Dün kuvvetli rüzgar vardı,insanı sersemletecek boyuttaydı, ama şimdi yaprak kımıldamıyor.Akşam,kamp alanında kampımı yaptım,sıcak suyun keyfine baktım,bir güzel dinlendim. Sabah gün doğarken kalktım.
Akşam, gün batımını seyrettim,sabah ta günün doğuşunu.İkisi de çok güzeldi.Sabah temizliğini ve kahvaltımı da yaptım.Saat 07:00 ve ben yola çıkmaya hazırım.Sabah rüzgarı çıkmadan belli bir km almak istiyorum.Çünkü bu gün çok çok güzel ama çok güzel yerlerden geçeceğimi tahmin ediyorum.Sık sık durmak gerekecek o yüzden erken yola çıkıp,güzelliklere bir an önce ulaşıp,tadını çıkarmak istiyorum.
O zaman başlayalım yolculuğa.
3 NCÜ GÜN 25 MAYIS 2015 BEYŞEHİR-YENİŞARBADEMLİ-DEDEGÖL DAĞI-AKSU
Sabah dinlenmiş olarak gün doğumunda uyandım.Turlarda saatten çok biyolojik saatime göre hareket ediyorum.Bedenim ne zaman yatılacak,ne zaman kalkılacak,ne zaman yemek yenecek bana söylüyor,saat pek kullanmıyorum.Cep telefonunu da ancak akşamları eşime tekmil vermek için kullanıyorum.Ben kahvaltı ederken gözüm de (çadırım) biraz havalanıyor.Her şey hazır olunca da yola çıktım.
Buradan Yenişarbademli yönüne hareket edeceğim.Yol yeni yapılmışa benziyor,biraz mıcırlı,sarsıcı olacak galiba!!!.
Yol ayrımından içeri girip yoluma devam ediyorum,küçük indi çıktılarla ilerleme anında bir tepe noktasına vardığımda karşımda bu manzara ile karşılaşıyorum.Karşımda ilk defa gördüğüm Dedegöl Dağı var.Çok güzel değil mi? bence de, biraz durup Dedegöl Dağını seyrediyorum ve bu arada bir kaç poz alıyorum.Yolum o tarafa nasıl olsa, daha çok
Yeşildağ yolunda bir sarnıç.İç Anadolu’nun bir kısım bölgelerinde olan bu sarnıçları
Yeşildağ .
İlk mola yerim Yeşildağ Köyü.
Burada kahvemi yudumladım,etrafı gezdim.Çok ilgi çekici şeylerle karşılaştım.
Yeşildağ;konuksever bir köy,eski evleri çok sayıda,leyleklerin de göç yolunda,tarihi M.Ö. 6000 yılına dayanıyor,Anadolu’nun fethinde buralara Türkmenler yerleşmiş.Günümüzde İzmir iline çok göç vermiştir.Öğrendiklerimin bir kısmı böyle ama daha çok olduğuna inanıyorum ve yola çıkıyorum. Beyşehir Gölü Ve Güzelliği.
Yeşildağ’ dan yola çıkıp Kurucaova ve Yenişarbademli’ye yani kuzeye devam ediyorum.Yeşildağ’ dan çıkar çıkmaz yol yapımına denk geldim.Bu yolda biraz toz yutacağım galiba!!!.Bazı yerlerde göl manzarası yol yapımını unutturuyor,burası da onlardan biri.Gölün üzerinde ki küçük beyazlıklar daha yeni çıkmaya başlayan Nilüfer Çiçeği, güneşin parlaması ile güzel gözüküyorlar.
Beyşehir Gölü Ve Su Sarnıcı.
Güzel bir havada güzel bir ortamda yol almaya devam ediyorum.Sık sık durup ortamın tadını da çıkartıyorum.Burası güzel alanlardan biri, durup su sarnıcının yanında hatıra fotoğrafı çekiliyorum.Kısa bir mola da veriyorum.
Beyşehir Gölü.
Beyşehir gölü içerisinde bulunan adalardan bir kaçının karşısında göle karşı bir poz veriyorum.Yol gölün kıyısından indi çıktı olarak ilerliyor.Burasının yapısı Karaburun’u (İzmir) andırıyor.Yabancısı değilim yani.
Beyşehir Gölü;Türkiye’nin üçüncü büyük gölü, güney ve batısında Toros Dağları, doğusunda volkanik bir oluşum olan Erenler Dağı, güneydoğu kuzeybatı yönünde ise Anamas Dağı ve Sultan Dağları ile çevrili tektonik bir çökelti de yer almaktadır. Beyşehir ve Isparta arasındadır. Göl’ün batısında kıyı görüntüsü dik ve yüksek olup bu kesimde dik kıyıların kesintiye uğradığı bölgelerde Yenişar Ovası uzanmaktadır. Güney ve doğudan sınırlayan kıyılar ise alçaktır. Bu hafif eğimli olan kıyıların gerisinde batı yönünde Yeşildağ ve doğu yönünde Kıreli ovaları uzanmaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1121 m ve yüz ölçümü 651 km² olan gölün kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzunluğu 50 km, buna dik doğrultudaki genişliği ise yaklaşık 18–20 km arasındadır. Suları tatlı olup, derinliği en çok 10 m civarındadır.
Nilüfer.
Beyşehir gölüne canlılık geliyor.Nilüferler bir çok yerde açmaya başlamış.
Bu güzel manzaralı gölü geride bırakarak küçük bir tepeye tırmanmaya başlıyorum.Göl sağ arkamda ve aşağı da kaldı.
Dedegöl Dağı ve Şafak.
Artık Beyşehir Gölünden ayrıldım.
Küçük tepeyi tırmandığımda aşağıda Yenişarbademli ovası ve Beyşehir gölü, arkamda yukarılarda ise Dedegöl Dağı manzarası. Hepsi bir arada büyüleyici güzelliği ile seyredilmeye değer olarak karşıma çıkıyor.Burada su başında az durup hem suyumu tamamlıyor, hemde çevrenin keyfini çıkarıyorum.Az ileride de Kurucaova köyü gözüküyor.
Yenişarbademli Evlerinden.
Bu tür eski evlerden buralarda bolca görmek mümkün.Restore edildiğinde daha da güzel olacaklarına inanıyorum.Kurucaova,Beyşehir ilçesinin son köyü orada bir çay molası verip,Yenişarbademli’ye geçiyorum.Yenişarbademli’ye gelmek ile Isparta sınırlarına girmiş te oluyorum.
Yenişarbademli’de kısa bir nefeslenme yaptıktan sonra yönümü, Dedegöl Dağı,Melikler Yaylası istikamete çevirdim.2 km kadar düz, yeşillikli ve güzel bir yolda ilerliyorum.Yolun sonunda birden bire kendimi HES yapımı içinde buluyorum,bu arada da tırmanış başlıyor.
HES’ ten kurtulup Aksu yolunda ilerlemeye devam ediyorum.Dedegöl Dağına Doğru.
Dedegöl Dağı; Isparta’nın doğusunda Yenişarbademli ilçesi sınırı içerisinde 2.992 m. yüksekliğiyle Isparta ilinin en yüksek dağı. Bilinen 15 km uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun mağarası olan Pınargözü Mağarası’da bu dağ içerisinde yer alır.Batı Toros’ larda tek buzul bulunan dağıdır. Dipoyraz tepesinin kuzeye bakan yamacında birkaç buzulcuk yer almaktadır.Dedegöl Dağı Beyşehir ve Eğirdir göllerinin arasında yükselen Anamas Dağ silsilesinin en yüksek sivrisidir. Bu bakımdan muhteşem bir görsel güzelliğe sahiptir.Köknar,ladin,kızılçam ve ardıç ağaçlarından oluşan orman Dedegöl Dağını neredeyse zirvesine kadar yeşile bürümüştür.İçerisinde çok sayıda ve hepsi birbirinden güzel doğa yürüyüş parkurları mevcuttur.Dağın eteklerinde yer alan mağaralar ve akarsu yatakları çok ünlüdür.
Pınargözü’ ne Doğru.
Tepecikten aşağı,vadi içerine yöneldiğimde kendimi su şıkırtıları içinde buluyorum,bazen sağımdan bazen solumdan akıyor.Orman ve su ikisi bir arada uzun bir süre bu şekilde devam ediyorum.Hafif çıkış yapıyorum ama farkında bile değilim. Yol çok güzel,Pınargözü’ ne az kaldı.Suyun çoğalması ve şiddeti Pınargözü’ ne geldiğimi gösteriyor.
Hava durgun ve güneşli olmasına rağmen burası serin.
Soğuk sular her tarafa serinlik veriyor,güzel bir görüntüler ile karşı karşıyayım.
Pınargözü.
Pınargözü’ ne varır varmaz üzerime serinlik çöktü.
Su çok soğuk olduğundan giremesem bile elimi yüzümü yıkayıp,her yerimi serinletip kendime geliyorum.Karnımda acıktı,benden önce buraya gelen bir aile mangal yapmaya başlamış bile.Onlar hafta sonu Melikler Yaylasında kamptalarmış bu günde burada piknik yapıyorlarmış.Hem onlarla muhabbet edip hemde yemeğimi yapıyorum.Yemek faslı bitince, çay ve dinlenmeden sonra artık etrafı keşif zamanı.
Pınargözü Mağarası:Ülkemiz ve Avrupa’ nın en uzun mağarası olan Pınargözü Mağarası, Aksu ile Yenişarbademli sınırları içerisinde bulunmaktadır. Mağara, jura – kretase yaşlı kireç taşlarından oluşan bir fay üzerinde aktif bir mağaradır.Mağara içerisinde debisi 7 litre / saniye olan büyük bir kaynak çıkmaktadır. Ayrıca mağara içerisinde birçok sifon ve büyük çağlayanlar vardır. Yapılan araştırmalar sonucunda 15 km’ lik bölümü ölçülmüş ancak sonuna henüz ulaşılamamıştır. Belirlenen son nokta girişten 600 metre yukarıdadır. Bu yükseklik ülkemizde ölçülen en büyük yüksekliktir.Mağaranın içinde değişik büyüklükte göller, şelaleler, damlataş havuzları ve her türden damlataş havuzları ve her türden damlataş birikmeleri geniş yer kaplar. Mağaranın girişinde saatte hızı 150 – 160 km olan şiddetli bir rüzgar vardır. Pınargözü Mağarası, uzunluğu, girişe göre yüksekliği, su sıcaklığı (3 – 4 C) ve rüzgar hızı bakımından ülkemizin en büyük mağarasıdır. Pınargözü Mağarası civarında yaklaşık 800 yaşında anıt karaçam ağaçları bulunmaktadır.İl genelinde ise 40 civarında anıt ağaç bulunmaktadır.
Pınargözü Mağarasında Pozu…
Cukka Pınarı.
Hakikaten öyle yazıyor.Pınargözü’ nden Melikler Yaylasına tırmanırken pınara denk geliyorum.Buz gibi suyu var ama adı biraz tuhaf geldi.
Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim. Pınargözü’ nden az bir tırmanışla Melikler Yaylasına vardım. Dedegöl Dağının güzelliği içinde yer alan Melikler Yaylası 1680 metrede bulunmaktadır.Yıl içerisinde yayla şenlikleri yapılmaktadır.Ben buraya pazartesi ulaştım,hafta sonu burada olsaydım şenliklere tanıklık edecektim.
Burasının güzelliğini anlatmaya ne dil ne de fotoğraf karesi yeterli gelir.
Bu yaylanın çok meşhur olduğunun farkındayım.Arka planda ise Dedegöl Dağının zirvesi bulunmakta.Zirve buradan 10.5 km mesafedeymiş,burada ki levha öyle diyor. Dedegöl Dağı,dağcıların sık sık tırmanış yaptıkları dağlardan bir tanesi.
Melikler Yaylasında Yayla Evleri.
Yaylada rüzgar kuvvetli esiyor,üşütmeye başladı.
Şimdi ayrılık vakti,ayrılırken yayla evlerine son bir defa bakıyorum. Bu güzelliğe yorum yapılmaz ancak seyredilir.
Yakaafşar yönüne yani Dedegöl Dağına paralel orman yolunda devam ediyorum,arada durup bu güzel manzaraları seyrediyorum.
Hava tertemiz ve büyüleyici bir manzara.Ormanın sırt bölgesinde ilerlerken sağımda ağaçların arasından çok güzel bir manzara dikkatimi çekiyor.Durup dikkatle bakıyorum,burası Yakaköy.Çok güzel bir konuma sahip,yeşillikler içinde,büyüleyici …….
Yaka Kanyonu.
Biraz daha orman yolunda devam ettim,Yaka Kanyonun girişine vardım.
Kanyona girmek isterdim ama hem geç oldu, hemde bisikletimi nereye saklayacağım.
SAKLI CENNET YAKA KANYONU
Isparta Aksu İlçesi Yaka Köyü yakınında, Dedegöl Dağı’ nda bulunan bu kanyonun derinliği 30 ile 100 metre arasında değişmektedir. Genişliği de 1.5 metre ile 2.5 metre arasıdır. İçerisinde şelaleler bulunmaktadır. Yaka Kanyonu’ nu geçmek için bazı yerlerinde belinize kadar suyu girmeniz gerekir. Ayrıca çevresinde çınar, çam, ardıç başta olmak üzere zengin bir bitki örtüsü bulunmaktadır. Yeterince tanınmayan bu kanyon içerisinde kuş ve bazı hayvan türleri yaşamaktadır. İçerisinde soğuk su akıntısı ve gölcükler bulunan ve renk renk kelebekler barındıran görülmeye değer bir gezi harikasıdır. Kanyon sonunda Orman Evi denilen bir kulübe bulunmaktadır.
Yakaafşar Köyü.
Köy ve çevresi çok güzel.Aslında burada kamp atmayı planlıyordum.Köyün etrafında müsait alanlar vardı ama bu bölgede tarım ve hayvancılık bol olduğundan,otlak ve su kenarları hayvanlar tarafından parsellenmiş durumda.Kamp attığımda rahat edemeyeceğimi anlayarak yola devam ettim.
Aksu Rampasından Karağı’na Bir Bakış.
Bu gün son rampayı çıktım,akşam olmak üzere ve Aksu’ya vardım.
Aksu ilçe merkezine girmeden geriye bir bakış yapıyorum, nerelerden gelmişim bakıyorum. Buradan Aksu merkeze kadar rampa aşağı salınıyorum ve ilçe merkezi zaten ufak ve kamp yeri ayarlamakta zorluk çekmiyorum.Sağ olsun meydanda ki kahveci de çayı ve muhabbeti eksik etmedi,kamp yapabileceğim yeri de o söyledi.Eksik olmasın yer güzel,bana uyar.
Bu gün olanlar;Çok ama çok güzellikler gördüm,Yeşildağ’ ın eski evleri,Beyşehir Gölünün büyüleyici güzelliği,Pınargözü’ nün serinliği,Melikler Yaylasının havası, Yakaköy’ ün yeşilliğine,Dedegöl Dağının ihtişamına tanık oldum.
3 NCÜ GÜN 25 MAYIS 2015 BEYŞEHİR-YENİŞARBADEMLİ-DEDEGÖL DAĞI-
AKSU:89 km
Discussion about this post