Hava o kadar güzel ki!!! insan biraz tembellik yapmak istiyor,oyalanmak istiyor ama yolculukta tembelliğe yer yok,kamp malzemelerini toplayıp,güzel bir kahvaltı yapıyorum.
Sabah serinliği her tarafa yayılmış,sabah olduğu için rüzgar da yok,yani hava harika. Tam tur havası,kamp yaptığım istasyonun çalışanları ile vedalaşıp saat 08:00 ‘e doğru yolculuğa başlıyorum.
2 NCİ GÜN 24 MAYIS 2015 ŞARKİKARAAĞAÇ-FAKILAR-BEYŞEHİR -KARADİKEN:
Fakılar Köyü Girişi.
Kamp yaptığım benzin istasyonu Şarkikaraağaç’a 2.5 km uzaklıktaydı,istasyondan ayrılıp önce Şarkikaraağaç’a geldim,buradan Çiçekpınar beldesi içerisinden geçip Fakılar kayalığının orada bulunan Fakılar yol ayrımına geliyorum.Yani ana yolu kullanmayıp,köy yollarından Beyşehir gölünün kenarına ulaşacağım.
Yol uzuyor ama olsun,burada trafik yok,huzur var.Kamp alanımdan Fakılar köyü 10 km ve burası yol ayrımı,içeri girip tabelada görülen tüm yolları kat ederek ana yola çıkacağım.(Kıyakdede’ yi yazmamışlar)
Karayaka Köyü ve Beyşehir Gölü.
Kızıldağ’ı soluma alıp Fakılar’dan itibaren ilerlemeye devam ediyorum,köy yolları çok güzel ve huzur verici,aheste aheste gidişin sonunda Karayaka köyü ve Beyşehir Gölü görüş alanıma giriyor.Beyşehir Gölü ile ilk tanışmam bu nokta da oluyor.Şu anda Beyşehir Gölünün kuzeyindeyim ve Beyşehir’e kadar güneye doğru yolculuk yapacağım.Karayaka köyünü az geçince Beyşehir gölü ile kucaklaşıyoruz.Bu an kaçmaz diyorum ve pozumu veriyorum.
Beyşehir Gölü:Türkiye’ nin üçüncü büyük gölü, güney ve batısında Toros Dağları, doğusunda volkanik bir oluşum olan Erenler Dağı, güneydoğu kuzeybatı yönünde ise Anamas Dağı ve Sultan Dağları ile çevrili tektonik bir çökelti de yer almaktadır.
İç Anadolu’nun Batısına yakın,Beyşehir ile Isparta arasındadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1121 m ve yüz ölçümü 651 km² olan gölün kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzunluğu 50 km, buna dik doğrultudaki genişliği ise yaklaşık 18–20 km arasındadır. Suları tatlı olup, derinliği en çok 10 m civarındadır.
Yoruma gerek var mı?Koyunlar bile nereye gideceğini biliyor.Kendilerini iyi ettiğini bildiği kişinin kapısından ayrılmıyorlar ya da çok hastalar sabah sabah sıraya girip Veterinerlerinin gelmesini bekliyorlar.
Kıyakdede.
Yassıbel köyüne girip küçük bir mola verdim.
Mola anında da köylülerle muhabbet kızıştı. Her zaman ki soru ve cevaplar derken bana kıyak yapıp kestirme ve sakin olan Kıyakdede yolunu tarif ettiler. Yol tam istediğim gibi.
Hep güzellikler beni buluyor.Hikayesini bilmem ama ismi tuttum,Kıyakdede. Böyle bir tabelanın önünde poz verilmeden geçilmez her halde.Burada köy yolu da böylelikle bitmiş oluyor,hoş geldin Isparta-Konya yolu….şimdi trafikte Beyşehir’e pedallamak var.
Konya’dayım ……
Kıyakdede’ den ana yola çıkıyorum,Kıyakdede-Beyşehir arası 40 km ve sağda kalan Beyşehir Gölü üzerinden öyle bir rüzgar var ki dayanılmaz. Sağ önden rüzgar alarak ilerliyorum,düz yolda rüzgar almak kadar kötüsü olamaz.Bu arada Konya’ya da girmiş oluyorum.
Beyşehir.
Rüzgar altında 40 km lik yolculuk bitti galiba…..
Beyşehir ilçesine giriş yapıyorum.Bundan sonra Beyşehir’i keşfe çıkacağım.
Kale kapısı.
Beyşehir ilçesine gelip te tarihi mekanlar gezilmeden olmaz,o yüzden ilk önce kale tarafına yöneliyorum.Kale kapısından Beyşehir’e giriş yapıyorum..Tarihi Kale Kapısının restorasyon çalışmaları devam etmekte.
Kale Kapısı:Günümüze ulaşan kale kapısının üzerindeki kitabeden bu kaleyi Gıyaseddin ve Keykavusoğlu Mesut zamanında Emir Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman 1288 yılında yaptırdığı öğrenilmektedir. Ayrıca kalede Sultan I.Ahmet tarafından 1615’ te ve Sultan IV. Murat zamanında 1633 yılında onarıldığını gösteren kitabeler bulunmaktadır.
Beyşehir Kalesi’nden hiçbir iz günümüze gelememiştir. Yalnızca kalenin İçeri Şehir Mahallesi’nde kapısı bulunmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere Beyşehir Kalesi’ nin kesme taştan yapıldığı sanılmaktadır.
Eşrefoğlu hamamı,hamamı görünce hemen yanaşıyorum yanına,gezmek istiyorum ama çalışır durumda olduğundan bu fikrimden vazgeçiyorum.
13. yüzyıldan kalan hamam hala çalışmaktadır.İçini merak edenler hem yıkanır hemde gezebilirler.
Kale İçinden Görüntüler.
Beyşehir kale içerisinde bulunan tarihi mekanlara kısa bir gezinti yapıyorum. Tarihi yapıların büyüleyici bir güzelliği var.Hepsininde restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Eşrefoğlu Camii.
1296-1299 yılları arasında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır.Anadolu’da ağaç çatı ve direkli düz tavanlı ulu camilerin en büyüğü ve en görkemlisidir.Üstün ağaç ve çini işçiliği yönünden bir Türk ağaç cami müzesi gibidir.
Beyşehir Gölü ve Rüzgar.
Kale içi gezimi sonlandırıp,Beyşehir Gölünün kenarına geliyorum.Rüzgar tüm şiddeti ile devam ediyor.Ben bu rüzgarda pedalladım ve şu anda sersem gibiyim.Acil olarak kumanya takviyesi yapıp kamp yeri bakmalıyım.
Kumanya takviyemi yapıp tekrar sahilin yolunu tutuyorum.
Bu gün pazar ve sahil çok kalabalık,herkes piknikte.Bu arada gezerken bu tanka da denk geliyorum.İlginç geliyor bana.
Sahilde kamp olayından vazgeçip,Beyşehir dışına doğru pedallamaya devam ediyorum.Artık Beyşehir dışındayım.
Beyşehir’de Gün Batımı.
Göl kıyısından Beyşehir dışına doğru yol alıyorum.Pazar olması nedeniyle sanki her yer parsellenmiş,boş alan yok.Böyle 8 km kadar yol almışken karşıma bir kamp alanı çıktı,giriyorum içeri.İçerisi güzel ve korunaklı,elektrik, sıcak suyu ve temiz tuvaleti de var,istersen yemek ve içecekte var,görevli kamp ücretini
10 TL deyince devirdim kamp malzemelerini.Başka yer aramaya gerek yok.2-3 günde bir keyif yapmak gerek,burası çok çok güzel.
Kamp yerinden gün batımı seyretmek de güzel oluyor.
Bugün nemi oldu?Köy yollarında pedalladım,Beyşehir Gölünü ilk defa gördüm,rüzgara karşı 40 km pedal çevirdim.
2. GÜN 24 MAYIS 2015 ŞARKİKARAAĞAÇ-FAKILAR-BEYŞEHİR -KARADİKEN: 80 km
GÖLLER BÖLGESİ TURU 23 MAYIS - 01 HAZİRAN 2015 (2 NCİ GÜN ŞARKİKARAAĞAÇ-BEYŞEHİR GÖLÜ-FAKILAR-BEYŞEHİR )
Discussion about this post