Mart ayının ortalarındayız,havalar ısınmaya, doğa yeşermeye,hayat daha da güzel olmaya başladı. Hava durumunu kontrol ettim, bir hafta kadar yağış olmadığı gibi,sıcaklıkta fena sayılmaz olunca İzmir’in güneyi için 4-5 günlük bir tur ayarladım. Tam her şey hazırken Serhat Ferrahi Değimli hocamız İzmir genelinde yaptığı Bisikletli Kültür Turlarında Aigai Antik Kenti ve Yuntdağıköseler Köyüne günü birlik tur düzenleyince, İzmir’in güneyi için hazırlığı bir tarafa bırakıp,”B” planına geçtim.”B” planımda İzmir’in kuzeyi için de bir fikrim vardı, hemen rota ayarlamasına girip ”B” planındaki kendi turum ile Bisikletli Kültür Turlarında ki etkinliği birbiri ile birleştirdim. Özellikle görmek,kamp atmak istediğim bir yer vardı düşüncem de ve burasının önünden sürekli geçmeme rağmen bir türlü girmeye fırsat bulamamıştım.Fırsat bulamadığım bu güzel yere Mart ayının başında eşimle Çandarlı’ dan araba ile İzmir’e dönüşte uğradık ve hayran kaldık.Bu güzel yer neresi mi? Köstem Koyu ve hemen yanı başında Pınarcık Koyu…… bu güzelliklere gitmek,kamp atmak için bahanen olsun.Ben de bahane çok, hoşuma giden yere tekrar tekrar gider,kamp atarım. Bu turda aslında gezeceğim rotalar bana yabancı değil ama dedim ya, tur için yalnız rota değil,kamp atacağım yerde çok önemli. Güzelim koylar,Antik Şehirler ve görülecek yerler olduğu sürece bana yol görünür.Nasıl bir tur yapmışım bir bakalım mı?
1 nci Gün 18 Mart 2017 İzmir-Menemen-Larissa Antik Kenti-Köstem Koyu:
Turuma Menemen’den başlayacağım için evden İzban’ a bineceğim Alsancak’ a kadar pedalladım. Alsancak-Menemen arasını İzban’ da konfor içerisinde alıp,saat 10:00 gibi Menemen’e vardım.Ve burada, Menemen’de turum başlar.
Bugün 18 Mart 2017
Menemen’de İzban’ dan indikten sonra hemen istasyonun üst tarafında bulunan küçük tepeye doğru çıkmaya başladım.Bu küçük tepede anlamlı bir ziyaret yaparak turuma başlayacağım.18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma günü dolayısıyla bu anlamlı günde Menemen Garnizon Şehitliğini ziyaret ederek,Şehitlerimiz için dua edip saygı duruşunda bulundum.
Kubilay Anıtı.
Mustafa Fehmi Kubilay,Menemen’de yobazlar tarafından Şehit edilen vatan evladınında anıtı bu küçük tepede bulunmaktadır.Menemen olayını bilmeyenimiz yoktur,tarih kitapları olayı detayları ile anlatmaktadır. Devrim Şehidi Kubilay, 23 Aralık 1930 tarihinde askerliğini yaptığı Menemen’ de yobazlar tarafından Şehit edilmiştir.
Tüm Şehitlerimizi saygı ile anıyorum.Tüm şehitlerimize ve Gazilerimize minnettarım.
Anı Odası
Garnizon Şehitliği ve Kubilay anıtı ziyareti sonrasında aynı tepede bulunan anı odasına da gidip görülmesi gerekenleri gördüm.Bu oda da Devrim Şehidi Kubilay ile ilgili resim ve diğer şeyler olması ile beraber, günümüz Şehitlerinin de bazı eşyaları bulunmakta.
Anı odasında ki ziyaretim orada görevli askerlerin hatırlatması ile anı defterine günün anlam ve önemini belirten yazım ve duygularım ile son buldu.18 Mart 2017 günü tura bir başka duygu ve hisler ile başladım.
Gediz Nehri.
Ana yol üzerinde yolculuğu pek sevmem, bana sıkıcı gelmiştir. O yüzden Menemen içinden ana yola çıkmaktansa Belen-Haykıran yoluna açılarak doğa ile baş başa yolculuğa başlıyorum.Menemen-Belen arasında ise Menemen ovasına bereket veren Gediz nehrinin üzerinden geçiyorum.
Doğa’ya Hoş Geldiniz.
Hep doğada olsak ne güzel olurdu değil mi?
Burası Menemen’ e bağlı bir köy ve köyün adı Doğa.İzmir Büyük Şehir Belediyesi güzel bir uygulama ile köy levhalarını standart yapmış ve yakışmış.Doğa köyü ise görülmeye değer,
adı gibi güzel ve bereketli.Köyün ortasında bulunan park ve çay bahçesi köye ayrı bir hava katmış.
Ispanak Temizliği.
Doğa köyünün mahsulü bol,köye yaptığım küçük ziyaretten sonra köy çıkışında yıkama havuzunda ıspanakları temizleyen köylülere selam vererek yoluma devam ediyorum.
Menemen Ovası.
Artık Menemen ovasının sonuna geldim.Bundan sonra başka güzelliklere yol alacağım.Ovadan çıkmadan arkama baktığımda ovada kendi dünyaları içinde otlayan koyun sürüleri vardı.Bana aldırış bile etmediler, dedim ya kendi dünyalarında taze otları yemek ile meşguldüler.
Larissa Antik Kenti.
Menemen ilçesinin Buruncuk köyünün hemen üzerinde tepede bulunan Larissa Antik Kentindeyim. Larissa Antik Kent ziyareti öncesi aşağıda düzlükte biraz keyif çatıp dinlendim.Sonra bisikletimi uygun bir çalılığın arkasına gizlemiş ve tepeye çıkmaya başladığımda bulunduğum yere araba ile üç genç geldi.Bisiklet ve ben ilgilerini çekmiş olacağım ki, soru yağmuruna tuttular. Hal böyle olunca,12 Aiolis kentinden biri olan kenti gezememiş olmanın sıkıntısı ile yoluma devam ettim.
Bozköy Yolu
Larissa Antik Kentinin bulunduğu tepeden ayrıldıktan sonra Buruncuk’tan ana yola çıkıp 10 metre sonra yine aynı yönde kanal boyu Türkelli yönüne devam ettim. Türkelli,Hatundere sapağı ve Helvacı derken mecburiyetten ana yol olan İzmir-Çanakkale yoluna çıktım.Dört kilometre sonra solumda küçük bir tepede görünen ve çok az kişinin yolunu şaşırıp ta girdiği küçük sevimli Bozköy yoluna adımımı attım ve yeşillikler içinde Bozköy’ e vardım.
Aliağa.
Bozköy’ de mola ve bu köy ile ilgili merakımı giderdikten sonra ana yola çıkarak Aliağa’ya vardım.Aliağa benim ikmal yapacağım yer,eksik malzemelerimi burada tamamladım. Kamp yapacağım yerde bir şey yok çünkü.Tüm eksikleri giderdikten sonra kamp alanıma doğru hareket ettim.
Köstem Koyu Yolu..….
Aliağa’dan çıkıp Bergama istikametine yol aldıktan yedi kilometre sonra solda Pınarcık yazan levhadan içeri adımımı attım.Yol fotoğrafta görüldüğü güzellikte.Ana yol çatağından 500 metre sonra ikinci çatakta sol taraf Pınarcık Koyuna, sağ yol Köstem Koyuna gidiyor.Burada yol çatağında Pınarcık ve Köstem Koyu için yazı tura attım Köstem Koyu kazandı.Bende sağ yolda 1,5 kilometre uzaklıktaki Köstem Koyu istikametine yönümü çevirdim.
Köstem Koyuna Varış.
Kısa iniş ve çıkıştan sonra Köstem Koyundayım.
Benden önce bir kaç aile gelmiş keyif yapıyorlar burada.Yani yapılmayacak gibi de değil burası.Ben de buraya keyif yapmaya gelmedim mi?Menemen’de ki turum saat 10:00 gibi başlamıştı,Köstem Koyuna saat 16:00 sıralarında vardım.Zahmetsiz ve çok zevkli bir yolculuk oldu.Şimdi keyif yapmak benim en doğal hakkım.
Köstem Koyu.
Burası küçük,sevimli,temiz,10-15 yazlığın olduğu yeşil alanınında bulunduğu
bana tam anlamı ile hitap eden bir yer,yani gizli cennet.
Bisikletten inip hemen oturmak sıkıcı olacağını düşünerek, bisikletimi kenara bırakıp çevreyi gezmeye,havayı koklamaya çıktım,sahilde ve çevrede yürüdüm.Koyun sol yanındaki küçük tepeden de bu manzara gözüküyor,yani Köstem koyunu en güzel anlatan manzara…..
Köstem Koyunun Güzelliği…..
Koy ile ilgili arşivimde bol fotoğraf var ama hepsini buraya koymaya niyetim yok. Bu güzellikler hep bakir kalsın değerini anlayanlar gelsin istiyorum.
Kamp yerime geldiğimde beni havlaması ile ilk karşılayan arkadaş, bu arkadaş.Her yerimden kımıldadığımda havlamaya devam etti,ta ki sahibi olduğu aile beni yanlarına davet edip çay ikramında bulununcaya kadar.Aile ile tatlı bir sohbete girdik,zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.Genelde soru-cevap şeklinde olan sohbet, sonrasında tur ve macera anılarına dönüştü.Dünya görüşleri açık olan bu aileye selam olsun.
Kamp Zamanı.
Akşam yaklaşmakta olunca çadır kurma faslı da başladı.
Bu güzelim koyda ilk defa kamp atmak üzere çadırımı gün batımına nazır kurdum.
Kamp Ateşim.
Gün batımına nazır sahilde kamp ateşimi de yakıyorum.
Ateş yakılınca,yemek vaktidir deyip,ateşte yanımda getirdiklerimi pişirmeye başladım.Gün batımı ile ateş bir arada ve akşam yemeği,gece başlıyor yani….Ben bu işlerle meşgulken sohbet ettiğim aile de gitme hazırlıklarında,macera sever kızları Gizem ayrılırken el sallayıp sesleniyor ” kolay gelsin Şafak baba” bende onlara el sallayıp hayırlı yolculuklar diliyorum.
Gün Batımı….
Kamp kurduğum Köstem Koyunda gün batımının her karesini doya doya yaşadım.Arşivime gün batımı fotoğraflarından çok sayıda ilave ettim. İki tanesini de burada paylaşıyorum.Bu muhteşem manzara eşliğinde,sahilde,kamp ateşinin yanında akşam yemeğimi keyifle yiyerek gün batımını doya doya seyrediyorum.Herkese nasip olmasını dilerim.
Köstem Koyunda Gece…..
Ateş hafiften yanmakta,yemeğimi yedim,güneşi de batırdım…….
koyda benden başka da kimse kalmadı,zaten bir kaç aile vardı onlarda gittiler.Yani Köstem Koyu bana kaldı.Şimdi sırada bu güzel havanın ve kamp yerimin tadını çıkarmada.Bu gün 54 kilometrelik rotam dahilinde Şehitlerimize saygı duruşunda bulunup duamı yaptım.
Köy yollarında yol alarak doğanın tadını çıkardım.Antik kente uğrar gibi yaptım.Sonunda bana hitap eden, ruhumu okşayan,mevsime göre bana aitmiş hissi veren Köstem koyunda kamp yapmanın hazzını yaşıyorum, ne mutlu bana.Yarın başka bir gün olacak bu güzelim coğrafya da…….
1 nci Gün İzmir-Menemen-Larissa Antik Kenti-Köstem Koyu Rotası:54 KM
2 nci Gün 19 Mart 2017 Gün Köstem Koyu-Aigai Antik Kenti-Köstem Koyu:
Bugün yalnız olmayacağım, bir etkinliğin içinde eriyip gideceğim.Bakalım nasıl olacak,uzun zaman oldu bir etkinlik içinde yol almayalı……
Sabah Halleri…..
İyi uyudum mu? sayılır.Üşüdün mü Hayır?İyiydi, hem de çok ama çok iyiydi gecem.Dalgaların hafif hışırtısı içinde geçen gecemin sonunda,sabahın ilk ışıkları ile uyandım.Nemlenen çadırımı hemen ipe asarak rüzgar ve bulutların arasından sıyrılmak için nazlanan güneşin kollarına bıraktım.Ben de çayımı demleyerek,Köstem koyundaki ilk sabahım da, ilk kahvaltımı yapmaya koyuldum.
Kahvaltı faslı bitti,çadırda havalandı,hepsini bir araya getirip tüm malzemeleri topladım ve yüküm hazır.Yani gitme vakti…….Çaltılıdere-Şakran istikametinden yani kuzey yönünden gelen balıkçı kardeşimiz akşamdan attığı ağları toplamaya başladı bile.
Bereketli olsun balıkçı kardeşim.Karşılıklı el sallayarak balıkçı arkadaşla ve Köstem Koyu ile vedalaşıyorum.
Koydan ayrılıp biraz rampa çıktıktan sonra yoldayım.Yönümü Çaltılıdere tarafına
çevirip bu güzel yolda yoluma devam ediyorum.
Çaltılıdere Koyu
Yine antik şehirlerin bulunduğu topraklardayım.Zaten akşam kamp attığım koyda antik şehirlerin sınırlarındaydı.Karşımda Çaltılıdere ve ben o yöne gidiyorum. Daha sonra Hacıömerli’ ye geçeceğim.Hacıömerli’ de Temaşalık ve Grynion Antik Kentinin bulunduğu yarımada mevcut.
Yabani Kuş Yuvası.
Hacıömerli’ de zorunlu mola verdim.Serhat Ferrahi Değimli hocamızın Bisikletli Kültür Turları kapsamında düzenlediği Aigai Antik Kenti ve Yuntdağıköseler turu için kendisini ve beraberinde gelecek 30 kişilik grubu beklemeye başladım.Benden yarım saat sonra arkadaşlarda Hacıömerli’ ye geldiler.Sohbet,çaylar ve Serhat hocamızın anlatımıyla bölgenin tarihi konusunda bilgi sahibi olup,yola çıktık.
Fotoğrafta görülen yuva Şakran cezaevinin karşısında bulunan gölette yabani kuşlar için yapılmış bir yuva.
Kapıkaya Köyü.
Mola yeri olan Hacıömerli’den yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta ve Yund Dağı üzerinde
bulunan Kapıkaya köyüne kadar çoğunluğu rampa olan yolu alarak günün ikinci molasını
Kapıkaya köyünde verdik.
Yolumuz….
Kapıkaya molasından sonra hafif bir inişten sonra Karaahmetli yönüne yolculuğumuz devam ediyor.Yolumuz bu yol,hedefimiz Karaahmetli……
Yuntdağıköseler Köyü
Evet artık Yuntdağıköseler köyündeyiz.
Toplanma yerimiz köy okulunun bahçesi ve burada bizi ilk karşılayanlar çocuklar.Bizler ile bu köyün çocukları ve ahalisi ile derin bağlarımız var. Bu köyün çocukları ile ilk defa Antik Kentler Turunda tanışmıştık.Okulun bahçesinde çocuklarla piknik yapacağız ama önce Aigai Antik Kentini gezmeliyiz o yüzden Aigai Antik Kenti ile ilgili tüm detayları bilen Hasan dayımız bize Aigai hakkında bilgilendirme yapıyor.
Aigai Yolu.
Aigai Antik kenti köyden 3 kilometre daha yukarıda ve uzaklıkta.
Biz ve çocukların bir kısmı bisikletlerimiz ile giderken bu çocuk 3 kilometre koşarak
Aigai Antik Kentine vardı.
AİGAİ………
Ve artık Aigai Antik Kentindeyiz.Kenti gezmeye başlıyoruz tabii ki,Serhat Hocamızın anlatımları ile….
Aigai Antik Kenti.
Manisa ili, Yunusemre ilçesine bağlı Yuntdağıköseler Köyü’nün 3 km. güneyindeki Gün Dağı’ nın üzerinde, kısmen ayaktaki görkemli harabeleri ile dikkati çeken Aigai; antik yazarlara göre İ.Ö. 1100 yıllarından sonra Yunanistan’dan gelerek Kuzeybatı Anadolu kıyılarına yerleşen Aioller tarafından kurulmuştur. Herodotos (İ.Ö. 5.yüzyıl) Aigai’ yi Aiollerin Aiolis Bölgesi’nde kurduğu 12 kent arasında saymaktadır. Aiollerin bölgeye gelişlerinin İ.Ö. 1100 tarihlerinde başladığı ileri sürse de, kazı sonuçları şimdilik kentin kuruluşunun İ.Ö. 8. yüzyılın sonlarından daha erkene gitmediğini göstermektedir. Kent İ.Ö. 3. yüzyılın başlarından itibaren, Hellenistik Pergamon Krallığı’nın da desteğiyle bölgede ekonomik ve kültürel bir çekim merkezi olmuş, Tiyatro, Kent Meclisi Binası (Bouleuterion) ve Agora Binası gibi görkemli yapılarla donatılmıştır. Aigai antik kentindeki kazı çalışmaları 2004 yılından beri Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Doğer başkanlığında yürütülmektedir.
Kocaçay.
Aigai Antik Kentinin Güney-Güneydoğu yönünde aşağıda Kocaçay ve vadisi muhteşem bir manzaraya sahip. Kocaçay suyu ile Yuntdağını bereketlendiriyor.Antik devirlerde de tahminim manzara böyle güzeldi.
Yuntdağıköseler Köyü.
Köy,Aigai’ den böyle görünüyor.Aigai’ deki gezimiz ve Serhat hocamızın anlatımları bittikten sonra köye,okula çocuklarla buluşmaya gidiyoruz. Orada çocuklar bizi bekliyor.Okulun bahçesinde çocuklarla piknik yapıp yanımızda getirdiğimiz hediyeleri kendilerine veriyoruz. Hepsi ile ayrı ayrı sohbet edip,onlarla hoşça vakit geçiriyoruz.
Veda Zamanı……
Akşam üzeri 16:00 gibi,dönüş hazırlığına girişiyoruz.Aigai’ den ve çocuklardan ayrılık zamanı.Günümüz güzel,hafızalarda yer edecek şekilde bitti gibi.Ama daha yolumuz var, aşağı ineceğiz……..
Yunt Dağından Aşağılara……..
Yuntdağıköseler-Kapıkaya köyü arası indi çıktılı bir yol olunca Kapıkaya köyünde geride kalanları bekliyoruz.Herkes tam olunca Kapıkaya’ dan aşağıya Şakran istikametine inişe geçiyoruz.O muhteşem iniş anında Şakran istikametinde Çandarlı körfezi havanın kapalı olmasına rağmen bu güzel manzarayı bize sunuyor.Manzara eşliğinde de bize Şakran’ a inmek düşüyor.
Hacıömerli Civarı……
Herkes mola yeri olan Çaltılıdere istikametine yönünü çevirmişken ben Şakran’ a
uğrayıp akşam için erzak tedariki yaptım.
Serhat hocam ve turdaki diğer arkadaşlar Çaltılıdere molasından sonra
Aliağa’ya hareket edecekler, ben ise kamp yerime…..
Yine Köstem Koyu…..
Moladan sonra hep beraber Aliağa yönüne hareket ediyoruz.2,5 kilometre sonra ben
Pınarcık yol ayrımında gruptan ayrılıp Köstem koyuna kamp alanına yöneliyorum.
Gün batımının son demlerinde Köstem koyuna varış yapıyorum.Yolun üst tarafından
Köstem koyu ve gün batımı objektifime böyle yansıyor.
Köstem Koyu.
Dün akşam burada kamp atmıştım,çok hoşuma gitti,bu gece burada yine kamp atacağım.Koya vardığımda günlerden pazar olmasına rağmen bir aile kalmıştı.Hemen çadırımı kurmaya başladım, daha çadırı kurmadan o aile de gidince Köstem Koyu yine bana kaldı.Çadırı kurup, şahsi temizliğimi bitirdiğimde yukarıdaki gün batımı manzarası yerini karanlığa bırakmıştı.
Zaman,Dinlenme Zamanı……
Yemek faslı da bittikten sonra,artık dinlenme zamanı.
Aslında şişeyi buraya koymazdım ama o buraya konmayı hak etti.
Köstem Koyuna son iniş anında arkamdan bir ses geldi,baktığımda çantaya bağladığım şişe kurtulmuş ve asfaltın üzerinde takla atıp duruyor.Rampa aşağı gittiğimden 20 metre sonra ancak durabildim, yanımdaki şarambole kadar şişe de taklalar atarak geldi ve orada kaldı.
Kırılmış, içindeki dökülmüştür niyetiyle yanına geldiğim de şişe sapasağlamdı.Sevincim görülmeye değerdi….
O yüzden bu sayfada yerini almayı sonuna kadar hak etti.
Şayet kırılsaydı,tekrar Şakran’ a döner aynısından alırdım,o benim memleketimin üzüm bağlarından şişeye girmiş.O yüzden o benim için çok değerli.Köstem Koyu-Aigai Antik Kenti -Köstem Koyu rotasında bir çok güzelliklere tanık olarak günü tamamladım.
Bu gece Köstem Koyunda ikinci gecem olacak,hadi hayırlısı…..
2 nci Gün Köstem Koyu-Aigai Antik Kenti-Köstem Koyu :52 KM
3 ncü Gün 20 Mart 2017 Köstem Koyu-Pınarcık Koyu-Yenifoça-Foça:
Yola Çıkma Zamanı….Güzel bir uyku çektikten sonra gün ışırken uyandım.İlk işim çadırımı ipe serip havalandırmak oldu,hava lodosa çevirdiğinden her taraf nemliydi.Ben kahvaltı edinceye kadar tüm malzemeler güzelce havalandı.Şimdi yola çıkma zamanı.Akşam ağı koya atan balıkçı kardeş, bu sabah yine tam ben yola çıkacakken yine ağlarını toplamaya geldi.Yine kendisi ile uzaktan selamlaşarak,ben yoluma devam ettim.
Köstem koyuna veda zamanı…..
Pınarcık Koyu.
Köstem Koyundan kuş uçumu 600 metre, yoldan gidilince 3000 metre uzaklıkta olan ve ilk gün kura sonucu kamp atamadığım Pınarcık Koyuna ziyaretteyim.Burası biraz daha ufak bir koy, burada da 10-15 yazlık ev var.İki koy da bir birinden güzel,bakir. Hep böyle kalsın temennisi ile Pınarcık Koyunada veda ederek yola koyuluyorum.
Taş Ev….
Pınarcık Koyundan ayrıldıktan sonra Aliağa-Kyme Antik Kenti-Çakmaklı (11 kilometrelik bu yol her zaman risklidir,giren bilir) yolunu kullanarak Foça yoluna çıkıyorum. Riskli yol boyunca hiç duraksamadım,o kadar kendimi kaptırmışım ki,kısa zaman sonra kendimi Yenifoça’ da buldum.Yenifoça’ da nadir kalan eski taş evlerden birinde de geliş fotoğrafını albüme koydum.
Yenifoça Sahili.
Öğlen vakti geldiğim Yenifoça’ da bir süre oyalandım, ilçenin sokaklarını gezdim,dinlendim.Tam yola çıkmaya hazırlanırken karnımın acıktığını hissettim,iş böyle olunca enfes, güneşli hava da sahile çöküp öğlen yemeğimi yedim.Yenifoça günden güne güzelleşiyor. Buranın çok eskilerdeki halini bilirim. O zamandan günümüze çok değişmiş.
Tabii son zamanlarda yaz aylarında hiç görmedim,yazın nasıl olur bilemiyorum!!!!!
Yenifoça-Foça arası 23 Kilometre.Burası enfes bir rota, küçük küçük iniş çıkışları olan, eşsiz ada ve koylara sahip bir bölge.Bunların hepsini anlatmaya zaman yetmez. Muhakkak görmeli,ben çok gördüm,yine de buralarda yol alırım.Bu rota üzerinde albüme bir kaç fotoğraf koyup,anlatım yapmayacağım. Merak edenin muhakkak yolunu bu rotaya çevirmesini tavsiye ederim.
Keşif……
Foça çok güzel,nadide yerlerden biri.Her bölgesi denize sıfır sayfiye yeri,ama aynı zamanda ormanlık alan ve bazı bölgeleri askeri bölge.O yüzden kamp alanları sınırlanıyor. Hele benim gibi keyfine, rahatına düşkün ve sakinliği sevenler için bazı yerleri sıkıntılı olabiliyor. Dağ başında kamp atayım ama insanların olduğu bölgede kamp atmayayım.
O yüzden Foça’ya 4 kilometre mesafedeki Kumburnu’ ndaki yazlıkların olduğu bölgeden başlayarak,Mersinaki koyu,belediye plajı gibi yerlere keşif yaparak Foça merkeze vardım.
Foça Kalesi.
Gezi alanlarımın içerisinde Foça Kalesi de vardı.Kaleyi dışarıdan ve içeriden gezdim.
Foça’nın sokakları,kendine has evlerini görmeden Foça’ yı gezdim diyemezsiniz.
KYBELE…..
Yat limanının olduğu bölgede Kybele teknesinin olduğu yerde fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedim.Bu güzel ilçemizi tekrardan fethettim.Foça, İzmir’in kuzeyinde yer alan bir sahil ilçesidir. Kent Antik Çağda bir İyon yerleşimi olarak ortaya çıktığında denizde yaşayan foklardan dolayı Phokaia adını almış, günümüze Foça olarak gelmiştir
Foça……..
Foça ilçe gezim bitti,tedariklerimi de aldım. Malzemelerim tam oldu.
Kamp yeri için küçük bir keşif sonucu, Kumburnu mevkiinde yazlıkların bulunduğu yer bana uygun geldi.(Kumburnu Halk Plajı kampa uygun değil ama yazlıklar tarafı bu mevsimde uygun)Fotoğrafta da görüldüğü gibi enfes bir hava var, biraz daha sıcak olsa denize girmemek elde değil.Ama Foça’nın denizinin soğukluğunu unutmamak gerek.
Kamp Yerim.
Kamp yerim, Kumburnu mevkiinde yazlıkların olduğu bölge.
Burada kışın ve bu mevsimde faal olmayan bir tesisin bahçesi.
Yani mevsim itibariyle burası da bana aitmiş gibi.
Hemen arka plandaki evlerden biri ile görüşüp buraya çadırımı kurdum.
Haberleri olsun ki, daha sonra beni kimse rahatsız etmesin.
İyi de oldu keyifle diğer işlerimi gördüm.
Gün Batımı Zamanı.
Erken geldiğim kamp alanında biraz köpeklerle oynadım, kedilerle köşe kapmaca yaptık.Sahilde yürüyüş yapan bir kaç çift ve kişi ile biraz lafladık.Sahilde biraz yürüyüş ve ayakları denize sokmak ta çok iyi geldi.
Sonrasında kampa yerleşme,temizlik,yemek derken güneşi de Kumburnu’ nda batırdık.
Gün Sonu……
Bu gün yabancı olmadığım coğrafya ve rota da hiç sıkılmadan yol aldım.
Keyifli bir rota burası.Kösem koyundan Foça ve oradan da Kumburnu kamp yeri derken toplamda 63 kilometrelik zevkli bir gün geçirdim.
Şimdi sahilde bana aitmiş hissi veren işletmenin bahçesinde çadırımı kurmuş,geceye merhaba diyorum.Böylelikle üçüncü günün sonu da gelmiş oluyor.
3 ncü Gün Köstem Koyu-Pınarcık Koyu-Yenifoça-Foça :63 KM
4 ncü Gün 21 Mart 2017 Foça-Pers Mezar Anıtı-Seyrek-İzmir:
Sabah Halleri…..Hep diyoruz ya, çadırı havalandırdım.İşte çadır havalandırma böyle olur.Gece lodos,deniz kenarı, ikisi bir arada olunca nem kaçınılmaz oluyor. Çadır haliyle ıslanıyor.Sabah çadırı ipe astım, rüzgar yok,yaprak kımıldamıyor,belki güneş kurutur dedim,kahvaltı faslına geçtim.Tam kahvaltının ortasında kuzeyden rüzgar esmeye başlayınca kurumayan hiç bir şey kalmadı.Kıyafetleri,uyku tulumunu bile havalandırmaya çıkardım,yani evde havalanacak bir şey kalmadı.
Kamp Alanına Veda…..Sezonu daha açmamış işletmenin bahçesinden ayrılık zamanı.Hakkını helal etsin.Güzel bir kamp gecesi geçirdim burada. Sezon dahilinde bu rahatlık olurmuydu, sanmam…..Şimdi yola çıkma zamanı.Kamp yaptığım yerden ayrılıp, Foça’ya varıyorum. Durmayıp, Bağarası istikametine yola devam ediyorum.
Pers Mezar Anıtı.
Bağarası’ na az bir mesafede Pers Mezar anıtı yazan levhadan içeri girerek 300 metre ilerideki Pers Mezar Anıtını ziyaret ediyorum.
Pers Mezar Anıtı, Foça’nın 7 km kadar doğusunda, MÖ 4. yüzyıla tarihlenen Lydia/Lykia geleneğinde Pers etkisi altında kalınarak yapılmıştır. Büyük bir kaya kütlesinin oyulmasıyla oluşturulan anıt mezar, 2001 yılında restore edilerek ziyarete açılmıştır.
Bağarası-Gerenköy Yolu.
Daha önce eski,dar bir yol olan bu 5 kilometrelik yol,yetkililer tarafından genişletilmiş.Bazılarına göre iyi olmuş ama bana göre iyi olmamış.
Yol yapıldığı sürece araba da olur.Eskiden daha zevkliydi, doğru düzgün araba olmazdı.
Panaztepe….
Antik dönemlerde sahil yerleşimi olan Panaztepe,Gediz Nehrinin getirdiği alüvyonların denizi doldurması sonucunda günümüzde kıyıdan 10 kilometre içerisinde kalmıştır.Menemen’in batısında,Seyrek ile Foça arasındaki yolun üzerindedir(Maltepe Mevkiinde).Arkeolojik araştırmalar Panaztepe yerleşiminin Erken Tunç Çağına kadar uzandığını gösteriyor.
Seyrek…
Öğlene yakın Seyrek’ e varıyorum.Seyrek bu bölgenin en büyük köylerinden biri,köyde yok yok.Burada kısa bir mola verip evimin yolunu tutuyorum.
Bisiklet Yolu…..
Seyrek’ten sonra kanal boyu yolu takibi ve askeri havaalanı yolunu kullanarak Kaklıç’ a varıyorum. Kaklıç’ ta tam buğday ekmeğini çantama atıp yoluma bisiklet yolundan devam ediyorum.Bundan sonra gemiye bineceğim Bostanlı İskeleye kadar bisiklet yolundan gideceğim.
Bir Tur Böyle Biter…..Foça-Bostanlı arası 60 Kilometre….
Trafiği az yollardan geldiğimden çok zevkli bir 60 kilometreyi bitirmekle beraber turu da bitirmiş oluyorum.Bostanlı’da gemiye binip,Üçkuyular iskelede inerek evime varıyorum.Çok zevkli dört günlük turum böylelikle bitmiş oluyor.Bu dört günde neler mi? yaptım.Şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunup, dua ettimDeniz kenarında,koylarda kamp attım.
Köy yollarında pedalladım.Antik şehirlerin bir kısmını ziyaret ettim
Bundan sonra nerelerde olacağım zaman gösterecek.
4 ncü Gün 21 Mart 2017 Foça-Pers Mezar Anıtı-Seyrek-İzmir:60 km
|
Discussion about this post