Atamızın Samsun’a gelişinin 100 ncü yılında yine Karageçmiş köyüne gelmiş ben çeşme başında serinlerken Ferdi Kızıl (Ferdimen) kardeşim duygu seli yüklü olarak yanıma gelmiş ve ”buldum ağabey, buldum” diyerek evi işaret etmişti,işte şimdi o evdeyim.
KARAGEÇMİŞ KÖYÜ: 1-)Karageçmiş Köyü Atatürk’ün eski mahallede 24 Mayıs 1919’da misafir kalmasından dolayı Atageçmiş olarak da anılmaktadır.Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan sonra Karageçmiş Köyüne gelmiş kurmayları ile 1 gün misafir olmuştur.Köy sürekli göç verdiğinden dolayı nüfus her geçen gün azalmış sadece yaşlı kesim ve bir kaç genç kalmıştır.
2-)Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları 24 Mayıs 1919 günü kapalı ve hafif yağmurlu bir günde beraberlerindekiler ile birlikte üç hurda Mercedes marka otomobille Havza’ya gitmek üzere Samsun’dan hareket ederler…Otomobillerin eski olması nedeniyle yolculuk esnasında Mustafa Kemal Paşa’ nın bindiği otomobil sık sık arıza yapar. En son ve en önemli arıza Havza’ya yakın Karageçmiş köyü civarında olur ve araç tamamen durur. O vakitte ve orada kalmak istemeyen Mustafa Kemal Paşa maiyetindekilerle birlikte yürümek ve yürürken de okumak için duygulu bir ses tonuyla yanındakilere :
”Dağ Başını Duman Almış marşını biliyormusun? diye sorar…
Kimseden ses çıkmaz.Belli ki bu marşı bilmiyorlardı.Volkan patlaması gibi bir ses yayılır Mustafa Kemal Paşa’nın gür soluğundan;
Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Güneş ufuktan şimdi doğar,
Yürüyelim arkadaşlar!
Karageçmiş Köyü ile ilgili iki anlatım bulunmakta,araştırdım ancak iki anlatımı bulabildim,ben tarihçi olmadığımdan doğru olanı tam bilemiyorum ama bir gerçek var, oda GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK buradan geçmiş.

Karageçmiş Köyünde Atamızın 24 Mayıs 1919’da bir gece konakladığı ev önünde bir anı fotoğrafı alıp,biraz da oyalandıktan sonra köyden ayrıldım ve Havza istikametine doğru yol almaya başladım.

Karageçmiş köyü Havza ilçesine 15 kilometre mesafede,yolun bir bölümü köy yolu ve sonrasında iniş ağırlıklı olarak Havza’ya kadar uzanıyor.Yolu çabuk alıp Havza ilçesine ulaştım.Havza’dan biraz bahsederek Atatürk Evi Gezimize başlayabiliriz.
HAVZA:Samsun’un 84 km güneyinde konuşlu 40.194 nüfuslu Havza’nın tarihi, kuruluş itibariyle çok eskilere dayanmaktadır. Milattan önce 2000’li yıllarda, Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları arasında kurulmuş olup, kuruluş Hitit uygarlığı dönemine dayanır. Havza, 1071 Malazgirt savaşından sonra Türk hâkimiyetine girmiş ise de, haçlı seferleri sonucu sık sık el değiştirmiştir. XIII Yüzyılda Selçukluların eline geçen bölge, Selçuklu Hanedanlığının çöküşünden sonra Canik Beyliği’ne, daha sonra 1414’de Osmanlı yönetimine geçmiştir. Osmanlılar döneminde Amasya’ya bağlı olarak yönetilmiş, 1882 yılında ilçe olmuş, 1925 yılında Amasya’dan ayrılarak Samsun’a bağlanmıştır.Büyük Önder M. Kemal ATATÜRK, milli mücadele yıllarında 25 Mayıs 1919’da İlçemize teşrif ederek 18 gün kalmış, milli mücadele ile ilgili ilk önemli çalışmalarını İlçemizde yapmıştır. Atatürk’ün o tarihte ikamet ettiği bina, günümüzde Atatürk Evi Müzesi olarak ziyaretçilere hizmet vermektedir.
Atatürk’ün büyük önem verdiği Havza, Atatürk’ün övgülerine mahzar olmuştur. Milli Mücadeleyi fiilen buradan başlatan Mustafa Kemal, Havza’ya daha sonra da üç kez gelmiştir. Atatürk’ün Havza’ya gelişi her yıl 25 Mayıs’ta törenlerle kutlanmaktadır.Kaynak:T.C.Samsun Valiliği

İlçe merkezinde bir süre yol aldıktan sonra kaplıcalar bölgesinde bulunan Havza Atatürk Evi Müzesi’ne ulaştım.Atatürk Evi’ni gezmeden önce Atatürk Evi tanıtımını yapmak isterim.
Havza Atatürk Evi Müzesi:Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 25 Mayıs–13 Haziran 1919 tarihleri arasında işgale karşı bağımsızlık özleminin ilk meşalesini yaktığı Milli mücadelenin ilk karargahı olarak kullandığı, yapıldığı dönemin Mesudiye oteli, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 12.07.1980 tarih ve A- 2371 sayılı kararıyla taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Osmanlı tapu kayıtlarından anlaşıldığı kadar binayı Otel haline getirerek işletmeye açan ilk kişi Havza eşrafından Hurdazlı İsa Efendi isimli bir şahıstır. Mesudiye otelini bir süre kendisi çalıştıran İsa Efendi 1917 yılında oteli, o yıllarda aynı zamanda Maarif hamamının da müsteciri olan Ali Baba’ya devreder. Mustafa Kemal Paşa’ nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’ a ayak basışından 6 gün sonra karargahını Havza’ya taşıyacağı haberi üzerine dönemin Kaymakamı Fahri Bey, o yıllarda Havzanın en seçkin konaklama merkezi durumunda olan Ali Baba’ nın Mesudiye otelini bir aylığına kiralamış, Paşa’ya ve Karargahında bulunan askeri ve sivil memurların istirahatine tahsis etmiştir. Cadde üzerinde bulunan kâgir bina zemin kat üzeri iki katlıdır. Birinci katta 4, ikinci katta 5 oda bulunmaktadır. Tavan ve tabanı ahşap olan bina kırma çatı ile örtülüdür. Otelin birinci katında Kuzey – Batı ve Kuzey – Doğu yönünde bulunan karşılıklı iki oda biri “Çalışma odası” diğeri “Yatak odası” olarak paşa için hazırlanmış, maiyetindeki askeri ve sivil memurların bir bölümü otelin üst katında bulunan odalara yerleştirilirken bir bölümü de Havza’ nın ileri gelenlerine ait konaklarda ağırlanmışlardır.Kaynak:Kültür Varlıkları Ve Müzeler Genel Müdürlüğü.
.JPG)



.JPG)




Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919):Samsun’a çıktıktan sonra bölgede İngiliz işgal kuvvetlerinden cesaret alan Rum çetelerinin faaliyetlerinden dolayı karargâhını daha emniyetli bir yere nakletmek isteyen Mustafa Kemal Paşa, 25 Mayıs 1919’da Kavak üzerinden Havza’ya geçmiştir. Havza’ya geldikten sonra şehrin ileri gelenlerini Müfettişlik karargâhında kabul eden Mustafa Kemal Paşa, memleketin genel durumunu ve işgalcilerin niyetlerini açıkladıktan sonra, “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız.” demek suretiyle gelecekle ilgili umudunu belirtmiş ve bu konuda harekete geçilmesini tavsiye etmiştir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin önderliğinde şehir merkezinde halkın katılımı ile büyük bir miting tertip edilmiş ve ülkenin kurtuluşu için silahlı direnişe geçilmesi konusunda fikir birliğine varılmıştır.Mustafa Kemal Paşa, 25 Mayıs 1919-12 Haziran 1919 tarihleri arasında toplam 19 gün Havza’da kalmıştır. Bu süre zarfında müfettişlik mıntıkasında bulunan halkın her türlü işgale karşı uyarılması konusunda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu arada Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’daki fikirlerini sistemleştirmiş, Millî Mücadele hareketinin stratejisini belirlemiştir. Buna göre, dört önemli hareket tarzı geliştirmiştir. Bunlar sırasıyla belirtmek gerekirse;
1. Millî varlığa vurulan darbelere karşı milletin etkin bir şekilde uyandırılması ve harekete geçirilmesinin sağlanması, bu amaçla yetki alanının içinde ve dışında kalan askerî ve mülkî yetkililerle millî kuruluşlara gizli açık gönderilen bildirilerle işgallere karşı mitingler yapılması, İstanbul hükûmetinin uyarılması, yabancı ülke temsilcilerine protesto telgrafları çekilmesi,
2. Ordunun millî harekete desteğinin sağlanması ve bunun devamlı olması, bu maksatla ordu mensuplarının yönlendirmeleriyle mitinglerin düzenlenmesi,
3. Düşman işgallerine tepki olarak kurulmuş olan millî cemiyetlerin ortak bir amaç etrafından birleştirilmesi, böylece Millî Mücadele hareketinin bütünleştirilmesi,
4. İstanbul ile ilişkilerin devamı ve geleceği konusunun belirlenmesi, millî iradenin her bakımdan hâkim kılınması ve her gücün üstünde bir kuvvet olarak benimsenmesi, bundan böyle İstanbul’un Anadolu’ya hâkim olmak yerine tabi olmasının sağlanması şeklinde belirlenmiştir.
Havza genelgesinde ortaya çıkan sonuçlara bakıldığından bütün bunların, kısa bir süre sonra Amasya Genelgesi’nde daha açık ve belirgin bir şekle dönüştürüldüğü görülecektir. Yapılan çalışmalar, işgalciler ve İstanbul hükûmetinin engellemelerine rağmen aksatılmadan yürütülmüş, ordu başta olmak üzere Mustafa Kemal Paşa’nın yönlendirmeleriyle Türk halkı tarafından Millî Mücadele hareketi benimsenmeye başlanmıştır. Bu aşamadan itibaren bütün etkinliklerin, çalışmaların ve her türlü girişimin millet adına yapıldığının halka anlatılmasıyla Türk halkının bu eylemlere katılımı sağlanmıştır. Böylece Amasya Genelgesi’nin hazırlanmasına uzanan süreç, kendiliğinden gelişmiştir. Mustafa Kemal Paşa; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 24 Eylül 1924’de ikinci, 18 Eylül 1928’de üçüncü ve son olarak 22 Kasım 1930’da dördüncü kez Havza’ya gelerek Havzalıları onurlandırmıştır. Cumhurbaşkanı olarak 24 Eylül 1924 tarihinde, Havza’yı ziyaretlerinde Havzalılara yaptığı konuşmada, “Muhterem Havzalılar! İlk cür’eti, ilk cesareti gösteren; ilk teşkilatı yapan sizlersiniz. İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde kahraman Havza’nın ve Havzalıların büyük bir yeri vardır.” diyerek Havza’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki önemine vurgu yapmıştır.Kaynak:Atatürk Ansiklopedisi

Havza Atatürk Evi Müzesi gezim öğleye kadar sürdü.2019 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’ a ayak basışının 100 ncü yılında Ferdi Kızıl kardeşim ile beraber gezmiş çok hoşumuza gitmişti,yine güzel duygularla gezdim,mükemmel bir düzenlemeye sahip bir Atatürk Evi.Atatürk Evi için gösterdikleri duyarlılık, ilgi ve özen için yetkililere teşekkür ederim.
Havza Atatürk Evi Müzesi gezim sonrası Havza merkezden öğle yemeği için bir şeyler aldım ve Ata Yolu’nu takiben yoluma devam ettim.Boğaziçi Mehmet Öngel cami benim öğle molası vereceğim yer, burasını daha önceden de bildiğimden mola yeri olarak seçtim.Çeşmesinde günlük duşumu aldım, serinledim,öğle yemeğimi bahçesinde yedim,üzerine de kahvemi içtim,dinlendim,öğleden sonra beni zorlu bir parkur bekliyor,şimdi yola çıkabilirim.
Kurtuluş Köprüsü.
Gelincik-Karga yol ayrımına geldiğimde karşımda 2016 yılında restorasyonu yapılan Tersakan Çayı üzerindeki Kurtuluş Köprüsü çıktı.Köprü üzerinden geçerek Gelincik tarafına devam ettim.
Gelincik köyü 600 rakıma sahip,köyle birlikte tırmanmaya başladım 820 metrelere çıkacağım.Bu tırmanma biraz sıkıntılı geçeceğe benziyor çünkü,aşırı bir sıcak var ve üstelik asfalt erimiş vaziyette,iyi ki cami de duş alıp biraz serinlemişim yoksa sabahki terin üzerine bu terleme fena derecede beni çarpardı.
Vaziyet pek iç açıcı değil!!!!
Asfalt erimiş, lastik olukları erimiş asfalt dolu ve yolda ne varsa topluyor.Bu durumda bisiklet tepesinde yol almak lastik patlaması demek (lastiklerim zırhlı ama bu duruma zırhlı lastik bile dayanmaz).İndim bisikletten ittir kaktır yukarı doğru yol almaya başladım,sandaletler yola yapışıyor ama lastik yapışmasından iyidir,dayan Şafak.
Asfalt eriği içinde 4 km kadar yol aldım ve sonunda son kavşaktayım.Son kavşaktaki 97 nci km tabelasındaki ATA YOLU yazısı dikkatinizi çekmiştir herhalde,Samsun Büyükşehir Belediyesi hepsini Kurtuluş Yolu olarak değiştirmiş ama burasını unutmuş demek ki!.
Benim Ata Yolu projem devam ederken son kilometre taşı olan 100 ncü kilometre taşını da Karga sapağından sonra geçerek Suluova tarafına yol almaya devam ettim.
820 rakım civarında bir süre yol aldıktan sonra 550 rakıma sahip Suluova’ya ekin tarlaları arasından doğru inişe geçtim.Bu iniş anında Suluova ve Atatürk hakkında bilgi verme zamanı.
Mustafa Kemal Atatürk ve Suluova:5 Mayıs 1919”da 9. Ordu Müfettişliğine tayin edilen Mustafa Kemal, İstanbul”dan Samsun”a hareket etmiştir. İstiklal Mücadelesinin ateşini yakmak düşüncesiyle 19 Mayıs 1919”da Samsun”a ayak basmıştır.25 Mayıs 1919”da Havza”ya gelen Mustafa Kemal, 12 Haziran 1919 Perşembe günü saat 10.00 sularında Benz marka arabasıyla Amasya”ya hareket etmiştir. Yollar çok bakımsız ve bozuktu. Benz marka araba Suluova”nın bugünkü 1 Eylül “Hacı Hayta” mahallesindeki hanlar civarına geldiğinde araba su kaynatır. Mustafa Kemal arabadan iner. Şoförüne arabanın bakımını yapmasını söyler. Yanında bulunan erkan ile birlikte yürümeye başlar. Mustafa Kemal heyecanlanmış, tozlu ve bozuk yollarda ramazan gününün bunaltıcı sıcağına aldırmadan heyecan ve ümit içinde Ali Ulvi Elöve”nin “DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ” marşını ilk defa burada söylerler. Bu marş bundan sonra gençliğin marşı olmuştur.Kaynak:T.C. Suluova Kaymakamlığı

Suluova merkeze geldiğimde ovanın yakıcı sıcaklığı bütün vücudumu sardı.İlk marketten soğuk bir şeyler alıp serinlemeye çalıştım.Suluova bugün benim son ikmal noktam,Suluova’dan sonra Yolpınar’a kadar yol alacak ve orada kamp yapacağım planım bu yönde,inşallah şaşmaz!
Suluova:Amasya ilinin bir ilçesidir. İl merkezine 25 km mesafede ve batıda yer alır. Orta Karadeniz’in ilçelerinden biri olan Suluova, miladi ilk yıllarda “Arguma” adıyla anılır. 1902 yılında Suluca ismiyle bucak olmuştur. 1946 yılında Suluova ismini almış ve ilçe olmuştur.
Yolpınar.
Ferdi Kızıl ile beraber 4 yıl önce kamp yaptığımız Yolpınar bölgesindeyim.İlk önce kamp yapmayı planladığım kiraz bahçesini kontrol ettim, her şey normal, sonra çeşme başına gelip güzelce duşumu aldım,kıyafetlerimi yıkadım.Şimdi çadır kuracağım alana geçip yemek faaliyetine girişebilirim.Bu akşam menümde tulum peynirli bulgur ve çoban salata var, bana afiyet olsun.
Yolpınar Kampı.
Bu gece Yolpınar köyü mıntıkasında Kiraz bahçesinin misafiriyim.2019 da buraya kamp kurduğumuzda kiraz mevsimiydi, elimizle değil ağzımızla toplayıp kirazları yemiştik.Sakın talan ettiğimizi düşünmeyin,az ve ihtiyacımız kadar yedik,fazlası göz hakkından çıkar.Kiraz ağaçlarının altında yemek faslını ve bulaşık işini bitirdikten sonra çadırımı kurdum.Ben çadır kurmaya başladığımda güneşte yavaş yavaş ısısını yitirmiş,ben gidiyorum demekteydi.Bu gece Yolpınar’dayım, bu birazda nostalji oldu.Bugün; Karadağ, Karageçmiş,Havza ve Suluova derken Yolpınar’da kamp yaptım.Yarın Sabah Amasya’dayım,Turhal’a kadar yol almayı planlıyorum,bakalım Ata Yolu’nun 4 ncü günün de neler olacak.
3 ncü Gün 14 Temmuz 2023 Karadağ-Karageçmiş-Havza-Suluova-Yolpınar:63 km
Discussion about this post