Zafere Doğru projem devam ediyor.İlk dört günde Birinci ve İkinci İnönü Muharebelerini işledim. Savaş alanlarını,şehitlikleri,anıtları, müzeleri dolaştım.Daha sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün komutanlık dehası olan ve düşmanı Anadolu’nun bozkırlarında,çorak arazinde yok etmeyi hedefleyen planına sadık kalarak Sakarya’nın doğusuna çekilmeyi mizansen olarak işledim ve akşam Beylikköprü’ye vardım.Geceyi 8 Kangal türü çoban köpeği nezaretinde kamp yaptığım Beylikköprü’de okul bahçesinde sorunsuz geçirdim.Dört günün özetini kısaca sunarken Sakarya Nehri ve Sakaryabaşı’nı da unutmamak gerek.Projemin ilk aşaması olan İnönü Muharebeleri ve Sakarya’nın doğusuna çekilme bir anlamda tamamlandı.Bugün itibari ile bir müddet 22 gün 22 gece süren ve dünyanın en uzun meydan muharebesi olan Sakarya Meydan Muharebesi’ni işleyeceğim.Savaşın her aşaması görecek, birlikte Müzeler,Şehitlikler,Anıtlar,Mevziler gezip ziyaret edeceğiz.Benimle aynı duygular içinde iseniz Sakarya Meydan Muharebe Tarihi Milli Parkı alanları gezim başlıyor.
5 nci Gün 09 Haziran 2024 Beylikköprü-Basrikale Mevzileri-Duatepe-Polatlı-Temelli-Alagöz:
Sabah 05:30 gibi uyandım,çadırımın hemen yanında bulunan kameriye de kahvaltımı yaparken rutubetlenen çadırım ve muhteviyatını voleybol ağına astım.Kahvaltı sonrası ise toparlanma aşamasına geçtim.
Geceyi geçirdiğim Şh.Yzb Nazmi Elmas İlkokulu ve Ortaokulu’na veda etmeden önce kamp yeri ayrılış fotoğrafı alarak 07:00 gibi yola çıkmaya hazırım.
Sakarya Meydan Muharebesi.
Bugün ve bir kaç gün gün boyunca bu zorlu coğrafyada Sakarya Meydan Muharebesini işleyeceğim.Sakarya Meydan Muharebesi’nin içeriğini,önemini bilmeden buraları gezmek, şehitlikleri ziyaret etmek bir anlam ifade etmeyeceğinden önce tarihimizi,Sakarya Meydan Muharebesini bir hatırlayalım istedim.
Sakarya Meydan Muharebesi 23 Ağustos-13 Eylül 1921:Sakarya Meydan Muharebesi Türk Milleti için bir ölüm kalım savaşı olmuştur. Bu muharebe ile Türk ordularının taktik geri çekilme manevrası sona ermiş; stratejik savunma konsepti kabul edilmiştir.Yunanlılar, Kütahya-Eskişehir Muharebelerini kazandıktan sonra, Yunanlıların bu başarılarından bahseden İngiliz Başbakanı Lloyd George: “Milli Türk Kuvvetlerini yenmiş bulunan Yunanistan`ın Sevr Antlaşması esaslarıyla yetinemeyeceği” şeklinde ileri sürdüğü büyük vaatlerle Yunanistan`ı barışa değil taarruza teşvik etmiştir.Yunan Genelkurmayı, Kütahya-Eskişehir Muharebelerinden (10-24 Temmuz 1921) sonra, Sakarya`nın doğusuna çekilen Türk ordusuna son darbeyi indirmek amacıyla hazırlıklarını tamamlayıp harekete geçmiştir. Bu arada Türk ordusu da kesin sonuçlu bir meydan savaşı için tüm birliklerini başarılı bir geri çekilme planıyla Sakarya`nın doğusuna çekerek 100 km. genişliğindeki bir cephe hattında toplamıştır.Yunanlıların bu düşünce ve faaliyetleri karşısında Mustafa Kemal Paşa, 5 Ağustos 1921`de TBMM Hükümeti tarafından kabul edilen 144 sayılı kanunla ve geniş yetkilerle üç ay süre ile Türk ordusunun sorumluluğunu üstüne alarak Başkomutanlık görevine getirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, bu yetkilere dayanarak 7-8 Ağustos 1921’de “Tekalif-i Milliye Emirleri”ni yayınlayarak orduyu personel, silah ve araç – gereç bakımından güçlendirmeye çalışmıştır.Sakarya Meydan Muharebesi Türk Ordusu için bir yokluk ve yoksulluk savaşı olmuştur. Kütahya-Eskişehir Muharebelerinden sonra, insan gücünün 1/2’ini, silah gücünün de 1/10’unu kaybetmiş olan Batı Cephesi Komutanlığı, birliklerine 18 Temmuz 1921 tarihinde Sakarya Nehrinin gerisine çekilme emrini vermiştir.
Başkomutan; Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı; Fevzi Paşa’dır ve Başkomutanlık karargâhı Ankara’dadır. Batı Cephesi Komutanlığı, Yunan taarruzuna karşı, kuvvetlerini Sakarya Nehri doğusunda yedi grup (kolordu) halinde konuşlandırmıştır. Batı Cephesi komutanı Tümgeneral İsmet (İnönü)’dir ve karargâh merkezi Ankara-Polatlı arasında yer alan Alagöz’dedir.Yunan kuvvetleri 16 tümenden oluşan beş kolordu ve bir süvari tugayından kurulmuştur. Bu kolordulardan üçü Anadolu’da bulunmaktadır.13 Ağustos’ta ileri harekâta geçen Yunan Ordusu sıklet merkezi Sakarya mevziinin güney kanadına yönelmiş olarak ve kuşatıcı bir tertiple taarruza geçmiştir. Yaklaşık olarak 100 km.lik bir cephede başlayan bu kanlı boğuşma, tarihin önemli meydan muharebelerindendir. Düşmanın üstün kuvvet ve silahlarla yaptığı taarruzlarda Sakarya mevziinde yer yer çekilmeler olmuştur. Muharebeler o kadar kanlı oluyordu ki bazı alaylar mevcutlarının büyük kısmını ve subaylarını kaybediyordu. İşte bu sıralarda Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Batı Cephesi birliklerine şu meşhur emrini yayınladı: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz…” Gerçekten de geri çekilmek zorunda kalan bir birlik, ilk tutunabildiği yerde duruyor, yeniden boğuşuyor ve mevzii savunmak çabası içinde son nefesini veriyordu. Açılan her gediği kapatmak için 70 km.yi bulan cebri yürüyüşlerle, birlik kaydırmaları yapılıyor, her gelen birlik ertesi sabah çelikten bir kale halinde düşman karşısına çıkıyor, vuruşuyor, şehit oluyor, fakat vatan savunuluyordu.Düşman, Türk kuvvetlerini 23-30 Ağustos günleri arasında bütün zorlamalarına rağmen kuşatıp imha edemeyince kuvvetlerinin büyük kısmıyla Türk cephesini merkezden Haymana istikametinde yarmak istemiştir. 6 Eylül’e kadar da bunun için uğraşmış fakat etten bir Türk duvarına çarpmıştır. Bundan sonra bulunduğu hatlarda savunarak kalmaya karar vermiş ancak, 10 Eylül’de başlatılan genel karşı taarruzla buna da mani olunmuştur.Yunan kuvvetleri için yapılacak tek şey kalmıştır. Kaçmak, Onlar da öyle yapmıştır. 13 Eylül’e kadar Sakarya nehrinin doğusunda tek Yunan askeri kalmamıştır. 22 gün geceli gündüzlü süren Sakarya Meydan Muharebesi Türk’ün zaferi ile sonuçlanmıştır.
Askeri Sonuçlar:Sakarya Zaferi`yle inisiyatif Türk ordusuna geçmiştir. Sakarya Muharebeleri, Türk ordusunun moralini ne kadar yükseltmiş ise, Yunan ordusunun moralini de o derece kırmıştır.Önce Sakarya doğusu, sonra da Afyon-Eskişehir hattına kadar olan vatan parçası Yunanlılardan temizlenmiştir.Sakarya Meydan Muharebesi sonucu, askeri harekât yön değiştirmiştir. Sakarya Muharebesi sonuna kadar stratejik savunma yapılırken, Sakarya`dan sonra stratejik taarruza dönüş olmuştur. Muharebe sonunda Yunan ordusu stratejik saldırı yapma gücünü yitirmiştir.Sakarya Zaferi, Büyük Taarruz (26 Ağustos 1922) ve Başkomutanlık Muharebesi (30 Ağustos 1922) için gerekli olan hazırlıkların yapılmasına zaman kazandırmıştır.Sakarya Meydan Muharebesi sonunda Türk ordusunun zayiatı; 5713 şehit, 18.480 yaralı, 828 esir ve 14.268 kayıp olmak üzere toplam 39.289`dur. Yunan ordusunun zayiatı ise; 3758 ölü, 18.955 yaralı, 354 kayıp olmak üzere toplam 23.007`dir. Sakarya Meydan Muharebesinde çok fazla subay kaybı olduğu için bu Muharebeye “Subay Muharebesi” adı da verilmiştir. ATATÜRK’de bu muharebe için “Sakarya Melhame-i Kübrası” yani kan gölü, kan deryası demiştir.Kaynak:T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı 9.Bölge Müdürlüğü
Sakarya Nehri.
Beylikköprü Sakarya Nehri’nin batı tarafında hemen yanıbaşında.Beylikköprü’den ayrılıp yönümü Sakarya Nehri’nin akış yönünde kuzeye verip nehre paralel yol aldım.Gordion Antik Kenti’nin bulunduğu bölgede Sakarya Nehri üzerinden geçip Yassıhüyük tarafına yöneldim.Bir savaşa adını veren Sakarya Nehri hakkında bilgi vererek Tarihi Milli Park içine yolculuğumuza devam edelim.
Sakarya Nehri: Kızılırmak ve Fırat nehirlerinden sonra Türkiye’nin üçüncü en uzun, Kuzeybatı Anadolu’nun ise en büyük akarsuyudur. Nehir, ismini Yunan Mitolojisi’ndeki nehir tanrısı Sangarius’dan almaktadır. Eskişehir’in çifteler ilçesi yakınlarından doğan Sakarya Nehri kolları ile birlikte toplam uzunluğu 824 km.’dir.
Yassıhüyük Gordion Müzesi.
Acaba 08:00’de açılır mı? niyeti ile Gordion müzesi önüne vardığımda 08:30’da açılacağını öğrendim.Belediye tarafından işletilse işi zorlar bir şekilde gezerdim ama bakanlık tarafından işletildiğinden erken gezme şansım yok.O yüzden bugün kültür gezisi yapamayacağım.2018 gezi bilgilerim ile yetinmek zorundayım.Ama ben yine de kısaca bilgi geçebilirim.
Gordion Müzesi: Ankara’nın Polatlı ilçesinin Yassıhüyük köyündedir. Müzede Kral Midas’ın tümülüsü bulunmakla birlikte Kral Midas’ın kafatası sonradan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürülmüştür. İskeletinin ise sonradan kaybolduğu iddia edilmektedir.
Çekirdeksiz.
Gordion Müzesi gezisi olmayınca yönümü Polatlı istikametine çevirdim.Yaklaşık 7 kilometre sonra Çekirdeksiz köyü girişindeydim.2018 yılındaki projem de hemen yanıbaşındaki ağaçlar altında bir gece konakladığım çeşmenin hala yerinde olması ve akması beni oldukça memnun etti.Çekirdeksiz köyü Duatepe’nin hemen yanında olması nedeniyle savaşı tüm yönleri ile görmüştür,dilerseniz Çekirdeksiz köyününün o zamanki durumunu öğrenelim.
Çekirdeksiz:Sakarya Meydan Muharebesinde yirmi beş haneli bu küçük köyden yalnız üç ev kalmıştır. Öteki evlerin hepsi yakılıp yıkılmıştır. Yunanlılar Dua Tepeden çekilirken, hayvan sürülerini götüremediklerinden onları da öldürmüşlerdir. Köyün her yeri yığın yığın hayvan leşleriyle dolmuştur.Burada yaşananlar savaştan sonra Yunan Mezalimi Araştırma Komitesi tarafından kayıt altına alınmıştır. Bu köyde yaşayan vatandaşlarımız. Yunan barbarlığı, zulmü, vahşeti karşısında kırık süngüsüyle, nasırlı elleriyle, kanıyla canıyla vatanlarını korumuşlardır.
Basrikale Tepe Mevzileri.
Çekirdeksiz’den Üçpınar tarafına yol almaya devam ettim,Duatepe’nin doğu tarafına geçtiğimde savaşın izlerini taşıyan bölgeye de ulaşmış oldum,Basrikale Tepe Mevzileri.Dün buraya yağmur fazlaca yağmış olmalı ki,yol bayağı çamur.Yine de savaşın izlerini taşıyan bu bölgeye gitmeye kararlıyım.
Basrikale Tepe Mevzileri:31 Ağustos 1921’de Kartaltepe düşman eline geçince Dua Tepedeki birliklerimiz çevrilme tehdidi karşısında Basrikale Tepeye çekildiler.Bu önemli arazi parçasını vermemek ve Polatlı istasyon bölgesini korumak için defalarca süngü süngüye muharebeler yaşandı.Kahraman mürettep grup ve 38 inci alayın anısına, bu birliğin mevzileri aslına uygun olarak Topçu ve Füze Okulu Komutanlığı tarafından Ağustos 2007 tarihinde yeniden iki hat şeklinde inşa edilmiştir.
Basrikale Tepe Mevzilerine benim ikinci gelişim.2020 yılında Ferdi Kızıl ile yaptığımız Zafere Giden Yol projesinde mevzilere Basri köyünden gelmiş ve Duatepe’ye geçmiştik.Ben bu sefer Duatepe tarafından gelip ön cephedeki mevzileri çamura aldırmadan gezdim,gördüm ve şimdi Duatepe’ye gitme zamanı.
Duatepe.
Basrikale Tepe Mevzilerinden tekrar yola indim ve sonra Duatepe’ye tırmanmaya başladım.Bugün günlerden pazar olduğundan ziyaretçi sayısı fazla,otobüsler sürekli giriş çıkış yapıyor.Ben kendi açımdan düşünerek inşallah fazla kalabalık değildir de kaliteli ve güzel bir ziyaret yaparım düşüncesi ile Duatepe’ye çıktım.Duatepe’de ilk durağım Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Sakarya ovasını dürbünle izlediği heykeli oldu.Günün ilk görselini burada alıp,nefeslenip Duatepe gezime başladım.
Duatepe Anıtı: Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası sayılan Sakarya Meydan Savaşı’nın yapıldığı son savunma hattı üzerindeki Gazi Tepe, Türbe Tepe ve Mangal Dağı’nın ağaçlandırılmasıyla yapılmıştır. Duatepe’de Ekim 1999 tarihinde çalışmalar başlamış ve 20 bin ağaç dikilmiş ve anıt tamamlanarak 12 Eylül 2000 tarihinde açılmıştır. Polatlı, Duatepe Anıtı otopark, bağlantı yolu, yürüme yolu, tören alanı ve anıt olmak üzere beş kısımdan oluşur. Anıt duvarlarında Duaepe’deki 81 şehidin pirinç harflerle yazılmış bilgileri yer alır. Anıtın ve heykellerin yaratıcısı Devlet Sanatçısı heykeltıraş Metin Yurdanur’dur.
Duatepe’nin Önemi:Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Eylül 1921 tarihinde başlattığı taarruzla düşmandan geri alınan ilk tepedir. Duatepe düşmanın Ege Denizi’ne dökülünceye kadar kovalandığı, sonu aydınlık bir sürecin başlangıç noktasıdır.
Anıt simgesel olarak Anadolu halkının Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde coşkun bir ırmak gibi zafere ve uygarlığa koşma öyküsünü anlatır. Mustafa Kemal’in şahlanan atının üzerindeki figürü Türk Milleti’nin önderi olmaktan duyduğu gurur ve mutluluğu ifade eder. Geri planda yer alan Atatürk, İnönü ve Mareşal Fevzi Çakmak’ın heykelleri emir komuta birliğini, Halide Edip Adıvar’ın heykeli ise Türk kadınının Kurtuluş Savaşı’na katkısını anlatır. Atatürk ve yaverinin dürbünle ovayı izledikleri sahne ise biraz sonra kazanılacak olan zaferi ve ardından gelecek bağımsızlığı umutla bekleyen Türk Ulusu’nu ifade eder. Duatepe, Mustafa Kemal Paşa’nın Gazi Tepe’den attan düşmesi sonucu kaburga kemiklerinin kırılmasına rağmen görevini ısrarla sürdürdüğü ve bu nedenle Türk’ün azim ve kararlılığının simgesi olmuştur. Anıtta bulunan iki bayraktan biri 38’inci Alay’ın sancağını, diğeri ise Türk Bayrağı’nı ifade eder. Ayrıca Mustafa Kemal’in şahlanan atının üzerindeki figürü, bir çoğun en çok sevdiği oyuncağı ile oynarken yaşadığı mutluluğu ve heyecanı ifade eder. Kaynak:Türkiye Kültür Portalı.
Duatepe’ye tırmanırken kalabalık yüzünden istediğim gibi gezemem, video ve fotoğraf çekimlerim iyi olmaz düşüncesi Duatepe’ye varınca dağıldı.İki tur otobüsünün dönüşe geçmesi,bir otobüs üniversite öğrencisinin eğitim amaçlı orada olması, bir kaç ailenin ise kendi halinde olması beni etkilemedi.Duatepe gezim umduğumdan çok iyi geçti,arzuladığım gibi oldu.Duatepe Gezim sonunda anı fotoğrafı alıp Polatlı tarafına yöneldim.
Duatepe’den inip Üçpınar Polatlı İstikametine giderken Kartaltepe Mehmetçik Anıtı’nı fotoğrafladım,bu güne kadar gezmek hiç kısmet olmadı,bu gün olur mu bilemiyorum ama dönüşte gezmeyi planlıyoum.
Kartaltepe Mehmetçik Anıtı:Kartaltepe, karayolunun geçtiği İğciler boğazını kontrol eden ayrıca Duatepe ile birlikte Sakarya Nehri üzerindeki Beylikköprü bölgesinde bulunan geçit ve köprüleri kontrol eden stratejik bir konumdadır.Tepenin Savunması mürettep kolorduya bağlı 17. Tümen tarafında yapılmıştır. 31 Ağustos itibari ile düşman tarafından ele geçirilen Kartaltepe 12 Eylül’de yine mürettep kolorduya bağlı 1.Tümenin 3. ve 5. Alaylarının yaptığı yoğun taarruzlarla geri alınmıştır.Sakarya Zaferi Mehmetçik Anıtı Polatlı ilçesinin 6 km batısında E–90 karayolu kenarında Kartaltepe’de yer almaktadır. Mehmetçik Anıtı 22 metre heykel, 18 metre kaidesiyle toplam 40 metre yüksekliğinde inşa edilmiş ve 6 Ağustos 2008 tarihinde açılmıştır.Müze ve Anıt Türk İstiklal Savaşının önemli bir aşamasını oluşturan Sakarya Savaşı’nın kendine ait bölümünü genç kuşaklara anlatacak ve özgürlük ve bağımsızlığın önemini zihinlerde taze tutacak bir eser olarak tasarlanmıştır.Kaynak:Türkiye Kültür Portalı.
Polatlı: Ankara ilinin batı kesiminde, Eskişehir- Ankara Devlet Yolu üzerinde Ankara’ya en yakın ilçedir.Sakarya Meydan Muharebesi Türk Milletinin maddi ve manevi bütün varlığı ile katıldığı, topyekün harp prensiplerine uygun olarak yapılmış bir muharebedir. Kaynak; Polatlı Kaymakamlığı.
Sakarya Merkez Şehitliği.
Polatlı merkeze gelince ilk ziyaret yerim Sakarya Şehitliği oldu, tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun, Allah rahmet eylesin.Sakarya Şehitliği anlatımı ile Şehitlik bilgilerimizi tazelemek isterim.
Sakarya Merkez Şehitliği;Sakarya Meydan Muharebesinde 6137 Şehit,17307 yaralı olmak üzere 23.344 zaiyat vermişiz.Sakarya Merkez Şehitliğinde bulunan Anıt, Ulusun ve Türk istiklal mücadelesinin yönünü değiştiren Sakarya Meydan muharebesi Zaferinin kazanılmasını sağlayan aziz şehitlerimizin hatırasına uygun olarak 1932 yılında tamamlanmıştır. 1932-1961 yılları arasında Şehitliğe, Polatlı Topçu Okulu tarafından Polatlı civarındaki köyler ve Karatepe’de bulunan 140 şehidimizin naaşının nakledilmesiyle 1961 yılında açılışı yapılmıştır.Kaynak:T.C Tarım ve Orman Bakanlığı 9. Bölge Müdürlüğü.
Sakarya Şehitleri ve Zafer Anıtı.
Polatlı merkezde ikinci ziyaret yerim Sakarya Şehitliği’ne çok yakın mesafede olan Sakarya Şehitleri Zafer Anıtı oldu.420 basamaktan oluşan Zafer Anıtını önce bir tanıyalım, sonra gezeriz.
Sakarya Şehitleri ve Zafer Anıtı:Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı 14 Bölümünden oluşmaktadır. Bu Bölümlerden biri olan Polatlı Merkez Bölümü 365 Dekar alana sahiptir. Ankara iline 80 km. uzaklık da bulunan Polatlı Merkez bölümünde Türk silahlı kuvvetleri tarafından yapılan Zafer Anıtı ve Sakarya Merkez Şehitliği mevcuttur.Sakarya Şehitleri Zafer Anıtı Polatlı sınırları içerisinde Şehitler kaşı tepede bulunmaktadır. Anıtın yapım çalışmalarına zaferin 50. yıl dönümü olan 13 Eylül 1971 tarihinde başlanmış ve Cumhuriyetin 50. yılı 28 ekim 1973 tarihinde törenle ziyarete açılmıştır.
Anıt 915 rakımlı noktadan başlar, 970 rakıma kadar yükselerek devam eder. Anıta merdivenlerin başladığı yerden girilir. Anıt gövdesinde başlangıçtan itibaren daralan merdivenli yol Sakarya zaferinin hangi koşullarda kazanıldığını gösterir. 420 basamaktan oluşan bu yolda 42 çift sütun bulunmaktadır. Sütunlar Türk ordusunun Sakarya Meydan Muharebesinde yaşadığı gece ve gündüzlerin işaretidir.Zafer sembolü heykeller grubunda yer alan kadın, asker ve küçük bir çocuktan oluşan heykeller ise zamanla olgunlaşan milli şuurun ve gittikçe yükselen milli gücün simgesidir.Anıt içerisinde Sakarya zaferinin kazanan başta Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’nün büstleri ile zafere imzalarını koyan Alaydan Kolorduya kadar birlikleri komuta etmiş komutanlarımızın isimlerinin yazdığı sütunların bulunduğu müze bulunmaktadır.Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Park Müdürlüğü idari binası da yine alan içerisinde bulunmaktadır.Kaynak:T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı 9.Bölge Müdürlüğü
Beylikköprü’den hareket,Basrikale Tepe Mevzileri gezisi,Duatepe Gezisi,Sakarya Şehitliği,Sakarya Şehitleri Zafer Anıtı gezileri derken saat 14:00 olmuş bile.Polat’lı merkezde gezeceğim yerler bitti,şimdi Karargaha gitme vakti.
Tüm gezileri tamamladım vakit öğleyi geçti ve sabah kahvaltısı ile duruyorum.Polatlı merkezden ayrılmadan önce yemeğimi yedim.Saate baktığımda 15:00’e geliyor.Günün son ziyaret yeri Alagöz Karargah Müzesi olacak,oranın kapanış saati 17:00.Dünkü süratli yol alışım aklıma gelince son dakikada yetişebilirim umudu içimde yeşerdi ve hızlıca yol almaya başladım.
Alagöz’de konaklamayı da düşündüğümden Temelli’de 5 dakika gibi kısa bir alışveriş molası verdim ama rüzgar ve zaman galiba benden yana değil!!!!
Alagöz’e Varış.
Polatlı-Alagöz arası 38 kilometre, bu 38 kilometre boyunca pedala çok bastım ama maalesef umut ettiğim zaman da Alagöz’e ulaşamadım.Ben Alagöz Karargah Müzesi önüne vardığımda saatim 18:15’i gösteriyordu,yine de bir umut köyde olduğunu bildiğim görevliyi telefon ile aradım.”17:00’de kapattıklarını açamayacağını, kameralardan izlediklerini” söyledi.İkna çabalarım, yalvarmalarım para etmedi,maalesef Karargah Müzesini gezemedim, yarında gezemeyeceğim çünkü Pazartesi günleri tamamen kapalı.
Alagöz Karargah Müzesi.
Bir saatlik zaman kaybı bana çok şeylere mal oldu,2020 yılında Ferdi ile gediğimizde korona tedbirleri yüzünden de gezememiştik.2018 yılında ise sabırlı bekleyiş ile ertesi günü ancak gezebildiğim müzenin iç fotoğraflarını buraya koyarak Alagöz Karargah Müzesi hakkında bilgi vermek isterim.
Alagöz Karargah Müzesi – Ankara :Sakarya Savaşı’nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz köyünü cephe karargâhı olarak seçmiştir. Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa’ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır. Bu bina aynı zamanda Atatürk’ün ölümsüz eseri Nutuk’ta “12 Ağustos 1920 günü Erkan-ı Harbiye Umumi Reisi Fevzi Çakmak Paşa hazretleriyle beraber Polatlı ilçesinde cephe karargâhına gittim.” şeklindeki notu yazdığı yerdir.Atatürk, 23 Ağustos’tan 13 Eylül 1921 tarihine kadar 22 gün 22 gece aralıksız devam eden savaşın büyük bir bölümünü bu binadan idare etmiş, bütün planlarını burada hazırlamış, tarihî kararlarını burada vermiştir.Sakarya Savaşı’nın bitiminde bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır. 1965 yılında varisleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. 1967 yılında, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğü’ne devredilen binanın restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiştir. Alagöz Karargâh Müzesi’nin 10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış, alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır.Bina iki katlıdır. Giysi odası, kitaplık ve hatıra eşya odası, zabitan yemek odası, mutfak, muhabere odası, başkumandanlık odası, kurmay heyeti odası, dinlenme odası, yaverler odası, Atatürk’ün yatak odası, Atatürk’ün yemek odası ve hizmet eri odası olmak üzere 12 odadan oluşmaktadır.Müze, Anıtkabir Komutanlığı’na bağlı olarak faaliyet göstermektedir.Kaynak: Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Alagöz Kamp Hazırlığı.
Alagöz Karargah Müzesi gezi hayalim gerçekleşmedi ama ben bu geceyi burada geçireceğim.O yüzden ön hazırlıklara başladım.Karargah Müzesi caminin hemen karşısında, caminin kameriyesine yerleştim.Bu yerleşme caminin bahçesinde bulunan çeşmeden duş almak içindi ve gereğini yaptım,günlük duşumu aldım, gece kıyafetlerine girdim.Akşam yemeğimi hafif yollu yine kameriyede yedim. Şimdi sırada çadır yerim var,Karargah Müzesinin karşısında bulunan kültür merkezi ve muhtarlığın bulunduğu bina önüne çadırımı kurdum.Bu gece Alagöz’de Atamın Sakarya Meydan Muharebesi’ni yönettiği Karargah Müzesi önünde kalacağım.
Alagöz Kampı.
Bugün Sakarya Meydan Muharebesi alanlarındayım. Mustafa Kemal Atatürk 23 Ağustos’tan 13 Eylül 1921 tarihine kadar 22 gün 22 gece aralıksız devam eden savaşın büyük bir bölümünü bu binadan idare etmiş, bütün planlarını burada hazırlamış, tarihi kararlarını burada vermiştir.İşte ben bu binanın önünde geceleyeceğim.Her projenin anlam ifade eden bazı unsurları vardır,işte onlardan birine bu gece tanıklık ediyorsunuz.Güzel, anlamlı bir gün oldu,yoruldum ama huzurluyum.Yarın daha da yorucu bir gün beni bekliyor.Bu gece Alagöz Karargahının ışıkları sabaha kadar çadırımı aydınlatacak.Sabah muharebe alanlarına doğru yol almaya devam edeceğim.
5 nci Gün 09 Haziran 2024 Beylikköprü-Basrikale Mevzileri-Duatepe-Polatlı-Temelli-Alagöz:84 KM
Discussion about this post