Kuzey Ege’deki yolculuğum devam ediyor,dün şiddetli rüzgara karşı 88 kilometrelik yolculuk beni bayağı yordu.Rüzgar gece boyunca devam etti,sabaha karşı ise hızını bir nebze olsun azalttı.Aşina olduğum bir yerde uyumanın vermiş olduğu rahatlıkla iyi bir uyku uyumuşum.Sabah uykumu almış vaziyette çok erken sayılacak bir zaman da uyandım,daha sabah ezanı bile okunmamıştı.Olsun erken kalkan erken yol alır.Bugün anlamlı bir yere gideceğim, Kuzey Ege’yi geziyorsan orayı ziyaret etmen gerek,gitmeden olmaz…Evet Bugün Kocaseyit’e gideceğim.
7 nci Gün 04 Ekim 2023 Ören-Burhaniye-Havran-Kocaseyit:
Ören Kampı.
Sabah kalk,kahvaltı yap,çadırı topla,toparlan ve yola çıkmaya hazır hale gel.Ama çok iş yaptım değil mi?,değil, bunlar rutin işler.Saat 07:30 ve ben kamp yeri ayrılış fotoğrafı alarak yola çıkmaya hazırım.

Burhaniye.
Ören’den Burhaniye’ye geçtim,Burhaniye sabaha daha yeni yeni uyanıyor.Burhaniye içinde bulunan çeşmelerden mataralarımı tazeledim ve Atatürk Anıtı önüne geldim. Alınacak en anlamlı 2 fotoğrafı alıp Burhaniye’den ayrıldım.
Burhaniye:Yörede yapılan kazılarda elde edilen bulgulardan kentin ilk olarak Misya’lılar tarafından kurulduğu anlaşılmış olup tarihteki ilk adı Adremitiondur.Burhaniye’nin Truva ile Pergamon (Bergama) şehir merkezlerini birbirine bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunması önemini artırmıştır. Pergamon Krallığı önce Roma, sonra Bizans hakimiyetine girmiştir.1075 yılında Selçuklu Anadolu Sultanı Kurtulmuş oğlu Süleyman Bey’in Uç Beylerinden Taylı Bey’in bugün Taylıeli Mahallesi olarak bilinen yere yerleşmesiyle yöremiz Türk hakimiyetine girmiştir.Bölge 1300 yılında Karesi Oğulları yönetimine katılmış, 1324 de Orhangazi döneminde Karesi Beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla İlçe Osmanlı yönetimine girmiştir. Taylıeli ’nde yaşayan halk göç ederek şimdiki kent merkezine yerleşmiş ve Madra Dağının suyunu yöreye taşıyan su kemerlerine atfen KEMER olarak adlandırılmıştır.
Kemer Nahiyesinin 1867 de İlçe merkezi olmasında büyük emekleri bulunan I.Abdulhamit’in oğlu Şehzade Burhanettin’in adına atfen BURHANİYE olarak adlandırılmış ve müteakip yıllarda BURHANİYE adı idari teşkilat yapısı içinde resmiyet kazanmıştır.29 Haziran 1920’de Yunan işgaline uğrayan ilçe 8 Eylül 1922’de Yunan işgalinden kurtulmuştur.Düzenli Askeri Birlikler adına ilk kurşun Ali Çetinkaya Komutasındaki Burhaniyeli Kuvai Milliye birliklerinden gelmiştir.
Ören’den Burhaniye’ye geçtim,Burhaniye sabaha daha yeni yeni uyanıyor.Burhaniye içinde bulunan çeşmelerden mataralarımı tazeledim ve Atatürk Anıtı önüne geldim. Alınacak en anlamlı 2 fotoğrafı alıp Burhaniye’den ayrıldım.
Burhaniye:Yörede yapılan kazılarda elde edilen bulgulardan kentin ilk olarak Misya’lılar tarafından kurulduğu anlaşılmış olup tarihteki ilk adı Adremitiondur.Burhaniye’nin Truva ile Pergamon (Bergama) şehir merkezlerini birbirine bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunması önemini artırmıştır. Pergamon Krallığı önce Roma, sonra Bizans hakimiyetine girmiştir.1075 yılında Selçuklu Anadolu Sultanı Kurtulmuş oğlu Süleyman Bey’in Uç Beylerinden Taylı Bey’in bugün Taylıeli Mahallesi olarak bilinen yere yerleşmesiyle yöremiz Türk hakimiyetine girmiştir.Bölge 1300 yılında Karesi Oğulları yönetimine katılmış, 1324 de Orhangazi döneminde Karesi Beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla İlçe Osmanlı yönetimine girmiştir. Taylıeli ’nde yaşayan halk göç ederek şimdiki kent merkezine yerleşmiş ve Madra Dağının suyunu yöreye taşıyan su kemerlerine atfen KEMER olarak adlandırılmıştır.
Kemer Nahiyesinin 1867 de İlçe merkezi olmasında büyük emekleri bulunan I.Abdulhamit’in oğlu Şehzade Burhanettin’in adına atfen BURHANİYE olarak adlandırılmış ve müteakip yıllarda BURHANİYE adı idari teşkilat yapısı içinde resmiyet kazanmıştır.29 Haziran 1920’de Yunan işgaline uğrayan ilçe 8 Eylül 1922’de Yunan işgalinden kurtulmuştur.Düzenli Askeri Birlikler adına ilk kurşun Ali Çetinkaya Komutasındaki Burhaniyeli Kuvai Milliye birliklerinden gelmiştir.

Havran’a gideceğim,hiç ana yolu kullanmaya gerek yok!.Büyükdere üzeri çeşmeleri,köyleri,zeytinliği bol yol bu rota için biçilmiş kaftan.Bu yıl bu yoldan ikinci geçişim,hatırladınız değil mi?.Bu 14 kilometrelik yolu zevkle alarak Havran’a teşrif ettim.
Mola Zamanım.
Havran’a vardım,marketten öğle için alışverişimi yapıp Kocaseyit tarafına hareket ettim. Havran-İnönü arasında mesire alanı olduğunu biliyor ve kahve molamı oraya saklıyordum.Haklı çıktım, mesire alanı yerli yerinde duruyor ve iyileştirme çalışmaları var,iyi bir yer olacağı kesin.Burada durup bir süre dinlendim,kahvemi yudumladım.
Ören’den İnönü’ye kadar ovada yolculuk yaptım,İnönü sonrası tırmanış başladı.Bugün 480 metredeki Kocaseyit’e çıkacağım.
Sarnıçköy sapağındaki mescit ve çeşmesine kadar yukarı bölümde bulunan maden şirketinin kamyon trafiği içinde yol aldım.Bu mesciti ve çeşmeyi biliyordum, suyu akması için dua ettim,akıyormuş.Serinledim, bir süre dinlendim ve tekrar yukarı çıkmaya başladım.
Kocaseyit sapağında bulunan çeşmeye geldiğimde öğle olmuştu.Kocaseyit anıtı ve mezarını gezmek vakit alacağından çeşmenin başında öğle yemeğimi yedim ve sonrasında köye hareket ettim.
Kocaseyit köyü tepede bulunuyor,çeşme başındaki yemek molasından sonra köye kadar biraz tırmandım.Köy bakkalının önünde çocuklarla biraz muhabbet ettim.Daha öncede geldiğim köy hakkında biraz bilgi geçeyim.
Kocaseyit: Havran’a bağlı mahalledir. Eski adı Manastır olan mahallenin adı Çanakkale Savaşı’nda savaşmış Osmanlı askeri Seyit Onbaşı’nın bu mahalleden olması sebebiyle Kocaseyit olarak değiştirilmiştir.
Kocaseyit Anıtı.
En son 2018 yılında gelmiştim,yolu biliyorum.Kocaseyit köyü içinden geçip köy dışındaki mezarlık yanındaki yoldan devam ettim.Mezarlık sonunda bulunan tabela Kocaseyit Anıtı’nı işaret ediyor,içeri girdim.Bugün Balıkesir’den öğrenciler buraya gelmiş onların gezileri var,öğrenciler mezarlık ziyareti yaparken ben de Anıt bölgesine geçtim.
Mezarlığa en son gireceğim.
Kocaseyit Anıtı:Çanakkale Savaşı kahramanlarından olan Koca Seyit adıyla anılan Seyit Onbaşı Havran ilçesi doğumludur. 18 Mart 1915’te İngiliz gemilerinin Çanakkale’yi geçmek için pek çok topu susturdukları anda 276 kg.lık mermiyi üç kez sırtında kaldırarak topa yerleştirmiş ve açılan ateş sonucu Ocean adlı İngiliz zırhlısı batırılmıştır. Bu olay Çanakkale Deniz Savaşları’nın dönüm noktalarından biridir. Bu destansı kahramanlıkla Türk tarihine adına yazdıran Havranlı Koca Seyit, kendisinin adının verildiği Havran’ın Koca Seyit köyüne 08 Eylül 2006 ‘da inşa edilen bir anıt ve müze ile ölümsüzleştirilmiştir.Kaynak:Balıkesir Büyükşehir Belediyesi
Anıtlardan sonra aynı bahçe içinde bulunan müzeye gittim ama maalesef görevli yok
Anıt bölgesi gezim bitti,bu arada çocuk sesleri de kesildi,demek ki öğrenciler mezarlık ziyaretini bitirip oradan ayrıldılar.Şimdi maneviyatı yerine getirme zamanı, Seyit Onbaşı’nın mezarı başına gidiyorum.
Seyit Onbaşı: 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi (Çamlık) (Manastır) (Şimdiki adı Kocaseyit köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin adı da Emine’dir.Koca Seyit askerlik çağına gelince diğer yaşıtları ile birlikte 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alınır. 1912´de Balkan Savaşları´na katılır. Savaş bittiğinde terhis edilmeyip Birinci Dünya Harbinin başlaması üzerine topçu neferi olarak, Çanakkale de bulunan “Mecidiye Tabyası”nda görev alır. Düşman donanmasının 18 Mart 1915 tarihinde başlattığı deniz harekâtında yaptıklarıyla tarihin seyrini değiştiren olaylardan birisini gerçekleştirir.Havranlı Seyit Onbaşı böylece iki cephede savaştıktan sonra 1918 Yılının Sonbaharında köyüne döner. Köyünde sanatı olan odunculuk ve kömürcülüğe devam eder.1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla “ÇABUK” soyadını alan Kocaseyit akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle 1939 yılında vefat etmiştir.Kaynak:T.C Milli Eğitim Bakanlığı
Ruhu Şad olsun,dualarımız tüm kahramanlarımız için.
Ruhu Şad olsun,dualarımız tüm kahramanlarımız için.
Seyit Onbaşının mezarını da ziyaret ettikten sonra görevi tamamlamanın vermiş olduğu manevi huzur içinde dönüş yoluna geçtim.
İnönü’ye kadar inişim devam etti,İnönü sonrası Havran’a kadar dümdüz ve sonrasında Büyükdere yolunda çeşmeler ve zeytinlikler arasında yolculuğum Burhaniye’ye kadar devam etti.Buhraniye’ye gelmeden önce bu çeşmede günlük duşumu almayı da ihmal etmedim.
Bu gördüğünüz anıt,Burhaniye halkının Cumhuriyetin Kuruluşunun 10 ncu yılını kutladığı yere dikilmiştir.Burhaniye merkezden geçerken Burhaniye ile ilgili sayfama koyacak en anlamlı fotoğraf olarak düşündüm.
Ören’de Gün Batımı.
Burhaniye’de akşam yemeğini hafif şekilde yedim,Burhaniye-Ören arasında bulunan Migrostan akşam ve sabah alışverişlerimi yaptım ve artık gönül rahatlığı ile gün batımını izleyebilirim.Ören’de gün batımı bir başka güzel, tavsiye ederim.
Ören Kampı.
Gün batımı seyrim bitti, güneş kayboldu ama aydınlık devam ederken çadır kuracağım bana özel yere geçtim.Hava tam kararmadan çadır kurmaya başladım.Kimsenin görmeyeceğine eminim,çünkü iki yazlıkçı kalmış ve panjurları kapalı,ne onlar beni,ne ben onları görebilirim.Çadırımı kurdum, içini yerleştirdim ve artık bu gecelik ben buralıyım.Burada bu yıl üçüncü kamp yapışım,10 yılda 15 defa olmuştur her halde!!!…Benim yerim burası kimselere vermem arkadaş.Bugün Ören çıkışlı Kocaseyit Anıtı ve Mezarını ziyarete gittim,benim için önemliydi.Yarın Kuzey Ege’de yolculuğum devam ediyor bakalım yarın neler olacak.Ben biliyorum, açıklamayı yarına bırakıyorum.
7 nci Gün 04 Ekim 2023 Ören-Burhaniye-Havran-Kocaseyit:64 km
Powered by Wikiloc
Discussion about this post