Akşam yemeğini yerken başlayan üşüme ve titreme nöbeti, uyku tulumunun içine girince kesildi,yol yorgunluğu,uykusuzluk,korono aşısının yan etkileri birleşince böyle oluyor demek ki!.Her neyse uyku tulumunun sıcaklığı iyi gelmiş olacak ki, sabah ezanına kadar deliksiz bir uyku uyudum.Uyandığımda dün akşam üzeri başlayıp gecede devam eden fırtınadan eser yok,hava durgun, çadırım nemli,olsun bu şekilde toplar uygun bir yerde kuruturum.Ben şimdi kahvaltı işimi halledeyim.Köroğlu Dağlarından Murat Dağına turumun bu bölümünde 2 ve 3 ncü günümü kaleme alacağım.Bugün Seben’e,yarın ise Samsaçavuş’a kadar yol almayı hedefliyorum bakalım başarabilecekmiyim?
2 nci Gün 21 Temmuz 2022 Solaklar Yaylası-Seben Gölü-Kıbrıscık-Borucak-Seben:
Solaklar Yaylasına Veda.
Çok erken kalktım,kahvaltımı yaptım,çadırımı ve eşyalarımı toparladım ve artık yola çıkmaya hazırım.Solaklar Yaylasından ayrılmadan önce ayrılık fotoğrafı alıp,yayla içinde bir tur atarak Kıbrıscık tarafına hareket ettim ama önce Seben Gölü’ne de veda etmeliyim.
Akşam kamp yaptığım Seben Gölü’ne bu iki fotoğraf ile veda ederken Seben Gölü’nü bir daha hatırlayalım.
Seben Gölü: Rakım 1440, Çevresinin uzunluğu 22 km, derinliği 14 metre, kapladığı alan 8,3 km kare ve su toplama kapasitesi 50 milyon metreküp olan Seben Gölü, doğal güzelliğinin yanı sıra Seben’e elektrik sağlayacak ve ovada yaklaşık 40 bin dekarlık alanın sulanmasına da imkan verecek düzeyde. Turizm Bölgesi ilan edilen ve şu anda yayla evleri ile çevrili olan göl, gittikçe daha çok ziyaretçi çekerken, Seben’in saklı hazinesinin turizm açısından kısa sürede daha da gözde hale geleceği düşünülüyor.Seben Gölü’nün etrafı, yaylalara yakın alanlar, Kızık Yaylası kenarı ile eski Seben Yolu’nun geçtiği Zincirlikuyu mevkisi piknik alanı olarak tercih edilmektedir.
Kamp yaptığım Solaklar Yaylasından ayrılıp 2 km sonra Bolu-Kıbrıscık yoluna çıktım.Kendimi yine çam ormanları içinde buldum, enfes bir hava,oksijen ve doğanın bütün güzelliği burada.
Kıbrıscık istikametine giderken peşpeşe yaylalarda görüş alanıma giriyor.Bir çoğunun adını bilmiyorum, girişlerinde de yazmıyor ama yöre halkı muhakkak adlarını biliyordur.Gerçi adları da pek önemli değil,yaylaların güzellikleri yeter.
Yaklaşık 15 kilometre kadar çam ormanları içinde yol almaya devam ettim,manzaranın görüntüsü muhteşemdi.Her şey fotoğraf karelerine sığmıyor,canlı görmek gerek.Tabii Köroğlu Dağlarında yol aldığımı tekrar söylememe gerek yok, zaten biliyorsunuz.Ama Köroğlu dağlarını hatırlayalım derim.
Köroğlu Dağları: Köroğlu Dağları, İç Batı Karadeniz deki sıradağlara verilen isimdir. İç Anadolu bölgesini Karadeniz’e bağlayan dağlardır. Doğuda Osmancık civarlarındaki Kızılırmak’tan, batıda Bilecik dolaylarındaki Sakarya Vadisine kadar uzandığı görülmektedir.Kuzeyinde Bolu-Ilgaz Dağları vardır. Devrez ve Ulusu-Gerede Çayı yatakları ile bu şekilde ayrılmaktadır. Güney sınırını ise Sakarya Nehri, Kirmir çayı ve Kızılırmak belirlemektedir.Dağların doğu batı istikametinde uzunluğu, yaklaşık 400 km civarında olarak ölçülmüştür. En yüksek noktası Aladağ kütlesi üzerinde bulunan Köroğlu Tepesi’dir. Bu tepe 2499 m olarak ölçülmüştür. Bu tepenin kuzeyinde Kıbrıscık köylerinin yaylası bulunurken, güneyinde ise Kıbrıscık köyleri sırayla dizilmiştir.Diğer yüksek noktalar ise, olan Özbek Dağı, Yıldırım Dağı, Işık Dağı ve Semen Dağlarıdır. Köroğlu Dağları, çok sık çam ve gürgen ağaçları ile kaplı bir şekildedir. Bölgede yaşayan halkın büyük bir kesimi geçimini orman ürünlerinden sağlamaktadır.Köroğlu Dağları bölgesinin genel iklimi, Karadeniz iklimi diye adlandırdığımız yaz ve kış bol yağış alan iklim türündendir. Ancak bölgenin güney kesimlerinin iklimi, kara iklimine daha yakın olmakla birlikte, bitki örtüsü bakımından da diğer bölgelerine nazaran daha fakirdir.Çankırı, Kastamonu, Ankara, Zonguldak demiryolları ile Ankara, İstanbul, Geyve, Beypazarı karayolları bu dağların arasındaki geçitlerden geçmektedir.
Sabah çadırı ıslak olarak toplamıştım,yolu yarıladığım da küçük bir tepede uygun bir dinlenme alanı görünce buraya serildim.Kahvemi yudumlarken çadırımı da kuruttum.Bu arada 15 km kadar yol aldığım çam ağaçlarının güzellikleri gitti yerine daha çok maki olan arazi yapısı geldi.Bu arazi yapısı ile beraber Kıbrıscık’a kadar yolum devam etti.
Kıbrıscık.
Öğleye yakın Kıbrıscık ilçesine vardım,küçük bir ilçe,nüfusu da öyle ama bugün pazarı olduğundan yayla ve köylerden gelenlerle kalabalıklaşmış.Kıbrıscık küçük olduğundan neyin nerede olduğunu çabuk keşfettim,ilçe merkezinde fazla birşey olmadığından alışveriş işine yoğunlaştım,malum öğle vakti 1-2 saate karnım acıkır.
Küçük ilçe Kıbrıscık,küçük olduğu için bahsetmeyecek değilim, anlatalım bakalım Kıbrıscık nasıl bir yermiş.
Kıbrıscık:Kıbrıscık, ülkemizin Batı Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Bolu İli’nin güneyinde yer alan bir ilçedir. İlçe merkezi Bolu’dan 66 km. uzakta, Köroğlu Dağları’nın gerisinde iki önemli akarsu ile parçalanmış bir plato üzerinde kurulmuştur.Kıbrıscık, batısında Seben İlçesi, kuzeyinde Bolu İli ve Dörtdivan İlçesi, güney ve güneyinde ise Ankara’nın Beypazarı ilçesi ile komşudur. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1090 metredir. Yüzölçümü ise 621 km’ dir. Yüksek bir plato olan Kıbrıscık, sağlam bir zemine oturmuştur.Özellikle ilçe merkezinin kuzeyi ve doğusu dağlık ve engebeli bir yapıya sahiptir. Kuzeyde Serke Dağları ve Köroğlu Dağları uzanır.İlçe merkezi ve çevresi dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olduğundan ovalar yoktur. İlçe merkezinin kuzeyindeki Köroğlu Dağları’nın (2400 m.) etrafında yaylalara rastlanır. Karadeniz etkilerinden uzaklaştıkça farklı iklim tipleri belirlenmiş bulunmakla beraber İç Anadolu Bölgesi’nin iklimine geçiş iklimi özelliği gösterir. İklimi karasaldır. Kaynak:T.C.Kıbrıscık Kaymakamlığı
Köroğlu.
Köroğlu dağlarında gezeceksin de Köroğlu ile karşılaşmayacaksın,olur mu hiç.Kıbrıscık Kaymakamlığı karşısında Köroğlu heykeli ile karşılaştım,heykeli resmedip gidebilirdim ama buralara kadar gelmişim Köroğlu’ndan bahsetmeyeceğimde kimden bahsedeceğim.
Köroğlu:Köroğlu (16. yüzyıl) Halk şairlerimiz içerisinde kavganın, özgürlüğün sembolüdür. Doğum, ölüm tarihleri bilinmeyen, bir eski efsane kahramanı olan Köroğlu’nun adını alan bir şairimizdir. Bu şairin, III.Murat zamanında (1574-1595) Osmanlı Orduyla İran savaşlarına katıldığı (1578-1584) bilinmektedir. Bolu Beyi’nden babasının intikamını almak üzere dağlara çıkan, yiğitlik ve iyilikseverliği destanlaşan isyancı Köroğlu ile şair Köroğlu halk zihninde kaynaşmış durumdadır. Aslında çok daha eski bir efsanedir.Köroğlu halk şairlerimiz içerisinde kavganın ve özgürlüğün sembolüdür. Şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitlik, dostluk, aşk, doğa sevgisi çok sade bir dille anlatılır. Asıl adı Ruşen’dir. Köroğlu; yiğit, adaletli, inançla dolu ideal bir insan profilidir. Anadolu’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada Köroğlu efsanesi yüzyıllardır korunarak günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak efsaneden anlaşıldığı üzere Bolu Beyi’nin haksızlıklarına karşı direnen Köroğlu’nun Bolu Dağlarında yaşadığı bilinmektedir.Kaynak.T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Mola Zamanı.
Kıbrıscık alışverişini yaptım,Köroğlu’yu hatırladım ve Kıbrıscık’tan ayrıldım.Yönüm Seben tarafı,Ulu Dere’ye (Cuma Deresi) kadar vadi içinde 4 km’lik bir iniş yaptım.Ulu Dere’ye ulaştığımda da gürül gürül akan çeşme ve yanında ki kamelya benim öğle molası verme yerim oldu.Burada hem serinledim, hem de öğle yemeğimi yedim.
Yemek molasından sonra 3 km kadar sert bir tırmanış yaparak Soğuksu karşısında bulunan Kıvrak Ceviz Bahçesi önüne geldim.Burada beni Muhammet Ali Kıvrak kardeşim durdurdu,gel bir kahvemi iç diye çok ısrar etti ama nazikçe daveti geri çevirdim,ayak üstü muhabbet ettik,çünkü tırmanırken çok terledim ve bulunduğumuz yer çok rüzgar alıyor,daha kendimi toparlayamadım,daha sonra dedim.Beraber bir fotoğraf çekildik,hatırası olsun istedik.Muhammet Ali Kıvrak aynı zamanda Kıbrıscık Sürdürebilir Kalkınma Derneği Başkanı’ymış.
Kıbrıscık’tan sonra iklim,doğa,hava herşey değişti,sanki İç Anadolu’nun bozkır,dağ karışımına geldim gibi oldu.Gerçi bu bölümde Ankara il sınırlarına paralel yol almaktayım, belki de iç Anadolu’ya geçiş yaptım,bilemiyorum.Sabah ki coğrafya ile şu anki coğrafya arasında çok fark var.
Ulu Dere (Cuma Dere) Vadisi.
Yaklaşık 14 km kadar küçük indiler,çıktılar ile yol aldım,yani lay laylom bir yol,zannettim ki hep böyle gidecek,gitmedi.Birden bire karşımda dağ kütlesi ve aşağıda Ulu Dere (Cuma Dere) vadisi belirdi.Durup önce bu güzellikleri fotoğrafladım,seyrettim ve sonrada vadi tabanına inişe başladım.İniş anında ise aklımdaki soru bu inişin çıkışı nasıl olacak?
Rota yükseltisi cihazda ve hafızamda yüklü olmasına rağmen endişeli idim ama endişelenecek bir şey olmadı,rüzgarı karşıdan yememe rağmen sakin sakin 600 rakımlardan 750 rakımlara kademeli çıkış yaptım.Yükselti farkı az görünebilir bu sizi kandırmasın,
indi,çıktı ve rüzgara karşı her şey farklı oluyor.Tabi bu arada Alpagut yakınlarına kadar sokuldum ve sol yanımdaki bu çeşme kafamda şimşekler çakmasına neden oldu.Duş zamanı,evet duş zamanı,Seben’e az bir yolum kaldı ve Seben benim kamp yerim,Seben merkeze girmeden burada duş almak,kampı temiz temiz yapmak ne güzel duygu.Kaptırdım kendimi yine,evet burada duşumu aldım, iki günde kirlenen kıyafetleri de yıkadım ve Seben’e doğru hareket ettim.
Seben.
Seben’e saat 18:00 gibi vardım,önce şöyle küçük bir keşif yaptım.Ekmeğim bitmişti, yöresel ekmeklerden aldım.Önce yemeğimi kendim yapayım diye düşündüm ama sonra vazgeçtim,merkezde bu fotoğrafı çektiğim yerdeki otelin restaurantı keseme ve mideme uygun geldi,akşam yemeğim de kuşbaşılı,kaşarlı pide vardı.Gerçekten de lezzetliydi yada bana öyle geldi çünkü karnım çok açtı.Seben’de bu kadar oyalandım bakalım nasıl bir yermiş.
Seben:Bolu’ya 54 km. uzaklıkta olup doğusunda Kıbrıscık, güneyinde Ankara’nın Nallıhan İlçesi, batısında Mudurnu ve kuzeyinde Bolu ile çevrilidir. İlçemiz Köroğlu dağlarının güney eteklerinde 665 km² yüzölçümüne sahip ve rakımı 625 m. dir. Kuzeyindeki Kartalkaya Kayak Merkezi, 78 ºC sıcaklığındaki şifalı sularıyla Kesenözü Köyündeki Pavlu kaplıcaları, Firigyalılardan kalma kaya evleri, Çeltikdere Köyü civarındaki kilise kalıntısı, peri bacaları ile en önemlisi yayla turizmi başlıca turizm potansiyelimizdir. Haziran – Temmuz aylarında her köy hacet bayramları düzenlemektedir. Ayrıca her yıl Ekim ayında da Seben Panayırı ve Elma Festivali yapılmaktadır.Kiraz Dağı çevresinde toplanmış, ortalama 1400 m. yükseklikte olan Seben yaylalarının en önemlileri Gerenözü ve Kızık yaylalarıdır.Seben Kaya Evleri: Çeltik Deresi, Hocaş, Kaşbıyıklar, Yuva, Solaklar ve Alpağut Köylerinde derin vadiler içinde yükselen kayalar içine oyulmuş 3-4 katlı kaya evlerine rastlanmaktadır. Kaynak:T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Seben Kampı.
Karnım doydu,marketten de alışverişimi yaptım,şimdi kamp yeri bakma zamanı.Nallıhan tarafına hareket ettim, gözler radar gibi kamp yeri arıyor.Bir,iki olur galiba derken buldum yeri,ilçenin 2 km dışında bir benzin istasyonu,orada kaldığımı sanmayın.Onun 250 metre aşağısında dere,derenin tam üst tarafı bana hitap eder derecede ve yoldan uzakta,bu gece buradayım.Hemen çadırımı kurdum,içini yerleştirdim,kıyafetlerimi tazeledim,duş alırken yıkadığım ve hala ıslak olan kıyafetlerimi ipe serdim.Yani o kadar çok iş yaptım ki!!!!! anlatamam.Evet her şey tamam,şimdi akşam dinlenmesine, istasyonun alt tarafına kamelya yapmışlar oraya nevalelerimi ve radyomu alıp geçtim,akşamı orada karşılayacağım.Bugün indisi çıktısı bol bir rota da sanki iki ayrı coğrafyada yol aldım,80 km’ye yakın yol almışım.Yarın,Nallıhan-Ankara bölgesinde bir süre yol alıp tekrar Bolu bölgesine giriş yapacağım.Evet, yarın böyle olacak… Gece serinliği çökünceye,benim uykumda gelinceye kadar oturdum,sonrasın da ise çadırımın yolunu tuttum.
2 nci Gün 21 Temmuz 2022 Solaklar Yaylası-Seben Gölü-Kıbrıscık-Borucak-Seben:79 km
3 ncü Gün 22 Temmuz 2022 Seben-Güneyce-Aynalıkaya Geçidi-Mudurnu-Samsaçavuş:
Seben’e Veda.
Güzel bir uyku uyudum,dinlendim ve sabah 05:30 gibi uyandım.Çadır yine nemli hiç onu ellemeden akşam oyalandığım kamelye ye geçip sabah kahvaltımı yaptım.Sonra eşyalarımı,en sonda hala ıslak olan çadırımı topladım,uygun bir yerde kuruturum.Şimdi sıra geldi kamp yeri veda fotoğrafına,onu da aldık mı iş tamamdır.Şimdi yola çıkabilirim.Hedef Mudurnu tarafları.
Kamp yerinden ayrıldım Nallıhan istikametine yol almaktayım ama hafif hafif tırmanış var, bu 10 km kadar devam etti,sonra iniş başladı.Sabah tırmanışı nasıl sıkıcı ise iniş o kadar zevkliydi.
Kamp yeri ayrılışından 14 km sonra Ankara il sınırlarına giriş yaptım.Bir süre Ankara il sınırlarında yol alacağım, sonra tekrar Bolu il sınırlarına giriş.
Kabaca Köyünde Mola.
Kabaca köyüne ulaştığımda bir çeşme ve çeşmenin az ilerisinde artık kullanılmayan ama bahçesinde bankı duran bir okul.Evet Şafak’ın mola zamanı,sabahleyin ıslak olarak topladığım çadırı ve muhteviyatını hemen güneşin ve rüzgarın insafına bıraktım.Bende kahve ocağının başına geçtim, onlar kururken ben hem kahvemi yudumladım, hemde dinlendim.
Moladan bir kaç km sonra yol ayrımında yani ana yoldayım.Burası Nallıhan-Mudurnu yolu,artık bu yolda yol alacağım.İstikametim bisikletimin duruş yönü…….
Ankara il sınırlarındaki maceram çok kısa sürdü,tekrar Bolu il sınırlarına giriş yaptım.Bu tabela fotoğrafı bir anlamda tura Bolu’da başlayıp ta Bolu tabela fotoğrafı alamama özrü gibi oldu, evet yine Bolu il sınırlarındayım.
Bol çeşmeler,orman,çevrede dağlar ve bir kaç yerleşim yeri evet 24 kilometre tırmanışın özeti bu.Geçide az kala tırmanış biraz sertleşti ama neyse sonunda mükafatı var.
Aynalıkaya Geçidi.
24 km’lik tırmanışın mükafatı 1210 rakımdaki Aynalıkaya Geçidi.Mükafat ise bir fotoğraf, belgeleme,anı….. ne derseniz deyin.Geçide vardım ama fırtınada kendini gösterdi,geçitte durmak mümkün değil.Karatay’ı çektim,sonra hep beraber çekilelim dedim,tripotu kurmak istedim,tripot olduğu yerde durmuyor.Hadi iyisin Karatay bu sefer tek fotoğraflandın.
Geçitten aşağı rüzgara karşı indim,Mudurnu sapağına kadar rüzgar bayağı zorladı ama olsun,sıkıntı olmadan sonuca ulaştım.Mudurnu’ya Dolayüz tarafından giriş yaptım,birinci çeşmede olmadı ama çok temiz olan ikinci çeşmede 1.5 litrelik pet şişeyi feda ederek güzelce duşumu aldım.Bu duş beni çok rahatlattı,şimdi temiz pak Mudurnu’ya girebilirim.
Mudurnu.
Mudurnu’ya saat 16:00 sıraları girdim,vadi içi olan Mudurnu çok sıcak yada bana öyle geldi,sıktı beni.Mudurnu ile ilgili bir kaç fotoğraf çekip çoğunu gözlemleyerek Mudurnu’yu bir baştan bir başa kat ettim.Bu arada Mudurnu girişinde gıda maddelerini, çıkışında ise soğuk içeceklerimin tedarikini yaptım.Açık söylemek gerekirse Mudurnu ilçesini daha cazip bulacağımı umuyordum,ben de pek etki bıraktığı söylenemez bana sıradan bir yer görüntüsü verdi.Ama bu Mudurnu’dan söz etmeme mani değil.
Mudurnu:Mudurnu, Bolu’nun bir ilçesidir. İl merkezine 52 km uzaklıktaki Mudurnu İlçesi eski Türk evleri bakımından önemli bir özelliğe sahiptir. Yeşilin hakim olduğu ilçede bulunan 165 adet ev ve 8 Cami, çeşme ve hamam olmak üzere toplam 173 adet mimari değeri yüksek yapı nedeniyle “Kentsel Sit Alanı” ilan edilmiştir. Rakım 850 Metre
Mudurnu-Samsaçavuş Arası.
Mudurnu çıkışından yönümü Adapazarı-Göynük istikametine çevirdim.Bir süre bu yol üzerinde yol aldım,yol alırken de artık yorgunluk baş göstermeye başladı.Mudurnu’dan ayrıldıktan 19 km sonra Çavuşdere yakınlarında Göynük sapağından dönerek yönümü tamamen Göynük tarafına çevirdim.İlk vardığım yer Çavuşdere,artık gün sonu ve ben artık kamp yeri arayışlarına başladım.
Samsaçavuş Kampı.
Göynük sapağından beri vadi içinde yol almaktayım,vadi içinde kamp yeri bulmanın zorluğunu ancak bu tarz yollarda yol alanlar bilir.Bu arayışla hızımı azaltıp yol alırken Samsaçavuş yakınlarında aradığımı buldum.Dere yatağı ile yol arasında uygun bir alan buldum.Hemen kamp faaliyetlerine giriştim, bu gece buradayım.Ben bu faaliyetleri yaparken karşı tepeleri ısıtan güneş, sıcaklığının zerresini vadi tabanına vermiyordu.Vadi tabanı serin,baştan o serinlik iyi gelirken üstümdeki terli tişörte rüzgarla beraber nüfus etmeye başlayınca üşüme nöbetleri de peşi sıra geldi.Hızlıca kıyafet değişimi ve parkaya sarınma bana iyi geldi.Evet bu gece buradayım, neresi olursa olsun keyfini çıkarma taraftarıyım.Buranın da tadını çıkartmak benim işim.Bugün 90 km’ye yakın yol aldım,yarın ve yarından sonra çok güzel coğrafyalarda yol almaya devam edeceğim.Beni takip edin,bakalım neler olmuş.
3 ncü Gün 22 Temmuz 2022 Seben-Güneyce-Aynalıkaya Geçidi-Mudurnu-Samsaçavuş:86 km
KÖROĞLU DAĞLARINDAN MURAT DAĞINA 20 TEMMUZ-02 AĞUSTOS 2022 (2 ve 3. Gün Seben Gölü-Solaklar Yaylası-Kıbrıscık-Borucak-Seben-Güneyce-Aynalıkaya Geçidi-Mudurnu-Samsaçavuş)
Discussion about this post