Kurtuluş Savaşı Ve Cumhuriyet Döneminde Suşehri:Büyük Önder Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi’ne giderken 28 Haziran 1919 günü Suşehri’ne uğramış, Mehmet Ali Efendi Konağında ağırlanmıştır. Bu misafirlik sırasında Suşehri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Şubesi Kurulmuş; başkanlığa Mehmet Ali Efendi getirilmiştir. Çeçenzade İsmail Hakkı Bey’in Suşehri’ni Erzurum Kongresinde delege olarak temsil etmesi kararlaştırılmıştır ve Çeçenzade İsmail Hakkı Bey Suşehri Delegesi olarak Erzurum Kongresine katılmıştır. Atatürk, Erzurum Kongresi dönüşünde İlçemize tekrar uğramıştır. Büyük Önderin ilçemizden geçtikleri bu gün (1 Eylül ) Suşehri’nin mahalli günü olarak kabul edilmiş olup her yıl törenlerle kutlanmaktadır.Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk yaptığı Doğu Anadolu gezisi sırasında (Eylül 1924) beraberinde Latife Hanım ve kalabalık bir heyetle Suşehri’ne uğramış, Kurtuluş Savaşı anılarını tazelemek niyetiyle Mehmet Ali Efendi’nin Konağına misafir olmuştur.Kaynak:T.C.Suşehri Kaymakamlığı
Günüme, yazıma,turuma bu başlık ile girmek istedim.Mustafa Kemal Atatürk 28 Haziran 1919’de uğramış, Mehmet Ali Efendi Konağında ağırlanmış.Daha sonra iki defa daha Suşehri’ne gelmiş yine Mehmet Ali Efendi’nin misafiri olmuştur.Ancak Suşehri’nde Atatürk’ün kaldığı yerler maalesef günümüze ulaşamamıştır.Ata Yolu projemde Suşehri’ne uğradım, bir gece kaldım ama gezebileceğim bir yer olmaması çok acı.Bu girişle beraber Suşehri’nden ayrılıp bugün Şebinkarahisar taraflarına yol alacağım.
8 nci Gün 19 Temmuz 2023 Suşehri-Şebinkarahisar:
Geceyi Suşehri öğretmenevinde geçirdim,kendimi adeta yeniledim.Her zamanki gibi erken kalkan ben hazırlandım,toparlandım,bisikleti de yükledim ve 07:30’da başlayan kahvaltıya indim.Öğretmenevi yeni binasında,yeni binasına geçmesi ile de hizmette yenilenmiş.Çok memnun bir vaziyette Öğretmenevi,dolayısıyla Suşehri’nen ayrıldım.
Suşehri:Suşehri eski adıyla Enderes veya Endires, Karadeniz Bölgesi’nin Doğu Karadeniz Bölümünün güneybatısında, aynı adla anılan ovanın batı kenarında yer alan Sivas’ın bir ilçesidir. Rakım: 1.017 m
Bugünkü planlamamda Şebinkarahisar ve önümde 53 kilometrelik bir yol var. Bunun ilk 12 kilometresini Suşehri’nden Şebinkarahisar sapağına inişte aldım bile,güzel bir iniş oldu.Baraj setine tırmanmaya başladığımda yaklaşık 300-500 metre ilerimde ve tepe noktasında bir bisikletli gördüm,oda aynı yöne gidiyor.Yetişmeye niyetim yok,benim başka önceliklerim var, üstelik o inişe geçti,ben ise tırmanmaktayım.
Çamlıgöze Barajı.
Baraj setinin üst bölümüne geçtim artık Çamlıgöze Baraj Gölü ile haşır neşirim.Aslında çekim yapabileceğim yeri ezbere biliyordum (2019 ve 2020 yıllarında 2 defa geldim) ama yol genişletme, yapım çalışmaları beni biraz yanıltsa da uygun yeri yine yakaladım ve Çamlıgöze Barajını doğal güzelliği ile fotoğrafladım.Bu güzel manzara eşliğinde Kelkit Çayı ve Çamlıgöze Barajını bir daha hatırlayabiliriz.
Kelkit Çayı: Yeşilırmak’ ın kollarından biridir ve uzunluğu 320 km’dir. Gümüşhane’nin Çimen Dağları’ ndan kaynaklanıp Yeşilırmak’ a katılıp Karadeniz’e dökülmektedir. Gümüşhane topraklarından doğan Kelkit Çayı Suşehri yakınlarında Sivas il sınırlarına girer. Kelkit Çayı’ nın Sivas il sınırlarındaki kesimi 50 km dir.
Çamlıgöze Barajı: Sivas,Suşehri’nde Kelkit Çayı üzerinde, enerji üretmek ve taşkın kontrolü amacıyla 1987-1997 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Çamlıgöze Barajı ve HES sadece konut elektrik tüketimi dikkate alındığında ise 28.990 konutun elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayabilecek elektrik üretimi yapmaktadır.
Ne yalan söyleyeyim Çamlıgöze Barajı aklımı başımda almış olacak ki!!!!,1 saate yakın burada oyalanmışım,bunu da artık sabah güneşinin beni yakmasından rahatsızlık duymaya başlayıp ta saatime bakınca anladım.Toparlandım,baraj gölüne paralel Yaygınsöğüt, Eskimeşe tarafına yol almaya başladım ama bu seferde önümde yol yapımı var.
Eskimeşe’ye yaklaştığımda bir arkadaş ile karşılaştım, yolun karşısına geçmekteydi.Durdum, seyrettim, fotoğrafladım, kayda aldım.Ben bunları yaparken ileriden araba sesi gelmeye başladı,baktım arkadaş hala karşıya geçmeye çalışmakta inat ediyor yerimden fırladım elime aldım ve karşıya geçmesine yardımcı oldum.Bir süre kabuğunun içinde kaldı,sonra kafasını dışarı çıkardı,bana baktımı bilemiyorum ama tarlaya doğru yavaş yavaş yol almaya devam etti.
2019’da Ferdi ile beraber,2020’de yalnız ve 2023’de yine yalnız…..Eskimeşe köyü aşağısındaki çeşme başındayım.Yine gürül gürül akıyor ve ben yine serinledim,kahveyi ocağa koydum.
Suşehri,Şebinkarahisar yolu indisi çıktısı bol ve sert bir rotaya sahip.Sökün bölgesindeyim, yine tırmanmaya başladım ama tebessüm ile!!!! Tırmanmanın tebessümü mü olur? olur elbette.2019 yılında Ferdi ile Şebinkarahisar’a doğru yol alırken yine bu rampayı tırmanıyor aynı zamanda muhabbet ediyorduk.Ne zaman ki %16 tabelasını gördük birden bire ikimizde bisikletlerimizden indik.Bu %16 psikolojik baskı olsa gerek adamı hemen geri adım atmaya itiyor (Tabela fotoğrafı o günden kalma).Bugün tabela yok, ben kendimi hiç sıkmadan aynı rampayı yavaş yavaş çıkıyorum.
Yine aynı bölge içinde Sökün’ü geçtikten sonra artık Giresun il sınırlarındayım.Giresun il sınırları Ata Yolu projemdeki 5 nci il olacak.
Sert, bir o kadar da güzel bir coğrafya da yol alıyorum.Önüme bakarken bazen de ben nerelerden geldim diye arkama da bakıyorum.
Zaman zaman indiğim ve tekrar uzun tırmanmaya başladığım anlarda 1080 metrede Karaoğul sapağındaki bu çeşme sıcaktan bunalmış bana ilaç niyetine geldi.Suyu her ne kadar az aksa da serinliği bile canlanmama yetti.
Sıcakta 8 kilometre tırmandım, 1250 metrede Yedikardeş bölgesindeyim.Bu manzarayı göreceğimi bildiğimden sabırsızlıkla tırmandım ama sıcakla beraber iyice bitmiş vaziyete geldiğim 1250 rakımdan Kılıçkaya Baraj Gölü manzarası enerjimi tazelememe yetti.
Kılıçkaya Barajı:Kelkit Nehri üzerinde enerji üretmek amacıyla 1980-1990 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Göl alanı 64 km² olan barajın, 33 km²’si Sivas’ın Suşehri ilçesi sınırlarında, 31 km²’si Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi sınırlarında yer alır.
Bu kadar çıkmanın elbet bir inişi var.1250 rakımdan 930 rakıma sert iniş yaparken yarı bölümdeki çeşmeden sularımın hepsini soğuk su ile tazeledim.930 metreden 1100 metreye Çağlayan köyü hizasına geldiğimde de tam karşımda Çağlayan Şelalesi görüş alanımdaydı.2019 yılında burasının suyu bol idi, 2020 yılında geçtiğimde hiç yok idi.2023 yılındayız suyu azalmış vaziyette akmakta.Mevsime yoruyorum ve öyle olmasını temenni ediyorum, başka bir şeyi düşünmek bile bana acı veriyor.Burada kısa bir mola verirken Çağlayan Şelalesinden bahsedebilirim.
Çağlayan Şelalesi:Şebinkarahisar İlçesi’nde Çağlayan Köyü yakınlarında yer almakta olan şelale, 45-50 metre yüksekten akmaktadır. Özellikle kar erimelerinin ve yağışların artış gösterdiği ilkbahar aylarında daha fazla su akıtmakta ve coşkun bir görünüm kazanmaktadır.Kaynak: Giresun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Katırcı Pınarı.
930 metredeki dere yatağından 1200 rakımdaki Saraycık’a kadar olan bölüm çok sert,hava da aşırı sıcak.Bunaltıcı bir havada resmen bitmiş bir vaziyette 4 kilometre tırmanış sonrası Saraycık’a geldim.Saraycık’ta mola verip serinledikten sonra eğimi daha yumuşak olan Saraycık-Şebinkarahisar arasını almaya başladım.Şebinkarahisar girişindeki Katırcı Pınarı’nda buz gibi suya kafamı soktuğumda da 2019 yılı anıları gözümde bir bir canlanmaya başladı.Katırcı Pınar’ndaki serinleme iyi geldi ama kafi derece de değildi.
Gün sonunda aşırı sıcakta 12 kilometre tırmanış sonunda bitkin ve yorgun Şebinkarahisar’dayım.Daha önce öğretmenevinde kalmıştım yine oraya yöneldim ama maalesef depreme dayanıklı olmadığı için kapısına kilit vurulmuş.Başka bir yer bakmalı derken öğle yemeği yemediğim süt ve bisküvi ile geçiştirdiğim aklıma geldi.Bitkinlik bundan olsa gerek derken Şebinkarahisar’dan bahsetmeyeceğimi mi sandınız.
Şebinkarahisar:Şebinkarahisar’ın dip tarihine ilişkin yeterli bilgiler henüz istenen nitelikte değildir.M.Ö. 65 yıllarında Romalılar’ın egemenliğine giren Şebinkarahisar M.S. 391’de Orta Asya’dan Peçenek ve Koman Türkleri tarafından istila edilmiş ve 60 yıl kadar bu Türklerin himayesinde kalmıştır. Şehir Romalılar ve Türkler arasında devamlı el değiştirmiştir. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Şebinkarahisar bir daha çıkmamak üzere Türklerin eline geçmiştir.Akkoyunlu Devletinin 1473 yılında Fatih Sultan Mehmet’e Otlukbeli Savaşı ile yenilmesinden sonra, Şebinkarahisar Osmanlı Devlet idaresine girdi. Şehzadeler Şehri olarak anılan Karahisar, Karahisar-ı Şarkî adıyla anılmış ve yönetim açısından sancak durumuna getirilerek yönetilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda Şebinkarahisar’lıların üstün gayret ve fedakarlıkları her türlü takdirin üstündedir. 1919 yılında Erzurum’da toplanan kongreye Şebinkarahisar’ı temsilen Dr. Cemil ŞENCAN delege olarak katılmıştır. 1920 yılında ilçede Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Şurası kurulmuştur. Cemiyet bu dönemde dış tahriklerle, şımarık Ermeni ve Rum çetelerinin mezalimlerinin büyümesine engel olmuştur.
1923 yılında çıkarılan bir yasa ile Türkiye’de bulunan Livalar (Sancak) İl haline getirilmiş bu arada Şebinkarahisar’da İl olmuştur. 10 yıl süre ile İl durumunu muhafaza eden Şebinkarahisar 2197 Sayılı Kanunla 1933 yılında İlçe statüsüne getirilmiştir.Rakımı: 1.352 m.dir.Şebinkarahisar Kalesi,Taşhanlar,Atatürk Müze Evi,Fatih Camii,İstiklal Çeşmesi, görülecek yerlerdir.Kaynak: T.C. Şebinkarahisar Kaymakamlığı
Tabeladan sonra ilçe merkezine girerken kalede görüş alanıma girdi.
Şebinkarahisar Kalesi: Şebinkarahisar Kalesi ilçe merkezinin kuzeyinde
kalan ve Hacı Kayası olarak bilinen şehre hâkim bir tepe üzerinde yer almaktadır. Şebinkarahisar Kalesi’nin yapım tarihi hakkında bilgi veren
kitabesi mevcut değildir. İhtişamlı kalenin ilk kuruluşunun Roma öncesine kadar gittiği, surların büyük bölümünün Mengücekler zamanında yeniden yapıldığı yönünde bilgiler bulunmaktadır. Özellikle Mengücekli hükümdarlarından Fahrettin Behramşah’ın 1184 yılında kaleye önemli eklemeler yaptırdığı belirtilir. Kalenin günümüzdeki girişi ve surları Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine aittir. Kale kapısı üzerindeki kitabe ve çift başlı kartal kabartması 1896 yılında yok edilmiştir. Osmanlı döneminde birkaç defa onarılan kale 1915 Ermeni ayaklanmasında büyük zarar görmüştür.Kaynak:Türkiye Kültür Portalı
İstiklal Çeşmesi: 1927 yılında eski belediye binası önüne Belediye Başkanı Hüsnü bey zamanında ahşap çatılı olarak yaptırılmıştır.1985 yılında ilçe meydanına taşınmış ve ahşap çatısı, çinkoyla kaplanmıştır. Çatı içeriden sıvanmıştır. Sıva üzerileri ise kalem işi çeşitli motiflerle süslenmiştir. Çeşmenin su haznesi top, mermi ve ay yıldızlarla süslenmiştir. Şebinkarahisar ilçe meydanında bulunan İstiklal Çeşmesi Şebinkarahisarlıların buluşma yeridir. Kaynak:Şebinkarahisar Belediyesi.
Atatürk Evi Müzesi’ne Varışım.
Şebinkarahisar’da Ata Yolu projeme uygun olarak Atatürk Evi Müzesi’ni gezmek için önüne gittim,kapalıydı.2020 yılından tecrübeli olduğumdan ve Belediyenin ilgilendiğini bildiğimden bu fotoğrafı almadan önce telefon ile aradım,ilgili kişi anlamayadığım bir yerdeymiş ve anahtar ondaymış, bir saate kadar gelecekmiş.Bu söz üzerine öğlen yemek yemeyen ben Şebinkarahisar içinde yemeğimi yedim ve denilen saatte gittim ama kimse yok,Atatürk Evi’ni bir türlü açamadılar,belli saatten sonra da kimseye ulaşamadım.Yazık, bugün gezemedim,yarın şansımı bir daha deneyeceğim.
Bugün gezemedim belki yarın gezerim ama ben bugünden Atatürk Evi ve Müzesi’nin 2020 yılında gezmiş ve fotoğraflamış olarak fotoğraflar desteğinde anlatayım isterseniz.
Şebinkarahisar ve Atatürk: Şebinkarahisar Giresun’un bir ilçesidir. 1923 yılında il olmuş, 1933 yılında Giresun vilayetine bağlanmıştır. Osmanlı dönemindeki adı Şarkikarahisar’ dır. Karahisar-ı Şarki şekli de kullanılmıştır. “Doğu Karahisar” anlamına gelir.Mustafa Kemal Atatürk 11 Ekim 1924 Şebinkarahisar’ da Türk Ocağını ziyaretinde , ocağın imkansızlığı karşısında kendisinden özür dilenmiş , Atatürk burada yaptığı konuşmada: ” Ben bu şehri çok beğendim.Sevgimin temadisine alem olmak üzere Şark-ı Karahisar adını Şebinkarahisar olarak tashihini teklif ediyorum, demiştir.Kaynak:Şebinkarahisar Belediyesi.
Atatürk Evi ve Müzesi : 11 Ekim 1924 tarihinde Ulu Önder Atatürk’ ün ilçemizi ziyaretlerinde bir gece kaldıkları ev hazinece istimlak edilmiş, Karayolları Genel Müdürlüğü’ nce ayrılan 3 milyon TL. ödenekle tamir ve restore edildikten sonra 1932 yılı içerisinde yapılan çalışmalar sonucu ev o tarihlerdeki aslına uygun şekilde döşenerek 11 Ekim 1982 tarihinde “Atatürk Evi ve Müzesi” adı altında ziyarete açılmıştır. Müzede Atatürk’ ün kullandıkları eşyalar, tarihi nitelikteki diğer eşyalar sergilenmekte. Müze içerisinde 500 kitaplık bir Atatürk kütüphanesi ve resimlerle Atatürk Köşesi bulunmaktadır.Kaynak:Şebinkarahisar Belediyesi.
Şebinkarahisar’da Konaklama.
Sıcaktan bunalmış olarak geldiğim Şebinkarahisar’da biraz dinlenip,karnım da doyunca toparlanır gibi oldum.1-2 çadır kurabileceğim yer var ama ben bu gece çadırda kalmak istemiyorum.Merkez de yemek yerken aynı zamanda nerede kalabilirim araştırmalarını yaptım,2 yeri aradım fiyatlar 350-450 aralığında,aklıma Şebinkarahisar’a girerken gördüğüm Sultan Pansiyon geldi aradım,kahvaltı dahil 250 TL imiş.Hemen geliyorum deyip oraya gittim.Eğribel Geçidine tünel yapan firmanın elemanları bu pansiyonda kalıyormuş,bu işi sevdim çünkü yer iyi ve kahvaltınında sağlam çıkacağına inanıyorum.
Evet bu gece Sultan Pansiyondayım.Bugün, Suşehri-Şebinkarahisar rotasında yol aldım,bir bölümü rahat olmasına karşın Şebinkarahisar’a yaklaştıkça sıcakla beraber bayağı bunaldım.Yarın son savunma hattı Alucra’ya varmayı hatta daha ileri gitmeyi planlıyorum.
8 nci Gün 19 Temmuz 2023 Suşehri-Şebinkarahisar:56 km
ATA YOLU 12 TEMMUZ 05 AĞUSTOS 2023 (8. Gün Suşehri-Şebinkarahisar)
Discussion about this post