotoğrafı alıp ilk durağım olan Delikli Koy’a hareket ettim.
Bugün hava rüzgarlı, ön sol yanımdan kuzey rüzgarı hafiften bedenimi döverek Delikli Koy’a yol alırken Pazartesi olması dolayısıyla yol boş,bağ, bahçe işleri ile uğraşacak olanlarda daha yeni yeni kalkıyor.İşte böyle bir sakinlikte yol alıyorum.
Delikli Koy’a Varış.
İşte böyle sakin sakin yol alırken son yazlık sitesinden Kleopatra Koyuna doğru sert bir iniş yapıp, sonra biraz yol aldıktan sonra Delikli Koy’a giriş yaptım. Delikli Koy’un müdavimi olan köpeklerden başka beni karşılayan olmadı!!!.Onları da düşündüm buraya gelirken, gerçi dün pazardı onlar iyi beslenmişlerdir ama ben yine de onlara kıyak yaptım, dün büyük bir marketten aldığım kemik ve et parçalarını onlara ikram ettim, sevindiler garipler.Evet Karatay’ım da yerini aldığına göre Delikli Koy muhabbetine başlayabiliriz.
Çok geldim, her noktasını biliyorum ama olsun burayı tekrar tekrar gezmek, görmek hoşuma gidiyor üstelik hiç kimse yok, bu benim en sevdiğim anlar. O yüzden buranın tadını çıkarmak istiyorum.Buraya genelde hafta içi ve sabahın ilk saatlerinde gelmek istemem bu yüzden,bir tek bana ait oluyor.
Delikli Koy:Alaçatı Delikli Koy’un isminin nereden geldiğini anlamak için sahile,deniz kıyısına kadar inip kaya şekillerine yakından bakmak gerekir.Denizin ortasında kalan ve kıyı ile denizin bütünleştiği noktada bulunan kayanın içindeki delik,ayrıca kaya üzerindeki yarık ile deniz içerisindeki, büyük genişlik bu koyun isminin kaynağı.Dalgaların ve rüzgarın etkisi kayalarda aşınmaya neden olduğundan,kayalar doğal şekillerini almıştır.
Yerini,zamanını bildikten ve keyfinde yerinde olduktan sonra kahve daha bir lezzetli olur, benim tezim bu.Ortamın tadını çıkarmak böyle bir şey….. Sabah kahvemi Delikli Koy’da içiyorum.
Bu bölgede bol miktarda Kum Zambağı bulunmakta ve koruma altındalar. Ancak malumunuz bizim duyarsız vatandaşlarımız çiçeği dalında pek sevmez, koparır, koklar ve 5 dakika sonra atar.Bu en nefret ettiğim bir olaydır.İşte bunun önüne geçebilmek için yetkililer böyle bir çare bulmuş ve Kum Zambağı’nı çit ve tabela ile koruma altına almaya çalışmış,umarım yararlı olur.
Kum Zambağı: (Pancratium maritimum),nergisgiller (Amaryllidaceae) familyasına ait, kıyı kumullarında yetişen soğanlı bir bir bitki. Çok yıllık, soğanlı, genişçe uzun şeritsi yapraklı, yaklaşık 40–45 cm boyunda, beyaz çiçekli, çiçek sayısı 3-15, koronalı, korona tepallerin 2 / 3 ü kadardır. Çiçeklenme zamanı Ağustos ve Ekim ayları arasındadır.Tüm Akdeniz ülkelerinde ve Karadenizin güney kıyılarında yetişir. Türün nesli tehlike altındadır. Türkiye’de bulunan zambakların ülke dışına çıkarılması suçtur. Türe yönelik en önemli tehdit, kıyı bölgelerinde hızla yayılan yazlık konutlardır.
Delikli Koy gezim bittikten sonra rüzgara karşı Alaçatı’ya doğru yol aldım, rüzgar şiddetini arttırdığından biraz sarsılmış vaziyette Alaçatı’ya girdim.Burada bir ziyaret gerçekleştirip,yemeğimi yedim ve yoluma devam ettim.Şimdi Çeşme-İzmir yolundayım, bu yolu pek sevmiyorum ama bir şekilde girmek gerek,rüzgarı sol önden alarak yoluma devam ettim.
Tatar Köprüsü Yolu.
Nohutalan ve akabinde Uzunkuyu,Uzunkuyu Cami benim duş alma yerim.Bu gün kuzey rüzgarı var ama bir şekilde temizlenmek gerek ve ben bunu Uzunkuyu Cami’nde yapıp Tatar Köprüsü istikametine yol almaya başladım.Bundan bir kaç yıl önce yine fırtınalı bir havada fırtınaya karşı zor durumda kalan iki Alman (Bay-Bayan) bisikletçiyi buraya sokmuştum,bu bölgeye ve Tatar Köprüsüne hayran kaldılar.Bunu bir şekilde ifade ettiler ve 1 yıl sonra bayan olan blog sayfasında (lingi bana gönderdi) bölgeden ve benden uzun uzun bahsetmişti.
Ve yine Tatar Köprüsü’ndeyim,yine diyorum çünkü Ocak ayının ilk haftasında Yarım Yarımada Turumda gelmiş ve sabah kahvemi burada içmiştim.O yüzden bugün fazla oyalanmadım, bir kaç fotoğraf çekimi ile bu gün bol video çekimi yaptım.
Tatar Köprüsü:İzmir ili, Urla ilçesinin, Zeytinler köyünden, Kokar koy’a gidiş yolundadır. Zeytinler köyünden yaklaşık 1 km. uzaklığında eski faal yol üzerinde iken otoyol açılması nedeniyle kullanılmaz olan köprüdür.Tatar çayının üzerinde olduğundan TATAR KÖPRÜSÜ diye adlandırılan köprünün, Zeytinler köyüne yakınlığı nedeniyle ZEYTİNLER KÖPRÜSÜ ayrıca Kokar koy yolu üzerinde olduğundan da ayrıca KOKAR KOY KÖPRÜSÜ diye de anılmaktadır.Halen sağlam ve kullanılabilir durumdadır. Yapımı hakkında kesin bilgiye ulaşamadık.Yaklaşık 30 m. Yüksekliğinde 5-6 m. Genişliğindedir. Büyük köprünün hemen ilerisinde yıkık küçük bir köprü daha vardır.Kaynak:www.erolsasmaz.com
Herkesin bir zaafı vardır,benim de zaaflarım var. Bazı yerlerde olmak bana ayrı haz veriyor, o yerlerden biri de Tatar Köprüsü, fazla bir şeyi var mı? yok, ama ben de yine de farklı bir yeri var.Özellikle kimsenin olmadığı anlarda……Aramızda özel bir bağ oluştu galiba!!!!! Her neyse bu kadar Tatar Köprüsü muhabbeti yeter yolumuza varalım, tabii ki Tatar Köprüsü fotoğrafı ile.
İskenderin Köprüsü.
Tatar Köprüsü’nden ayrıldım Karaburun sapağına kadar gelip akşam ve yarın sabah ihtiyaçları için Gülbahçe’ye girdim. Alışveriş yaptım ve sonrasında İçmeler (Malgaca) bölgesine hareket ettim.İçmeler bölgesi kuzey rüzgarı sayesinde bayağı üşütüyordu ama içimi ısıtan İskenderin Köprüsü’ndeyim,tekrar tanıtıp (1 nci gün tanıtmıştım) kamp yerine hareket edeyim.
Çarpan Derbenti-İskenderin Köprüsü ( Roma Köprüsü ) :Yedi yüzyıl önce bu coğrafyaya gelen Türkler, kıyılara yerleşmek yerine denizden içeride kurarlar ve yeni bir isimle Urla diye adlandırırlar ana kentlerini. Urla çevresinde tıpkı Klazomenlilerin yaptığı gibi, kısa zaman içerisinde birçok köyler kurarlar. İşte bu köylerden birisi de, XV. yüzyıl içerisinde ortaya çıkan ve Malgaca Ovasında kurulan, Malkoç Köyü dür. Bu tarihten sonradır ki, bölge Malgaca Ovası adını almış ve bu isimle günümüzde de anılır olmuştur.XV. ve XVI. yüzyıllar boyunca Anadolu’nun batıya açılan kapısı olan Çeşme Limanı sayesinde, önemli bir noktada yer alan Malkoç Köyü; bu önemini, deniz içerisinde dalgalara karşı direnmeye çalışan iki kervan köprüsü de göstermektedir. 1519 tarihli Piri Reis haritasında Çarpan Derbendi adıyla işaretlenen bu köprüler, Çeşme-Urla canlı ticaret yolunu koruyan bir derbent teşkilatının da varlığına işaret eder. Aynı haritada İçmeler sahili yakınına işaretlenen Samut Baba Tekkesi ise, XV. yüzyılda inşa edilmiş Derbent de görevli askerlerin konuşlandığı bir yerleşime dönüşmüştür.Zaman içinde Malgaca da sıcak kükürtlü suyun varlığı ortaya çıkar. Buraya herkesin faydalanacağı bir tesis yapılır. Bu aslında aynı zamanda şimdiye kadar bilinen bölgedeki ilk turizm faaliyetidir. Tesis; Ilıca etrafında bulunan kamping ve kiralık odalardan oluşur. İçmeler, zaman içerisinde o kadar tanınır ki, Malgaca yerine, bölge günümüzde olduğu gibi İçmeler adıyla anılır.Kaynak:www.erolsasmaz.com
Eğri Liman.
İçmeler çıkışından Torasan’a giriş yaptım,bu gün Torasan,Eğri Liman yada Özbek bölgesinde kamp yapmayı planlıyorum.Alternatif bir çok yerim var.Torasan’da bildiğim bir kaç yer bugün için devre dışı kaldı,Eğri Liman ikinci alternatifti ve Eğri Liman bölgesinde şartlar oluştu.Gece geçirebileceğim uygun yeri buldum,fazla düşünmeden yer tespiti yapıp hemen çadırımı kurdum.Bu gece buradayım arkadaş.
Eğri Liman Kampı.
Kamp yerimden manzara böyle,çadırımı sutre gerisine kurarak aşağıdaki yoldan geçecek olanların görüş alanından saklandım ama ben manzarayı da yolu da görebiliyorum, gerçi yol sakin ama olsun.Çadırımı kurdum,içini dizayn ettim,üzerimdekileri havalandırmaya çıkarıp gece kıyafetlerini sıkıca giyindim.Kuzey rüzgarı var haliyle hava soğuk.Bu akşam özel bir yemek yok,öğle sağlam yemiştim, akşam aperatif hafif şeyler olmasını istediğimden yemek işi fazla sürmedi ama gece daha yeni başlıyor.En sevdiğim anlar günün sonunda çadırımın kenarında sandalyemde ayaklarımı uzatarak radyomdan yayılan müziğin ritmi ile bir kaç saat geçirmek.Yarın turun son günü Eğri Liman,Çeşmealtı üzeri eve yol alacağım.
4 ncü Gün 14 Şubat 2022 Ovacık-Delikli Koy-Alaçatı-Uzunkuyu-Tatar Köprüsü-İçmeler-Eğri Liman:65 km
KARABURUN TURU 11-15 ŞUBAT 2022 (4. Gün Ovacık-Delikli Koy-Alaçatı-Uzunkuyu-Tatar Köprüsü-İçmeler-Eğri Liman)
Discussion about this post