Dün Kırşehir’den yola çıkıp, Kalehöyük’te kültürel bir tur yapıp 100 kilometrenin sonunda gün batımı zamanında Kızılırmak kenarındaki Köprüköy’e ulaştım. Kızılırmak kenarında kamp yaparak geceyi geçirdim.Benim için muhteşem bir gün sonu oldu, o rahatlıkla geceyi çok iyi geçirdim.Ata Yolu projemde Atamın izinde yol alırken ülkemin doğal güzelliklerini,medeniyetlerini de ön plana çıkarmayı,görmeyi,anlatmayı kendime ilke edindim.23 gün boyunca bunları hem yazmaya, hem de anlatmaya gayret ettim.Bugün Ata Yolu’ndaki 24’ncü günüm,güne Köprüköy’de, Kızılırmak kenarında başlıyorum.Buraya dün gün batımında geldiğimden gün batımını ve Kızılırmak’ı ön plana çıkarmıştım.Bugün ise sabahın ilk saatlerinde bulunduğum bölgeyi iyice tanıtacak,Bala’ya gidecek,son geceyi Atamız gibi Beynam’da geçireceğim.Bu günün planı bu şekilde ve uygulayacağıma inanıyorum.Ata Yolu Devam Ediyor.
24 ncü Gün 04 Ağustos 2023 Köprüköy-Karakeçili-Bala-Beynam:
Kızılırmak Kampı.
Güzel geçen bir gecenin sonunda sabah 05:30 gibi uyandım,şahsi temizlik ve akabinde kahvaltı faslına geçiş yaptım.Kahvaltı sonrası toparlandım,bisikletimi yükledim.Bu gün sabaha kültürel tur ile başlayacağım,bu benim en çok sevdiğim şey!.Çünkü sabahın ilk saatlerinde etrafta kimsecikler olmuyor ve bu olay oranın bana aitmiş hissini tattırıyor.Dün akşam üzeri geldiğimden bildiğim,yakınımda olduğu ama detaylı gezemeyeceğim yerleri şimdi sabahın ilk saatlerinde gezip sizlerle paylaşacağım.Hepsi yürüme mesafesinde ve çok yakınımda.
Kızılırmak kenarında bulunan ve biraz sonra beraber gezeceğimiz,göreceğimiz güzelliklere ev sahipliği yapan Köprüköy’ü anlatarak sabaha başlamak isterim.
Köprüköy: Kırıkkale’nin Keskin ilçesine bağlı bir mahalle olup nüfusu 650,rakımı ise 759 dur.Köy; Kırıkkale il merkezine 37 km, Keskin ilçe merkezine 35 km uzaklıktadır.Köyün adı, 1777 yılı kayıtlarında Çaşnigir Köprüsü, 1815 yılı kayıtlarında ise Çaşnigir Derbendi olarak geçmektedir. 1972 yılında belediye statüsü alarak beldeye dönüşen köyün belediye statüsü, nüfusunun 2000 kişinin altına düşmesi üzerine 2013 yılında sona erdi.
Kızıldağ eteklerinden doğan, benimde bu projede İmranlı’da yanında kamp yaptığım ve yine İmranlı’dan beri sık sık beraber yolculuk ettiğim Kızılırmak’ı bir daha hatırlayalım.
Kızılırmak Nehri:İç Anadolu’nun en doğusundaki Sivas ili İmranlı ilçesinde 3025 rakıma sahip Kızıldağ’ın güney yamaçlarından doğar, Bafra kıyılarından Karadeniz’e ulaşır.Türkiye topraklarından doğarak yine, Türkiye topraklarından denize dökülen en uzun akarsudur. Uzunluğu 1.355 km’ dir. Havzada bazı alanlarda vadi genişleyerek ovaya dönüşür. Yukarı havzada; Hafik, Zara, Sivas ovaları, aşağı havzada; Kargı, Osmancık, Tosya ve en büyüğü Bafra Ovasıdır.Nehir taşımacılığı için kullanılmaz. Başlıca kolları Delice Irmağı, Devrez ve Gökırmak’ tır.
Dün öğle vakti Kalehöyük Müzesini gezmiş hayran kalmıştım.Kalehöyük’te kazı alanı olduğu gibi burada da var ve buradan çıkanlarda Kalehöyük Müzesinde sergilenmekte.Akşam Kızılırmak kenarında kamp yaparken aynı zamanda Büklükale’de, Çeşnigir Köprüsü’nde de kamp yapmış oldum.
Büklükale;Kırıkkale İli, Karakeçili İlçesi, Köprüköy yakınında Hitit Dönemine ait sur duvarları, Frig çağına ait yapı kalıntıları, Roma dönemine ait mezar ve antik yol yer almaktadır. Japon bilim heyeti tarafından Kırıkkale İli ve çevresinde 1990 – 91 yıllarında yüzey araştırması başlatılmış ve birçok höyük ve düz yerleşim alanı tespit edilmiştir. 2009 yılında ise Büklükale olarak adlandırdıkları alanda kazı çalışmalarına başlamışlar ve Kırıkkale tarihini aydınlatacak birçok veriye rastlamışlardır. Kazı çalışması 2010 yılında da aralıksız olarak devam etmektedir. Büklükale Kazısı Büklükale, Kırıkkale İli, Karakeçili İlçesine bağlı Karakeçili beldesinde, Ankara’dan Kaman’ a giden otoyolun Kızılırmak’ ı geçmeden hemen sol tarafında yer almaktadır.Büklükale’de yapılan kazı çalışmalarının ilk amacı olan yerleşmenin tabakalaşması hakkında edinilen bilgiler aşağıdaki gibi özetlenebilir: 1. Kat: Osmanlı Dönemi 2. Kat: Demir Çağ 3. Kat: Geç Tunç Çağ Özellikle daha önceki ön çalışmalarda elde edilen sonuçlara dayanarak Büklükale’nin ikinci binin ikinci yarısına ait bir Hitit şehri olduğu tahmini yapılmıştı. 2009 yılındaki araştırmalarda bu tahmin doğrulandı ve 3. Katta Hitit dönemine ait şehrin varlığı tespit edildi. Kaynak:Kültür Portalı.
Şimdi sırada Çeşnigir Köprüsü var,biz Ferdi ile 2019 yılında geldiğimizde buralarda çalışmalar vardı, köprü ise çok kötü durumdaydı. Bunun sebebi ise buraya gelen kişilerin üzerine sprey boya ile yazı yazmaları,çöplerini bırakmaları idi.Şimdi buraları ücretli ve kontrollü girişli olmuş, köprü ise güzelce restore edilmiş.Çeşnigir Köprüsünü hem Kızılırmak kenarından hem de terastan fotoğraflayarak size anlatmak isterim.
Çeşnigir Köprüsü: Karakeçili ile Köprüköy arasında Kızılırmak üzerinde yapılmış tarihi bir köprüdür. Bilinen kaynaklara göre Çeşnigir Köprüsü ve yakınında bulunan han Selçuklu dönemine aittir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 13. yüzyıla ait bir eser olduğu tahmin edilmektedir. 1402 yılında Ankara Savaşı’ nın yapılacağı alana ilerleyen Timur ordularının bu köprüyü kullandığı rivayet edilmektedir. Çeşnigir Köprüsü, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi esnasında Mimar Sinan tarafından yeniden yapılmıştır. Kapulukaya Barajı’nın faaliyete geçmesinden önce yol güzergahı üzerinde iken, sonraları köprünün ayak kısımları baraj suyu içinde kalmıştır. 110 m. uzunluğunda 6 m. genişliğindeki köprü kayalık arazide sağlam temeller üzerine oturur. Kızılırmak içinde sağlam bir zemine oturabilmesi için orta bölümde belirgin bir eğim vardır.Kaynak :Kültür Portalı.
Ben küçük terasa çıktım,bulunduğum yerden Kızılırmak Kanyonu’nu ve Çeşnigir Köprüsü’nü bir kez daha görüntülemek istedim.Küçük terasın hemen sağında Köprüköy tarafında büyük seyir terası bulunmakta ve oraya sonradan yapılmış tahta yolla çıkmak mümkün.Oradan da kanyonun derinlikleri gözlenmekte.Bu bilgiler ışığında Köprüköy ve Kızılırmak kültürel turuda son bulmuş oluyor.
Artık bu bir prodüksiyon pozu oldu,her kamp alanında olduğu gibi burada da Kızılırmak Kampı ayrılış fotoğrafı alarak 08:00 gibi kamp yerimden ayrıldım.
Kamp yerimden ayrıldım, ana yola çıktım ve Ankara yönüne doğru harekete geçtim.Kızılırmak vadisinden ayrılıp ilerlerken 4 kilometre sonra Karakeçili sapağına geldim.Karakeçili’ye 2019’da girmiştim,tekrar girmem için bir neden yok ama tabelası önünde Karakeçili’yi bir tanıyalım.
Karakeçili:Kırıkkale’nin bir ilçesi olan Karakeçili’nin nüfusu 3810, rakımı 838 dir.Karakeçilinin kuzeyinde Bahşili, doğusunda Keskin ve Çelebi ilçeleri, güneyinde Bala ilçesi bulunur.Tarihi;Oğuzların iki kolundan biri olan Bozokların Kayı boyuna ait ve o boyun en büyük aşireti olan Karakeçili Aşireti, 1071 Malazgirt Zaferinden önce Anadolu topraklarına girmiş, bir süre Iğdır (Sürmeli Çukurunda) da ikamet ettikten sonra güneye doğru Ahlat, Şanlıurfa, Suriye’ye kadar inmiş, Süleyman Şah’ ın şahadetinden sonra Ertuğrul Gazi’ nin önderliğinde geri dönerek aşiretin bir kısmı Urfa, Suruç, Siverek, bir kısmı Ankara Karacadağ eteklerinde, kalanı da Söğüt’ e yerleşmiştir. Ankara civarında kalan Karakeçililer bugün ilçe olan Karakeçili köyünü oluşturmuşlardır. İlki 1995 yılında yapılan Karakeçili Uluslararası Kültür Şenliği her yıl düzenli olarak yapılmaktadır. Kültür Şenlikleri, Türkiye’ nin değişik yerlerinde yaşayan Karakeçili Aşiretine mensup kişilerle, Türk Cumhuriyetlerinden gelen ve resmi kurum ve kuruluşların üst düzey temsilcilerinin katılımları ile gerçekleştirilen bir Kültür Şenliğidir.Kaynak:Kırıkkale Valiliği.
Bugün 1330 rakımdaki Bala’ya kadar tırmanış ağırlıklı yol alacağım, yol boyu sıralanmış çoğu akan çeşmeler bana hayat öpücüğü olacak.O çeşmelerden Karakeçili rampasının sonundaki çeşme benim kahve mola yerim oldu.Suyunda serinledim,sularımı takviye ettim,arkadaki kameriyede oturup kahvemi yudumladım.
Ankara İl Sınırı.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’ncü yılında gerçekleştirdiğim Ata Yolu projemde hedefime adım adım ilerliyorum. Projemin son ili olan Ankara il sınırlarına artık girmiş bulunmaktayım. Ankara,Ata Yolu projemdeki 14’ncü il olacak.
Uzun,upuzun bir yol…..Aşık Veysel’in dediği gibi ”Uzun ince bir yoldayım,Gederim gündüz gece”. Büyükboyalık mevkiine geldiğimde manzaram bu şekildeydi, önce küçük bir iniş,sonra Bala’ya kadar upuzun bir tırmanış.
Bala.
Büyükboyalık’tan itibaren 14 kilometrelik tırmanış, çeşmelerde serinleme sonrasında öğle vakti Bala’ya ulaştım.Vakit öğle olunca yemek yemek gerek ama sulu yemek yapan yok, ya döner yada pide, bende bu sıcakta onları istemiyorum.En iyisi market alışverişi,alışverişimi tamam ettim sonra da parka geçip öğle yemeğimi yedim, yemeğin üzerine de soğuk çayımı içtim,daha da serinledim.
Büyükboyalık’tan itibaren 14 kilometrelik tırmanış, çeşmelerde serinleme sonrasında öğle vakti Bala’ya ulaştım.Vakit öğle olunca yemek yemek gerek ama sulu yemek yapan yok, ya döner yada pide, bende bu sıcakta onları istemiyorum.En iyisi market alışverişi,alışverişimi tamam ettim sonra da parka geçip öğle yemeğimi yedim, yemeğin üzerine de soğuk çayımı içtim,daha da serinledim.
Bala’da işim bitti,çıkıştaki Bala tabelası yanında son pozu verirken Bala’yı da bir hatırlayalım.Bakalım herşeyi biliyormusunuz!!!
Bala:Ankara’nın doğusunda bulunan bir ilçedir. Ankara’ya 78 km’lik asfalt yol ile bağlıdır. Bala, Türk siyaset hayatında fazla bilinmeyen bir yönüyle önemli bir yere sahiptir: Mustafa Kemal Atatürk, Bala milletvekilidir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk 26 Aralık 1919 Cuma günü hareketle Keskinlilerin koruma ve gözetiminde İğdebeli-Köprüköy yolu ile Bala’ya gelinmiş, Üçem ve Aşıkoğlu köylerinde dinlenmiş köylülerin fikirlerini almış vaktin geç olması ve bölgenin Ormanlık olmasından dolayı Keskinli süvarilerle geceyi Beynam köyünde geçirip ve 27 Aralık 1919 da Dikmen sırtlarından Ankara’ya girilmiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra Ulu Önder milletvekilliğini Bala’dan koymuştur. Kaynak:Bala Belediyesi.
Bu anlatım bugünkü rotamızın da özeti oluyor.Beynam sonrası 10 kilometre kadar bir iniş yaptım ve sonrasında yine tırmanış başladı.
Şehitler Çeşmesi
Bu akşam Beynam’da son gecemi geçireceğim,o yüzden güzel bir duş almam gerek.Beynam rampalarının sonuna doğru Şehitler Çeşmesi bunun için biçilmiş kaftan.2019 yılındanda bildiğimden rahatlıkla buraya geldim ve burada hortumum devreye girdi.Adeta 24 günün yorgunluğunu burada attım.İyi bir duş ile kendime geldim,sularımı tamamladım ve Beynam istikametine devam ettim.
Akşam üzeri Beynam’a vardım,Beynam’da neresini ziyaret edeceğimi iyi biliyorum.Hemen oraya,Atatürk Tarih Ve Kültür Evi’ne gittim.Kapısının kapalı olduğunu biliyordum ama önemli olan anahtarın kimde olduğu?,2019 yılında geldiğimizde Cami İmamının eşinde olduğundan kolayca açtırıp gezmiştik.Bu sefer anahtar el değiştirmiş,anahtar muhtarda, muhtarda hasat zamanı olduğundan tarlada ve ne zaman geleceği belli değil,geleceğine de ihtimal vermiyorum,çünkü hasata girildiğinde gece gündüz devam ediyor.Yine de umutla bekliyorum.Bu arada Beynam’ı tanıyalım.
Beynam: Ankara ilinin Bala ilçesine bağlı bir mahalledir.Ankara-Bala karayolu üzerinde bulunan köy, eski yerleşme yerlerindendir.Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele yıllarında Sivas’tan Ankara’ya “Heyet-i Temsiliye” ile birlikte gelirken, 26 Aralık 1919 gecesi bu köyde konaklamıştır. Yine Milli Mücadele yıllarının Ankara’ sında önemli bir yere sahip olan “Beynamlı Hacı Mustafa Efendi”, bu köyde doğmuştur. İlçeye uzaklığı 33 km. Ankara’ya 38 km olup, 1.191 nüfusludur. “Atatürk Evi Müzesi”, Sağlık Ocağı ve İlköğretim Okul’ u vardır. Tarım ve Hayvancılık (Besicilik) yapılır.Kaynak :Bala Belediyesi.
Köyün bakkalı muhtarın yeğeni,bende bakkala karargah kurdum,muhtarı uzun süre bekledim, biçerdöverde hasat yaptığından telefonu da duyması mümkün değil.Ben boş durmayıp Atatürk Tarih ve Kültür Evi’ni anlatayım, Ferdi Kızıl ile 2019 yılı gezimizden olan fotoğraflar desteği ile gezmiş olalım.
Beynam Atatürk Tarih Ve Kültür Evi:Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya ilk gelişinde 26 Aralık 1919 gecesi Bala İlçesi’ne bağlı Beynam Köyü’ nde konakladığı evin bakımsızlıktan çökmek üzere olduğu 26 Ağustos 2004 tarihinde basından öğrenilmiştir.
Ulu Önderin hatırasını yaşatmak amacıyla; TSK Güçlendirme Vakfı tarafından, harap haldeki tarihi ev eski haline uygun şekilde yeniden inşa edilmiş, çeşitli kurumlarla koordine edilerek bir tarih ve kültür evi olarak düzenlenmiş, BEYNAM ATATÜRK TARİH VE KÜLTÜR EVİ adı altında 26 Aralık 2004 tarihinde halkımızın ziyaretine açılmıştır.
Ankara Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından 11 Ekim 2005 tarihinde Bala Belediye Başkanlığı adına tahsis edilen evde her yıl 26 Aralık günü Bala Belediye Başkanlığı tarafından Anma ve Kutlama Töreni yapılmaktadır.Kaynak:Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı
Hava kararmaya yakın okul bahçesine Atatürk heykelinin yanına çadırımı kurdum,yakınlardaki kameriyede de yemeğimi yedim.Bu gece Mustafa Kemal ATATÜRK gibi Ankara’ya girmeden önce son geceyi Beynam’da geçireceğim.Bu arada Atatürk Evi gezme sevdamdan vazgeçmiş değilim,bakkalın haberi var, ara sıra yine de bakkala gidip muhtarı yokluyorum ama yok.Bu iş sabaha kaldı, sabah muhtar burada ise gezerim, yoksa sağlık olsun.Evet Beynam’da son durum bu şekilde.Samsun’dan yola çıkalı 24 gün oldu,24 ncü günün akşamı Beynam’dayım.Yarın büyük gün,Ata Yolu projemin 25’nci ve son günü,projemi Samsun’dan çıkarken dediğim gibi Atamızın manevi huzurunda ANITKABİR’de sonlandıracağım.Ne mutlu bana bu günleri tekrar yaşadım, yaşamaya da devam ediyorum.
24 ncü Gün 04 Ağustos 2023 Köprüköy-Karakeçili-Bala-Beynam:62 KM
ATA YOLU 12 TEMMUZ 05 AĞUSTOS 2023 (24. Gün Köprüköy-Karakeçili-Bala-Beynam)
Discussion about this post