Madem Karaburun Yarımadası’nı geziyoruz,Yarımadayı tanıtarak güne başlayalım istedim.Şu anda yarımadanın kuzeybatı bölümündeki Küçükbahçe sahilindeyim geceyi burada geçirdim.Güne de buradan başlayıp Yarımadanın kuzey bölümüne gidip sıra sıra köyleri görüp Karaburun,Mordoğan üzeri Balıklıova’ya kadar gideceğim.
Bugün kü planım bu yönde.
Karaburun Yarımadası:Anadolu Yarımadası’nın batısının büyük bir bölümünü oluşturan Ege Bölgesi’nin Ege Denizi’ne doğru uzanan ve en çıkıntı yapan kara parçası olan Urla Yarımadası’nın kuzey bölümünü oluşturur. İzmir’in batısında kuzey-güney doğrultusunda bir yarımadadır.Yarımada genelde oldukça engebeli bir yeryüzü yapısına sahiptir. Orta bölümünde kuzey-güney istikametinde uzanan Bozdağ kütlesi, yarımadanın en yüksek kesimini oluşturur.
4 ncü Gün 06 Mart 2025 Küçükbahçe-Sarpıncık-Karaburun-Mordoğan-Balıklıova:
Güne Küçükbahçe sahilden başladım,sabah ezanı vakti uyanıp kahvaltımı yaptım,çadırımı toparladım ve yola çıkmaya hazırım.Geceyi geçirdiğim Küçükbahçe sahilde kamp yeri veda fotoğrafı alıp yola çıkacağım ama Küçükbahçe’yi bir daha hatırlayalım istedim.
Küçükbahçe:Yarımadanın Ege Denizi’ne dönük yüzünde bulunan bir köydür. Henüz sayfiyecilerin tam anlamıyla keşfetmediği bölge beton yapılaşmalardan uzak doğa ile içi içe bir Anadolu köyü görünümündedir.Güneye giden sahil yolunda Ildır’ı ve Çeşme’ye, kuzey giden yol ile Karaburun’a bağlanır.Yakınlarında bulunan 1212 metre rakımlı Akdağ, dağcılık ve kampçılık için idealdir.Bölge ayrıca av üretim sahasıdır. Beldenin başlıca geçim kaynağı mandalin, zeytin, enginar üretimi ve balıkçılıktır.Küçükbahçe Osmanlı döneminde Rum korsanların tehditleri nedeniyle iç kesimlerde, bir tepenin yamacında kurulmuştur. 1970’li yıllarda meydana gelen depremin ardından evlerin çoğu yıkılmış ve daha sonra yapılan evler sahile yakın yerlere inşa edilmiştir. Burada Denizgiren adı verilen yerleşim yeri oluşmuştur.Küçükbahçe’de yaklaşık 750 kişi yaşamaktadır. 2 kilometrelik sahil şeridinin güzelliği nedeniyle bölgede yaz nüfusu artmaktadır.Kaynak:Karaburun Belediyesi
Sahilden Küçükbahçe köy içerisine girip mandalina bahçeleri arasından Salman istikametine yol almaya başladım. Mandalina bahçelerinin serinliği içimi dondurdu,bu vaziyette Salman istikametine doğru yol aldım.
Denizgiren bölgesindeki Salman camisine kadar bu şekilde geldim.Caminin bulunduğu bölgeden itibaren tırmanış başlayacağından soyunma işlemine başladım.Geçen yıl yağmur nedeniyle burada 2 saat zorunlu bekleyiş yapmıştım.Bu sefer keyiften bekleyiş yapacağım.Caminin ön tarafındaki masalarda otururken kahveci aga kahve mi yapıp yanıma kadar getirdi,karşılıklı biraz lafladık.
Sonra o işine ben yoluma.
Bu kadar kahve molası yeter deyip çıktım yola.Yola çıkar çıkmaz hafif hafif tırmanış başladı,hemde rüzgara karşı.Karaburun Yarımadası burası, rüzgarı eksik olmaz poyraz bugün bayağı sert ve soğuk esiyor.Böyle hafif yollu tırmanarak Salman Camisinden Salman merkez köye 6 kilometrelik bir tırmanış ile vardım.
Salman:İlçe merkezine 24 kilometre uzaklıkta, denizden 150 metre yükseklikte 119 nüfuslu tarihi bir köydür.Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Keçi yetiştiriciliği gelişmiştir.Kaynak:Karaburun Belediyesi
Salman köyünden sonrada rüzgara karşı tırmanışım devam etti.Salman-Parlak arası 3 kilometre,Parlak köyü çıkışında rüzgar almayan bölgede kısa bir mola verip hem dinlendim, hem de bir şeyler atıştırdım.
Parlak Köyü: Boynak köyü olarak da bilinir,rakımı 230’dur. Köyün binaları genelde taş evlerdir. Köy, 5 kilometre ötede sahil kesimindeki koyu Badembükü ile ünlüdür.Pansiyonculuğun gelişmeye başladığı köyün mutfağında güveçte kuzu kapama, yoğurtlu katmer, lor böreği, patlıcan böreği, enginar dolması, kabak çiçeği dolması, fava, lor tatlısı, sündürme gibi yemek ve tatlılar ün yapmıştır.Parlak köyü yakınlarında ayrıca keklik üreme sahası da bulunmaktadır. Kaynak:Karaburun Belediyesi
Hüznün,sessizliğin,terk edilmişliğin hüküm sürdüğü Sazak Köyündeyim.Fazla söze gerek kalmadan Sazak köyünü dilerseniz hatırlayalım
Sazak Köyü:Parlak köyü sınırları içinde kalan Sazak Köyü, eşsiz manzarasıyla büyüleyici bir atmosfere sahip. Oldukça büyük bir köy olan Sazak Köyü’nde sizi önce Ege Denizi’nden esen rüzgarın sesi karşılar. Hemen karşısında ise Sakız Adası vardır.Sazak Köyü’nde eskiden 120 hane bulunurmuş. Bu 120 hanenin 100’ü Rumlara, 20’si Türklere aitmiş. Rumların ve Türklerin barış içinde yaşamını sürdürdüğü nadide köylerden biriymiş Sazak. Bunun en güzel örneği köyün içerisinde bulunan kilise ve cami kalıntılarıdır. Sazak Köyü terk edilmeden önce Razaki üzümü, şarabı ve pekmezi ile ünlüymüş. 1923 yılında, Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan nüfus mübadelesi ile Rumlar köyden ayrılmış. Köyde önce göç edenlerin arkalarında bıraktığı ev eşyaları sonra ise evlerin kapıları, pencereleri, kiremitleri, taşları yağmalanmış ve define avcıları tarafından talan edilmiş.Bölgede yaşanan depremlerden de olumsuz etkilenen bu güzel köy, günümüzde harabe görüntüsü almış.
Sazak Köyü, bugüne kadar pek çok sanatsal etkinliğe imza attı. Bu etkinliklerden en fazla ses getireni ise İranlı def sanatçısı Sami Hosseini öncülüğünde kurulan ünlü ritm topluluğu Ahura’nın “Gafil Gezme Şaşkın” parçasına çekilen klip olmuştur.Kaynak:maikonak.com
Sazak köyü sonrası tırmanışım yine rüzgara karşı devam etti.Karaburun Yarımadasındayım ve buranın rüzgarı hiç eksik olmaz.Bu bölgede en fazla 430 rakıma kadar çıkıp aşağıya doğru sarkıldığımda hemen altımda 300 rakımda Sarpıncık belirdi.Buradan muhteşem bir görüntüye sahip.
Sarpıncık:1800’lü yıllarda kurulan Sarpıncık Köyü, Karaburun Yarımadasının batısında yer alır. Karaburun ilçe merkezine uzaklığı 12 kilometredir. 45 haneli köyde 259 kişi yaşamaktadır. Köy halkı geçimini hayvancılık ve zeytincilikle sağlar.Köyün sahilinde kurulu olan ve toprak yol ile ulaşılan Sarpıncık Feneri, ilginç görünümü ile hem fotoğraf sanatçıları hem de trekking yürüyüşçüleri için görülmesi ve gidilmesi gereken yerlerden biridir. 1938 yılında inşa edilen fenerin çevresindeki, Ege Denizi’ne hakim yamaçlarda günbatımını izlemek ise bir ayrıcalıktır.Kaynak:Karaburun Belediyesi
İzmir’in köylerini,köylülerini seviyorum,hemen hemen tüm köylerde Atatürk büstü var.Sarpıncık köy meydanında da Atatürk büstü var,önce hatıra fotoğrafı çektim sonra çeşme başına geçip sularımı tamamladım.Tırmanırken terlemiştim çeşme başındaki banklarda terli olanlarla kuru olanlar yer değiştirdi.Malum daha iniş devam edecek.
Sarpıncık sonrası yine rüzgara karşı inişim devam etti ve şu anda 180 rakımdaki Hasseki’deyim.Bakalım Hasseki nasıl bir yermiş.
Hasseki:Karaburun ilçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta bulunan 91 nüfuslu Hasseki yarımadanın bilinen en eski köylerinden biridir. Geçmişteki adı Hisarseki’dir. Kayıtlara göre Türk ve Rum halklarının birlikte yaşadığı ve o yıllarda Türkler’in çoğunluğu oluşturduğu nüfuslu göçlerle azalmıştır.Köyün ana geçim kaynağı zeytincilik ve hayvancılıktır. Denize kıyısı olması nedeniyle bölgede dalyan balıkçılığı da yapılıyor.Kaynak:Karaburun Belediyesi.
Küçükbahçe-Yeniliman arası 22 kilometre.Bu 22 kilometrelik rotada rüzgara karşı Sarpıncık rampasını tırmandım ve tekrar rüzgara karşı Yeniliman’a kadar iniş yaptım.Sıfırdan başla 430 rakıma çık ve tekrar sıfıra in.Bu arada vakit öğle oldu,karnım aç, rüzgarı olmayan Yeniliman’da molayı uzun tutmalı.
Yeniliman’a varmam ile beraber rüzgar azaldı,hatta hiç kalmadı.Yeniliman Karaburun arası 9 kilometre kadar ve muhteşem bir güzelliğe sahip, tabii benim açımdan.Karaburun’a çabuk vardım diyebilirim.
Çabuk vardığım Karaburun’da girişte bulunan marketten ufak çaplı alışveriş yaptım.Ben heybeme malzemelerimi yerleştirirken sizde liman manzarası eşliğinde Karaburun nasıl bir yerdir hele bir bakın.
Karaburun:İzmir ilinin bir ilçesidir,ilçenin güneyinde Urla ilçesi, batısında, kuzeyinde ve doğusunda Ege Denizi bulunmaktadır. Karaburun Yarımadası‘nda bulunan ilçe, nüfus bakımından ilin en küçük ilçesidir.Karaburun ilçe merkezi Kaza, İskele, Burgaz Arkası ve Bodrum olarak 4 ana kısma ayrılmıştır. İskele kazanın balıkçı barınağının bulunduğu yerdir.
Karaburun’u severim, sevdiğimden de her yıl buralara tur yaparım,güzel ve cazip bir bölge burası.Güzel olmayanını söyleyeyim,Karaburun’dan Mordoğan istikametine gidişte Karaburun çıkışındaki Saipler rampası,burasını hiç sevmiyorum kardeşim.Sonrası ise gayet iyi.
Karaburun-Mordoğan arası 20 kilometre,bu kilometreleri gayet iyi aldım.İkindi vakti Mordoğan girişindeydim.Mordoğan’a varmadan önce Ardıç koyu var,oraya vardığımda Huysuz İhtiyar, Şerif Kılavuz Ağabeyimi tekrar tekrar andım.Şerif Ağabey son zamanlarda burayı mesken tutmuştu,Ardıç koyunda uzun soluklu kamp yapıyordu.Planımızda beraberde kamp yapmak vardı ama olmadı.Erken gittin be Huysuz İhtiyar.Şimdi senin anına ve adını yaşatmak için bu turu icra ediyorum.Ruhun şad olsun Şerif Ağabey.
Mordoğan;İzmir’e 80 km uzaklıkta 3 doğal plajı ile Karaburun’un önemli bölgelerinden biridir.Şehir merkezindeki Kocakum plajı,Ardıç plajı ve Ayıbalığı plajları vardır. Ayıbalığı plajı,Akdeniz foklarının üreme alanı olduğu için 2008 yılında doğal sit alanı ilan edilmiştir.
Mordoğan,hurma zeytinin yetiştirildiği tek bölgedir.Balıkçılık geçim kaynakları arasında ön sıradadır.Kaynak:www.visitizmir.org
İkindi vakti vardığım Mordoğan’da akşam ve sabah alışverişlerimi yaptım.Balıklıova sınırlarında kamp yapmayı planlıyorum ama kamp yerim Balıklıova’ya varmadan olacağından Mordoğan’ı ikmal noktası olarak belirledim.Tüm alışverişlerimi yaptıktan sonra Mordoğan’dan ayrılışım başladı.
Mordoğan çıkışına kadar ana yolda devam edip,Manal Koyu bölgesine geldiğimde eski yola saptım. Balıklıova’ya kadar bu sakin,sessiz ve güzel yolda yol alacağım.
Bu gece her zaman konakladığım manzara koyundaki manzara kafeterya bahçesinde kamp yapmayı planlıyordum ama orasını tel örgü ile çevirmişler, içeri giremedim.Bende çare tükenmez,yine manzara koyu ama farklı yer.Başka zamanlarda buraya gelen giden olurdu ama Ramazan ayındayız,gelen olmaz. Arazi içindeki büyük su kütlesini geçip zeytinlik içine akıp çadır kurma faaliyetini hızlıca yaptım.Bu gece Balıklıova’da Manzara Koyunda kalmaya devam.
Bugün diğer günlere nazaran biraz daha sert bir rota oldu ama sonuçta çok güzeldi.Küçükbahçe’den Balıklıova’ya kadar 64 kilometrelik güzel bir yolculuk oldu.Çadır kurma faaliyeti sonrası hava kararmadan yemek hazırlıklarına başladım.Sonrada yediklerimi hazmetmek için sahil de biraz yürüyüş iyi geldi.Artık soğuk hava ve fırtına yok ılık hava var,ben de bunu sonuna kadar değerlendirip deniz kenarındaki kamp yerimde radyoma yüklediğim sevdiğim şarkılarla geç vakte kadar oyalandım.Sonra tabii ki uyku vakti ama buraya kadar gelmiş iken Balıklıova’dan bahsetmek olmaz.
Balıklıova:İzmir ilinin Urla ilçesinde bulunan bir mahalle.Balıklıova’nın tarihteki ilk ismi Polikhne’dir. Şu anki ismi Polikne’den Türkçe’ye Balıklı ve Balıklıova olarak geçmiştir.Balıklıova,İzmir il merkezine 63, Urla ilçe merkezine 30 km mesafededir.Karaburun Yarımadası’nın en güney kısmında kurulu olan bir mahalledir. Sırtını dayamış olduğu Akdağ sebebi ile yazın da serin rüzgârlar alan mahalle, temiz deniz ve balık restoranlarıyla ün yapmıştır.
4 ncü Gün 06 Mart 2025 Küçükbahçe-Sarpıncık-Karaburun-Mordoğan-
Balıklıova:64 KM
HUYSUZ İHTİYAR ANISINA 03-07 MART 2025 (4.Gün Küçükbahçe-Sarpıncık-Karaburun-Mordoğan-Balıklıova
Discussion about this post