Geceyi Samsaçavuş yakınlarında kamp yaparak geçirdim.İyi bir gece oldu,iyi uyudum,sabah dinç kalktım.İyi uyumama dere ile yol arasında kamp yapmama rağmen yolda ki trafiğin sıfıra yakın olması sebep oldu diyebiliriz,yani iyi sebep.Kalkış saatim 05:30,vadi içinde olmamdan dolayı çadır yine ıslak, o yüzden önceliği kahvaltıya verdim,toparlandım,hazır hale geldim.Nemli çadırı ise en son toparladım,daha doğrusu torbaya teptim,ileride bir yerlerde kuruturum.Sabah işte böyle başladı,dünkü yorgunluktan eser yok,dinamikim, bugün ve yarın yine güzelliklerle dolu bir rotada yol alacağıma inanıyorum.Bu yazı dizimde Köroğlu Dağlarından Murat Dağına turumun 4 ve 5 nci günlerini kaleme alıp,anlatacağım, neler yaşanmış,neler görmüşüm benimle beraber göreceksiniz.Hakikaten neler yaşanmış bir bakalım mı?
4 ncü Gün 23 Temmuz 2022 Samsaçavuş-Sünnet Gölü-Hacıayaz Geçidi-Göynük-Taraklı-Taraklı Göleti:
Her şey hazır yola çıkabilirim, artık rutin hale gelen kamp yeri ayrılış fotoğrafı alarak Samsaçavuş kamp yerimden ayrıldım.
Güne hafif tırmanışla başladım,Göynük yolunda yol alıyorum.Benim geceyi geçirdiğim yer 650 rakıma sahip ama sabahın ilk saatlerinde 1060 rakımlara çıkacağımı gayet iyi biliyorum,çünkü ilk ziyaret yerime doğru gidiyorum.
Sünnet Gölü Yolu.
Kamp yerinden ayrılalı 8 kilometre olmuşken Göynük yolundan ayrılıp yönümü Sünnet Gölü tarafına çevirdim, vadi içinden Sünnet Gölüne tırmanmaya başladım.Zaten çok güzel bir coğrafyada yol alıyordum daha da güzel bir coğrafyaya geçiş yaptım.Bugün cumartesi sabahı erkenden Sünnet Gölü’ne varayım ki millet daha gelmemiş olsun,Sünnet Gölü’nün keyfini ilk ben süreyim.
Sünnet Gölü.
Yol sapağından 4,5 kilometre tırmanış sonunda 1066 rakıma sahip Sünnet Gölü’ne vardım.Dediğim gibi daha kimse teşrif etmemiş, göl sessiz, sakin,işletmeler gelecek kişileri karşılamaya hazırlanıyor.Böyle özel,istisnai yerleri görmek,ziyaret etmek istediğimde hep sabah saatlerini tercih ederim,sebebi malum, insan kalabalığı içinde kalmamak.Evet Sünnet Gölü ziyaretim başladı, bol görsel aldım, havayı kokladım,ortamı gözlemledim, sabah kahvemi Sünnet Gölü’nde sessizlik ve huzur içinde içtim.
Sünnet Gölü:Göynük İlçesi’nin 22 kilometre doğusunda, Erenler ve Korudağ Tepeleri arasındaki derin vadinin heyelanla tıkanması sonucu oluşan Sünnet Gölü‘nün alanı 18 hektardır. Civarındaki derelerden ve kaynaklardan beslenir. Derinliği 22 metreyi bulur. Gölde bulunan mercan ve alabalıkların olta ile avlanması serbesttir. Özel sektörce işletilen 45 oda 115 yatak kapasiteli bir konaklama tesisi bulunmaktadır. Çevresinde piknik, yürüyüş ve bisikletle gezinti yapılabilmektedir.Kaynak: Bolu Kültür ve Turizm Rehberi
Sünnet Gölü ziyaretimden sonra tekrar geldiğim yolu indim,Göynük yoluna çıktım.Göynük yoluna çıkmam ile beraber tekrar tırmanmaya başladım.Bu saate kadar hava yaprak dahi kıpırtatmazken şimdi kuzeydoğu tarafından şiddetli rüzgar başladı.Bu rüzgar bazen bana tırmanma yardımı yaparken bazen de sıkıntılı anlar yaşattı.
Hacıayaz Geçidi.
Şiddetli rüzgar ile birlikte tırmanışın mükafatı Hacıayaz Geçidi.Evet Hacıayaz Geçidi’ne vardım,benim gidiş yönüme tabela koymamışlar yada sökmüşler, önce kızdım, sonra Göynük tarafındakini fark edince oraya yöneldim.O arada Adapazarı’ndan rüzgara karşı gelen ve Çavuşdere tarafından tekrar o tarafa dönecek olan Zeynep kardeşim ile karşılaştım.Zeynep yola yol bisikleti ile çıkmış ve rüzgara karşı bayağı mücadele ediyordu,takdir ettim kendisini.Hacıayaz Geçidi’nde bir süre muhabbet ettik,tanıştık,o benim, ben de onun geçit fotoğraflarımızı çekip veda edip ayrıldık.Selam olsun sana Zeynep kardeşim……
Göynük.
Hacıayaz Geçidi’nden Göynük’e kadar uzun bir iniş yaptım, yaklaşık 13 kilometrelik bir inişti bu.Göynük’e girdiğim andan itibaren hoşuma gitti,ben de ilgi uyandırdı,Göynük içinde yavaş yavaş ilerleyerek ilçeyi keşfettim,tanıdım,inceledim.Gerçekten hoş bir ilçe, tabii ki bana göre.Hemen dün gördüğüm Mudurnu ile kıyasladım Göynük’ü, Mudurnu’yu katlar.İlçeyi çok fazla övdüm galiba!!!!. Evet Göynük’e öğle vakti vardım,merkeze girdim ve küçük bir keşif ile en iyi ve lezzetli yemekleri yapan yerde öğle yemeğimi yedim.Ayrıca burada bayağı ilgi ile karşılandım,her halde esrarengiz bir tip olmamdan!!!! Bu kadar anlatımdan sonra az daha Göynük’ten bahsetmeyi unutuyordum.
Göynük: Bolu ilinin güneybatısında yer alan Göynük İlçesi’nin yüzölçümü 1437 km², denizden yüksekliği de 720 m.dir. Göynük’te 4.984 kişi merkezde, 13605 kişi de köylerde yaşamaktadır. 66 köyü vardır. Gazi Süleyman Paşa Camii ve Hamamı, Akşemseddin Türbesi, Ömer Sekkin Türbesi, Zafer Kulesi, Soğukçam Köyünde bulunan Frig Harabeleri ve Kilciler Köyündeki Bizans Kalıntıları İlçenin önemli tarihi eserleridir. 135 tarihi konut, 20 dini ve kültürel yapı, 2 idari yapı, 5 doğal anıt olmak üzere toplam 162 tescilli yapı vardır. Geleneksel Osmanlı mimarisinde yapılmış olan Göynük Evleri, bugün halen mimari özelliğini yitirmeden kalabilmiştir. Bu evler ilçeye gelen turistlerin çok büyük ilgisini çekmektedir. Restore edilen ve pansiyon olarak işletilen konaklar ziyaretçilerden yoğun ilgi görmektedir.Kaynak:T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı
Göynük’ten ayrılırken ilçe içinden yola çıkış kallavi dik idi, ittir kaktır yola çıktım.Sonra tekrar iniş ağırlıklı yol alırken Göynük girişinde görmediğim, daha doğrusu olmayan tabelayı 4 km sonra görünce bir hatıram olsun istedim.
Ayçiçek tarlaları,bağ, bahçe içinde sakince ve iniş ağırlıklı yol alırken Göynük-Taraklı yolunun 20 nci kilometresinde Adapazarı il sınırlarına giriş yaptım.Bu, benim Bolu il sınırlarını bir daha görmemem anlamı taşıyor.Bir süre Adapazarı il sınırlarında yol alacak, geceyi yine bu il sınırlarında geçireceğim.
Taraklı.
İl sınırlarına girdiğim Adapazarı’nda daha 7 km gitmiştim ki Taraklı ilçesine vardım. Taraklı’ya vardığımda saatim 15:30’u gösteriyordu.Niyetim Taraklı Göleti’nde kamp yapmak olduğundan bütün ihtiyaçlarımı buradan gördüm.Hatta içeceğimi de…. Yunus Paşa Camiinin şadırvanında güzelce serinledim,sularımı tamamladım.Taraklı bana biraz, nasıl söylenir kapalı yer gibi geldi,sarıklıların ve çarşaflı ziyaretçilerinin olması arada bir bana sert bakış fırtlatmaları tuhafıma gitti.Her neyse ben bunu tüm Taraklı’ya mal edemem, belki dışarıdan gelenlerin davranışıydı bu, yada bana öyle geldi.Bu Taraklı’dan bahsetmeme ve Taraklı gerçeğini anlatmama mani değil.
Taraklı: Taraklı Türkiye’nin Marmara Bölgesinde eski İstanbul – Ankara karayolu ve tarihi İpekyolu güzergâhında konumlanmıştır. Adını şimşir tarak yapımından almış olup, ses ve çevre kirliliğinden uzak konumuyla İtalya merkezli Cittaslow (Sakin Şehir) ağına dahil olan sayılı ilçelerimizden birisidir. Çarşı içindeki camii (Yunus Paşa Camii) çok güzeldir. Bir hamamı, beş hanı, altı çocuk mektebi ve 200 dükkânı vardır. Hepsi kaşık ve tarak yapımıyla uğraştıklarından, şehre Taraklu derler.
Taraklı molası bir saate yakın sürdü,her şeyim tam olunca kamp yapacağım Gölpazarı yolu üzerindeki Taraklı Göleti’ne hareket ettim.
Taraklı’dan itibaren tırmanma hafiften başladı, daha sonra sertleşerek.Rakımsal olarak bakıldığında alt tarafı 450 rakımdan 650 rakıma çıkılacak ama gölet bölgesine yaklaştıkça eğim bel kırıcı hale geldi,buna bir de sıcağın etkisini katın,varın siz düşünün.Yukarıdan göleti görünce öpesim geldi……Bu görüş aynı zamanda göletin neresinde kamp yapabileceğim hakkında bana fikir verdi,bunda dürbünümün rolünü unutmayayım.Tahmin edin nerede kamp yapacağım?
Taraklı Göletinde yukarıdan tespit ettiğim ve en uygun kamp yerim olacağına inandığım yarımada bölgesine ikinci yoldan giriş yaptım.Yanılmamışım, kamp yapmaya çok müsait olmasa bile şartlara göre en uygunu.Zaten en uygun yeri de küçük bir araştırma ile tespit ettim,uygun olup olmadığı biraz da zeminin düzlüğüne bağlı.Evet bu gece Taraklı Göletindeyim.
Taraklı Gölet Kampı.
Bu gün 80 km kadar yol aldım,üç kez tırmandım ama yolumun çoğunluğu iniş ağırlıklıydı.En son tırmanışı Taraklı Göleti’ne yaptım, geceyi burada geçireceğim.Hava çok sıcak,çadırı rüzgar alan yere kurdum ki gece rahat uyuyayım,erken kurmamın bir sebebi de sabah nemli olarak toplamış, yolda kurutmamıştım,şimdi 1-2 dakikada kurur.Çadır dışı ve içi bittikten sonra çam ağaçlarının gölgesi ve serinliğinde akşam yemeğimi yedim.Ben gölete vardığımda aileler ve bir kaç kişi daha vardı, balık avlıyorlardı, hava kararması ile beraber etrafta kimse kalmadı.Taraklı Göleti,kaldık mı seninle başbaşa.Evet gece şimdi başlıyor,mini radyoma yüklediğim sevdiğim şarkılar eşliğinde, Taraklı’dan aldığım ve hala buz gibi olan içeceğim ve yanında giden çerez ve mezelerle Taraklı Kampının keyfini sürmeye başladım.
Yarın Bilecik taraflarına akacağım…….
4 ncü Gün 23 Temmuz 2022 Samsaçavuş-Sünnet Gölü-Hacıayaz Geçidi-Göynük-Taraklı-Taraklı Göleti:80 km
5 nci Gün 24 Temmuz 2022 Taraklı Göleti-Gölpazarı-Vezirhan-Bilecik:
Taraklı Göleti Sabahı.
Bu doğa olayını biliyormusunuz?,bilmiyorsanız anlatayım.Gecenin bir vakti rüzgar dindi,sabaha karşı çadırımın içinde üşümeye başladım,uyku tulumumun içine iyice sığındım.Aynı zamanda sabahın olmasını ip ile çektim,çünkü bir doğa olayı ile karşı karşıya geleceğimi biliyordum,çünkü bu olaya çok tanık oldum.Evet” bu havadaki ısının suyun ısısının altına düşmesi,suyun daha sıcak olmasından kaynaklanan bir doğa olayı”,hiç duymadıysanız şimdi duydunuz yada sizin de başınıza geldi.Taraklı Gölet sabahına böyle uyandım.
Doğa olayı ile uyandım,bu doğa olayının kaybolmasını seyrederken kahvaltımı da yaptım,eşyalarımı topladım, çadır sırılsıklam,öylece torbaya teptim.Hazırım yola çıkmaya,çıkmadan önce veda fotoğrafı alıp yola çıktım.
Göletteki kamp yerinden ayrılır ayrılmaz orman içinde tırmanış başladı.570 rakımda kamp yapmıştım, veriler 6 km de 850 rakıma çıkacağımı gösteriyor.Olsun, tırmanayım,tırmanmanın sonunda muhakkak güzellikler vardır.
Offf be offf,tırmanmanın sonuna yaklaştığım anda bir çeşme ve arka planda havuz…”Ben isterdim bir göz, Allah verdi iki göz”, deyim böyleydi yada buna benzer bir şey.Üstelik bulunduğu yer rüzgar alıyor,hemen çadırı rüzgarın ve güneşin kollarına saldım.Ben de havuz başına geçip kahvemi yudumladım,kahve sonrası hızımı alamadım, kıyafetlerle beraber havuza daldım.Allah’ım ne güzel bir şeydi öyle o.
Çeşme,havuz ve kahve keyfinden sonra tırmanmaya devam ettim ve 2,5 km,toplamda 6.5 km sonra Bilecik il sınırındayım.Bilecik il sınırlarında uzun bir süre kalacak ve yol alacağım.Burası aynı zamanda tam tepe noktası rakım 860,bundan sonra bayağı inişim olacak.
Ayçicek tarlaları,bağ,bahçe, bostanlar arasında,dar olan ama aynı zamanda çok zevkli bir yolda Gölpazarı’na kadar iniş yaptım.
Gölpazarı.
Yaklaşık 15 kilometrelik bir inişin sonunda vardığım 9000 nüfuslu ilçe hoşuma gitti,kendi halinde mütevazi bir hali var.O zaman Gölpazarı’nı tanıyalım bakalım.
Gölpazarı: Rakım 550, Bilecik iline bağlı bir ilçedir. Gölpazarı ilçesi Bilecik il merkezine 43 km uzaklıkta bulunmaktadır. Taşhan;Gölpazarı ilçe merkezinde yer almaktadır. Taşhan yoldan geçen kervanların konaklaması amacı ile 1318 yılında Mihal Bey tarafından inşa edilmiştir.Gazi Mihal Camisi;Gölpazarı ilçe merkezinde yer almaktadır. Halk arasında Çarı Camisi olarak da anılan Mihal Gazi Camisi;Köse Mihal Bey’in torunu Gazi Mihal Paşa tarafından 1415-1418 yılları arasında inşa edilmiştir.Çeşitli zamanlarda onarımdan geçen Mihal Gazi Camisi günümüzde ibadete açıktır.
Gölpazarı’ndan Sakarya Nehrine kadar kavun,karpuz tarlaları arasında yol aldım,tırlar, kamyonlar tarlalarda, işçiler hasat yapıp tırları, kamyonları yüklüyorlardı.Tabii bu arada Sakarya Nehri’ne kadar inişe devam ettiğimi ve Sakarya Vadisinin yoğun sıcağını yediğimi de söylemeden geçemeyeceğim.
Sakarya Nehri.
Sakarya Nehri üzerinden geçtim,nemini,sıcaklığını hissettim,Vezirhan yönüne devam ettim.
Sakarya Nehri:Kızılırmak ve Fırat nehirlerinden sonra Türkiye’nin üçüncü en uzun, Kuzeybatı Anadolu’nun ise en büyük akarsuyudur. Nehir, ismini Yunan Mitolojisi’ndeki nehir tanrısı Sangarius’dan almaktadır. Eskişehir’in Çifteler ilçesi yakınlarından doğan Sakarya Nehri kolları ile birlikte toplam uzunluğu 824 km.`dir.Karasu civarında Karadeniz’e dökülür.
Vezirhan.
Öğle vakti Vezirhan beldesine vardım,hava çok sıcak,önce güzelce serinledim kendime geldim.Sonra da kendime yemek ziyafeti verdim.Bol sıvı almayı da unutmadım,çünkü bayıltacak kadar sıcak ile karşı karşıyayım.
Vezirhan:Bilecik ilinde bir belde. Kasaba adını kasabadaki Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı’ndan alır.Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı,Bilecik-Adapazarı karayolu üzerinde Vezirhan Beldesindedir. 17. yüzyıl başlarında Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa yaptırmıştır. 1915’te sağlam olduğu bilinen çatı bu tarihten sonra çökmüştür. Günümüzde dört duvar durmaktadır.
Bilecik.
Allah’ın ne bu sıcak,Vezirhan-Bilecik arası resmen kabus gibiydi,15 kilometrelik yolculukla 150 rakımdan 600 rakıma çıktım.Normal şartlarda bu tırmanış hikaye kalır ama bugün hiçte öyle olmadı.Aldığım tüm sıvıları tükettim,Bilecik girişinde benzinliğe kendimi zor attım.Her neyse sonunda Bilecik girişindeyim.Bilecik’ten az biraz bahsedeyim sonra ne yaptığımı anlatırım.
Bilecik:Bilecik 4321 km²’lik alanı ile Türkiye’nin küçük illerinden biridir. Alan sıralaması bakımından 65. sırada yer alır. Merkezi ilçenin yüzölçümü 844 km²’dir. Nüfus bakımından da en az olan illerin başında gelir.Bilecik ilinin merkezi olan ilçedir. Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara Bölümü’nde kalmaktadır.Bilecik ili, Marmara Bölgesi’nin güney doğusunda; Marmara, Karadeniz, İç Anadolu Bölgesi ve Ege Bölgelerinin kesim noktaları üzerinde yer alır. İlin bilinen en eski isimleri arasında Agrilion ve Belekoma vardır. Bilecik, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğduğu topraklardadır. Her yıl Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt şenlikleri, Bilecik iline bağlı Söğüt’te yapılmaktadır. Bölgede zengin mermer ocakları mevcuttur. Sakarya ırmağının etrafında kurulan ve göletleri ve derelerinin zenginliği ile tanınan yöre antik çağlardan günümüze tarihin izlerini taşır. Şehirdeki Şeyh Edebali Türbesi, tüm Türkiye’den ziyaretçi almaktadır. Türk Kurtuluş Savaşı’na ait izler, Bilecik ilinin ilk yerleşim yeri olan Şeyh Edebali Türbesi’nin çevresinde halen görülebilir. Bunlara örnek olarak bir kısmı savaş sırasında yıkılmış olan minare gösterilebilir
Bilecik Konaklaması.
Bilecik’e varınca hiç tereddüt etmedim, arayışa da girmedim hemen öğretmenevinin yolunu tuttum.Beni en iyi dinlendirecek,rehabilite edecek yer orası.Bu saatten sonra ve bu sıcakla beraber kamp yeri arayacak değilim.Şansıma yer var ve ön cepheden güneş almayan yerden oda tahsisi yapıldı.Eşyalarımı yukarı taşıdım,bisikleti de koridora bağladım ve doğruca duşa girdim,kendime geldim be kardeşim.
Akşam üzeri eksik olan nevaleri almak ve Bilecik içinde kültür gezisi yapmak için dışarı çıktım.Bilecik ili için akşam yaya olarak 2 saatlik bir gezi yetti,geri kalanını yarın bisikletle geçerken görürüm.Evet,Köroğlu Dağlarından Murat Dağına yolculuğumda 4 ve 5 nci günüm böyle geçti.Yoluma devam ediyorum,yarın ve yarından sonra bakalım nerelere yol alacağım.
5 nci Gün 24 Temmuz 2022 Taraklı Göleti-Gölpazarı-Vezirhan-Bilecik:65 km
KÖROĞLU DAĞLARINDAN MURAT DAĞINA 20 TEMMUZ-02 AĞUSTOS 2022 (4 ve 5. Gün Samsaçavuş-Sünnet Gölü-Hacıayaz Geçidi-Göynük-Taraklı-Taraklı Göleti-Gölpazarı-Vezirhan-Bilecik)
Discussion about this post